Doğumun kendisi aslında doğanın bir mucizesi olması nedeniyle kadın fizyolojisinin en önemli eylemi olarak baş köşede seafoodplus.infoıcının ve doğanın kadına verdiği en muhteşem hediye olduğunu seafoodplus.info yanı sıra doğumun sıkıntılı ve epeyce sancılı bir süreç olduğunu da seafoodplus.infoe doğum yapacak olan kadınlar da bu durumun farkındalar ve doğumun sonucunun ihtişamına rağmen ciddi korkular ve endişeler yaşıyorlar. Doğumu kadın için olumsuz hale getiren pek çok etken var:
• Geçmişte doğumla ilgili olumsuz hikayeler dinlemek,
• Doğumun çok ağrılı,sancılı ve neredeyse imkansız bir olay olduğuna dair yargılara sahip olmak,
• Anne adayının geçmişte yaşadığı travmatik sonuçlara ya da cerrahi müdahalelere yol açan hastalık ya da kazalar,
• Çocuğuna iyi bir anne olamama korkusu,
• Gelecek kaygısı ve ekonomik nedenler,
• Hamilelikte ortaya çıkan depresyon ya da kaygı bozuklukları,
• Beklenmeyen ya da istenmeyen hamilelik,
• Eşler arası iletişim sorunları ya da kötü giden bir evlilik,
Gibi bir çok nedenden dolayı anne adayının yoğun bir korku ve kaygı duyması sıklıkla rastlanan durumlardandır. Maalesef hala bazı evliliklerde,özellikle kötü giden evliliklerde,bir bebeğin evliliği kurtaracak can simidi olarak görüldüğünü biliyoruz.
NORMAL Mİ SEZARYEN Mİ?
Son yılın en önemli sorusu budur,hangi türde doğum yapmak sağlıklıdır ya da doğum türü neye göre belirlenmelidir?Diğer sağlık sorunları bu seçimi yapmakta çok seafoodplus.infon ya da bebeğin sağlığını tehdit eden bir durum varsa ya da ‘kıymetli bebek’ dediğimiz tüp bebek ve yıllar sonra sahip olunan bebeklerdense elbette önerilen yöntem seafoodplus.info özellikle doğum korkusu yaşayan bir anne adayından söz ediyorsak burada da önerilen kesinlikle normal doğum haricinde bir yöntem olmalıdır.
Yine son zamanlarda çok gündemde olan ağrısız doğum yöntemlerinden biri öseafoodplus.infoal anestezi ile doğum ya da hipnozla doğum vb gibi yöntemler seçenekler olarak düşünülmelidir.Çünkü burada söz konusu olan annenin ve bebeğin sağlığının tehlikeye girmediği ve annenin konforunun birincil öncelik olduğu yöntemlerden birini seçmek zorunluluğudur.
DOĞUM KORKUSUNU YENMEK
Doğum korkusu yaşayan anne adaylarının aslında başka korkular da yaşadıkları görüseafoodplus.infoğumun gündeme gelmesiyle birlikte anne adayının bütün ilgisi ve dikkati doğumun kendisine yöneldiği için bütün korku faktörleri de bu olay üzerinde yoğunlaşır.Öyle ya da böyle doğum bir şekilde gerçekleşecektir ancak bütün mesele doğuma kadar geçen süre içinde ve doğumun başlamasından bitişine kadar olan bütün aşamalar boyunca anneyi sakin ve güvenli tutabilmektir.
O nedenle hamilelikle birlikte anne adayının yaşadığı bu korku durumunu atlatabilmesi için yapması gerekenleri gözden geçirmekte fayda var:
• Yaşanılan korku ve endişeyi yakın aile bireyleriyle paylaşmak
• Durumdan öncelikle doktoru haberdar etmek,doktora bilgi vermek,
• Hamilelik ve doğum konusunda ciddi anlamda bilgilendiren kurslar bulunuyor,bu kurslara devam etmek,
• Hamilelik süresinde dikkat ve ilginin doğumdan başak şeylere de yönelmesini sağlaması bakımından mutlaka sosyal faaliyetlerle uğraşmak ve farklı uğraşlar edinmek,
• Var olan endişelerin artmasına yol açacak her tür belirsizliği ortadan kaldırmak,
• Bebeğin malzemelerinin hazırlanması,hastane ve doğum yöntemini belirleme işinin son ana bırakılmaması,
• Başa çıkılamayan stres ve korku durumunda mutlaka uzman desteğine başvurmak,
• Hamilelik egsersizlerini öğrenmek ve düzenli olarak uygulamak,
• Düzenli uyku ve vitamin,mineral desteği almak,
Doğum korkusu aslında çok yaygın olmakla birlikte genellikle doğum türünün değiştirilmesi ve konuyla ilgili belirsizliklerin giderilmesi ile birlikte büyük ölçüde hafifleyecek ve ortadan kalkacaktır.
Bütün bu endişeler ve kaygı durumu içinde en büyük görev babaya düşseafoodplus.infoı hamilelik ve doğum sürecinde dışlamamak,aksine alışverişten,doktor kontrollerine kadar bütün aşamalarda işbirliği içinde olmak son derece rahatlatıcıdır.
Özellikle hamilelikle ilgili zaten önceden bir takım endişeler yaşanıyorsa,diğer insanların olumsuz hamilelik ve doğum hikayelerini asla dinlememek hatta mümkünse bir ortamda bile bulunmamak çok öseafoodplus.info anne adayı hamileliğin normal akışı içinde hormonal yoğunluktan dolayı zaten oldukça hassas olacaktır.
Bu hassasiyetiniçinde anne adayına yardımcı olmak amacıyla ve aslında son derece iyi niyetle anlatılan hikayeler,paylaşılan olumsuz anılar anneyi daha fazla germekten başka bir şeye yaramayacaktır.
Hamilelik ve doğum hem çok doğal hem de çok muhteşem olaylardıseafoodplus.info süreçler boyunca pek çok duygu durumu yaşanması da son derece normaldir.Sürece ait belirsizlikler ortadan kaldırılıp,yapılması gerekenler ya da olması istenenler netleştirilirse doğuma ait kaygılar da kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Bunlara rağmen bir düzelme sağlanamıyorsa mutlaka profesyonel yardım alınması gerektiği unutulmamalıdır.
[]
Birçok kadın bebek sahibi olmak için oldukça heyecanlıdır. Korunmayı bıraktıktan sonra her ay, büyük bir heyecanla bebek haberi almayı beklerler. O haber alındıktan sonraki hamilelik dönemi, birtakım semptomları olsa da kadınlar için oldukça farklı ve güzel bir dönemdir. Ancak zaman geçip de doğum vakti yaklaştığında bazı kadınları bir telaş sarar.
Sağdan soldan duyulan şehir efsaneleri, dizi ve filmlerdeki çığlık çığlığa doğum sahneleri göz önüne alındığında, anne adaylarının normal doğum korkusu yaşamaları pek de şaşılacak bir durum değildir. Sırf bu korkular sebebiyle, normal doğuma engel hiçbir problem yokken sezaryen doğum yapmak isteyen kadın sayısı azımsanamayacak çoktur. Ancak unutulmamalıdır ki, eğer sizin ve bebeğinizin sağlığını tehdit eden özel bir durum yoksa, vajinal doğum tıpkı doğadaki diğer memeli canlıların yaptığı gibi en doğal doğum şeklidir.
Stres yapmak, kendimize yapacağımız en büyük kötülüklerden biridir. Pek çok hastalığın ve rahatsızlığın temelinde stres yatar. Doğum konusunu kafada büyütmek ve bunu bir problem haline getirmek anne adayının vücudunun stresle yüklenmesine, haliyle kan dolaşımının bozulmasına, vücuttaki oksijen miktarının azalmasına ve vajinadaki atardamarların kasılmasına neden olabilir.
Bu nedenle normal doğumdan korkan kadınların pek çoğu, daha uzun süre doğum sancısı çekmekte ya da sezaryen doğuma yönlenmek zorunda kalmaktadır. Annelerin duyduğu stres, doğuma yardımcı olan oksitosin hormonu salgılanmasını engelleyerek doğumun başlamasını da engelleyebilmektedir. Ayrıca stresin sadece doğumu değil, anne karnındaki bebeği de olumsuz etkilediği göz ardı edilmemelidir.
Bazen doğum korkusu öyle bir hal alır ki, kişi hamile kalma fikrini bile kabul etmeyebilir. Bu durum, çoğunlukla etraftan duyulan korkutucu doğum hikayeleri ya da izlenilen acılı doğum videolarından kaynaklanmaktadır. Kimi zamansa bu durumun kaynağı çocukluğa kadar dayanabilmektedir.
Annesinin veya çevresinden birinin sancılı doğumuna şahit olmak ya da yakın çevresinde veya ailesinde sakat doğumların varlığı kişileri aynı deneyimi yaşama korkusundan ötürü gebelik fikrinden uzaklaştırmaktadır. Kimilerinde bu durum, asla çocuk sahibi olmak istememekle, hatta gebelik durumunda kürtajla sonuçlanırken; kimilerinde ise sezaryen doğum gibi farklı alternatif doğum seçenekleriyle sonuçlanmaktadır. Bunun dışında;
Tokofobiye sahip kişilerin, çözümü hamilelikten kaçınmakta veya sezaryen doğumda bulmaları yerine, “Doğum korkusu nasıl yenilir?” sorusuna cevap aramaları gerekir. İleri derecede doğum korkusuna sahip tokofobik kadınların, terapiler sayesinde bu durumdan kurtulmaları mümkündür.
Hangi derecede olursa olsun normal doğumdan korkanlar; kendilerine kötü anılarını anlatan, negatif enerji veren kişilerden uzak durmalı, sadece doğum sonrasında kavuşacakları bebeklerine ve ailelerine odaklanmalıdırlar. Bu konuda eşlerinden destek gören kadınlar bu süreci daha kolay bir şekilde atlatabilirler.
Anne adayı birtakım sebeplerden ötürü normal doğum korkusu yaşayabilir. Öncelikle, annenin eşi veya çevresindekiler bu korkuyu anlayışla karşılamalıdırlar. Eğer anne adayına sürekli gereksiz takıntılara sahip olduğu vurgulanırsa, durum düşünülenin aksine daha kötü bir hal alabilir.
Bu nedenle, eş ve yakın çevrenin önce anne adayı ile empati yapması gerekir. “Doğumdan çok korkuyorum” diyen bir eşe verilecek cevap; kafanda çok büyütüyorsundan ziyade, sancıların sadece çok kısa süreceği ve o sancıların sonucunda hayatına çok değerli bir varlık geleceği ile ilgili olmalıdır. Peki, bu korkunun üstesinden gelmek için anne adayı neler yapmalıdır?
Asla Kendinizi Suçlamayın:
Doğum korkusuna sahip olduğunuz için asla kendinizi suçlamayın. Elbette ki doğum biraz sancılı bir süreçtir. Ancak sizin, bunun üstesinden gelebilecek kadar güçlü olduğunuzun farkına varmaya ihtiyacınız var.
Korkunuzla Yüzleşin:
Korkunuzu yenmenin en iyi yolu, korkunuzla yüzleşmektir. İnsan bilmediği veya çevresinden duyduğu abartılı şeylerden ötürü elbette korkar. Doktorunuzla bu korkunuzu paylaşarak ondan destek alın ve doğumla ilgili doğru kaynaklardan detaylı bilgiler edinin.
Normal Doğumun Avantajlarını Öğrenin:
Normal doğumdan korkuyorsunuz, ancak yine de öyle olmasını istiyorsunuz. Peki neden? Bunun sebebi, yakın arkadaşınızın veya annenizin bu şekilde doğum yapmış olması ve size diğer doğum şekillerinin daha çok olumsuz tarafı olduğunu söylemeleri olmamalıdır. Kendinizi bu şekilde baskı altında hissedebilirsiniz. Doğum türlerini araştırarak normal doğumun avantajlarını görebilir, böylece kendinizden daha emin bir şekilde finale doğru adım atabilirsiniz.
Sadece Normal Doğuma Odaklanmayın:
Her ne kadar korkularınız olsa da son ana kadar normal doğum planladınız. Ancak ters giden bir şeyler oldu ve sezaryene alınmanız gerekiyor. Bu tip durumlarla oldukça sık karşılaşılmaktadır. Anne ve bebeğin sağlığı için, bazen başta öyle planlansa da normal doğum riskli bir hale gelebilir. Bu nedenle kendinizi doğuma hazırlarken bu olasılığı göz ardı etmeyin. Sadece normal doğum ile ilgili değil, diğer doğum şekilleriyle ilgili de bilgi edinin.
Nefes Egzersizleriyle Kendinizi Rahatlatın:
Stresten uzaklaşmak ve daha sağlıklı bir bedene sahip olmak için nefes egzersizleri ve meditasyon harika bir yoldur. Bu şekilde tüm olumsuz düşüncelerden arınır, daha pozitif bir insan olursunuz. Bu durumda bebeğiniz de karnınızda daha mutlu ve huzurlu olacak.
Doğum Çantası Hazırlayın:
Doğuma az bir zaman kaldıysa mutlaka doğum çantanızı yanı başınızda hazır edin. Böylece kendinizi daha güvende hissedebilirsiniz.
Doğum Yapacağınız Hastaneyi Evinize Yakın Seçebilirsiniz:
Normal doğum planlıyorsanız ve yolda doğum yapmak, hastaneye yetişememek gibi korkularınız varsa doğum için evinize en yakın hastaneyi tercih edebilirsiniz. Böylece bu korkularınız bir nebze azalacaktır.
Sizi Anlayan Birileriyle Konuşun:
Kendinizi gergin ve endişeli hissettiğiniz zamanlarda size pozitif enerji verecek yakınlarınızla hissettiklerinizi paylaşın. Bu eşiniz, arkadaşınız, anneniz veya ablanız olabilir. Biriyle hislerinizi paylaşmak ve onların sizi anladığını hissetmek sizi rahatlatacak ve mutlu edecektir.
Doğum Anına Değil, Sonrasına Odaklanın:
Hamileliğiniz boyunca odaklanmanız gereken şey doğumun kendisi değil, sonrasındaki hayatınız olmalıdır. Bebeğinizi nasıl yetiştireceğiniz konusunda kitaplar okuyabilir, onunla birlikte geçireceğiniz zamanların hayalini kurabilirsiniz.
Doğuma Hazırlık Eğitimi Alın:
Korkularınızın üstesinden gelebilmek için başvuracağınız yöntemlerden biri de doğuma hazırlık eğitimidir. Bu eğitimde tıpkı sizin gibi bebek bekleyen anne adayları ile sohbet edebilir, onlarla korkularınızı paylaşabilirsiniz. Normal doğum korkusu yaşayan kişinin yalnız siz olmadığını bilmek size güç verecektir. Burada yapacağınız egzersizler de bedeninizin rahatlamasına ve daha güçlü olmanıza yardımcı olur.
Psikiyatri ve psikolojide fobiler önemli yer tutar. Kaygı bozuklukları arasında yer alan fobilerden tokofobi (doğum korkusu) bu yazımızın ana konusu olacak.
Doğumkorkusu bir diğer adıyla tokofobi yunanca tokos “doğum” ve fobos ise “korku“ anlamına gelen iki kelimenin birleşmesiyle oluşur. Birçok kadının sağlığını, iyilik halini ve günlük işleyişini bozan güçlü bir kaygı bozukluğudur.
Doğum, yaradanın kadın bedenine sunduğu benzersiz ve mucizevi bir güçtür. Her doğum hikayesi kişiye özel ve doğal bir varoluşsal süreçtir. Kadının doğası gereği gebelik süreci ve doğuma olan beklentileri sevinç, heyecan ve mutluluk gibi pozitif duyguları beraberinde getirmesinin yanı sıra, korku ve endişe gibi negatif duyguları da barındırır. Ancak bazı kadınlar, doğal da olsa bu sürece karşı yoğun endişe ve korku duyar. Doğum yapmaktan, doğum anında yaşanılan olası acıdan ve bebeğin ya da kendisinin zarar görebileceği düşüncesiyle, yoğun kaygı ve korkuya kapılan kadınların yaşadığı psikolojik bir hastalıktır tokofobi.
Gebe kadınların doğuma yönelik bir miktar korku duymaları doğal ve normal bir süreçtir. Korku, algılanan ya da var olan tehlikeye yönelik geliştirilen olağan bir tepkidir. Bu nedenle, stres ve yaşanılan tehlike karşısında gereken önlemleri almamızı sağlayan ve baş edebilmemize yardımcı olan doğal bir duygudur. Hatta anne adayının yaşadığı makul düzeydeki korku, doğuma ve sürece hazırlığa yardımcı olur. Ancak, ciddi düzeyde yaşanılan doğum korkusu kadınların gebe kalmasını geciktirmesine neden olmakta, stres, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi problemlere yol açmaktadır. Aslında doğum korkusu kadınların daha önceden yaşadığı başka korku türünün yön değiştirmiş biçimidir. Tokofobi patolojik doğum korkusu olarak adlandırılsa da içinde gebelik korkusu da yer alır. Çünkü bu korku yüzünden gebelik fobi haline gelir ve böylece kadın, yaşadığı yoğun korkudan dolayı çocuk sahibi olmayı erteler. Günümüzde sık karşılaşılan tokofobi gebelik öncesinde, sırasında ve sonrasında kadının sağlığını ciddi düzeyde etkilemeye devam etmektedir.
Anne adayının yaşadığı doğum korkusu, doğumun nasıl yapılacağını da şekillendirmektedir. Gebelik süreci boyunca anne adayının ve bebeğin sağlığını tehdit eden herhangi bir problem olmamasına rağmen sezeryan doğum tercih edilmektedir. Ülkemizde son yıllarda artan isteğe bağlı sezeryan doğumların artışındaki en önemli etkenlerden birisi de doğum korkusudur.
Her yaştan kadını etkileyebilecek olan doğum korkusu uykusuzluk ya da aşırı uyku hali, sinirlilik, yorgunluk, düşük enerji, yeme alışkanlığındaki değişiklikler, aileniz ve etrafınızdaki kişilerle iletişimde sıkıntılar, panik ataklar ve psikosomatik rahatsızlıklar şeklinde belirti göstermektedir. Özellikle gebelik tecrübesi olmayan kadınlarda bu korku ergenlik döneminde başlar. Karşı cinsle ilişki kurmada güçlük yaşamak ve gebe kalmaya yönelik yoğun korku vardır. Çevreden duyulan olumsuz aktarımlar, genetik eğilim ve yakınlarında doğum korkusu olan kişilerde bu hastalığın görülmesi yüksektir.
Doğum Korkusunun Nedenleri Nelerdir?
Doğum Korkusu Kimlerde Görülür?
Doğum korkusunu yenmek için neler yapılabilir?
Psikolog Funda Buharalı.
Günümüzde birçok hamile kadının yaşadığı en büyük endişe ve streslerden birisi de doğum korkusudur. Doğum korkusu nedeniyle normal doğumdan sezaryen doğuma rağbet görülen toplumumuzda anne adaylarının içini rahatlatacak önerileri sizlere derledik. Doğum korkusu yaşayan hamileler ne yapmalı? Normal doğum korkusu nedir? Doğum korkusu neden olur? Tokofobi nedir, tokofobi belirtileri neler?
Anne olma duygusunu tatmak için sabırsızlıkla beklenen o günün yaklaşması ile beraber bir yandan sevinç ve heyecan artarken bir yandan da bebeğine bir şey olma riski nedeniyle ya da doğum stresine dair birtakım endişeler yaşanmaktadır. Özellikle de ilk defa doğum yapacak olan kadınların doğum anına dek çevresinden duyduğu olumlu-olumsuz tecrübeler, televizyonlarda seyrettiğimiz çığlık çığlığa olan doğum sahneleri bilinç altına biz fark etmeden o kadar yerleşir ki bir zaman sonra kişi kendi doğum vaktinde da başına aynı şeylerin geleceğini düşünerek büyük bir stres ve korku altına girer. Hamilelik döneminde görülen bedensel farklılıkların dışında hormonlar nedeniyle daha da duygusallaşan ve her şeyden daha çabuk etkilenen anne adayları, olumsuzluklar üzerine oldukça takılı kalabilir. Halbuki doğum korkusuna odaklanmak yerine bebeği kucağına alacakları o ana kendilerini verseler her şey çok daha güzel olacaktır. Sadece bir ya da iki kadının değil yüzlerce, binlerce kadının doğum yaptığını hatta birden fazla doğum gerçekleştirdiğini düşünmek bile rahatlamaları için yeterli bir sebeptir. Normal doğum korkusu nedeniyle sezaryen doğum yöntemini tercih etmeyi düşünen kadınların doğum korkusu ile ilgili bilmeleri gereken tavsiyeleri sizlere derledik
TIKLA OKU: KOLAY DOĞUM İÇİN EN ETKİLİ DUALAR VE SURELER
(TOKOFOBİ) DOĞUM KORKUSU NEDİR? DOĞUM KORKUSU KAÇ ÇEŞİT GÖRÜLÜR?
Doğum korkusu nedir? Doğum korkusunu yenmenin yolları
Halk arasında daha çok doğum korkusu olarak adlandırılan ancak tıpta 'Tokofobi' olarak geçen psikolojik rahatsızlıklardan olan bu durum anne adaylarının yaşamını olumsuz etkilemektedir. Doğum korkusu nedeniyle çocuk sahibi olmaya bile endişe ile yaklaşan kadınların bazıları bu durumu 'Sezaryen' doğum ile çözmeye çalışabiliyor. Tokofobi olarak nitelendirilen doğum korkusunun kişi üzerinde bazı farklı etkileri vardır. Peki bu etkiler neler, tokofobi türleri hangileridir?
1- Premer Tokofobi: Doğum öncesinde depresyonun eşlik etmesiyle görülen Premer Tokofobi, günümüzde çok ciddiye alınmayan ama travmaya kadar sürükleyen bir rahatsızlıktır. Yeni evlenen kişilerde yaygın görülen bir türdür.
2- Sekonder Tokofobi: Birkaç defa üst üste düşük yapan kadınlarda görülen Sekonder tokofobi, bebeğin ölü doğması ile sonuçlanabilir. Sekonder tokofobinin oluşumunu tetikleyen etkenlerden birisi de önceki yapılan doğumlarda gelişen olumsuz vakalar, ağrı ve sancılardan yola çıkarak görülen sancılardır. Başlangıçta hamile kalma korkusu ya da doğum korkusu yaşamayan kimselerde sonradan çıkan bir rahatsızlıktır.
TOKOFOBİ BELİRTİLERİ:
Uykusuzluk
Aşırı uyku
Yorgunluk
Enerji kaybı
Sinirlilik hali
Ağlama krizleri
Kalp çarpıntısı
Kabus görme
Panik ataklar
Yeme alışkanlığında değişiklik
Fiziksel yakınmalar
Bedensel hareketlilik
Odaklanma zorluğu.
DOĞUM KORKUSU YAŞAYAN HAMİLELER NE YAPMALI? NORMAL DOĞUMDAN KORKANLAR
Doğum korkusu yaşayan hamileler
Annelik duygusu ile bebeğinizi hemen kucağınıza almak isteyen annelerin yanı sıra kimi anne adaylarında durum farklıdır. Doğum sırasında meydana gelebilecek aksilikler, kulaktan dolma yalan yanlış bilgiler, aşırı stres gibi nedenler bazı kadınların gözünü korkutabilir. Doğum korkusu yaşayan hamileler için Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Orhan Karaca'nın önerileri
Tokofobi hastalığı görülen tüm kadınlar terapi sayesinde bu hastalıktan kurtulabilir. Her hastalıkta olduğu gibi bu konuda da erken teşhis çok önemlidir. Anne adayı doğuma dair korkularını fark ettiği an terapilere başlamalıdır. Anne adayları, hamilelik öncesinde bu tedaviyi görebilir. Tedaviye önceden başlanması, mutlu bir hamilelik dönemine yardımcı olur. Doğum esnasında, anne adayının yanında kendisine güven hissi veren yakınının bulunması endişesini biraz olsun azaltacaktır.
Hamilelik sürecinde problemler yaşayan ve zor bir doğum geçiren annelerin hikayelerinden de mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Özellikle ilk kez anne olacak hamileler bebeğe nasıl bakacaklarını bilemediklerinden, bebek bakımına ilişkin endişeleri tokofobiye sebep olabileceğinden doğuma hazırlık kurslarına katılmak oldukça faydalı olacaktır.
TIKLA OKU: HAMİLELERİ NORMAL DOĞUMA İKNA EDEN FAYDALARI
DOĞUM KORKUSU NEDEN OLUR? NORMAL DOĞUM KORKUSU NEDENLERİ:
Doğum korkusu neden olur? Normal doğum korkusu sebepleri
İlk defa anne olacak olan kadınların eş, dostlarından ya da arkadaşlarından duydukları olumsuz vakalar, psikolojik anlamdaki hassaslıklarından dolayı çok çabuk etkilendikleri bir durumdur. Daha önce hiç yaşamadıkları bu özel anda anne adayının yeterli bilince sahip olmaması veya çevredeki olumsuzluklara gereğinden fazla takılı kalma gibi faktörler etkindir. Doğumdan korkan kadınların neredeyse birçoğunun göz ardı ettiği düşünce her kadının doğumunun farklı, kendine özel olabileceğidir. Doğumda sancısı biraz fazla olan kadının bir diğer doğumunda aynı şiddette sancısının olma kesinliği olmadığı gibi ağrılı geçen doğumun bir başka bedende kolay doğum yapabileceği gibi. Doğum korkusuna sahip olan kadınların genel olarak zihinlerindeki düşünce şudur: Doğum sırasında bebeğine bir şey olma korkusu, ölme, sakat veya ölü doğum gibi ciddi vakalar Doğum vakti yaklaştıkça bebeğin kapladığı yerin büyüklüğü dolayısıyla oluşan baskı, iç organlarının sıkışması ya da stres gibi faktörlerde artışlar olabiliyor.
Bu durumun yaşanmaması için hamile kadının ne hissettiğini doktoruna açık açık söylemesi gerekir. Böylelikle de anne adayının doktoru kişiyi rahatlatabilir ve izlenecek adımlardan bahsedebilir. Doğum ile ilgili bu bilgilendirmelerin doğum zamanında değil de hamileliğin başından anlatılması elbette ki daha uygun olacaktır. Tüm bilgilendirmelere rağmen anne adayı bir türlü rahatlatılamıyorsa uzman bir psikologdan yardım almak faydalı olacaktır.
TIKLA OKU: YALANCI SANCI İLE GERÇEK DOĞUM SANCISI FARKLARI
DOĞUM KORKUSUNU YENMENİN YOLLARI! DOĞUM STRESİNİN GEÇMESİ İÇİN..
Doğum korkusu nasıl geçer? Doğum stresini azaltmanın yolları
Anne adayının kendisini doğuma hazır hissetmesi için öncelikli olarak motive olması gerekir. Motivesini alt üst eden faktörlerin listesini çıkarıp bu bilgileri doktoruyla paylaşmakta fayda vardır. Çünkü korkular birileriyle paylaştıkça azalır, hele ki bu sizin doktorunuzsa Eğer geç kalınmamışsa hamileliğin başlangıcından itibaren bol bol bilgilenmenizi sağlayacak doğru kaynaktan hamilelik kitapları okuyun. Bebeğinizin gelişim sürecini takip edebilecek ve ne gibi değişikliklerin sizi beklediğini öğrenmeniz iyi olacaktır.
Doğum korkusunu yenmek ve bilgilenmek amaçlı atabileceğiniz önemli adımlardan birisi de doğuma hazırlık kurslarıdır. Doğum belirtilerini, rahat doğum pozisyonlarını doğumu kolaylaştıran egzersiz gibi çok önemli teknik bilgileri bu kurslarda öğrenebilirsiniz.
TIKLA OKU: DOĞUM SONRASI GÖBEK SARKMASI NASIL GEÇER?
DOĞUMA GİRMEDEN ÖNCE OKUNACAK DUA VE SURELER
Dini kaynaklarda geçen bazı rivayetlere göre, Sevgii Peygamber Efendimiz (SAV)'in kızı Fâtıma (r.a)'un doğumunda okuttuğu duanın şu şekilde olduğu öne sürülmektedir. Doğum yapacak anne adayının ilk önce Âyete’l-Kürsî sonrasında da Felâk ve Nâs sûrelerini okuması tavsiye edilmiştir. Devamında ise şu ayet okunabilir:
Araf Suresi
"İnne rabbekümüllahüllezi halekas semavati vel erda fi sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yuğşil leylen nehara yatlübühu hasisev veş şemse vel kamera ven nücume müsehharatim bi emrih ela lehül halku vel emr tebarakellahü rabbül alemin."(A'raf, 7/54)
Manası:
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!