osmanlı imparatorluğu ingilizce yazılışı / Yabancı Özel Adların Yazılışı – Türk Dil Kurumu

Osmanlı Imparatorluğu Ingilizce Yazılışı

osmanlı imparatorluğu ingilizce yazılışı

kaynağı değiştir]

Nisan 'de, padişahın kızkardeşi olan, karısı Şahhuban Sultan'a tokat atması sebebiyle Lütfi Paşa; Sultan Süleyman tarafından Dimetoka'ya sürülürken, yerine Hadım Süleyman Paşa getirildi.[70]

János Zápolya'nın 22 Temmuz 'ta ölmesinin ardından eşi Izabela Jagiellonka, Szapolyai'nin ölümünden birkaç gün önce doğan oğlu János Zsigmond Zápolya adına Macaristan'ın başına geçmek için Süleyman'dan onay aldı.[86] Yaşananları duyan Ferdinand, Ağustos'unda Budin'i kuşattı.[72] Önce Rumeli beylerbeyi, ardından ise üçüncü vezir Sokollu Mehmed Paşa komutasındaki kuvvetleri Budin'e gönderen Süleyman,[87] 23 Haziran 'de orduyla birlikte sefere çıktı ve Budin'deki Ferdinand'ın kuvvetlerini yenilgiye uğrattı.[72][88] Budin'in kurtarılmasından sonra kurulan Budin Eyaleti'yle Macaristan doğrudan Osmanlı topraklarına bağlanırken, Izabela Jagiellonka ve oğlu Sigismund Zapolya Erdel'e gönderildi.[89] Kardeşi Ferdinand'ın 8 Eylül'de Cenova'e ulaşmasıyla yaşananları öğrenen V. Karl, sonbaharında Osmanlı İmparatorluğu'nun elindeki Cezayir üzerine bir sefer düzenledi.[90] Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, İspanyol İmparatorluğu, Napoli Krallığı, Sicilya Krallığı, Malta Şövalyeleri, Ceneviz Cumhuriyeti ve Papalık Devleti kuvvetlerinden oluşan Andrea Doria'nın komutanlığındaki donanma, 19 Ekim'de Cezayir'e geldi.[91] Aynı zamanda Cezayir Beylerbeyi de olan kaptan-ı derya Barbaros Hayreddin Paşa'nın yokluğunda Cezayir'i savunan Hasan Ağa komutasındaki askerler, dört ay kadar süren çatışmalar sonunda V. Karl'ın kuvvetleri karşısında zafer elde etti.[92] Süleyman ise ordu ile birlikte 27 Kasım 'de İstanbul'a döndü.[93]

'de Ferdinand'ın tekrar Budin ve Peşte'ye yaptığı kuşatmalar üzerine,[94] 17 Kasım 'de yeni bir sefer hazırlığı için gittiği Edirne'de bir müddet kalan Süleyman, 23 Nisan 'te Macaristan üzerine bir kez daha sefere çıktı.[93] 8 Ağustos'ta, iki hafta süren kuşatma sonucunda Estergon Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirildi.[95] Birkaç hafta içerisinde ise Siklós, Székesfehérvár ve Szeged şehirleri de alındı.[94] 19 Haziran 'de, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan ilk yazılı antlaşma olma niteliği taşıyan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve V. Karl, Macaristan'ın Osmanlı İmparatorluğu kontrolünde olduğunu kabul ederken, Habsburg Hanedanı'nın elinde bulundurduğu batı ve kuzey Macaristan için Osmanlı İmparatorluğu'na yıllık altın florin vermeyi kabul etti.[94][96][97]

İtalya Savaşı esnasında Süleyman ile I. François, V. Karl ile İngiltere Kralı VIII. Henry'e karşı bir ittifak oluşturdu. 29 Mayıs 'te İstanbul'dan yola çıkan Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması, Ağustos ayında Marsilya'ya ulaştı.[98] 6 Ağustos günü, Osmanlı ve Fransa kuvvetlerinden oluşan donanma, Savoie Dükü III. Charles'ın yönetimindeki Nice şehrini kuşattı.[99] 22 Ağustos'ta Nice ele geçirilirken, kaledeki direnişin devam etmesi sebebiyle kuşatma 8 Eylül'e kadar sürdü.[96][] İleride düzenlenecek saldırılarda Fransa'ya daha kolay yardım edebilmesi için François, Osmanlı donanmasının kışı Toulon'da geçirmesini sağladı. Yaklaşık sekiz ay süren konaklama sonrası, Mayıs'ında donanma İstanbul'a dönüş için yola çıktı.[][][]

Kasım 'te, Sadrazam Hadım Süleyman Paşa ile Divane Hüsrev Paşa'nın divanda kavga etmesi üzerine ikisi de görevlerinden alındı ve sadrazamlığa Damat Rüstem Paşa getirildi.[93] 4 Temmuz 'da kaptan-ı derya Barbaros Hayreddin Paşa'nın vefat etmesiyle de yeni kaptan-ı derya Sokollu Mehmed Paşa oldu.[93]

Hint Okyanusu'ndaki Osmanlı gemilerini gösteren bir minyatür ( yüzyıl)

'de Safevî Şahı I. Tahmasb'a karşı isyan başlatan kardeşi Elkas Mirza[] da İstanbul'a geldi.[93][] Eşi Hürrem Sultan ile birlikte , ve yıllarını Edirne'de geçiren Süleyman, İstanbul'a döndükten sonra Elkas Mirza'yı doğuya gönderdi ve 29 Mart 'de İran üzerine sefere çıktı.[93] Süleyman yönetimindeki ordu tarafından Van'a yapılan kuşatmayıUlama Paşa devralırken, kısa bir süre sonra şehir ele geçirildi.[93][] 'te Osmanlı egemenliğine girse de sonradan tekrar Safevî Devleti'nin eline geçen Tebriz, Süleyman komutasındaki kuvvetler tarafından tekrar alındı.[] Kışı Halep'te geçiren ordu, 'da Diyarbakır'a geldi ve İkinci vezir Kara Ahmed Paşa'yı Gürcistan taraflarına yolladı.[] Bir buçuk ay içerisinde, başta Tortum ve Akçakale olmak üzere yirmi kadar şehri ele geçiren ve Şirvanşahlar Devleti Osmanlı İmparatorluğu'na bağlayan Kara Ahmed Paşa, ordu ile birlikte 21 Aralık 'da İstanbul'a döndü.[86][93][]

31 Mart 'de ölen I. François'nın yerine Fransa kralı olan II. Henri, Akdeniz'de Habsburglarla mücadele için Süleyman ile anlaşma yaptı.[] Bunun üzerine Andrea Doria komutasındaki donanma, 8 Ekim 'de V. Karl adına Mehdiye'yi ele geçirdi. Buna karşın Osmanlı ve Fransa kuvvetlerinden oluşan donanma Fransa'nın güneyini savundu.[] Sokollu Mehmed Paşa'dan sonraki kaptan-ı derya Sinan Paşa yönetiminde olan ve Salih Reis ile Turgut Reis'in eşlik ettiği donanmanın, Temmuz 'de Gozo adasını ele geçirdikten sonra, 18 Temmuz günü Malta adasına yaptığı saldırı başarısızlıkla sonuçlandı.[] Kısa bir süre sonra donanma, Malta Şövalyeleri'nin kontrolündeki Trablus'u kuşattı. Ağustos günlerinde ise şehir ele geçirildi.[][][] Trablus'un alınmasıyla İtalya Savaşı'nın zemini hazırlanmış oldu.[] 'de, Fransa'ya yardım etmek amacıyla yola çıkan Fransa ve Osmanlı gemilerinden oluşan donanma İtalya'nın güneyindeki Reggio Calabria'yı ele geçirdi.[] 5 Ağustos günü, Ponza açıklarında Andrea Doria komutasındaki donanmayla karşılaşan Fransa-Osmanlı donanması, yapılan deniz muharebesinden zaferle ayrıldı. 'te ise bu donanma, Ceneviz Cumhuriyeti'nin elindeki Korsika'nın büyük bir kısmını ele geçirdi.

yılında, Avusturya kuvvetlerinin Erdel'e girmesinin ardından Süleyman, Rumeli Beylerbeyi Sokollu Mehmed Paşa'yı Erdel üzerine gönderdi.[97][] 10 Temmuz 'de Sofya'dan hareket eden Sokollu, 7 Eylül'de Slankamen'den ayrılarak Beçe önlerine geldi ve yaklaşık 16 kaleyi ele geçirdi.[] Temmuz 'de Lipve'yi de ele geçirdikten sonra,[]Temeşvar'ı kuşatsa da hava şartlarının müsait olmaması üzerine Belgrad'a döndü.[] Sokollu Mehmed Paşa'nın çekilmesi üzerine Avusturya kuvvetleri Erdel'e girerek Lipve'yi geri aldı ve Segedin'i kuşatsa da bu kuşatma başarısızlıkla sonuçlandı.[] Lipve'yi geri almak amacıyla 26 Temmuz 'de hareket eden Kara Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, 35 gün kadar süren kuşatma sonrasında Temeşvar'ı ele geçirdi.[] Kısa bir süre sonra da Lipve'nin geri alınırken, Vesprim ile Solnok da ele geçirildi.[]Eğri'ye yapılan kuşatma ise kış mevsiminin gelmesi sebebiyle kaldırıldı.[]

Öte yandan 'de, ikinci kez Hint seferine gönderilen donanmanın başında Pîrî Reis vardı. Pîrî Reis, Osmanlı İmparatorluğu'na dahil olduğu halde Portekiz egemenliğine giren Aden'i, 26 Şubat tarihinde geri aldı.[] Ağustos 'de ise Portekiz İmparatorluğu'nun kontrolündeki Maskat'ı ele geçirdi.[] Sonrasında ise Arap Yarımadası'nın sahil kısımlarını ele geçirerek Basra Körfezi'ne kadar geldi ve Katar ile Bahreyn'i Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kattı.[] Ancak ilerleyişine devam etmeyen Pîrî Reis, donanmayı Barsa'da bırakarak Süveyş'e döndü. Bu yüzden bir süre hapsedildi, 'te ise Süleyman tarafından idam edildi. Hint Okyanusu üzerine yapılacak olan üçüncü sefer için Koca Murat Reis görevlendirildi. Açık denizde Dom Diogo de Noronha komutasındaki Portekiz Donanması'yla yapılan çarpışmalardan Koca Murat Reis zaferle ayrılsa da rüzgârın aksi istikamette olması sebebiyle Basra'ya dönmek zorunda kaldı.[] Başarıyla sonuçlanmayan bu seferin ardından Seydi Ali Reis'in önderliğinde dördüncü ve son sefer yılında yapıldı. Portekiz gemileriyle yapılan çatışmalar ve yakalanılan fırtınalar sebebiyle zayıflayan ve sayısı azalan Osmanlı gemileri Surat'a ulaşarak, kalan teçhizat ve topları Gucerat sultanının valisi Recep Han'a bıraktı.[] Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasındaki ilişkilerin iyi olmaması sebebiyle bir süre burada kalan Seydi Ali Reis, 'te imzalanan Amasya Antlaşması'nın ardından hareket ettiği İstanbul'a yılında vardı.[]

[değiştir

THE ANALYSIS OF THE PAINTING KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ: TORTOISES TRAINER () OF OSMAN HAMDİ IN TERMS OF OTTOMAN LEADERSHIP

Öz:

Fransada resim eğitimi alan ve oryantalist ressamlar içerisinde değerlendirilen Osman Hamdi Bey, yılları arasında İstanbulda yaşamış, Osmanlı arkeolog, müzeci, ressam ve Türkiyenin İstanbul ili Kadıköy ilçesinin ilk belediye başkanıdır. Osman Hamdinin Liderlik vasfı, Osmanlı topraklarından eser akışını engelleyen tarihi bir kişilik olmasının yanı sıra Osmanlı dönemi sanat ve kültür yaşamında yenileşmenin de öncüsü olmasına dayalıdır. Amaç: Osman Hamdi Beyin Kaplumbağa Terbiyecisieseri, resim alanında çok ilgi görmüş bir tablodur. Bu tablo Osmanlı dönemine ilişkin liderlik anlayışı- nı yansıtması açısından bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Problem: Osman Hamdi Beyin, Fransada eğitim aldığı Geromein etkisinde kaldığı, Oryantalist bir figüratif anlayışı benimsediği ve Osman Hamdi Beyin resimlerinin, Batının Doğuya bakışının bir Doğulu tarafından içselleştirilmesi şeklinde yorumladığı ifade edilmektedir. Buna göre Osman Hamdi Beyin Kaplumbağa Terbiyecisi eseri Osmanlı İmparatorluğuna ilişkin liderlik anlayışını bu perspektiften vermekte midir? Liderlik kuramları açısından Kaplumbağa Terbiyecisi eseri nasıl yorumlanmalıdır? Yöntem: Araştırmada, resimde yer alan müzik aletleri dolayısıyla nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği ve doküman incelemesi tekniğinden yararlanılmıştır. Son olarak da Osman Hamdi Beyin Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu (), görsel eserlerin incelenmesine olanak sağlayan simge analizi (ikonoloji) yöntemi kullanılarak Osmanlı İmparatorluğu liderliği açısından incelenmiştir. Çalışmada öncelikle tablolarda bulunan üç müzik aleti ile ilgili (kudüm, kudümü çalmakta kullanılan zahme, ney) kaynaklarda farklı yorumların yapıldığı görülmüştür. Dolayısıyla çalışmanın ilk çıkış noktasını bu konudaki müzik bölümünde uzman görüşünün alınmasına dayalı görüşme tekniği uygulanmış ve yapılandırılmış görüşme formu ile yüz yüze görüşme ve elektronik posta aracılığıyla katılımcıların görüşlerine ulaşılmıştır. Çalışma Türkiyede tasavvuf mekânı olarak değerlendirilen Mevlananın yaşadığı Konya ilinde iki farklı üniversite ve yakın diğer il olan Başkent Ankara ilinde olmak üzere iki il evren olarak belirlenmiştir. Bu iki ilde üç üniversite rastgele örneklem yöntemiyle seçilmiştir. Üç üniversitenin müzik bölümünde konuyla (ney ve kudüm, nakkare) ilgili hocalara kartopu tekniği kullanılarak, hem konuyla ilgili bilgili olmaları hem de katılmak istemelerine göre 8 üniversite öğretim elemanıyla görüşme yöntemi gerçekleştirilmiştir. Konya Selçuk Üniversitesi (2), Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi (4), Ankara Gazi Üniversitesi (2) olmak üzere toplam 8 katılımcıyla görüşme yöntemi gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara resimlerde görülen üç müzik aleti (kudüm, kudümü çalmakta kullanılan zahme, ney) ile ilgili 3 soru ile başvurulmuştur. İkinci aşamada tablonun üst kısmında görülen (Şifâᵓul-ḳulûb liḳâᵓul-maḥbûb) (المحبوب لقاء القلوب شفاء) levhası ilahiyat alanında uzman görüşünün alınmasına dayalı görüşme tekniği uygulanmış ve yapılandırılmış görüşme formu ile elektronik posta aracılığıyla katılımcıların görüşlerine ulaşılmıştır. İkinci aşamadaki görüşme tekniği ise dört üniversitenin ilahiyat fakültesinden konuyla (hadis, kelam gibi) ilgili öğretim elemanlarınakartopu tekniği kullanılarak ulaşılmış, hem konuyla ilgili bilgili olmaları hem de katılmak istemelerine göre 8 üniversite öğretim elemanıyla görüşme yöntemi gerçekleştirilmiştir. Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi (5), Çukurova Üniversitesi (1) Erciyes Üniversitesi (1) Mardin Artuklu Üniversitesi (1) olmak üzere toplam 8 katılımcıyla görüşme yöntemi gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara resimlerde görülen (Şifâᵓul- ḳulûb liḳâᵓul-maḥbûb) (المحبوب لقاء القلوب شفاء) levhasını yorumlamalarına ilişkin bir soru sorulmuştur. Bu yönteme ilaveten müzik aleti ile ilgili doküman analizi yapılarak kaynak taranmıştır. Son olarak da Osman Hamdi Beyin Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu (), tabloların ya da görsel eserlerin incelenmesine olanak sağlayan simge analizi ikonoloji yöntemi kullanılarak Osmanlı İmparatorluğu kapsamında Türk liderliği incelenmiştir. Batı medeniyetinin etkisinde kalan ancak kendisini bir Osmanlı olarak görmekten de asla vazgeçmemiş olarak nitelendirilen Osman Hamdi Beyin, iki farklı kökten beslenmiş bir dünya vatandaşı olması noktasında nitelendirilmesi nedeniyle de lider kişiliği öngörülmüş ve tablosu, araştırma kapsamına alınmıştıseafoodplus.infoç: Araştırmanın sonucunda Osman Hamdi Beyin tablosundaki sırtında asılı duran müzik aletinin çoğunlukla Tasavvuf Musikisinde ney ve kudümün ilk iki sırayı alan birlikteliği yorumu görülmekte ve kudüm olduğu kabul edilmektedir. İpin ucunda asılı aletlerin kudümün çalınmasını sağlayan çubuklardan olan zahme olmadığı konusunda genel bir kanaat hâkim olmuştur. Ayrıca görüşme sonucunda neyin tasavvuftaki değeri anlaşılmaktadır. Doküman incelemesi de kudüm olduğu noktasında kabul etmemizi sağlamaktadır. Görüşmenin sonucunda uzmanların birleştiği genel kanaat, bu levhadaki yazılı sözün, Suyutiye ait bir söz olduğu yönündedir. Bu sözdeki sevgili ifadesinin kullananın niyetine ve sözün bağlamına göre değişkenlik arz ettiği ifade edilmiştir. Sevgili ifadesi, Tanrı, Peygamber, cariye veya hanımlara yönelik olabilir, yorumu belirtilmiştir. Tablonun simge analizi (ikonoloji) sonucunda şu başlıklarda liderliğe ilişkin kuramların olduğu yorumlanmıştır: Türk liderlerinin paternalist (babacan) ve otokratik liderlik tarzına sahip olduğu, liderlikte vizyonerlik, sezgiyle yönetim veya stratejik liderliğin önemi, liderlikte astların kararlara katılımının önemi, astların eğitiminde ve liderliğinde değişim liderliğinin zor olacağı ve sabır gerektiği, tek gücün liderde olmadığı, ekip liderliğinin önemi, liderlikte ödüllendirmenin etkisi, etkileşimci liderlik teorisinin ödüle bağlılık ilkesi, liderin dağıtımsal adaleti, lider üye değişim teorisi, Henri Fayolun Kumanda (Emir) Birliği ilkesi, liderlikte kurum felsefesinin, misyonun ve vizyonun önemi, liderlikte duygusal zekânın etkisi, li

Anahtar Kelime:
kaynağı değiştir]

John Sigismund I. Süleyman'ın huzurunda

I. Süleyman'ın tahta geçmesinden kısa bir süre sonra Şam BeylerbeyiCanberdi Gazâlî, Süleyman'ın padişahlığını tanımadı ve kendi hükümdarlığını ilan ederek isyan başlattı. Merkezden gönderilen Ferhad Paşa komutasındaki birlikler, Zülkadriye Eyaleti'nde bulunan kuvvetler ve Şam'daki kuvvetlerin etkinlikleri sonucunda Şam yakınlarında 27 Ocak tarihinde yapılan Mastaba Muharebesi sonucunda Gazali'nin yenilmesi ve öldürülmesiyle isyan bastırıldı.[17][18] Gazali'nin yerine Şam Beylerbeliği'ne Ayas Mehmed Paşa atandı.[19] Aynı yılın sonunda ise doğu cephesinin merkezi halinde bulunan Diyarbakır BeylerbeyiBıyıklı Mehmed Paşa’nın vefatı üzerine yerine Divane Hüsrev Paşa tayin edildi.

Süleyman ilk seferini 18 Mayıs 'de, Macaristan Krallığı'nın yönetimindeki Belgrad (o dönemdeki adı Nándorfehérvár) üzerine yaptı.[20][21] Çevresindeki Böğürdelen, Zemun ve Salankamen şehirlerinin alınmasının ardından 1 Ağustos günü kuşatılan şehir,[22] 29 Ağustos tarihinde teslim oldu.[12][23] Avrupa'da gerçekleştirilebilecek fetih ve seferler için önemli bir merkez olan Belgrad'ın fethi hakkında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun İstanbul elçisi "Belgrad'ın ele geçirilmesi, Macaristan Krallığı'nın çöküşüne sebep olan olayların başlangıcıydı. II. Lajos'un ölümü, Budin'in ele geçirilişi ve Erdel'in işgaliyle devam eden süreçte Macaristan İmparatorluğu yıkılmış ve diğer ülkeleri de benzer sonu yaşayacağına dair bir korku sarmıştı." ifadelerini kullanmıştı.[24]

Ertesi yıl Süleyman, Hospitalier Şövalyeleri'nin bulunduğu Akdeniz'deki Rodos adasına karadan sefer düzenledi. Kuşatmaya katılacak olan Osmanlı donanması ise Haziran 'de adanın "Cem Bahçesi" körfezine demir attı.[12] Süleyman'ın da arasında olduğu kara kuvvetleri, Marmaris'ten gemi yoluyla 28 Temmuz günü adaya geçti.[12][25] Yaklaşık kişi ve gemiden oluşan Osmanlı ordusu,[26] 6 aydan fazla süren kuşatma, 26 Aralık 'de şövalyelerin başı Philippe Villiers de L'Isle-Adam'ın teslim koşullarını kabul etmesi ve adanın hakimiyetinin Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçmesiyle sona erdi.[25] Adada Hristiyan kimliğiyle yaşayan Cem Sultan'ın oğlu Murad ve Murad'ın oğulları boğduruldu, eşi ve iki kızı İstanbul'a gönderildi.[12]Rodos'un alınmasının ardından şövalyelerin elinde bulunan Bodrum, Tahtalı ve Aydos kaleleri ile İstanköy ve Sömbeki adaları da alındı.[27][28]

Şubat 'te İstanbul'a dönüşünün ardından Süleyman,[25] saltanatının ilk üç yılında görev yapan Sadrazam Pîrî Mehmed Paşa'yı emekliye ayırdı.[29] 27 Haziran günü ise daha önce görülmemiş bir biçimde has odabaşısı İbrahim Ağa'yı sadrazam olarak atadı. Sadrazamlığa ek olarak kendisine Rumeli Eyaleti'nin yönetimini de verdi.[27] Sadrazamlık yetkisinin kendisine verilmesini bekleyen ikinci vezir Ahmed Paşa, vali olarak atandığı Mısır'da yılı başlarında isyan çıkararak bağımsızlığını ilan etti.[27] Ahmed Paşa'nın öldürülmesiyle isyan bastırıldı ve Sadrazam İbrahim Paşa, Mısır'ı düzene sokmakla görevlendirildi.[27][30]

I. Süleyman Mohaç Seferi'nde

Mart 'te, Süleyman Kâğıthane'de avlandığı sırada yeniçeriler şehirde ayaklanma başlattılar.[27] Kısa sürede bastırılan ayaklanma sonrasında Yeniçeri Ağası Mustafa Ağa, kâhyası Kıran Bali ile reîsü'l-küttâb Haydar idam edildi.[27][31] Mısır'ı düzene koyan İbrahim Paşa ise 6 Eylül günü İstanbul'a döndü.[27] Bu dönemde İstanbul'a gelen Fransa elçisi Jean Frangipani, 24 Şubat 'teki Pavia Muharebesi sonrası Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na esir düşen Kral I. François için, kralın annesi Louise de Savoie'un ricası üzerine Süleyman'dan yardım istedi.[27] Yazdığı mektupla yardım sözü veren Süleyman, iki devlet arasında anlaşma sağlanıp François serbest bırakılsa da Macaristan üzerine sefer gerçekleştirme kararı aldı.[32] Macaristan üzerine önce Sadrazam İbrahim Paşa'yı gönderdi, 23 Nisan 'da ise Süleyman'ın önderliğindeki ordu Macaristan'a hareket etti.[27][33] İbrahim Paşa komutasındaki kuvvetler, Petrovaradin ve İyluk şehirleriyle on bir kale ele geçirdikten sonra, Özek kalesini de aldı.[33] Bosna beyleri de Sirem bölgesindeki bazı kaleleri ele geçirmişti.[33] Macaristan Kralı II. Lajos'un liderliğindeki ordu ile Tuna kıyısındaki Mohaç düzlüğünde karşılaşan Osmanlı ordusu, 29 Ağustos günü yapılan muharebeyi kazanarak Doğu Avrupa'daki Macar direncini kırdı.[27][34] Lajos ise muharebeden kaçan bazı askerlerle birlikte bataklıkta boğularak öldü.[27][35] Osmanlı ordusu yürüyüşüne devam ederek, 20 Eylül günü Budin'e girdi.[36] Şehrin anahtarını alan ve yaklaşık on dört gün boyunca kral sarayında kalan Süleyman, dönüşte Segedin ve bazı şehirleri de alarak[36] 21 Eylül'de Peşte'ye geçti ve Macaristan'ın başına Erdel Voyvodası János Zápolya'yı getirdi.[37] Macaristan'ın Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanması ve Fransa-Osmanlı ittifakıyla 5 Ekim tarihinde sona eren[38] yedi aylık sefer sonrasında, 13 Kasım tarihinde İstanbul'da zafer alayı düzenlendi.[37] Osmanlı ordusunun Macaristan'da olduğu Ağustos'unda, Safevîlerin desteğiyle Bozok'ta Baba Zünnûn İsyanı baş gösterdi.[39][40] Çevredeki bölgelere yayılmasının ardından 'de Diyarbekir Beylerbeyi Hüsrev Paşa ve Adana Sancak Beyi Pîrî Bey tarafından bastırıldı.[40] 'de orta Anadolu'da yine Safevîlerin desteğiyle Kalender Çelebi İsyanı çıktı. Çevresindeki sancak beyleri ile eyalet beylerini mağlup etmesinin ardından isyanı bastırmak için Sadrazam İbrahim Paşa görevlendirildi. 'de Elbistan civarında yenilgiye uğratılan Kalender Çelebi, başı kesilerek idam edildi.[37][39][41] Birkaç ay sonra İranlı Molla Kâbız, vaazlarında İsa'nın bütün peygamberlerden üstün olduğu fikrini dile getirdiğinden Sünniulemanın tepkisini çekti ve bu sebeple Kasım 'de dîvânda yargılandı.[37] Ancak fikirlerinden vazgeçmeyen Molla Kâbız idam edildi.[37][42]

Kutsal Roma İmparatoru V. Karl'ın kardeşi Avusturya ArşidüküFerdinand, János Zápolya'nın krallığını tanımayarak kendini Macaristan kralı ilan etti.[43] János Zápolya'nın kuvvetlerini yenilgiye uğratmasının ardından 20 Ağustos günü Budin'e girerken,[44][45] Osmanlı İmparatorluğu'na vergi ödemesi karşılığında kendisinin Macaristan Kralı olarak tanınmasını istedi.[43] Ancak bunu reddeden Süleyman 10 Mayıs 'da yeni bir sefere çıkarken, Sadrazam İbrahim Paşa'ya da serasker unvanı verdi.[37] 3 Eylül 'da Budin'e varan Osmanlı kuvvetleri şehri kuşattı.[44] 7 Eylül günü Budin teslim oldu ve yönetimi tekrar János Zápolya'ya verildi.[44][46] Hemen ardından Estergon'u almayı başaran Osmanlı ordusu, 23 Eylül 'da Avusturya topraklarına girmesinin ardından 27 Eylül günü Viyana'yı kuşattı.[44] Ancak hava şartlarının elverişsizliği ve mühimmat bakımından kuşatma için hazırlıksız olunması sebepleriyle 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı ve ordu, 16 Aralık 'da İstanbul'a döndü.[37][44][46]

[değiştir

Tüm Dünyada İngilizcedeki 'Turkey' Olarak Tanınan Ülkemiz Artık Adını Her Yerde 'Türkiye' Olarak Değiştiriyor

Haberler

Yaşam

Tüm Dünyada İngilizcedeki 'Turkey' Olarak Tanınan Ülkemiz Artık Adını Her Yerde 'Türkiye' Olarak Değiştiriyor

Türkiye adını geri istiyor. Bağımsız bir cumhuriyet olduktan yaklaşık yıl sonra, dünya çapında daha çok Batılı adı olan 'Turkey' ile tanınan ülkemiz, küresel sahnede haklı kimliğini geri kazanma yolunda ilerliyor.

Kaynak:seafoodplus.info

Biliyorsunuz ki ülkemizin adı İngilizcede 'turkey' yani 'hindi'. Hatta yurt dışında bunun goygoyu da epeyce dönüyor. Ancak bizler birer kuş değil, 80 milyonluk koca bir ülkeyiz.

Biliyorsunuz ki ülkemizin adı İngilizcede 'turkey' yani 'hindi'. Hatta yurt dışında bunun goygoyu da epeyce dönüyor. Ancak bizler birer kuş değil, 80 milyonluk koca bir ülkeyiz.

Ancak bu durum ülkemizde henüz pek bir karşılık bulmadı.

Ancak bu durum ülkemizde henüz pek bir karşılık bulmadı.

Tabii konuya dair tepkiler de hem dünya basınında hem de ülkemizde ikiye bölünmüş durumda.

Tabii konuya dair tepkiler de hem dünya basınında hem de ülkemizde ikiye bölünmüş durumda.

Türk lirası geçen aylarda dolar karşısında neredeyse yüzde 8 değer kaybetti ve şu anda dolar karşısında 13,8 seviyesinde biliyorsunuz ki…

Türk lirası geçen aylarda dolar karşısında neredeyse yüzde 8 değer kaybetti ve şu anda dolar karşısında 13,8 seviyesinde biliyorsunuz ki…

Bazı hükümet yetkilileri Erdoğan'ın sosyal medyadaki bu tutumunu doğru bulurken, bazıları da Erdoğan'ın 'kötüye gittiği düşünülen bir siyasi ve ekonomik krizin ortasında seçimlerine hazırlanırken yapılan bu değişikliğin daha çok sembolik ama anlamsız bir oyalama' olduğunu ifade ediyor.

Bazı hükümet yetkilileri Erdoğan'ın sosyal medyadaki bu tutumunu doğru bulurken, bazıları da Erdoğan'ın 'kötüye gittiği düşünülen bir siyasi ve ekonomik krizin ortasında seçimlerine hazırlanırken yapılan bu değişikliğin daha çok sembolik ama anlamsız bir oyalama' olduğunu ifade ediyor.

Sebep ne olursa olsun, Türkiye adını değiştiren ilk ülke değil.

Sebep ne olursa olsun, Türkiye adını değiştiren ilk ülke değil.

Örneğin Svaziland, 'de resmen Esvatini oldu.

Örneğin Svaziland, 'de resmen Esvatini oldu.

'de, İngilizce ismi 'Netherlands' olan Hollanda, küresel imajını güncelleme ve iki farklı ismin yarattığı kafa karışıklığını ortadan kaldırma hareketinin bir parçası olarak daha yaygın olarak tanınan 'Holland' adının kullanımını bıraktı ve resmi olarak orijinal adı altında yeniden markalaştı.

'de, İngilizce ismi 'Netherlands' olan Hollanda, küresel imajını güncelleme ve iki farklı ismin yarattığı kafa karışıklığını ortadan kaldırma hareketinin bir parçası olarak daha yaygın olarak tanınan 'Holland' adının kullanımını bıraktı ve resmi olarak orijinal adı altında yeniden markalaştı.

Hindistan'da sağ milliyetçi parti başkanı olan Shiv Sena, Maharashtra eyaletinde hükumetin kontrolünü ele geçirmesinin ardından yılında ülkenin en büyük metropolü olan Bombay şehrinin adını Mumbai olarak değiştirdi.

Hindistan'da sağ milliyetçi parti başkanı olan Shiv Sena, Maharashtra eyaletinde hükumetin kontrolünü ele geçirmesinin ardından yılında ülkenin en büyük metropolü olan Bombay şehrinin adını Mumbai olarak değiştirdi.
seafoodplus.info

Geçtiğimiz yüzyılda uygulanan ülke adı değişikliklerinin çoğu, sömürge referanslarını atmak için uygulanmıştır.

Geçtiğimiz yüzyılda uygulanan ülke adı değişikliklerinin çoğu, sömürge referanslarını atmak için uygulanmıştır.

Başka bir örnek verecek olursak, Burma, bir halk ayaklanmasının bastırılmasında binlerce kişinin öldürülmesinden bir yıl sonra, 'da iktidardaki askeri cunta tarafından Myanmar olarak adlandırıldı.

Başka bir örnek verecek olursak, Burma, bir halk ayaklanmasının bastırılmasında binlerce kişinin öldürülmesinden bir yıl sonra, 'da iktidardaki askeri cunta tarafından Myanmar olarak adlandırıldı.

'Turkey' kelimesinin Türkiye kelimesi ile fazla imla ve telaffuz farkının olmaması, ve bu değişimin arkasında yatan herhangi bir siyasi veya hükümet değişikliğinin olmaması göz önüne alındığında, Türkiye'nin uluslararası alanda kullanımının devam edip etmeyeceğini yalnızca zaman gösterecek.

'Turkey' kelimesinin Türkiye kelimesi ile fazla imla ve telaffuz farkının olmaması, ve bu değişimin arkasında yatan herhangi bir siyasi veya hükümet değişikliğinin olmaması göz önüne alındığında, Türkiye'nin uluslararası alanda kullanımının devam edip etmeyeceğini yalnızca zaman gösterecek.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir