orhan veli kanık kısaca kimdir / Orhan Veli Kanık Kimdir: Hayatı ve Kişiliği - Bkmkitap

Orhan Veli Kanık Kısaca Kimdir

orhan veli kanık kısaca kimdir

Orhan Veli Kanık'ın aramızdan ayrılalı 67 yıl oldu.. İşte Orhan Veli'nin hayatı

Haberin Devamı

Türk edebiyatının ünlü şairlerinden Kanık, 13 Nisan 'te, klarnet ustası Mehmet Veli Kanık ile Fatma Nigar Hanım'ın ilk çocukları olarak, İstanbul Beykoz'da dünyaya geldi.

Çocukluk yıllarını İstanbul'da geçiren şair, eğitim hayatına 'de Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfında başladı ve sonra Galatasaray Lisesi'nin ilk kısmına geçti.

Kanık, 'te babasının Cumhurbaşkanlığı Bando Şefliği'ne tayini nedeniyle, ailesiyle birlikte Ankara'ya taşındı. Burada ise Gazi İlkokulu'na giden Kanık, bu yaşlarda edebiyata ilgi duymaya başladı ve Kanık'ın ilgisini ilk olarak öğretmeni Sedat Bey fark etti.

Gençlik yıllarında Ankara Erkek Lisesi'nin yayın organı "Sesimiz" dergisinde de çalışmaları yayımlanan Kanık'ın, ilk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek'in etkisi görüldü. Lise yıllarında Şair Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile arkadaş olan Kanık'ın bu arkadaşlığı edebiyat kariyerinin başlangıcı oldu. Aynı tarzda şiirler yazan Kanık, Anday ve Rifat'ın bu tarzlarının "garip" bulunması üzerine, ortaya koydukları yeni şiir anlayışlarına "Garip" adını verdiler.

Haberin Devamı

İlk şiirlerinde Mehmet Ali Sel imzasını kullanan ve aşk, özlem, çocukluk anıları gibi temaları ele alan Kanık, 'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne kaydoldu. Daha sonraki yıllarda buradaki öğrenimini yarıda bırakan usta şair, 'te bir süre yardımcı öğretmen olarak çalıştı.

Sonraki yıllarda geçimini yazarlık ve çevirmenlik yaparak sağlayan Orhan Veli Kanık, "İnsan", "Ses", "Gençlik", "Küllük", "İnkılapçı Gençlik", "Demet", "İşte ve Aile" gibi dönemin popüler kültür sanat dergilerinde manzume ve düz yazılar kaleme aldı. Mehmet Ali Aybar'ın çıkardığı Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerinde, 'de yarı siyasal değinmeler ve eleştiriler de kaleme alan Kanık, 1 Ocak 'da Ankara'da "Yaprak" dergisini 28 sayı boyunca çıkardı. Kanık, 'de ise bir süre, "Ulus" gazetesinde, "Yolcu Notları" başlığı altında makaleler yazdı.

ÇOCUKLUĞU

Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 'te Beykoz'a bağlı Yalıköyü'nde bulunan İshak Ağa Yokuşu'ndaki Çayır Sokağında dünyaya geldi. Çocukluğu Beykoz, Beşiktaş ve Cihangir'de geçti. Mütareke sırasında Akaretler'de bulunan Anafartalar İlkokulu'nun ana sınıfına devam etti.

LİSE YILLARI

Haberin Devamı

Edebiyata olan merakı ilkokul sıralarında başladı. Bu dönemde "Çocuk Dünyası" isimli dergide bir hikâyesi basıldı. Ortaokulun yedinci sınıfındayken Oktay Rifat ile tanıştı. Birkaç yıl sonra ise bir müsamere sırasında halk evinde Melih Cevdet Anday ile arkadaş oldu. Lisenin ilk yılında edebiyat öğretmeni ise Ahmet Hamdi Tanpınar'dı. Lise döneminde arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet'le birlikte "Sesimiz" isimli bir dergi çıkardı. Şair yılında, liseden mezun oldu.

'TEK TÜR' ŞİİR YAZMAKTAN KAÇTI

Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktaydı. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.

Haberin Devamı

YILINDA VEFAT ETTİ

Orhan Veli, 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair yılında gece 'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti.

Orhan Veli Kanık Kimdir? Orhan Veli Kanık Şiirleri, En Önemli Eserleri, Hayatı ve Edebi Kişiliği

Türk edebiyatının sevilen şairlerinden olan Orhan Veli Kanık kimdir bilmek isteyenler hayli fazla. Şiirleri dışında çeviri, deneme, hikaye ve makale alanlarında da çokça eser veren Orhan Veli Kanık hayatı, edebi kişiliği merak konusudur. Şiire yepyeni bir soluk getiren kanık günümüzde hala konuşulmaktadır. Gerek şiirleriyle gerekse hayatıyla büyük önem taşıyan Orhan Veli Kanık kimdir sorusunu ve hangi akım ve topluluğa dahil olduğunu haberimizin devamında başlıklar halinde sunacağız.

Orhan Veli Kanık Kimdir, Hayatı?

Orhan Veli Kanık Cumhuriyet dönemi şairlerindendir yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatında üniversiteyi yarıda bırakmış ve çalışmaya başlamıştır. Fakat alkole düşkünlüğünden dolayı hiçbir zaman düzenli bir işi olmamıştır. Edebiyata olan ilgisi ise ilkokul yıllarında başlamış ve yılında İstanbul'da vefat etmesine kadar devam etmiştir.

Orhan Veli Kanık Edebi Kişiliği

Orhan Veli Kanık şiirlerini yazmaya başladığı ilk zamanlarda şiirin geleneksel anlayışına uymuş ve biçimsel bütün özelliklerini kullanmıştır. Fakat yılında başlattığı Garip hareketi ile geleneksel şiir kurallarını yıkmaya başlamış, böylece Garip akımının yani bir diğer adıyla Birinci Yeni topluluğunun öncülerinden olmuştur. Garip akımının amacı şiir dilini halk diline indirmekti. Yani şiiri süsten kurtararak somut şiirler yazmaktı. Kanık şiiri geleneksel kalıplardan çıkartarak modern şiirin olanaklarını genişletmiştir. Hayatının sonuna kadar da Garip akımının ilkelerine bağlı kalmıştır.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Bu özeti biraz genişletelim Veli Kanık ile Fatma Nigar Hanım'ın oğlu olan Orhan Veli, 13 Nisan tarihinde, Beykoz'da, Yalıköy İshakağa Yokuşu'nda, 9 numarada doğdu. Çocukluğu İstanbul'da geçti. İlk öğrenimini Galatasaray'da yaptı. Babasının işi nedeniyle, öğrenimine Ankara Erkek Lisesi'nde devam etti. Edebiyat çalışmalarına ilkokulda başlayan Orhan Veli, ortaokul 7'nci sınıfta Oktay Rıfat'ı, yıl sonra da Melih Cevdet'i tanıdı. Sonraları Türk şiirine büyük yenilikler getirecek Garip akımının yaratıcıları böyle bir araya geldiler. O tarihten sonra üç arkadaş sürekli edebiyatla ilgilenip şiirler yazdılar, çeşitli sanat sorunları üzerine birlikte düşündüler, tartıştılar. O yıllarda öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar'dan da büyük destek ve yakınlık gören Orhan Veli, liseyi bitirdikten sonra birkaç sene İstanbul Üniversitesi'nde felsefe okudu. Bitiremeden, 'da Ankara'ya döndü. Çeşitli memuriyetlerde çalıştı. arasında askerliğini yapan Orhan Veli, terhis olduktan sonra MEB tercüme bürosunda çalıştı. Ancak şairlikle memuriyetin bağdaşamayacağını anlayınca, şairliği tercih ederek istifa etti.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan Veli'nin ilk şiirleri, Varlık Dergisi'nde yayınlandı. Derginin Aralık sayısında şöyle bir açıklama yer almıştı: "Varlık'ın şiir kadrosu, yeni ve kuvvetli, genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda şiirlerini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir."

Ey hatırası içimde yemin kadar büyük,
Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısı
Hala rüyalarıma giren ilk göz ağrısı,
Çocuk alınlarda duyulan sıcak öpücük.

Edebiyat dünyasına Fransız şairlerini okuyarak ve onların etkisinde kalarak giren Orhan Veli'nin ilk şiirlerinde, duygusal ve ferdi bir tutumu vardı. Gerçeklerden çok düşler ağır basıyordu. Geçmişe özlem, doğa sevgisi, umutsuzluk temalarını işledi.

Ey sevgi dalımda ilk çiçek açan tomurcuk,
Kanımın akışını yenileştiren damar,
Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar
İçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk.

Bu şiirlerden sonra Orhan Veli'nin ilk yeni şiirleri yayınlanmaya başladı. Geleneksel şiirle, yerleşmiş kalıplarla, şairanelikle bağlarını koparan, yürekten çok kafaya seslenen, ince bir alayla bezenen bu şiirler; Orhan Veli'nin daha sonra Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile çıkarağı 'Garip' adlı kitapta toplanacak olan, şaşırtıcı şiirlerin ilk örnekleriydi.

Öteki dünyada, akşam vakitleri,
Fabrikamızın paydos saatinde
Bizi evlerimize götürecek olan yol
Böyle yokuş değilse eğer
Ölüm hiç de fena bir şey değil.

***

Montör Sabri ile
Daima geceleyin
Ve daima sokakta
Ve daima sarhoş konuşuyoruz.
O her seferinde,
«Eve geç kaldım» diyor.
Ve her seferinde
Kolunda iki okka ekmek.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Orhan Veli'nin ilk şiir kitabı olan 'Garip', aynı zamanda bir akımın da adı oldu. Birinci basımı yılında gerçekleşen Garip'in önsözünde, Orhan Veli'nin şiir hakkındaki düşünceleri yer alır. Bu önsöze göre Orhan Veli vezniyle, kafiyesiyle, kitaplardan öğrenilmiş çeşitli sanatlarıyla, bütün geleneğin getirdiği kalıplardan kurtulmayı ilke ediniyor; ve şiirin azınlığa değil, çoğunluğa yönelmesini savunuyordu. 'Kitabe-i Seng-i Mezar' adlı şiir, bu düşüncenin en güzel örneklerinden biri:

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

'Kitabe-i Seng-i Mezar', Orhan Veli'nin yeni şiir anlayışının bütün özelliklerini taşıyor. Vezinsiz, kafiyesiz, edebi sanatlara yer vermeyen, duyguya değil, kafaya hitap eden ve azınlığın değil, çoğunluğun zevkine seslenmek isteyen bu şiir, edebiyat çevrelerinde geniş yankılara yol açtı, eleştirilere hedef oldu. Özellikle, "Yazık oldu Süleyman Efendi’ye" mısrası dillerden düşmedi. O günleri yaşayan Melih Cevdet, olayı şöyle özetledi: "Bir mısranın kavuşabileceği en mutlu durum."

Tüm bu yeniliklere rağmen, Garip akımı bir olumsuzluğu da beraberinde getirdi. Orhan Veli'nin bütün edebi sanatlardan vazgeçmesi, şiirin teknik imkanlarını daralttı. Bu nedenle Orhan Veli, teorideki sert tutumuna rağmen gelenekle bağını tamamen kesemedi ve giderek ondan yararlanmaya başladı. Şairin yılında basılan ikinci şiir kitabı 'Vazgeçemediğim' bu değişimin bazı örneklerine de yer verir ve Garip'ten az da olsa ayrılmasına yol açar. Kitabın en önemli özelliği, halk şiirinin dil ve deyişine özenilmesidir.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Handan,hamamdan geçtik
Gün ışığındaki hissemize razıydık
Saadetinden geçtik
Ümidine razıydık
Hiçbirini bulamadık
Kendimize hüzünler icadettik
Avunamadık
Yoksa biz
Biz bu dünyadan değil miydik?

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Orhan Veli'nin 'da basılan 'Destan Gibi' adlı kitabı, 'Vazgeçemediğim'deki Garip'ten ayrılmaya yönelik şiirlerin devamıdır. Bu kitapta Orhan Veli, halk şiirinden yararlanır. Artık ilk yeni dönemindeki şiirleri beğenmemektedir. Sait Faik'in "Şimdi o şiirleri beğenir misiniz?" sorusunu şöyle cevaplandırır: "Şimdi onları beğenmiyorum. Şekil bakımından zayıf buluyorum. Şiirin bir de ustalık denen şeye dayandığını, o zaman bilmiyormuşuz demek. Bugün bu şiirlerden ayrıldık. Halk edebiyatından istifade ediyoruz. Ama bir hamle yapabilmek için, eskilikten silkinebilmek için, o şiirleri de yazmak lazımdı." Orhan Veli bu kitapla, bazı eleştirilere hedef oldu. Başlangıçtan beri kendisini destekleyen Nurullah Ataç bile, düşünceyle değil duyguyla yazıldığı için 'Destan Gibi'yi beğenmedi ve Orhan Veli'yi geleneğe yönelmekle suçladı.

Alışamıyacak mıyım,
Unutamıyacak mıyım?
Güneşten sonra yattım,
Güneşten önce kalktım;
Pencereden dışarıya şöyle bir baktım:
Ufuk, yeşil yeşil, ağarıyordu.
Sevgilim, dedim,
Dördüncü uykudadır şimdi;
Galata Köprüsü açılmak üzeredir;
Kül rengi sulara
Kirli bir gün ışığı dökülecektir.
Çatanalar, mavnalar, kayıklar,
Limanda sıra bekleyen gemilerin arasında
İnsanlar hayat mücadelesinde

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Orhan Veli, yılında yayınlanan 'Yenisi' adlı kitabında, halk şiirinden vazgeçti. Bu kitaptaki şiirler biçim olarak Garip'teki şiirleri andırıyordu ama daha olgun örneklerdi. Duygu ve toplum sorunları ağırlık kazanmıştı. Şiirde gündelik yaşayışa ve sokaktaki insana daha çok yer verilirken; 'tek insan'ın halinden, 'insanların hali'ne yöneliş dikkat çekiyordu.

Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkanın öyle kokar işte.
Ablamı tanımazsın,
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı;
Bu teller onun telleri,
Bu dudak onun dudağı işte.
Ya bu camlardaki kadınlar?
Bu mavi mavi,
Bu yeşil fistanlı
Geceleri de ayakta mı dururlar böyle?
Ya şu pembezar gömlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapalı çarşı diyip te geçme;
Kapalı Çarşı
Kapalı kutu.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

'da yayınlanan 'Karşı', Orhan Veli'nin son şiir kitabıydı. Bu kitapta şairin duygu ve doğa şiirlerinin en gelişmiş örnekleri yer alıyor. Yaşama sevinci, insan ve doğa sevgisi, bu şiirlerin ortak konusu.

Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?
Heeeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Orhan Veli, doğduğu büyüdüğü yer olan ve çok sevdiği İstanbul'u daşiirlerine konu edindi. Bu şiirler tekrarlar ve ses uyumlarından yararlanan; kafadan çok yüreğe seslenen şiirlerdi.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri


'Karşı'da, duygu ve doğa şiirlerinin yanı sıra, toplum sorunlarından kaynaklanan yergiler de önemli yer tutuyordu. Daha önceki kitabı 'Yenisinde'görülen, tek insanın halinden insanların haline doğru yöneliş, bu kitapta daha da keskinleşti. Artık Orhan Veli'nin sanat endişeleri ile topluma ait düşünceleri birleşmişti.

Gerin, bedenim, gerin;
Doğan güne karşı.
Duyur, duyurabilirsen,
Elinin kolunun gücünü,
Ele güne karşı.

Bak! Dünya renkler içinde!
Bu güzel dünya içinde
Sevin sevinebilirsen,
İnsanlığın haline karşı.

Durmadan işleyen saatlerde
Dişli dişliye karşı,
Dişlilerin arasında,
Güçsüz güçlüye karşı.
Herkes bir şeye karşı.
Küçük hanım, yatağında, uykuda,
Rüyalarına karşı.

Gerin bedenim, gerin,
Doğan güne karşı

Orhan Veli Kanık kısaca hayatı ve şiirleri

Orhan Veli'nin edebiyatımıza katkısı, yalnızca yayınladığı 5 şiir kitabı ile bu kitaplarda yer almayan şiirleri değil. Düz yazılarının yanı sıra, Fransız şairlerinden, La Fontaine'den, Hayyam'dan, Mevlana'dan çeviriler yapan, Nasrettin Hoca hikayelerini şiirleştiren Orhan Veli'nin en önemli çalışmalarından biri, 1 Ocak 'da yayınlamaya başladığı Yaprak Dergisi. Bu dergi, şairin ölümüne kadar, 28 sayı çıktı. Ölümünden sonra arkadaşları dergiyi son kez Orhan Veli için 'Son Yaprak' adıyla çıkardılar.

Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.

Orhan Veli'nin ölümü de, bu şiirindeki gibi 'birdenbire' oldu. 10 Kasım gecesi, Ankara'da kaza geçirdi. Karanlık bir sokakta yürürken çukura düştü. İki gün sonra İstanbul'a geldi. 14 Kasım'da arkadaşlarıyla yemek yerken rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Doktor 'alkol zehirlenmesi' tedavisi uyguladı ancak asıl hastalığı, beyin kanamasıydı. Akşam komaya girdi, gece saat 'de, Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu. Henüz 36 yaşındaydı Hastane deposuna gönderilen elbisesinin cebinde, diş fırçasını sardığı kağıttan çıkan son şiiri, 'Aşk Resmigeçiti' adını taşıyordu.

Gelelim sonuncuya.
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
İnsanları sevmesini de bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.

Orhan Veli'nin ölüm haberi, 15 Kasım günü sanat çevrelerinde duyuldu ve derin üzüntü yarattı. Aynı gün gazete ve dergiler ölüm haberini yurda, dünyaya duyurdular. Orhan Veli'nin cenazesi, 17 Kasım'da Rumelihisarı Mezarlığı'na götürüldü ve büyük şair orada yeniden türküsünü söylemeye başladı.

İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir garip Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum
Târifsiz kederler içindeyim.
Urumeli hisarına oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum
İstanbul'un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicrân yaşları
Edâlım, Senin yüzünden bu hâlim
İstanbul'un orta yeri sinema
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El konuşur, sevişirmiş, bana ne
Sevdâlım, boynuna vebâlim
İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim
Bir garip Orhan Veli
Veli'nin oğlu tarifsiz kederler içindeyim

TRT Arşiv, Ölümünün Yılında Orhan Veli belgeselinden alınmıştır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir