Fidye, bir kimseyi bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak için ödenen bedel demektir. Dinî bir terim olarak fidye, oruç ibadetinin eda edilememesi sebebiyle veya hac ibadetinin edası sırasında işlenen birtakım kusurların giderilmesi için ödenen maddi bedeli ifade eder.
İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimse, oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder.
Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/) buyurulmaktadır. Bir fidye miktarı, bir sadaka-i fıtır miktarıdır.
Sadaka-i fıtır ise bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek veya bunun para olarak karşılığıdır.
Fidye vermek durumunda olan fakat buna maddi imkânı el vermeyen kimse Allah’tan af diler.
Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta ya da yaşlılar, kısa günlerde oruç tutabilirlerse tutamadıkları orucu kısa günlerde kaza etmeleri gerekir. Bu durumda olan kimselerin vermiş oldukları fidyeler sadaka sayılır.
Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Ramazan ayı başında da verilebilir.
Şâfiîlere göre Ramazan ayının kaza borcu herhangi bir mazeret olmaksızın yerine getirilmeden, öteki Ramazan gelecek olursa, kaza borcuna ilaveten bir de fidye ödeme yükümlülüğü ortaya çıkar (Nevevî, el-Mecmû’, 6/; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 2/).
Şâfiî mezhebinde fidye ödeme yükümlüğünün ortaya çıktığı bir diğer mesele de gebe ve emzikli kadınlarla ilgilidir. Emzirme ve hamilelik sebebiyle çocuğunun sağlığı hakkında endişe duyan annelerin, oruç tutamadıkları günleri hem kaza etmeleri hem de fidye vermeleri gerekir. Fakat çocuk hakkında değil de kendileri hakkında endişe ederlerse o zaman sadece kaza gerekir (Nevevî, el-Mecmû’, 6/).
Hac ve umre ile ilgili görevler yerine getirilirken meydana gelen bazı eksiklikler için uygulanması gereken maddi yaptırım da fidye kapsamına girer (Bakara, 2/).
On bir ayın sultanı Ramazan ayının başlamasına çok az bir süre kaldı. Bu yıl sağlık veya çeşitli sebeplerden dolayı oruç tutamayacak kişiler, Ramazan fitresinin ne kadar olduğunu merak ediyor. Oruç tutmayanların bunun karşılığında kefaret ücreti olarak yaptığı maddi yardım hakkında araştırmalar hızlandı. Diyanet İşleri Bakanlığı, yılında oruç fidyesini hesapladı.
Ramazan’da oruç tutmayanların ödeyeceği fidye miktar, bir sadaka-i fıtır miktarı olarak hesaplanıyor. Diyanet’in açıklamasına göre yılında asgari oruç fidye bedeli 70 TL olarak açıklandı. Bilindiği üzere oruç fidyesi, Ramazan ayında oruç tutmayanlar için bu ay içinde verilmesi gereken kefaret ücretidir. Oruç fidyesi Ramazan ayı geçmeden ödenmelidir.
Ramazan ayında oruç tutamayacak durumda olanların araştırdığı konuların başında Ramazan kefareti geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda kafa karışıklığını önlemek için oruç fidyesini 70 TL olarak açıkladı. Fidye, zor durumda olan bir kişiyi tam bir gün doyurmak için verilmesi gereken ücrettir. Günde iki öğün üzerinden hesaplanan fidye ödemesi Ramazan ayı içinde yapılmalıdır. Halk arasında fıtır sadakası olarak da bilinen bu ücret günlük 70 TL olarak belirlendi.
Diyanet İşleri Başkanlığı fidye açıklamasında konu ile ilgili hadis-i şeriflerin bir kişinin günlük gıda ihtiyacına göre hesaplama yapıldığını belirtti:
“ yılı fitre miktarının 70 TL olarak belirlenmesine, bu meblağın nakdi olarak verilebileceği gibi gıda vb. maddelerden aynî olarak da verilebileceğine, belirlenen bu meblağın, aynı zamanda günlük oruç fidyesi bedeli olduğuna, bunun yanında her bir mükellefin, kendi ekonomik durumunu ve günlük gıda harcamalarını göz önünde bulundurarak belirleyeceği bir meblağı fitre olarak verebileceğine, oy birliği ile karar verildi.”