özgecan aslan katili nereli / Özgecan Aslan cinayeti nasıl oldu? Özgecan’ın katili öldürüldü mü? Özgecan Aslan nerede öldürüldü?

Özgecan Aslan Katili Nereli

özgecan aslan katili nereli

kaynağı değiştir]

Cinayetin yaşandığı 11 Şubat tarihinde Özgecan Aslan, okuldan çıktıktan sonra Tarsus'ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezinde arkadaşından ayrıldı ve ikamet ettiği Mersin'e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra Özgecan Aslan'dan haber alınamayınca 11 Şubat 'te ailesi tarafından polise kayıp olduğu yönünde dilekçe verildi.[9] Bu tarihten itibaren, kayıp olan Özgecan Aslan’ı arayan jandarmanın, kendilerine yol soran bir minibüsten şüphelenmesi üzerine yapılan aramada minibüsün içinde kan izlerine rastlandı. Jandarma bu kişileri yakaladı. Ancak yapılan sorguda bir sonuca varılamadı ve şüpheliler serbest bırakıldı.[10]

Minibüste bulunan kadın şapkasının Özgecan Aslan'a ait olduğunun Özgecan'ın babası tarafından teşhis edilmesi üzerine Jandarma, minibüsü yeniden incelemeye aldı. Yeniden sorguya alınan iki şüpheli, (Suphi Altındöken'in babası ve arkadaşı) cinayeti itiraf ettiler ve 3. bir kişinin de kendilerine yardım ettiğini söylediler. Böylece 3. kişi olan Suphi Altındöken'in aranması süreci başladı.[10]

Minibüs şoförünün ifadesinde yer alan bilgilere ilişkin haberlere göre, şoför Suphi Altındöken, Mersin'e D karayolundan gitmesi gerekirken güzergâh değiştirerek Tarsus - Mersin Otoyolu'na doğru saptı. Sürücünün güzergâhını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayan ve tepki gösteren Özgecan, şoförle tartıştı. Tecavüz girişiminde bulunan Suphi Altındöken'e Özgecan biber gazı kullanarak engel olmaya çalıştı.[11] Ancak bunun ardından Suphi Altındöken tarafından birkaç kez bıçaklandı[12] ve demir çubukla öldüresiye dövüldü. Tarsus'a geri dönen zanlı olayı babasına ve bir arkadaşına anlattı ve yardım istedi. Üç kişi olay yerine döndüler ve Özgecan Aslan'ın cesedini ormanda ateşe verdiler. Özgecan'ın direndiği sırada zanlı Suphi Altındöken'in yüzüne tırnaklarını geçirmesi nedeniyle bu üç kişi Özgecan'ın ellerini keserek, olası bir DNA tespitinde bir eşleşmenin önüne geçmek istediler. Özgecan'ın tecavüze uğrayıp uğramadığı hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi raporuna göre, maktul Özgecan Aslan'a tecavüz edilmediği belirlendi.[12][13][14]

Zanlıların tümünün yakalanmasından sonra polise verdikleri ifadeler sonucu Özgecan'ın cesedi, Cinderesi yatağında yüzünün ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulundu. Tarsus Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ceset yandığı için kimlik tespiti Özgecan'ın kıyafetleri üzerinden yapılabildi.[10]

Soruşturma ve dava aşaması[değiştir kaynağı değiştir]

Özgecan Aslan, Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1. sınıf öğrencisiydi. Mersin'de doğup büyüdü ve psikolog olmak istiyordu. Ailesi onu bu konuda destekledi. Özgecan, okuduğu vakıf üniversitesinden yüzde 50 burs kazanmasına karşın annesi Songül Aslan, kızının eğitimi için kendisine bir iş buldu. Özgecan'ın planları arasında yaz tatillerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bir otelde çalışmak da vardı. Böylelikle kendisi de eğitimi için bir miktar para kazanarak ailesine yardımcı olabilecekti.[3]

Cinayeti işlediğini itiraf eden Suphi Altındöken ve ona cinayette yardım eden babası ise Tarsus'un zengin ailelerinden biriydi. Kuyumculuk işlerinde iflas ettikten sonra baba ve oğul minibüs şoförlüğü yapmaya başladılar. Baba Necmettin Altındöken'in de olaydan önce polis kayıtlarında kaçakçılıktan sabıkası olduğu ve kısa süre önce bir trafik kazasına karıştığı belirlendi.[7]

Özgecan'ın arkadaşlarının iddiasına göre minibüslere binmek her zaman zordu. Yolculuk sırasında aynalardan bakan şoförler ve yolcular tarafından sürekli izlenmeleri bu yolu kullanmak zorunda olan öğrenciler arasında korku yaratıyordu.[8]

Cinayet ve zanlıların yakalanması[değiştir

Özgecan’ın katilinin babası yoğun bakımdan çıktı; ilk isteği oğlunun cenazesine katılmak oldu

Mersin’in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Adana’da cezaevinde öldürülen katili Ahmet Suphi Altındöken’in annesi N.T’nin, oğlunun cenazesini toprağa verememesi nedeniyle psikoloji bozuldu. Aile adına avukatları cenazenin defni için Tarsus Belediyesi’ne başvurunun sonucunu beklerken, hayati tehlikeyi atlatan hükümlü baba Necmittin Altındöken'in de oğlunun cenazesine katılmak istediği öğrenildi.

Sanıkların Altındöken cinayetiyle tutuklanmasının ardından gözler Adana Devlet Hastanesi morgunda bekletilen cenazenin defnine çevrildi. İlk gece Tarsus’a götürdüğü oğlunun cenazesini toprağa veremeyince tekrar Adana’ya getiren anne N.T, yaşadıklarına, "Cenazesini defnedemiyorum. Çöpe mi atayım?" diye tepki göstermişti.

Eşinden daha önce ayrılmış olan N.T’nin'nin bir taraftan oğlunun ölümü, diğer taraftan onu toprağa verecek bir mezar yeri gösterilmemesinin yaşattığı travma nedeniyle ruhsal sorunlar yaşamaya başladığı, bu yüzden de defin işlemlerini avukatının takip ettiği belirtildi.

Yakınları, eşinden boşanan anne N.T’nin, oğlunun cenazesini Tarsus Asri Mezarlık ya da köyü olan Kocaköy Mahallesi’nde defnetmekte ısrarcı olduğunu söyledi. Bu nedenle ailenin avukatı bir kez daha Tarsus Belediyesi’ne bugün defin için başvuruda bulundu, izin verilmediği takdirde konunun Adana Bölge İdare Mahkemesi’ne taşınacağı belirtildi.

İlçe belediyesi mezarlıkların sorumluluğunun Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu ileri sürerken annenin defin talebinde bulunduğu Kocaköy mahallesi muhtarı Rıfat Öcalan da, "Gömdürmem, bu benim yetkimde" diyerek mezarlığın kapısını kilitlemişti.

Babanın sağlık durumu iyi

Aynı saldırıda vurulan baba Necmittin Altındöken’in tedavisi TOKİ Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nde sürerken, sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Baba Altındöken’in de oğlunun cenazesine katılmak istediği bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuracağı bildirildi.

6 kişi tutuklandı

Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 11 Nisan’da öldürülen Ahmet Suphi Altındöken’in katil zanlısı olan hükümlü Gültekin Alan ile ona yardım ettiği ileri sürülen hükümlü Ahmet Tekin Baykal ile tutuklu Ferhat Yüksel hakkında bu suçlamadan da dün tutuklama kararı verildi. Ayrıca infaz koruma memuru Hacı Ahmet Özdoğan, hükümlü Hüsamettin Bağlar ile tabancayı cezaevine sokan eşi Gamze Bağlar da dün akşamki tutuklama kararından sonra aynı cezaevi kampüsünde farklı bölümlere konuldu. Soruşturma dosyayla ilgili gizlilik kararı alınması nedeniyle, sanık avukatları şüphelilerin ifadelerine ulaşamadı.

Başsavcılıktan yazılı açıklama

Bu arada Adana Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili yazılı açıklama yaptı. Olayın, Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nin B Bloku’nda meydana geldiği belirtilen açıklamada, hükümlü Gültekin Alan ile aynı koğuşta kalan Ferhat Yüksel’in spor salonuna götürüldüğü sırada olayın meydana geldiği bildirilirken açıklamada şu bilgiler yer aldı:

"Gültekin Alan’ın daha önce üzerine sakladığı silahı çıkarıp iki personeli spor salonu giriş koridoruna kapattığı, koşarak maktul Ahmet Suphi Altındöken’in odasının olduğu koridora yöneldiği ve koridorun sonunda bulunan odanın mazgalından ateş etmek suretiyle her iki hükümlüyü yaraladığı anlaşılmıştır. Olayı haber alan ceza infaz kurumu ani müdahale ekibinin, eylemden yaklaşık 4 dakika sonra olayda kullanılan silahı, hükümlü Alan’dan alarak şahsı etkisiz hale getirdiği, yaralı Ahmet Suphi Altındöken ile Necmittin Altındöken’in vakit kaybetmeksizin ilk olarak ceza infaz kurumundaki revire, ardından da görevliler tarafından olay yerine çağrılan Acil Servis görevlilerince hastaneye sevklerinin sağlandığı tespit edilmiştir. Olayı gerçekleştiren, azmettiren, olayda kullanılan silahın ceza infaz kurumuna sokulmasında yardımcı olduğu belirlenen, suç grubu olarak eyleme destek veren 1’i infaz koruma memuru olmak üzere 6 şüpheli, ’Tasarlayarak öldürme’ ve ’Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’ suçlarından sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştır.

Konuyla ilgili Adalet Bakanlığımızca 1 müfettiş ve 2 cezaevi kontrolörü görevlendirilmiş olup, Adana Cumhuriyet Başsavcılığımızca da olaya ilişkin yürütülen adli soruşturma çok yönlü olarak titizlikle sürdürülmektedir. Olayla ilgili olarak adli ve idari yönden başlatılan soruşturmanın selameti bakımından, görevlerinin başında kalmaları sakıncalı görüldüğünden ceza infaz kurumu müdürü ve ikinci müdürü tedbiren görevden uzaklaştırılmış, 3 personel de olayda kusur ve etkileri olduğu değerlendirildiğinden açığa alınmıştır. İdari olarak ayrıca eyleme doğrudan katılanlar dışında, ihmali bulunanlar hakkında da detaylı inceleme ve soruşturma devam etmektedir."

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir