İniş Sırası Ve Sebepleri İle Kur'an-I Kerim Tercümesi - Niyazi Kahveci “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakıyla bilin! Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için. ” Mehmet Akif Ersoy Kur’an, anlaşılması için gönderilmiştir: “Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” Kamer, Kur’an’ı anlamak için Okumayanlara: “Kur’an, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar). ” Fusılet, 4. Anlamaları için Araplara Arapça indirilmiştir: “Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyetik ki, şehirlerin anası olan Meke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cenete, bir grup ise cehenemdedir. ” Şura, 7. “Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. Fusılet, 4. “(Ey Muhamed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. ” Duhan, Ahir Kelam Elmalılı Muhamed Hamdi Yazır Hoca’nın ifadesiyle derim ki, “Selâm Peygamber’e! Alah'ın rahmeti sana olsun ey Peygamber. Selâm ve esenlik, bizim ve Alah'ın salih kularına da olsun. Şahitlik ederim ki Alah'tan başka Tanrı yoktur. Ve yine şahitlik ederim ki Muhamed Alah'ın kulu ve peygamberidir. Rabimiz, duamızı kabul eyle! Beni, babamı, anamı, çocuklarımı, akrabalarımı ve bütün insanları, hesaba çekilecekleri o müthiş günde afeyle! Son duamız, “Hamd, O’na mahsustur. O’ndan geldik, yine O’na döneceğiz. ”.
İniş Sırası Ve Sebepleri İle Kur'an-I Kerim Tercümesi - Niyazi Kahveci “İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakıyla bilin! Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için. ” Mehmet Akif Ersoy Kur’an, anlaşılması için gönderilmiştir: “Andolsun biz, Kur’anı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” Kamer, Kur’an’ı anlamak için Okumayanlara: “Kur’an, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar). ” Fusılet, 4. Anlamaları için Araplara Arapça indirilmiştir: “Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyetik ki, şehirlerin anası olan Meke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cenete, bir grup ise cehenemdedir. ” Şura, 7. “Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. Fusılet, 4. “(Ey Muhamed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar. ” Duhan, Ahir Kelam Elmalılı Muhamed Hamdi Yazır Hoca’nın ifadesiyle derim ki, “Selâm Peygamber’e! Alah'ın rahmeti sana olsun ey Peygamber. Selâm ve esenlik, bizim ve Alah'ın salih kularına da olsun. Şahitlik ederim ki Alah'tan başka Tanrı yoktur. Ve yine şahitlik ederim ki Muhamed Alah'ın kulu ve peygamberidir. Rabimiz, duamızı kabul eyle! Beni, babamı, anamı, çocuklarımı, akrabalarımı ve bütün insanları, hesaba çekilecekleri o müthiş günde afeyle! Son duamız, “Hamd, O’na mahsustur. O’ndan geldik, yine O’na döneceğiz. ”.
Yazar:Sinemis Yayınları
Kitabımızın amacı, her eğitim tabakasındaki Türkçe okuyucunun Kuran-ı Kerimin anlamını, bizzat kendisinin doğrudan öğrenebilmesine ve algılamasına yardımcı olmaktır. Amacımıza katkısı şüphesiz düşüncesiyle bir başka ihtimal olarak, Kuranın oluşum sürecini gösteren surelerin iniş sırasını okuyucuya sunmaya çalıştık. Tercümemizde müesses klasik muteber tercümeyi, özellikle Elmalılı Muhammed Hamdi Yazırın Mealini esas aldık. Kendimiz, ayetlere yeni anlam vermedik, sadece günümüz Türkçesinde kullanılan en uygun kelimeler ve ifade kalıpları ile tercüme yapmaya çalıştık. Bir de, kelimelerin orijinal karşılıklarını verdik, kafalarımızda kurguladığımız anlamları yüklemeyerek Ona girdi yapmamaya dikkat ettik. Bu duruma en güzel örnek, mucize kelimesidir. Kuranda mucize kelimesi hiç geçmediği halde, delil anlamındaki ayet sözcüğü, diğer tercümelerde hep mucize olarak tercüme edilmiştir. Biz onu delil olarak tercüme ettik.
Şüphesiz hiçbir tercüme, aslının yerini tutmaz. Fakat müteaddit ayetlerde görüleceği üzere herkes, onu anlayabildiği kadarıyla sorumludur, çünkü Yüce Allah, hiç kimseyi gücünü aşan şeyle sorumlu tutmaz.
Prof. Dr. Niyazi Kahveci
SİNEMİS YAYINLARI
Derleyici: Prof. Dr. Niyazi Kahveci Yayın Tarihi ISBN Baskı Sayısı 1. Baskı Dil TÜRKÇE Sayfa Sayısı Cilt Tipi Karton Kapak Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı Boyut 12 x cm
Satın Al: seafoodplus.info=