Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
fitre ve fidye miktarları her yıl olduğu gibi bu yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlendi. Bu yıl fitre ve fidye miktarlarının ne kadar olduğunu merak eden Müslümanlar ise konu hakkında araştırmalarına devam ediyor. fitre ve fidye fiyatları konusunda detayları araştıran Müslümanlar, fitre ve fidye kimlere verilir? Sorusunun cevabını da merak ediyor. Peki, bu yıl fitre ne kadar oldu? fidye fiyatı ne kadar? Fidye ve fitre kimlere verilir?
FİDYE VE FİTRE FİYATLARI
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Kurulu tarafından her yıl ramazan ayı öncesi belirlenen oruç fidyesi ve sadaka-ı fıtır miktarları açıklandı. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada;
“Din İşleri Yüksek Kurulu, 04/04/ tarihinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Dr. Ekrem Keleş'in başkanlığında toplandı. yılı Sadaka-ı Fıtır miktarı konusu görüşüldü. Yapılan değerlendirmeler neticesinde fıtır sadakasının, Müslüman toplumların neredeyse tamamına yakın bir kesimi tarafından veriliyor olması dikkate alınarak, mevcut sosyo-ekonomik hayat şartları ve bir kişinin günlük asgari gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak yılı Ramazan ayının başlangıcından yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede 19,00 TL olarak belirlenmesine karar verildi.” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Kurulu tarafından her yıl ramazan ayı öncesi belirlenen oruç fidyesi ve sadaka-ı fıtır yılında , 'de , yılında , yılında 10 TL, yılında ise TL, yılında 15 TL, yılında ise 16 TL olarak açıklamıştı.
FİTRE NEDİR? FİTRE KİMLERE VERİLİR?
Fıtır sadakası ya da diğer adıyla fitre, Ramazan Bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların, kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için, yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir. Yoksulların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak suretiyle, toplumda karşılıklı sevgi ve kardeşlik bağlarının pekişmesine vesile olan bu mali ibadetin meşru kılınmasındaki temel hedeflerden biri, insanların paylaşma bilincini canlı tutmaktır. Bu sayede her Müslüman, ihtiyacı olan yoksullara az da olsa bir şeyler verebilmenin ve yardımlaşmanın sevincini yaşar. Bundan dolayıdır ki fıtır sadakası, zekâttan farklı olarak, daha geniş bir mükellef kitlesi tarafından yerine getirilir.
FİDYE NEDİR? FİDYE KİMLERE VERİLİR?
Fidye, bazı ibadetlerin yapılamaması ve bir takım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini-mali yükümlülük olarak biliniyor. İbadetlerle ilgili fidye, ihtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimsenin, oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye ödemesi öngörülüyor. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Ramazan ayı başında da verilebilir.
Bakara suresinde de oruç ve fidye konusu “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi sakınasınız diye size de sayılı günlerde oruç farz kılındı. İçinizden hasta veya yolcu olan başka günlerde sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlara (zorlukla güç yetirebilenlere veya güç yetiremeyenlere) bir yoksulun -günlük- yiyeceği kadar fidye gerekir. Kim gönüllü bir iyilik yaparsa bu kendisi için bir iyiliktir. Eğer bilirseniz orucu tutmanız sizin için daha hayırlıdır. - O sayılı günler- doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa başka günlerde sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola iletmesine karşılık Allah’ı tâzim etmeniz için ve umulur ki şükredersiniz diye -oruçla yükümlü tutup hükümlerini açıklıyor-”
Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl (üst soy) ve fürûuna (alt soy) veremez. Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürû ise, çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır. Yine, bir kimse hanımına zekât, fitre ve fidyesini veremeyeceği gibi, hanımı da kocasına bunları veremez. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, I, ).
Cuma Orucu, Doğu Ortodoks, Katolik, Lüteryen, Anglikan ve Metodist mezheplerde uygulanan, Cuma günleri et, süt ürünlerinden ve alkolden uzak durma ya da Cuma günü tüm gün oruç tutma şeklinde gerçekleştirilen bir uygulamadır.[1][2][3]20 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde [seafoodplus.info://seafoodplus.info arşivlendi. [4][5]] Birinci yüz yılda yazılan 12 Havarinin Öğretisi, Hristiyanları hem Çarşamba günleri (haftanın dördüncü günü) hem de Cuma günleri (haftanın altıncı günü) oruç tutmaya yönlendirmiştir.[4] Çarşamba günü tutulan oruç, Yahuda İskariot’un Mesih'e ihanetini anmak için Casus Çarşambası gününde tutulmakla beraber Cuma günü tutulan oruç Kutsal Cuma diye anılan İsa Mesih’in çarmıha gerilişini anmak adına gerçekleştirilirdi.[2] Bu nedenle, yılın tüm Cuma günleri tarihsel olarak Hristiyan âleminin birçok yerinde perhiz, alkolden, et ve süt ürünlerinden uzak durma ve katı besin orucu tutma günü olarak kabul görmüştür.[5]20 Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde [seafoodplus.info://seafoodplus.info arşivlendi. [1]] Ortodokslukta ise, gündoğumundan günbatımına yapılan oruca ek olarak inananların Cuma günlerinde cinsel ilişkiden de uzak durmaları beklenmektedir Haziran tarihinde Wayback Machine sitesinde [seafoodplus.info://seafoodplus.info arşivlendi. [8]][2]