Op Dr Ibrahim Karahan

Op. Dr. İbrahim Karahan,  lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi&#;nde eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp doktoru unvanı almıştır.

İhtisasını ise, İstanbul Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Samatya&#;da tamamlayarak Uzman doktor unvanı almıştır.

Op. Dr. İbrahim Karahan, mesleki çalışmalarını Güngören İstanbul&#;da bulunan Özel Meltem Hastanes&#;inde devam ettirerek hastalarına hizmet vermektedir.

Özel Meltem Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Karahan, halk arasında reflü olarak bilinen, diğer adı mide fıtığı olan hastalığa karşı…

Özel Meltem Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Karahan, halk arasında reflü olarak bilinen, diğer adı mide fıtığı olan hastalığa karşı uygulanan laparoskopik cerrahi yöntemi ile bu rahatsızlığın tamamen ortadan kaldırıldığını söyledi.
Genel Cerrah Uzmanı Op. Dr. İbrahim Karahan, toplumda oldukça sık görülen ve insanları uzun süre ilaç kullanmaya mahkum eden mide fıtığının laparoskopik cerrahi tedavisi ile tamamen ortadan kalktığını belirterek, “Yetişkinlerin yüzde 10'luk bir kısmında reflü, yani mide fıtığı görülüyor. İlerleyen yaşla birlikte 60 yaş ve üzerinde insanların neredeyse yarısında gözlemlenmektedir. Genişleyen mide kapağı laparoskopik cerrahi ile yeniden eski haline getiriliyor. Mide kapağının gevşemesi ile insanların mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla yediklerini ağızlarında hissettiklerini veya göğüs kemiği arkasında yanma ve ekşime duyusundan şikayet ediyorlar. Bu hastalıktan şikayetçi olanlar uzun süre ilaç tedavisine maruz kalmaktadırlar. Ama kesin çözüm laparoskopik cerrahi ameliyatıdır” dedi.
Bazı insanların diyaframda yemek borusunun geçtiği bu açıklığı oluşturan kas ve bağ dokusunun zayıf olabildiğini ve genişlemeye müsait olduğunu söyleyen Op. Dr. Karahan, bu genişleme yeterli seviyeye ulaştığında midenin bir bölümünün diyaframın üzerine çıktığını belirtti. Op. Dr. Karahan, “Buna sebep olabilecek risk faktörleri arasında ağır kaldırma, şişmanlık, ıkınma gösterilebilir. Midenin bir bölümü bu genişlemiş hiatustan, yani yarıktan yukarı doğru hareket ederek göğüs kafesine fıtıklaşır, böylece mide fıtığı dediğimiz oluşum meydana gelir” diye konuştu.
Op. Dr. Karahan, çoğunlukla belirti vermeyen bu genişleme ile genellikle yatma veya öne eğilme ile mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu hastaların yediklerinin ağzına geldiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Bu durum öğürme ve sonrasında kusmaya neden olabilir. Bazı hastalarda geceleri başlayan öksürük, astım benzeri solunum problemi, nefes darlığı olabilir. Uzun süreli asit reflüsünün yemek borusunda erezyonların oluşmasına ve kanamaya neden olabileceği söylenmektedir. Bunun neticesi olarak hastalarda demir eksikliğine bağlı olarak yorgunluk, halsizlik gibi durumlar ortaya çıkabilir.”
KESİN VE KALICI TEDAVİ LAPAROSKOPİK CERRAHİ
Mide fıtığı, yani hiatal hemide kesin ve kalıcı tedavinin cerrahi müdahale olduğunu belirten Op. Dr. Karahan, “Cerrahi müdahale ile gevşemiş ve genişlemiş diyafram yarığı dikilerek daraltılmaktadır. Bununla birlikte mideye mürekkep hokkasına benzer bir şekil olan ‘nissen fundoplikasyonu' verilir. Günümüzde laparoskopik cerrahi yöntemi oldukça sık tercih ediliyor. Bu tedavi cerrahi müdahale gerektiren vakalarda uygulanmalıdır. Aksi takdirde hastayı etkileyebilecek yan etkiler ortaya çıkabilir. Bunun oluşmaması için alanında uzman bir doktorun muayenesi önemlidir. Doktor gerekli incelemeler doğrultusunda hastanın laparoskopik cerrahiye uygun olup olmadığını belirleyecektir. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda bu yöntem kullanılmalı ve kesinlikle uzman bir hekim ve profesyonel bir ekip altında bu operasyon gerçekleştirilmektedir” dedi.