Son Güncellenme:
LinkedinFlipboardLinki Kopyala
Saat ’da stüdyoda buluşuyoruz. Saç ve makyaj için Hadise’nin de aynı saatte geleceğini söylüyorlar ama ben ihtimal vermiyorum. Ancak daha çayımı bitirmeden kapıdan giriyor. Üzerinde bir jean, seksi topuklular, sade bir bluz, saçları toplu. “Pilates’ten geliyorum” diyor. Enerjisinin sebebi belli oldu. Makyajsız daha güzel olduğuna karar veriyorum. Saat civarında Murat Boz da geliyor. Geç kaldığı için değil, kendisini bu saatte çağırdığımız için. Bir araya geldiklerinde neler olacağını merak ediyorum. Acaba sadece ekranda mı bu kadar eğleniyorlar?
“Yarışmaya kadar yüz yüze gelmedik” 40 yıllık arkadaş gibiler. Fotoğraf çekimine başladığımızda buna iyice ikna oluyoruz. Yemek molası verdiğimizde hem yemek yiyor, hem konuşuyor, sık sık kahkaha molası veriyoruz. “Yarışmadan önce birbirinizi ne kadar tanıyordunuz?” diye sorduğumda Murat, “Ben Hadise’yi tanımıyordum ama görüyordum, beğeniyordum” diyor gülerek. Hadise o meşhur kahkahasını patlatıyor ve ekliyor: “Yarışmaya kadar yüz yüze gelmedik. İlk toplantıda tanıştık. Ben o gün Murat’la enerjimizin tutacağını tahmin edememiştim. Aslında Murat’ta kendimi görüyorum. Sahneden inince egosu sıfır, mütevazı ” diye anlatıyor. Yarışırken iki uçta oturuyorlar; bu birbirlerine laf yetiştirmek açısından zor oluyor mu? Başta onlar da yan yana oturmanın daha iyi olabileceğini düşünmüşler ama şimdi durumdan memnunlar. Murat Boz, “Zaten yerimizde durmuyoruz ki, ikimiz de bazen salonda dolaşıyoruz” diye hatırlatıyor. Sohbet ve çekim sırasında da çok gülüyorlar. Röportaj kaydında yüzde 50 kahkaha var.
Murat Boz, “Başta programın içeriği ve konseptiyle ilgili endişelerim vardı. Daha önceki örnekleri düşündüm. Acun’a ‘Ben ne yapacağım?’ diye sorduğumda ‘Ne yaparsan yap, kendin gibi ol’ dedi. Hadise de kendi gibi. Burada gördüğünüz Hadise’yle benim gördüğüm kişi aynı. Ekranda başkası değiliz” diyor. Hadise devam ediyor ve ‘jüri üyeleri kavga etmeli’ düşüncesini kırdıklarına inandığını anlatıyor; “Birbirimize saygımız sonsuz. Ama atışmayı da biliyoruz!”
Keşfeden anneleri
Peki kendilerini ‘unutup’ başkasındaki yeteneği görme konusuyla ilgili ne hissediyorlar? Karşılarına bir yetenek çıktığında bunu görebilecekleri konusunda kendilerine ne kadar güveniyorlar? Hadise “Ben o sırada sahnedeki Hadise’yi unutuyorum, başka biri olup karşımdakine başka gözle bakıyorum. ‘Ay o kızın sesi benden güzel’ diye bir duygu yaşamıyorum. Öyle bir ses duyduğumda mest oluyorum. Zaten yarışmadaki amacımız en iyisini bulmak” diye anlatıyor. Murat Boz, Hadise’yi teyit ediyor. Jüri koltuğunda başkasındaki yeteneği kıskanmıyorlarmış. Peki onlardaki yeteneği ilk kim fark etti? Hadise “Annem” diyor. “Beş yaşındayken bir gün sahnede olacağımı, müzik yapacağımı söylerdi. Çünkü sürekli şarkı söylüyordum” diye itiraf ediyor. Hadise bu hayallerini başkalarıyla paylaşmak için epey beklemiş. Peki Murat Boz için bu kişi kim? “Benim de annem” diyor. Babası futbolcu olmasını istiyormuş; “Ama bende bu müzik aşkı varken başka işle ilgilenmem mümkün değildi. Müzik olmadan yaşayamam. Her yerde müzik dinliyorum. Tuvalette bile rahat duramıyor, hep müzik dinliyorum” diyor.
“Nereden geldiğinizi unutmamalısınız”
Türkiye’de yetenekli olmak yetiyor mu? Murat Boz tereddüt etmeden “Asla” diyor. “Dünyada da yetmez” diye açıklıyor. Hadise başını sallıyor ve “Yeteneksiz de olmuyor ama çalışmanız ve nereden geldiğinizi unutmamanız gerekiyor” diye altını çiziyor. Doğru ekiple olmanın da önemini hatırlatıyorlar. “Doğru basın danışmanı, doğru menajer, doğru insanlarla çalışmanız her şeyi etkiler” diyor.
Sohbetin sonunda ne kadar iyi arkadaş olduklarını konuşuyoruz. Hatta ben Murat Boz’a “Hadise’yi istemeye niyetlenen, onu sizden isteyecek” diye takıldığımda Murat hemen ciddileşip “Doğrudur” diyor dünyanın en doğal şeyiymiş gibi. Bu Hadise’nin çok hoşuna gidiyor. Çok gülüyor. Galiba buna bir itirazı yok. Bu arada ikisinin de tek şikayetleri, bu yoğun tempoda hâlâ yemeğe çıkamamış olmaları.
Peki geleceği bilmek isterler miydi? Murat Boz, “Ben istemezdim” diyor. Hadise’nin galiba merak ettikleri var, “Ben bazen bazı şeyleri merak ediyorum” diyor. Ancak geleceği göremeyeceği için fazla plan yapmadan hedeflerine odaklanıyormuş. Murat Boz, fikir değiştirmiyor, hatta “Ben ölümsüz olmayı da istemezdim” diye ekliyor.
Tam bu noktada bir işaret geliyor: Fotoğraf çekimine devam etmeliyiz. Sete dönüyoruz. Müziğin sesi açılıyor. Hadise ve Murat Boz dans ediyor. En son hatırladığım, Murat Boz havalarda uçuyordu. Galiba Hadise de gülmekten yere düşecekti.
“İnsanlar konuşmayı seviyor”
Başkalarının fikri, söyledikleri onları ne kadar etkiliyor? Hadise, “Beni etkilemiyor. Başkası derken, o ismin değerine bakmak lazım. O kadar çok kişi konuşuyor ki. Hem Murat’ın, hem benim hakkımda neler söylendi neler” diyor. Murat Boz, “Herkes bizi sevmek zorunda değil” diye ekliyor. Hadise “Ama saygı başka bir şey” diye tamamlıyor. İkisi de her türlü fikir, görüş ve eleştiriye açık olduklarını, her sanatçının böyle olması gerektiğini vurguluyorlar. Herkesin kliplerini, şarkılarını veya kıyafetlerini beğenmek zorunda olmadığını biliyorlar, bunun mümkün olmadığının da farkındalar. Mesela Murat Boz, hakkında olumsuz yazanlara kızmıyor, bir yerde karşılaştığında onlarla sohbet ediyormuş. Karşı taraf buna çok şaşırıyormuş. “Benim için kötü bir şey yazana, kötü davranacak değilim. Ne yapabilirim ki, saldırayım mı?” diyor. Ve hemen ekliyor: “Belki de ben o insana kendimi iyi tanıtamamışımdır.”
Previous
View more
View more
View more
View more
View more
Next