pankreas ca yaşam süresi / Detaylı Pankreas Kanseri Rehberi: Nedir? Belirtileri ve Yaşam Süresi - Sağlık Haberleri

Pankreas Ca Yaşam Süresi

pankreas ca yaşam süresi

Şanlıurfa’da yaşayan 51 yaşındaki Ali İlkhan, midesinde şişkinlik şikayetiyle hastaneye başvurdu. Zamanlı zamansız ağrı atakları geçiren, midesinde ülser olduğunu düşünen İlkhan’a pankreas kanseri teşhisi konuldu. Hastalığı ilk evrede yakalanan Ali Bey, geçirdiği ameliyat sonrası sağlığına kavuştu.

Şanlıurfa’da ziraat mühendisi olarak çalışan 51 yaşındaki Ali İlkhan, midesinde şişkinlik şikayetiyle hastaneye başvurdu. Öncesinde hiçbir hastalığı olmayan, baş ağrısı için bile ilaç kullanmayan İlkhan zamanlı zamansız ağrılar yaşamaya başladı. Hastalığının teşhisi için hastane hastane gezen İlkhan’a yapılan tetkikler sonrası pankreas kanseri olduğu söylendi. Hastalığı ilk duyduğunda moralini bozmadığını, ilk evrede olduğunu öğrendiği için umudunu kaybetmediğini söyleyen İlkhan, “Midemde ülser ya da gastrit gibi bir şey var zannediyordum. Hayatımda yeni bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra stresten uzak, daha rahat, açık alanda, gürültülü ortamlardan kaçarak yaşayacağım” dedi. İlkhan, Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı tarafından gerçekleştirilen Whipple ameliyatı sonrasında sağlığına kavuştu.

 

Endişe Etmedim; Diş Çekimi Gibi Hissettim

Pankreas kanseri olduğunu öğrendiği an moralini bozmadığını belirten Ali İlkhan, “Ailemizde kanser vakası bugüne kadar görülmedi. Hastalığı tespit eden hoca ilk evrede olduğunu, erken teşhis olduğunu ve bu yüzden de şanslı olduğumu söyledi. Bu yüzden hiç endişe etmedim bana basit bir diş çekimi gibi geldi. Moralimi bozmadım, çevremdekilerin de moralini bozmaması için elimden gelen gayreti gösterdim” dedi.

 

Pankreas Kanserindeki Hiçbir Belirti Bende Görülmedi

Sürekli devam eden ağrılar karşısında kişilerin mutlaka hekime danışmalarını öneren İlkhan, “Pankreas kanserinde görülen hiçbir belirti bende görülmedi. Sinsi bir şekildeydi ancak şişkinlik, belli zamanlarda batma gibi bir ağrı beni bu hastalığın peşine düşmeye sevk etti” ifadelerini kullandı.

 

Tesadüf Oldu; Mide Ülseri Zannediyordum

Midesinde ülser ya da gastrit gibi bir hastalığın olabileceğini düşündüğünü ifade eden İlkhan, “Yapılan tetkiklerle pankreas kanalına kadar girildi ve kitle bulundu. Tesadüfen bulundu. Gerçekleştirilen Whipple ameliyatı sonrası ertesi gün yürümeye başladım. Kendimi sağlıklı hissetmeye başladım moralim zaten iyiydi ve daha da iyi oldu. Hocamın anlattıklarına göre çok başarılı bir operasyon olmuştu” diye konuştu.

 

Hayatımda Dönüm Noktası Oldu

Hastalığın ardından sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen İlkhan, “Hayatımda yeni bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra stresten uzak, daha rahat, açık alanda, gürültülü ortamlardan kaçarak yaşayacağım. Daha sağlıklı beslenmeye çalışacağım. Uzun yıllar hiç kahvaltı yapmadan yaşadım ama bundan sonra kahvaltıyı da ihmal etmeyeceğim” dedi.

 

Erken Evrede Yakalandığı Zaman Tedavi Edilebilir

Ali İlkhan’ın operasyonunu (Whipple ameliyatı) gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı ise, pankreas kanserinin nadir görülen bir kanser olmadığını söyledi. Pankreas kanserinin saldırgan bir tür olduğuna dikkat çeken uzmanımız “Halk arasında da daha ölümcül bir kanser olduğu biliniyor. Ancak pankreas kanserleri özellikle erken evrede yakalandığı zaman tedavi edilebilir kanserler. Sağlık Bakanlığı verilerine göre yıllık 9 binin üzerinde pankreas kanseri çıkıyor ancak bu veriler 5 yıl öncesine ait. Yeni verilere bakıldığında bunun 10 binin üzerinde olacağı kolaylıkla tahmin edilebilir. Pankreas kanserinin obezite ve sigara içmeyle ilişkisi var ve bu gibi nedenlerden dolayı görülme sıklığı artıyor. Obez olanlarda olmayanlara göre yüzde 20 daha fazla pankreas kanseri görülüyor. Pankreas kanserlerinin ancak 5’te 1’i erken safhada yakalanabiliyor. Sinsi ilerleyen bir hastalık. Yüzde 20 hastadan bir tanesi olduğu için çok şanslı” diye konuştu.

Yüzde 90 Sarılıkla Belirti Veriyor; Ağrı Olmuyor

Pankreas kanserinin yüzde 90 oranla sarılıkla birlikte geldiğine dikkat çeken uzmanımız, sözlerine şöyle devam etti: “Sararma, idrar renklerinde koyulaşma, büyük tuvaletlerinin renginde açılma gibi şikayetlerle geliyor. Hastaların çoğunda ağrı olmaz ve sarılıkla gelirler. Ali Bey bir ağrı şikayetiyle müracaat ediyor. Bu ağrısı araştırılırken pankreas baş kısmında bir kitle görülüyor. Bu kitleden endoskopik ultrasonla bir örnek alınıyor. Bu şekilde pankreas kanserini erken tanıyoruz.”

 

Erken Evrede Uzun Yaşam Şansı Yüzde 90

“Erken evrelerde kanseri tespit edilen hastaların yaşama oranları yüzde 40 ila 90 arasında değişiyor” diyen Genel Cerrahi Uzmanı, “Evre 3’e gelindiğinde yüzde arasında uzun dönem yaşam imkanı var. Metastaz yapmış, çevreye yayılmış ve pankreastaki tümörü çıkartılamayacak durumda olan hastalara ise uzun süre yaşama oranları yüzde 1 ila 3” ifadelerini kullandı. Uzmanımız Ali İlkhan’a hastalığın tekrar nüks etmesini önlemek amacıyla kemoterapi uygulayacaklarını söyledi.

Basın Yansımaları:  halktv   msn 

Pankreas Kanseri

Bilgi Talep Formu

 

Pankreasın teşhisi ve tedavisi zordur ancak cerrahi yöntemler ile müdahale edilebilir. Hızlı yayılım gösteren hastalığın tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. Daha çok 60 yaşından sonra görülen hastalık erken evrede teşhis edildiğinde Whipple ameliyatı ile başarılı sonuçlar elde edilebilir. Peki, pankreas nedir? Vücudun önemli organlarından biri olan organ, karın bölgesinin arka kısmındadır. Bulunduğu yer bakımından kalın bağırsak ve onikiparmak bağırsağı ile yakındır. Gün içinde tüketilen besinlerin sindirilmesini ve besinlerden alınan glikozun normal seviyede dengelenmesini sağlar. Bu nedenle bu organda yaşanabilecek ufak bir hasar vücut için önemli sorunlar yaratabilir.

Karın boşluğunda bulunan ve 15 cm uzunluğunda olan bu organ çift fonksiyonlu bir salgı bezidir. Bu organın etrafı karaciğer, mide, dalak ve ince bağırsak ile sarılıdır. Bu organın endokrin ve ekzokrin adlı görevleri olan organ bu görevleri 2 ayrı hücre grubu ile yerine getirir. Ekzokrin sindirimi kolaylaştıran özsuyu salgılar ve ince bağırsağa iletir. Böylece besinlerdeki protein, yağ ve karbonhidrat enerji olarak depolanır. Endokrin ise insülin ve glikojen hormonları salgılar, kandaki glikozu belli bir seviyede tutar.

Pankreas Kanseri Nedir?

“Pankreas kanseri nedir?” sıklıkla merak edilen konuların başında gelir. Bu kanser türü pankreasta bulunan hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Bu kanser türü çoğunlukla organın kanallarını çevreleyen ekzokrin hücrelerinin olduğu bölgede oluşum gösterir. Organın herhangi bir bölümünde çoğalma eğilimi gösteren kötü huylu kiteler, organın tüm bölgelerinde gelişim göstermekle birlikte en sık baş bölgesine yayılım gösterir. Bu nedenle ilk belirtide doktora başvurulmalıdır.

Bu kanser türü organın DNA'sındaki mutasyonel değişiklikler sonucunda gelişir. Bu mutasyonlar ile hücreler kontrolsüz bir şekilde büyür, normal hücreler ölür, kitle oluşumu görülür. Bu kanserin nedenleri net bir biçimde belirlenmemiş olsa da bazı risk faktörleri bulunur. Yaş ise bu faktörlerden en önemlisidir. Çünkü hastalık genellikle 50 ile 70 yaş arasındaki kişileri etkiler.

Bir diğer önemli risk faktörü de genetiktir. Bu durumu yaşayan her 10 vakadan birinde kanser kalıtsaldır. Yani bazı genler pankreatite neden olabilir. Bu da kişide kanserin gelişme riski artırır. Ailesinde bu kansere yakalanan 2 ya da daha yakın birinci derece akrabası olanlar, Peutz-Jeghers sendromu veya Lynch gibi kalıtsal bir hastalık varsa pankreas kanseri görülme riski artacağından bu kişilerin daha sık aralıklarla kontrol edilmesi gerekir.

Diğer risk faktörler de aşağıdaki gibidir:

 

  • Sigara alışkanlığı
  • Obezite
  • Aileden görülen kanser öyküsü
  • Şeker hastalığı (diyabet)
  • Kronik pankreas enflamasyonu

 

Pankreas Kanseri Türleri

Rezektabl: Cerrahi işleme uygundur. Tümör alınabilir durumdaysa kanseri iyileştirmek için tek çözüm cerrahi uygulamadır. Ancak cerrahi işlemle tümör alınsa da durum tekrarlayabilir. Ameliyat sonrasında 5-FU veya gemcitabine (gemzar) ile birlikte kemoterapi tedavisi uygulanarak durumun tekrar etmesi geciktirilebilir.

Bölgesel olarak ilerlemiş: Eğer durum bölgesel ilerleme göstermesi durumunda tümör doku ve kan damarlarına yayılır ancak diğer organlara yayılmaz. Bu tümörler cerrahi müdahaleye uygun değildir daha çok tıkalı olan safra kanalları açılır ya da kanserin tıkadığı ince bağırsağa bypass ile müdahale edilir.

Metastatik (geniş alana yayılmış): Karın içi, kemikler, beyin ve akciğer gibi geniş alana yayılmışsa cerrahi müdahale veya radyoterapi tek başına yeterli olmaz. Yayılma göstermiş kanser için uygun tedavi yöntemlerinden biri de kemoterapidir. Bu tedavi ile kanser küçültülerek hastanın yaşam süresinin uzatılması amaçlanır.

Nüks (tekrarlayan) pankreas kanseri: Ameliyat sonrası aynı bölgede ya da yakınında tekrarlayan kansere nüks adı verilir. Eğer kanser uzak bir noktaya nüks edecekse bu ilk karaciğerde oluşur. Tekrarlaması durumunda kemoterapi ile kanser küçültülerek hastanın yaşam süresinin uzatılması amaçlanır.

Pankreas Kanserinde Risk Faktörleri

“Pankreas kanseri neden olur?” sıklıkla merak edilen konuların başında gelir. Ancak pankreas kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte belirli pankreas kanseri risk faktörleri bulunur. Başlıca risk faktörleri aşağıdaki gibidir:

 

  • Yaş
  • Genetik
  • Sigara kullanımı
  • Yanlış beslenme alışkanlığı (Protein ağırlık beslenme ve meyve, sebze tüketiminin az olması)
  • Obezite
  • Kimya ve petrol maddelerine maruz kalma
  • Diyabet

 

Pankreas Kanserinin Belirtileri

Pankreas kanseri belirtileri ilk evrede görülmeyebilir. Ancak durum belirti vermeye başladığında da yayılma göstermiş olabilir. Bu nedenle durumun erken evrede tespit edilmesi son derece önemlidir. Belirtiler arasında kişide kilo kaybı, iştahsızlık, mide çıkışında tıkanıklık, ağrı, bulantı ve yavaş gelişen sarılık görülebilir. Organın baş kısmına yerleşmiş olan kanserde büyük abdestin açık renk olduğu ve ağızda sarılık görülür. Sırta ağrı vurması da hastalığın bölgesel olarak yayılım gösterdiğinin habercisidir. Nadi belirtiler arasında da depresyon, ishal ve diyabet görülür. Bunun yanında yemek sonrası kişide karın ağrısının artması, şişkinlik, gaz sancıları, iştah kaybı, kusma, genel durumda halsizlik, kanlı ya da koyu renkli idrar, varis, safra kesesi ve karaciğerde büyüme, kaşıntı da ciddi belirtiler arasındadır. Bu belirtiler gözlemlenmesi halinde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

Pankreas Kanserinde Tanı

Erken evrede pankreas kanseri tanısı koymak kolay olmayabilir. Çünkü pankreas kanseri erken evrede teşhisi için gerekli olan herhangi bulguyu ve belirtiyi vermez. Bunun yanında belirtilerin pek çok hastalığın belirtileri ile aynı olması da hastalığa erken tanı konulamamasında etkilidir. Tanı genellikle çeşitli testlerle organın ve çevresinin detaylı bir şekilde görüntülenmesi ile konur. Kanserli hücrelerin organın içi ve dışına yayılım derecesini ölçen testler evreleme olarak adlandırılır. Bunun yanında teşhis aşamasında testler aynı anda uygulanabilir. Bu testler aşağıdaki gibidir:

 

  • Kişinin sağlık öyküsünün alınması ve fiziki muayenesi
  • Kan testi
  • Tümör belirteçleri
  • Manyetik rezonans görüntüleme
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Pozitron emisyon tomografisi
  • Karın ultrasonu
  • Endoskopik ultrason
  • Endoskopik retrograd kolanjiopankretikografi
  • Cilt altı transhepatik kolanjiyografi
  • Laparoskopi
  • Biyopsi

 

Pankreas Kanseri Evreleri

“Pankreas kanseri 4 evrede ne kadar yaşar ve bu evreler nelerdir?” merak edilen konulardan biridir. Kansere neden olan hücreler vücudun içerisine kan yolu, doku ve lenf sistemi ile yayılır. Bu hücreler ama tümörden koparak lenf kanalları ve kan damarları ile vücudun diğer bölümlerine geçebilir ve farklı tümörlerin oluşmasına neden olabilir. Yayılım gösteren ya da ikincil grupta olan tümörler de ana tümörler aynı özellikleri sergiler. Bu evreleri görüntüleme testleri ile takip etmek genellikle zordur. Bu nedenle karar verilen cerrahi işlem öncesinde kanserli tümörün tümünün alınıp alınmayacağına iyi karar verilmelidir.

Pankreas kanseri evreleri ise aşağıdaki gibidir:

0: Yayılma görülmeyen evredir ve bu evrede kanser yalnızca tek katman hücrelerle sınırlıdır. Ayrıca kanser, görüntüleme testlerinde kolaylıkla görülebilir.

Evre I: Bu evrede görülen kanser lokal büyüme gösterir.

Evre II: Kanser pankreas dışında büyüme gösterir ya da lenf bezlerine yaklaşır.

Evre III: Bu evrede görülen kanser geniş bir yayılma gösterir. Tümör yakında bulunan ana damarlara ya da sinirlere yayılır.

Evre IV: Bu evrede kanser uzak organlara yayılır.

Pankreas Kanseri Tedavisi

Pankreas kanseri tedavisi cerrahi işlem, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleriyle gerçekleştirilir. Bu nedenle tedavi planlamasında ve sürecinde farklı uzmanların müdahalesi ve kontrolü gerekebilir. Tedavi radyasyon onkolojisi, gastroenteroloji, cerrahi işlem, tıbbi onkoloji ve diğer alanda uzman doktorların tümü ile birlikte uygulanır.

Pankreas Kanserinde Whipple Ameliyatı

“Whipple ameliyatı nedir?” sorusunun yanıtı hastalık ve tedavisi ile ilgili araştırma yapanların merak ettiği konulardan biridir. Whipple ameliyatı; 12 parmak bağırsağı, pankreas başı ve safra yolları tümörlerinin tedavisinde hayat kurtaran bir cerrahi işlemdir. Bu ameliyat birbirine yakın ve bağlı olan 3 organda oluşan tümörlerde bölgeyi tamamen temizlemek adına idealdir.

Bu ameliyat yönteminde mide kapağını korumak amacıyla pilor koruyucu Whipple işlemi uygulanır. Böylece ameliyat sonrasında sindirim sistemi ile ilgili şikayetler yaşanmaz. Bu işlemin en önemli yanı bu organların birbiri ile koordinasyonunun doğru bir şekilde ve yeniden sağlanmasıdır. Bu nedenle Whipple ameliyatı yöntemi mutlaka alanında uzman bir doktor tarafından uygulanmalıdır.

Pankreas Kanserinde Diğer Tedavi Yöntemleri

Radyoterapi: En sık tercih edilen radyoterapi türü rxternal-beam radyoterapidir. Göstereceği etki nedeniyle genellikle radyasyon tedavisi ve kemoterapi ile aynı anda uygulanır. Aynı anda uygulanan bu işlemle tümörler küçülür ve yok olması sağlanır.

Kemoterapi: Kanser hücrelerinin büyümesi ve bölünmesini durdurmak adına ilaçlı tedavi uygulanır.

Hedefe yönelik tedavi: Bu tedavi şekli belirli genler başta olmak üzere proteinleri ya da kanserin gelişme gösterip hayatta kalmasına katkıda bulunan doku ortamını hedefler.

Tedaviden Sonra

Pankreas kanseri yaşam süresi kişiden kişiye göre farklılık göstermekle birlikte doğru tedavi yöntemi ve tedavi sonrası süreç ile başarılı sonuçlar elde edilebilir. Özellikle erken tanı ile tedaviden alınan başarı oranı artabilir.

Bunun yanında tedavide verilen antikanser ilaçlar ve ışın tedavisi iyileşmenin oranını artırabilir. Ancak geride kanser hücresi kalan ameliyatlardan sonra ya da komşu organlara yayılım gösteren durumlarda bu oran düşüktür. Bu oranı artırabilmek adına tedaviden sonra korunma yöntemleri uygulanabilir. Korunmak için sigara kullanımı sonlandırılmalı, dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca pankreas kanseri belirtileri sırt ağrısı ile ortaya çıkabildiğinden tedaviden sonraki dönemde düzenli egzersiz yapılmalı ve fazla kilolar verilmelidir.

Bilgi talep formunu doldurarak Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından uygulanan pankreas kanseri tedavisi ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.

Yorum Ekle

Pankreas kanseri

seafoodplus.info Emine Ataç, seafoodplus.info Dobrucalı

Pankreas karın içinde midenin arkasında yer alan yumuşak kıvamda ve yassı uzun şekilde bir organımızdır. Başlıca görevi sindirim enzimlerini (lipaz, amilaz, tripsin, kimotripsin vb.) ve özellikle vücuttaki şeker metabolizmasını düzenleyen insülin ve glukagon gibi bazı hormonları salgılamaktır ve yaşam için elzem bir organdır.
Normalde vücuttaki hücreler düzenli bir şekilde bölünerek çoğalır ve zamanı gelince de ölürler. Eğer hücreler kontrolsüz bir biçimde bölünmeye devam eder ve ihtiyac duyulmayan dokular oluşursa bu dokuların oluşturduğu kitlelere tümör denir. Vücutta oluşan tümörler habis (malign) veya selim (benign) karakterde olabilirler. Kanser terimi habis tümörler için kullanılır. Habis tümörler bulundukları bölgedeki yakın organlara ve kan ve lenf yoluyla da uzak organlara sıçrayabilirler ve bu durum metastaz olarak adlandırılır. Pankreas kanserinde de pankreas içindeki kanalları döşeyen hücrelerden kaynaklanan bir tümör gelişimi söz konusudur. Bu tür tümörler pankreasın ekzokrin tümörleri olarak adlandırılırlar. Bunlar arasında en sık görülenler pankreasın adenokanserleridir. Pankreasın daha nadir görülen tümör cinsleri pankreastaki hormon salgılayan hücrelerden kaynaklanan tümörler ve pankreasdaki kistik yapılardan kaynaklanan tümörledir. Bu guruptaki tümörler nöroendokrin tümörler ve kistadenokarsinomlar olarak adlandırılırlar ve nisbeten daha iyi bir gidiş gösterirler.

Pankreas kanseri ölümcül kanserler arasında 4. sırada yer alır. Görülme sıklığı 11/ civarındadır. ABD de her yıl   yeni vaka  teşhis edilmekte ve  kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Hastaların %80 i 60 yaş üzerindedir ve %50 sinde teşhis anında uzak metastaz bulunur. Erkeklerde kadınlara göre  biraz daha sık görülür (RR: 1,3). Tanı ve tedavideki gelişmelere  rağmen  30 yıl öncesi ile karşılaştırıldığında 1  yıllık yaşam oranı %15 den %21 e,  5 yıllık yaşam oranı ise   %3 den %5 e  kadar yükselebilmiştir.

Pankreas kanserinin değişik türleri bulunur;

&#; Duktal infiltran adenokarsinom (En sık görülen türdür, %)
&#; Solid psödopapiller neoplazm (%3)
&#; İntraduktal papiller müsinöz neoplazm (%5)
&#; Nadir  görülen türler : Pankreatoblastoma (%0,5), andiferansiye adenokarsinom, medüller karsinoma, müsinöz kistadenokarsinom, asiner hücreli karsinom vb.

pankreasca7

Pankreas ve komşu organların anatomisi

Pankreas kanserine ne neden olur?

Pankreas kanserinin nedeni kesin olarak bilinmekle birlikte hastalığın oluşmasına yol açtığı düşünülen bazı risk faktörleri belirlenmiştir ;

&#; 40 veya üzerinde olmak
&#; Erkek cinsiyet
&#; Sigara kullanmak
&#; Şeker hastalığı (Diyabet): 50 yaşından sonra ortaya çıkan şeker hastalığı olan hastaların %1 inde diyabet pankreas kanserinin erken bulgusu olabilir, gebelik diabeti olan kadınlarda pankreas kanseri  riski artmıştır, RR:7,1).
&#; Kronik pankreatit (genellikle alkole bağlıdır): Herediter pankreatit olarak bilinen bir pankreatit türünde pankresa kanseri gelişme riski 53 kat artmıştır.
&#; Ailenin veya kişinin geçmişinde bazı kolon polip tiplerin veya kolon kanserin bulunması (FAP- Ailevi kalın barsak polipozisi, ailevi nonpolipöz kolon kanser sendromu vb.)
&#; Ailede pankreas kanseri varlığı: seafoodplus.info akrabasında pankreas kanseri olanlarda  yaşam boyunca pankreas kanseri görülme riski %4,7 dir,  pankreas kanseri olan  hasta hasta 60 yaşından genç ise bu oran %7,2 ye yükselir.
&#; Genetik  yatkınlık (Pankreas kanserlerinin % undan sorumlu olduğu düşünülür)
&#; Yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme (?): Aşırı kilo pankreas kanseri gelişimi bakımından risk faktörüdür.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Pankreas kanserinin erken evrelerinde genellikle hiçbir belirti görülmez. Hastalığa ait bulgular (semptomlar) ortaya çıktığında çoğunlukla tümör ileri bir evreye ulaşmış ve pankreas çevresindeki dokulara ulaşmıştır. Semptomlar, tümörün yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak değişir ;

&#;  İştahsızlık  (%64)
&#;  Nedeni açıklanamayan kilo kaybı   (%)
&#;  Üst karında hissedilen ve bazen sırta vurabilen ağrı  (%)
&#;  Sırt ağrısı  (%48)
&#;  Bulantı ve kilo kaybı  (%)
&#;  Erken doyma  (%62)
&#;  Depresyon,halsizlik, çabuk yorulma
&#; Sarılık  (%) (Tümörün safra yollarını tıkaması sonucunda ortaya çıkar, göz aklarında sararma, idrarda       koyulaşma ve dışkı renginde açılma olur)
&#;  Diabet (Şeker hastalığ)  (%97)
&#;  Uyku bozukluğu  (%54)

Yukarıdaki  belirtiler pankreas kanseri dışında başka hastalıklarda da ortaya çıkabileceğinden bu tür yakınmaları olan kişiler bir doktora görünmelidirler.
Pankreas kanserinin nedenleri kesin olarak bilinmediğinden ve hastalık erken evrede herhangi bir belirti vermediğinden önlem almak zordur. Ailevi ya da genetik yatkınlıktan dolayı pankreas kanseri yönünden artmış bir riske sahipseniz doktorunuzun yardımıyla düzenli aralarla yapılacak tetkiklerle erken teşhis koymak mümkündür.

pankreasca2

Pankreas kanserinde  tümörün pankreastaki  yerleşimi


TEŞHİS

Pankreas kanserinin teşhisinde doktorun bu hastalığın varlığından şüphelenmesi ve gerekli tetkikleri istemesi önemlidir. Bu amaçla aşağıdaki incelemeler yapılabilir;
Batın ultrasonografisi: İyi yapılmış bir ultrasonografi pankreas kanserinin erken teşhisinde yardımcıdır ve daha ileri düzeydeki incelemelerin yapılması konusunda karar verilmesine yardımcı olur. Ultrasonografinin iyi bir yanı radyasyon içermemesidir.

Ultrasonografi (US):

Duyarlılığı %,  özgüllüğü % arasında değişebilen,  noninvaziv ve ucuz bir görüntüleme yöntemidir. 1cm den küçük tümörlerin ancak %50 si ultrasonografiyle tesbit edilebilirken  3cm den büyük tümörlerde yöntemin duyarlılığı %95 e yükselmektedir.  Renkli Doppler  ve iv kontrast US yöntemlerinin kullanıma  girmesiyle  tümöre komşu damarların tutulumu ve lezyonun vaskülaritesi (damarlanması) hakkında daha ayrıntılı  bilgi  elde edilebilmektedir.  US pankreas kanserinde  rezektabilitenin  değerlendirilmesinde (tümörün cerrahi olarak çıkarılabilirliği)  vakaların  ancak %55 inde doğru sonuç verebildiğinden  başka görüntüleme yöntemleriyle  kombine edilmelidir.  US de cihazın  özellikleri yanında  radyoluğun tecrübesi de yöntemin duyarlılığını  etkileyen önemli bir faktördür.

Bilgisayarlı tomografi (BT):

Karın içerisindeki yapıların ve özellikle pankreasın daha ayrıntılı bir şekilde ve ince kesitler halinde incelenmesini sağlar. Radyasyon içermesi ve nisbeten pahalı oluşu dezavantaj oluşturmakla birlikte pankreas tümörü varlığından şüphelenildiğinde mutlaka yapılması gereken bir inceleme yöntemidir. 2cm den küçük kitlelerin saptanmasındaki duyarlılığı %77, özgüllüğü % dür. Rezektabilitenin tahminindeki doğruluğu %73, unrezktabilitedeki  pozitif ömgörü değeri ise %90 dır. Son yıllarda mm lik çok ince kesitlerle tarama yapabilen MDCT  nin kullanılmasıyla (Multi detector CT scanner)  tümörün  rezektabilitesi hakkında daha doğru karar verilmesi mümkün olmaktadır (Negatif öngörü değeri %87 vs %79).

Manyetik rezonan görüntüleme (MRI, magnetic resonance imaging):

Manyetik dalgalar yardımı ile karın içindeki yapılar BT dekine benzer bir şekilde incelenir. Radyasyon içememesi önemli bir üstünlüğüdür. Pankreas kanserinin evrelenmesinde  BT ye üstündür (% vs %94). MRI ile birlikte MRCP (magnetic resonance cholangiopancretography) kullanımı  benibn ve malign lezyon ayrımında yöntemin duyarlılığını ve özgüllüğünü  artırır.

EUS (Endoskopik ultrasonografi):

EUS  yönteminde  endoskopun  ucuna adapte edilmiş bir ultrasonografi probu ile  barsak içinden ultrasonografi yapılarak tümörün saptanması, evrelemesi ve doku örneği alınması  mümkün olmaktadır (Bkz EUS). Hastalığın lokal evrelemesinde  BT ye göre daha duyarlı bir yöntemdir (%67 vs %41).  Lenf nodu tutulumunun (%44 vs %47) ve rezektabilitenin  (%68 vs %64) gösterilmesinde BT ile aynı duyarlılığa sahiptir. Portal ve splenik ven tutulumunun gösterilmesinde %90 gibi yüksek bir duyarlılığa sahipken SMA (superior mezenterik arter, bağırsak atar damarı) ve SMV (superior mezenterik ven, bağırsak toplar damarı) tutulumunun gösterilmesindeki  duyarlılığı düşüktür (%50) (Negatif öngürü değeri %82). IV kontrast kullanılarak yapılan EUS daha yüksek duyarlılığa sahiptir (contrast enhenced EUS).

ERCP (Endoscopic retrograde cholangiopancreatography):

Endoskopik yöntemle pankreas kanalına kontrast madde verilerek pankreas kanalı görüntülenir. ERCP teşhisten çok pankreastaki tümörün safra yollarına bası yaparak tıkaması sonrasında oluşan sarılığın tedavi edilmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir (Bkz. Endoskopi- ERCP).

PET  CT (Positron emission tomography):

Damar yoluyla verilen radyoaktif maddenin (F-2fluorodeoxy-D-glucose &#; FDG) tümör dokusu tarafından tutulmasıyla tümörün görüntülenmesi  esasına dayanan bir testtir. Yeni geliştirilen PET cihazları 7mm çapındaki küçük pankreas kanserlerini  ve metastazları gösterebilmektedir. 1cm den küçük pankreas tümörlerinin  (%92 vs %88) ve kemik metastazlarının  (% vs %12) gösterilmesindeki  duyarlılığı BT ye üstündür. Bununla birlikte, vasküler  invazyonun (damarsal tutulum),  paraaortik lenf  nodu tutulumunun (aorta komşu lenf nodları) , peritoneal yayılımın (karın zarı tutulumu) ve karaciğer metastazlarınının gösterilmesinde duyarlılığı CT  ye göre daha düşüktür (sırasıyla;  %22 vs %,  %57 vs %78,  %42 vs %57 ve %52 vs %73). PET, tümörün teşhisi yanında tedaviye alınan cevabın  değerlendirilmesinde de kullanılır. Bu amala SUV değeri kullanılır [standardized uptake value = Doku konsantrasyonu (miliküri/g) / Enjeksiyon dozu (miliküri) / Vücut ağırlığı (g)]. Metastatik hastalığı olan pankreas kanserli vakalarda SUV değeri yüksektir (>6) ve prognoz tahmininde yardımcıdır.
PET pankreas kanseri ve  pankreatit ayrımında yardımcı olabilir. FDG nin diffüz tutulumu pankreatitte pankreas kanserine göre daha sık görülen bir bulgudur  (%53 vs %3). Hayvan çalışmalarında pankreas kanserlerinin erken evrede saptanmasında ve pankreatit ayrımında  C-acetate-PET  in   FDG-PET e göre daha duyarlı  olduğu görülmüştür.

Tümör dokusundan örnek alınması (Biyopsi):

Pankreasta bir kitle tesbit edildiğinde kesin tanı ve tümör cinsinin anlaşılması amacıyla doku örneği alınması gerekir. Bu aynı zamanda daha sonra uygulanacak olan ilaç tedavisinin seçiminde de yardımcı olur.

Kan testleri:

Pankreas kanserinde de diğer bazı kanser çeşitlerinde olduğu gibi kanda tümör belirteçleri (tumor marker) olarak adlandırılan birtakım maddelerin arttığı saptanabilir. Bu maddeler genellikle tümörün kendisi tarafından oluşturulabildiği gibi bazen vücut tarafından da oluşturulabilir.
Pankreas kanserinde yükselen tümör belirteçleri CA (Carcinom antigen ) ve CEA (carcino embrionic antigen) dir. Bu maddeler pankreas kanseri için spesifik olmayıp sindirim sisteminin diğer kanserlerinde, safra yolları hastalıklarında ve pankreasın bazı selim hastalıklarında da yüksek bulunabilir. Tümör belirteçleri tanıdan çok tedaviye alınan cevabın değerlendirilmesi ve hastanın tedavi sonrasında izlenmesi amacıyla kullanılırlar.  CA düzeyi U/ml nin altında olan hastalarda yaşam süresi,   daha yüksek değerlere sahip hastalara göre daha uzundur (9,6 ay vs 4,4 ay). CA   seviyesi U/ml nin altında olan hastalarda hayatta kalım süresi daha uzun bulunmuştur (22 ay vs 8ay ). Sarılık gelişen hastalarda kanda yükselen bilüribin nedeniyle CA düzeyi yanlış olarak  olduğundan daha yüksek çıkabilir. Bu etkileşim CEA de görülmez. CEA pankreas kanseri için daha az duyarlı bir test olup özellikle pankreas öz suyunda ölçüldüğünde daha anlamlı  sonuç verebilir. Pankreas öz suyundaki CEA  düzeyi ölçümü   pankreas kanserlerinin erken teşhisinde  yardımcı olabilen bir testtir  (>50mg/ml).

pankca2

Pankreas kanseri teşhsinde ve evrelemesinde kullanılan görüntüleme yöntemlerinin duyarlılık ve özgüllükleri (PPV: pozitif kestirim değeri, NPV: Negatif kestirim değeri) (1)

EVRELEME

Pankreas kanseri tedavisinde uygun yaklaşımı saptamak amacıyla öncelikle tümör evrelemesinin yapılması (Tümörün ne kadar büyüdüğünün ve komşu ve uzak organlara yayılım derecesinin saptanması) gerekir. Çünkü pankreas kanser tedavisinde uygulanacak tedavi yöntemleri kanserin evresine bağlı olarak değişir. Tümörün çölyak arter, superior mezenterik arter (SMA) ve  hepatik arteri &#; den fazla çevreleyecek şekilde yayılımı veya bu bölgedeki bağırsak toplar damarlarında  masif tromboz oluşması halinde  cerrahi tedavi uygulanamaz. Portal ven ve superior mezenterik venin tromboz oluşmadan tutulumu  cerrahi rezeksiyona engel teşkil etmez. Bu nedenle gerektiğinde  birden fazla görüntüleme yöntemi kullanılarak  doğru  evreleme yapılması gerekir. Bazı otörler kritik vakalarda laparoskopik evreleme yapılmasını tavsiye ederler (karın içine teleskopik bir aletle bakılması).  Araştırmalar, görüntüleme yöntemlerinde rezektabl  kabul edilerek cerrahiye verilen vakaların % inin  ameliyat sırasında aslında anrezektabl  bulunabileceğini göstermiştir.

Evre 1: Tümör pankreas dışına sıçramamıştır
Evre 2: Tümör pankreasın sınırları dışına çıkmış, ana safra kanalına ve oniki parmak barsağı duvarına ve pankresa komşu lenf bezlerine  sıçramıştır.
Evre 3: Tümör pankreas dışına, yanındaki mide, kalın barsak ve dalak gibi  organlara ve lenf düğümlerine sıçramış, pankreasın etrafındaki büyük kan damarlarına da yayılmıştır.
Evre 4: Tümör  karaciğer gibi uzak organlara sıçramıştır.

pankca

Pankreas kanserinde TNM evreleme sistemi (T: Tümör, N:Lenf nodu, M:Metastaz)

pakreatm

Pankreas kanserinde TNM evreleme sistemi

pankreatm2
Pankreas kanserinde evreleme, TNM sistemi ve operabilite (rezektabilite)

Bu sınıflamaya göre pankreas kanseri klinik olarak 3 kategoriye ayrılabilir;

seafoodplus.infori: Pankreasa lokalize kanseri olan hastalar (Tis-T2) (Görülme sıklığı %8,  beş yıllık hayatta kalım %22)
seafoodplus.infori: Lokal invaziv- regional lenf nodu tutulumu olan hastalar (T3) (Görülme sıklığı %26,  beş  yıllık hayatta kalım %9)
3-Kategori: Unrezektabl (cerrahi olarak çıkarılamayan) tümörü  (T4) ve/ veya uzak metastazı olan hastalar  (Görülme sıklığı %53,  beş yıllık hayatta kalım %2)

midetm2

Pankreas kanserinde  hastalığın evresine göre  beklenen yaşam süresi


TEDAVİ

Cerrahi tedavi:
Pankreas kanseri olgularının ancak %20 si  teşhis anında radikal cerrahi tedavi adayı  olabilmektedir. Pankreasın  gövde  ve kuyruk kısmında yerleşim gösteren tümörler geç belirti verdiklrinden teşhis anında hastalık genellikle ileri evrededir ve rezektabl değildir.Tümörün çölyak arter, superior mezenterik arter (SMA) ve  hepatik arteri &#; den fazla çevreleyecek şekilde yayılımı veya bu bölgedeki bağırsak toplar damarlarında  masif tromboz oluşması halinde  cerrahi tedavi uygulanamaz. Portal ven ve superior mezenterik venin tromboz oluşmadan tutulumu  cerrahi rezeksiyona engel teşkil etmez. Cerrahi tedavide kanserli tümör, tümöre komşu dokular ve yakındaki lenf düğümleri çıkarılır (Pankreatikoduodenektomi, PD). Whipple ameliyatı olarak adlandırılan cerrahi yöntemde pankreas baş kısmında yerleşik tümörlerde pankreasın büyük bir kısmı, midenin bir kısmı, onikiparmak barsağı ve etrafındaki dokular alınır.  Son yıllarda uygulanmakta olan yöntem pilor koruyucu PD yöntemidir (PPPD). Bu yöntemde operasyon süresi daha kısa olup kan kaybı daha azdır. PPPD de  ameliyat sonrasında ortaya çıkabilecek sindirim sistemi yakınmaları  klasik PD ye göre daha az görülür ve cerrahi sonrasında  gerektiğinde endoskopik olarak safra yollarına ulaşım daha kolaydır. Semptom süresi (sarılık ve ağrı) 40 günden uzun,  CA seviyesi >U/ml olan ve  histolojik olarak G3-G4 evresi saptanan hastalarda  ameliyat öncesi evrelemede hastalık rezektabl olsada prognoz  kötüdüseafoodplus.infoasın kuyruk kısmında yerleşim gösteren erken evredeki tümörler laparoskopik  rezeksiyonla  çıkarılabilirler. Pankreasın tümüyle çıkarılması (total pankreatektomi)  kronik pankreatit, multifokal adacık hücre tümörü  veya diffüz IPMN (bkz. pankreas kistleri) olan vakalarda uygulanır.
Bazen asıl tümör kitlesi çıkarılamasa da kanserin yol açtığı kusma, sarılık vb. durumların ortadan kaldırılması için cerrahi tedavi uygulanması gerekebilir.  Tümörin safra yollarını tıkamasına bağlı olarak ileri derecede  sarılığı olan hastalarda ameliyat öncesinde endoskopik (ERCP) ve/veya radyolojik (PTK) yöntemlerle safra yolları drene edilmelidir (Biliyer dekompresyon). Sarılığı hafif olan vakalarda bu işlemler yapılmadan hasta  ameliyata alınabilir. Ameliyat öncesinde safra yollarına uygulanacak gereksiz girişimler safra yollarında enfeksiyon gelişme riskini artırır. Cerrahi tedavi öncesinde kemoterapi ve radyoterapi uygulanacak olan sarılıklı vakalarda  işlem öncesinde yukarıdaki yöntemlerden biri kullanılarak mutlaka safra yolu drenajı sağlanmalıdır.

Radyoterapi:
Radyasyon ile tümör hücrelerinin öldürülmesine ve tümörün küçültülmesine çalışılır. Cerrahi girişim öncesinde veya sonrasında uygulanabilir. Vücut dışından uygulanabileceği gibi bazen tümör yakınına koyulan radyoaktif çekirdeklerle vücut içinden de yapılabilir. Radyoterapi  hastalığın lokal kontrolüne fayda sağlar. Pankreas baş kısmında yerleşim gösteren kanserlerde 5-FU ile birlikte  uygulanan radyoterapi (kemoradyoterapi)  sonrasında  Gemcitabine ile tedaviye devam  şeklinde bir yaklaşım  bazı kliniklerde standart tedavi yöntemi olmuştur.

Kemoterapi :
Kemoterapide verilen kemoterapötik ilaçlarla kanser hücrelerinin öldürülmesi veya çoğalımlarının durdurulmasına çalışılır. Cerrahi tedavi şansı olan hastalarda kemoterapi cerrahi tedavi öncesinde veya sonrasında verilebilir (Neoadjuan ve adjuvan tedavi). Cerrahi tedavi şansı olmayan hastalarda günümüzde tek geçerli tedavi şansı kemoterapidir. Kemoterapi ve radyoterapi birlikte uygulandığında daha iyi sonuç alınabilir. Kemoterapide etkili olabildiği gösterilmiş olan ajanlar 5-FU (Fluorouracil), Leucovorin  ve Gemcitabine dir. Tek başına 5-FU veilen vakalarda  tedaviye cevap alınma oranı % ilen  5-FU +  leucovorin  uygulanmasıyla bu oran %26 ya yükselir. Cerrahi tedaci sonrasında kemoterapi ve radyoterapinin birlikte uygulanması (adjuan kemoradyoterapi) yaşam süresini uzatabilmektedir [ 2 ve 5 yıllık hayatta kalım %43 vs %18  ve %19 vs %0, GITSG (Gastrointesinal Tumor Study Group) çalışması].
Kemoterapi ve radyoterapinin cerrahi tedavi öncesinde uygulanması (neoadjuvan tedavi)  anrezektabl olguların 1/3 inde rezektabilite şansı yaratabilmektedir. Rezektabl tümörlerde neoadjuvan tedavi uygulaması yaşam süresine olumlu bir katkı sağlamaz.

pankreasca4

Pankreas kanserinde cerrahi tedavi (Whipple prosedürü)

Biyolojik Tedavi (Biyoterapi &#; İmmunoterapi ):
İmmunoterapi olarak da bilinen biyolojik terapide, bağışıklık sistemi ( vücudun kendi koruma mekanizmaları) kanserle savaşır. Bağışıklık sistemin yeterli çalışmaması durumunda kanser oluşumunun kolaylaştığı bilinmektedir. Biyoterapi ile vücudun bağışıklık sistemi onarılır, uyarılır ya da kuvvetlendirilir. Biyoterapi tek başına uygulanabileceği gibi cerrahi tedavi, radyoterapi ve kemoterapi ile beraber de uygulanabilir. Bu şekilde tedaviye bağlı yan etkilerin azalması da sağlanmış olur.
Biyoterapi ile,

&#; Kanser oluşum süreci durdurulur, kontrol edilir ya da bastırılır
&#; Kanser hücreleri bağışıklık sistemimiz tarafından daha kolay farkedilir hale getirilir.
&#; T-hücreleri, NK-hücreleri ve makrofajları gibi bağışıklık sistemi hücrelerinin öldürme gücü artırılır
&#; Normal bir hücreyi kanser hücresine dönüştüren sürec durdurulur ya da geri döndürülür
&#; Vücudun, tedavi süreci içinde ölen ya da hasarlanan hücrelerinin yerine yeni hücre üretmesi hızlandırılır.
&#; Kanser hücrelerinin vücudun başka yerlerine sıçraması engellenir.

Biyolojik tedavi yöntemleri:

İnterferonlar
İnterferonlar vücut tarafından enfeksiyon durumunda üretilir. İnterferonlar hem enfeksiyon oluşturan yabancı maddelerle hem de kanser hücreleri ile savaşır.

Monoklonal Antikorlar
Vücuttaki her hücrenin yüzeyinde kendini tanıtan proteinler vardır. Kanser hücrelerinde değişeime uğrayarak farklılaşmış olan bu proteinler bağışıklık sisteminin uyarılmasına yol açar. Bu proteinler kanser antijenleridir ve vücut onlara karşı antikor olarak adlandırılan başka proteinler üretir. Bir tane ana antikordan aynı antijene karşı sayılarca antikor klonu üretildiğinden monoklonal diye adlandırılmaktadır. Bu tedavide kanser hücrelerinden örnek alınırak kanser hücrelerinin yüzeyinde bulunan antijenler saptanır. Sonra bu antijenlere bağlanıp antijenin üzerinde yer aldığı hücreyi öldürecek olan antikor üretilir. Bu yöntem ile üretilen antikorlar kanser hücrelerini öldürmek için tek başına kullanılabildiği gibi tedavi veya tanıda gerekli olan maddelerin kanser hücrelerine taşınmasında da kullanılabilirler. Monoklonal antikorlar ile kemoterapötik ajanların doğruca tümör hücrelerine taşınması mümkün olabilmektedir. Bu şekilde ilacın sağlıklı dokulara  zarar verme oranı da azalır. Yüksek konsantrasyonda kullanılabilindiğinden etkinliği konvansiyonel kemoterapiden daha yüksektir ve yan etkileri de daha azdır. Monoklonal antikorların kanser tedavisinde kullanımı yenidir ve sadece kemoterapiye dirençli vakalarda uygulanmaktadır. Günümüzde pankreas kanserinde kullanılan monoklonal antikor ‘setuksimab&#; dır. Bu ilacın içerdiği antikor kanser hücresine bağlanarak hücrenin anormal çoğalmasını ve saldırgan karakter kazanmasını engeller. Tedavinin etkinliğini değerlendirmeye yönelik çalışmalar halen sürmektedir.
Monoklonal antikorlar tanısal amacla da kullanılabilir. Antikorla birleştirilen radyoaktif maddelerin kanser hücelerine bağlanmasıyla diğer yöntemler ile görüntülenemeyen kanser hücrelerinin ve metaztazların görüntülenmesini sağlanır.

İnterlökinler
İnterlökinler, vücudun lenfositlerini (bir çeşit akyuvar) aktive eder. Yani bağışıklık sistemi için önemli olan beyaz kan hücrelerinin (akyuvarlar) coğalımını ve  çalışmalarını uyarırlar. Bu şekilde vücut direncinde artma sağlanır. Örneğin, IL-2, tümör hücrelerini öldüren hücreleri aktifleştirir ve bağışıklık fonksiyonun kuvvetlenmesine katkıda bulunur.

Palyatif tedavi yöntemleri:
Pankreas kanserinde  lokal invazyon ve uzak metastaz nedeniyle olguların % ında ilk teşhis anında    anrezektabl (cerrahi olarak çıkarılamayan) bir tümör sözkonusudur. Pankreas başı ve gövdesinde yerleşim gösteren tümörü olan bu tür vakalarda ortalama yaşam süresi 7 aydır. Pankreas kuyruğunda yerleşim gösteren tümörü olan olgularda bu süre daha da kısadır (ortalama 3 ay). Pankreas kanserinde büyüyen tümöre bağlı olarak  ortaya çıkan mide çıkış darlığı, sarılık, ağrı,kanama ve kilo kaybı gibi semptomlar  hastanın ve hasta yakınlarının yaşam kalitesini belirgin ölçüde bozabilir.
Mide çıkış darlığı tümörün onikiparmak barsağına invazyonu sonrasında oluşur ve inatçı bulantı ve kusmalarla kendini belli eder. Bu vakalarda endoskopik stenting (endoskopla daralan bağırsak bölgesine veya mide çıkışına bir stent yerleştirilmesi) veya   gastroenterostomiyle (ameliyatla ince bağırsağın mideye bağlanması) kusmaların  önüne geçmek mümkün olabilir.
Sarılık  pankreas başında yerleşim gösteren tümörün safra yolunu sıkıştırması veya invazyonu sonrasında ortaya çıkar. Bu vakalarda ERCP veya PTK gibi yöntemlerle daralmış safra yoluna bir stent yerleştirilerek sarılık ve kaşıntının hafiflemesi sağlanır. Karaciğerde yaygın  metastaza bağlı sarılığı olan vakalarda stenting fayda sağlamaz. Tümörün onikiparmak bağırsağını  invaze ettiği vakalarda bazen şiddetli olabilen  sindirim sistemi kanamaları  olabilir. Bu hastalarda radyolojik yöntemlerle tümörü besleyen atardamarların tıkanmasıyla kanama durdurulabilir.
Pankreas kanserinde  görülen karın ve sırt ağrısı  ağız  yoluyla veya enjeksiyonla alınan ağrı kesicilerle bir dereceye kadar dindirilebilir. Ancak hastalığın ilerleyen evrelerinde ağrıları şiddetlenen hastalarda  pankreasa yakın bölgede bulunan sinir ganglionları (celiac plexus)  alkol enjeksiyonu ile paralize edilerek ağrı palyasyonu sağlanır. Bu amaçla  endosonografik veya radyolojik kontrol altında sinir gangliaonlarının olduğu bölgeye % lük alkol  enjekte edilir. Yöntem ameliyat sırasında da uygulanabilir. Hastaların   % inde bu tedaviye yanıt alınır.

Kaynaklar

1) Sharma C, Eltawil KM, Renfrew PD, Walsh MJ, Molinari seafoodplus.infoes in diagnosis, treatment and palliation of pancreatic carcinoma: World J Gastroenterol. ;17(7)
2) Ouaïssi M, Giger U, Louis G, Sielezneff I, Farges O, Sastre seafoodplus.info adenocarcinoma of the pancreatic head: a focus on current diagnostic and surgical seafoodplus.info J Gastroenterol. ;
3) Herreros-Villanueva M, Hijona E, Cosme A, Bujanda seafoodplus.infont and neoadjuvant treatment in pancreatic seafoodplus.info J Gastroenterol. ;
4) Shin EJ, Canto seafoodplus.infoatic cancer seafoodplus.infoenterol Clin North Am. ;
5) Koido S, Homma S, Takahara A, Namiki Y, Tsukinaga S, Mitobe J, Odahara S, Yukawa T, Matsudaira H, Nagatsuma K, Uchiyama K, Satoh K, Ito M, Komita H, Arakawa H, Ohkusa T, Gong J, Tajiri seafoodplus.infot immunotherapeutic approaches in pancreatic seafoodplus.info Dev Immunol. doi//

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.