Sakız çiğnemek her yaştan insanın vazgeçilmez alışkanlıklarından biri. Aslında hiçbir rasyonel nedeni olmamasına rağmen sakız çiğneme basit bir etkinlik olarak başlayıp insanlar için alışkanlık haline geliyor. Bu alışkanlıktan nasibini alan herkes hayatlarının bir bölümünde mutlaka sakız yutuyor. Özellikle çocukluk döneminde sakız yutanlar, zararlı olduğu gerekçesiyle büyüklerinden sert bir uyarı almış olabilir. Bu sert uyarının arkasında dehşete düşüren bir şehir efsanesi gizli. Öyle ki yutulan sakız tam 7 sene parçalanmadan midede kalır inancı hala devam ediyor. Peki bu bilgi doğru mu? Yutulan sakıza gerçekte ne oluyor?
Tarihteki ilk sakızlar doğal ağaç reçinelerinden üretiliyordu. yüzyılda ise çiğnenebilir olan bu malzemenin ticari yolu açıldı. İlk büyük sakız üretim tesisini John B. Curtis isimli bir iş insanı kurdu. Curtis, sakız fabrikasını kurduktan sonra aromalarla ve çeşitli kimyasallarla deney yapmaya devam etti. yılında ise balonlu sakızlar ortaya çıktı.
Günümüzde sakız hamurunun elde edilmesinde çeşitli bileşenler kullanılıyor. Bunlar arasında; raf ömrünü uzatmaya yardımcı olmak için koruyucu maddeler, dolgu maddeleri, yumuşatıcı, tatlandırıcı, glikoz şurubu ve çeşitli aromalar bulunuyor. Sentetik polimer, parafin ve aspartam gibi maddelerin sakız üretiminde kullanılması her ne kadar tartışmalı olsa da uzmanlar bu besinin güvenli olduğunu iddia ediyor.
Uzmanlar çoğunlukla sakız yutmanın zararsız olduğunu belirtiyor. Çok nadir görülse de sakız yutmak bağırsak tıkanıklığına neden olabiliyor. Bu durum mide, sakızı parçalayamadığı için oluyor. Sakız yutulduktan sonra karın ağrısı, kusma ve kabızlık gibi belirtiler görülüyorsa mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.
Mide sakız hamurunu sindiremese de sanıldığı gibi 7 sene midede kalmıyor. Peki yutulan sakıza ne oluyor? Sindirim sistemi bir şekilde diğer tüm atıklarla birlikte sakızı da vücuttan atıyor.
yılında yapılan bir araştırma, 3 çocuğun sakız yutması nedeniyle bağırsaklarının tıkandığından bahsediyor. Ancak yapılan araştırmalar sonucu çocukların sık sık ve çok miktarda sakız yuttuğu tespit ediliyor.
Kaynak: 12
Pek çok kişinin severek tükettiği sakız, yutulunca bağırsakta ve midede istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Fark etmeden yutulan sakız direkt mideye giderken mide uzun bir süre sakızı sindiremiyor. Büyüklerimiz 'Midene yapışır, 7 yıl vücudunda kalır' gibi söylemlerde bulunurken bu iddialar gerçekten doğru mu? İşte uzmanların sakız hakkında uyarısı
Sakız yutmak zararlı mı?
Sakız, ikinci Dünya Savaşı'na kadar Sapodilla ağacının çiklet denilen özsuyundan yapılmaktaydı. Tarihi çok eskilere dayanan sakız, hala günümüzde binbir çeşidi ile market raflarında yer alıyor. Peki, sakıt yutunca ne oluyor?
İnsanların sindirim sistemi kişiden kişiye göre değişmektedir. Bu yüzden sakızlar mideye yapışmaz fakat zor sindirilebilir. Bu yüzden yutulan sakız nromalde 1 veya 2 güne dışkı yoluyla vücuttan atılır. Bu süreç uzayabilir.
Sakız yutmanın herhangi bir zararı bulunmaz. 7 yıl midede kalma gibi bir durumda söz konusu değil. İnsanlar ne yerse yesin mutlaka dışkı yolu ile vücudunu temizliyor.
Sakız bağırsaklara yapışıyor mu? Peki, küçük yaştaki çocuklar sakız yutsa ne olur?
DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ
Sakız bağırsaklara yapışmaz. Tamamen bir çözünme olmasa da dışkıya karışır. Sadece sakızın çok büyük olması sıkıntı yaratabilir. Büyük sakız mide ağzından geçip mideye giremeyebilir.
Peki, küçük yaştaki çocuklar sakız yutsa ne olur?
Yine küçük çocuklarda sakız yutumu herhangi büyük sorunlara sebebiyet vermez. Hatta çocukların sindirimi daha hızlı olduğu için hazmı daha kolay oluyor.
Yutulan sakız, sindirim sisteminde 10 yıl kalıyor. Bu da bağırsaklarda ciddi değişikliklere neden olabiliyor. İçeriğine bakıldığında lezzetli ama hazmı zor karışımlardan oluştuğu için bu mümkün. Tıp kitapları da yutulan sakızların birçok probleme neden olduğunu yazıyor.
Pediatrics'de yılında çıkan bir makale, üç farklı vakayı en kötü örnekler olarak sıralıyor.
İlki, 2 yaşından beri sakız çiğnemeyi çok seven 4,5 yaşındaki bir erkek çocuğu anlatıyor. Ailesi duruma müdahale ettiğinde çocuk, sakız adedini yediye çıkarmıştı. Doktorlar, çocuğun boğazını tıkayan kütleyi elle çıkarmak zorunda kaldılar.
İkinci vaka da, yine 4 yaşında gün içinde çok sık sakız tüketen bir çocukla ilgili. Bir sonraki sakızı çiğneyebilmek için çiğnediklerini yutan çocuğun midesinde farklı sakızlardan çok renkli bir kütle oluştu ve doktorların acil olarak müdahalesi gerekti.
Son vaka ise düzenli sakız çiğneyen 1,5 yaşındaki bir çocuğu anlatıyor. Küçük kız, çiğnediği sakızın içine 4 tane bozuk parayı ekleyince acil olarak hastaneye kaldırıldı.
'ARABA LASTİĞİ'NDEN SAKIZA
Bunlar, milyonlarca vakadan sadece üçü. Yüzyıllardır, çiğnenen sakızlar yanlışlıkla yutulabiliyor. İncelenen katran birikintileri ise sakızın ilk olarak, milattan önce yılında Kuzey Avrupa'da özellikle de yaş arasında çiğnendiğini gösteriyor.
Eski Yunanlıların nefeslerini tazelemek için ağaçlardan elde ettikleri sakızı baharatlayarak çiğnedikleri biliniyor. İngiliz kolonileri ise Amerika'ya yerleştiklerinde kıtanın yerlilerinden bu geleneği devralıyor.
Sakızın modern haline kavuşması ise bir mühendislik hatası sonucu oluşuyor. yüzyılda ağaçtan elde edilen lateks adlı madde, lastiğe eşdeğer bir madde olarak görülüyor. yılında Meksika'nın sürgündeki eski başkanı Antonio López de Santa Anna, Thomas Adams'a bu görevi veriyor. Ancak bir sorun oluşur ve proje başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak, Adams'ın adı bu madde ile anılır.
Madde, araba lastiklerinde kullanılamasa da dikkat çekici özllikleri vardır. Kuruduğunda su içinde çözülmez ve tam bir plastiktir. Adams, yılında uzun süre çiğnenebilen ve parafin ile tatlandırılmış lezzetli bir sakız üreterek patentini alır. Wrigley ise sakızı bugünkü ününe kavuşturur.