Kanser hastalarını umutlandıran haber Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan geldi. Habertürk'ten Lütfi Erdoğan'ın aktardığına göre, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla harekete geçen Bakan Akdağ, “Özel hastanelerde kanser hastalarından alınan fark ücreti kalkacak” açıklamasını yaptı.
Bakan Akdağ, konuyla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile çalışma yürütecek. Halen özel hastanelerde yoğun bakım, kalp ve acil servis gibi birimlerde fark ücreti alınmıyor. Yapılan çalışma ile, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) özel hastanelerle yaptığı anlaşma çerçevesinde “kanser cerrahisinde” de belirlenen işlemlerde fark ücreti alınmamasını sağlayacak.
"72 BİN LİRA AMELİYAT, 40 BİN LİRA DA YOĞUN BAKIM PARASI İSTENDİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazan Sait Sevgi, 22 yıldır kanser hastası olan ve beyin sapında tümör tespit edilen eşi Remziye Sevgi’nin tedavi sürecini ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bize 72 bin lira ameliyat parası çıkarıldı. Hadi onu bir şekilde öderiz dedik. Ama hasta 10 gün yoğum bakımda kalsa 40 bin lira da onun için istendi. Bunları SGK ödemiyor. Çok mağduriyetler yaşadık. Hastalığın manevi çöküntüsünün yanı sıra maddi yıkımını da hissettik, hâlâ da hissediyoruz. Ben tüm bunları mektup yazarak Cumhurbaşkanı’mıza gönderdim. Sağlık Bakanı da bir adım atılacağını açıkladı. Ümit ediyorum bundan sonra insanlar bizim gibi perişan olmasın.”
"ÖZEL HASTANELERE ÇOK PARA VERDİK"
Figen Ar da başka bir ameliyat için gittiği hastanede kanser olduğunu öğrenmiş. Ameliyat için 10 bin lira ödeyen Ar sonrasını şöyle anlattı: “Bu 5 gün içindi. Sonrasında kolonoskopi, endoskopi ve ileri tetkikler istendi. 6 bin lira da onun için ödedik. Şimdi de 2 ayda bir lira muayene ücreti ödüyorum. Bu bedellerden en azından bir miktarının devlet tarafından karşılanması bizi çok mutlu edecek. Kolon kanserine yakalandım. Hastalığın tedavisi için özel hastanelere çok para verdik. Bu paraları ödeyemeyecek o kadar çok hasta var ki. Çaresizlik içerisindeler. Borca girenleri, evini ve arabasını satıp tedavi olmaya çalışanları görüyoruz.”
" BİN LİRAYA EVİMİZİ SATTIK"
Kanser hastası Halil Özden’in eşi Asiye Özden ise hastalık süresince karşılaştıklarını “’de eşim kolon kanseri teşhisi aldı. Bir süre kamu hastanelerinde tedavi gördük ama özel kuruluşlara başvurmaya mecbur kaldık. Her defasında maddi anlamda çok sıkıntılar yaşadık. ‘Evimi, arabamı satayım eşim 2 ay daha fazla yaşasın’ dedim. Tedavi oldukça baktık ki borçlar birikmiş, maddi yük çok artmış. bin liraya evimizi, bin liraya da arabamızı sattık. Maddi durumu kötü insanlar da değildik ama yetişemedik. Bankadan kredi de çektik. Hastaneye girerken 50 bin lira gibi paketler önünüze sunuluyor. Kabul etmek zorundasınız" şeklinde anlattı.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Whipple ameliyatı; pankreas başı, safra yolunun son kısmı, on iki parmak bağırsağı ve safra, pankreas sıvılarının on iki parmak bağırsağa döküldüğü alandan kaynaklanan kanserlerin tedavisinde başvurulan ameliyattır. Çoğunlukla bu karmaşık bölgenin kanserlerinin tedavisi için başvurulan bir tedavi yöntemi olmasına karşın bazen de kanserden ayrılamayan kronik pankreatitler, pankreas başında yerleşimli kistik hastalıklar (özellikle IPMN) gibi iyi huylu hastalıkları da tedavisinde başvurulan tedavi yöntemidir. Üç organın birleşim yerindeki kavşaktan (pankreas, on iki parmak bağırsağı ve safra yolu) gelişen kanserlerin tedavisinde bu üç organın birbirinden ayrılarak ameliyat edilmesi mümkün olmadığından bu bölgedeki kitlelerde bu kavşak bir bütün olarak çıkarılır.
Pankreatikoduodenektomi olarak da bilinen Whipple, adını ’lu yıllarda bu ameliyatı gerçekleştiren Amerikan Doktor Allen Whipple’den almıştır. O yıllarda %30 düzeyinde olan ameliyat sonrası yaşamı kaybetme oranı günümüzde deneyimli merkezlerde %1,’ler düzeyine inmiştir. Ancak hala bu konuyla özel olarak uğraşmayan merkezlerde bu oran %’ler düzeyindedir. Sadece bu alanda çalışmayı tercih eden cerrahlar dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de pankreas cerrahisinin düşük risklerle yapılmasını sağlamaktadırlar. Bu konuda yapılan çok sayıda çalışmada pankreas cerrahisinde deneyimli cerrahi merkezlerin elde ettiği sonuçlar ile deneyimsiz merkezler arasında önemli farklar vardır.
Sindirim sisteminin bir parçası olan ve mide arkasında enlemesine yerleşmiş şekilde bulunan pankreas yaklaşık 15 cm uzunluğunda bir organdır. Çeşitli hormonlar ve enzimler salgılamakla yükümlü olan pankreas, salgıladığı İnsülin ve Glukagon hormonları ile kan şekerini düzenler. Bu iki hormon bir denge içinde çalışır, dengenin bozulması durumunda diyabet yani şeker hastalığı gelişir. Ayrıca pankreas salgıladığı enzimlerle de özellikle yağlar olmak üzere protein ve karbonhidrat sindirimine yardımcı olur. Pankreasta oluşan kanser pankreasın her yerinde olabileceği gibi genellikle baş bölgesinde gelişim göstermektedir. Pankreas baş ve boyun kısmı, önemli damarlar ile komşuluk göstermektedir. Amerikan Kanser Derneğinin yayınlamış olduğu verilere göre pankreas kanseri tüm kanser teşhislerinin %3’ünü oluşturur. Ancak hastalığın belirti vermeden hızla büyümesi ve yayılması sebebiyle kansere bağlı ölümlerin de %7’sini kapsamaktadır.
Sinsi ve hızlı ilerleyen pankreas kanserinde bulgular çok belirgin değildir, ilk bulgu çoğunlukla sarılık, karın ağrısı ve karnın sağ üst kısmında ele gelen şişliktir. Çok zengin lenf ve sinir ağlarına sahip olan ve bulunduğu yer itibariyle de zor belirti veren pankreas kanseri, erken dönemde yakalanması oldukça zor olan bir kanser türüdür. Bulgular çoğunlukla 3 organın oluşturduğu kavşaktaki organ tıkanıklıkları akabinde görülür. Tanıda geçikme olması durumunda, kitlenin çevredeki önemli damarları etkilemesi, sarması durumunda pankreas kanserinde bazen hasta whipple ameliyatına uygun olamamaktadır. Bu durumlarda tümör konseylerinden çıkacak kararlar ile hastaya öncesinde Radyoterapi ve Kemoterapi verilip akabinde eğer uygunsa ameliyat edilebilir.
Whipple ameliyatı genel cerrahlar için zor ve tecrübe gerektiren bir ameliyattır. Klasik Whipple’da midenin bir kısmı, 12 parmak bağırsağı ve ince bağırsağın bir kısmı, pankreasın başı bazen gövdesi de, safra yolunun bir kısmı, safra kesesi ve pankreasın etrafındaki lenf bezleri çıkartılır. Gelen safranın mide içeriğinin ve pankreas sıvısının işlemine devam etmesi için mide, pankreas ve safra yolu ince bağırsakla ağızlaştırılır. Whipple ameliyatı açık, laparoskopik ve robotik yapılabilir.
Mide aslında hem girişinde hem de çıkışında gözle görünür bir kapak olmasa da, kapak gibi davranan bir adele sistemine sahiptir. Bu kapağın olması sindirim sistemi için gereklidir. Pilor denilen bu kapağın ameliyat esnasında korunması sonrasında oluşabilecek sindirim sistemi şikayetlerinin önlenmesini sağlar. Kanserin yerleşimine göre bu özel kapağın korunması için “Pilor Koruyucu Whipple” ameliyatı uygulanmaktadır. Pilor koruyucu Whipple’da ise mide çıkartılmaz, oniki parmak bağırsağının bir kısmı korunarak ameliyat gerçekleştirilir.
Whipple ameliyatı pankreas kanseri için gerçekleştiriliyorsa bazen tümörün damarları etkilemesi veya sarması nedeniyle bazı damarlarla (süperior mesenterik, portal ven) ilgili girişim de gerekebilir. Tümörün bu damarlarla ilişkili olması ameliyata engel değildir ancak bu durum ameliyatın zorluğunu arttıran bir faktör olduğundan bu konuda deneyimli cerrahların varlığını gerektirir.
Pankreas, safra kanalı ve 12 parmak bağırsağının oluşturduğu kavşakta sadece bu 3 organın değil mide, ince bağırsak, safra kesesi ve lenf bezlerinin de çıkarılması nedeniyle ameliyat süresi 5 ila 8 saat arasında değişmektedir. Bu süreyi tümörün bulunduğu ve yayıldığı yerler de etkilemektedir.
Whipple ameliyatı sonrası ortalama hastanede kalış süresi gündür. Whipple ameliyatı sonrası tüm ameliyatlar sonrasında görülebilecek yara enfeksiyonları, emboli (pıhtı atma) ya da akciğer problemleri görülebilir. Whipple ameliyatına özgü olarak görülebilecek en sık iki komplikasyon mide boşalmasında geçilme ve safra ve pankreas salgılarının akımı için yapılan yeni yollarda sızıntılar (anastomoz kaçağı). Bu komplikasyonlardan mide boşalmasındaki gecikme yaşamı tehdit edici bir problem olmayıp, nazogastrik denilen burundan sokulan ve ucu midede sonlanan bir sondanın çekilememesine neden olarak hastanın hastanede yatış süresini uzatır. Safra ve pankreas sıvılarının devamlılığı için sağlanan yeni yollardaki sızıntılar en çok pankreas sıvısındaki sızıntılardır. Bu komplikasyon Whipple ameliyatı sonrası hastaların % unda görülebilir. Pankreas ile ince bağırsak arasındaki oluşturulan yeni yoldaki sızıntılar buradaki drenlerin uzun sürede çekilmesine gerekirse girişimsel radyolojide yeni drenler takılmasına hatta yeniden ameliyata alınmaya neden olabilir. Bu sızıntı bazı hastalar için yaşamı tehdit edici olabilir. Ameliyat sonrasında bazı hastalar yoğun bakıma alınır ve tedavisine burada devam edilir.
Hastaların ameliyat esnasında çıkarılan piyesin patolojik incelenmesi sonucunda düzenli yapılan tümör konseylerinde ilave tedaviler (Kemoterapi, Radyoterapi) gereksinimi kararı verilip hastaya ve yakınlarına iletilir.
Whipple ameliyatı sonrası beslenme oldukça önemlidir. Kademeli olarak beslenme yağdan ve proteinden fakir diyet ile devam eder. Ameliyat sonrasında pankreas enziminin azalması, insülin/glukogon dengesinin bozulması sebebiyle alınacak her gıdaya dikkat etmek gerekir. Besin değeri yüksek yiyecekler tercih edilmeli, ağır ve yağlı besinlerden, alkolden ve şekerli yiyeceklerden de uzak durulmalıdır. Besinlerin daha iyi emilmesi ve kolay sindirilmesi için ise gün içerisinde öğün yemek yenmelidir. Yemeklerin yanı sıra günde en az 8 bardak su içmek gereklidir. Ayrıca doktor tarafından verilmiş olan ek vitaminlerin, doktorunuz tarafınca uygun görülmesi sonrasında rapor edilecek beslenme solüsyonlarının da kullanımı aksatılmamalıdır.
Whipple ameliyatı sonrası ishal besinlerin emiliminin zorlanmasından dolayı yaşanabilmektedir. Böyle bir durumda aşırı lif ve gaz oluşturan gıdalardan kaçınılmalı, düşük lifli gıdalar tüketilmelidir. Ayrıca Whipple ameliyatı sonrası kusmalar ya da mide bulantısı yaşayanların sıvı alımını yemekten 1 saat önce ve yemekten sonra gerçekleştirmesi gerekir. Beslenmenizi düzenledikten sonra bu tarz rahatsızlıklarınız devam ediyorsa ise mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.
Ameliyat sonrasında doktorunuz tarafından verilen ilaçların kullanımı aksatılmamalıdır. Bu ilaçlar içerisinde en önemlisi pankreas enzimlerini düzenleyici ilaçlardır. İlacın dozu baştan ayarlanıp rutin kullanım sonrasında düzenlenecektir. Doktorunuz sizi rutin kontrollere çağıracaktır. İlk 2 yıl 3 ayda bir olan takipler, sonrasında 6 ayda bir olacaktır.
Whipple ameliyatı sonrası yaşam boyunca yapılan alışkanlıklarda beslenme dışında da stresten uzaklaşmak, sigara kullanmamak gerekmektedir.
Ameliyat sonrası kemoterapi ve/veya radyoterapi alınacaksa bu bölüme ait doktorlar bakım konusunda sizi bilgilendirecektir.
Genellikle gün hastanede kalarak başlayan iyileşme süreci hastaya göre değişiklik gösterebilmektedir. Hızlı iyileşebilmek adına ameliyat sonrasında gerekli olan bakımların düzenli yapılması büyük önem taşımaktadır. Hastanın en az hafta boyunca ağır faaliyetlerden kaçınması gerekmektedir. Kontrollerde bir aksilik yaşanmaması durumunda ise hasta normal hayatına yavaş yavaş dönebilir.
Son zamanlarda nanoknife olarak bilinen kanserli hücrenin ölümüne yardımcı olan teknik giderek yaygınlaşmakta. Bu yöntem ile damarları saran ileri evre kanserlerde bile özel elektrotlar yardımıyla bu bölgedeki kanser hücreleri öldürülebilmektedir. Whipple ameliyatı sonrasında cerrahi sahada hala gözle görülür kanser hücresi görülmesi durumunda da nanoknife tekniği ile kalan kanseri geri dönüşümsüz öldürülebilir.