oturduğun yerde sallanma hissi / ‘Psikolojik’ sallanıyoruz - Ana Sayfa | İzmir Ekonomi Üniversitesi

Oturduğun Yerde Sallanma Hissi

oturduğun yerde sallanma hissi

Depremden sonra sürekli sallanıyormuş gibi hissetmek normal bir durum

Değerli Haberturk.com okurları.

Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

‘Psikolojik’ sallanıyoruz

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) uzman klinik psikoloğu Merve Minkari Tunçay, yüzlerce kişiyi evsiz bırakan İzmir depreminin, kalıcı psikolojik travma ve ruhsal bozukluklara yol açmasını önleyecek önerilerde bulundu. Depremi yaşayan kişilerin; sık sık sarsıntı oluyormuş gibi hissetmek, ufak bir tıkırtıda bile irkilmek, yalnız kalamamak, kabus görmek, yemek yiyememek ve öfkelenmek gibi durumlarla karşı karşıya kalabileceğini, bu durumun belli bir süreye kadar normal olarak algılanabileceğini belirten Tunçay, “Deprem, sarsıcı ve travmatik bir deneyim. Ancak bu durum, kalıcı depresyon ve stres bozukluğuna dönüşmemeli. Her şeyden önce kişinin güvende olduğunu bilmesi, bunu hissetmesi çok önemli. Ayrıca, depremi yaşayan kişiler, sosyal etkileşimi sürdürmeye ve depreme ilişkin görüntü, videolara sürekli maruz kalmamaya özen göstermeli” dedi.   

Merkez üssü İzmir olan ve çevredeki birçok şehirde de hissedilen 6.6 büyüklüğündeki deprem, Türkiye’yi üzüntüye boğdu. Depremde yaşamını yitirenlerin anıları, hayat hikayaleri ve fotoğrafları yürekleri dağlarken; evleri yıkılan ya da hasar alan kişiler de geceyi çadırda ya da arabada geçirmeye başladı. Artçı sarsıntıların da etkisiyle birçok vatandaş, korku ve paniği üzerinden atamadı. İEÜ Psikolojik Gelişim ve Danışma Merkezi’nin uzman klinik psikoloğu Merve Minkari Tunçay, depremin travmatik bir deneyim olduğunu belirterek kişilerin sadece dıştan değil, içsel bir sarsıntı da geçirdiğini söyledi.

SARSICI, TRAVMATİK BİR DENEYİM

Tunçay, “Şiddetli bir deprem; ani, bilinmedik ve oldukça sarsıcı, travmatik bir deneyimdir. Böylesi hayati bir tehdit ile karşılaştığımızda korkar ve içgüdüsel olarak üç şekilde tepki verebiliriz: Kaçar, donar veya savaşırız. Deprem sırasında çevremizden, ‘Direkt dışarı koştum’, ‘Hemen konsolun yanına çöktüm’ veya ‘Öylece koltukta kalakaldım, bacaklarım tir tir titredi’ gibi birbirinden farklı davranışlar duymuşuzdur. Bu tepkiler, hayatta kalmak için verilen içgüdüsel tepkiler olarak düşünülebilir. Yine de deprem konusunda bilinçlenmek ve alınacak önlemler konusunda bilgi sahibi olmak, ilk tepkilerimizde daha koruyucu olan seçeneğe yönelme olasılığımızı artırır. Deprem gibi travmatik bir deneyim sonrasında kişiler, dıştan sarsıldığı gibi içten de sarsılır. Güvenli bilinen alanlar, evler ve iş yerleri bir tehdide dönüşmüş olabilir. Dıştan, evler yıkılıp sevilen kişiler kaybedilirken; içimizde de güvende hissettiren alanların, kişilerin yası tutulmaya çalışılır. Kimileri için hayat ve çevredeki diğer insanlar daha tekinsiz deneyimlenir” dedi.

HERKES FARKLI ETKİLENEBİLİR

Tunçay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette, insan hayatını direkt etkileyen böylesine önemli bir durum karşısında her kişi, farklı bir psikolojik reaksiyon gösterebilir. Herkesin travmatize olduğunu söylemek doğru olmaz ancak psikolojinin etkilenmesi de normal, gerçekçi bir durum. Bu tepkiler, aynı zamanda kişinin süreçle mücadele ettiğini gösterir. Depremin ardından içe kapanmak veya tekrar tekrar olayı anlatmak, endişe ve öfke gibi duygular hissetmek, yalnız kalamamak, yaşananları inkar etmek yani olmamış gibi davranmak, uyuyamamak, aşırı yemek  ya da iştah kesilmesi, ufak bir tıkırtıda bile irkilmek, sık sık deprem oluyor gibi hissetmek, rüya ve kabuslar görmek, deprem anına dair anı, ses, görüntü, kokuların akla gelmesi normal sayılır. Ancak bu tepkilerin ne kadar sürdüğü önemli. Eğer tehlike geçmesine rağmen şikayetler azalmıyorsa, kişi günlük hayatına devam etmekte zorlanıyorsa, uzman tarafından destek alması gerekir. İlkin normal olan bu tepkilerin zaman içinde depresyon, stres bozukluğu gibi çeşitli kaygı bozukluklarına dönüşme olasılığı var. Bu nedenle psikolojik destek çok önemli.”

KENDİMİZİ DİNLEMELİYİZ

Depremin etkilerini yaşarken pandemiyle de mücadele edildğini hatırlatan Tunçay, “Depremi yaşamamış bir kişinin yalnızca medyada maruz kaldığı haberler, görseller üzerinden olumsuz etkilenmesi de olası. Deprem alanı saha çalışanları da olumsuz etkilenme riski taşımakta. Burada kişilerin kendi beden, duygu ve davranışlarını gözlemeleri gerekir. Travma sonrası verilen tepkilerde artış görüldüğünde kişi kendini dinlemeli ve kendine o an iyi gelecek davranışlara yönelmelidir. Örneğin, sosyal medya hesabına bakmaya mola verip yürüyüşe çıkmak, saha çalışanı ise yorgunluğunu (bedensel ve ruhsal) fark edip iş arkadaşı ile mesai değişimi yapmak, sosyal destek almak, hislerini paylaşmak gibi. Henüz pandeminin etkileri ve kaybettirdikleri ile baş etmeye çalışırken büyük kayıplar verdiğimiz bir afetin yaşanması birçok kişiyi sarstı” diye konuştu.

UMUT AŞILAYIN AMA TUTAMAYACAĞINIZ SÖZLER VERMEYİN

Ruhsal olarak kişinin kendisini ve çevresindekileri koruyabilmesi adına bazı önerilerde de bulunan Tunçay, “Sosyal destek oldukça koruyucu. Aile, çocuk ve yakınlar ile temas halinde olunması ve iletişimin korunması, güvende ve bağların devam ettiğini hissettirir. Eğer kişi travma öyküsünü tekrar tekrar anlatıyor ise, sadece onun anlattığı kadarını, şefkat ve anlayışla dinlenmek yararlı olur. Günlük rutinler belirlemek ve bunlara uymak, geleceğin bilinmezliğine karşı iyi hissetmemizi sağlar. Çevrenize umut aşılayın ama dürüst olun, tutamayacağınız sözler vermeyin. ‘Her şey güzel olacak’ demek yerine, ‘Burada sana yardımcı olmak isteyen şu kişi yada kurumlar var’ demek daha uygun olur. Olumsuz haber ya da videolara çok sık maruz kalmak, kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Güvenli kaynaklardan yeterli miktarda bilgi almaya çalışılmalı. Sivil toplum örgütlerine destek vermek veya gönüllü olmak, stresle baş etmeye yardımcı olabilir. Herkesin süreci ve ihtiyaçları değişkenlik gösterecektir; kişinin çabasını takdir edin ve onu cesaretlendirin” diye konuştu.

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir