ortaçağ nasıl yazılır / Orta Çağ'da nasıl yazılır TDK?

Ortaçağ Nasıl Yazılır

ortaçağ nasıl yazılır

Orta Çağ nasıl yazılır, Orta Çağ yazımı nasıl olmalıdır? Orta Çağ büyük mü yazılır küçük mü yazılır, TDK&#;ye göre doğru yazılışı nedir?

Türkçede birle&#;ik yap&#;l&#; kelimelerin yaz&#;m&#; yanl&#;&#; yap&#;labilmektedir. Orta Ça&#; da bunlardan biridir. Orta Ça&#; tarih kitaplar&#;nda s&#;k s&#;k kar&#;&#;la&#;t&#;&#;&#;m&#;z kelimelerdendir. Orta ça&#; kelimesi belirli bir tarih dilimini ifade etmek için kullan&#;lmaktad&#;r. Bu kelimenin yaz&#;m&#;n&#;n do&#;ru olmas&#; da oldukça önemlidir. Orta Ça&#; büyük mü yoksa küçük mü yaz&#;l&#;r sorusunun cevab&#; da yaz&#;m k&#;lavuzu taraf&#;ndan aç&#;kça belirtilmi&#;tir.

Orta Ça&#; nas&#;l yaz&#;l&#;r?

Türk Dil Kurumuna göre Orta ça&#; "Bat&#; Roma &#;mparatorlu&#;u'nun çökü&#;ünden () 'e veya 'ye kadar süren ça&#;" anlam&#;na gelmektedir. Orta Ça&#; cümle içerisinde isim görevinde kullan&#;l&#;r. Ayr&#;ca Orta Ça&#; kelimesi özel bir isimdir. Tarih kitaplar&#;nda s&#;kl&#;kla gördü&#;ümüz bir kelime olan Orta Ça&#; yaz&#;m&#; s&#;kl&#;kla ara&#;t&#;r&#;lan konular aras&#;ndad&#;r. "Orta Ça&#; küçük mü yaz&#;l&#;r?" sorusuna "hay&#;r" cevab&#;n&#; verebiliriz. Orta Ça&#; TDK taraf&#;ndan yay&#;mlanan yaz&#;m k&#;lavuzuna göre büyük bir &#;ekilde yaz&#;lmal&#;d&#;r.

  • Orta Ça&#; – Do&#;ru Kullan&#;m
  • Orta ça&#; – Yanl&#;&#; Kullan&#;m

Orta Ça&#; büyük mü yaz&#;l&#;r?

Orta Ça&#; kelimesi hem özel bir isim olup tarih biliminde de s&#;kl&#;kla kullan&#;lmaktad&#;r. Orta ve ça&#; kelimeleri farkl&#; anlamlara sahip olmas&#;na ra&#;men birle&#;ik yap&#;l&#; bir kelimedir. Ancak Orta Ça&#; hem ayr&#; hem de büyük harfle yaz&#;lmal&#;d&#;r. TDK'nin "tarihî olay, ça&#; ve dönem adlar&#;n&#;n büyük harfle ba&#;lamas&#;" kural&#;na göre Orta Ça&#; ifadesi de büyük harflerle kullan&#;lmal&#;d&#;r. Orta Ça&#; yaz&#;m&#; küçük harflerle oldu&#;unda yaz&#;m kurallar&#;na ayk&#;r&#;d&#;r. Türk Dil Kurumuna göre Orta Ça&#; do&#;ru yaz&#;l&#;&#;&#; büyük olmal&#;d&#;r. Orta Ça&#; do&#;ru yaz&#;l&#;&#;&#; ile ilgili örnek cümleler &#;u &#;ekildedir:

  • Orta Ça&#;'da vebadan büyük korku duyuluyordu. (Do&#;ru Kullan&#;m)
  • Pencereler muhtemelen Orta Ça&#;'&#;n sonlar&#;nda yap&#;lm&#;&#; olmal&#;. (Do&#;ru Kullan&#;m)
  • Orta ça&#; ile ilgili kitaplar okumay&#; çok seviyordu. (Yanl&#;&#; Kullan&#;m)

ANASAYFAYA DÖNMEK &#;Ç&#;N TIKLAYINIZ

kaynağı değiştir]

8. yüzyılda Roma merkezi otoritesini kaybetmiş, kırsallaşmış ve büyük güç olma özelliğini kaybetmişti. 5’inci ve 8’inci yüzyıllar arasında Roma merkezi yönetiminin bıraktığı boşluğu yeni halklar ve güçlü bireysel hareketler doldurdu. Cermen kabileleri imparatorluğun eski sınırlarında bölgesel egemenlikler kurdular. Bu kabileler İtalya’da Ostrogotlar, İspanya’da Vizigotlar, Gaul’de (Fransa) Franklar, Britanya’da Anglo-Saxonlar ve Kuzey Afrika’da Vandallar'dır. Roma’nın gücünü kaybetmesinin sosyal etkilerinin anlaşılması güçtür. Şehirler ve tüccarlar güvenli ticaretin ekonomik yararlarından mahrum kaldılar ve imparatorluğun entelektüel gelişimi kültürel ve eğitimsel birliğin olmamasından dolayı olumsuz etkilendi.

Roma sosyal yapısının bozulması dramatiktir. Ticaret yapmak ve şehirlerarası ulaşım eskisi kadar güvenli olmadığından ticarette ve üretimde düşüş görüldü. Uzun mesafeli ticarete dayanan sanayiler; örneğin çanak-çömlek ticareti kısa sürede ortadan kalktı.

7 ve 8. yüzyıllarda Müslümanlarınİspanya, Kuzey Afrika, Mısır, Pers İmparatorluğu, Portekiz, Suriye ve Akdeniz’in diğer kısımlarını ele geçirmesiyle deniz ticaretlerini arttırdı.

Beceriksiz yöneticilerin üstünkörü çalışmaları kütüphane, umumi banyo, meydan ve eğitim kurumları kurmak için yeterli değildi. Yeni yapılar eskilerinden çok daha küçük ve gösterişsizdi. Şehir duvarları ardındaki Romalı mülk sahipleri büyük değişikliklere sıcak bakmıyorlardı ve kolayca topraklarını bırakıp başka bir yere hareket etmek istemiyorlardı. Bazılarının elinden malları alındı ve Bizans sınırlarına kaçtılar, diğerleri ise yeni yöneticileriyle iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştılar. İspanya ve İtalya gibi yerlerde Roma yasalarının ve inançlarının sürdürülmesi gerektiğine inanıldı. Diğer nüfusun yoğun olduğu bölgelerdekiler yeni giyinme şekilleri, yeni bir dil ve yeni gelenek ihtiyacı duydular.

Katolik Kilisesi’nin kültürel açıdan birleştirici bir etkisi vardı. Katolikler tarafından nüfuslanmış bazı bölgeler Aryan yöneticiler tarafından işgal edildi. Frankların lideri I. ClovisAryanizme karşı Katolikliği seçen liderlerden biridir. I. Clovis’in Katolikliği benimsemesi Gaul’deki Frank kabileleri açısından bir dönüm noktasıdır. Piskoposlar aldıkları eğitimden dolayı Orta Çağ toplumunun merkezindeydi. Sonuç olarak yönetimde önemli rol oynadılar. Ancak Batı Avrupa’nın merkezinin dışında kalan bazı bölgeler Hristiyanlık ya da klâsik Roma geleneğinden hiç etkilenmeden kaldılar. Avarlar ve Vikingler gibi savaşçı toplumlar Batı Avrupa’da yeni doğmakta olan toplumlar için hâlâ tehlike oluşturuyordu.

Erken Dönem Orta Çağı monastizmin doğuşuna da tanık oldu. Toplumdan ayrılıp ruhani hayata yönelmek kişilerin tercihiyken, Avrupa monastizmi şeklini Mısır ve Suriye’de meydana çıkan gelenek ve ideolojilerden aldı. Monastizmin ruhani uygulamalara yaklaşımına kenobitizm dendi ve öncülüğünü 4. yüzyılda Aziz Pachomius yaptı. Monastik düşünce Mısır’dan Avrupa’ya 5. yüzyılda hiyeroglif edebiyatla yayıldı. 6. yüzyılda Aziz benedictus monastismizn belirleyici kurallarını idare ve dinî âyinler hakkında detaylı bir şekilde yazdı. Orta Çağ'da manastırlar ve keşişler dini ve politik konularda derin etkiye sahipti, mesela zengin ailelerin toprak güvencesi, yeni fethedilen yerlerde kraliyet propagandası ve eğitim gibi konularda çok etkiliydiler.

Romanesk sanatın doğuşu olan 8. yüzyıla kadar İtalya dışında taş binalara ilgi yoktu. Roma’daki bina malzemeleri, bu türde eserler yapmak için çalındı. Roma ve Bizans etkisi baskın kalsa da Keltik ve Cermen barbar kavimlerin mimari şekilleri Hristiyan sanatıyla birleştirildi. Batı Avrupa’da yüksek kalitede mücevherler ve dini sanat eserleri yapıldı. Charlamagne ve diğer krallar dini sanat eserlerinin yapılmasına büyük destek verdiler. Bu dönemdeki bazı sanat eserlerinde altın gümüş ve değerli pigmentler kullanılarak İncil’den öyküler anlatılmaya çalışıldı.

Karolenjler[değiştir kaynağı değiştir]

Ana madde: Haçlı seferleri

Haçlı Seferleri Kudüs’ü Müslüman kontrolünden kurtarmak için yapılan donanımlı seferlerdir. Kudüs 7. yüzyılda, Yakın Doğu, Kuzey Afrika ve Anadolu’yla birlikte Müslüman kontrolü altına girmişti. Birinci Haçlı Seferi, Bizans imparatoru I. Aleksios'a yardım etmesini istemesi nedeniyle, bunu sağlamak için yılında Papa II. Urbanus’un Clermont Konseyi’nde verdiği vaazla başladı. Urbanus Haçlı seferlerine katılan Hristiyanların günahlarının daha bu dünyada iken bağışlanacağını ve kutsal Kudüs’e yerleşme imkanları olacağını vadetti. Bu arzuyla Avrupa toplumunun her sınıfından binlerce insan bu amaçla harekete geçti ve uzun, serüvenli ve çok çarpışmalı geçen bir kara yolculuğu sonunda 'da Kudüs ve diğer bölgeler ele geçirildi. Hareket ilk desteğini Franklardan aldı; Arapların Haçlı Seferlerine "Franj" demesi bu yüseafoodplus.info bölgede çok küçük bir azınlık olmalarına rağmen, Haçlılar işgallerini pekiştirmek için Haçlı devletleri kurdular, bunlar&#;; Kudüs Krallığı, Urfa Kontluğu, Antakya Prensliği, Trablus Kontluğu’dur. yüzyılda bu şehirler arasında ve etrafındaki Müslüman şehirleri arasında birçok anlaşmazlık çıktı. Haçlı Seferleri’nin temel amacı kurulan bu şehirlerle kaybedilen yerleri geri almaktı. Tapınak Şövalyeleri bu amaçta destek sağlanması için oluşturulmuş birliklerdir.

Orta Çağın büyük bir döneminde 8. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın büyük bir kısmı olan güneyi Müslümanlar eline geçmişti ve Avrupa'nın politik etkisi dışında kalmıştı. yüzyıldan başlayarak ta yüzyıllara kadar Avrupa içinde yapılan Hristiyan hücumları ve Haçlı Seferleri ile Hristiyanlar Müslümanların egemenliği altındaki Güney Fransa, İspanya, Portekiz ve Güney İtalya’daki tüm toprakları geri aldılar. Buna karşılık Müslümanlar geri saldırıları ile Asya’daki Haçlıların fethettikleri tüm toprakları geri aldılar. Bu dönemde Bizans İmparatorluğu çöküşe geçmişti. 'de Malazgirt Savaşı’ndan sonra imparatorluk ciddi anlamda çöküş ve yenilenme sürecine girdi. Dördüncü Haçlı Seferi’nde 'te Konstantinopolis’in Haçlı Frankların eline geçmesi çöküşü iyice açığa çıkardı. Konstantinopolis’in Bizanslılarca 'de geri alınmasına rağmen devlet artık sadece ismen bir imparatorluk olmuştu ve Bizans devleti ’e kadar ayakta kaldı.

Bilim ve teknoloji[değiştir kaynağı değiştir]

Geç Dönem Orta Çağ felaketler ve zorluklar dönemiydi. Bu dönemde iklim tarihçilerinin de ortaya koyduğu gibi tarım iklim değişiminden oldukça etkilendi ve yılları arasında kıtlığa neden oldu. Bakteriyel hastalık olan ‘veba’ iyi beslenemeyen nüfusa söndürülemeyen bir ateş gibi yayıldı ve yüzyıldaki nüfusun neredeyse dörtte üçünü hatta bazı bölgelerde yarısını öldürdü. Büyük miktarda toprak terk edildi ve buradaki ürünler işlenmeden kaldı. İşçi sayısında azalma sonucunda işçilerin maaşı arttı ve toprak sahipleri işçileri topraklarında çalışmaya ikna etmeye çalıştı. Ayrıca işçiler de daha çok kazanç hak ettiklerini savunarak isyan ettiler. Bu kriz dönemi aksine Erken Modern Çağlar’a zemin hazırlayan yaratıcı sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmelere şahit oldu. Bu dönem Katolik kilisesinin de kendi içinde bölünmeye başladığı dönemdir. Bu bölünme döneminde Kilise üç farklı papa tarafından aynı zamanda yönetildi. Kilise papalığın otoritesini yitirdi ve ulusal kiliselerin oluşmasına neden oldu. Roma İmparatorluğunun son düşüşü Konstantinopolis’in ’te Osmanlı Türkleri egemenliği altına girmesidir. Bu olay Avrupa’nın ekonomisi, kültürü ve dininde büyük etkiye sahiptir.

Kültür[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir