Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.
Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.
Orucu bozan şeyler
Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?
Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)
Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.
Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.
Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.
Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.]
Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)
Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)
Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.
Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem
Kaynak: seafoodplus.info
Ezan Okunurken Su İçmek Orucu Bozar mı?
Ezan okunurken su içmek orucu bozar mı sorusu çok fazla merak edilen sorular arasında ilk sıralarda kendisine yer bulmaktadır. Bu soruya cevap arayan insanlar internet üzerinde yanıt bulmak anlamında ciddi araştırmalara yönelmektedir. Bu bakımdan cevabı son derece büyük önem arz eden konu başlıklarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu sorunun yanıtı ise şu şekilde verilmektedir: Sahurda ezan okunduğu esnada, oruca başlama saati olan imsak vaktinin girmiş olmasından dolayı yenilip içilmemesi gerekmektedir. Bu durum neticesinde ise ezan okunması esnasında su içmek orucu bozan bir unsur oluşturmaktadır. O gününün orucunu tutmaya niyetlenmek isteyen kimse, ancak sabah ezanına kadar olan süre içerisinde bir şeyler yiyip içebilir.
Diyanet'in Açıklaması Ezan Okunurken Su İçilirse Kaza Gerekir mi?
"Takvimlerde gösterilmekte olan "imsak", oruca başlama zamanını ifade etmektedir. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona ermiş olduğu, yatsı namazının vaktinin de çıkıp sabah namazı vaktinin girmiş oluğu andır. Sabah ezanı da imsak vaktinin başlamasıyla birlikte okunmaktadır. Bundan dolayı ezanın okunmaya başlaması ile birlikte yeme ve içmeyi terk etmesinin gerekliliği söz konusudur. Ezan okunmaya başladığı esnada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak su içilmemelidir. Su içilmesi durumunda oruç bozulacağından dolayı kaza gerekmektedir.
Ancak burada ezan okunmaya başlamasından önce imsak vaktinin girmiş olup olmadığına bakmak önem arz etmektedir. Çünkü takvimlerde verilmiş olan imsak vakti girdiğinde ezan okunmuyor olsa dahi yemek ve içmekten kaçınmak gerekmektedir. Bu anlamda ezan okunuyor olmasından önce imsak vaktinin girip girmemiş olduğunun baz alınması çok önemlidir.
Öpmek, öpüşmek orucu bozar mı? Oruçluyken eşlerin birbirini öpmesi orucu bozar mı? Diyanet bilgisi!
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Müslüman aleminin sevinçle beklediği mübarek Ramazan ayı geldi. Kuran'ı Kerim'in indirildiği, şeytanın bağlandığı ve cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek ayı hakkıyla geçirmek isteyen vatandaşlar oruca bu gece 22 Mart Çarşamba gecesini 23 mart Perşembe gecesine bağlayan gece kalkılacak. Peki sahura kalkmadan oruç tutulur mu, oruç tutmak için niyet etmek şart mı, ezan okunurken su içilir mi, ezan bitene kadar bir şeyler yenir mi?
İbadet ederek Allah'a daha yakın olmak isteyen, oruç tutarak nefsini terbiye eden ve yoksulların halini daha iyi anlayan vatandaşlar için niyet etmek de yaptığı işin bilincinde olmak demektir. Oruç niyeti için “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet oruç tutmak isteyen kişiler için yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, , ).
Diyanet İşleri Başkanlığı oruca niyet etme konusunda detayları paylaştı. Diyanet'in internet sitesinde şu bilgiler yer aldı; Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih(doğru) değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.
Ramazan orucu, belli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi takdirde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî', II, 85).
Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet edilirken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir.
"Takvimlerde gösterilen "imsak", oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ezan da imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında bir sakınca yoktur."
Buna göre sahurda ezan okunduğu sırada, oruca başlama saati olan imsak vakti girdiği için yenilip içilmemelidir. Bu durumda ezan okunurken su içmek orucu bozar. O gününün orucuna niyetlenmek isteyen kişi, ancak sabah ezanına kadar bir şeyler yiyip içebilir.
- İlk 10 gün içinde kılınabiliyorsa, tesbih namazı kılınır ve Hatm-i Enbiyâ yapılır.
- İkinci 10 gün içinde yine aynı şekilde kılınabiliyorsa, tesbih namazı kılınır ve Hatm-i Enbiyâ yapılır.
- Üçüncü 10 gün içinde tevbe-istiğfar, Hatm-i Enbiyâ ve 7 salât-ü selâm okuduktan sonra yapılabilirse Hatm-i İstiğfâr yapılıp, yani defa:
"Estağfirullâhe'l-azıym. Ve etûbü ileyk" denilip, bittikten sonra 7 ilâ 70 salat-ü selâm okunur ve duâ yapılır.
gün arası kere: Ya Erhamerrahimin ( Ey iman edenlerin en merhametlisi)
gün arası kere: Ya Gaffarez Zünüb ( Ey günahları bağışlayan)
gün arası kere: Ya Atikarrikab ( Ey iyileri koruyan)
ramazandiyanetoruçsahurimsak