Dünya nasıl nefes alıyor hiç merak ettiniz mi? Bu soruya “Ormanlar sayesinde” şeklinde cevap vermek yanlış olmaz. Ormanlar dünyanın en önemli oksijen kaynaklarındandır.
Orman belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlardan, çalılardan, otsu bitkilerden, mantarlardan, mikroorganizmalardan ve hayvanlardan oluşan, doğal bir kara ekosistemidir.
Yeryüzü için birçok faydası bulunan yemyeşil ormanlar çok sayıda ağaç barındırır. Her bir ağaçtaki yaprak sayısı düşünüldüğünde ağaçların neden çok büyük bir oksijen kaynağı olduğu anlaşılabilir.
Yeryüzünde karaların %31’i ormanlarla kaplıdır. Ormanların %47’sini tropik kuşak yağmur ormanları, %9’unu ılıman kuşak tropikal yağmur ormanları, %11’ini ılıman kuşak geniş yapraklı ormanlar ve %33’ünü tayga olarak da bilinen iğne yapraklı ormanlar oluşturur.
Ormanlar yeryüzündeki yaşamın sürekliliği açısından hayli önemlidir. Ormanların atmosferdeki gazların dengesinin korunmasında önemli etkileri vardır. Ağaçlar güneş ışığı yardımıyla suyu ve karbondioksidi fotosentez sonucu besine (örneğin glikoza) dönüştürürken atmosfere oksijen salar. Yetişkin bir çam ağacı 40 insanın bir saatte havaya verdiği karbondioksidi bir saatte oksijene dönüştürebilir.
Bir yaprağın içinde bulunan, gözle görülemeyecek kadar küçük, çok sayıda gözenek (stoma olarak isimlendirilir) hava ile gaz alışverişi yapar. Bu nedenle yapraklardaki stomalara minik akciğerler demek yanlış olmaz.
1 hektar iğne yapraklı orman yılda 30 ton, 1 hektar geniş yapraklı orman ise yılda 16 ton oksijen üretir. 25 metre uzunluğunda bir kayın ağacı saatte 1,5 kg oksijen üretir.
Yeryüzünde 1,31 milyar hektar (1 hektar metrekareye eşittir) bütünlüğü bozulmamış orman alanı bulunuyor. Ülkemizdeki 78 milyon hektarlık alanın yaklaşık %30’unu (22,3 milyon hektar) ormanlar oluşturuyor. Zengin bir çeşitliliğe sahip ormanlarımızda milyonlarca ağaç fotosentezle havayı temizliyor.
Ülkemizde ormanlar genellikle Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinin kıyıya yakın kesimleri ile dağlık alanlarında ve Doğu Anadolu Bölgesi’ni güneyden bir yay halinde kuşatan Güneydoğu Toroslar üzerinde toplanmıştır.
Prof. Dr. Latif Kurt - İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin büyük bölümü ormandan yoksundur.
Ormanlar en değerli kaynaklarımızdan biridir. Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) yılında Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik bakımından en değerli ve acil olarak korunması gereken yüz ormanını belirledi ve bu alanları Avrupa Ormanlarının Sıcak Noktaları olarak tanımladı. Sıcak Noktalar dünyada endemik tür bakımından zengin ve aynı zamanda hızla habitatı yani yaşam alanı daralan alanlardır. Bu alanlardan dokuzu Türkiye’de yer alıyor: Amanos Dağları, Yenice Ormanları, Fırtına Havzası, Karçal Dağları, İstanbul Ormanları, İbradi-Akseki Ormanları, Datça ve Bozburun Yarımadaları, Babadağı ve Küre Dağları.
Dünyamız için oksijen kaynağı olan ormanlar aynı zamanda iklim üzerinde düzenleyici etkiye sahiptir. Sadece bulundukları bölgenin havasını temizlemez, aynı zamanda bol yağış almasını da sağlarlar. Ayrıca ormanlardaki ağaçların kökleri toprağı tutarak erozyonu ve sel baskınlarını önler.
Ülkemizin ormanlık alanlarının %33’ünü meşe, kayın, kızılağaç, kestane, gürgen gibi ağaç türlerinden oluşan yapraklı ormanlar, %48’ini kızılçam, karaçam, sarıçam, göknar, ladin, sedir gibi ağaç türlerinden oluşan iğne yapraklı ormanlar, %19’unu ise iğneli ve yapraklı karışık ormanlar kaplar. Ormanlarımızda en fazla bulunan ağaç türü yaklaşık 5,9 milyon hektar alana yayılan meşe ağacıdır. Meşe ağacından sonra yayıldığı alanın büyüklüğüne göre sırasıyla kızılçam, karaçam, kayın, sarıçam, ardıç, göknar, sedir, ladin, fıstıkçamı, kızılağaç, kestane, gürgen, kavak, ıhlamur, dişbudak ve okaliptüs ağaçları gelir.
Ülkemizdeki orman ekosistemleri özellikle zengin biyolojik çeşitliliği sebebiyle önemidir.
Ormanlar insanlar için hayati önem taşıyan kıymetli ekosistemler. İnsan var olduğu ilk günden bu yana kendisine yaşam veren her şeyi doğadan alıyor. Aldığımız temiz havayı, içtiğimiz suyu doğa “sessizce” üretiyor. Bu yüzden gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakabilmek için her birimiz ormanlarımızı korumalı ve ağaçlandırmaya gerekli önemi vermeliyiz yani ülkemizin orman zenginliğini daha da genişletmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Fotoğraflar:
Prof. Dr. Latif Kurt
Kaynaklar:
Yazarlar Hakkında:
Prof. Dr. Latif Kurt
Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü
Dr. Ebru Özdeniz
Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
Ayşenur Bölükbaşı
Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
Beste Gizem Özbey
Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi
9. İnsanların spor yapması, temiz hava alıp rahatlaması, piknik gibi sosyal faaliyetleri için ideal yerlermiş ormanlar.
Kısa kısa…
Yeryüzünde karaların %31’i ormanlarla kaplıymış
Gelişmiş bir çam ağacı 40 insan tarafından havaya verilen karbondioksiti bir saatte oksijene dönüştürebilirmiş.
Ormanlara dünyanın akciğerleri de denilirmiş.
Bir hektar büyüklüğündeki bir iğne yapraklı orman bir senede 30 ton, geniş yapraklı orman ise yılda 16 ton oksijen üretirmiş.
Ormanlara İyi Bakmalıyız!
Gördüğün gibi ormanların yararları saymakla bitmiyor. Peki, ormanları yaşatmak ve geliştirmek için neler yapabiliriz?
Öncelikle gençleştirme denilen bir işlem yapılırmış. Bu yaşlanan ağaçları, zamanı geldiğinde yerinden çıkarıp, onlardan dökülen tohumların tekrar toprağa ekilmesi ve yeni fidan elde edilmesiymiş.
Bakım ise bir diğer önemli maddeymiş. Birbirinin büyümesini engelleyen ağaçların dallarını budamak, fazla yakın kökleri olan ağaçları sökmek bakım işlemlerinden bazılarıymış.
Ağaçlandırma ise ormanların kurak, ağaçsız bölgelerine fidan ekerek yapılan bir uygulamaymış.