osmanlı madeni paraları nelerdir / Osmanlı paraları internette satışta: 50 milyon lira istiyorlar | N-Life

Osmanlı Madeni Paraları Nelerdir

osmanlı madeni paraları nelerdir

Osmanlı Altınları (Paraları)

Osmanlı parası Nedir?

Akçe Osmanlı tarihinde temel para birimidir.

Madeni paraların genel olarak ön yüzünde o dönemin padişahının tuğrası ve hemen altında cülus numarası, arka yüzünde ise basıldığı darphane ve padişahın tahta çıkış tarihi bulunur.

İlk lira Sultan Abdülmecid döneminde, 5 Ocak 'te ''Osmanlı Lirası'' adıyla basıldı. Kağıt para basılmadan önce kullanılan bu Osmanlı altın parasına ''Sarı Lira'' denildi. Bir altın lira 7 gram 20 santigram ağırlığındaydı.

Halen piyasalarda Reşat ve Hamit altınları alınıp satılan Osmanlı altınları olup, aşağıdaki formlarda bulunmaktadır.

  • Reşat Beşli Altın: Ağırlığı 36,00 gr. 

  • Reşat İkibuçukluk Altın: Ağırlığı gr,    

  • Reşat Lira Altın: Ağırlığı gr,   

  • Reşat Yarım Altın: Ağırlığı gr,  

  • Reşat Çeyrek Altın: Ağırlığı gr, 22 ayar altınlardır.

  • Hamit Beşli Altın: Ağırlığı 36,00 gr. 

  • Hamit İkibuçukluk Altın: Ağırlığı gr,    

  • Hamit Lira Altın: Ağırlığı gr,   

  • Hamit Yarım Altın: Ağırlığı gr,  

  • Hamit Çeyrek Altın: Ağırlığı gr, 22 ayar altınlardır.

Osmanlı altını yasak mı?

“Osmanlı paraları satılırken sadece son altı padişahın paralarının alım satımı serbest. Son altı padişah öncesindeki ürünlerin yani sikke dediğimiz toprak altı paraların alım satımı yasaktır. Zira bu tarihten öncesine ait olanlar tarihi eser konumunda olduğundan alıp satma ile suç işlenmektedir.
Son altı padişah görev sıraları ve süreleri ile şöyledir.

  • Abdülmecid ( - )

  • Abdülaziz ( - )

  • V. Murad (30 Mayıs - 31 Ağustos )

  • II. Abdülhamid ( - )

  • Mehmed Reşad ( - )

  • Mehmed Vahdeddin ( - )

Bu dönemlerden öncesine ait elinizde Osmanlı parası veya altını var ise elinizde bir hazine tutuyor olabilirsiniz. Ama tekrar belirtmekte fayda var. Bu değerli paraları alıp - satmak suç teşkil ediyor. 

Aman kaş yapalım derken göz çıkarmayalım…

Osmanlı Para ve Finansman sisteminin esasları nedir?

&#;Osmanlı Devleti’nde yüzyıla gelinceye kadar çağdaşı bulunan pek çok Avrupa ülkelerinde olduğu gibi madeni para sistemi uygulanıyordu. Sistemde altın, gümüş ve ufaklık ihtiyacını gidermeye matuf olarak her iki madenin dışında genelde bakırdan mamul paralar kullanılıyordu. Kağıt paranın kullanımı batılı ülkelere paralel olarak yüzyıl içerisinde başlar.

 Sistem esasta altın ve gümüşe dayandığından her iki madenin mümkün olduğunca mübadelede kullanılması ve eşya olarak kullanılmamasını öngörüyordu. Bu sebeple ülke içine kıymetli maden girişi teşvik ediliyor, çıkışı ise yasaklanıyordu. Şahısların ellerinde ve sarayda bulunan altın ve gümüşten mamul eşyalar darphanelere getirilerek para basımında kullanılıyordu.

 Ulaşım imkanlarının yetersizliği ve ulaşımın risk taşıması çeşitli bölgelerde darphane açılmasını zorunlu kılıyordu. Dolayısıyla darphaneler başta İstanbul olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerine dağılmıştı. Bir darphane açılırken bölgede maden bulunmasına ve bölgenin ihtiyacına cevap vermesi gözetilirdi. Bazı darphaneler sadece belli bir parayı basardı. Mesela yüzyılda Urfa&#;da faaliyet gösteren darphanede sadece bakır para basılıyordu. Darphanelerin idaresi genelde emanet yöntemi ile emin adı verilen görevli şahıslar tarafından yürütülüyordu. Darphanelere para basımı için getirilen altın ve gümüş maden ve eşya üzerinden darp hakkı adıyla alınan bir kesinti darphaneyi işleten kişinin gelirini oluşturuyordu. Altın ve gümüşü cari paraya çevirmek isteyen kişiler serbestçe gelerek darphanede para bastırabilirlerdi. Serbest darp hakkı darphane gelirlerini sürekli kılıyordu. Paranın ayarından sahib-i ayar sorumlu idi Kalb para basan sahibi ayar şiddetli cezaya çarptırılıyordu. Bir keresinde ( yılı) Üsküp darphanesinde basılan altın ve gümüş paraların ekseri kalb çıkmaya başlayınca sahibi ayar işten el çektirilerek İstanbul’a mücazat için gönderilmişti. Paranın ayarı denildiğinde gümüş ve altın para içerisindeki bakır oranı anlaşılıyordu. Darphaneye gelen gümüş ve eski akçeleri sahib-i ayar ve üstad, emin gözetiminde akçe haline getirirlerdi. Yeni akçelerin kesilmesinden sonra ülkede eski akçe ve külçe ile alış veriş yasaklanırdı. Herkes elinde bulunan eski akçeleri ve avani dışındaki gümüşleri darphaneye getirerek yeni akçe bastırmaları zorunlu idi.

 Osmanlı devleti kıymetli maden hareketlerinin yaşandığı bir coğrafyada bulunuyordu. Gresham kanunu işliyor, kötü para iyi parayı kovuyordu. Doğuda altın ve gümüş fiyatlarının yüksek seyredişi daimi bir şekilde İran ve Hindistan&#;a kaçışa sebep oluyordu. Alınan zecri tedbirlere rağmen altın ve gümüş kaçakçılığının önü alınamıyordu. Ülkenin siyasi sınırları içerisinde de hareketlilik yaşanıyordu. Mesela Mısır&#;da basılan altın paraların İstanbul&#;da basılan altın paraların ayarında olmayışı sebebiyle İstanbul&#;da altın para piyasadan çekilerek yerine Mısır altınları tedavül ediyordu. Önlem olarak Mısır&#;da İstanbul ayarında altın para darbı isteniyordu.

  yüzyılda Amerika ve Güney Afrika kıymetli maden yataklarının keşfi ile birlikte Avrupa ülkelerinde kıymetli maden hacmindeki yükseliş ve gümüşün altın karşısında değer kaybetmesi yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı dünyasını etkisi altına alacak ve Osmanlı yöneticilerini yeni arayışlara ve acil önlemlere itecektir. Dış dünyadan gelen bu baskıya paralel olarak, artan nüfus oranında iç güvensizliğin de etkisiyle üretimde artışın gerçekleşmemesi, fiyat yükselişleri, artan bürokratik harcamalar ve hazine için kaynak anlamına gelen yeni fetihlerin olmaması gibi bir kısım olumsuz gelişmeler ve yüzyılın sonuna doğru Avusturya ve İran savaşları dolayısıyla da artan savaş harcamaları birbiri arkasını izleyen devalüasyonları getirmiştir. Sikke tashihleri adı verilen bu operasyonda paranın ayarı değiştiriliyor, sikkeler küçültülüyordu. yüzyılda en önemli para operasyonu sayılan ve daha sonra da devam edecek ayarlamaların başlangıcı olan yılında yapılan düzenlemeye göre dirhem gümüşten kesilen akçenin miktarı den &#;e, yılında yapılan bir ayarlama ile de &#;ye çıkmıştır. Osmanlı paralarının değer kaybına uğraması sadece bu yüzyılın ikinci yarısında görülen bir olgu değildir. Fakat bu zamana gelinceye kadar paradaki değer kaybı uzun zaman içerisinde oldukça az oranda gerçekleşmiş idi. Mesela Orhan Bey&#;den Fâtih&#;e gelinceye kadar akçenin vezni odukça sabit tutulmuştur. yılında dirhem gümüşten adet olarak kestirilen Osmanlı akçesi yılında adet kestirilmiştir. yılında dirhemden akçe kesilirken &#;lerin başında akçe kesilmekteydi. Yine da yapılan hesaplamalara bakılırsa yılından yılına gelinceye kadar ki yıllık sürede yıllık ortalama değer kaybı % gibi düşük bir oranda kalmaktadır.

 Osmanlı Devleti’nde Osman Gâzî&#;den Fâtih&#;e gelinceye kadar sadece gümüş paralar basılmıştır. Altın para olarak ülkede revaç bulan Venedik dükası (filori, filorin) tedavül ediyordu. Fâtih yılında sultani adlı ilk Osmanlı altın parasını basmıştır. Fiilî olarak iki değerli madene dayanan bir para sistemi işliyordu. Dolayısıyla altın ve gümüş fiyatları değiştikçe tedavülde bulunan sikkelerin fiyatları ya da kur farkları da değişiyordu. Ufaklık ihtiyacını karşılamak üzere I. Murad&#;dan () yüzyıl ortalarına kadar mankur veya pul adı verilen bakır paralar da basıla gelmiştir. yılında ise para arzındaki yetersizlik dolayısıyla akçeyi ikame ve likidite ihtiyacını gidermek için mankur basılmış, 1 mankurun 1 akçe üzerinden sonsuz ibra hakkı tanınması kalpazanlık faaliyetlerini hızlandırmış ve piyasaları alt üst etmiştir. Bu tecrübeye yılında son verilerek mankur tedavülden kaldırılmıştır.

 Ülke içerisinde muhtelif yabancı altın ve gümüş paralar yerli paralar ile birlikte tedavül ediyordu. yüzyılda osmani, şahi, pare, mangır, peniz, sikke-i hasene/şerifi adlı yerli paraların yanında sümün, zolata, babka, rub, yaldız/filori/efrenci, engürüs, esedi ve riyal adında yabancı paralar tedavül ediyordu. Ülkede paraların tedavül ettiği bölgeler ortaya çıkmıştı. Mısır pare, Doğu Anadolu şahi, Macaristan penz bölgesi idi.

 Osmanlı Devleti’nde paradan bir finansman aracı olarak değişik yöntemler kullanılarak istifade ediliyordu. Darphanelerde kıymetli madenlerden ve eski sikkelerden para basılarak hem para arzı artırılıyor hem de darb hakkı adıyla alınan para darphanelere gelir temin ediyordu. Tahta yeni çıkan padişah eski paraları tedavülden kaldırarak kendi adına ve yeni değerler ile para bastırıyordu. Elinde eski para olan kişiler paralarını darphaneye getirerek yenisiyle değiştirirler, bu değişimden para sahibi bir miktar zarar eder, hazine ise kazanırdı. Ayrıca paranın ayarında oynamaya gidilerek sikkeler küçültülüyor, aradaki değer kaybını devlet bir finansman yöntemi kabul ediyordu. Tağşiş işlemi bütçe açıklarını kapatmak için devletin ek para basması anlamına da geliyordu. Çünkü yapılan yeni ayarlama ile hem tedavüle sürülecek para miktarı artıyor hem de devletin kullanabileceği yeni bir fon oluşuyordu. Yine hazine giriş çıkışlarını farklı raiclerde tutarak aradaki farkı (tefavüt-i hasene ve guruş) hazineye gelir kaydediyordu.

  yılında pay ve gelir ortaklığı senetleri anlamına gelen esham uygulaması başlatılır. Bu uygulama temsili paraya geçişin ilk habercisi sayılır. Senetlerin vergiye tabi olmak üzere tedavülü serbestti. İlk kağıt para yılında tedavüle çıkarılır. Piyasaya sürülen banknotların değeri hızla aşınır. Esnaf ve taşrada halk madeni para kullanmayı tercih eder. Kaime denilen kağıt para ile madeni para arasında fiyat farkı oluşur. Osmanlı para biriminin dış paralar karşısında değeri düşer.

 Kaime denemesi yılında son bulur. Sultân Abdulhamid dönemine gelinceye kadar kaime basımına gidilmez. Osmanlı- Rus savaşının finansmanı dolayısıyla ikinci defa &#;de kaime basılarak piyasaya sürülür. Bu kaimeler de kısa bir süre sonra tedavülden kaldırılır. Kağıt para basma yetkisi kendisine bırakılan Osmanlı Bankası I. Dünya Savaşı&#;na gelinceye kadar sınırlı miktarda kağıt para basımına gider. yılında kaime üçünçü kez çıkarılır. Bu kaimeler temsili para niteliğinde idi. Çünkü altın karşılığı vardı ve ne zaman tedavülden kaldırılacağı belliydi. Bu kaimeler Cumhuriyet devrine kadar devam etmiştir.

 Ülkede istikrarlı bir para sistemi oluşturmak amacıyla yılında çıkarılan Kararnâmeye göre temel para birimleri olarak kuruş, 20 kuruş değerinde gümüş mecidiye ve kuruş değerinde altın lira kabul edilir. Osmanlı parası ile yabancı paraların kur değerlerinde ise uzun bir dönem değişiklik görülmemektedir. Mesela bu tarihten I. Dünya Savaşı&#;na kadar İngiliz sterlini ile Osmanlı parası arasındaki parite 1 İngiliz sterlini = Osmanlı kuruşu düzeyinde kalmıştır.

  yılından itibaren gümüşün dünya piyasalarında değer kaybetmeye başlaması Osmanlı Devleti&#;nde 1/16 altın-gümüş paritesini geçersiz hale getirir. Devlet gelirlerinin gümüş para ile, giderlerin altın üzerinden yapılması hazine kayıplarına yol açar. Bunun üzerine mecidiye basımına son verilir. yılında para birimi olarak Osmanlı altın lirası kabul edilir. Ancak gümüş fiyatlarının düşüklüğü sebebiyle tedavüldeki gümüş paralar gerçek değerinin altında işleme tabi tutulur. 20 kuruş değerindeki mecidiyeler Hazinece 19 kuruştan işleme tabi tutulur. Sarraflarda ise daha düşük düzeyden işlem görür. yüzyılda kuruşun Osmanlı lirasına oranla üç değişik değeri ortaya çıkar.

 Diğer taraftan değişik para birimlerinde çekilen darlık nedeniyle ufak paralar altın lira ve mecidiyeye oranlarından farklı olarak işlem görüyordu. Piyasaya yeterince ufaklık sürülememesi ve mahalli bazı darlıkların ortaya çıkışı da ufaklıkların değerini yükseltiyordu. Ticâret erbabı daima müşterilerine büyük para veriyor, halk ise alış veriş yapabilmek için elindeki parayı belli bir komisyonla sarraflara bozdurmak zorunda kalıyordu. İktisadi faaliyetlere, yöreye ve mevsimlere göre de ufaklık ihtiyacı değişiklik gösteriyordu. Mesela Bursa&#;da yumurta ticâreti bu tür paraların değerini yükseltiyordu. Yine İzmir&#;den İstanbul&#;a sürekli mecidiye, karşılığında İstanbul&#;dan İzmir&#;e ufaklık gönderiliyordu. Hazinenin bir soruşturmasına göre ülkenin değişik yörelerinde altın ve gümüşün 88 çeşit raici bulunuyordu.

 Yörelere göre de halkın rağbet ettikleri paralar değişiklik gösteriyordu. Yabancı paralar da ülke içerisinde serbestçe alım satımda kullanılıyordu. Para sisteminin karmaşıklığı sebebiyle sarraflık kurumu iyice revac bulmuştu.

 Para düzenine çeki düzen vermek maksadıyla yılında kurulan komisyonun önerisi doğrultusunda savaşın etkisiyle biraz da geç olarak yılında Tevhid-i Meskukat Kanunu çıkarılarak 1 lira = kuruş paritesi benimsenir ve değer ölçüsü altın, para birimi kuruş kabul edilir. Ülkenin değişik yörelerindeki farklı para raiçleri kaldırlır. Ancak çıkarılan yasanın başarısı sınırlı kalır. Çünkü savaşla birlikte artan giderleri karşılamak için piyasaya sürülen kağıt paralar madeni ve ufaklık paraların piyasadan çekilmesine yol açar. 5 ve 20 kuruşluk olarak basılan kağıt paralar da ufaklık sorununu çözmez. Aynı fonksiyonu görmesi için kısa bir süre sonra 1 ve kuruşluk kağıt ve aynı işlevi görecek 5 ve 10 paralık posta pulları çıkarılır. Bu durumda madeni paradan tamamen arınmış kağıt para sistemine geçilmiş olur. Cumhuriyet idaresi aynı sistemi devam ettirir[1].

[1] BA, Tapu Tahrir Defteri, nr. , sh. ; Mühimme Defteri, nr. 6, sh. 66, hüküm ; Naima, c. I, sh. ; Selaniki Mustafa Efendi, Tarih-i Selaniki, (neşr. Mehmed İpşirli), İstanbul , c. I, sh. , , ; Silahdar, Tarih, c.2, sh. ; Walter Hinz, Islamische Wahrungen des bis Jahrhunderts umgerechnet in Gold, Wiesbaden , sh. ; Sahillioğlu, Halil, Bir Asırlık Para Tarihi (), Basılmamış doçentlik tezi, İstanbul , sh. 5, 6; Uzunçarşılı, Kapukulu Ocakları c. I, sh. ; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, sh. ; Akdağ, Türkiye&#;nin İktisadi ve İçtimaî Tarihi, c. 1, sh. ; c.2, sh. , ; Tabakoğlu, Ahmed, Türk İktisat Tarihi, sh. ; Pamuk, Osmanlı &#; Türkiye İktisadi Tarihi, sh. , , , ; Öztürk, Said, Askeri Kassama Ait Onyedinci Asır İstanbul Tereke Defterleri, sh; Alî, “Osmanlı İmparatorluğu’nun İlk Sikkesi ve İlk Akçeleri”, TOEM , nr. 48, sh. ; Alî, “Fâtih Zamamında Akçe Ne İdi?”, TOEM , nr. , sh. ; Ahmed Refik, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Meskukat”, TOEM, nr. 6(83), sh. , nr. 7(84), sh. , nr. 8(85), sh. , nr. 10(87), sh. ; Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, “Gâzî Orhan Bey’in Hükümdar Olduğu Tarih ve İlk Sikkesi”, sh. ; Artuk, İbrahim, “Osmanlı Beyliği&#;nin Kurucusu Osman Gâzî&#;ye Ait Sikke”, Türkiye&#;nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (), Ankara , sh. 28, 31; Aykut, Nezihi, “Para Tarihi Bakımından Osmanlı Gümüş Sikkeleri”, V. Milletlerarası Türkiye Sosyal ve İktisadi Tarihi Kongresi, Ankara , sh. ; Toprak, Zafer, “Osmanlı Devleti&#;nde Para ve Bankacılık”, TCTA, c. 3, sh. ; Öztürk, Said, “On Altıncı Yüzyılda Urfa”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Sayı , Aralık sh. 35; Davison, Roderic H., “The First Ottoman Experiment With Paper Money”, Türkiye&#;nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (), Ankara , sh.

Bookmark.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir