kaynağı değiştir]
Midilli Prensi ve İmparatorun damadı (Gattilusio ailesindan) I. Francesco komutasındaki bir Bizans birliği de Çanakkale Boğazı'nda Haçlı donanmasına katıldı ve VI. Amadeo donanmanın ilk hedefi olarak Osmanlıların en önemli deniz üssü olan Gelibolu olarak belirledi. Haçlıların 22 Ağustos 'da başlayan taarruzuyla Osmanlıların Doğu Roma İmparatorluğu'yla barış hali de sona erdi. Kaledeki az sayıdaki Türk garnizonunun çekilmesinin ardından Haçlılar 26 Ağustos'ta Gelibolu'yu işgal ettiler. Ardından Haçlı donanması 4 Eylül'de Konstantinopolis'e gelerek Pera limanına demirledi.
VI. Amadeo Vidin'de mahsur bulunan V. İoannis'e elçi gönderdi. İmparator ise Haçlı komutanına başkentine geri dönebilmesi için yolun açılmasının sağlanması talebini iletti, İmparatoriçe Helena Kantakuzen ise VI. Amadeo'ya para teklif ederek Haçlı seferinin V. İoannis'e serbest geçiş hakkı tanımayan Bulgar İmparatorluğu üzerine yöneltmesini rica etti. Bu teklifi kabul eden VI. Amadeo da donanmasıyla Karadeniz'e açılarak 4 Ekim'de Bulgar kıyılarına geldi ve Ekim'de Ahyolu, Süzebolu ve Burgaz'ı, Ekim'de ise Misivri ve Pomorie'yi işgal etti. Ardından Bulgar İmparatorluğu'na bağlı Dobruca Prensliği'nin limanı Varna'yı kuşattı. Varna Haçlılara teslim olmadıysa da, Dobruca Prensi Bulgar Çarından Doğu Roma İmparatoruna serbest geçiş hakkı tanınması rica etmeyi kabul ettiler. Bulgar Çarı ise yine şeklen kendine bağlı Vidin Prensliği'ni yöneten kardeşi İvan Sratsimir'e bu ricayı iletti. Bu ricanın kabulü üzerine Doğu Roma İmparatoruna serbest geçiş hakkı tanındı ve V. İoannis Ocak ayında Konstantinopolis'e döndü.
9 Nisan'da düzenlenen törenle İmparator VI. Amadeo'ya ödediği florin karşılığında Haçlı donanmasının işgal ettiği tüm limanları teslim aldı. Haçlı donanması 14 Mayıs'ta Küçükçekmece ve 24 Mayıs'ta Büyükçekmece hisarlarını da Türklerden alarak Doğu Roma İmparatorluğu'na teslim etti. Ardından, 9 Haziran'da Konstantinopolis'ten ayrılan Haçlı donanması Haziran'da ise Gelibolu'ya ulaşarak bu kaleyi de İmparatorluğa devretti ve Ege Denizi'ne yelken açtı.
I. Murad'ın Trakya'da yaptığı bu son fetihler Doğu Roma İmparatorluğu'nda derin endişeye yolaçtı. Bunun sonucunda İmparatorluk sarayında iki zıt eğilim ortaya çıktı. Bunlardan birincisi; Osmanlılarla barış yapılmasını savunanlardı. İkinci eğilime mensup olanlar ise, Osmanlılarla mücadelenin sürdürülmesini savunuyor, bu çerçevede Papalığın teşvik edeceği yeni bir Haçlı seferini ya da Türklerin Rumeli'deki ilerleyişlerinden rahatsız olan Sırplar gibi bölgesel kuvvetlerle kurulacak bir ittifakı arzuluyordu.
I. Murad ise hedeflerine ulaşmış, son olarak Haçlıların işgal edip İmparatorluğa teslim ettikleri Gelibolu'nun Osmanlılara iadesine odaklanmıştı. Bu çerçevede, İmparator V. İoannis'in gönderdiği elçinin barış talebine Gelibolu'nun iadesini şart koştu. Bununla birlikte, İmparator Gelibolu'nun el değiştirmiş olmasının Osmanlılar için stratejik bir kayıp olduğunun farkındaydı. Bu sıralarda, Serez Despotu Uglyeşa'nın elçileri ittifak müzakereleri için Konstantinopolis'e geldi. Eşzamanlı olarak I. Murad Doğu Roma İmparatorluğuna Gelibolu'nun iadesi karşılığında barış önerisini yineledi. Sırp elçileri ise ittifak, hanedanların evlenmesini ve Rum ile Sırp kiliselerinin birleşmesini teklif ettiler.
İmparatorluk diplomasisi, eşzamanlı olarak Türkler üzerine yeni bir Haçlı seferi seçeneğini de canlı tutuyordu. İmparator V. İoannis Katolikliği tanıma pahasına Batı'dan bir Haçlı ordusunu harekete geçirmek amacıyla Papa V. Urbanus'un yanına gitmeye karar verdi ve Ağustos'unda İtalya'ya ulaştı ve burada Nisan'ına kadar kaldı[1]. Ancak, somut bir sonuç alamadı. Bunun üzerine, Sırpların ittifak teklifi kabul edildi. Rum Ortodoks Patriği Filotheos Kokkinos anlaşma için Serez'e İznik metropolitini gönderdi. İki kilise arasındaki sorunlar çözüldükten sonra anlaşma imzalandı ve Mayıs'ında kiliselerin birliği ilân edildi.
Bunun ardından ise, Osmanlılara taarruz kararı alındı. Despot Uglyeşa'ya (Prizren, Üsküp ve Pirlepe'ye hakim olan) Sırp Kralı Vulkaşin da katıldı ve Arnavutluk'tan Trakya'ya kadarki topraklardaki yerli Rum ve Sırp kuvvetlerinden oluşan Sırp ordusu Çirmen üzerine yürüdü ve başkent Edirne'yi tehdit etmeye başladı. Rumeli'de bulunan Lala Şahin Paşa 'de Bursa'da bulunan I. Murad'dan yardım istediyse de, ordusunu toplayıp yardıma gelmek isteyen Sultan Gelibolu'nun Doğu Roma İmparatorluğu'nun elinde olması nedeniyle Rumeli'ne geçemediği gibi, Bursa-Lapseki güzergahında bulunan ve Doğu Roma İmparatorluğu'nun elindeki Karabiga'yı (Pegae) geride bırakmak istemedi. Osmanlı savaş meclisi, yazında müstahkem surlarının arkasında denizden de destek alan Karabiga kalesinin alınmasına karar verdi. Türk ordusu kaleye kara tarafından saldırırken Aydıncık deniz üssünden gelen İldutan komutasındaki Osmanlı donanması da denizden gelebilecek yardımı kesmekle görevlendirildi.
I. Murad'dan yardım gelemeyeceğini anlayan Lala Şahin Paşa ise elindeki az sayıdaki kuvvetle bir baskınla sonuç alabileceğini düşündü ve bu yöntemle 26 Eylül 'deki Çirmen Muharebesi'nde Sırp ordusunu kesin bir bozguna uğrattı.
'dan beri İtalya'da bulunan İmparator V. İoannis ise Haçlı seferlerinin savunucusu Papa V. Urbanus'un 19 Aralık 'te ölmesinin ardından umudunu yitirmiş bir şekilde Ekim'inde başkentine döndü. Müttefiki Sırpların Çirmen'deki büyük hezimetinin ardından Osmanlılara direnmek için son ümidi de sönmüş bulunan İmparator da böylece barış yanlılarına meyletti.
Dönemin Padişahı | I. Murad |
---|---|
Tarih | |
Savaş | Sırpsındığı Savaşı |
Düşman Devlet | Sırp İmparatorluğu İkinci Bulgar İmparatorluğu Eflak Prensliği Bosna Krallığı Macaristan Krallığı |
Sonuç | Osmanlı Zaferi |