Экспедиция Voyage связаны между собой. Речь идет о войне. Человек, которому не нужно поститься и молиться, потому что он пассажир. seferî Yolculukla ilgili olan. / Savaşla ilgili olan. / Yolcu olduğundan, oruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan kimse.
1, миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
миллионов дикторов
85 миллионов дикторов
85 миллионов дикторов
80 миллионов дикторов
75 миллионов дикторов
75 миллионов дикторов
70 миллионов дикторов
65 миллионов дикторов
50 миллионов дикторов
40 миллионов дикторов
30 миллионов дикторов
15 миллионов дикторов
14 миллионов дикторов
10 миллионов дикторов
5 миллионов дикторов
Yavuz Bahadıroğlu. • Mavi Yıldız • Cem Sultan/12 • Endülüs'e Veda • Şehzade Selim • Şirpençe • Mısır'a Doğru • 4. Murat/12 • Ağalar Saltanatı Yakın Tarih Romanları • Dağlı • Barla'da Diriliş • Zindanda Şahlanış • Kirazlımescit Sokağı • Avukat
2
IV. Murat ve Bağdat seferiMurad IV, Sultan of the Turks, ; Baghdad (Iraq); history.
Tahsin Ünal, Ali Güler, Suat Akgül,
3
İnanç ve İbadet İlmihali: - SayfaMisafir sayılan kimseye de “seferî” adı verilir. Misafirliin zıddı mukim, seferîliin zıddı da ikamettir. Yani yaadıı bölgede bulunan kimse mukim, yolculua çıkan kimse de misafirdir. Bir yere hem karadan hem denizden gitme imkânı varsa yolcunun
ССЫЛКИ
« EDUCALINGO. Seferî [онлайн]. Доступно на <seafoodplus.info>. Июн ».
Bir varmış, bir yokmuş İstanbul Üniversitesinde üç yabancı Yüksek Lisans yapıyormuş. Farklı devletlerin vatandaşları, farklı din-mezhep mensupları, farklı dilleri konuşan üç delikanlı (NOT: bütün farklılıklara karşın ortak noktaları, kanlarının deli olması ve Türk Dili ve Edebiyatı ile cidden ilgilenmeleri idi, ki aksi takdirde binlerce kilometre aşıp buraya gelmeyeceklerdi -). Ehlel mümininlerin mübarek Ramazan ayında oruç tuttukları günlerin biri idi.
Üç arkadaşlar (NOT: neden acaba burada -lAr çoğul ekini kullanmıştır diye durup düşünün -) adalara gitmeye karar verdiler. Bunu konuşurken aralarında şöyle bir fikir peyda oldu, ki Eğer adalara kadar mesafe 10 kilometreden fazlaysa o günü oruç iptal ediliyor (seferde bulunulduğu için). Gayri müslim olan arkadaş, Bize her şey helaldir, siz bilirsiniz, dedi.
Hoca Mesud Ferhenname-i Sadi Tercümesi adlı eserinde dediği gibi Çü yavuzlıgun tohmın ekdün yire / Götüresi vaktın hem anı vire. Bu durumda da aynisi oldu, herhalde o tür düşündükleri için (10 km olsun da adalarda bir şeyler atıştıralım) adalara giden yolculukları gerçekleşmedi. Neden diye soracaksınız, ki bunu sormaya tabi ki hakkınız vardır, çünkü ilginçtir. Ötesini okursanız inşallah öğrenme şansınız olacaktır.
İsfahani Baba İshakın hemşehrisi olan arkadaş o akşam bir dostunun tatile gideceğini hatırladı ve onu uğurlamadan gitmesine asla izin veremeyeceğini söyledi. İslam öncesi Arapların sahralarda deve üstünde gezerek failatun, failatun, feilun gibi vezinleri meydana getirdikleri gibi uç arkadaşlar da (DİKKAT: yine gereksiz ek kullanılmıştır!), trafiğe takılan otobüste akıllı telefonlarını karıştırıyorlardı. Efendime söyleyeyim, bu arada onların biri, vapur seferlerine bakıp adalardan vapurun son kalkışının tam iftar zamanına geldiğini farketti. Bütün planlar perişan u darmadan olmuştu. Ama masal burada bitmiyor, arkadaşlar gitmekte kalsınlar biz sizinle devam edelim.
İstanbulda müslümanlar için çok mübarek ve meşhur yerlerin biri Eyüp Sultan Camii. Normal mevsimlerde etrafı çok kalaba oluyorsa, bir de Ramazan ayı cuma günü gidip bakın oranın haline. Fevkalade kalabalık, gürültü, toz, gazonlarda uyuyanlar, namaz için sıra bekleyenler, iftara kadar saatleri sayanlar, kısaca aradığın kişiyi orada bulabilirsin. Bir de düşünün ki, felek o üç garibanı (DİKKAT: bu kelimenin de sayıdan sonra gelmesine karşın Farsça çoğul eki ile yazılışına dikkat edin. Kelime Arapçadır ġarīb غريب yabancı, yolcu, egzotik, ayrıksı) tam bu ortama atmış. Yapacak bir şey yok. Ayvansarayrın orasında oldukları için bir de Vlaherna manastırını ziyaret edelim diye düşünmeye koyuldular. Düşüne taşına manastırın kapılarına vardılar, ama nasıl vardıklarının farkında pek değildiler, çünkü ol dem (yani o zaman) ayakları o kadar acımıyordu. Evet efendime söyliim.
Derken, baktılar ki, giriş kapısı açık, manastırın kapıcı da avluda otları suluyor (Caltay köyü Gagauzları bu eyleme yıslatmak diyorlar, çok tuhaf diimi?-). Ne kadar da rica etseler kapıcı ziyaretçileri içeri almıyor, geç geldiklerini söylüyor, oysa saat henüz 19u bulmuştu, yani pek te geç sayılmaz. Neyse, Kolay gelsin diyerek dostlar yollarına devam ettiler. Devam ettikleri yolları da o an derece ters döndü. Amaç Pierre Loti Tepesi.
Haliçi takip ederek Yüksek Lisans öğrencileri yürüyerek yolculuklarını sürdürdüler. İşte o zaman bayağı bir mesafe yaya geçtiklerini ve ayaklarının acıdıklarını anladılar. Hem de geh birinin geh öbürünün midesi zil çalıyor, bizim arkadaşlar ise telefonun çaldığını hep sanıyorlardı. Teleferiğe yaklaşırken çok şaşırtıcı bir manzaraya şahit oldu iftar yemek üzere tepeye çıkan gençler: belediyenin verdiği iftar yemeğine oldukça çok oruçlu insan toplanmış, masalar kurulu, yemekler dağıtılıyor, çoğu yemeğe başlamak için tetikte duruyor oysa ki iftara kadar en az bir saat daha var. Olur mu ya! deyip geçtiler.
Teleferik kabininde sallana sallana yukarı çıktıkları sırada herkes yemek için düşünüyordu. Üstelik kimileri ayaklarını dinlendirebildiği fırsata seviniyor, kimileri ise aşağıda mezarlara bakarak, kabin koparsa ne olacağını düşünüyordu. Eninde sonunda Tepeye çıkıldı, fotoğraflar çekildi ve iftar için uygur bir yer aranmaya başlandı. Gezildi, arandı ama boşuna. Tavukla dolu kümesten aç çıkan tilki gibi arkadaşlar da uygun yer bulmayınca kederli kederli aşağı indiler. Ezan okundu, mideler çıldırmış gibi zil çalıyor. İlk rastladıkları kafeye girdiler. Yemek var mı? Üç tane. Sonra görüntü var, ses yok (herkes yediği ve yerken konuşamadıği için). Of, elhamdülillah!
Hesabı istedikten sonra arkadaşlar anladı ki, bu kafede iftar hayır anlamına değil, müşteriden mümkün olduğu kadar fazla para çekmek anlamına geliyormuş. O yüzden işe başlamadan önce terimlerin hakkında fikir birliğine varmakta büyük yarar vardır. Bu gece için bu kadar dost-ı azizlerim.
НравитсяЗагрузка
Posted in: Baş
пост, Пост, голодание , "oruç" ifadesinin Rusça içine en iyi çevirileridir. Çevrilmiş örnek cümle: Bu bir oruç ya da bir başka hiristiyan kaçınması değildi. ↔ Ни поста, ни какого другого христианского воздержания не было?
+Çeviri ekleEkleoruç
Bu bir oruç ya da bir başka hiristiyan kaçınması değildi.
Ни поста, ни какого другого христианского воздержания не было?
seafoodplus.info
İslam'ın beş şartından biri
Muhtaç ve yoksulların gözetilmesi için Rab’bin planının merkezi oruç yasası’dır.
В центре плана Господа по заботе о бедных и нуждающихся лежит закон поста.
wikidata
Dbnary: Wiktionary as Linguistic Linked Open Data
Örnek ekleEkle
Orucun gün sayısı olarak değil, ay olarak farz kılındığına ve bütün ay boyunca oruç tutulması gerektiğine inanılır.
Но местные власти на протяжении более месяца не открывают храм, из-за чего верующие лишились праздников Благовещения, Вербного Воскресения и Пасхи.
WikiMatrix
Tüm Yahuda’da oruç ilan etti ve halkı “Yehova’ya danışmak üzere” bir araya topladı.
Он объявил пост для всех в Иуде и собрал народ, чтобы «спросить Иегову».
jw
Oruç tutmak ne şarttır ne de yanlış.
Как видно, поститься не обязательно, но и не запрещено.
jw
Günlerdir oruç tutup dua ediyorum ama tek duyabildiğim kafamın içinde dönüp duran kendi sesim.
Я постился и молился целыми днями, и всё, что я могу услышать - звук собственного голоса, витающий вокруг моей головы.
OpenSubtitlesv3
O gün, Puja törenleri düzenlenir ve oruç tutulur.
В этот день паломники, совершающие хадж, находятся в долине Арафат.
WikiMatrix
Bu örneklemelerin oruç tutmakla ilgisi neydi?
Как эти примеры связаны с постом?
jw
" Oruç, yılın en kutsal zamanıdır. "
Пост - священное время года.
OpenSubtitlesv3
Ben oruç tuttum.
Я постился.
Tatoeba
"Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun.
Тот из вас, кого застанет этот месяц, должен поститься.
WikiMatrix
Dinle, büyükanne, şuan oruç günlerindeyiz.
Послушой, бабуля, сейчас пост.
OpenSubtitlesv3
Yanık ve ölüm orucu sonucu ölüm.
«Казнить смертью и сжечь».
WikiMatrix
Ben her birimizi yoksul ve muhtaçları gözeterek, oruç yasasını bağlılıkla tutarak ve oruç adaklarınızı cömertçe sunarak daha fazla Kurtarıcı gibi olmaya davet ediyorum.
Я призываю каждого из нас становиться более похожими на Спасителя, заботясь о бедных и нуждающихся, с верой соблюдая закон поста и делая щедрые пожертвования.
LDS
(Daniel ) Ezra, Yeruşalim’deki mabedi güzelleştirmek için bol miktarda altın ve gümüşle Yehova’nın kavmini Babil’den çıkarmak üzere olduğu zaman, Tanrı’nın önünde kendilerini alçaltabilmeleri için bir oruç ilan etti.
Когда Ездра собирался вывести народ Иеговы из Вавилона с множеством золота и серебра для украшения храма в Иерусалиме, он объявил пост, чтобы они могли смириться перед Богом.
jw
Tüm bu sefer oruç tuttuklarını sahip olması gerekir.
Все это время он, должно быть постился.
QED
isyan, ölüm orucu ve en sonunda da atildigi cehennem çukurunda ölüm.
Выдача, голодовка, смерть, очевидно, в какую бы дыру его не бросили.
OpenSubtitlesv3
Mahatma savaşı sırasında şiddete karşı tuttuğu oruçta giydiği ev yapımı, sade, pamuktan kumaş.
Домотканка, которую Махатма носил во время поста за мир.
OpenSubtitlesv3
Yas sevince dönüşüyordu ve oruçlar bayramlara da dönüşebilirdi.
Оплакивание сменялось веселым торжеством, и посты могли стать праздничным временем.
jw
Muhtaç ve yoksulların gözetilmesi için Rab’bin planının merkezi oruç yasası’dır.
В центре плана Господа по заботе о бедных и нуждающихся лежит закон поста.
LDS
Hiç kıskançlık duymadan ‘oruç tutup, dua edip ellerini üzerlerine koyarak onları gönderdiklerinde’ Barnabas ile Saul’un neler hissetmiş olabileceğini bir düşünün (Elçi.
Представь, что, должно быть, чувствовали Варнава и Савл, когда без всякой зависти их духовные братья «после поста и молитвы возложили на них руки и отпустили» (Деян.
jw
Muharrem’den sonra da üç gün Hızır Orucu tutarlar.
Она была дарована ему Аллахом спустя три дня строгого поста.
WikiMatrix
18 Ve bana göklerin hâkimi Yehova’dan bir söz geldi: 19 “Göklerin hâkimi Yehova şöyle diyor: ‘Dördüncü,+ beşinci,+ yedinci,+ onuncu+ ayların oruç dönemi, Yahuda evi için sevinçli, coşkulu, güzel birer bayram zamanı olacak.
18 И снова было ко мне слово Иеговы воинств: 19 «Так говорит Иегова воинств: „Пост в четвёртом+ месяце, пост в пятом+ месяце, пост в седьмом+ месяце и пост в десятом+ месяце станет для дома Иуды временем ликования, радости и весёлых праздников+.
jw
Örneğin, bir zamanlar Yahuda halkı, Yeruşalim’in MÖ yedinci yüzyıldaki kuşatılması ve ıssız bırakılmasıyla ilgili feci olayları anmak amacıyla yılda dört kez oruç tuttu. (II.
Например, одно время жители Иудеи постились четыре раза ежегодно в память бедственной осады Иерусалима и опустошения VII века до н. э.
jw
Bu ikisi, yani namaz ve oruç, onun tam olmasıyla farz olur.
Тот двуличник в посте и в молитве пребывает, дабы подумалось, что он опьянен близостью [к Богу].
Literature
12 Saul için, oğlu Yonatan için, Yehova’nın halkı ve İsrail evi için+ herkes akşama dek dövünüp ağladı,+ oruç tuttu;+ çünkü kılıçla öldürülmüşlerdi.
12 Они стали рыдать и плакать+ и постились+ до вечера, скорбя о Сау́ле и его сыне Ионафа́не, о народе Иеговы и доме Израиля+, потому что те пали от меча.
jw
9 Aynı ayın+ yirmi dördüncü gününde İsrailoğulları bir araya geldi. Başlarına toprak saçıp+ çula bürünmüş,+ oruç tutuyorlardı.
9 В двадцать четвёртый день того же месяца+ сыновья Израиля, одевшись в мешковину+ и посыпав себя землёй+, собрались вместе и стали поститься+.
jw