osmancık romanının konusu / OSMANCIK ROMANININ TAHLİLİ(ÖZETİ,YER,ZAMAN,KİŞİLER) - EDEBİYAT FATİHİ

Osmancık Romanının Konusu

osmancık romanının konusu

Osmancık

(Tarık Buğra)

ROMANIN ADI: Osmancık
YAZARI: Tarık BUĞRA
SAYFA ADEDİ:
BASIM YERİ &#; YILI: İstanbul &#;
YAYINEVİ ADI: Ötüken Kitabevi

YAZARLA İLGİLİ KISA BİLGİ: Tarık Buğra (Akşehir – İstanbul 26 Şubat ). İlk ve orta tahsilini Akşehir'de tamamladı. Konya lisesini bitirdi. Çeşitli aralıklarla İstanbul Üniversitesi Tıp, Hukuk ve Edebiyat Fakültelerinde ikişer üçer yıl okuyup sonra vazgeçti. Akşehir'de çıkardığı Nasrettin Hoca gazetesi ile gazeteciliğe başladı. İstanbul'a gelince Milliyet, Yeni İstanbul, Haber ve Tercüman gazetelerinde fıkralar yazdı, sanat sayfaları düzenledi, Haftalık Yol dergisini çıkardı. “Oğlumuz” hikayesi ile Cumhuriyet gazetesinin hikaye yarışmasında ikincilik kazandı. Çınaraltı dergisinde hikayeler yayınladı. Sonra roman yazmaya başladı. Sanat eseri için her türlü basmakalıbı reddeden, hür ve bağımsız bir sanat anlayışını benimsedi. Güzel Türkçesi, derin tipleri, şiirli üslubuyla Türk tiyatro ve roman yazarlarının başında yer aldı.

 

ROMANIN ÖZETİ: Osman Gazi Hân, ölüm döşeğinde; Allah'tan mehil istiyor, Bursa'nın fetih müjdesini alabilmek için. O, tâ bahardan badem ağaçlarının çiçeğe durduğu günden seçmiştir ölümü: “Oğul, ben öldüğüm vakit, beni Bursa'da şu gümüşlü kubbenin altına koy!” Osman gazi'nin, oğlu Orhan Beğ' e vasiyetidir bu. Bu, O'nun soy sop ülküsü yaptığı rüyasının gerçekleşmesi demektir. Ancak, o zaman gülümseyerek “hoş geldin, hoşnutluk getirdin” diyebilecektir ölüme. Son göçe, tek başına çıkılan yolculuğa hazırlanan Osman Gazi Hân, şimdi, hayatı boyunca dinlediklerini, gördüklerini, deliliklerini, durulup arınışını, büyük yörüngeye oturuşunu; yerleri, halleri, kişileri ve büyük ülküsünün adım adım gerçekleşmesini hatırlamamaktadır. O, şimdi Uludağ'dan da büyük bir hatıralar dağıdır:

Osmancık'ın çocukluğu, herhangi bir çocukluktan farksızdır. Gençliği de öyle… Ele avuca sığmaz; nerede çalgı, orada kalgı günleri. Gücünün, kuvvetinin sahibi değildir; aksine gücü kuvveti, onun sahibidir. Kılıçta ve yayda üstünleştikçe değil meydan okumaya, bir yan bakışa bile katlanamaz olur. Gururu için yaşamaktadır. Babası ertuğrul Beğ, bir müddet Osmancık'ı takip eder, öğütler verir. Fakat sonradan onu kendi haline bırakır. Öteki oğlu Gündüz Beğ' e önem vermeğe başlar. Osmancık, ağasını kıskanacak yerde rahatlamış ve mutlu olmuştur. Azâd edilmiş sayar kendini ve keyfince yaşamaya başlar. Tâ ki Şeyh Ede Balı ile tanışıncaya kadar. Domaniç temmuzlarından birinde, Sivrikaya' da Osmancık, Ede Balı ile karşılaşır. Gökte ay ve yıldızlar… Osmancık, yıldızlara bakarak “dünya ne kadar büyük!” diyor. Osmancık'ı gizliden gizliye takip eden Ede Balı: Dünya'yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul! Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da Dünya'yı çok büyük görüyoruz, der ve ilave eder: dünya bir ömür için, bir TEK İNSAN için büyüktür. Bir soy için değil; bir soyun benimseyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir inanç, bir ülkü için değil!Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet

Osmancık'ın kafası ve ruhu altüst olmuştur. Öfkelenir, Ede Balı' ya saygıda kusur eder. Ertuğrul Gazi, oğluna “Ede Balı' ya sakın karşı gelme; bana karşı gel, ona gelme. Ede Balı soyumuzun ışığıdır” diye tembih eder. Osmancık, Ede Balı'nın tekkesine gittiği bir gün Malhun Hâtun'u görür ve ona âşık olur. Töresince istetir. Ede Balı kızını vermez: Halleri müsavi değil, diye… Bundan sonra Osmancık için değişim ve arayış dönemi başlar.

Yine tekkeye misafir olduğu bir gün, rüyasında Ede Balı'nın göğsünden çıkan bir ayın kendi göğsüne girdiğini, sonra bir çınar ağacı şeklinde dünyaya dal budak saldığını görür. Dört yana rahmet ve nur yağdıran bir çınar ağacıdır. Rüyanın tabirine göre, bu ay Malhun Hâtun, bu çınar ağacı ise Osmancık'ın kuracağı devlettir. Osmancık artık değişmektedir. Kılıcını, yayını, topuzunu kendisi için değil, soyu sopu için, soyunun amacı için kullanmaktadır. Sonunda Ede Balı kızını Osmancık'a verir. Sade bir törenle evlenirler. Osmancık, artık yaşlanmış ola babası Ertuğrul Gazi'nin yerine beğ seçilir.

Osman Beğ, ilk iş olarak civardaki Türk boylarını birleştirir. Kendi buyruğunda ve hepsinin rızalarını alarak… Domaniç ve civarı dar gelmeye başlamıştır. Her gün yeni topraklar alınır, kaleler düşürülür yeni gelenler, tâ Orta Asya'dan ve daha yakın yerlerden gelenler, bu topraklara yerleştirilir. Savaş, akın, ganimetin paylaşılması, yerleşme biçimi, doğumlar, evlenmeler, dostluk ve düşmanlıklar her şey bir düzene bağlanmıştır. Herkes nefsini ve bencilliğini yok etmiştir; başkalarını, soylarının geleceğini düşünmektedirler. Pazar yerlerinin emniyeti sağlanmıştır. Yöredeki herkes ( Rumlar dahil; Osman Beğ' e tâbi olan herkes ) hayatından, ırzından, malından emindir. Bu günlerde Osman Beğ' in anası Cankız, ardından da 90 yaşındaki Ertuğrul Gazi vefat ederler. Orhan dünyaya gelir.

Bütün bu olup bitenler sırasında Osman Beğ' in önemli meselelerinden birisi amcası Dündar Beğ' dir. Dündar Beğ, ağabeyi Ertuğrul Gazi'den sonra beğliğin kendisinin hakkı olduğunu düşünüyor, Osman Beğ' i kıskanıyor ve bozgunculuk ediyordu. Osman Beğ, saygısını bir an bile ihmal etmeden, amcasını uyarıyordu. Hatta bir gün Dündar Beğ' e: Elin öperim amuca, dizin öperim amuca. De ki davarın güdeyim, odunun kırayım amuca. Amma ko ki beğliğime eller taş atsın ki beğliğimi korumam zor olmasın. Ben bunda akıl isterim, rey isterim, ışık seafoodplus.infoılırsam doğruyu isterim. Ben bunda takaza istemem, dokunç istemem, kakınç istemem demiştir. Dündar Beğ aldırmaz, bildiğince devam eder. Düşman üstüne ılgar eden savaşçıları geri çağırır. Osman Beğ, bir yay darbesiyle amcası Dündar Beğ' i düşürür.

Osman Beğ' in ikinci oğlu Alaeddin dünyaya gelir. Mihail Kosses Müslüman olur. Töreye bağlılık şuuru, zayıfa yardım fazileti, din uğrunda göz kırpmadan ölüme gitme heyecanı Mihail' i Abdullah yapmıştır.
İnegöl, Yarhisar, Aydos, Bilecik, İznik kaleleri alınır. Zaman, geçip gitmektedir; Osman Beğ' e rağmen… Alaeddin bile at bitmektedir artık. Orhan Beğ, Yarhisar tekfürünün kızı Holofira ile evlenir. Holofira'nın rızası, arzusu, isteği ve aşkı ile… Osman Beğ, gelininin adını Nilüfer olarak değiştirir. Müslüman olan Nilüfer, Osman Beğ' e torunlar, Orhan Beğ' e oğullar verecektir; Murad' ı verecektir… Selçuklu sultanı, bir fermanla Osman Beğ' in hanlığını tebasına duyurur. Artık Cuma namazlarında hutbe Osman Han adına okunmaktadır.

Şeyh Ede Balı rahmet-i rahmân'a kavuşur. Orhan yavaş yavaş pişmekte, olgunlaşmaktadır. Hem gazada hem yönetimde. Osman Gazi Hân'ın etrafı boşalıyor. Baba dostları, yola beraber çıktığı yoldaşları birer birer âhirete intikal ediyorlar. Malhun Hâtun da vefat ediyor. Osman Gazi Hân, hasta yatağında, iki aydır yatmaktadır. Kulakları nal seslerinde, Bursa'nın fetih müjdesini bekliyor. Derken ,müjdelerin hası, nal sesleri… Sungur dışarı fırlıyor ve göz açıp kapayıncaya kadar da geri dönüyor. Nefes nefesedir: Gözün aydın Hânım! Bursa bizimdir! Osmancık, Osman Beğ, Osman gazi Hân; babası Ertuğrul Gazi'ye, şeyhi ve kayınpederi Ede Balı' ya, kendinden önce giden baba dostlarına, yoldaşlarına ve Zümrüdü Ankası Malhun Hâtun'a mülâki olmak için gözlerini yumuyor. Mesut ve huzurlu… ÂLAMLERİMİZDEN SEFER EYLER OSMAN GAZİ HÂN; BİR GARİP YOLCU GİBİ…

TAHLİL
ROMAN KİŞİLERİ:
Osman Beğ: Osmanlı Devleti'nin kurucusu. Bileği ve yüreği kuvvetli, âdil, nefsini yenmiş; kendini, soyuna ve soyunun ülküsüne adamış; dindar, neyzen, cömert, ahlaklı, dünya malına kayıtsız, yoksul, ataya ve anaya son derce saygılı, eşi bulunmaz baba;vefalı, muhabbetli, karısına deliler gibi aşık bir koca… Osmancık, Osman Beğ, Osman Gazi Hân Uludağ'dan da büyük bir hatıralar dağı… Ve Hâdis-i Şerif'in sıfatlandırdığı gibi: Tam bir garip yolcu.

Şeyh Ede Balı: Osmancık'ın kayınpederi. Devletin mimarı. Allah aşkı ve Kur'an adaletini temsil eden büyük mürebbi.
Malhun Hâtun: Ede Balı'nın kızı, Osman Beğ' in hanımı, Zümrüdü Ankası… Güzelliği, hanımlığı, anneliği ile bir timsal.
Orhan Beğ: Osman Gazi Hân'ın büyük oğlu. Babası ve dedesi Ede Balı'nın manevi mirasçısı. Bursa fatihi.
Nilüfer: Asıl adı Holofira. Osman Gazi'nin “Nilüferleri pek andırır” dediği bir Rum kızı. Orhan Beğ' in hanımı. Aşkı ve İslamı seçmiş ve buna layık olmuş bir güzeller güzeli.
Ertuğrul Beğ: Osman Gazi Hân'ın babası. Osman'ı yetiştiren adam. Orta Asya'yı, Söğüd' e şahsında ve şahsiyetinde taşıyan insan.
Ve diğerleri; Cankız (Osman Gazi'nin annesi), Dündar Beğ (Osman Gazi'nin amcası), Mihail Koses (sonradan Müslüman ve Abdullah olan bir Rum),Osman Gazi ve Ertuğrul Beğ' in silah ve gönül dostları; Sungur, Akça Koca, Gazi Rahman, Derviş Uruz, Şeyh Mahmud, Ak Temür…

ROMAN MEKANI: Romanın büyük bölümü Osmancık'ın çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği Söğüt'te ve Domaniç'te geçseafoodplus.inforı aynı zamanda beğliğin ilk merkezidir. Beğliğin büyümesi ve buna bağlı olarak beğliğin merkezinin değişmesi ile romanda mekan sürekli değişmektedir.

ROMAN ZAMANI: Romanda olay süresi Osman Beğ' in yaşamı boyunca geçen süreyi kapsamaktadır. Romanda Osman Beğ' in doğumu ve ölümü ilgili tam bir bilgi olmadığından geçen süre bilinmemektedir.

ROMANDA OLAY: Roman, Osman Beğ' in yaşadıklarını, gördüklerini anlatmaktadır. Dünyaya sımsıkı bağlı olan bir insanın dünyada garip bir yolcu haline gelmesini anlatmaktadır. Cîhan devletini kuran irâde, şuûr ve karakteri anlatmaktadır.

ROMANDA ÜSLÛP: Yazar romanda çok sade bir dil kullanmış, anlaşılmayan kelimelerden kaçınmıştır. Romanda yöresel ağzı bozmaması kullanılan sade dili bozmamış aksine romana akıcılık kazandırmaktadır. Ayrıca Şeyh Ede Balı gibi büyük bir şeyhin o insanı alıp başka dünyalara götüren sözleri insanı kitaba iyice bağlamaktadır.

ROMANIN ANAFİKRİNİN TESPİTİ: Yazar, tarih boyunca görülmemiş bir devleti yani Osmanlı gibi bir cihan devletini kuran irâdeyi, bu irâdenin yaşadıklarını ve bu irâdeyi yetiştiren insanları anlatmıştır.

Osmancık Romanının Özeti ve Tahlili

Osmancık Romanının Özeti ve Tahlili

Bu yazımızda Türk edebiyatında kalıcı bir yeri ve ünü olan Tarık Buğra’nın Osmancık romanının özetini ve tahlilini yapacağız. Romanın yazarı Tarık Buğra ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler için “Tarık Buğra’nın Edebi Kişiliği” başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.

Osmancık Romanının Konusu

Osmancık romanı dünyanın en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun nasıl kurulduğunu, hangi şuur ve irade ile kurulduğunu anlatır.

Osmancık Romanının Özeti

Roman, Osman Gazi’nin Bursa’ya gömülmek istemesi ve Bursa’nın fethinin müjdesi ile başlar. Devamında geçmişe dönülerek asıl olay okuyucu ile buluşur.

Deli dolu, kavgadan çekinmeyen, gururlu ve öfkesini kontrol edemeyen bir kişiliğe sahip olan Osmancık, gururu ve kendi için yaşar. Güçlü, kuvvetli olmasına rağmen bunları kendi için kullanır. Eğlence meclislerinde vakit geçirir. Ertuğrul Gazi oğluna ne kadar öğüt verse, ne kadar doğru yola sokmaya çalışsa da işe yaramaz. En sonunda pes eden Ertuğrul Gazi, Osmancık’ı kendi haline bırakır ve diğer oğlu Gündüz Beğ ile ilgilenir. Osmancık bu duruma hiç gücenmez. Hatta üstünden bir yük kalkmışçasına rahatlar.

Bir gece Sivrikaya’da gökyüzünü seyrettiği vakit Şeyh Ede Balı ile karşılaşır. O gece Şeyh Ede Balı ile aralarında geçen konuşma Osmancık’ın düşünce dünyası alt üst olur. Öfkesini kontrol edemez ve Şeyh Ede Balı’ya saygısızlık eder. Osmancık’ın bu yanlış hareketi babası Ertuğrul Beğ’in kulağına gider. Ertuğrul Beğ, oğlunu Şeyh Ede Balı’ya saygılı olması için uyarır. Şeyh Ede Balı’dan özür dilemek için Ede Balı’nın tekkesine gider. Tekkede kaldığı gün Malhun Hatun’u görüp aşık lan Osmancık, kızın kim olduğunu öğrenmek için önüne gelen ilk kişiye sorar. Aşık olduğu Malhun Hatun, Şeyh Ede Balı’nın kızıdır. Osmancık vakit kaybetmeden Şeyh Ede Balı’dan kızını usulünce istetir. Ancak Şey Ede Balı, henüz hazır değiller diyerek kızını vermez. Osmancık’ı bir düşünce alır. Osmancık değişmeye ve arayış içine girer.

Osmancık, Mihail Kosses adında Hıristiyan bir arkadaş edinir. Birilerinin saldırıya uğradığını gören Osmancık hiç düşünmeden kavganın ortasına dalar ve saldırıya uğrayanları kurtarır. Kurtardığı kişiler Mihail Kosses ve Kalanoz’dur. Bu yardım bir ömür sürecek bir dostluğunda başlangıcı olur. Mihail, Osmancık’a gönülden bağlanır.

Osmancık, Şeyh Ede Balı’nın tekkesinde kaldığı bir gece bir rüya görür. Rüyasında Şeyh Ede Balı’nın göğsünden çıkan bir ayın kendi göğsüne girdiğini ve bir çınar ağacına dönüşüp tüm dünyaya dallanıp budaklandığını görür. Rüyasını ve anlamını Dursun Fakı’ya anlatır. Dursun Fakı Osmancık’ın düşüncesini onaylar. Osmancık eski Osmancık değildir. Artık aklını, gücünü, kılıcını kendisi için değil soyu, beyliği için kullanacaktır. Şeyh Ede Balı, Osmancık’taki değişimi görür ve Malhun Hatun ile evlenmelerine rıza gösterir.

Osmancık, Ertuğrul Gazi yerine bey seçilir. Kardeşleri bu seçime karşı çıkmaz. Ertuğrul Gazi yerine bey olmak isteyen asıl kişi Osmancık’ın amcası Dündar Beğ’dir. Bey olan Osmancık artık Osman Beğ’dir. Orta Asya’dan göç edenler ile iyice sıkışan beyliğe Domaniç ve Söğüt yetmez. Gaza zamanıdır. Osman Beğ ilk iş olarak çevredeki diğer Türk boylarını bir araya getirir ve fetihlere başlar. Kaleler zapt edilir. Çevre tekfurları yenilgiye uğratılır. Toprakların genişlemesi ile refah ve bolluk ortamı oluşur. Osman Beğ’in sancağı altında yaşayan herkes halinden memnundur. Malhun Hatun Orhan’ı doğurur. Osman Beğ, beyliğini ispat eder ve herkesin güvenini kazanır. Ancak Dündar Beğ hala memnun değildir. Osman Beğ amcasını uygun bir dil ile nazikçe uyarır. Bu uyarılara kulak asmayan Dündar Beğ, bir savaş sırasında askerleri geri çekilme emri verince Osman Beğ, amcasını bir ok ile öldürür.

Osmancık’ın ikinci oğlu Alaeddin doğar ve Hıristiyan Mihail Müslüman olarak Abdullah adını alır. Yıllar boyunca fetihler devam eder. Yarhisar, Aydos, Bilecik ve İznik kaleleri ele geçirilir. Orhan Beğ, Yarhisar tekfurunun kızı ile evlenir. Kızın Holofira olan adı Nilüfer olarak değişir. Osman Beğ, gösterdiği başarılar sebebi ile Selçuklu Sultanının emir verir. Artık Osman Bey’e han unvanı verilir. Cuma hutbeleri Osman Beğ adına okunmaya başlar.

Yıllar geçtikçe Osman Beğ yaşlanır. Şeyh Ede Balı’dan sonra diğer baba dostları fani dünyadan teker teker ayrılırlar. Gittikçe yalnızlaşan Osman Beğ’in vasiyeti Bursa’ya gömülmektir ve Osman Beğ ölmeden önce Bursa’nın fethedildiği müjdesi ulaşır. Osman Beğ huzurlu bir şekilde gözlerini kapatır ve dostlarının yanına yola çıkar.

Osmancık Romanının Kahramanları

Osmancık romanı kişi kadrosu bakımından oldukça geniştir. Bu başlık altında roman içerisinde önemli bulduğumuz karakterleri anlatacağız. Aşağıda yazdıklarımız dışında romanda Ertuğrul Gazi, Gündüz Beğ, Savcı, Sungur, Akça Koca, Derviş Uruz, Ak Temur, Gazi Rahman vd. kişiler vardır.

Osman Beğ (Osmancık): Osmanlı Devleti’nin kurucusu. Romanda deli dolu, bileğine güvenen serkeş bir delikanlıdan bir devlet kuran bilge, adil, zeki bir bey’e dönüşür.

Şeyh Ede Balı: Dönemin önde gelen din alimlerindendir. Bölgenin ahi yöneticisidir. Osman Beğ’deki ışığı gören ilk kişidir.

Malhun Hatun: Şey Ede Balı’nın kızı, Osman Beğ’in hanımıdır. Osman Beğ’in değişimini tamamlamasında büyük rol oynar.

Dündar Beğ: Ertuğrul Gazi’nin kardeşi, Osman Beğ’in amcasıdır. Beylikte hakkı olduğunu düşünür. Osman Beğ’in aldığı bütün kararlara muhalefet olur. Osman Beğ’in işlerine hep karşı çıkar. Savaş sırasında Osman Beğ tarafından ok ile öldürülür.

Orhan Beğ: Osman Beğ’in ilk oğludur.

Dursun Fakı: Şeyh Ede Balı’nın tekkesinde yaşayan bir derviştir. Osman Beğ’e yardım etmek için uğraşır.

Mihail Kosses: Bölgenin zenginlerinden birinin oğludur. Osman Beğ’e can borcu vardır. Bu borç zamanla kendini dostluğa bırakır. Mihail, İslamiyet’i seçerek Abdullah adını alır.

Zoe: Mihail’in kız kardeşidir. Kalanoz ile nişanlı olsa da Osman Beğ’e aşıktır.

Al Zahid: Eskişehir beyidir. Malhun Hatun’a talip olur ancak kızı alamayınca işi hileye düzenbazlığa vurur.

Kalanoz: Karaca Hisar Tekfurunun oğludur. Mihail Kosses’in kız kardeşi Zoe ile evlenir. Osman Beğ’i öldürmek için Al Zahid ile iş birliği yapar.

Osmancık Adlı Romanda Mekan

Roman, Kayı boyunun yerleştiği Söğüt ve Domaniç’te geçer. İç mekan anlatımında en önem verilen yer Şey Ede Balı’nın tekkesidir. Beyliğin büyümesi ile beyliğin merkezi ve mekanlar değişiklik gösterir. Romana yön veren yerlerden biride Osman Beğ ve Şeyh Ede Balı’nın ilk konuştuğu yer olan Sivrikaya’dır.

Osmancık Adlı Romanda Zaman

Roman Osman Bey’in hayatını konu aldığı için Osman Bey’in çocukluğundan ölümüne kadar geçen süreyi kapsar. Romanın Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yılları anlattığını söyleyebiliriz. Osman Bey’in hayatı hakkında kesin bilgiler olmadığı için tam bir dönem söyleyemiyoruz.

Osmancık Adlı Romanın Tahlili

Osmanlı dönemini anlatan romanda halk arasında bilinen birçok tarihi olay Tarık Buğra’nın kendi anlatımı ile yeniden şekillenir. Örnek verecek olursak Osmancık’ın rüyasının anlatımı halk arasında bilinen hikayeden farklılıklar gösterir. Aynı dönemi anlatan “Devlet Ana” romanında da Kemal Tahir aynı hikayeyi farklı şekilde kaleme alır.

Tarık Buğra, Osmancık romanında oldukça sade ve yalın bir dil kullanır. Romandaki sadelik romanın akıcılığına katkı sağlar. Yöresel ağız özelliklerini romanda kullanmayı tercih eden yazar, anlattığı dönemi okuyucunun algılamasında ve olayların içinde kaybolmasında yardımcı olur.

İlahi bakış açısı ile yazılan romanda kişilerin iç dünyası sık sık okuyucuya anlatılır. (Bir iç benlik çatışmasını anlatan Osmancık romanında ilahi bakış açısı taktiği kullanılmasının doğru bir karar olduğunu düşünüyorum)

Osmancık romanında bir iç benlik çatışması mevcuttur. Romanda Osmancık’ın hoyrat, dediğim dedik bir delikanlıdan; bilge, adil ve büyük bir devletin temellerini atacak kişiye dönüşmesi okuyucuya anlatılır. Romanda görebileceğiniz tek benlik çatışması Osman Beğ’in değildir. Arka planda kalsa da, Mihail Kosses’in kendi iç benliğindeki çatışma da önemlidir. Kendi toplumu ile Osmancık’ın toplumu arasında uçuruma benzeyen farklar, Mihail Kosses’i İslamiyet’e yakınlaştırır. Osman ile birlikte Mihail’de bir değişim yaşar. Roman başlarında Hıristiyan olan Mihail Kosses, romanın sonlarına doğru hiç kimsenin bir müdahalesi ve talebi bulunmaksızın Müslümanlığı seçer ve Abdullah olur.

Kaynaklar

Osmancık, Tarık Buğra, Ötüken Neşriyat,İstanbul,

FacebookTwitter

Osmancık &#; Tarık Buğra

Aşağıda Osmancık &#; Tarık Buğra ödevi performans proje geniş özeti ile ilgili sorular cevapları kişileri mekan yer zaman olay örgüsü incelemesi tahlili yer almaktadır.

KİŞİLER
Osmancık
Gündüz
: Osmancık’ın en büyük ağabeyi. Savcı’yla arasında 3 yaş vardır.
 Savcı (Saruyatu): Osmancık’ın küçük ağabeyi. Banu Çiçek ve Bay Koca’nın babası.
Burla Hatun: Osmancık’ın yengesi. Gündüz’ün eşi.
Ayna Melek: Osmancık’ın yengesi. Savcı’nın eşi. Banu Çiçek ve Bay Koca’nın annesi. Sonradan doğan çocuğuna da Bay Koca adını verniştir.
Banu Çiçek: Osmancık’ın yeğeni. Bay Koca’nın kız kardeşi.
Bay Koca: Savcı’nın büyük oğlu. Osmancık’ın yeğeni. Banu Çiçek’in ağabeyi.
Ertuğrul Bey: Osmancık’ın, Gündüz’ün ve Savcı’nın babası
Cankız: Osmancık’ın annesi. Ertuğrul beyin eşi.
Şeyh Ede Balı: Osman’ın akıl hocası. Kayın pederi. Ildız’ın kocası. Malhun’un ve Hüsameddin Turgut’un babası.
Aya Nikola:
Bölgenin tekfuru
Mihail Kosses: Osmancık’ın çetelerden kurtardığı birisi. Sonradan Osman’ın casusu olur. Sonra Müslüman olarak adı Abdullah olur. Kayı’da ona Köse Mihal derler.
Kalanoz. Mihail’in arkadaşı. Osmancık’ı sevmez.
Zoe: Kabaloz’un sözlüsü, Mihail’in bacısı güzel bir kız.
Al-ışık: Osmancık’ın atı
Aykut  Alp: Kabilenin bilge kişilerinden. Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarından. Osman’ın hocası.
Ak Temür: Kabilenin bilge kişilerinden. Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarından.
Kara Tekin: Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarından
Samsa Çavuş:
Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarından
Şeyh Mahmud: Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarından
Dursun Fakı: Bilge kişi. Şeyh Ede Balı’nın müritlerinden ve baş yardımcılarından.
Süleyman Şah: Ertuğrul Gazi’nin babası. Osmancık’ın dedesi.

Malhun Hatun: Osman’ın eşi
Kumral Abdal:
Şeyh Ede Balı’nın tekkesinde 30 35 yaşlarında, çalışan birisi
HüsameddinTurgut: Şeyh Edebalı’nın oğlu. 15 16 yaşlarında
Mahmud: Şeyh Ede Balı’nın büyük oğlu. Malhun’un ağabeyi.
Malhun Hatun: Ede Balı’nın kızı. Hüsameddin’den 1 yaş küçük.
Al zahid: Eskişehir beyi. İçkici, ayyaş
Mahmud Bey: İnönü beyi. Eğlenceye düşkün.

Sungur: Osman’ın adamı
Gazi Rahman: Osman’ın adamı
Konur Alp: Osman’ın adamı
Akça Koca: Osman’ın adamı. Esmahan’la evlenir.
Sungur: Osman’ın adamı
Saltuk: Osman’ın adamı.  Şeyh Mahmud’un kuzeni.
Abdullah: Osman’ın adamı
Ildız Hatun: Ede Balı’nın eşi
Gökçe Bacı: Harlak’a sonradan yerleşen, lafını esirgemeyen bir köylü kadın. Uruz Dervişin anası.
Kutlu Melek: Dodurgalıların kızı. Gazi Rahman buna sevdalıdır. Ecebay’la evlenir.
Uruz Derviş: Harlak’taki dervişseafoodplus.info’ın bir gün gittiğinde karşılaştığı ilk derviş. Gökçe Bacının da oğlu.
Esmahan: Bay Koca’ya vurgun. Burla Hatun’un ağabeyinin kızı. Akça Koca’ya adaklı. Sonradan evlenir.
Sultan Alaaddin: Osman Bey zamanında Konya’daki Sultan.
Emine: Banu Çiçek’in,  ağabeyi Bay Koca için düşündüğü gelin adayı.
Alişar: Tatar beyi.
Dündar Bey: Ertuğrul Gazi’nin kardeşi. Osman Bey’in amcası.
Aratun (Güven): Rumlar’dan haber taşıyan ve Türklere çalışan biri.
Aybala, Selcen, Zeliha: Harlak’ta Malhun’un çok sevdiği kadınlar, kızlar
Aytemür:  Osman’ın kızkardeşinin oğlu
Aydoğdu: Osman’ın ağabeyi Gündüz’ün oğlu.
Kıyan Selçuk: Alka Evlilerin beyi Erdoğmuş’un oğlu
Kara Ali: Osman’ın yoldaşı Konur Alp’in oğlu. İsmini Osman koymuştur.
Çiğdemkız: Konur Alp’in karısı. Kara Ali’nin annesi.
Mihriban: Sungur’un karısı. Osman adında sakat bir oğulları vardır.
Aydın Bey:  Esmahan’ın babası
Fatma: Esmahan’ın annesi

Ecebay: Kutlu Melek’in eşi
Yahşı Fakı: Şeyh Edebalı’nın isteğiyle Konya’dan gelen kişilik bir grubun başı. İkizce’ye yerleşirler.
Alaaddin: Osman Bey’in ikinci çocuğu
Abdullah: Osman Bey için bir savaşta kolunu kaybeden ve Aydos kuşatmasında elçi olduğu halde Nikeforos tarafından  kale burçlarından atılan bir er.
Nikeforos: Aydos kalesinin kumandanı.
Evdoksiya(Saniye): Aydos kumandanı Nikeforos’un yeğeni. Gazi Rahman’a aşık olmuştur. Kale onun yardımıyla alınmıştır. Müslüman olunca adı Saniye olur.
(2.) Bay Koca: Ayna Melek’in ikinci çocuğuna verdiği isim de ölen çocuğunun ismiyle aynıdır.
Holofira:  Yarhisar tekfuru Dukas’ın  kızı . Orhan aşık olur. Orhan’la evlenince adı Nilüfer olur.
Dukas: Yarhisar tekfuru. Holofira’nın babası. Holofira’yı Orhan’a vermez.

Ak Temür (2): Osman Bey’in kızdardeşinin oğlu
Kara Rahman: Saniye’yle Gazi Rahman’ın oğlu.
Aleates: Bilecik tekfuru. Dukas kızını bunun oğluyla evlendirmek istemektedir.
Barsuk: Bursa tekfurunun veziri.
Kara Balaban Çavuş:  Selçuklu sultanının Osman’a yolladığı elçi
Aybike:  Gökçe Bacı’nın kızı.
İlalmış: Orhan’ın yoldaşlarından. Aybike’yle evlenir.
Benliboz: Orhan beyin çok sevdiği atı.
İkinci: Benlibozun yavrusu. Benliboz ölünce Osman bey buna biner.
Günışığı: Osman Bey’in Benliboz’dan sonraki atı.

Kayı boyuna bağlı oymaklar ve beyleri
Erdoğmuş:
Alka Evlilerin beyi
Koca Kulmaş: Bayat Beyi
Kara Güne: Dodurgalı Beyi

Osman Bey’in zaferleri
1. Kulacahisar
2. İkizce
3. Aydos Kalesi
4. Harman Kaya

5. Beştaş (Kumral Abdal’a bırakır idaresini)

seafoodplus.info
7. Mudurnu
8. Göynük
9. Tarakçı Yenicesi
Kara Hisar

İnegöl

İznik

Mekanlar

Söğüt Kayı’nın kışı geçirdiği yer.
Domaniç
Yayla. Yazın çıkılıyor.
İtburnu: Şeyh Ede Balı’nın köyü
Harlak:
sulak ve yüksekçe bir yer. Sonradan göçlerle köye dönüşüyor.
Konya’daki Selçuklu Sarayı
Harlak:
Osman’ın isimsiz Abdal’ı (Uruz Derviş) gördüğü yer. Yayla yerine yakın bir ırmağın aktığı  bir yer. Sonradan köye dönüşüyor.
İnönü
Harman Kaya:
Mihail Kosses’in köyü
Kulaca Hisar: Aya Nikola’nın adamlarının olduğu, eşkıya  bir rum köyü.

İnegöl
İkizce:
Osman Bey’in Bizans tekfurlarına karşı ikinci galibiyeti kazandığı yer.
Aydos Kalesi
Tepepınar:
Ede Balı’nın yaşadığı yer.
Motifler:
Al-ışık, Benliboz(at), kılıç (Ertuğrul gazinin kılıcı), Alpler,dervişler, rüya (Ertuğrul gazinin rüyası, Osman’ın Malhun’u ay olarak gördüğü rüya), kaf dağı, anka kuşu, Rüya motifi (Evdoksiya’nın Gazi Rahman’ı gerçekte görmeden önce rüyasında görmesi ve ona aşık olması)

Eski töreler/gelenekler:
Av sonrası ziyafet(şölen), misafiri vermemek, kızın bir erkeğe ergen kızılı kaftan göndermesi(evlenmek istemesi), adaklı olmak (beşik kertmesi);büyüklerin elini öpmek, onlar oturmadan oturmamak. Küçüklerin el öpmesi, büyüklerin de küçüklerin boynunu öpmesi. Diş göllesi (dişi yeni çıkan çocuk için verilen yemek), savaşta aman dileyene kılıç kalkmaması.  Zümrüdüanka. Çocuklara büyüklerin adını vermek.  Ele geçirilen yerlerde ırza, namusa dokunulmaması. Hanlığa geçişte kımız içilmesi.
Sosyal yaşantıyı yansıtan İfade farklılıkları, sosyal yaşama dair olgular

Bir koç katımı zaman: Bir yıllık zaman,
yayla olgusu, av olgusu(göçerlik),
oba, oymak, boy biçiminde örgütlenmiş toplum yapısı, tekfurlar

ÖZET

Osmancık “Beni Bursa’ya gömün” demektedir ve Sungur’dan Bursa alındı haberini alır hatırlamaya  başlar: Osmancık deli dolu bir gençtir. Abileri evlidir. Ama o özgürlüğüne düşkündür. Şeyh Ede Balı’yla tanışır. Uzun ve büyük bir göç olur. Hatta o kadar uzundur ki birçok kişi göç sırasında büyüyüp evlenir. Osman bu göçün hikayelerini babasından diinlemiştir. Bir geceEdebalı Osman’ın yanına gelir ve dünyanın koca evrende küçücük olduğunu ama büyük soylar, büyük ülküler için çok küçük  olduğunu anlatır. Osmancık etkilenir.

Edebalı Osmancık’ın büyük davaların adamı olmasını,herkesle kavga etmemesini, yiğitin öfkesine hakim olan kişi olduğunu söyler.

Birgün Osmancık Mihail adında bir genci eşkıya elinden kurtarır.  O da Osmancık’ı köyüne davet eder. Osmancık kabul eder. Köye varırlar. Mihail’in kız kardeşi  Zoe Osmancık’a ilgi duyar ama Kabaloz araya girer. Kabaloz’la kavga etmemek için atına biner ve Mihail seni arayacağım der. Osmancık köyden ayrılır.(s22) Atıyla dönerken Ede balının hayali ona Kabaloz’a düşmanlığın bir anlamı yok mühim olan tüm Kabalozları yenebilmek. Öfkene hakim ol sözü kulaklarına gelir.

Mihail davetçiler yollayıp Osmancık’ı yeniden davet eder. Kabilenin ileri gelenleri yabancıdan dost edinmemesini önerirler. Osmancık onları dinlemez ve onların böyle düşünmesinde Şeyh EdeBalı’nın etkisi olduğunu düşünerek ona kızar.

Mihail’in yanına gider. Onun kız kardeşi Zoe’ya vurulmuştur. Zoe ise Kabaloz’un sevgilisi, sözlüsüdür. En sonunda Mihail artık gelip gitme buralara, Kabaloz yaşatmaz bizi der ve Osman’ı gönderir.

Osman artık yalnızca Ede Balı’nın kafasına soktuklarını düşünmektedir. Bahar gelmiş, Söğüt’te yayla göçünün hazırlıkları başlamıştır. Osman sürekli babasının kılıcını düşünmektedir. O kılıcın anlamı başkadır. Ede Balı Kılıç abin Gündüz de mi olsun istiyorsun demiştir.

Osman birgün hep çıktığı Sivrikaya’ya çıkar. Aykut Alp’i görür. Onu takip ederken bir dervişin evine denk düşer. Adama adını sorar o da bize ad lazım değil senin gibi beylere lazım der. Adam kanaatkar bir adamdır. Dönüşte Aykut Alp’in de öyle bir dervişe gittiğini öğrenir. Onların soylarına yararlı olmak için dua ettiklerini söyler. Hem derviştirler hem de sanatkârdırlar.(s)

Osmancık’ın kafasında yavaş yavaş Kayı boyunun başına geçmesi düşüncesi oluşmaya başlar. Aykut Alp o gün gördüğü dervişin o kuş uçmaz kervan geçmez yeri babasının bağışladığını ama orayı Deviş’in babasının beyliğine ayıp olmasın diye istediğini anlatır.

Bütün oba baharda yaylaya çıkarlar. Çıkarken eşyalarını tekfura bırakırlar. Eylülde dönerler. Geri alırlar. Bu arada Zoe Kabaloz’la evlenmiştir. Mihail Osman’a gelip böylesi uygundu. Soyumuz, dinimiz bunu gerektirirdi der. Ede balı Osman’a bütün bir soyun yükünü başka zamanlara taşıyabilecek güçte ve yaratılışta görünüyorsun bana der.

Osman Şeyh Edebalı’nın dergâhına gelir. Dursun Fakı ona bir oda verir ve ikramlarda bulunur. Sohbetler ederler. Dursun Fakı Ertuğrul Gazi’nin de o odada kaldığı ve sabaha kadar ayakta Kuran okuduğunu anlatır. Rüyasında sen ve soyun bu saygın sayesinde kudretli olacak ve yücelecek denilen bir ses seslenmiştir. Dursun Fakı bunu Osman’a anlatır.

Osman bir gün sonra Edebalı’nın dergâhında pencereden Malhun Hatunu görür ve ona vurulur. Kızla knuşur ve onu istetmeye karar verir. Kararını Ede Balı’ya söyler. Ede Balı da git anana atana danış töreye uy seafoodplus.info’ın uçarı hallerinden ötürü ona vermek istemez. Osman da kızı sevdiği, kız da kendisini sevdiği halde bu duruma çok üzülür. Derken kızın bu namı Eskişehir beyi Al zahid’in kulağına gelir. Al zahid de kızı ister. Ede Balı vermez ve

müritlerini de alarak Ertuğrul Gazi’nin yakınına Söğüt’e taşınır. Al Zahid durumu Selçuklu Sarayına bildirir ve Kayı boyunun Selçukluya isyan edebileceğini anlatır. Ede Balı’nın kızını Osman’a vereceğini ve böylece Kayıları hakimiyeti altına alacağını düşünür. Osman’ı öldürtmeye karar verir. Osman’ın  İnönü  beyinin evine ziyafete gideceğini öğrenir. (s62)

Osman ve arkadaşları, Mihail hep birlikte Bilecik beyi Mahmud’un davetine katılıyorlar. Al hid adamalrıyla ziyafeti basar. Mahmud bey konuğu vermek töremizde yoktur der.  Osman ve arkadaşları aşağı inip Al Zahid ve adamlarıyla savaşır. Al Zahid’in adamlarını haklarlar. Al Zahid kaçar.  Mihail o gün Türklere daha çok hayran olur. (s 74)

Mihail papazla muhabbet eder. Papaz Osman’a çok güvenmemesini Osman’ın babası Ertuğrul’un da hayalperest ve maceracı olduğunu söyler ama Mihail Osman’a ve arkadaşalarına büyük saygı duymaktadır. (s79)

Ede Balı konuşmak için Osman’ı çağırır. Osman Sungur’la 1, 5 saat mesafedeki köyüne gider Edebalı’nın. Ede Balı kendisi çıkmaz Osman’ın karşısına, elçisi Kumral Abdal’ı yollar. Der ki Ede Balı karısı Ildız Hatun’la konuşmuştur. Ona “Osman iyi çocuktur ve kızıma sevdalıdır ama Osman bir deli oğlandır. Sinirine hakim olamaz. Kavgacıdır ve gün gelip bir kör kurşuna denk gelebilir ve kızım ortada kalabilir. Bu yüzden istemem. “ demiştir. Hanımı da çağır bunları Osman’a  de bakalım öyle mi diyince Osman’ı çağırtmıştır. Osman da Kumral Abdal’a bir  yıldır değiştiğini ve o kızı istediğini söyler. Yeniden gelebilir miyim diye izin ister. Kumral bunu Edebalı’ya iletir ve ne zaman isterse gelebileceğini söylenir. Osman Dursun Fakı’nın daveti üzerine orada kalır, yemeklerini yer ve çıkarlar.

Söğüt’e döndüklerinde Mihail elçi göndermiştir ve Osman’ı çağırır. Osman gider. Zoe’nun nişanlısı Kabaloz tarafından öldürüldüğünü öğrenir. Sebebi de kıskançlığıdır Kabaloz’un. Osman’a gücü yetmeyince Zoe’yu öldürmüştür. Sonrasında da tekfur Aya Nikola’yla, Germiyanlılarla ve Al Zahid’le arasını sıkılaştırmıştır.

Osman bu meselenin Aya Nikola ve Zahid meselesi olmadığını kavrar. (s90)
Osman rüyasında Malhun Hatunu ay olarak görür. O ayın göğsüne yerleştiğini bir çınara dönüştüğünü ve dört yana serpildiğini görür. Rüyasını Kumral Abdal’a açar ve o da bu rüyanın padişahlık müjdesi olduğunu, eğer padişah olursa köyü kendilerine vermesini ister. Osman da kabul eder.

Sonra Ede Balı’yla görüşmek ister. Görüşür. Kızı bir kez daha ister. Ede Balı ise Osman’ın değiştiğini görmüştür. Ananı babanı yolla der. Elçiler gönderilir ve en sonunda “evet” cevabı verirler. (s)

Osman Malhun hatunla evlenir. Her yerde Ertuğrul Gaziden sonra kimin geleceği tartışılmaktadır. Gündüz mü Osman mı tartışması yapılmaktadır. Halk da ikiye bölünmüştür. En sonunda Osman’la Malhun hatunun Harlak’a doğru yaptıkları bir gezi sırasında orada yaşayan bir köylü kadın sen ne dersin bu işe, bey olmak istemez misin  diye sorar? (s)

Osman önce abim vardır diyince Gökçe Hatun fikrini açıklar. Osman’ı bey olarak görmek istediklerini söyler. Osman’ın uslanmamasını beğendiklerini söseafoodplus.info ve Malhun Hatun dönerlerken Malhun Hatun Edebalı’nın Osman’a uslan ve nefsine hakim ol derken kavgacı olma demediğini ama o kişiliğini kendisi için değil soyu sopu için kullanmasını istediğini söyler. Osman artık beyliğe hazırdır. Abisi Gündüzle konuşur ve onun da rızasını alır.

2. BÖLÜM ( s)

Ede Balı ve arkadaşlarına beylik istediğin açar Osman. Ede Balı uygudur der. Ancak nasıl olacağına babası Ertuğrul Gazi’nin karar vermesi gerektiğini söyler.
Ertuğrul boyu toplar. Fikirler alınır. Beyliği Osman’a vermeye ama bir süre denemeye karar verirler.  Durum Gündüz’e iletilir. Gündüz kabullenir. Osman’a da bildirilir ve Osman bey olur. Herkesin elini öper. Ede Balı beyliğinin verildiği çadırda Osman’a o meşhur öğütü verir.
Osman içeri annesinin yattığı yere gider ve onun da elini öper. Annesi hastadır. Çok mutlu olur.
Sonra Osman Sivrikaya’ya oturmaya gider. Ede Balı gelir yanına birlikte sohbet ederler. (s )

Ertuğrul Gazi’nin yoldaşları Osman’a gidip biz de kocadık bizi affet derler. Bunlar Ak Temür, Hasan Alp, Kara Tekin, Samsa Çavuş ve Şeyh Mahmud’dur. Osman, bunların yerine Konur Alp, Rahman, Sungur, Akça Koca ve Saltuk’u atar.  Gazi Rahman yaşadığı bir gönül acısından dolayı hayata küstüğünden kabul etmek istemez. Osman sert çıkınca kabullenir.

Onun yaşadığı gönül acısıysa şudur:  Kutlu Melek  Dodurgalıların kızıdır. Kızın bindiği aygırın azması ve kızı kaçırması üzerine Gazi Rahman imdada yetişir ve kızı kurtarır. Sonrasında aşık olur. Kızı istetmek ister ama Dodurgalılar Kayı’ya kız vermezler. Gazi Rahman  da vazgeçer kızdan ama kendini türkülere verir. Osman’ın “yoldan ayrılma, uyan”demesiyle bu  derdi  bırakır ve kendini boyun işlerine verir. (s )

Savcı’nın oğlu Bay Koca 14yaşındadır ve bir geyik vurmuştur. Bunun için bir ziyafet verilir. Bu ziyafet için yemekler pişirilirken Esmahan, Bay Koca’nın kız kardeşi Banu Çiçek’e gelir ve ağabeyi Bay Koca’ya aşık olduğunu söyler. Banu Çiçek buna çok kızar. Çünkü Esmahan  Akça Koca’nın adaklısıdır, ağabeyinden bir yaş büyüktür aynı zamanda Banu, ağabeyi için ahretliği Emine’yi düşünmektedir. Tartışırlar ama Esmahan’ın  Bay Koca’ya geyiğin boyun kısmını Emine’ye gönder dediği ortaya çıkınca Banu Çiçek mahcup olur. Derken ziyafet verilir. Ertuğrul Gazi üç çocuğu, gelinleri ve torun Bay Koca yemeklerini yerler. (s )

Bay Koca amcası Osman Bey’den kendine ilk kılıcı vermesini ve bir bölüğe katmasını ister. Osman da bunu kabul ettiğini onu Sungur’un bölüğüne vereceğini ama bunun için vaktin erken olduğunu, bir koç katımı daha zaman geçmesi gerektiğini söyler. Bay Koca da bunu kabullenir. (s )

Osman Aya Nikola’nın Mihail’e baskın yapacağını öğrenince casusları Aratun’dan öğrenince Konur Alp’i görevlendirir ve Konur Alp Mihail’in köyüne gidip baskıncılarla savaşıp onu yenerler. Konur Alp’in bölüğü 16 kişidir. Gelenler 25 kişidir. 12 sağ kalan olur. Onları salarlar ve Konur Alp  sağ kalanların başı Arkelaos’a  “ deki efendine Osman Bey düşene vurmaz. Bir daha Mihail’e bulaşmayın” . (s) Mihail Osman beye ve Türklere Mahmud’un evindeki olaydan sonra  ikinci kez hayatını kurtardığı için minnet duyuyor.

Ertuğrul Gazi Osman’ı yanına çağırıp neden kafirler arasındaki kavgaya karıştığını ve taraf olduğunu söyler.  Osman da Aya Nikola’nın zaten kayıya düşman olduğunu böylelikle bir had de bildirdiklerini aynı zamanda Mihail’in eski bir dostu olduğunu söyler ve ekler : “Bey sen isen, buyur ki uyalım. Yok bey ben isem baba, oğlunun beyliğini bereleme!” (s )

Yayla’dan Söğüt’e iniş vakti gelmiştir. Osman bütün obalara ertesi gün inileceğini haber salar. Vedalaşmak için Harlak’a giderler.  Osman Gökçe  Bacı ve diğerlerinden diğerlerinden bir dileği olup olmadığını sorar. Gökçe Bacı Osman Bey Osmancık’ı unutmasın der. Uruz Derviş ise Aya Nikola’nın çapulcularının Kulaca Hisar’da olduğunu, bunların yayla zamanı Söğüt’e baskın yaptığını ve sşkiyalık yaptığını Osman izin verirse orayı almak istediklerini söyler. Osman da düşünmek ister. Çünkü orayı almak Aya Nikola’yla karşı karşıya gelmektir. Benden haber bekleyin der. Sonra mescitte gördüğü bir kandil çok hoşuna gider ve Uruz’a  Kulaca Hisar’ı size bağışlarsam bundan isterim der.

Söğüt’e doğru Kayı boyunun göçü başlar. Göç sırasında kendisine bağlı  oymak Beyleri çağırır. Onlara artık bu toprakların onlara dar geldiğini söyler, savaşırlarsa yanlarında olmalarını, başlarına bir şey gelirse her zaman yanlarında olduğunu söyler. Onlar da Osman’a daha da bağlanırlar. (s)

Osman Söğüt’e döndüğünde durgunlaşmıştır. Sebebi oğlan hamile olan karısından oğlan çocuk istemesidir. Malhun Hatun da öyle olacak diyerek Osman’ı mutlu eder. yaylaya çıkarken hediye karşılığında mallarını emanet ettikleri Bilecik tekfuruyla görüşür. Ona Kulacahisar’ı almak istediğini ve tekfurun da belalısı Tatarları kovacağını söyler.  Karşılığında da Kulacahisar’ı tanımasını ve Pazar payı ister. Tekfur kavganıza karışmamama Pazar payını kabul ederim diyerek Kulaca Hisar’ın alınmasına karışmayacağını söyler. (s )

Üçüncü Bölüm

Osmancık adamlarına danışarak Kulaca Hisar’ı almak üzere plan yapar. Aya Nikola’nın Kulaca Hisar’ı kurtarmak için atlı gönderdiğini orada da atlı olduğunu öğrenir. Plan yapar. Abdullah ve kendisi Kulaca Hisar’a yönelecektir, geride kalanlar ırmağın başında bekleyecekler. Osman’ın atlılarının az olduğunu gören Kulaca Hisarlılar kalelerinden çıkacak ve Osman’ların peşine takılacaktır. Irmağın oraya geldiklerinde vurulacaklardır. Tam da istediği gibi olur. Kulaca

Hisar alınır. Osman müjdeyi vermek için döndüğünde annesi ölüm döşeğindedir. Onu son kez görür, ellerinden öper ve annesi vefat eder.  (s )  Cankız’ın cenazesine Mihail de katılır. Artık o da Türk ve Müslüman olmak istemektedir.(s )

Osman yoldaşlarını toplayarak Çavdar’ı da almak istediğini onların da yakın yerlerde kayıya yönelik eşkiyalık yaptığını söyler. Beyler onların da Müslüman olduğunu söylese de Osman onların kâfirle iş tuttuğunu ve işin sonunda  pazarın da olduğunu söyleyince ikna olurlar.

Bu arada Ertuğrul Gazi de ölmüş, bir gün sonra da Osman’ın oğlu Orhan doğmuştur.  Baba evinde bütün kardeşler ve gelinler toplanıp eski günleri yad ederler.  Toplantıya Dündar’da gelmiştir ama Osman’ın yüzüne bakmamış sonra da gitmiştir.

Osman bir mescit yaptırır. Namaza beyleri de çağırır. Alka Evlilerin beyi Erdoğmuş oğlu Kıyan’ı 20 arkadaşıyla birlikte askeri olmak istediklerini söylerler. Osman onları yeğenleri  Aydoğu ve Aytemür’le tanıştırır. Durumu gören ve eskiden beri gazaya katılmak isteyen Bay Koca’ya biraz daha Gazi Rahman’ın eğitiminde kalması gerektiğini söyler. Bay Koca buna biraz içerlese de elini öper Osman’ın. Samsa Çavuş, Çavdar’ın kendilerine  ziyan verdiğini ve göç etmek istediğini söyler. Osman da sabırlı olun intikamınızı alacağım der. (s)

Çavdar’ın Yeğli’deki rum pazarına saldıracağını öğrenen Osman beyleri toplar ve savaş planını anlatır. Emicesi Dündar sen kararını vermişsin bize suçuna ortak mı ararsın demiş ve Osman dokundurma istemem diyerek saygıda da kusur etmeyince susmuştur. Diğer beyler kabul etmiştir. Orada olmayan beylerden de atlılar istenmiştir. Akça Koca toplantı çıkışında  Osman Bey’e yayla dönüşünden beri amcan Dündar senin beyliğini kabullenemiyor demiştir.

Osman ve onun birliğine katılan Kıyan, Aytemür, Aydoğdu Yeğli’deki pazara saldırmaya kalkan Çavdaroğullarıyla çatışıp onları yener. Sonra Bilecik tekfürüne adam yollayıp önceden anlaşıldığı üzere  Kayılıların pazar yerinde rahat rahat ticaret yapmanın güvencesini alır. Bu durumlar çevredeki Rumların da Osman’a olan sevgisini artırır. Bu arada Osman’ın yoldaşlarından Konur Alp’in çocuğu olmuştur. İsmini Osman koyar. İsmi Kara Ali’dir. O törende Sungur, eşi ve sakat çocukları Osman da vardır. Çocuklarının sakat oluşundan dolayı üzgündürler. Toplantı sonrası Osman Sungur ve eşinin yanına giderek onları teselli eder ve şunu der: Kayıya sadece at binen değil, bilgin de gerek. Bir ede balı beş Osman’a bedeldir seafoodplus.info ve eşi mutlu olurlar ve Osman’ı çocuğunun ertesi günkü  diş göllesi için davet ederler.(s. )

Akça Koca ile Esmahan evlenirler. Banu Çiçek buna çok sevinir. Ağabeyini artık rahat rahat Emine’yle evlendirecektir. Emine’yle konuşarak abisine ergen kızılı kaftan gönderir ve abisi Bay Koca düğüne bunu giyerek gider. Osman Bey bunu görerek Bay Koca’yı yanına çağırır ve ona kılıcını vererek Sungur’un birliğine katar. Bay Koca’nın istediği olmuştur. Bu arada Malhun ikinci çocuğa gebedir.(s)

Orhan Bey İnegöl tekfuruna baskın yapacaktır. Baskın öncesi  Mihail’in bir adamı gelerek tekfürün baskından haberdar olduğunu ve kendisine Ermeni Beli denen yerde pusu kurduğunu söyler. Osman yoldaşlarını ve kardeşlerini çağırır, fikirlerini sorarlar. Onlar da kararı Osman’a bırakırlar. Osman bu gaza yapılacaktır kararından dönmez.  Sungur kendisine emanet edilen Bay Koca’nın da gazaya katılmak istediğini söyler. Osman Bey buna yanaşmaz.  Fakat ağabeyi Savcı’nın isteğini kıramayarak kabul eder ve gazada Bay Koca’yı koruma görevini Sungur’a verir. (s)

Ermeni Beli’ne giderler ve pusu kuranları hilal metoduyla pusuya düşürürler. Çarpışmalar olur. Bu çatışmalarda Bay Koca Kalanoz tarafından atından düşürülerek şehit edilir. Çarpışmalar devam eder ve Rumlar gerisin geri kaçarlar. Osman kovalamaz.  Dönerler ve durumu Bay Koca’nın babası Savcı Bey’e ve annesine iletirler. Osman Bey Bay Koca’nın öcünü alacağının sözünü verir. (s)
İnegöl tekfuru Aya Nikola diğer tekfurları bir düğün bahanesiyle toplar ve Osman Bey’in çok güçlendiğini ve ona saldırmak gerektiğini anlatır. Bu saldırı Kayı boyunun yaylaya çıktığı gün olacaktır. Diğer tekfurlardan atlı sözü alır ve saldırının günü kararlaştırılır.()

Osman Bey tekfurun planını öğrenir. Kendine bağlı beyleri ve amcası Dündar bey ile babasının yoldaşlarını çağırır. Diğerlerinin fikrini sorar. Onlar da savaşalım derler ve bu fikir kabul edilir. Osman bey Ermeni Beli’ndeki çatışmada Rumların bindikleri atların Türklerden alındığını ve gâvura at satmayın emrini verir. Bu arada İnegöl’e bakan gözetleyici dervişlere da haber yollayarak oradaki hareketliliği rapor etmelerini ister. (s)
Yayla günü gelir. Kutlu Melek eski sevdalısı Gazi Rahman’la eşi Ecebay’ı tanıştırır  ve bu ve yedi Dodurgalı arkadaşı senin gaza yoldaşındır der ve göç kervanı  yola dizilir. Kervanı  korumak için Osman Bey Akça Koca ve er bırakır. Kendisi de bin atlıyla İkizce’ye yönelir. İnegöl tekfuru diğer tekfurları da alarak 2bin atlıyla bu tarafa doğru yola çıkmıştır. Osman Bey askerleriyle helalleşir ve ilerlerler. Savaş başlar. Kayılar Bizanslıları üç koldan sıkıştırırlar. Bay Koca’nın babası Osman Bey’in ağabeyi Savcı tıpkı oğlu Bay Koca gibi Kalanoz tarafından bu çarpışmada şehit edilir. Osman Bey Kalanozla karşı karşıya gelir. Onu yener, tam kılıcıyla öldürecekken onun pis kanıyla kılıcını kirletmek istemez ve adamlarına bunun karnını deşip leşini gömün der. Kendisi

de ağabeyi Savcı’yı ve diğer şehitleri gömerek dua ederler. Savaş kazanılmıştır. (s) Yeniden Domaniç’e dönerler. Osman Bey, eşi şehit düşen yengesi  Ayna Melek’in acısını paylaşır. Bunun için de teselli olması için kendi oğlu Orhan’ı bir süre avunması için Ayna Melek’e verir. (s)

Ayna Melek’in babası dul kalan kızını götürmek ister ama Ayna Melek ben eşim Savcı’nın evini bırakmam, kızım Banu Çiçek baba evinden gelin çıkmalıdır  diyerek bu teklifi reddeder. Bu arada savaşta Gazi Rahman savaşta Ecebay’ı İnegöllü Bizanslılardan kurtardığı için kan kardeş olmuşlardır.(s)

Şeyh Edebalı yeni fethedilen İkizce’ye yerleşmesi ve oradaki şehitlerin sahipsiz kalmaması için Konya yöresinden Yahşı Fakı’ya haber salar ve onlar da gelip İkizce’ye köy kurarlar.  Köyün inşasında Osman Bey de bir gün yardım eder.()

Osman Bey’in ikinci çocuğu olur. Adını Alaaddin koyarlar. Osman Bey Aydos kalesini kuşatır. Kale komutanı Nikeforos’a Abdullah adındaki elçiyi yollar ve kaleyi kendilerine teslim etmelerini ister. Nikeforos bu teklife çok sinirlenir ve Abdullah’ı kalenin burçlarından aşağı attırır. Mihail Kosses de kalededir ve Nikeforos’tan vazgeçmesini ister ama Nikeforos dinlemez ve Abdullah’ı kaleden aşağı attırır. Mihail bu ölüme korkusuzca yürüyen ve Kelime-i Şahadet getiren Abdullah’tan da çok etkilenmiştir. Abdullah Osman Bey için çok önemlidir çünkü Abdullah Kulacahisar kuşatmasında Osman Bey’e yönelen bir topuz için Osman Bey’in önüne siper olur ve kolu kopmuştur. Savaş başlar. Savaş devam ederken Osman Bey’in amcası Dündar Bey Ertuğrul Gazi’nin yoldaşlarıyla diğer kardeş boyların beylerini toplayarak bu kuşatmanın gereksiz olduğunu söyler ve Osman Bey’in beyliğe yetersiz olduğunu söyler. Osman Bey bunu haber alır.

Savaş üç gün sürer. Bir gün kaleden Gazi Rahman’ın olduğu yere taşla bir not fırlatılır. Notu gönderen Nikeforos’un yeğeni Evdoksiya’dır.  Evdoksiya Gazi Rahman’a aşık olduğunu, şimdi gitmelerini ve iki gün sonra 8 9 kişi gelirlerse kaleyi teslim edeceğini bildirir. Osman Bey ve adamları dönerler. İki gün sonra denilen yere  gelirler. Gazi Rahman ve 9 arkadaşı gelir. Arkalarında da Osman bey ve adamları kaleyi kuşatır. Evdoksiya Gazi Rahman’ı kaleye iple çeker. Diğer adamlar da çekilir ve aşağı inerek kalenin kapılarını açarlar. Osman Bey ve tüm askerler içeri girerler. Çarpışmalar olur. Sonunda Osman Bey Nikeforos’la vuruşur. Onu, aynı onun Abdullah’a yaptığı gibi kale burçlarından hem de kendi adamlarınca sallandırır. Bu çarpışma sırasında Mihail de Osman Bey’e yardım eder. (s)

Osman Bey Aydos’un ganimetlerini diğer boylar arasında eşit olarak paylaştırır. Aydos’u cana ve ırza tecavüz etmeden yağmalamaları için halka iki gün sıra verir.  Aydos’un düzenini de Kıyan Selçuk’a verir. Toplantı bitiminde Gazi Rahman Evdoksiya’nın da kendileriyle gelmesini ve onunla evlenmek istediğini, Evdoksiya’nın Müslüman olmak istediğini ve kendisini gerçekte görmeden önce rüyasında gördüğünü  söyler. Kızın şu anda Dodurgalılara ve Kutlu Melek’e emanet bırakıldığını söseafoodplus.info Bey de bunu bir Dursun Fakı’ya soralım seafoodplus.info Fakı evlenmekte sakınca olmadığını ama dilini, töresini bilmediğinden dolayı anlaşamayabileceklerini söyler. Osman Bey de dili ve töreyi öğrenene kadar Evdoksiya’nın Dodurga’dan alınarak kendi yengesi Ayna Melek’in çadırında kalmasını ister ve durum Gazi Rahman’a bildirilir. (s)

Evdoksiya Dursun Fakı’nın yardımıyla Dursun Fakı’dan ayetleri öğrenir ve Saniye adını alır.  Ayna Melek’in yanında kalır.  Dili, ibadetleri ve töreleri hızla öğrenmektedir. Bu arada Ayna Melek doğum yapar. Ölen oğlu Bay Koca’nın adı verilir. ()
Rahman’la Saniye’nin düğünü Domaniçte yapılır. Evlenirler. Mihail Kosses Sivrikaya’ya yani romanın başında Osman’la Edebalı’nın konuştuğu yere çağırır Osman’ı ve Müslüman olduğunu ve şehit olan Abdullah’ın adını aldığını söyler. ()

Mihail’i Müslüman olmaya iten şey Osman Bey ve yoldaşlarının kendi canını defalarca kurtarması ve Türklere duyduğu hayranlıktır. Mihail artık 30 adamıyla Kayı’nın hizmetinde olduğunu söyler. Osman da bundan mutlu olur. () Yayla dönüşü öncesi vedalaşmak için Harlak’a giderler. Uruz’la Gökçe Bacı’yla vedalaşırlar.()

Tam yayladan inecekken Dodurgalı beyi Kara Güne diğer beyleri de yanına alarak Bilecik’e yürümesini önerir. Böyle yaparsa diğer beyliklerin de Kayı’nın emrinde savaşmaya hazır olduğunu artık Bilecik tekfuruna  haraç vermek istemediklerini söyler. Osman Bey Bilecik tekfurunun Konya’yla arasının iyi olduğunu, yaylaya çıktıklarında mallarını ona emanet ettiklerlini ve nankör olarak anılmak istemediğini, ayrıca Bilecik’i almanın diğer tekfurları Türklere karşı birleştirebileceğini, şu an için Bilecik’e saldırının doğru olmadığını söyler. Fikri kabul edilir. Vedalaşırlar. Artık Osman Bey diğer boylar tarafından da önder kabul edilmeye başlamıştır. ()

4. Bölüm (s )

Osman Bey artık giderek güçlenmekte, ufak tefek tekfurları yenmektedir. Halk da ona güvenmekte ve sorunlarını çözmesi için ona başvurmaktadır. Orhan adilce hakimlik de yapmaktadır. Ancak adaletsiz davranabileceğini düşünerek karısı Malhun Hatun ile oğulları Orhan ve Alaaddin’ia alarak kayınpederi Ede Balı’nın yanına gider. Ede Balı’ya durumu anlatınca Ede Balı bu işi Dursun Fakı’ya bırakmasını söyler. Ede Balı Alaaddin’i dergaha bırak yetiştireyim  der. Annesi Malhun Hatun henüz küçük olduğunu söyler ve istemez. Bu arada Osman Bey  14yaşındaki oğlu Orhan’ı kendisinin de yetiştiği bu tekkeyi gezdirir. Amacı onun da kendisi gibi derin düşüncelere dalması ve kendine bir Zümrüdü Anka (eş)bulmasıdır. Orhan bunlardan etkilenir. Bir gün Yeğli pazarında bir tarak alacakken bir kızdan hoşlanır. Ondan önce davranarak tarağı alır ve kız kabasın der. Bu kız Rum tekfurunun kızı Holofira’dır. Orhan bu kızdan hoşlanır. (s)

Orhan  tarağın olduğu keseyi anasından alarak bir başka Pazar günü Yeğli pazarına gidip bunu Holofira’ya veriyor. Osman Bey de Orhan’ı takip ettiriyor ve Holofira adını duyup da bir tekfurun kızı olduğunu öğrenince biraz morali bozuluyor. Orhan Bey eşi Malhun’a durumu çaktırmıyor. (s)

Orhan Bey oğlunun sürekli pazara gidip Holofira’yla buluşmasına alışmış ve mutludur.  Çünkü Orhan ulaşılmazı elde etmek hırsındadır. Buluşmalar iyice artınca pazarda Bizanslılarla kavga edr Orhan ve onu takip edenler. Artık konu her yerde iyice duyulur olmuştur. Dursun Fakı’nın önerisiyle kızını istemek için Dukas’a heyet gönderilir. Ancak Dukas kızını vermez. Durum Orhan beye iletilir. Orhan bey çok sinirlidir. Bu arada Orhan’ın amcası Dündar Bey Osman’a karşı eskiden beri olan gıcıklığıyla işte Osman Kayı’yı rezil etti der. Durumu öğrenen Osman amcasının yanına giderek seni son kez uyarıyorum, Kayı’nın işine karışma der. (s. )

Domaniç (yayla) günleri yeniden yaklaşmaktadır. Osman Bey bu arada birçok yeni savaşlar yapar ve yeni  yerler alır. Bunlar Harman Kaya, Beştaş, Sorkun , Mudurnu, Göynük,Tarakçı Yenicesi’dir. Ganimetlerden sonuncusundan bir hisseyi de Konya’daki Selçuklu Sultanına ayırır ve ona tekfurlar birleşmeden İnegöl ve Bursa’ya doğru  gaza yapmasını ister bir mektupla.  Bu mektubu ve ganimetleri götürmek için de elçi olarak Kıyan Selçuk’la Osman Beyin kız kardeşinin oğlu Ak Temür’ü göseafoodplus.infoa çıkış günü Alaaddin’i tekkeye gönderir. Başta oraya gittiği için üzüntülüdür ama Sungur’a sakat oğlu için söylediği söz aklına gelince üzülmekten vazgeçer: “ Kayıya demir döğenler de gerektir, bilginler de”. Eşini de teselli eder ve Mahmud gelip Alaaddin’i tekkeye götürür. (s)

Ak Temürle Kıyan Selçuk Konya’dan dönerler. Konya Sultanı başarı dileklerini göndermiş ve güze doğru Osman Bey’in istediği gaza için sefere çıkacağını seafoodplus.infoıca sultan kendisine Mısır’da hediye edilen Hz. Osman’ın kılıcını Osman Bey’e yollar. Osman Bey bu arada Göl Falanoz’u da alır ve sultanın Bursa’ya yapacağı gaza için yollar biraz daha kolaylaşmış olur. Bu arada Orhan büyümüştür. Bir ayıyla kapışmış ve onu yenmiştir. Osman Bey Orhan’a Dukas yıktığın ayıdan daha güçlü değildir diyerek ona Yarhisar’ı almayı işaret eder. (s)

Gazi Rahman’la Saniye’nin oğulları olur. Adını Osman Bey “Kara Rahman” olarak koyar. Osman Bey’in de Kara Rahman’dan 3 ay sonra bir kızı olur. Onun adını da Cankız koyar Osman Bey. Osman Bey Karaca Hisar’a saldırmaya karar verir. Karacahisar ve Germiyanlılar birleşerek Kayı’ya karşı savaşırlar. Savaş çetin geçer. Osman’ın amcası Dündar Osman’a kayıyı kırdırma, geri çekilelim diyince Osman amcasını savaş meydanında öldürür. Savaş Osman’ın galibiyetiyle sonuçlanır. Kara Hisar’ın ganimetlerini bir tek Osman ve Orhan almaz. Parayı Dursun Fakı’nın tasarrufuna bırakır ve bu durum Osman Bey’in hoşuna gider. Sen de beylik alametleri görüyorum var git ananın elini ve deden Ede Balı’nın elini öp diyerek Orhan’ı Tepepınar’a gönderir. (s)

Konya Sultan’ı Osman’ı beğenmektedir ve Söğüt’ü ona hediye etmiştir. Bu arada o zamana kadar Kayı’yla arası iyi olan Bilecik tekfuru Aleates, kızını oğluna almayı düşündüğü Dukas’ın da kışkırtmalarıyla Osman’a karşı düşman kesilir. Durumu Kara Mihal Osman’a iletir. (s)

Osman İnegöl’e sefer eder ve orayı da alır. Bunda Osman’ın oğlu Orhan’ı evlendireceği yalan haberini yayması ve bu nedenle Bizans tekfurlarının işi gevşetmesinin de rolü büyüktür.  Tekfur Aya Nikola hiç savaşmadan teslim olur. Halkın içinde gezdiriprezil ettikten sonra salar. Aya Nikola’nın servetini muhafaza etmesi için Akça Koca’yı görevlendirir. Ganimetlerden çıkan değerli bir kılıcı da sultana ayırır. (s)

Yarhisar tekfuru Dukas ile Bilecik tekfuru Aleates gittikçe güçlenen Osman’ı ortadan kaldırmak için plan yaparlar. Plan Holofiras’ın düğünü için Osman Blecik’e davet edilecek ve gelince de öldürülecektir.  Durum Osman’ın kendi üzerine de yürüyeceğini düşünen (daha doğrusu veziri Barsuk’un bu şekilde düşündürdüğü)  Bursa tekfuruna da iletilir ve o da olumlu bulur. (s)

BEŞİNCİ BÖLÜM (S)

Sultan Osman Bey’e Söğüt’ü ve aldığı hisarlara ek olarak Eskişehir’i de katarak bir sancak halinde vergi dışı tutarak Osman’a bırakır. Ayrıca Osman beye bir mektup gönderir ve artık Selçuklu’nun zayıflamakta olduğunu, kendi davalarının devamını Osman Bey’in yürüteceğine inandığını söyler. Osman Bey beyleri ve halkını toplar. Fermanı okutur. O artık Osman Bey değil Osman Gazi Han’dır. Diğer beylerle birlikte hanlığı kutlamak için kımız içerler. Adına bir hutbe okunması gerekir. Ede Balı’ya sorarlar o da münasiptir der.  Dursun Fakı, sultandan izin alınması gerektiğini söyler. Osman Han ise hanlığım izne tabi değildir der ve bu duruşu Ede Balı’nın da hoşuna gider. Ona şöyle der: Namazdan sonra ben de dahil kimsenin elini öpmeyesin ce Orhan’a da vasiyet et. Bir gün han olursa sen de dahil kimsenin elini öpmesin. Osman Gazi Han, Dursun Fakı’yı kadı ilan eder ve hutbeyi de o verecektir. (s)

Dursun Fakı hutbeye çıkar ve emirin, başkanın adaletten sapmaması gerektiğini, sayet saparsa ona karşı şıkmanın hak olduğunu anlatır. Osman Bey hutbeden sonra kendi de konuşur şayet adaletten saparsam Allah beni kahretsin, bana karşı çıkmayanı da kahretsin der.  (s)

Osman Gazi’ye yapılan plan gereğince Dukas ve Aleates onu düğüne davet eder. Osman planı tahmin ettiğinden hazırlıkl gelmiştir. Düğün sırasında savaşçılar Osman’a saldırırlar. Osman ve yanındakiler atlıyla kaçar gibi onları bir yere sürüklerler. Orada bekleyen Osman’ın askerleri savaşı kazanırlar. Bilecik tekfuru Aleates’i orada öldürürler. Ardından Bilecik’e doğru yönelirler. Bilecik’te Gökçebacı ve kadınlar arabalarla tekfura hediye götürüyor gibi gitmişlerdir ama arabada 20 asker varmış. Atlardan inerekkaleye girip savaşmaya başlarlar. Osman Gazi de adamlarıyla yetişir. Bu savaşta Gökçe Bacı şehit olur. Kızı Aybike’ye sahip çıkılmasını ister. Savaş kazanılır. Gökçe Bacı orada defnedilir. Dukas’ı serbest bırakır. Kızına isterse gidebileceğini isterse oğluna alabileceğini söyler. Kız Orhan’la evlenmek istediğini söyler. Kızın isteğiyle ismi Osman Bey tarafından Nilüfer olarak değişir. (s)

Nilüfer Söğüt’te Gazi Rahman’ın evinde kalır. Saniye’den töreleri öğrenir. Düğünleri, Gökçe Bacının kızı Aybike ile Bilecik savaşında birlikte savaştıkları Orhan’ın yoldaşlarından İlalmışın düğünüyle aynı anda yapılır. Osman Han aldığı yerlerin yönetimlerini yoldaşlarına bırakır. Eskişehir’i Gündüz’e, Yarhisar’ı Konur Alp’e, İnegöl’ü Turgut Alp’e bırakır. Bilecik’te ise Ede Balı’nın denetiminde Alaaddin ve anası kalacaktır. Oğlu Orhan’a da Sultanönü’nün yönetimini bırakır.  Sen hep Söğüt’temi kalacaksın diyen Kara Güne Han’a hayır ben sıkıldım buralardan diyerek öleceğinin mesajını vermiştir. (s)

Osman Bey atadığı kişileri yerlerine uğurlar. Uğurlamadan önce adaletten şaşarlarsa kendilerini sıra eri yapacağını söyler. Karısı Malhun Hatun, kızı Cankız Fatma ve Alaaddin’i de Ede Balı’nın tekkesine yollar. Bu arada İlhanlılar Konya’yı ele geçirmiştir. Konya’dan kaçanlar da Kayı’ya sığınır. Osman onların akıllılarını topluyor ve onlardan yerleşik hayata dair bilgiler alıyor. Bu arada Ede Balı’nın yaşadığı Bilecik’ten Ede Balı’nın durumunun kötü olduğunu ve Osman’ı görmek istediğini söyler. Osman gider ve Ede Balı son nefesini verir Bir mektup yazdığını söyler. Mektubu Malhun Hatun Osman’a verir. Osman birgün Sungur’la otururken Ede Balı’yla ilk konuştuğu geceyi hatırlar ve Şeyh Ede Balı’nın mektubunu Orhan Bey’e göndermeye karar verir. (s)

Osman İznik’i de alır. Bursa’yı almak üzere Koyun Hisarı’nda savaşırlar. Burda tekfuru diğer tekfurları da toplar.Gündüz beyin oğlu Aydoğdu Adranos tekfuruyla çarpılırken ölüseafoodplus.info hepsini yener.  Bursa tekfuru kaçar. Adranos tekfuru Ulubat kalesine kaçar. Adranos’u kalenin tekfurundan isteyip alıp öldürüseafoodplus.info Bursa’dır. Osman son nefesini orada vermek istemektedir.  Bu aradabirçok savaşta bindiği sevdiği at Benliboz da ölür. Bu Osman Bey’i çok kederlendirir. (s)

Osman Gazi artık yaşlanmıştır ve görevi devretmeyi düşünmektedir. Yoldaşları birer birer ölmektedir. Orhan’ın Nilüfer’den bir oğlu olur ve adı Murad olur. Ede Balı’nın karısı Ildız da ölür. Konur Alp, Saltuk ve Dursun Fakı da ölür. Benliboz’un tayı  İkinci de ölüyor. Yerine Günışığı adında bir ad verirler. Osman Subngur’u da yanına alarak Günışığına binip illeri geziyor. Mezar ziyaretleri yapıyor ve artık sadece Bursa’daki gümüş kubbenin altında ölmek istiyor. Yaşadığı ve sonradan bayındır hale getirdiği Yenişehir’e dönüşte bu uzun yolculuktan yorgun düşüp yatağa düşüyor. Eşi Malhun,  Orhan’a haber salıp baban iyi değildir, gel diyor.(s)

Bütün aile Osman’ın yanına gelirler. Osman torunlarıyla oynamaktadır. Herkesle geçmişe dair

anıları konuşurlar. Sonra Orhan Bey’le başbaşa kalır ve ona her zaman adil olmasını, anası bile olsa yanlış bir istekte bulunursa kabul etmemesini, savaşa askerin en önünde gitmesini vasiyet eder. Ayıca Bursa’yı almasını ve kendisini gümüşlü kubbe altında defnetmesini ister. (s. )

Oğlu Bursa önlerinde savaşırken Osman Gazi artık iyice yaşlanmış olan ve bunun için savaşamayan Sungur’u teselli eder. Bizim yetişemeyeceğimiz yerlere çocuklarımız yetişecek. Mutlu olmalıyız diyerek teselli eder.  Bu arada Malhun Hatun evinin aşlığında vefat eder. Osman Bey artık yalnızdır. ()

Osman Gazi öleceğini anlamıştır. Ölüm döşeğindedir. Malhun Hatunun ölümünün üzerinden iki ay geçmiştir ama Bursa müjdesini duymadan ölmek istememektedir. Tam en kötü zamanda nal sesleri duyulur ve Bursa’nın alındığı haberi verilir. Osman Gazi rahatlamıştır. Malhun’una kavuşaağı için mutludur. Bütün ömrü hızlıca gözünün önünden geçer ve canını verir. Gazi Rahman Kur’an okur. Miras olarak konukları için beslediği iki koyun sürüsü, kılıcı, mızrağı vs dışında hiçbi varlığı yoktur.Köse Mihal bunu görünce tekfurun altın tepeciğini hatırlar. Osrah Gazi her şeyi Oğuz için edinmiş ve Oğuz’a bırakmıştır. (sson)

SORULAR

1. Mihail Osman’a neden saygı duyar?
2. Eserdeki  eski Türk destanlarına ait motiflerden hangileri var?
3. Ildız Hatun’un Osman’la Malhun’un evliliklerine ilişkin düşüncesi ne?
4. İnönü beyi Mahmut’un  evindeki ziyafette ne olay oldu?

seafoodplus.info o dönemin sosyal yapısıyla ilgili neler var? (Tekkeler, töreler, göçler, Yörük kültürüseafoodplus.info)
6. Osman mı Gündüz mü Kayı boyuna bey olsun tartışmasında Gündüz’ü destekleyenler Osman’ı neden istemezler? (Sinirli, gereksiz düşmanlar yaratabilir endişesi vardır)
7. Osman’ın bey olma isteği  fikrini ağabeyi Gündüz’e açması karşısında ağabeyinin yanıtı ne olmuştur?

seafoodplus.info Balı’nın Osman’a boyu yönetirken nelere dikkat etmesi gerektiğini ne zaman, nerede söylemiştir?
9. Kutlu Melek’e gönlünü veren Kayı boyundan kimdir?
Adaklı olmak ne demektir?
Bay Koca’nın Osman Bey’den kılıç istemesi ve kendisini bir bölüe katmasını istemesi karşılığında Osman Bey’in cevabı ne olmuştur?
Osman’ın babasına söylediği  “Bey sen isen, buyur ki uyalım. Yok bey ben isem baba, oğlunun beyliğini bereleme!” sözünü hangi olay üzerine söylemiştir?
Osman’ın annesi Cankız’ın ölümünden önce Osman annesine hangi müjdeli haberi vermeyi düşünmektedir?      Osman Bey “Kayıya bilginler gerek. Bir Ede Balı beş Osman’a bedel” sözünü kimlere hangi olay sonrası söyledi?
Osmancık ile Osman Bey arasındaki fark nedir?

Bay Koca nerede nasıl ölür?
Kayılar yaylaya çıkarken mallarını kime emanet ederler? (Bilecik tekfuruna)

Kalanoz’un öldüğü savaşta Kalanoz Osman Bey’in ailesinden kimi şehit etmiştir?

Osman Bey’in Bizans tekfurlarının tersine savaşta en önde savaşmasının nedeni nedir? (Şehit olma isteği)

Osman Bey’in beyliğini çekemeyen amcasının adı nedir

Aydos kalesi kim sayesinde alınmıştır?

Ayna Melek’in şehit olan oğlu Bay Koca’dan sonra doğan çocuğuna verdiği isim nedir?

Evdoksiya Müslüman olduktan sonra hangi ismi almıştır?
Mihail Kosses Müslüman olduktan sonra hani adı almıştır?
Roman kaç bölümden oluşmaktadır?
Osman Bey’in amcası Dündar’ı kim, neden, hangi olay sırasında öldürmüştür?
Osman Bey’in dört atını sırasıyla sayınız!

Bilecik tekfuruyla Yarhisar tekfurunun Osman Bey’i öldürmek için yaptıkları plan nedir? Planın sonucu nedir?Osman Gazi ölüm döşeğindeyken hangi müjdeyi beklemektedir? O müjdeyi alabilmiş midir?
Köse Mihal Osman Bey öldükten sonra ortaya çıkan mal varlığı durumu sonrası neyi düşünür ve kimlerle Osman Beyi karşılaştırır?
Osman Gazi Malhun Hatun’dan ne kadar süre sonra ölür?

Eleştirel Okuma Soruları

1. Osmancık içeriği yönüyle tarihi bir roman olmanın ötesinde devlet yönetimine dair öğütler de veren bir kitap olması yönüyle bir siyasetnâme özelliği de taşır. Siyasetnâme türünün bir kitap olarak edebiyatımızdaki ilk örneği hangi eserdir?
2. Romanda Dede Korkut hikayelerine göndermeler vardır? Bunlara örnekler veriniz. (Orhan’ın bir ayıyı öldürmesiyle  Boğaç Han hikayesi arasında, ölüm anında Deli Dumrul gibi Azrail’e meydan okumasıseafoodplus.info)

3. Tarık Buğra’nın Osmancık’ındaki Gökçe Bacı ile Fakir Baykurt’un Irazca’sı arasında nasıl bir benzerlik ilişkisi kurulabilir?
4. Eserde İslamiyet öncesi Türklerin yaşamına ait yapılan göndermelerden birini örnekleyiniz!

OSMANCIK ROMANININ TAHLİLİ(ÖZETİ,YER,ZAMAN,KİŞİLER)

ROMAN TAHLİLİ

A-DIŞ YAPI İNCELENMESİ

ESERİN ADI:OSMANCIK
YAZARI: TARIK BUĞRA
BASIMYERİ VE TARİHİ:ÖTÜKEN YAYINLARI
BASKI
İSTANBUL
B-İÇYAPI İNCELENMESİ

1-OSMANCIK ROMANININ ÖZETİ

Osman Gazi Han ölüm döşeğindedir ve uzun zamandır bunun farkındadır. Fakat rahat değildir. İçinde bir burukluk vardır. Ancak Bursa&#;ya gömülürse rahatlayacaktır. Oğlu Orhan Gazi&#;ye de tek vasiyeti budur: &#;Oğul, beni öldüğüm vakit, beni Bursa&#;da, şu Gümüşlü Kubbe&#;nin altına koy.&#;
Roman, Osman Beğ&#; in yaşadıklarını, gördüklerini anlatmaktadır. Dünyaya sımsıkı bağlı olan bir insanın dünyada garip bir yolcu haline gelmesini anlatmaktadır. Cîhan devletini kuran irâde, şuûr ve karakteri anlatmaktadır.
Ertuğrul Gazi&#;nin oğlu Osmancık çocukluğunda ve gençliğinde ele avuca sığmıyordu. Güçlü ve kuvvetliydi; fakat gücünün sahibi değildi. Gururu için yaşıyordu ve bu gurur bir kişilik arayışı idi. Herkesin onun bu davranışlarına alıştığı sırada Osmancık değişir ve bambaşka bir yön tutmaya başlar. Bu, Ede Balı ile tanışmasından sonra gerçekleşir. Ede Balı Osmancık&#;ı adeta büyüler. Tanışmaları Domaniç temmuzlarının birinde Sivrikaya&#;da gerçekleşir. Osmancık ufka dalıp dünyanın çok büyük olduğunu düşünürken yanına gelen Ede Balı çeşitli sözler söyler. Bu sözler ilk başta Osmancık&#;a bir şey ifade etmezken daha sonra anlam kazanıyor ve Osmancık&#;ı değiştiriyordu: &#;Dünya&#;yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul! Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da Dünya&#;yı çok büyük görüyoruz, der ve ilave eder: dünya bir ömür için, bir TEK İNSAN için büyüktür. Bir soy için değil; bir soyun benimseyeceği, bir soya benimsetilecek bir amaç, bir inanç, bir ülkü için değil!&#; 


Bu sözlerin üzerine Osmancık&#;ın bir de Ede Balı&#;nın kızı Malhun Hatun&#;a âşık olması; fakat Ede Balı&#;nın kızı vermemesi Osmancık&#;ı bir değişim ve arayış içine sürüklemiştir. Osmancık&#;ın kafası iyice karışır.
Osmancık Ede Balı&#;nın tekkesinde kaldığı gün rüyasında Ede Balı&#;nın göğsünden çıkan bir ayın kendi göğsüne girdiğini, sonra bir çınar ağacı şeklinde dünyaya dal budak saldığını görmüştür. Dört yana rahmet ve nur yağdıran bir çınar ağacıdır. Rüyanın tabirine göre, bu ay Malhun Hatun, bu çınar ağacı ise Osmancık&#;ın kuracağı devlettir. 
Osmancık tüm bu olanlardan sonra kararını vermiştir. Kılıcını, yayını, topuzunu kendisi için değil, soyu sopu için, soyunun amacı için kullanmaktadır. Sonunda Ede Balı kızını Osmancık&#;a verir. Sade bir törenle evlenirler. Osmancık, artık yaşlanmış ola babası Ertuğrul Gazi&#;nin yerine beğ seçilir.
Osman Beğ, ilk iş olarak civardaki Türk boylarını birleştirir. Domaniç ve civarı dar gelmeye başlamıştır. Her gün yeni topraklar alınır, kaleler düşürülür yeni gelenler, bu topraklara yerleştirilir. Savaş, akın, ganimetin paylaşılması, yerleşme biçimi, doğumlar, evlenmeler, dostluk ve düşmanlıklar her şey bir düzene bağlanmıştır. Yöredeki herkes hayatından, ırzından, malından emindir.
Fakat her şeye rağmen zaman geçmektedir. Orhan dünyaya gelir. Önce anası Cankız, ardından da doksan yaşındaki Ertuğrul Gazi vefat eder. 
İnegöl, Yarhisar, Aydos, Bilecik, İznik kaleleri alınır. Sırada Bursa vardır. Fakat Bursa çok iyi korunmaktadır. Kuşatma yapılır. Bu kuşatmayla Orhan Gazi ilgilenmektedir. Bu sırada Orhan hem yönetimde hem gazada olgunlaşmış, başarılara ulaşmıştır. Bundan sonra tek amaç Bursa&#;yı almaktır.
Bu sırada Osman Gazi Han&#;ın baba dostları, yoldaşları birer birer vefat etmektedir. Sonunda Malhun Hatun da ölüyor sıra Osman Gazi&#;ye geliyordu.
Osman Gazi ölüm döşeğinde zaferi bekliyordu. Sonunda nal seslerini duydu ve gülümsedi. Bursa alınmıştı. Bir süre sonra Sungur müjdeyi verdi. Artık Osman Gazi&#;nin içi rahattı. Geriye oğlu Orhan ile torunu Murad&#;ı bırakarak vefat etti.

2-Yazılış tekniği

Yazar eserde o dönemdeki insanların günlük yaşamlarını olduğu gibi anlatmış, kimi zaman halkın ağzından çıkan kelimeleri de kullanmıştır.
Eserin türü tarihi romandır.

3-ŞAHIS KADROSU VE ÖZELLİKLERİ

Eserin belli başlı kahramanları Osmancık, Ede Balı, Malhun Hatun, Orhan Beğ, Nilüfer, Ertuğrul Beğ, Cankız (Osman Gazi&#;nin annesi), Dündar Beğ (Osman Gazi&#;nin amcası), Mihail Koses (sonradan Müslüman ve Abdullah olan bir Rum),Osman Gazi ve Ertuğrul Beğ&#; in silah ve gönül dostları; Sungur, Akça Koca, Gazi Rahman, Derviş Uruz, Şeyh Mahmud, Ak Temür&#;dür. 
Osman Beğ: Osmanlı Devleti&#;nin kurucusu. Bileği ve yüreği kuvvetli, âdil, nefsini yenmiş; kendini, soyuna ve soyunun ülküsüne adamış; dindar, cömert, ahlaklı, dünya malına kayıtsız, yoksul, ataya ve anaya son derece saygılı, eşi bulunmaz baba; vefalı, muhabbetli, karısına deliler gibi âşık bir koca&#; Osmancık, Osman Beğ, Osman Gazi Han ve Hâdis-i Şerif&#;in sıfatlandırdığı gibi: Tam bir garip yolcu.
Şeyh Ede Balı: Osmancık&#;ın kayınpederi. Devletin mimarı. Allah aşkı ve Kur&#;an adaletini temsil eden büyük insan.
Malhun Hatun: Ede Balı&#;nın kızı, Osman Beğ&#; in hanımı. Güzelliği ve hanımlığının yanında mükemmel bir anne.
Orhan Beğ: Osman Gazi Han&#;ın büyük oğlu. Babası ve dedesi Ede Balı&#;nın manevi mirasçısı. Bursa fatihi.
Nilüfer: Asıl adı Holofira. Osman Gazi&#;nin &#;Nilüferleri pek andırır&#; dediği bir Rum kızı. Orhan Beğ&#; in hanımı. Aşkı ve İslamı seçmiş ve buna layık olmuş bir güzeller güzeli.
Ertuğrul Beğ: Osman Gazi Han&#;ın babası. Osman&#;ı yetiştiren adam. Orta Asya&#;yı, Söğüd&#; e şahsında ve şahsiyetinde taşıyan insan.
Eserdeki tüm kişiler Kayı boyunun iyiliği için Osman Beğin yanındalar ve onu her zaman destekliyorlar. 

4- Yer ve zaman

Romanın büyük bölümü Osmancık&#;ın çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği Söğüt&#;te ve Domaniç&#;te geçseafoodplus.inforı aynı zamanda beğliğin ilk merkezidir. Beğliğin büyümesi ve buna bağlı olarak beğliğin merkezinin değişmesi ile romanda mekân sürekli değişmektedir. 
Romanda olay süresi Osman Beğ&#; in yaşamı boyunca geçen süreyi kapsamaktadır. Romanda Osman Beğ&#; in doğumu ve ölümü ilgili tam bir bilgi olmadığından geçen süre bilinmemektedir.

5- Dil ve anlatım

Yazar eserde sade bir dil kullanmış. Anlaşılmayan kelimelerden kaçınmış. Yöresel ağzı bozmaması ve şeyhlerin anlamlı sözleri romana akıcılık kazandırmış. Eserin doğal olmasını sağlamış.
Yazar anlatımı ikinci ağızdan yapmış. Kimi yerlerde karşılıklı konuşmalara yer vermiş.

6- Yazarın kişiliği yönünden

Tarık Buğra tarihsel romanlarıyla Türk tarihini aydınlatıyor. Bu romanında da Osmanlı tarihini, &#;Osmanlı&#;nın sırrı neydi?&#; sorusundan yola çıkarak yazıyor. Tarık Buğra bu kitabıyla ilgili olarak &#;Ben yola bir görüşü veya yorumu savunmak veya aşılamak için çıkmadım. Bunu hiçbir romanımda yapmadım. Sadece konuyu anlamaya ve anlatmaya çalıştır. Anladığım gibi anlatmaya çalıştım.&#; Diyor.
Eserlerinin özgün yanı, bu kurtuluş-kuruluş sorununu küçük taşra kasabalarına taşımış olmasıdır. O nedenle Tarık Buğra&#;nın romanlarında modern ile geleneğin, millilik ile İslamîliğin arasındaki çatışma ve gerilimlerin her düzeydeki tezahürleri, taşranın, küçük kasabaların sade, iddiasız insanlarının alabildiğine gerçekçi dünyalarındaki hâliyle önümüze serilir. 
Eserleri
Hikâye: Oğlumuz (), Yarın Diye Bir Şey Yoktur (), İki Uyku Arasında (), Hikâyeler (, yeni ilavelerle ) 
Tiyatro: Ayakta Durmak İstiyorum, Akümülatörlü Radyo, Yüzlerce Çiçek Birden Açtı &#;  
Gezi Yazıları: Gagaringrad (Moskova Notları) (), 
Fıkra ve Deneme: Gençlik Türküsü (), Düşman Kazanmak Sanatı (), Politika Dışı (). 
Roman: Siyah Kehribar (), Küçük Ağa (), Küçük Ağa Ankara&#;da (), İbişin Rüyası (), Firavun İmanı (), Gençliğim Eyvah (), Dönemeçte (), Yalnızlar (), Yağmur Beklerken (), Osmancık (). 
Senaryo ve oyunu: Sıfırdan Doruğa-Patron (). 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.