oysa sözler ne kadar boş insan sevince / ŞÜKRÜ ERBAŞ - ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI

Oysa Sözler Ne Kadar Boş Insan Sevince

oysa sözler ne kadar boş insan sevince

Şarkı Sözleri

Ana SayfaoÖzdemir ErdoğanCanım Senle Olmak İstiyor


Özdemir Erdoğan - Canım Senle Olmak İstiyor

Bu sayfada Özdemir Erdoğan adlı şarkıcıya/gruba ait Canım Senle Olmak İstiyor şarkısının sözleri bulunmaktadır.

Şarkı Sözü

Nasıl oldu anlamadım tanıştık birdenbire
Nedenini sorma boş yere
Seni kucaklamak geldi içimden
Kendimi tutamadım
İşte geldim yanına
Anladım sendin aradığım hayatım boyunca
Kim koşup açmaz hemen aşk kapıyı çalınca
Yalnız yaşamak zor beklemek ondan da zor
Çektiklerim artık yeter gel benimle ol
Mantık, irade, kuvvet sevince pek işlemiyor
Canım seninle olmak istiyor
Nasıl oldu anlamadım tanıştık birdenbire

Nedenini sorma boş yere
Seni kucaklamak geldi içimden
Kendimi tutamadım
İşte geldim yanına
İnanmazdım sevgiye gülerdim ben herkese
Derdim, insan kısmetini kendi bulur isterse
Oysa sözler ne kadar boş insan sevince
Kalbim sanki deli gibi seni görünce
Mantık, irade, kuvvet sevince pek işlemiyor
Canım seninle olmak istiyor.

Sayfa Bilgisi

Sayfa Gösterimi:

Oylama:

(0 kişi oyladı)

Oy Ver:

Yorum Yaz

Tüm Şarkıları

  • Aç Kapıyı Gir İçeri, ziyaret
  • Ankara'nın Taşına Bak, ziyaret
  • Aşk, ziyaret
  • Aşkın Tortusu Kalır, ziyaret
  • Bahar, ziyaret
  • Bahar Gelince, ziyaret
  • Baharda Kuşlar Gibi, ziyaret
  • Bana Ellerini Ver, ziyaret
  • Bebek, ziyaret
  • Beyaz Gülüm, ziyaret
  • Bir Garip Yolcu, ziyaret
  • Bir Sevgili Arasan, ziyaret
  • Bu Son Olsun, ziyaret
  • Dağlar Dağlar, ziyaret
  • Deniz Ve Mehtap, ziyaret
  • Dönülmez Akşamın Ufkundayız, ziyaret
  • Düşümde Gördüm Seni, ziyaret
  • Duyduk Duymadık Demeyin, ziyaret
  • Eskilerden Bir Tango, ziyaret
  • Fahriye Abla, ziyaret
  • Özdemir Erdoğan - Tüm Şarkılar, 40 şarkı sözü

Daha Fazla Şarkı Sözü

Şarkıya Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, Q, R, S, T, U-Ü, V, W, X, Y, Z

Şarkıcıya Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, Q, R, S, T, U-Ü, V, W, X, Y, Z

Siyasette yalan Immanuel Kant bu duruma ne diyor

Siyasette yalan meşru mudur ya da bazılarının iddia ettiği gibi gerekli midir? Aydınlanma çağının filozofu olarak anılan Kant yalanı kesin olarak ahlak dışı sayar. Filozof, yalanın insan onurunun terk edilmesi ve bu şekilde inkârı olduğunu söyler. Bunu da felsefi bir yöntemle kanıtlar. Bu konuda bir politikacıya verdiği ders son derece öğreticidir. Bakmayın siz kimilerinin felsefeyi anlaşılmaz bulduklarına, akıllı bir insan için felsefe inanç sistemlerine nazaran çok daha kolay anlaşılır.

GERÇEKTEN YANA OLMA ZORUNLULUĞU

Kant, “Erdem Doktrini” başlıklı metinde “ahlaklı insanın gerçekten yana olma zorunluluğu önce kendisine karşıdır” der. Kant “İnsanlık için yalan söyleme sözde hakkı” başlıklı bir metninde ise liberal politikacı ve düşünür Benjamin Constant’a cevap verir.

Benjamin Constant aslında bir Fransız devrimcisidir. Daha sonra liberalizme kaymış ve “Restorasyon” devrindeki () anayasal monarşide Kral’a karşı muhalif grupta yer almıştır. Aynı zamanda genellikle siyaset felsefesi ve ahlaki konularda kitaplar da yazmıştır.

Liberal Constant “Yalan Söyleme Hakkı” başlıklı bir metinde şöyle bir mantık geliştirir: Yalan söylemek kesin bir şekilde yasaklanırsa toplum yaşamı altüst olur. Örneğin bir katilin öldürmek için aradığı arkadaşınızın yerini ona söyleyemezsiniz. Ancak yalan söylemek doğrudur da demek olmaz, toplum yapısını bozar. O halde bir ilke geliştirmek gerekli. Eğer gerçeği söylemek bir görev ise her görev bir hak gerektirdiğinden bunun karşılığında da başka birisinin o gerçeği öğrenme hakkı olmalıdır. Bir politikacı olarak Constant’ın bu görüşleri savunması ilginçtir.

Benjamin Constant, yalan söylemeye izin verme amacını taşıyan teorisini biraz daha geliştirerek şöyle der: “Gerçeği söyleme görevi sadece o gerçeği bilme hakkına sahip olanlara yöneliktir. Ancak hiç kimse başkasına zarar verecek bir gerçeği bilme hakkına sahip olamaz.”

Kant’ın bu teze karşı cevabı açık ve kesindir.  Bir kere gerçek denildiğinde anlaşılması gereken insanın dışında var olan bir nesne değildir, bu bakımdan gerçek kavramını hak ve görevlerle sınırlanacak bir mülkiyet gibi değerlendiremeyiz. Söz konusu olan insanın gerçek hakkındaki kendi öznel bilgisidir ve bu gerçeklikten şaşmamak insanın kendisi de dâhil olmak üzere tüm insanlığa karşı olan bir görevidir. Gerçekliğe karşı bu görev sadece ifade açısından değil düşünce açısından da geçerlidir. Yalan söylememe konusunda o kadar kesin ve kararlı olmalıdır ki gerçeği söylemenin ne gibi etkiler doğuracağı konusunda hesaplar yapmak dahi doğru değildir. Bu tür hesaplar gerçeği hiçbir koşula bağlı olmadan söyleme şeklindeki ahlaki emrin yerine getirilmemesi demektir.

YALANIN İSTİSNASI YOK

Gerçeğin olduğu gibi söylenmesi konusunda istisnalar getirmek yalan söylemek isteyenlerin ellerine geçen her fırsattan yararlanmalarını sağlar. Bu durumda yalan, kural haline gelir. Oysa toplumlar gerçek üzerine kurulmuşlardır, herkes yalan söylemeye başlarsa toplum yozlaşır ve bir süre sonra dağılmaya başlar.

Eğer Benjamin Constant’ın söylediği gibi gerçeği bilmeye hakkı olup olmamak şeklinde bir ikilem mevcut bulunsaydı bu durumda gerçek tek tek insanların öznel iradesine bağlı kabul edilecekti. Constant’ın yalan söyleme hakkını savunurken yaptığı hatanın kökü ya da düşüncesini dayandırdığı ilk hatalı fikir de budur.

Gerçeği söyleyecek ya da söylemeyecek olan kişinin açıklayacağı da aslında mutlak bir gerçek değildir. Burada söz konusu olan “gerçek”,  kişinin kendisi tarafından gerçek olarak kabul edilendir. Belki de asıl gerçek onun sandığı şekilde de değildir. Kişinin kendisine göre gerçek olarak düşünüp yalan söylemeden dile getirdikleri aslında kendi samimiyetidir, hakikiliğidir. Toplumların var olmalarının ve devam etmelerinin koşulu insanların kendi gerçekliklerini ve bu şekilde bizzat kendilerini birbirlerine ve insanlığa karşı içtenlikle göstermeleridir.

Herhangi birini yalan söyleyerek bir noktaya yönlendirmek yalan söyleyen kişiyi daha sonra o noktada meydana gelebilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu kılar. Bu ahlak açısından da yasa yönünden de böyledir. Oysa örneğin bir yol tarifinde gerçek olduğu gibi söylenmişse orada bir kaza da olsa sonuç ne olursa olsun herhangi sorumluluk söz konusu olmaz. İyi niyetle dahi olsa bilerek yalan söyleyen bir kişi ise bu yalanın doğurabileceği olumsuz sonuçların bedelini karşılamak zorundadır. Gerçeği söyleyenler her zaman ve her koşulda görevlerini yapmış sayılırlar.

YALAN VE GERÇEK BİR MÜLKİYET KONUSU DEĞİLDİR

Size soru soran kişinin kötü niyetli olduğunu bilirseniz onun sorusuna cevap vermek zorunda değilsiniz ancak yalan söylerseniz verdiğiniz cevabın sonuçlarına da katlanırsınız. Kant, yalan söylememek gibi kategorik bir ahlak kuralının rastlantısal olaylarla ortadan kaldırılamayacağı konusunda ısrarcıdır.

Liberal Constant’ın yalanla ilgili ahlak kuralını hitap edilen kişinin kişisel hakkına bağlaması anlamsızdır. Kendisine yalan söylenen kişinin hiçbir hakkı çiğnenmemiş de olsa yalanın topluma yayılmasıyla toplumun hakkı çiğnenmiştir. Kişisel ilişkiler toplumsal ilişkilerin bir parçasıdır ve bunların tamamı bir mukavele gibi ele alınabilir. Mukavele pratiğinde yalan olursa alacaklar da, borçlar da, haklar da, görevler de ortadan kalkar ve toplum tüm olarak yok hükmünde sayılır.

Constant bir liberal olarak yalan ve gerçeği iki birey arasında bir hak ilişkisi temelinde ele alıyor, Kant’ın ahlak felsefesi ise mülkiyet ilişkileri temelindeki yararcı ahlaktan farklı olarak genel insanlık kurallarına yöneliyor. Toplumcuların ahlak düşüncesi yararcılardan çok Kant ahlakına yakındır.

SİYASET VE YALAN

Birine ya da bir davaya yardım etmek gereği gibi yan bir kural ana ahlak kuralını asla ortadan kaldırmaz. Politika ile hukuk kuralı karşı karşıya kaldıklarında politika hukuka uydurulur, hukuk politikaya değil. Herkes kuralların içindedir, kim olursa olsun tüm şahıslar ve bir hükmi şahsiyet olarak devlet de. Modern çağın ahlakı budur. Kant’ın ahlak felsefesinde takiyye, devlet yalanları, tuzak kurma, tuzak kuranların hayırlısı olma gibi kabile gelenekleri yoktur. Memluk, kapıkulu kültürünün, din-ü-devlet için yalan söyleme geleneğinin etkileri hiç görülmez.

Kant’ın “Erdem Doktrini” başlıklı metinde söyledikleriyle devam edelim ve yıllardır ülkemizde yaşadıklarımız üzerinde düşünelim:

“Salt ahlaki bir varlık olarak insanın kendisine karşı olan görevlerindeki en büyük ihlal (kendi kişiliğinde insanlığa yönelmiş olarak) gerçeğin karşıtı yalan söylemesidir… İnsan dışa karşı olan yalanlarında diğerlerinin gözünde alçalır fakat içindeki yalanlarıyla ki bunlar daha da kötüdür kendisini kendi gözünde aşağılık kılar ve kendi kişiliğinde insanlığın onuruna zarar verir…”

Son olarak da Kant’ın Gelenek Metafiziğinin Temeli eserinde yalan vaatler hakkında söylediklerine dikkatle bakalım:

“Paraya gereksinimim olduğunda borç alır ve sözümü yerine getirmeyeceğimi bildiğim halde borcumu geri ödeme sözü verirsem ve bu tavrımdaki formül evrensel bir yasa haline gelirse… Mutlaka kendisiyle çelişir… Çünkü Bu durumda söz vermek olanaksız hale gelir… Hiç kimse kendisine verilen sözlere inanmayacağı için bu gibi boş numaralara herkes güler.”

Kayahan Uygur 

seafoodplus.info 

 

Sevgiliye Uzun Mesajlar

Sevgiliye Mesajlar Sözler

Sevgiliye Uzun Mesajlar Sevgilimizle kimi zaman kötü kimi zaman iyi durumlar geçirdiğimiz zaman uzun mesajlar yazmak bazı konularda etkili olabilmektedir. Sevgililer birbirlerine olan aşkını tek bir cümle ya da kelimeye sığdıramadığı için uzun uzun mesajlar yazma gereksinimi duymaktadır. Yeni aşık olmuş insanlar da aşkını haykırabilmek için uzun mesajlara başvurmaktadır. Güzel mesajlar ve uzun sözler kullanarak sevgilinizi tekrardan kendinize aşık edebilirsiniz.

İnsanlar birbirlerine karşı olan duygularını, sevinçlerini ve üzüntü gibi duygularını bu şekilde birbirleriyle paylaşabilmektedir. Sevgiliye güzel ve anlamlı sözler ile Sevgiliye uzun mesajlar gönderip kalbini tekrar tekrar kazanabilirsiniz.

Birbirinden güzel uzun aşk yazıları ile sevgiliye sözler atabilir sevdiğinizi mutlu edebilirsiniz. Sevgilinize uzun ve anlamlı mesajlar gönderdiğiniz vakit sevgilinizin size karşı olan duyguları daha da yoğunlaşabilmektedir. Sık sık onu ne kadar sevdiğimizi ve ona karşı olan güzel duygularımızı açıklıyoruz. Ancak 14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerde uzun bir mesajla aşkı hissetmek isteyebilirsiniz.

Ayrıca sevdiklerimiz için doğum günleri, evlilik yıldönümleri gibi özel günler ve hayatlarımızı birleştirmeye karar verdiğimiz o büyüleyici anlara dikkat ederek en güzel duygularımızı sevgilimize aktarırız ve onları mutlu ederiz.

Sevgiliye Uzun Mesajlar

Sevgiliye Uzun Mesajlar

Aynı çocuk gibi sevmişim seni, beklentisiz ve şaibesiz.

Sen benim arayıpta bulduğum değil, hiç aklımda yokken aşık olduğumsun.

Bazen öyle biri gelir ki, bütün gidenlere teşekkür edersin.

Ben seni ne dağlara ne de buğulu camlara yazdım. Ben seni yüreğime yazdım.

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.

Seni ne zaman unutacağımı sorma. Çünkü ne zaman öleceğimi bilmiyorum.

Aşık olduğun zaman ilk görüşte değil, her görüşte aşık olacaksın.

Aşk seninle güzel bir tanem. Sen benim ömrüme ömür katan nefesimsin.

Yağmur başladı… Gelse de ıslansak dediği biri olmalı insanın.

Aşk yolunun garip yokuşları ve inişleri vardır. Çıkarken baş döner, inerken gönül bulanır.

Benden seni seviyorum dememi bekleme sevgili. Biz de zikir sessiz çekilir.

Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen.

Bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım.

Sevgiliye İltifat Sözleri

Erkek sevgiliye uzun mesajlar whatsapp

Bir rüya gibi çıktın karşıma, her anımda yaşadım seni doya doya, bitmez içimde ki bu aşk sana seviyorum seni yeminliyim sana.

Uçan kuştan selam yollarım sana, kalbimin en derin yerinden sevgiler biriktirdim. Hasret biriktirdim.

Sen nehirlerde akan suyum, beni ıslatan sevda yağmurumsun, sen aşka yol aldığım ilk gemi durduğum son limansın. Sen beni üşüten rüzgar, yüreğimi yakan son ateşsin.

Hayat bir sudur, önünde durulmaz. Mavi bir renktir arkası görülmez. Arkadaşlık bir sırdır anahtarı verilmez. Sevgim sana ebedi asla kalpten silinmez.

Bir yudum sevgi koskoca bir okyanusa bedeldir. Şimdi uzaklarda senin bir yudum sevgine hasretim sevgilim. Seni hasretimi tüketircesine kucaklıyorum.

Yum gözünü aç elini. Yüreğim senindir. İster cam kenarına koy, güneş alsın. İster can kenarına koy, hep sende kalsın.

Yol sen olsan yorulmadan yürürüm, rüyam sen olsan hep uyurum, gecem sen olsan sabahı hiç istemem. Son nefesim sen olsan şimdi ölürüm.

Varlığın bana yetmiyorken, yokluğunla avunmak zorundayım! Ya al götür kalanımı. Ya da gel, tamamla eksik kalan yanımı.

sevgiliye romantik mesajlar - uzun

sevgiliye romantik mesajlar &#; uzun

Bir gece titreyerek uyanırsan bil ki resmini öptüğüm andır. Bir gün yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden bil ki bir tanem yokluğundan öldüğüm andır.

Öperim dudaklarından gül kokulu yanaklarından her dem gözlerimin hapsindesin kalbimin tek sahibisin. Seni seviyorum. Hem de çok.

Bir soluk kadar yakın, yıldızlar kadar uzak derler sevgi için. Uzanırsın yetişemezsin, yetişirsin dokunamazsın, dokunursun vazgeçemezsin, vazgeçersin ama unutamazsın.

Zaman; bekleyenler için çok yavaş, korkanlar için çok hızlı, yas tutanlar için çok uzun, sevinenler için çok kısadır. Ama sevenler için sonsuzluktur.

Damarımdaki kan oldun akarsın kalbime, bir bakışınla cenneti gördüm o yıldız gözlerinde, şimdi seninle yaşadığımı fark ediyorum, benim hayatımın anlamı sen oldun bunu çok iyi biliyorum.

Gidemem sensiz yarınlara, adımlarım kesilir senin olmadığın hayat yolumda, benim için hayat sensin ne olur anla, sensiz yaşamak acı verir bana.

Ne anlamı var sanıyorsun sensiz hayatın? Ne kadar boş gelir bana sensiz nefes almamın? Bırakıyorum kendimi acıların içine, sensizlik zulüm olur ağlarım adın nefesimde hece hece.

Birlikte olabileceğin değil, onsuz yaşayamayacağın biriyle ol! Geldiğinde boşluk dolduranlardan değil, gittiğinde yeri dolmayanlardan olsun!

Sonbahar yağmuru gibi gözlerim sen gittiğinden beri, gülmez oldu yüzüm ellerimde sensizliğim, şimdi karanlık odanda yalarım tek başıma, haram gelir aldığım her nefes adınla.

Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde. Ne olur kır şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde.

Her anımda seni düşünürüm, seni düşündükçe yalnızlığımı unuturum, hayalin sırdaş olur bana karanlık odamda ve adına türküler yazarım seviyorum seni aşığım sana.

Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi. Bir insanın özlemi olmalı, özlemle açan çiçekler gibi. Bir insanın bir tanesi olmalı, o da senin gibi.

Ellerimde sevginin sıcaklığı, gözlerimde hep hayalin kalbime vurur sevdası, her gece yıldızlarda bulurum gözlerinin ışıltısını, seviyorum seni hayatımın anlamı.

Sevgiliye güzel sözler

Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.

Seni sevmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey ama artık ben şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum.

Senin için yazdığım şiirlerin birinde bir mısrada gizlenen bir kelime olsam ve sen şiiri okurken beni söylediğinde tatlı dudaklarına konan öpücük olsam.

Kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur. Kalbimi düzeltmek ise gece doğan güneşe dokunmaya benzer. Sen o suya yazı yazdın. Şimdi güneşin doğmasını bekle.

Gül dediğin nedir ki, solar gider, ateş dediğin nedir ki, kül olur gider, gün dediğin nedir ki, geçer gider, ama sana olan sevgim sonsuzdur, ancak mezarda biter!

Seni seviyorum; elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman, üzüntülerimi alıp onların yerine şimdiye kadar kimsenin başaramadığı o sıcaklığı koymayı başardığın için.

Hep kalanlara gidenleri kattım! Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler. Zor geldi ayrılık alışamadım.

Dünyada ki bütün çöller bir avuç kalırcasına birer tanecik insan olsalar ve bütün denizlerde ki sular bir yudum kalırcasına birer damla insan olsalar unutma ki tek seveceğim kişi sensin.

Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkânsız gelir ya insana, imkânsız olduğun için tutkunum sana.

sevgiliye uzun iyi geceler mesajı

Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kır şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde. Seni, senden uzakta, sensiz, seninle yaşıyorum.

Dün gece sen uyurken kızıla boyadım denizleri, uçurumdan attım sessizliği, haber saldım rüzgârlara, fısıldasınlar kulağına seni ne kadar çok özlediğimi.

Benim için insanlar ikiye ayrılır sevdiklerim ve diğerleri sevdiğim insanlarda ikiye ayrılır çok sevdiklerim ve diğerleri çok sevdiğim insanlarda ikiye ayrılır sen ve diğerleri.

Rüzgârın kemanını çaldığı ve damlaların pencereye vurduğu soğuk bir gecede, yatağına uzanıp hayalini kurduğun tüm güzellikler senin olsun sevgilim.

Eğer seni nasıl ve ne kadar sevdiğimi öğrenmek istiyorsan bana yeni bir dil bulmalısın çünkü sana olan sevgimi anlatmak için kelimeler bulamıyorum. Ama bir şeyi bil ki seni çok seviyorum?

Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle. Bir tutam sevinç, bir tutam umut ve bir tutam mutluluk gönderiyorum sana.

En büyük felaketler içinde dahi ümidini kaybetme, unutma ki en yumuşak ilik en sert kemiğin içinden çıkar. Gülmek senin için bir tutku olsun, olur da bir gün ağlarsan o da mutluluktan olsun.

Beyaz bir güvercin yolluyorum sana; kanatlarında mutluluk, yüreğinde sevgi ve sadakat, karbeyaz tüylerinde umut ve gagasında iyi geceler öpücüğü, yanağını uzat.

Bir sıcak yüz aradım şu tenha sokaklarda sanki herkes yabancı herkes darılmış bana. Ne derdimi soran var ne tanıdık bir çehre. Ne tarafa uzansam ellerim boş kalıyor, mutlu olan kimseler hüznümü arttırıyor.

Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın!

Bazı aşklar okyanus gibidir görmesen de sonunun bir yerlerde bittiğini bilirsin, okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi. Görmesem de sonunu biliyorum, sonsuza kadar bitmeyecek. Seni seviyorum!

Güzellik sözde ise sözün en güzeli sende, güzellik yüzde ise yüzün en güzeli sende, ama bana göre güzellik kalpte. Kimseye söyleme ama kalbin en güzeli de sende.

Etiketler: mesajı sevgiliye uzun • Erkek sevgiliye uzun mesaj tumblr • Erkek sevgiliye uzun mesajlar whatsapp • Gece Uyuyan sevgiliye uzun mesaj • Gece yarısı sevgiliye Atılacak mesajlar tumblr • sevgiliye romantik mesajlar uzun • sevgiliye uzun mesajlar • sevgiliye uzun mesajlar • sevgiliye uzun mesajlar doğum günü • sevgiliye uzun mesajlar günaydın • sevgiliye uzun mesajlar iyi geceler • sevgiliye uzun mesajlar romantik • sevgiliye uzun mesajlar telegram • sevgiliye uzun mesajlar telegram emojili • sevgiliye uzun mesajlar tumblr • sevgiliye uzun mesajlar whatsapp • sevgiliye uzun mesajlar whatsapp emojili • Uzaktaki sevgiliye uzun mesaj • Uzun mesajlar iyi hissettirir

Taha Akyol

Seçimler, normal şartlarda olarak sonuçlansaydı sıradan bir başarı sayılabilirdi. Fakat ekonominin, gelir dağılımının, hukukun, adaletin bozulduğu… Kısaca Türkiye’nin kişi başı gelir sıralamasında sırasına düştüğü bir ortamda Erdoğan’ın hem Meclis’te çoğunluk, hem şahsen yüzde 52 oy almış olması, sıradan değil, büyük bir başarıdır.

Tebrik ediyorum, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.

Merhum Demirel’in tecrübelere dayalı “boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” sözü, bu seçimlerde işlemedi.

Bunu objektif tahlil etmek gerekir.

Böylesine olumsuz şartlar altında bile yüzde 52 oy alan Erdoğan’ın, her şart altında kazanacağı duygusunun, önümüzdeki dönemde onu ne tür politikalara yönelteceğini de ciddiyetle düşünmek gerekir.

‘KİMLİK TENCEREYİ YENER’

Seçim akşamı, ülkemizin önde gelen sosyal bilimcilerinden Prof. Yılmaz Esmer şöyle bir tivit attı:

“Sandıkta, kimlik tencereyi yener.
Duygular, mesela korku cüzdanı yener.
Kimlikler ve kültürel fay hatları üzerinden kutuplaşmış bir toplumda, somut ekonomik vaatlerin etkisi çok sınırlıdır.”

Evet böyle de oldu. Erdoğan, toplumumuzda çok kuvvetli bir duygu olan ve aslında sağlıklı bir hayatiyet faktörü olan İslamî ve milli duyguları uzun zamandan beri politize ediyor.

’e kadar Avrupa Birliği söylemiyle yürümüştü. Sonra gittikçe dozu artarak, din referansları ve hainlere, dış güçler tasavvuruna karşı mücadele temel söylemi oldu.

Kendisinde bu duygular çok kuvvetli olduğu için de kitleler üzerinde etkili oluyor.

Erdoğan Millet İttifakını bile “bunlar kitapsız… terörist… dış güçler… emperyalistler” hatta “bunların hepsi LGBT’ci” gibi sözlerle, montaj videolarla karaladı.

‘HAİN MUHALEFET’ SÖYLEMİ

Hepsinden etkilisi Erdoğan’ın şahsi karizmasıdır. İçinden geldiği kitlelerle kuvvetli duygudaşlıklar kurabiliyor. Karizma sahasında henüz rakibi olmadığı gibi partisinde de halefi yok.

Bu karizmanın elektriğiyle “hain Altılı Masa – vatan müdafaasında Erdoğan” şeklinde bir kutuplaşma yaratıldı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem metnini bile “dışarıda hazırlayıp ellerine verdiler” diye karaladı! Halbuki bu metni hazırlayanlar Erdoğan’ın yakından tanıdığı, bir kısmına geçmişte “hocam” dediği, bir kısmıyla da yine eskiden beraber çalıştığı saygın Türk hukukçulardı.

Böylesine bir kutuplaşmada ekonominin etkisi zayıf kaldı tabii…

Erdoğan kamu kaynaklarıyla bir tür siyasi sınıf da yarattı. Bunlar elbette iktidara sadık kalacaktı. İktidarla doğrudan ilişkisi olmayan dar gelirli kitleleri ise seçim ekonomisiyle bir öcüde tatmin etti… Fakat nereye kadar?

ÖNÜMÜZDEKİ AĞIR SORUN

Seçim ekonomisinin en tipik ve vahim örneği “ Milyar dolar”dır. Kabaran borçlar, bütçe açığı ve Merkez Bankası rezervlerinin tarihimizde emsali görülmemiş diplere düşmesi… İktisatçı Uğur Gürses’in, “Merkez Bankası’nın Döviz Pozisyonu”nu gösteren şu grafiğine bakın:

screenshotjpg

krizinde bile sadece eksi imiş. Şimdi eksi , çünkü seçim öncesi dövizi tutmak için harcandı.

Artan risk primi, borçlar, bütçe açığı… Cumhurbaşkanı, “dostlarımızdan” Merkez Bankası’na “depo edilen” kaynak geldiğini söyledi ama kendisi de “geçici rahatlama” dedi. Seçim öncesi yani…

Seçim zaferi kazanan Erdoğan’ın önündeki en büyük sorun bu…

Millet İttifakı ortodoks iktisat reformlarıyla dış kaynak sağlayacaktı, Turgut Özal ve Kemal Derviş gibi… Erdoğan ne yapacak? Kısıklı ve balkon konuşmalarında muhalefeti aynı sözlerle suçlamaya ve ideolojik politikalarına devam edeceğini gösterdi; sağlam oy tabanını böyle sağlıyor çünkü.

Ekonomide ise “faiz indi, enflasyon da inecek” dedi ama bunu yıllardan beri söylüyor.

Bu defa sorun, karizmanın bile altında kalkamayacağı kadar ağır gözüküyor. Bakalım ne yapacak. Bence kurallı devlet yönetimine ve ortodoks ekonomiye dönmekten başka çare yok.

Yarın devam edeceğim.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir