no çeviri / İngilizce-Türkçe Sözlük - Çeviri - seafoodplus.info

No Çeviri

no çeviri

Bizim söylediğimiz şark&#x;lar düşünmek için tuhaf,

Gülümsemeler,çiçekler,her şey gitti

Dün senden başkas&#x;n&#x; buldum

Hatta şimdi sadece yanl&#x;ş hislerine bak&#x;yorum

Hepsini geri istiyorum demiştin,belirlenmiş bir şans

O zay&#x;fl&#x;ğ&#x;n bir zaman&#x;yd&#x; ve sen evet dedin

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,evine gitmeliydin

Her şey gitmeden önce iki kere düşünmeliydin

O sözü bilmiş olmal&#x;yd&#x;n

Ne yapt&#x;ysan bana onla geri dönecektin

Ve ben orada olmal&#x;yd&#x;m senin düşüncenin arkas&#x;nda

Kendime niçin yapt&#x;ğ&#x;m&#x; soruyor olmal&#x;yd&#x;m

Affetmek için ayaklar&#x;mda yalvar&#x;yor olmal&#x;yd&#x;n

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,bebeğim ve sen hala benim olabilirdin

Benim ağlamakta olduğumu görebilirsin

Ve bebeğim biliyorsun bütün doğru şeyler söylemek için

Ama sen inanmak için bekler misin

Her zaman ayn&#x; olabilirdik

Geçmişin geçmişte kalm&#x;şt&#x;r demiştin,bir şansa ihityac&#x;n var

O zay&#x;fl&#x;ğ&#x;n bir zaman&#x;yd&#x; ve sen evet dedin

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,evine gitmeliydin

Her şey gitmeden önce iki kere düşünmeliydin

O sözü bilmiş olmal&#x;yd&#x;n

Ne yapt&#x;ysan bana onla geri dönecektin

Ve ben orada olmal&#x;yd&#x;m senin düşüncenin arkas&#x;nda

Kendime niçin yapt&#x;ğ&#x;m&#x; soruyor olmal&#x;yd&#x;m

Affetmek için ayaklar&#x;mda yalvar&#x;yor olmal&#x;yd&#x;n

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,bebeğim ve sen hala benim olabilirdin

Gitmeden önce bu söylediğime direnemedim

O ona değer miydi?O buna değer miydi?

Hay&#x;r,hay&#x;r,hay&#x;r,hay&#x;r,hay&#x;r,hay&#x;r

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,evine gitmeliydin

Her şey gitmeden önce iki kere düşünmeliydin

O sözü bilmiş olmal&#x;yd&#x;n

Ne yapt&#x;ysan bana onla geri dönecektin

Ve ben orada olmal&#x;yd&#x;m senin düşüncenin arkas&#x;nda

Kendime niçin yapt&#x;ğ&#x;m&#x; soruyor olmal&#x;yd&#x;m

Affetmek için ayaklar&#x;mda yalvar&#x;yor olmal&#x;yd&#x;n

Hay&#x;r demiş olmal&#x;yd&#x;n,bebeğim ve sen hala benim olabilirdin.

Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Zarf hayır, yok, değil.
    Is it raining? No, it's snowing.
  2. Zarf (hayret ve şaşkınlık ifadesi olarak) deme! Allah aşkına! sahi mi?
    “I bought this car for $” “No!

    Could it really have been so cheap?”

  • Zarf (bir sıfattan önce anlamı ters çevirir).
    no longer: artık, bir daha.
    He no longer comes here:

    Artık buraya gelmiyor.
    I can go no farther: Daha öteye/uzağa gidemem.
    I want no more of it: Bu kadarı yeter, sözü uzatma.

  • Zarf (mukayese sıfatından önce) (hiç te) değil.
    He is no better: Hiç de daha iyi değil.
    No better

    than the other

    : Öbüründen hiç de daha iyi değil.
  • Sıfat hiç (bir), yok.
    no man = no one: hiç kimse.
    I have no idea: Hiçbir fikrim yok.
  • Sıfat (asla, kat'iyen, elbette) değil.
    He is no genius: Elbette dâhi değil.
    It is no distance:

    Uzak değil.
    It's no joke: Kolay iş değil, şakaya gelmez, bu işin şakası yok.

  • Sıfat olanaksız, imkânsız, mümkün değil.
    There's no knowing/saying/telling: Bilmek/söylemek olanaksızdır

    = Bilmeye/söylemeye imkân yoktur.
    There's no saying what will he do next: Bundan sonra ne yapacağını kimse bilemez.

  • Sıfat yasak, müsaade edilmez.
    no admittance= no entry: girilmez, girmek yasaktır.
    no parking:

    park yapmak yasak.
    no smoking: sigara içmek yasak.

  • İsim yok/hayır sözü/cevabı/kelimesi.
  • İsim red, inkâr, itiraz.
  • İsim (a) olumsuz oy, (b) olumsuz oy veren kimse.
    The noes have it: olumsuz oy verenler kazandı.
  • Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

    Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

    no-brainer

    üzerinde fazla düşünülmesi gerekmeyen şey İsim

    no advice

    bankanın emtiayı kabul eden taraftan ödeme için bir talimat ya da ödeme emri olmadığı için kambiyo senedini

    ödemeden iade ettiği hallerde

    no agents

    (emlak satışı , Br) aracı kabul edilmez

    no cure no pay clause

    kurtarma yok-ücret yok (kurtarma anlaşmalarına konulan bu koşul ile kurtarma başarılı olarak sonuçlandığı

    takdirde ücret ödeneceği anlamına gelir

    no dice

    yağma yok! olamaz! imkânsız! avucunu yala!.
    He asked for a raise, but it was no dice! NOT:
    dice

    sözcüğünün eski tekil şekli olan
    die artık İngilterede kullanılmamaktadır. Yalnız hâlâ “
    The die is cast: Artık karar verildi/Geri dönülemez/Ok yaydan çıktı/Olan oldu.” ifadesinde buna rastlanır.

    no dice

    olmaz, olmayacak, imkânsız.
    no doubt: kuşkusuz, şüphesiz.
    no end of talk: sonu gelmez lâf.


    no less than: en az.
    no man's land: sahipsiz arazi, tehlikeli bölge.
    no more: artık, bir daha, bundan sonra … yok.
    no nonsense: saçmalama, manasızlığın lüzumu yok.
    No sooner said than done: Söz ağızdan çıkar çıkmaz yapılır.
    no way: imkânsız, olanaksız.
    no whit: hiç, kat'iyen.
    no wonder: (a) pek tabiî, hiç garip değil, (b) tevekkeli değil.
    by no means: asla, kat'iyen hiç.
    in no time: hemen, derhal, ânında.
    in no wise: hiçbir suretle.

    no doubt

    kuşkusuz, şüphesiz, kesinlikle, kat'iyetle, kesin/kat'î surette, hiç şüphe yok (ki), elbette.
    The

    court will no doubt deal severely with the criminals.

    Zarf

    no doubt

    zannederim, herhalde, eminim ki. Zarf

    no funds

    (banka) kasada mevcut para bulunmama

    no go

    nafile, beyhude, ümitsiz, çaresiz.
    It's no go: your plan won't ever get off the ground: Nafile

    uğraşma, bu plân yürümez.
    go-no-go gage: tolerans dışı olanları reddeden düzen.

    no good

    beyhude, yararsız, faydasız, gereksiz, lüzumsuz.
    It's no good talking to him, because he never listens.

    A car's not much good to me, I can't drive.

    no host

    servis yapan barmenin bulunmadığı bar

    no house

    (parlamento) nisap olmamak Fiil

    no load

    (hisseler) komisyonsuz satılan

    no market

    teklif edilen rizikoların mevcut piyasalarda plase edilemediğini belirten simsar deyimi

    no matter

    (a) önemsiz, önemi yok, farketmez, önemli/mühim değil, zararı yok, aldırma, boş ver.
    I wanted to see

    him before he left, but it's no matter

    : Gitmeden önce onu görmek istiyordum, fakat önemi yok.
    It's no laughing matter: İşin şakası yok, şakaya gelmez. (b)
    no matter what: ne olursa olsun, her ne pahasına olursa olsun, ne yapıp yapıp, hiçbir.
    No matter how difficult: Ne kadar güç olursa olsun.
    No matter what the excuse, you must not be late: Hiçbir şekilde (mazeretiniz ne olursa olsun) geç kalmamalısınız.
    They're going to win, no matter what: Her ne pahasına olursa olsun (ne yapıp yapıp) kazanacaklar.

    no one

    hiç kimse.
    no one is home: evde hiç kimse yok. Zamir

    no orders

    (Br) bankanın emtiayı kabul eden taraftan ödeme için bir talimatı ya da ödeme emri olmadığı için kambiyo

    senedini ödemeden iade ettiği hallerde ikamet

    no place

    nowhereile ayni anlama gelir. hiçbir sonuca/amaca/neticeye. That kind of talk will get you

    nowhere

    : O tarzda konuşmak seni hiçbir sonuca ulaştırmaz.

    no soap

    imkânsız, olamaz, olanaksız, boş, verimsiz, faydasız.
    He wanted me to vote for him, but I told him no soap!

    no sweat

    çok kolay, işten bile değil, mesele yok, vız gelir.

    no way

    asla, hiç, kat'iyen, kesinlikle, hiçbir veçhile, imkânı yok. Zarf

    no way

    imkânı yok, dünyada olmaz, çaresiz, asla, kat'iyen.

    no win

    başarının mümkün olmadığı bir durum ile ilgili

    no wonder

    tevekkeli/boşuna değil, hayret edilmez, pek tabiî.
    No wonder he resigned: İstifa etmesi boşuna değil.

    no.

    = numara.
    no. 10 = on numara.

    Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

    Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

    1. Nobelyum elementinin sembolü
     
    Meet you downstairs in the bar and hurtKarşılaştık barın alt katında ve acıttıMiit yu davnsıteyrz in dı bar end hörtYour rolled up sleeves in your skull T-shirtKurukafa tişörtündeki kıvrılmış kollarınYor rollıd ap sıliivz in yor sıkal tiişörtYou say "what did you do it with him today?"Ve dedin ki “bugün onunla ne yaptın?”Yu sey “vat did yu du it vit him tudey?”And sniffed me out like I was TanquerayVe Tanqueray (bir çeşit içki) mişim gibi beni kokladınEnd sınifft mi aut layk ay vaz TankureyCause you're my fella, my guyÇünkü sen benimsin, benim erkeğimsinKauz yu’ar may fella, may gayHand me your Stella and flyBana Stella'nı ver ve uçHend mi yor Sıtella end fılayBy the time I'm out the doorBen kapıdan çıkıp gidene kadarBat dı taym ay’em aut dı doorYou tear me down like Roger MooreBeni kırdın Roger Moore gibiYu tiır mi davn layk Rogır MoorI cheated myselfKendimi kandırdımAy çiitıt mayselfLike I knew I wouldOlmayacağını bildiğim haldeLayk ay niv ay vuultI told you I was troubleSana belalı olduğumu söyledimAy told yu ay vas tırabılYou know that I'm no goodİyi olmadığımı biliyorsunYu nov det ay’em no guudUpstairs in bed with my ex-boyÜst katta yatakta eski erkek arkadaşımlayımApsıteyrz in bed vit may eks-boyHe's in a place, but I can't get joyOnun keyfi yerinde ama ben tadını çıkartamıyorumHe’iz in a pıleyz, bat ay kent get coyThinking on you in the final throesSon sancılarda seni düşünüyorumTinkin on yu i dı faynıl tıroezThis is when my buzzer goesUyarıcım gittiğinde oluyor buDiz iz ven may bazzır goezRun out to meet your chips and pitaSeninle buluşmak için çıktım, patates kızartması ve pide yemeğeRan aut tu miit yor çips end pitaYou say when "we're married"Dedin ki "Evlendiğimizde"Yu sey ven “we’ar merriyıt”Cause you're not bitterÇünkü sen sert değilsinKauz yu’ar nat bittırThere'll be none of him no moreOndan geriye hiçbir şey kalmayacakDer’ll bi nan of him no morI cried for you on the kitchen floorMutfakta yerde senin için ağladımAy kırayt for yu on dı kiçın fılorI cheated myselfKendimi kandırdımAy çiitıt mayselfLike I knew I wouldOlmayacağını bildiğim haldeLayk ay niv ay vuultI told you I was troubleSana belalı olduğumu söyledimAy told yu ay vas tırabılYou know that I'm no goodİyi olmadığımı biliyorsunYu nov det ay’em no guudSweet reunion, Jamaica and SpainTatlı bir yeniden bir araya geliş, Jamaika ve İspanya'daSıviit reyunyın, Cameyka end SıpeynWe're like how we were againYine birlikte gibiydikVi’ar layk hav vi ver agenI'm in the tub, you on the seatBen küvette, sen koltuktaAy’em in dı tab, yu on dı siıtLick your lips as I soak my feetBen ayaklarımı ıslatırken dudaklarını yalaLik yor lips ez ay sook may fiitThen you notice little carpet burnSonra küçük halıdaki yanığı farkettinDen yu notis litıl karpıt börnMy stomach drop and my guts churnMidemde kramplar, içimde çarpıntıMay sıtomek dırop end mya gats çörnYou shrug and it's the worstOmuz silktin ve bu en kötüsüydüYu şırag end itz dı vörstWho truly stuck the knife in firstKim gerçekten ilk bıçağı sapladıVu turuli sıtak dı nayf in förstI cheated myselfKendimi kandırdımAy çiitıt mayselfLike I knew I wouldOlmayacağını bildiğim haldeLayk ay niv ay vuultI told you I was troubleSana belalı olduğumu söyledimAy told yu ay vas tırabılYou know that I'm no goodİyi olmadığımı biliyorsunYu nov det ay’em no guudI cheated myselfKendimi kandırdımAy çiitıt mayselfLike I knew I wouldOlmayacağını bildiğim haldeLayk ay niv ay vuultI told you I was troubledSana belalı olduğumu söyledimAy told yu ay vas tırabılYeah, you know that I'm no goodİyi olmadığımı biliyorsunYu nov det ay’em no guud

    Meghan Trainor &#; No İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

    I think it’s so cute and I think it’s so sweet
    – Çok hoş bence ve çok tatlı olduğunu düşünüyorum
    How you let your friends encourage you to try and talk to me
    – İzin arkadaşlarına ne kadar denemek ve benimle konuşmak teşvik
    But let me stop you there, oh, before you speak
    – Konuşmadan önce ama orada Durdur beni, oh hadi,


    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır
    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek


    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır
    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır


    First you gonna say you ain’t runnin’ game, thinkin’ I’m believing every word
    &#; İlk kaçmıyor herkelimesine inanıyorum oyunu düşünüp 
    değilsin‘ diyeceksin
    Call me beautiful, so original, telling me I’m not like other girls
    – Çok güzel, çok orijinal, diğer kızlar gibi değilim bana beni ara
    I was in my zone before you came along, now I’m thinking maybe you should go
    – Sen yokken burası benim bölgem ben, şimdi düşünüyorum da, belki de gitmelisin
    Blah, blah, blah, blah
    – Bla, bla, bla, bla
    I be like nah to the I, to the no, no, no
    – Ben hayır, hayır, hayır, hayır ben


    All my ladies listen up
    – Tüm bayanlar bir dinleyin
    If that boy ain’t giving up
    – O çocuk PES değilse
    Lick your lips and swing your hips
    – Dudaklar ve kalça salıncak
    Girl all you gotta say is
    – Söyle kız var


    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır
    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır


    Thank you in advance, I don’t wanna dance (nope)
    – Şimdiden teşekkür ederim, ben dans etmek istiyorum (hayır)yok
    I don’t need your hands all over me
    – Ben senin ellerini üzerimde ihtiyacım yok
    If I want a man, then I’mma get a man
    – Eğer bir adam istiyorsanız, o zaman bir adam söyleyeceğim
    But it’s never my priority
    – Ama hiçbir zaman önceliğim olacak
    I was in my zone, before you came along, don’t want you to take this personal
    – Sen yokken burası benim bölgem ben, bunu kişisel almak istemiyorum
    Blah, blah, blah, I be like nah to the ah to the, no, no, no
    – Bla, bla, bla, için için ah hayır gibi ben, hayır, hayır, hayırİLGİLİ DİĞER YAZILAR


    All my ladies listen up (all my ladies)
    – Tüm bayanlar (tüm bayanlar)dinle
    If that boy ain’t giving up (ain’t giving up)
    – Eğer o çocuk PES değilse (PES değil)
    Lick your lips and swing your hips
    – Dudaklar ve kalça salıncak
    Girl all you gotta say is
    – Söyle kız var


    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır
    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır


    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    (Nah to the ah to the, no, no, no)
    – (Ah etmek için hayır, hayır, hayır, hayır)
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    (Nah to the ah to the, no, no, no)
    – (Ah etmek için hayır, hayır, hayır, hayır)


    All my ladies listen up (say, all my ladies)
    – Tüm bayanlar (tüm bayanlar)dinle
    If that boy ain’t giving up (ain’t giving up)
    – Eğer o çocuk PES değilse (PES değil)
    Lick your lips and swing your hips
    – Dudaklar ve kalça salıncak
    Girl all you gotta say is
    – Söyle kız var


    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır
    My name is no
    – Benim adım yok
    My sign is no
    – Benim burcum yok
    My number is no
    – Numaram yok
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    You need to let it go
    – İzin gitmek gerekir
    Need to let it go
    – Gitmesine izin vermek gerek
    Nah to the ah to the, no, no, no
    – Hayır için için ah, hayır, hayır, hayır


    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    I’m feeling
    – Hissediyorum
    Untouchable, untouchable
    – Dokunulmaz, dokunulamaz
    (Nah to the ah to the, no, no, no)
    – (Ah etmek için hayır, hayır, hayır, hayır)




    Yayımlandı

    kategorisi

    TR

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir