3. bu girdi tamamen kendi deneyimlerimi içermektedir. tavsiye niteliğinde değildir.
ismi geçen ilacı 5 yıl evvel anksiyete ve panik atak başlangıcı durumum için doktor önerisiyle kullanmaya başladım.
zaten dibi gördüğüm depresyon sürecimde ilaca başladığımda daha da kötü olma etkisi (alışma süresi gün tahmini) beni etkilemedi diyebilirim.
ilk 1 haftadan sonra ilaca alışmıştım. (ilk üç gün yarım doz alıp sonradan 1e çıktım 1=20mg)
ilacı kullanıyordum tüm o depresyon, anksiyete ve panik atağı başlangıcı ataklarıma çok iyi gelmişti. mutluydum, mutlu hissediyordum. insan içine rahatlıkla çıkabilecek psikolojiye 1 ay gibi bi sürede gelebildim.
bu sürede 1 gün ilacı dışarıda olduğum için almayı unuttum. ve burda kabuslarım başladı. adeta bulunduğum ortamda ruhum bedenimden ayrılıp omzumun 1 metre üstüne yükselerek çevreyi ve beni izliyor. beynim 5. boyuta çıkıyor, ben nefes alamayacak biraz sonra ölecek gibi hissediyordum. bu yüzden o gün kendimi toparlayıp ilacı almak için eve döndüm. ilacı aldıktan kısa bir süre sonra bu hisler gitti.
doktor yoksunluk yapabileceğini söylemişti ama bu kadarını beklemiyordum açıkçası.
devamında tekrar doktora gittim. bana nasıl hissettiğimi sordu. çok iyiyim dedim. tamam yine de ilacın dozunu artırıcam dedi.
doktorun reçetesine uymadım. çünkü 1 doz ilacın yoksunluğunun bile böylesine etkiler yaratıyor olması beni acayip korkutmuştu.
bundan sonra ilaca devamlı 1 doz olarak devam ettim. doktorum ise tam 3 kere doz arttırmamı tavsiye etti. ona da evet artırdım o şekilde kullanıyorum dedim her seferinde.
ilacı yaklaşık ay kullandım. ilaç bittiğinde ya da o an yanımda olmadığında hissettiğim şeyler, ilacı kullandıktan sonra hissettiğim iyi duygularımı nötrlemeye başladı. çünkü yoksunluk hissi kendimi daha kötü ve aciz hissetmeme neden oluyordu. gururuma yediremiyordum. bi ilaç olmadan nasıl iyi olamazdım? bu kadar mı güçsüzdüm? bu düşünceler ile boğuşurken aynı zamanda -inkar edemeyeceğim- nefret ettiğim bu ilaç benim toparlanmamı da sağladı. aynı anda ilaçdan hem nefret ediyor hem de ona minnet ediyordum.
derken ilacı bırakma kararı aldım. çünkü ilaçsız da güçlü olduğumu, ona bağımlı olmadığımı ispat etmeye ihtiyacım vardı kendime.
2 kere ilacı bi anda bırakıp yaklaşık 40 saatin sonunda dayanamayıp tekrar aldım. beynimin karıncalanması, 5. boyuta geçtiğimi düşündüğüm yan etkiler/yoksunluk ile baş edemedim. tekrar doktora gittim. ilacı artık bırakmak istediğimi, zaten hiçbi zaman dozu artırmadığımı, ona bağımlı olmanın verdiği hissin ilacı kullanmamanın verdiği histen daha kötü olduğunu dürüstçe anlattım. ilacı istediğim kadar kullanmamı, hazır hissettiğimde önce yarıya düşürmemi, sonra da tamamen bırakmamı söyledi doktor.
ilacı 2 gün daha aldım. sonra da yarıma düşürdüm. kutu bitene kadar yarım devam edicektim. derken 1 gün ilacı almayı yine unuttum. ve ilacı almayı unuttuğum 1 gün sonra aklıma geldi. o da ne? hiçbi yan etki/yoksunluk duygusu yaşamıyordum. üstelik bunun için çaba bile sarf etmemiştim. o gün ilacı bıraktım. bir daha da ihtiyaç duymadım.
ilacın bu özellikleri dışında en sevmediğim özelliği bana 12 kilo aldırmış olması ve malesef bu kiloların vücuduma yerleşmiş olmasıydı. hikayemi kimseye önayak olması için anlatmadım. ilaç kullanmak güçsüzlük / acizlik değildir. ihtiyaç duyan, canı isteyen herkes doktor kontrolünde ilaç kullanabilir. yalnızca bana böyle hissettiriyordu ve nihayetinde de kullanmadan daha mutlu olacağımı düşündüğüm için bıraktım. nitekim öyle de oldu benim için. kim nasıl mutlu olacak ise o şekilde devam etsin ilaçlı ya da ilaçsız herkese sağlık sıhhat diliyorum.
edit: imla
4 eylül eylül
Birçok psikoaktif ilaçların aniden kesilmesi sonucunda yoksunluk sendromu belirtilerine sebep olduğu görülmüştür.[16] Paroksetin için ortak yoksunluk sendromu belirtileri, mide bulantısı, baş dönmesi, vertigo, uykusuzluk, kabuslar ve canlı rüyalar, gövdenin elektriklenmesi, ağlama ve strestir.[17][18] Diğer bir öneri, yarılanma ömrü daha uzun olan Fluoksetin (Prozac) kullanımıdır. Bu sayede yoksunluk sendromu belirtileri azaltılır.[19][20][21]
Paroksetin, 18 yaşın altındaki kişilerde ve hamilelerde kullanımı önerilmez.
SORU
SORU
CEVAP
Myasthenia Gravis tedavisinde bazen sadece tek başına timus alınması bile yeterli olabilir. Mestinon ise bu hastalıkta güçsüzlüğe karşı verilen bir ilaçtır. Kortizon tedavisine başlanmaması ise daha iyi seyir yönünde bir bulgu olabilir. Hastanın izlendiği klinik bu konuda oldukça yetkin bir kliniktir. Takiplerinizi aksatmamanızı tavsiye ederiz
SORU
SORU
CEVAP
Uyku döneminin ilk üçte birlik döneminde ortaya çıkan ve genellikle korku içinde çığlık atmayla başlayan, yineleyen duruma uyku terörü adı verilir. Sıklıkla çarpıntı, terleme, hızla soluk alıp verme gibi bedensel belirtiler duruma eşlik eder. Çoğu zaman uyandırılan kişi çevreye karşı tepkisizdir ve ayrıntılı bir rüya anımsamaz. Çoğu zaman korkutucu olan bu durum yaşın ilerlemesi ile ortadan kaybolur ve tıbbi tehlike yaratmaz. Ancak sorunu yaşayan kişi öncelikle bir psikiyatrist muayenesinden geçmeli ve tablonun altında yatan başka bir sebep olup olmadığı araştırılmalıdır.
SORU
SORU
CEVAP
Psikiyatrik sorunlar çoğu zaman kendisini beden diliyle gösterir. Yaşadığınız tablo depresyon da olabilir, başka bir rahatsızlığın habercisi de olabilir. Yorgunluk dahili başka nedenlerle de ortaya çıkabilir (kansızlık, tiroid fonksiyon bozukluğu, tansiyondaki dengesizlik, vit B12 ve folik asit eksikliği, vb.). Organik herhangi bir neden bulunamazsa rahatsızlığınızın psikiyatrik temelli olduğunu belirtebiliriz. Bu açıdan tetkiklerinizin yapılması, gerekli olursa da psikiyatri uzmanıyla görüşmeniz uygun olacaktır. İlginiz için teşekkür eder, geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
SORU
SORU
CEVAP
Erkeğinkadın kıyafetleri giymekten haz almasıyla tanımlanan psikoseksüel rahatsızlıklara transvestizmdiyoruz. Bu rahatsızlığın çeşitli nedenleri vardır. ancak bu bir rahatsızlık olduğu için kişinin bunu aşmak için uzman bir psikiyatristen yardım almasında fayda vardıseafoodplus.info başına bırakmaya çalışmaksizde de olduğu gibi başarısızlıkla sonuçlanmaya ve kişinin mutsuzluğuna, umutsuz hissetmesine sebep olur.
SORU
SORU
CEVAP
Tırnak yemek, o sırada üstesinden gelmeye çalıştığınız bir sıkıntınızın olduğunu gösterir. Bu sıkıntı, genellikle belli bir durumun, olayın veya kişinin sizde belli bir duyguyu (kaygı, öfkevs gibi) uyandırmasına bağlıdır. Ancak tırnak yemek kaygınızı yatıştırma için etkili bir yol olmadığı gibi belli bir sorunun da çözümünü sağlayamaz. Daha ziyade olaylar veya durumlarla etkili biçimde başedemediğiniz için kendinize eziyet ettiğinizi ifade eder.
Çözüm olarak; tırnaklarınızı yediğinizi fark ettiğiniz her seferinde bunu frenlemeye çalışmanız, sizde sıkıntı yaratan şeyin ne olabileceğini bulmaya gayret etmeniz işe yarar. Neyin sizde sıkıntı uyandırdığını bulduğunuzda da onunla daha etkili ve işe yarar biçimde nasıl başa çıkabileceğinizi, o konu veya durumla ilgili ne yapabileceğinizi düşünüp, harekete geçebilirsiniz.
SORU
SORU
CEVAP
Bahsettiğiniz şikayetler bir şizofreniyi değil depresyonu düşündürmektedir. Babanızda şizofreni olması sizin mutlaka şizofreni olacağınız anlamına gelmemektedir. Ancak depresyon gibi hastalıkları ağır geçirme riskiniz artar. O yüzden vakit geçirmeksizin bir psikiyatri uzmanına görünmelisiniz.
SORU
SORU
CEVAP
Kolda, bacakta, başta uyuşma, karıncalanma veya ağrı belirtileri maskeli depresyonda görülen bir durumdur. Maskeli depresyonda kişide daha çok sizin yaşadığınız türden uyuşmalar, karıncalanmalar, güçsüzlükler, ağrılar, unutkanlıklar, halsizlikler söz konusu olmaktadır. MR'da bir şeyin saptanamaması da bunu destekler mahiyettedir. Hiç vakit kaybetmeksizin bir psikiyatri uzmanına danışmalısınız.
SORU
SORU
CEVAP
Baş ağrısının yüzlerle ifade edilen nedeni vardır. İlk olarak başınızın ağrısının neye bağlı olduğu anlaşılmalıdır. Gerekirse bazı tetkikler de istenebilir. Baş ağrılarının bazılarında ilaç tedavisi dışında akapuntur gibi ilaç dışı yöntemler de mevcuttur. Bu nedenle bir nöroloji uzmanına veya ağrı merkezinebaşvurmanız ve onun çizdiği yolda tetkik ve tedavinin planlanması önerilir.
SORU