1. VE 2. KÖRFEZ SAVAŞI'NIN ÖNEMİ
Körfez Savaşı Amerika'nın öncülüğünde çok hava kütlelerinin 17 Ocak 'de Irak’a karşı taarruzu ile başlamıştır. 1. Körfez Savaşı Irak’ın başarısızlığı ile sonuçlanmış. Irak’ın 6 nisan 'de Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyinin şartlarını kabul etmesi ile sona ermiştir. Amerika Birleşik Devleti'nin 20 Mart 'te tekrar Irak’a Savaş açması ile 2. Körfez Savaşı başlamıştır. 2. Körfez Savaşı Irak'ta Saddam Hüseyin'in dönemi bitmiş demokratik yönetime geçmiştir.
BİRİNCİ VE İKİNCİ KÖRFEZ SAVAŞI'NIN NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Irak İran ile ve yılları arasında yapmış olduğu savaşta ekonomik açıdan zarara uğramıştı. Bu zararı telafi etmek isteyen Irak Kuveyt’i işgal etmiştir. Kuveyt'in işgal edilmesi birleşmiş milletleri rahatsız eden bir durumdur. Bu duruma son vermek isteyen Birleşmiş Milletler Kuveyt boşaltmasını talep eder. Ancak Irak Kuveyt’i terk etmez. Bu durum neticesinde ise Amerika öncülüğünde çok uluslu koalisyon güçleri 17 Ocak tarihinde hava saldırısı ile savaşa başlar. Irak 1. Körfez Savaşı'nda başarısız olur. 6 Nisan tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanan şartları kabul ederek 1. Körfez Savaşı Irak’ın aleyhine sonuçlanır.
İkinci Körfez Savaşı ise Amerika Birleşik Devletleri'nin Irak’ın kitle imha silahları ürettiğine dair iddiası üzerine 20 Mart 'te başlamıştır. 2. Körfez Savaşı olarak geçen bu savaş sonuçları ise Amerika Birleşik Devletleri Birleşmiş Milletlerden asgari destek alamamıştır. ABD ve İngiltere 2. Körfez Savaşı'nda Irak Devleti'ne karşı koalisyon gücü oluşturmuştur. İkinci Körfez Savaşı'nın en önemli sonuçlarından biri ise Saddam Hüseyin Devri'nin Irak'ta bitmesidir. 30 Ocak tarihinde Irak’ta seçimler yapılarak demokratik sisteme geçirmiştir.
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
button
"Müttefiklere ait silahlı hava kuvvetleri iki saat önce, Irak ve Kuveyt’teki askeri hedeflere saldırmaya başladı.”
Dönemin ABD Başkanı George Bush, 17 Ocak ’de halka seslenerek, savaşın başladığını bu sözlerle duyuruyordu.
Saddam Hüseyin Kuveyt'e giriyor
Saddam Hüseyin, 2 Ağustos tarihinde birlikleriyle Kuveyt’e girmiş ve ülkeyi birkaç hafta sonra da ilhak etmişti. Bu saldırının ardında ekonomik gerekçeler vardı. İran ile yıllar süren Körfez Savaşı nedeniyle, Irak’ın dış borçları 40 milyar euroyu geçiyordu. Ayrıca İran ile savaşan genç askerlere istihdam sağlamak da pek kolay değildi. Petrol ihracatından ülke kasasına giren gelir de silahlanmaya harcandığı için, ekonomi çok zayıftı.
Bağdat yönetiminin en önde gelen kreditörleri Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’ydi. Saddam Hüseyin, kendi satışlarını artırabilmek için, bu iki ülkeye petrol üretimini kısmaları çağrısında bulunmuş, ayrıca Körfez ülkelerinden borçlarının silinmesini talep etmişti. Ancak Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri, bu taleplere olumsuz yanıt vermekle kalmayıp, Saddam Hüseyin’in iddialarına göre üstüne üstlük, petrol üretimini arttırarak, Irak’ın daha da zarar etmesine yolaçtılar. Irak diktatörü, ayrıca Kuveyt’i petrol çalmakla suçladı. Saddam Hüseyin, bu işgal ile hem ülkesinin sorunlarını çözeceğine, hem de Arap Milliyetçisi Mısırlı Abdül Cemal Nasır’ın halefi olma hedefine bir adım daha yaklaşacağını umuyordu.
Irak'a tepti büyüktü
Ancak Saddam Hüseyin, uluslararası toplumdan bu kadar tepki alacağını tahmin etmiyordu. ABD, bölgenin ekonomik ve jeostratejik önemini gözönünde bulundurarak, Arap Yarımadası’nda güç dengelerinin değişmesine göz yummaya hiç niyetli değildi. BM Güvenlik Konseyi, daha Irak birliklerinin Kuveyt’e girdiği gün, şartsız geri çekilmelerini talep etti ve dört gün sonra da Irak’a mali ve askeri ambargo koydu. Ve ABD Başkanı George Bush, Kuveyt’in işgalinden 6 gün sonra Suudi Arabistan’ın korunması için bin Amerikan askerini yola çıkarmıştı bile.
Irak'a karşı koalisyon
Kısa bir süre içinde Irak’a karşı, Ürdün dışındaki Arap komşuları da içine alan 28 ülkelik bir koalisyon oluştu. Özellikle komşu ülkeler, Batı tarafından yıllardır silahlandırılan Saddam Hüseyin’i kendileri için ciddi bir tehdit olarak görüyorlardı. Irak lideri, giderek yalnızlığa itildiğini görünce, bu sefer de Filistinliler’in haklarının savunucusu rolünü üstlenmeye çalıştı ve bir Ortadoğu Konferansı düzenlenmesini talep ederek, Kuveyt’ten geri çekilmesini, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarından çekilmesine bağladı. Ancak ABD bu talepleri reddetti. Saddam Hüseyin ise Körfez bölgesindeki tüm petrol yataklarını imha etme tehdidinde bulundu.
Schwarzkopf'a emir
Barışçıl bir çözüm için çabaların da sonuç vermemesi ve Irak’ın 15 Ocak tarihine kadar verilmiş olan ültimatoma uymaması üzerine, Başkan Bush, müttefik kuvvetler komutanı General Norman Schwarzkopf’a “Çöl Fırtınası Operasyonu”na başlanması emrini verdi.
Irak yerle bir oldu
İlk 14 saat içinde, Irak’a karşı oluşturulan ittifaka ait savaş uçakları tam uçuş yaparak, Irak’ın askeri ve sanayi tesislerini yerle bir ettiler. Saddam Hüseyin ise, pek etkilenmişe benzemiyor ve “tüm savaşların anası”nın başladığını duyuruyordu. Sadece birkaç saat sonra, haber ajansları, Irak’ın İsrail’e Scud füzeleri fırlattığını geçiyor ve alarm sirenlerinin çalındığını bildiriyordu.
İsrail'e saldırı
Bu saldırılarda toplam 13 İsrailli hayatını kaybetti. Fakat dönemin İsrail Başbakanı İzak Şamir, yine de misillemede bulunmadı ve böylece İsrail’i savaşın içine çekerek, Arap dünyasını arkasına almak isteyen Saddam Hüseyin’in planlarını bozdu.
Müttefik güçlerinin karadan da ilerlemesi üzerine Saddam Hüseyin 28 Şubat ’de yenilgiyi kabul ederek, ateşkes imzaladı, ama bu arada geri çekilirken de Kuveyt’te petrol yatağını ateşe vermekten de geri kalmadı.
Savaşın faturası belli değil
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’ya atılandan daha fazla bombanın atıldığı Irak’taki savaşın acı faturası ise bugüne kadar açıklığa kavuşturulabilmiş değil. Tahminlere göre, öldürülen Iraklı asker sayısı 85 bin ile bin arasında, sivil Iraklı sayısı ise 40 bin ile bin arasında oynuyor. Çatışmalarda ayrıca 4 bin ila 7 bin Kuveytli’nin öldüğü tahmin ediliyor. Koalisyon güçlerinin kaybı da, ölü olarak açıklanmıştı. Saddam Hüseyin ise yılında devrilene kadar iktidarda kalmaya devam etti.