öksürürken göğsüm ağrıyor / Öksürürken Göğsüm Ağrıyor Ne Yapmalıyım? - Nedenleri ve Çözümleri

Öksürürken Göğsüm Ağrıyor

öksürürken göğsüm ağrıyor

Kuru öksürük ve göğüs ağrısı varsa dikkat

Son günlerde toplumda artış gösteren zatürre özellikle çocuklarda, 65 yaş üzeri kişilerde ve kronik hastalığı olanlarda daha sık görülüyor. Erken dönemde teşhis edilip uygun yöntemlerle tedavi edildiğinde tamamen iyileşebilen hastalık, müdahalede geç kalınması durumunda ise daha ciddi tabloların ortaya çıkmasına yol açıyor.

Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Metin Özkan, "12 Kasım Dünya Zatürre Günü” öncesinde zatürre tedavisi ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

İleri yaştaki hastalarda bilinç bulanıklığına yol açabiliyor

Akciğerin iltihaplanması olarak tanımlanan zatürre; bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplar nedeni ile oluşabilmektedir. Hastalığın başlıca belirtileri arasında; kuru veya balgamlı öksürük, yeşil veya sarı renkli bazen kanlı balgam çıkarma, ateş, titreme, nefes darlığı, baş ağrısı, iştahsızlık ve halsizlik sıralanabilir. Bu belirtilerin yanı sıra derin nefes alınca ya da öksürünce göğüste ağrı ortaya çıkabilmektedir. Daha ağır ve özellikle yaşlı hastalarda bilinç bulanıklığı da görülebilmektedir. Bu belirtiler daha çok bakterilerin neden olduğu tipik zatürrede ortaya çıkmaktadır. Virüslerin ve diğer bazı mikropların neden olduğu zatürrelerde ise daha çok kuru öksürük, daha düşük ateş, baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları ve güçsüzlük gibi belirtiler ön plandadır.

Sigara içenler ve kronik hastalığı olanlar risk altında

KOAH gibi kronik akciğer hastalığı bulunanlar, sigara içen kişiler, yakın zamanda gribal enfeksiyon geçirenler zatürre hastalığına daha yakındır. Ayrıca Parkinson ve demans gibi yutkunmayı güçleştiren bazı nörolojik hastalıklar, yenilen ve içilen şeylerin nefes borusuna kaçmasını kolaylaştırarak zatürreye neden olabilmektedir. Siroz, diyabet, kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olan veya bakım evinde yaşayan ileri yaştaki kişiler de zatürre açısından riskli grupta yer almaktadır. Bunların yanı sıra kortizon ve kanser tedavileri gibi bağışıklık sistemini baskılayan durumlar da zatürre riskini artırmaktadır.

Akciğerlerden sürtünme sesi geliyorsa dikkat

Zatürre belirtilerinin tümü hastalarda görülmese de öksürük hemen her hastada ortaya çıkmaktadır. Zatürre belirtileri ile doktora giden kişilerin muayenesinde akciğerler steteskopla dinlendiğinde bazı sesler duyulur. "Ral”, "ronküs”, "sürtünme sesi gibi” olarak tanımlanan sesler duyuluyorsa tanı için hastadan akciğer grafisi, kan testleri ve gerek duyulduğu takdirde tomografi istenebilmektedir. Bazı hastalarda akciğer zarları arasında sıvı birikmesi varsa oradan alınacak örnek ve çıkardığı balgamda mikrop araştırması yapılmaktadır. Nadiren bazı hastalara "bronkoskopi denilen endoskopi işlemiyle akciğerlerin içini görerek tahlil için örnek alınabilmektedir.

Öksürük kesici ilaçları gelişigüzel kullanmayın

Zatürrede hastaların çoğu evinde tedavi edilebilmektedir. Ancak yaşlı, ileri derecede kronik hastalığı olan, bakım evinde yaşayan, nefes alıp vermede zorluk çeken, parmak ve dudaklarında morarma olan, tansiyonu kontrol altında olmayan ve bilinç bulanıklığı gibi belirtileri olan hastalar ile çocuklar hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir. Tedavi için mikrobun türüne göre bir veya birkaç antimikrobik ilaç verilmektedir. İlaç tedavisine ek olarak bol sıvı tüketilmeli ve balgam yumuşatılmalıdır. Öksürük, akciğerdeki enfeksiyonun önemli belirtilerinden ve vücudun savunma sistemlerinden biridir. Bu nedenle tedavi sırasında öksürük kesici ilaçların kullanılması önerilmemektedir. Sadece öksürüğün hastanın dinlenmesini engellediği veya şiddetli ağrıya neden olduğu durumlarda bu ilaçlar kontrollü olarak verilmelidir. Zatürre hastanede yatmayı gerektirecek ciddiyette ise sıvı ve antibiyotik tedavileri damar içine verilebilir ve destek amaçlı nefes açıcı uygulamalar yapılabilir. Hasta iyileşene kadar mutlaka istirahat etmelidir.

Planlı bir tedavi ile hastalar tamamen iyileşebiliyor

Zatürre tedavisi sonrasında önceden başka hastalığı olmayan genç bir hasta genellikle bir hafta içinde iyileşmektedir. Daha ileri yaşlardaki ve kronik hastalığı olan kişilerde iyileşip eski gücüne ulaşma süresi haftaları bulabilir. Akciğer grafisinin normale dönmesi birkaç hafta alabilmektedir. Zatürre uygun ve zamanında tedavi edildiğinde tamamen iyileşen bir hastalıktır. Tekrarlaması beklenen bir rahatsızlık değildir. Tekrarlıyorsa tomografi ve daha ileri tetkiklerle hava yollarında kalıcı genişleme nedeniyle balgamın atılamaması, hava yolunu daraltan, tıkayan bir hastalık varlığı araştırılmalıdır. Sigara içen kişilerde hava yollarını mikroplardan ve zararlı partiküllerden temizleyen mekanizma baskılandığı için zatürre tekrarlayabilmektedir.

Korunmanın yolu aşı olmaktan geçiyor

Zatürreden korunmada aşılanma büyük önem taşımaktadır. Gribal enfeksiyonlar sonrasında zatürre daha sık görülmektedir. Bu nedenle özellikle risk faktörü taşıyan kişilerin yıllık grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Zatürreye en sık neden olan "pnömokok” adlı mikroba karşı geliştirilen aşı da 5 yaş altı çocuklarda, 65 yaş üstü yetişkinlere ve yine kronik hastalığı olanlara yapılmalıdır. Bu aşının genellikle beş yılda bir tekrarlanması gerekmektedir.

Ateş, &#;ks&#;r&#;k, g&#;ğ&#;s ağrısı yaşıyorsanız dikkat: Zat&#;rre olabilirsiniz!

Zatürre, tıbbi adıyla pnömoni, akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Bakteriler başta olmak üzere virüsler ve mantarlar gibi çeşitli mikroplara bağlı olarak gelişmektedir. Virüsler, 5 yaşından küçük çocuklarda pnömoninin en yaygın nedenidir. Viral kaynaklı Pnömoni genellikle hafiftir. Ancak bazı durumlarda çok ciddi hale gelebilir. Coronavirus (COVID), şiddetli hale gelebilen zatürreye neden olabilir.

Pnömoni sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasındadır. Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür. Toplumda gelişen pnömoniler tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümünden Uz. Dr. Hijran Mamamdova Orucova, zatürre hakkında merak edilenleri cevapladı.

Belirtileri Nelerdir?

Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.
Tanısı Nasıl Konulur?

Zatürre belirtileriyle gelen hastalar muayene edildikten sonra çoğunlukla kan testleri ve akciğer grafileri çekilerek tanı konur. Ağır zatürre durumlarında ve hastaneye yatması gereken hastalarda ek kan testleri, bilgisayarlı tomografi ve balgam testleri gibi ileri incelemeler gerekebilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi için burundan veya boğazdan sürüntü alınması, balgam örneğinin incelenmesi gerekebilir. Ancak çoğu zaman değişik nedenlerle mikrobu belirlemek mümkün olmayabilir. 

Hastalığın Takibi Nasıl Yapılır?

Zatürre ani başlangıçlı ve genellikle tedaviyle hızla iyileşen bir hastalıktır. Tedavi başlangıcından sonra bir veya iki hafta sonra hekim, hastayı muayene eder ve gerekli testleri yapar. Bazen tedavi süresinin uzatılması veya ek incelemeler gerekebilir.

Eğer zatürre tanısı almış, tedaviniz başlamış ve tedavinizin başlanmasından sonra 72 saat geçmiş olmasına rağmen ateşiniz düşmediyse, hala öksürük, balgam çıkarmanızda azalma olmadıysa tekrar hekime görünmelisiniz.
Korunmak İçin Ne Yapılmalı?

Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza aşıları ile pnömonilerin sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Aktif veya pasif sigara içmek pnömonilerde bağımsız bir risk faktörüdür ve pnömoni tanısı alan olgulara sigarayı bırakma konusunda tıbbi destek verilmelidir. En sık zatürreye neden olan mikrop pnömokoklardır. Pnömokoklara karşı yapılan pnömokok aşısı (zatürre aşısı) aşağıdaki durumlarda önerilir.

Pnömokok aşısı (zatürre aşısı) yapılması öneriler kişiler:

•65 yaş ve üzeri
•Kronik hastalık (ileri evre KOAH, bronşektazi, kalp ve damar, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığı olanlar)
•Kronik alkolizm
•Dalak disfonksiyonu veya dalağı alınmış olanlar
•Bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi kullanımı olanlar
•Beyin omurilik sıvısı kaçağı olanlar
•Pnömokok hastalığı veya komplikasyon riskinin artmış olduğu şartlarda yaşayanlar

Aşı, koldan kas içine yapılır. Oldukça güvenilirdir, ciddi yan etkilere pek rastlanmaz. Yaşam boyu bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli olur. Grip (influenza) de zatürreye zemin hazırlaması açısından tehlikeli olabilir. Her yıl en fazla gribe neden olan mikropların belirlenmesi ile her yıl yeni aşı hazırlanır ve grip aşısının her yıl tekrarlanması gereklidir. Grip aşısı Eylül, Ekim, Kasım aylarında yapılabilir. Aşı yapılması gereken kişiler aşağıda belirtilmiştir.

Grip aşısı yapılması gereken kişiler:

•65 yaş ve üzeri
•Kronik akciğer hastalıkları (KOAH, bronşektazi, bronş astımı, kalp ve damar hastalığı)
•Şeker hastalığı, böbrek fonksiyon bozukluğu, çeşitli hemoglobinopatileri olan ve bağışık sistemi baskılanmış kişiler
•Yüksek riskli hastalarla karşılaşma olasılığı olan hekim, hemşire ve yardımcı sağlık personeli
•Grip yönünden riskli şahıslar ile birlikte yaşayanlar (Altı aydan küçük bebekle yakın ve sürekli teması olanlar)
•Güvenlik görevlileri, itfaiyeciler gibi toplum hizmeti veren kişiler
•Grip sezonunda gebelik

Aşı kas içine yapılır. Ağır yumurta alerjisi olanlara yapılması sakıncalı olabilir. Yapıldığı yerde ağrı, hassasiyet gibi basit yan etkiler olabilir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavi yeniden düzenlenebilir. Hastanın yaşı, hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlara göre ayaktan mı, yoksa hastaneye yatarak mı tedavi edileceğine karar verilir.

Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir.

İlgili içerik, yayın kurulu tarafından tarihinde yayınlanmış ve tarihinde güncellenmiştir.

LİSTEYE GERİ DÖN

  1. Öksürük için evde neler yaparsak iyi gelir?

Öksürük ilk başladığında evde alınabilecek basit tedbirler şunlardır:

  • Öncelikle bol ılık su içilmesi gerekir, sekresyonların yumuşamasını sağlayan en iyi tedavi bol su içilmesidir, ancak soğuk değil ılık su içilmesi uygundur. Günlük en az iki, içilebiliyorsa daha fazla ılık su önerilir.

  • Öksürük gece artış gösteriyorsa-ki özellikle ilk yatışta geniz akıntısına bağlı artabilir-yatağın başı yükseltilmeli, gerekirse çift yastıkla yatılmalıdır.

  • Burun mutlaka açık tutulmalıdır. Burun tıkalı kalırsa ağızdan nefes alınacak ve boğaz kuruyarak öksürük daha da artacaktır.

  • Öksüren kişinin kendisi sigara içiyorsa içmemesi, kendisi içmiyorsa da yanında içilmemesi ve bu dönemde her türlü keskin kokudan uzak kalması uygun olacaktır.

  • Yine ağır efor öksürüğü tetikleyebilir, öksürüğü olan hasta ağır efordan kaçınmalıdır.

  • Öksürüğün nedeni reflu ise buna yönelik tedbirler alınmalı, tanı daha önceden konulmuşsa hekim bilgilendirilip tedavi gözden geçirilmelidir.

  • Öksürük ÜSYE sonrasında 2 haftayı geçiyorsa ve/veya artıyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır.

  • Öksürük kesici ilaçların kendi başına hasta tarafından kullanılması uygun değildir, mutlaka hekim gözetimi altında kullanılmalıdır. Kaldı ki günümüzde öksürük kesici ilaç kullanım alanları çok kısıtlı olup, öksürüğü kesmekten çok nedene yönelik tedavi uygulanması tercih edilmektedir.

  1. Öksürük nasıl tedavi edilir?

Öksürük ancak nedene yönelik tedavi uygulanırsa geçer. Astım hastalığına bağlı gıcık tarzı öksürük söz konusuysa sıkça karşılaştığımız gibi antibiyotikler, öksürük şurupları kullanmak yararsızdır. Yapılması gereken göğüs hastalıkları uzmanı bir hekimin önerileri doğrultusunda astımın düzeyine göre tedavisini düzenleyip, takibe almaktır. Reflüye bağlı öksürük varlığında hasta gastroenterolojiye yönlendirilmeli ve gerekli görülen tetkiklerin ardından tedavi edilmeli ve takip konunun uzmanı hekimce uygulanmalıdır. Yine hastanın beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Öksürüğe yol açan hastanın kullandığı tansiyon ilacı da olabilir, bu durumda ilacın değiştirilmesi ile öksürük kesilecektir. Ancak bazen tedavinin kesilmesinden 3 ay sonrasına kadar öksürük uzayabilir, bu konuda hasta bilgilendirilmelidir. İnterstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esnemede kayıpla giden durumda ise göğüs hastalıkları hekiminin takibinde gerekli tedavi uygulanmalıdır. Yine geniz akıntısına bağlı öksürük alerjikse alerji açısından nedene yönelik tedavi, kemik eğriliği gibi cerrahi gerektiren bir durumun varlığında KBB müdahalesi ile cerrahi tedavi planlanması uygun olacaktır. Bazen de psikojenik öksürük dediğimiz, fiziksel bir nedene bağlı olmayan öksürükler karşımıza çıkabilir. Diğer tüm nedenler ekarte edildikten sonra yani hastanın muayene bulguları, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testler, KBB muayenesi, reflü yönünden değerlendirilmesi bir patoloji ortaya koymadığı halde gıcık öksürük devam ediyorsa hastanın öyküsü de psişik öksürüğü düşündürüyorsa bu durumlarda psikiyatri konsültasyonu istenmesi yararlıdır.

  1. Öksürüyorsak ne zaman doktora gitmeliyiz?

Öksürükle birlikte balgam varsa ve balgam sarı yeşil renkli koyu kıvamlı ise beraberinde ateş varsa mutlaka doktora gitmeliyiz. Çünki bir pnömoni yani zatürre atlanmamalı, hekim tarafından hastanın alt solunum yolları da muayene edilmelidir. Öksürükle birlikte kanlı balgam çıkıyorsa hemen zaman geçirmeden göğüs hastalıkları hekimine başvurmalıyız. Bu durum basit bir burun kanaması ya da sinüzit sonrası geniz akıntısına bağlı kanama olabileceği gibi çok daha ciddi bir nedene bağlı olabilir. Akciğerde tümöral bir kitle ya da tüberküloz yani verem ya da bronşektazi veya akciğer embolisi dediğimiz, akciğer damarına pıhtı atması söz konusu olabilir ve bu durumların hepsi oldukça ciddi tedavi gerektirir. Bunun dışında uzun süren her öksürük araştırılmalıdır. 2 haftayı geçen öksürüklerde mutlaka hekime başvurulmalıdır. Viral ÜSYE sonrası gelişen bronş hiperreaktivitesi - havayolu ödemi - uzun süren kuru öksürüğe neden olabileceği gibi, hafif astımın tek bulgusu da uzun süreli öksürük olabilir. Yine interstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esneklik kaybıyla giden durumda da uzun süreli öksürük söz konusu olup, erken dönemde sadece efor sırasında görülür. Yani eforla olan öksürük varlığında da hekime başvurulmalıdır. Özetle öksürük pek çok ciddi rahatsızlığın bulgusu olabilir, uzun süreli öksürük mutlaka araştırılmalıdır.

  1. Öksürüğün sebepleri nelerdir?

Öksürük çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Öksürüğün nedenini saptamak için ayrıntılı öykü alınması, öksürüğün süresi, karakteri-yani balgamlı olup olmadığı önemlidir. Ayrıca öksürüğü tetikleyen faktörler, eşlik eden yakınmalar bilinmelidir. Bütün bu bilgiler değerlendirilerek öksürüğün nedeni belirlenmeye çalışılır.

*Soğuk algınlığı- en sık görülen öksürük nedeni olmakla birlikte kısa sürede genellikle düzelir.

*Astım- Uzun süreli öksürük yakınmasının en sık nedeni astımdır. Bazen astımın erken dönem bulgusu gıcık öksürüktür ve hastanın başka hiçbir şikayeti yoktur. Özellikle 3 haftayı geçen kuru öksürük yakınması varlığında hastanın göğüs hastalıkları bölümüne başvurması ve astım açısından değerlendirilmesi, muayenesi ve solunum fonksiyon testi yapılması gereklidir. Keskin kokularla, soğukta, eforla öksürüğün tetiklenmesi astımı destekleyen bulgulardır. Yine gece artan öksürük astım hastalığını ön planda akla getirmelidir.

*Kronik üst hava yolu öksürük sendromu dediğimiz, üst solunum yollarında kronik sinüzit, alerjik rinit gibi durumlara bağlı geniz akıntısı kuru öksürüğe yol açabilir. Daha çok alerji hastalarında görülen bir durumdur.

*Gastroözofajyal reflü–Kronik öksürük şikayeti olan hastaların önemli bir bölümünde neden GÖR’dür. Öksürük genellikle yemekten birkaç saat sonra başlar. Bazen gece yattıktan sonra da ortaya çıkabilir. Öksürüğe, midede yanma ekşime, ağza acı su gelmesi göğüste yanma hissi, ses kısıklığı eşlik edebilir.

*Astım hastalarının %’da reflü olduğu saptanmıştır. Yani astımlı kişilerde reflü normalden daha sıktır. Bunun nedeni astımın mide başını saran kasları gevşetmesidir. Bu durumda midedeki asitli içeriğin yemek borusuna kaçışı kolaylaşır. Ayrıca günümüzde hava kirliliği, katkı maddeleri, GDO’lu gıdalar vb. birçok nedenle  tüm dünyada alerji ve astım görülme hızı giderek artmaktadır. Bu nedenle özellikle astım reflü birlikteliğinin gözden kaçırılmaması gereklidir.

*Sigara

*Ülkemiz koşullarında tüberküloz yani verem- yılında ülkemizde kayıtlı tüberküloz hastası saptanmıştır. Verem belirtileri özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir.  iki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ağrı ve nefes darlığıdır. Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilir. Bu nedenle özellikle yakınlarında tüberküloz olan, yani temasöyküsü olan öksüren hastaların bu yönde değerlendirilmesi de önemlidir. Ki hastaların ev içi temaslılarına seafoodplus.info tarama yapılmaktadır ancak taramada sorun olmayıp, sonrasında yakınması olan hastalar için daha uyanık olunması önemlidir.

*Difüz interstisyel akciğer hastalığı yani akciğerlerde esneklik kaybı, fibrozis

*ACE inhibitörü tansiyon ilaçları

*Plevra-akciğer zarı- hastalıkları

*Mediasten hastalıkları

*Dış kulak yolu hastalıkları

*Psikojenik

  1. Öksürük bulaşıcı mıdır?

Öksürük bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa enfeksiyonun bulaşmasıyla çevredeki bireylerde de ortaya çıkabilir. Bu öksürüğün bulaşmasından değil enfeksiyonun bulaşmasından kaynaklanır. Özellikle çocuklar ve yaşlılar ile alerjik bünyeli bireyler, kronik akciğer, kalp, böbrek hastası olanlar, diabetikler, kemoterapi, radyoterapi alan immunsüprese bireyler her türlü enfeksiyona özellikle de solunum yolları viral ve bakteriyel enfeksiyonlarına daha duyarlı olduklarından kış aylarında salgınlardan daha çabuk etkilenirler. Dolayısıyla öksürük yakınmaları da olabilir. Yine tüberküloz verem hastalığı da bulaşıcı olduğundan bu hastalığın bulaştığı kişilerde de öksürük olur.

KURU ÖKSÜRÜK VE TEDAVİSİ**

  1. Kuru öksürük nasıl tedavi edilir?

Kuru öksürüğün tedavisi nedene yönelik olmalıdır. Başlıca kuru öksürük nedenleri, astım, üst solunum yolu problemlerine bağlı geniz akıntısı ve reflüdür. Astım hastalığına bağlı kuru öksürük varlığında astımın düzeyine göre tedavi düzenlenmeli, gerekli dozda bronkodilatatör yani bronş genişletici ve antienflamatuar yani koruyucu ilaçlar verilmelidir. Ayrıca hasta hastalığı ve tedavinin detayları hakkında bilgilendirilmeli, ilaçlarını gerekli süre ve dozda kullanması sağlanmalıdır. Yine geniz akıntısına bağlı kuru öksürük alerjikse alerji açısından nedene yönelik tedavi uygulanmalı, alerji testleri sonucu ve hastanın yaşı, solunum testleri ve diğer klinik bulguları immunoterapi dediğimiz aşı tedavisine uygunsa hastaya immunoterapi yani aşı tedavisi yapılmalıdır. Kronik sinüzit varlığında kulak burun boğaz uzmanı denetiminde uzun süreli antibiyotik tedavisi; burun içi polip, burun kemiğinde eğrilik gibi cerrahi operasyon gerektiren bir durumun varlığında KBB müdahalesi ile cerrahi tedavi planlanması uygun olacaktır. Reflüye bağlı kuru öksürük varsa hasta gastroenterolojiye yönlendirilmeli gerekli görülürse endoskopi yapılmalı ve tedavisi düzenlenmelidir. Yine hastanın beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Bazen de kuru öksürüğe yol açan hastanın kullandığı tansiyon ilacıdır. Bu durumda ilacın değiştirilmesi öksürüğün düzelmesi için yeterli olacaktır. Bazen de psikojenik öksürük dediğimiz, fiziksel bir nedene bağlı olmayan öksürükler karşımıza çıkabilir. Diğer tüm nedenler ekarte edildikten sonra kuru öksürüğü açıklayacak başka bir fizyolojik sebep ortaya konamadı ise ve hastanın öyküsü de psişik öksürüğü düşündürüyorsa bu durumlarda psikiyatri konsültasyonu istenmesi uygundur.

  1. Kuru öksürük neden olur?

Öksürük, solunum sistemine yabancı ve zararlı cisimlerin alınmasını engelleyen, aşırı sekresyonları havayollarından atarak akciğeri koruyan bir mekanik savunma bariyeridir. Kuru öksürük diye tanımlanan öksürük genellikle balgamın çıkmadığı, ya da çok az yapışkan balgamın zorlanarak çıkartılabildiği öksürük şeklidir. Genellikle nöbetler halinde gelir, hastayı yoran bir öksürüktür. En sık karşılaşılan kuru öksürük nedenleri üst solunum yolları problemlerine bağlı geniz akıntısının tetiklediği öksürük, astım ve reflüye bağlı öksürüktür. ÜSYE sırasında geniz akıntısı az ve yapışkan ise kuru öksürüğe yol açabilir, sonrasında hava yolu hiperreaktivitesi dediğimiz bronşların iç yüzünü döşeyen zarda ödem ile giden astım benzeri tablo gelişirse bu durum da uzun süren kuru öksürüklere neden olabilir. Bir diğer kuru öksürük nedeni astımdır. Bazen astımın tek bulgusu- özellikle hafif astımda- uzun süreli kuru öksürük olabilir. Kuru öksürüğün gece artış göstermesi, eforla, keskin kokularla tetiklenmesi, tozlu ortamda, nemli ortamda ya da mevsim değişimlerinde alevlenmesi astımı düşündürür. Bunun dışında en sık kuru öksürük nedenlerinden biri de reflüdür. Beraberinde midede yanma ekşime, göğüs arkasında acıma hissi olabilir. Yemeklerden sonra öksürüğün artıyor olması, gece yatınca artması reflü akla getirmelidir. Ayrıca ülkemiz koşullarında tüberküloz hastalığı yani verem, bazı tansiyon ilaçları, sigara, akciğerlerde fibrozis dediğimiz durum, mediasten dediğimiz her iki akciğer arasında kalan boşluğa ait hastalıklar, psikolojik nedenler vb. birçok durum kuru öksürüğe neden olabilir.

  1. Kuru öksürük nasıl önlenir?

Öksürüğün önlenmesinde öncelik nedenleri ortadan kaldırmaktır.

Örneğin astım hastalığı varlığında tetikleyicilerden uzak kalınması önemlidir. Hasta alerjikse alerjisi olan maddeye yani alerjene bağlı tedbirler alınması, evde sigara içilmemesi, keskin kokulardan uzak durulması, en önemlisi de hastanın gereken ilaçlarını gereken dozda kullanması sağlanmalıdır. Elbette bunun için öncelikle astımın erken teşhisi önemlidir. Çünki bazen astımın tek bulgusu uzun süren kuru öksürük olup, hasta göğüs hastalıkları hekimine ulaşmaz ve solunum fonksiyon testleri yapılmaz ise astım tanısı alması gecikebilir.

Benzer şekilde üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası oluşan hava yolu duyarlılığında da astım benzeri bir tablo oluşur ve uzun süren kuru öksürüklere neden olur, bu durumda da özellikle alerjik bünyeli hastalarda erkenden havayolu duyarlılığına yönelik tedavi başlamak uzayan öksürükleri önleyecektir. Reflü açısından iyi bir öykü alınması da büyük oranda yol göstericidir. Yemeklerden sonra bazen de gece yatınca öksürüğün artışı öncelikle reflü düşündürür. Bu durumda hem gereken tedavi başlanır hem de hasta beslenme ve yaşam şekli konusunda bilgilendirilerek öksürük artışı önlenir. Yine kuru öksürük başladığında hastada kilo kaybı, gece terlemesi gibi başka bulgular da varsa mutlaka akciğer grafisi çekilerek tüberküloz yani verem olasılığı değerlendirilmeli, gerekiyorsa balgam ve kan tetkikleri istenmelidir. Bazen kullanılan tansiyon ilaçları kuru öksürüğe neden olabilir, hastanın kullandığı ilaçlar arasında buna yol açacak ilaç varsa değiştirilmesi önemlidir. Ayrıca sigara kesinlikle öksürük nedeni olup tüm bireyler için olabildiğince erken sigarayı bırakmaya teşvik edilmesi gereklidir.

  1. Fazla sigara içmek kuru öksürüğe neden olur mu?

Sigara öksürüğün en önemli nedenlerinden birisidir. Sigarada i aşkın birbirinden farklı zararlı madde bulunmaktadır. Sigara iritan bir maddedir. Dünyada en yaygın görülen madde bağımlılığı türü sigara bağımlılığıdır. Sigara içimi yaklaşık 50 kronik hastalığın, 20’ye yakın ölümcül hastalığın nedenidir. Sigaranın en iyi bilinen zararı akciğerler üzerinedir. Kronik akciğer hastalıklarının %80’den sigara sorumludur.

*KOAH’lıların %80’i sigara içen hastalardır, diğer yandan sigara içenlerin %20’sinde KOAH gelişmektedir. Sigara ve KOAH arasında doza bağımlı bir ilişki vardır, fazla sigara içenlerde KOAH gelişme riski daha yüksektir. Pasif sigara maruziyeti de KOAH gelişme riskini artırmaktadır. KOAH öksürüğün önemli nedenlerinden biridir.

*Sigara hava yollarında kalıcı hasarlar, akciğer savunma sitemlerinde harabiyet, akciğerlere yönelik tedavilerde cevapsızlık yaptığından kronik bronşit, amfizem gibi hava yolu daralmasına yol açan hastalıklara sebep olur.

*Sigara içenlerin yarısında kronik bronşit vardır. Bu hastalarda önce sabah öksürüğü ve balgam başlar, daha sonra nefes darlığı eklenir.

*Sigara astıma zemin hazırlar, astımın tedavisini zorlaştırır, ciddi astım krizlerine yol açar. Çocuk astımlılarda çevresel sigara dumanı maruziyeti en sık bildirilen havayolu iritanıdır. Sigara başta olmak üzere çevresel risk faktörleri ile temasın azaltılması, astım gelişimini önlemesinin yanı sıra, astımı olanlarda semptomların kontrol altına alınmasında önem taşımaktadır.

*Sigara yemek borusunun alt ucunun basıncını azalttığı için reflüyü arttırır. Reflü de öksürüğün önemli nedenlerindendir.

*Sigara vücudun bağışıklık sistemini baskılar, enfeksiyona zemin hazırlar. Sigara içenlerde üst solunum yolu enfeksiyonları, sinüzit, orta kulak iltihabı, akut tonsillit(bademcik iltihabı), farenjit sık görülür ve bunlara bağlı kuru öksürük yakınmaları çok sık ortaya çıkar.

*Sigara içenlerde akciğer kanseri içmeyenlere oranla kat fazladır ve akciğer kanserinde öksürük en önemli belirtilerdendir.

İçilen her sigaranın yaşamı 5 dk kısalttığı düşünülerek esrar ve eroinden 8 kat fazla bağımlılık yapıcı etkisi olan sigaradan uzak durulması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim.

ÖKSÜRÜK HAKKINDA MERAK ETTİĞİNİZ HER ŞEY

  1. Neden öksürürüz?

Öksürük, alt solunum yollarının kendini temizleme ve koruma amacıyla oluşturduğu refleks bir mekanizmadır. Genellikle öksürük istemsiz olarak gırtlak ve bronş ağacı arasında yer alan bronş iç yüzünü döşeyen zarın uyarılması sonucu oluşur. Hava yollarındaki sekresyon ve salgılar, yabancı cisimler, bronş dış duvarına bası yapan mekanik etkenler, nikotin, çamaşır suyu ve deterjanlar, kirli hava gibi iritan maddeler öksürük refleksinin başlamasından sorumludur. Öksürük süresine göre 3 gruba ayrılır.

*Akut Öksürük- 3 haftadan kısa süren öksürüktür. Üst solunum yolu enfeksiyonlarından soğuk algınlığı akut öksürüğün en sık nedenidir. Bununla birlikte akut öksürük alt solunum yolu enfeksiyonlarında, astımda, bronşektaziye bağlı, KOAH hastalarında alevlenmelerde, zatürrede, toksik gaz solunmasına bağlı olarak, yabancı cisim aspirasyonlarında (hava yollarına yabancı madde kaçması) ve akciğer embolilerinde de görülebilir.

*Subakut Öksürük- hafta arasında süren öksürüktür. Bu öksürük zatürre, bronşit ve çocuklarda boğmaca enfeksiyonları sonrası sıklıkla görüldüğü gibi; enfeksiyonla ilişkisiz olarak da; üst solunum yolu öksürük sendromunda-yani geniz akıntısına bağlı- astım hastalarında, GÖR ve bronşitte de karşılaşılan uzayan ve tekrarlayan öksürüktür.

*Kronik Öksürük- 8 haftadan uzun süren öksürük olup, bu durumda öncelikle sorulması gereken hastanın sigara içip içmediği ve ACE inhibitörü grubu tansiyon ilacı alıp almadığıdır. Eğer hastanın öyküsünde bunlar yoksa o zaman kronik öksürüğe en sık yol açan üst solunum yolu öksürük sendromu -yani geniz akıntısına bağlı öksürük-, astım ve GÖR.dür.

  1. Gece öksürüğü hangi rahatsızlıkların belirtisi olabilir?

  • Gece artan özellikle de gıcık tarzı kuru öksürük öncelikle astım hastalığını akla getirmelidir. Astım hastaları genellikle gece kuru öksürük yakınmaları ile uykudan uyanırlar. Ardından nefes darlığı atakları eklenebilir. Ayrıca;

  • Kronik üst hava yolu öksürük sendromu dediğimiz, üst solunum yollarında kronik sinüzit, alerjik rinit gibi durumlara bağlı geniz akıntısı gıcık öksürüğe yol açabilir. Bu daha çok alerji hastalarında görülen bir durumdur. Son olarak

  • Gastroözofajyal reflü gece öksürüklerine sıkça yol açan diğer bir durumdur. –Kronik öksürük şikayeti olan hastaların %’de neden GÖR’dür. Öksürük genellikle yemekten birkaç saat sonra başlar. Sıklıkla gece gece yattıktan sonra da öksürük ortaya çıkar. Öksürüğe, göğüste yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide şikayetleri, ses kısıklığı eşlik edebilir, ama şart değildir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konuda astım reflü birlikteliğidir. Astım hastalarının %’da reflü olduğu saptanmıştır. Özellikle günümüzdeki obesite, beslenme tarzı, katkı maddeleri, GDO’lu gıdalar vb. birçok nedenle  tüm dünyada alerji ve astım görülme hızı giderek artmaktadır. Bu nedenle de astım reflü birlikteliği üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur.

  1. Öksürük hangi durumlarda akciğer kanseri belirtisi olabilir?

Akciğer kanserinde öksürük hastaların dörtte birinde ilk belirtidir, ancak diğer şüpheli belirtiler olmadığında tek başına akciğer kanserini düşündürmez ve gözden kaçabilir. Tanı anında akciğer kanseri hastalarının %’de öksürük vardır ve %25’i balgamlı öksürüktür. Özellikle kanlı balgam önemlidir. Sigara içenlerde yeni başlayan öksürük, daha önce olan öksürükte karakter değişikliği ve de öksürükle birlikte kanlı balgam varlığında öksürük sebebi olarak mutlaka akciğer kanseri düşünülmeli ve tetkik yapılmalıdır. Kişinin özgeçmişinde pasif sigara içimi, asbest, radon gibi karsinojenlere (kanser yapıcı maddelere) maruziyet var ise akciğer kanseri akla gelmelidir, yine önceki hikayesinde geçirilmiş kanser öyküsü varsa akciğer metastazı olasılığı düşünülmelidir.

Üç haftayı geçen inatçı öksürüklerde göğüs hastalıkları uzmanına yönlendirilmesi ve akciğer grafisi çekilmesi önerilir.

Sigara içen ve kanlı balgamı olan hastalarda önce akciğer grafisi çekilmesi normal olsa bile tetkiklere devam edilmesi önerilir. Kanlı balgamı olan, 40 yaşın üzerinde ve akciğer grafisi normal olan kişilerin ileri tetkiklerinde akciğer kanseri tanısı konulma oranı % olarak saptanmış olup akciğer kanserinde erken tanı çok önemlidir.

  1. Öksürürken ciğerlerim acıyor, neden olabilir?

*Öksürürken göğüste acıma genellikle kuru öksürüğe balgam çıkaramamaya bağlı hava yollarındaki ödemin yangının hasta tarafından hissedilmesidir.

*Bunun dışında bazen uzun süren ciddi öksürükler kaburgalarda çatlaklara yol açabilir, bu durumda hasta nefes alıp vermekle ciddi batma şeklinde ağrı hissedebilir. Bu durum daha çok kemik erimesi olan hastalarda görülmekle birlikte nadiren genç hastalarda da ortaya çıkmaktadır.

* Reflü varlığında öksürükle beraber asitli mide içeriğinin yemek borusu oradan gırtlağa ve hatta aspirasyonla hava yollarına geçişi ile göğüste ciddi bir yanma acıma hissi oluşabilir. Bazen bu durum o kadar ciddi olur ki hasta kalp ağrısı sanabilir.

*Bunun dışındaPnömoni (zatürre), plörezi(akciğer zarları arasında sıvı birikmesi) gibi enfeksiyon hastalıklarında göğüsde acıma hissi olabilir. Bu durumlarda göğüs ağrısı ile birlikte genellikle yüksek ateş, öksürük, balgam çıkarma gibi belirtiler vardır. Ağrı çoğu kez diğer belirtilerle birlikte ani olarak başlar ve öksürük ya da derin nefes alma sırasında, batıcı karakterdedir ve göğüs duvarının yan kısmında duyulur. Enfeksiyon hastalığının tedavisi ile birlikte kısa sürede şiddeti azalarak kaybolur.

* Akciğer embolisi nedeni ile ortaya çıkan göğüs ağrısı yine yan ağrısı şeklindedir ve genellikle ani başlar. Akciğer embolisinde göğüs ağrısı dışında, ateş, nefes darlığı, öksürük, kan tükürme belirtileri olabilir ve ortaya çıkan bu tablo genellikle hastayı acile başvurmaya zorlar. Akciğer atardamarlarının veya atardamarların dallarından birinin herhangi bir nedenle tıkanmasıyla akciğerin kan akımının kesilmesine bağlı olarak oluşur. Tıkanan damarın büyüklüğüne göre hayatı tehdit eden bir durumdur. Akciğere giden ana atardamarlardan birinde ortaya çıkabilecek bir tıkanma ani ölüme bile yol açabilir. Belirtileri ani başlayan şiddetli ve keskin göğüs ağrısıdır. Göğüs ağrısı derin nefes alma veya öksürükle artar. Akciğer embolisinin diğer belirtileri nefes darlığı, hızlı ve kısa soluk alıp verme, kalp atışlarında hızlanma, huzursuzluk ve bitkinliktir.

*Pnömotoraks(Akciğer sönmesi) bir travma ya da yaralanma sonucu olabildiği gibi birçok akciğer hastalığının komplikasyonu olarak da kendiliğinden oluşabilir. Bu durumda ani olarak öksürükle birlikte göğüste acıma hissi, ağrı ortaya çıkar, özellikle yaşlı ve altta yatan ilerlemiş akciğer hastalığı olanlarda nefes darlığı ile birlikte seyrederek hastayı acile başvurmaya zorlar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir