4 dakika
Negatif düşünceler bazen bizi esir alır. Bu yazımızda iyi düşünme sanatıyla hayatımızdaki zorluklara karşı bakış açımızı nasıl değiştirebileceğimizi anlatıyoruz.
Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021
İyi düşünme, düşüncelerimizin akışı üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak, yaşam kalitesine yatırım yapmaktır. Çünkü olumsuzluk düşüncesini kontrol eden kişi, duygularını da doğrudan etkileyebilme yeteneğine sahiptir. Çünkü daha iyi düşünen ve hisseden kişinin düşünce tarzı, davranışını, bedenini ve hatta kendi sağlığını da etkiler. Sonuçta mutluluğun kaynağı dışarıdan değil içimizden gelir.
Bu ilkeler konusunda hepimiz net olsak da, günlük hayatımızda negatif ve olumsuz olayları eleştirmeye bayılan o iç ses, bizim peşimizi hiç bırakmaz. Bize geçmişte yaşadığımız başarısızlıkları hatırlatır. Bu iç ses, bizi anksiyetenin eşiğine çeken, bir şeyi yapmadığımızda neler olabileceğini ya da olmayacağını tahmin etmemizi sağlayan şeydir. Bizimle özdeşleşen bu düşünce tarzı, bizi umutsuzluğa sürükler. Bu nedenle, bakış açışını değiştirmekte fayda vardır.
“Olumsuz düşüncelerden kurtulamayanlar, hiçbir zaman yıldızların sırrına öğrenemedi ya da bir başka insana umut olmadı.”
– Hellen Keller
Sinirbilimciler bize insan beyninin negatiflere odaklanmaya programlandığını hatırlatmaktadır. Negatife odaklanma sorunu, DNA’mıza bulunan kötü huylu bir tümör ya da bize verilen bir ceza değildir. Hayatta kalma mekanizmamızdır. Tehlikeleri önceden tahmin ettiğimizde (gerçekten var olmasalar bile) kendimizi bu tehlikelere karşı savunmaya alırız. Endişe, huzursuzluk veya anksiyete gibi faktörlerin boyutları, her zaman “uyanık” olmamızı sağlamak için tehlike anında kortizol gibi çeşitli kimyasalları serbest bırakır.
Diğer taraftan, nöropsikologların da bize anlattığı gibi olumsuz düşünceler sigara dumanı gibi beynimizi esir alır. Sadece sağlığımızı ve günlük hayatımızı etkilemezler. Çoğu zaman bizimle beraber, ailemizi, çevremizi, iş arkadaşlarımızı da etkilerler. Çünkü negatif düşünceler bizi dinleyenlerin de düşünce yapısını değiştirir, sonuç olarak onlar da gergin ve huzursuz hissetmeye başlarlar.
Bu nedenle, düşünme tarzımıza girerek daha iyi düşünmeyi öğrenmeli ve yaşam kalitemize yatırım yapmalıyız.
Barbara Fredrickson, pozitif psikoloji konusundaki çalışmaları ile tanınan, Stanford Üniversitesinde çalışan bir bilim insanıdır. Çalışmasında bize açıkladığı gibi, olumsuz önyargıların üstesinden gelmek, elde edildiğinde karlı bir yatırım haline dönüşür. İyi düşünmek, bir sanattan daha çok, beynimizin “fabrika” ayarlarını değiştiren sürekli eğitimin sonucudur.
Yukarıda da açıkladığımız gibi, zihnimizin doğal eğilimi, hayatta kalmamızı sağlamak için bizi olumsuza odaklamaktır. Bu nedenle, yalnızca risklerden kaçınmaya değil, aynı zamanda refah ve mutluluğa da yatırım yapabileceğimiz bir başka rota planına, bir başka programa kendimize dahil edebilmeliyiz. Sonuç olarak, olumlu düşünme açıklık, denge oluşturur ve bize yeni rotalar sunar. Kendimizden daha emin ve proaktif olmak için korkunun bataklıklarında kendimizi serbest bırakmalıyız.
Şimdi beynimize olumlu düşünme sanatını öğretmek için nasıl eğitebileceğimize bakalım:
Daniel Goleman, “Odaklanma” adlı kitabında bize dikkatimizi eğitmenin önemini hatırlatmaktadır. Beynimizi, dengesiz bir zihnin hizmetine sunacak bir varlık olarak değil, kas hizmetimize sunulacak bir bütün olarak görmeliyiz. Amaç, bu temel psikolojik sürecin dış uyaranlardan veya anarşik düşünceden çok bizim tarafımızdan kontrol edilmesini sağlamaktır.
İyi düşünmek bir amaca sahip olmayı gerektirir. Olumsuz ve hiçbir temele dayanmayan, kafamızda gezinen bu söylentiler, her şeyi etkisi altına alan yönünü kaybetmiş, bir kasırga gibidir. Bu nedenle, bu hiçbir faydası olmayan bu zihinsel önyargıları yıkmak için amacımızı belirlememiz gerekir.
Kendimi iyi hissetmek istiyorum, sakin olmak istiyorum, hedeflerime ulaşmak istiyorum, kendimle iyi olmak istiyorum…
Tüm bu hedeflerin bir yönü, net bir anlamı vardır. Bu şekilde düşünerek dikkatimizi ana odaklamalıyız, yapmamız gereken tek şey; tüm amaçlarımızı tek tek inanarak ifade etmektir. Hedef belirlemek, mutluluğun anahtarıdır, hayata anlam katmak, heyecanlanmak ve bu olumlu duyguların davranışımızı etkilemesine izin vermektir.
İyi düşünmek sadece iyi bir odaklanma, yeterli dikkat, amaç ve irade gerektirmez. Aynı zamanda, beynimize pozitif bilgilerle çalışmanın önemini hatırlatmak için bağlantılar kurmayı gerektirir. Bununla ne demek istiyoruz? Basit bir şekilde açıklamak gerekirse; bazen, kendimize “gerçekleştirmek istediğim bir hedefim var” desek de, beynimiz hala eski mekanizmalarda, olumsuz ve bizi hedeflerimize ulaşmamıza engelleyen yollarda konumlanmaya devam eder.
Sonuç olarak, iyi düşünmenin daha iyi yaşamamıza ve yeterli bir iç denge oluşturarak anın tadını çıkarmamıza izin verdiğini konusunda hemfikiriz. Yani, “iyi düşünme” aynı zamanda derin kişisel bir çalışma gerektirir. Kendimizi daha iyi bir şeye layık hissetmek için şimdiki “Ben” ile uzlaşmalıyız. Ancak bu şekilde gelecekteki “ben” kendisini daha güçlü, yaratıcı ve kendini seven biri olarak yetiştirecektir.
İlginizi çekebilir ...Bizi insan yapan en önemli özelliklerimizden biri düşünme yeteneğimizdir. Olumlu düşünme ise hayatımızı güzelleştirebilme özelliğine sahiptir. Bilişsel bir süreç olan olumlu düşünme becerilerini etkin bir şekilde kullanma, bireyin olumlu imgeler oluşturmasına, iyimser fikirler geliştirmesine, problemlere uygun çözümler bulmasına, olumlu kararlar almasına ve hayata daha mutlu bakabilmesine yardım eder (Akın ve ark. 2015).
Olumlu düşünme negatifi görmezden gelerek, gerçekçi olmayan bir dünya görüşüne sahip olmak değildir. Olumlu düşünce kişilerin karşı karşıya kaldığı olayların ve durumların, olumlu ve olumsuz yönlerini kabul etmesinin ardından, olumlu bir şekilde odaklanması ve yorumlamasıdır ( Akt, Akın ve ark. 2015, Bekhet & Zauszniewski, 2013; Tod, Warnock, & Allmark, 2011).
Olumlu düşünmenin, etrafımızı olumlu düşünen insanlarla çevirmenin önemi bazı insanlar tarafından abartı olarak nitelendirilmekte. Ama durum gerçekten de böyle mi? Gelin, olumlu düşüncenin hayatımız üzerindeki pozitif etkilerini anlamak için, hep beraber iki farklı hayal kuralım.
Birinci hayalimizde siz hayata karşı olumsuz bir bakış açısına sahip bir insansınız. Bu bakış açınız hayatınızın her alanına yansımış durumda. Güzel bir bahar sabahı uyanıyorsunuz. Sağlıklı bir şekilde uyandığınızın farkında bile olmadan, gözünüzü dünyaya açar açmaz zihninizin içinden şikayet etmeye başlıyorsunuz. Tüm gününüzü hayatınızdaki ve dünyadaki negatifliğe odaklanarak geçiriyorsunuz. Dikkatiniz ne yeni açan ağaçlarda, ne de önünüzden geçen kelebekte. Arkadaş çevreniz de sizin gibi, dünyaya olumsuz gözlerle bakan insanlardan oluşuyor. Buluştuğunuz zaman ya onlar, ya siz durmadan şikayet edecek bir konu buluyorsunuz. Hayatı bir sıkıntılar yumağı olarak görüyorsunuz. Zaten sizden başka herkes şanslı öyle değil mi? Bu hayalden içiniz mi sıkılmaya başladı? Güzel. O halde hayal bile olsa olumsuz düşünmenin duygu durumumuzu negatif etkilediğinin farkına vardınız.
Şimdi hazırsanız ikinci hayalimize başlayalım. İkinci hayalimizde yağmurlu bir güne uyanıyorsunuz. Rehberiniz içinizdeki güneş olduğu için hava durumu sizi etkilemiyor. Kafanızın içinde güne dair güzel planlar var. Siz gerçekçi bir iyimserliğe sahip bir insansınız. Problem odaklı değil, çözüm odaklısınız. Arkadaş çevreniz de sizin gibi olumlu insanlardan oluşuyor. Onlarla görüştüğünüz zaman içinizi güzel hisler sarıyor. Buluştuğunuzda birbirinize hayallerinizden ve hedeflerinizden bahsediyorsunuz. Birbirinize cesaret veriyorsunuz.
Hayatın pozitif ve negatifin bir bileşimi olduğunun da, dünyadaki problemlerin de farkındasınız ama siz pozitife odaklanmayı tercih ediyorsunuz. Çünkü neye odaklanırsak onu büyüttüğümüzün bilincindesiniz. Önünüze çıkan problemleri çözeceğinize olan inancınız tam. Kendinize ve hayata güveniyorsunuz. Hayata bu şekilde bakmanızın en önemli nedeninin zihninizdeki olumlu düşünceler olduğunun bilincindesiniz. Ve olumlu olmanın da bir tercih olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Vaktinizi başkalarının dedikodusunu yaparak ya da negatif insanların toksik enerjisini üzerinize alarak değil, kendinize ve dünyaya faydalı olacak aktivitelerle geçiriyorsunuz.
Evet, hangi hayal hoşunuza gitti? Siz hangi hayali kendinize yaşatmak istiyorsunuz? Birinci hayali mi, yoksa ikinci hayali mi? Unutmayın, düşüncelerimizin çoğu ve hareketlerimizin hepsi birer seçimdir. Ve tüm bu seçimler bir araya gelerek bizim gerçekliğimizi yaratırlar. Siz kendinize nasıl bir gerçeklik yaratmak istiyorsunuz? Durmadan olumsuz düşünerek ve şikayet ederek hayatı kendinize zorlaştırmak mı istiyorsunuz, yoksa olumlu düşünüp hayatınızı daha da güzel bir hale getirmek mi? Seçim sizin. Tercihinizi her zaman olumlu olmaktan yana kullanmanız dileklerimle.
Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için [email protected] adresine yazabilirsiniz. Hayatı güzelleştirmeyle ilgili psikoloji egzersizlerini ise @ranakutvan Instagram hesabımdan paylaşıyorum.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Akın, A. Uysal, R. Akın, Ü. (2015). Olumlu Düşünme Becerileri Ölçeğinin Türkçe Formunun Geçerlik Ve Güvenirliği. Akademik Bakış Dergisi Sayı: 51 Eylül – Ekim 2015. Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi.
Bekhet, A. K., & Zauszniewski, A. (2013). Measuring use of positive thinking skills: Psychometric testing of a new scale. Western Journal of Nursing Research, 35(8) 1074–1093.
Tod, A., Warnock, C., & Allmark, P. (2011). A critique of positive thinking for patients with cancer. Nursing Standard, 25, 43-47.
İlginizi çekebilir: Psikolojide umut kavramı: Motivasyonunuzu ve umut seviyenizi yükseltmek için 5 öneri
Pozitif düşünme yöntemleri, kişinin sinir, stres ve kaygıdan uzak olumlu bir hayat sürebilmesi için oldukça büyük öneme sahip bir konudur.
Pozitif düşünme ya da olumlu yaklaşım bireylerin yaşamış olduğu çeşitli sorunlara karşı çıkması ve bunların üstesinden gelebilmesi için oldukça önemlidir. Günümüzde birçok kişinin gerek iş hayatında gerekse sosyal hayatta çeşitli sıkıntılar ile karşı karşıya kaldığını bilmekteyiz. Bu aşamada bireyin oldukça yıprandığını ve bu durumun can sıkıcı hale geldiğini söylemek mümkündür. Özellikle kaygı, üzüntü ve stres bunun temelini oluşturmaktadır. Ancak bu durumu pozitif düşünce yöntemleri ile birlikte aşabilmeniz mümkündür. Peki, pozitif düşünce yöntemleri nelerdir? Hemen sizlere açıklayalım.
Pozitif düşünce yöntemleri sizlerin hayata karşı daima olumlu bir tutum içerisinde hareket edebilmenize olanak sağlamaktadır. Bu sizlerin yaşamış olduğunuz tüm olumsuzlukları bir kenara bırakarak daha mutlu ve sağlıklı bir hayat sürmenize olanak sağlamaktadır. Peki, pozitif düşünmek için ne yapılmalı? Hemen maddeler halinde sizlere listeleyelim.
Yukarıda belirtmiş olduğumuz ana başlıklar sizlerin mutlu olabilmeniz için atacağı en önemli adımlardır. Bunları ve bunların içeriğinde yer alan diğer etkenleri göz önünde bulundurarak sizlerde pozitif bir şekilde hayatınızı sürdürebilirsiniz.
Olumlu düşünmenin faydaları ya da başka bir deyişle olumlu düşünmenin başlıca faydası stresten uzaklaşarak daha sağlıklı bir hayat sürmektir. Pozitif düşünme sizlerin hem psikolojik olarak hem de fizyolojik olarak rahatlamanızı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra bu durum çevrenize de yansıyarak sizleri daha saygın bir hale getirecektir. Çevrenizde etki uyandırmak için öncelikle kendinizi değiştirmeniz gerektiğini unutmayın.
Olumsuz düşünceler ya da farklı bir deyişle negatif düşünceler bizleri üzgün, şüpheci ve karamsar bir hale getirmektedir. Olumsuzluklara odaklanan bir düşünce sistemi daima en kötüsünün hissedilmesine yol açmaktadır. Bu durum karşısında bireyler kendisini koruyamayacak durumda hissederek öz güven yitisini kaybetmektedir. Bunun yanı sıra stres, kaygı, üzüntü ve ani duygu değişimi gibi pek çok olumsuz duygu ve düşüncenin de olumsuz düşünceler nedeniyle kaynaklandığını ve bireyi yıprattığını söyleyebiliriz.
Pozitif düşünce yapısı tamamen bireyin elinde olan bir unsurdur. Daha doğrusu bireyin iç dünyasında yer alan korku ve kaygıyı yenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Pozitif düşünmek için ne yapmanız gerektiğine ilişkin olarak yazımızın başında sizlere 10 adet madde sunmuştuk. Bu maddelere destekleyici nitelikte maddeler ekleyerek yapmanız gerekenleri sizlerle paylaşalım.
Olumlu düşünme sizlerin hataları ya da sıkıntıları kabullendiğiniz anlamına gelmemektedir. Oluşan yanlış algıyı yıkarak olumlu düşünmeye çalışın. Ayrıca önünüze çıkacak herhangi bir problem karşısında bunun en iyi şekilde üstesinden gelmeye çalışmalısınız. Bu sıkıntı ve problemleri birer iyileştirme fırsatı olarak görüp bunların üzerine gitmeniz gerekmektedir. Bunun yanı sıra bunu başarabilmek içinse öncelikle kendinize duyduğunuz güveni en üst noktaya çıkarmalısınız. Eğer bunu tam anlamıyla sağlayabilirsiniz karşılaşacağınız tüm sorunlar üzerinde sakin, pozitif ve yerinde kararlar verebilirsiniz. Bu sizlerin öz güvenini artıracağı gibi aynı zamanda çevrenizin de size duymuş olduğu saygıyı artıracaktır.
Nasıl pozitif düşünülür? Sorusuna yönelik olarak edinmeniz gereken bilgileri sizlerle paylaşmaya çalıştık. Hayatınızda karşınıza çıkan herhangi bir sorunu engel değil, bir basamak olarak görmelisiniz. Ayrıca her engel sizlerin zirveye ulaşmasını sağlayacak bir basamaktır. Bu engelleri can sıkıcı olarak görenler daima basamakların aşağısından yukarıyı izlemek zorunda kalacaktır. Ancak bu engelleri birer basamak olarak görenler daima zirveye ulaşacaktır.