kaynağı değiştir]
3 yaşından önce seyrek görülmekle birlikte,[2] 7 ila 10 yaş arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 30'u ve gençlerin yüzde 45'i tırnak yemektedir.[3] En sonunda yetişkinlerde yaygınlığı azalmaktadır. Rakamlar çalışmalara göre değişebilir ve değişimler coğrafi ve kültürel farklılıklar ile ilgili olabilir. Alışkanlığı olan deneklerin oranı (yaşam boyu yaygınlık), güncel olarak tırnak yiyenlerin oranından çok daha yüksek olabilir (zaman nokta prevalansı).[20] Her iki cinsiyette de daha yaygın görünmese de bu konudaki epidemiyolojik çalışmaların sonuçları tam olarak tutarlı değildir. Bireyler, tırnak yemenin olumsuz sonuçlarını inkâr etme veya bilmeme eğiliminde olması tırnak yemenin tanısını karmaşıklaştırdığından dolayı az fark edilebilir.[7] Zihinsel bozukluğu olan bir ebeveynin olması da bir risk faktörüdür.
Tıp literatüründe onikofaji olarak geçen tırnak yeme tırnağı ağıza sokarak dişlerle ısırmak olarak tanımlanmaktadır. Tırnak yeme hastalığı dürtü kontrol bozuklukları içinde yer alır. Tırnaklara ve tırnak etlerine zarar veren kronik bir durumdur. Yenilmiş olan tırnaklar genelde çok kısa ve düzensizdir. Kişinin etkilendiği psikolojik bir sorunun ilk belirtisi tırnak yeme olabilir. Gözle görülür tırnak hasarı, tırnak yemeden önce veya sonra tırnak yemeye karşı gerilim, tırnak yemeden sonra zevk hissi ve psikolojik sıkıntı ile ilişkilidir.
Tırnak yeme çocuklarda yaygın olup yaşlarında başlar. Literatürde genellikle okul dönemi ve ergenlik döneminde yapılan çalışmalar vardır. Ergenlik dönemindeyse oldukça artar. Ergenlerin aileleriyle yaşadığı çatışmaların bu artışta etkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yaşın ilerlemesiyle birlikte azalsa veya dursa da bazı insanlar için yetişkinlikte de devam eder. Yapılan araştırmalar tırnak yiyen çocuklarda en sık dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) da olduğunu göstermiştir. DEHB’yi takiben ayrılma anksiyetesi, enüresis, tik bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluk gibi bozuklukların olduğu görülmüştür.
Tırnak yeme davranışı temelde bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilmektedir.
Anne-babalar ve diğer aile üyeleri bu alışkanlığı özellikle küçük yaşlarda ( yaşına kadar) görmezden gelip uyarıda bulunmamalıdırlar. Ebeveynler çocukları tırnak yedikleri anda ellerini kullanması gereken farklı davranışlara yönlendirilebilirler. Eğer alışkanlığa dönüşüp patalojik hal aldı ise mutlaka sebepleri araştırılmalıdır. Örneğin, aşırı otoriter tutum değiştirilmelidir; azarlama, cezalandırma gibi yanlış davranışlar çocuğa uygulanmamalıdır. Bunların tırnak yeme davranışını bıraktırmada herhangi bir etkisi olmadığı gibi bu ortamın yaratacağı gerginlik, çocukta iç huzursuzluğunu bastırmak için tırnak yeme davranışını arttırıcı etkiye de sebep olabilir.
Hangi durumlarda, hangi zamanlarda tırnak yediği belirlenmelidir. Gerginlik ve uyumsuzluğun nedeni bulunmalı, çocuğun ilgisi mümkün olduğunca başka yöne çekilmelidir. Çocuğa koleksiyon yapmak, oyun oynamak gibi olanaklar sağlanmalıdır. Çocuk ilgi duyduğu sportif faaliyetlere yönlendirilmelidir. Çocuğa bu alışkanlığın üstesinden gelebileceği inandırılmalıdır. Tırnak yeme alışkanlığı bir güvensizlik belirtisi olarak kabul edilir. Çocuğun kendine olan güveni arttırılmalı, pekiştirilmelidir. Başarılı olduğu alanlar belirlenerek o alanlara doğru çekilmelidir.
Tırnak yeme hastalığı kişiyi olumsuz etkileyen alışkanlıklardandır. Bu alışkanlık özellikle erken yaşlarda önlenmeli ya da sıklığı azaltılmalıdır. Tırnak yiyen çocukların tümüne uygun önlemler getirmek mümkün olamamaktadır. Tırnak yeme davranışı eğer patalojik hal aldı ise psikoterapi gereklidir. Bilişsel davranışçı terapi ve çözüm odaklı yaklaşım oldukça etkilidir.
Terapide, nasıl başladığı, hangi durumlarda arttığı incelenerek bu dürtüsünü yönetebileceği farklı yollar öğretilir. Arttığı durumların yanında, tırnak yeme davranışının olmadığı anlara ve bu anlarda nasıl başa çıkıldığına da vurgu yapmak önemlidir. Tırnak yeme tedavisinde Denizli Kuğu Psikoloji Merkezi’nde Uzman Psikolog Bahar Bozbıyık başarılı sonuçlara ulaşmaktadır.