pankreatik enzim içeren ilaçlar / PANKREAS VE HASTALIKLARI NE ZAMAN AKLA GELMELİ?

Pankreatik Enzim Içeren Ilaçlar

pankreatik enzim içeren ilaçlar

PANKREAS VE HASTALIKLARI NE ZAMAN AKLA GELMELİ?

Kronik pankreatit, pankreas iltihabın uzun süreli olması ile pankreasta ve kanallarında kalıcı değişikliklerin gelişmesi, görüntüleme yöntemleri bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rezonans (MR) ile bunların gösterilmesi, pankreas fonksiyonlarının bozulması ile diyabetin gelişmesi ve yukarıda anlatılan özellikte karın ağrısının olması ile karakterizedir.

Pankreas, Yunanca kökenli pan (tüm) ve kreas (et) kelimelerinin birleşiminden türetilen, “tümü et” olarak tanımlanan, erişkinlerde cm uzunluğunda, J şeklinde, yumuşak, karın boşluğunun arkasında yer alan, gr. ağırlığında bir organdır. Yaklaşık yarısını oluşturan baş kısmı ve boyun, gövde, kuyruk gibi bölümlerden oluşur. Anne karnında pankreas iki kaynaktan gelişir, arka ve ön kısım sonrasında birleşir. Bazen bu birleşme yarık dudak, yarık damak gibi tam olmaz ve doğuştan gelen bu anomaliler sonucu yaşam süresince pankreatit gibi önemli hastalıklar gelişir. Bulunduğu bölge itibarıyla pankreas mide, kalın ve ince bağırsaklar, safra yolları ile diyafragma gibi birçok karnın üst yarısında yer alan veya bu bölgeyi sınırlandıran organlarla ile komşuluk ilişkisinde bulunur. Bu durum çok önemlidir, çünkü pankreasa ait olan hastalıkların ağrı, hazımsızlık, ishal gibi birazdan ayrıntılı irdeleyeceğimiz belirtileri, diğer organ hastalıklarının belirtileri ile karıştırılmasına neden olur. Karnın üst yarısında olan bir ağrı hemen akla mide hastalıklarını getirse de yapılan tedaviye cevap vermemesi, ağrının yanlara ve sırtta doğru kuşak tarzında yayılması durumunda pankreas iltihabı (pankreatit) başta olmak üzere pankreas hastalıkları hemen akla gelmeli ve tanı için tetkikler istenmelidir. Bugün acile karın ağrısı ile gelen hemen tüm hastalarda özellikle ağrı şiddetli ise mutlaka pankreatitin laboratuvar tetkikleri olan amilaz ve lipaz istenmektedir. Aksi durumlarda pankreatit tanısı maalesef atlanır ve hastada tanının gecikmesi nedeniyle ölümlere kadar uzanan olumsuz gelişmeler gözlenebilir.

PANKREASIN VÜCUTTA İŞLEVİ NEDİR?

Pankreasın vücutta görevi nedir sorusuna cevap vermek için pankreasın fizyolojisini bilmek gerekir. Pankreasın % 85’ini ekzokrin pankreas dediğimiz, sindirim enzimleri, yağı parçalayan lipaz enzimi, proteinler için çeşitli proteazlar ve karbonhidratlar için de çeşitli sakkaridazlar yapan asinus denilen ünitelerden ve bunların ürettiği enzimleri oniki parmak bağırsağına taşıyan, ortam alkali yapıp enzimlerin iyi çalışması için bikarbonat yapan kanallardan oluşur. Pankreasın % 2’si de insülin, glukagon gibi önemli hormonları üreten pankreas adacıkları dediğimiz endokrin hücrelerden ibarettir. Geri kalanı ise bu iki dokuyu birbirine bağlayan bağ dokusudur. Bu iki pankreas dokusu, ekzokrin (salgısını kanallar ile oniki parmak bağırsağına akıtan) ve endokrin (hormonlarını kana geçirerek uzak organların birçok faaliyetini kontrol eden) kısımlar tam bir uyum içinde çalışır. Kendi başlarına çalışırken diğerinden de etkilenir ve etkiler. Birinin hastalığı başlangıçta olmasa da zaman içinde diğer kısmı etkiler. Bu yazıda biz daha çok ekzokrin pankreas hastalıklarından bahsedeceğiz. Endokrin pankreas hastalıklarının en sık görüleni ve bilineni diyabettir. Toplumda her geçen gün artan, yaklaşık toplumun % 14’ünden fazlasını etkileyen diyabet zaman içinde ekzokrin pankreası etkileyerek yetersizliğine neden olmaktadır. Ekzokrin pankreas hastalıklarından en önemli ve sık görülenleri de akut ve kronik pankreas iltihabı (akut / kronik pankreatit) ve pankreas kanseridir. Bu hastalıkların seyrinde de diyabet ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 60 yaşın üzerinde birinci derece akrabasında diyabet olmayan ve 2 yıl içinde doktora başvurmuş hastalarda mutlaka kanser akla gelmelidir. Ekzokrin pankreasın enzimlerinin ve bikarbonatının üretimi, sindirim için yemek sonrası artar ve kanallardan oniki bağırsağa taşınarak yemekler ile karşılaşır. Bu üretimin ve taşınmanın kontrolü, yemek yedikten sonra mideden oniki bağırsağa geçen besin öğeleri ve mide asiti kontrol etmektedir. Mide asiti ve yağlar, öniki parmak bağırsağı örtüsünden kolesistokinin ve sekretin denilen hormonların salınmasını, bunların kan yoluyla ekzokrin pankreas hücrelerine ulaşmasını ve enzimleri ile bikarbonatın hem üretiminin artmasına aynı zamanda kanallar ile bağırsağa akmasına neden olur. Bu önemlidir, eğer pankreas yetersizliğinde enzim ilaçları alınacaksa bundan dolayı yemeğin başında alınmalıdır.

Biz ağızdan aldığımız besinleri yani proteinleri, karbonhidratları ve yağları yapı taşlarına onları sırasıyla aminoasit, mono- ve di-sakkarit ve gliserol ile yağ asitleri olarak parçalayarak, ince bağırsaktan emer ve vücudumuza kazandırırız. Bu yapı taşlarının bir kısmı ince bağırsağın örtü hücrelerinde, tekrar vücudun gereksinim duyduğu protein, karbonhidrat ve yağlara çevrilerek, bağırsak kan ve lenf dolaşımına salınır ve bu yolla besinler uzak organlara taşınır. Besin öğelerinin yapı taşlarına parçalanmasına “sindirim işlemi” diyoruz. Sindirim işlemi enzim dediğimiz biyolojik olarak aktif protein yapısındaki bileşikler ile olmaktadır. Ağızda tükürük bezlerinden sentezlenen amilaz, midede yapılan lipaz önemlidir, ancak esas olan pankreas enzimleridir. Çünkü sindirim enzimlerinin hemen tamamına yakını pankreasta üretilmektedir. Pankreas hastalığı var ve bu hastalık eğer pankreasın enzim üreten kısmını etkilerse enzim üretimi aksamakta, besinler sindirilememekte, sonuç olarak hasta vücuduna besin öğelerini kazandıramamakta, enerji açığı olduğundan kilo kaybetmekte ve birazdan anlatılacak klinik belirti ve laboratuvar bulgularına neden olmaktadır.

PANKREAS HASTALIKLARINDA KLİNİK BELİRTİLER NELERDİR?

Endokrin pankreas hastalıkları, en sık görülen diyabet dışında son derece nadir görülen hastalıklardır. Kabaca; bol su içme, bol idrara çıkma ve çok yeme gibi tıbben polidipsi, poliüri ve polifaji yani 3P belirtisi, klasik olarak Tip2 diyabetin belirtileridir. Tip1 diyabette yemesine rağmen kilo kaybı da bu belirtilere eklenir. Diyabette insülin hormonunun yapımında eksiklik veya fonksiyonlarında gelişen insülin direnci nedeniyle yetersizlik mevcuttur. Diyabet dışında insülin, glukagon, somatotostatin gibi diğer hormonların yapımının arttığı tümörler son derece nadirdir. Burada bu hastalıklardan bahsedilmeyecektir.

Ekzokrin pankreas hastalıkları ise çok çeşitli ve diyabet dışı diğer hastalıklardan daha sık görülür. Enflamasyon (iltihabi reaksiyon) varlığı, nekrozun (hücre ölümünün) olması, bunun iyileşirken pankreas dokusunun yapısal bozulması, kanallarda değişiklikler gelişmesinin görüldüğü akut ve kronik pankreatitler, pankreas kanseri ve gelişen görüntüleme yöntemlerinin [MR (magnetik rezonans tetkiki), BT (Bilgisayarlı tomografi) gibi] sık kullanılması ile, özellikle yaşlılarda artan sıklıkla görülen kistik hastalıklar bunların başta gelenleridir. Tüm bu hastalıklarda özellikle erken dönemlerinde hastanın hiçbir yakınması olmayabilir, eğer belirtiler var ise bunlar; hazımsızlık, özellikle yağlı besinlere tahammülsüzlük, karın ağrısı, sarılık, diyabet gelişimi ve pankreas ekzokrin yetersizliğine bağlı yağlı yapışkan dışkılama, kilo kaybı ve yağda eriyen vitamin eksikliğine (A, D, E ve K vitamini) bağlı osteoporoz (kemik hastalığı), kanama bozukluklarıdır. Bu belirtiler arasında karın ağrısı son derece önemli ve kendine has özellikler taşır. Pankreas hastalıklarına bağlı karın ağrısı yağlı yemeklerden sonra artar. Ağrı karnın üst yarısında, orta kısmın göbeğe yakın bölümünde daha fazla hissedilir, ancak sağ ve sol böğüre yayılabilir, “kuşak tarzında” karın ağrısı olarak tanımlanır. Hasta ağrıyı nerede duyuyorsunuz sorusuna nokta olarak değil, eliyle karnın üst yarısını kuşak tarzında göstererek cevap verir. Eşlik eden bulantı, kusma gibi belirtilerde bulunabilir. Ayaklarını karnına çekerek cenin pozisyonunda ağrı daha az hissedildiğinden, hasta genelde bu pozisyonunu korur.

Ekzokrin pankreas hastalıklarının seyrinde pankreas enzim ve bikarbonat üretimindeki azalma ile pankreas ekzokrin yetersizliği (PEY) gelişir. Enzimlerin yetersiz üretimi veya çalışmaması sonucunda ağızdan alınan besinler sindirilemez, sonuçta emilemez ve vücut enerji kazanamadığından kilo kaybı olur. En önemli belirtilerinden biri yağ emilimi bozulduğu için, dışkının yağlı olmasıdır. Yağlı dışkıyı tanımak gerekir. Dışkı klozete yapışıyor ve sifon çekilmesi ile temizlenmiyorsa buna “yapışkan dışkı” denilir. Pankreas enzimlerinde yetersizlik var ise dışkı yağlı olduğundan yapışkan özellik kazanır. Çok yağlı yemek yedikten sonra hemen herkesin dışkısı yapışkan olabilir, bu durum normaldir. Ancak bunun sürekliliği daima pankreas hastalıklarını ve buna bağlı enzim yetersizliğini düşündürmelidir. Dışarıdan enzim içeren ilaçların alınması ile bu durum tedavi edilebilir.

Enzim eksikliği ve yağ sindiriminin bozulması, yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin emilimini bozar. Sonuçta bu vitaminlerin eksikliğine bağlı görme bozuklukları, kolay kanama, ciltte morarmalar ve en önemlisi de kemik hastalıkları, çocuklarda raşitizm, erişkinlerde osteomalasi denilen kemik ana maddesinin yapımında bozulma ile oluşan kemiklerde şekil bozuklukları, kemik ağrıları gelişir. Osteoporoz da, bu hastalarda diğer görülen kemik hastalıklarındandır.

Yağlı yemeklere tahammülsüzlük, yağlı yemeklerden sonra karnın üst yarısında özellikle ortasında ağrı, hazımsızlık, huzursuzluk gibi yakınmalara neden olabilir. Bu durum genelde mide sorunları ile karışmasına ve tanıda gecikmelere yol açabildiği için önemlidir.

EKZOKRİN PANKREAS HASTALIKLARI NELERDİR? Birçok hastalık sayılsa da en sık görülenleri; akut pankreatit, kronik pankreatit ve pankreas kanseridir. Bunların dışında burada bahsedilmeyecek pankreas kistleri de oldukça sık görülmektedir. Bilinmesi gereken bu kistlerin genellikle selim seyir gösterdiğidir; ilk saptandığında hemen kanserleşme olasılığını akla getirmek ve olumsuz düşüncelere kapılıp depresyona girmemek önemlidir.

AKUT PANKREATİT NEDİR ve NE ZAMAN AKLA GELMELİDİR? Akut pankreatit, saatler içinde, çok çeşitli nedene bağlı olarak gelişen pankreasın iltihabıdır. İltihap kelimesi hemen daima mikropları akla getirse de burada sebep nadiren mikroplara bağlıdır. En sık görülen mikroplar; kabakulak, öpücük hastalığı, hepatit B, hepatit A, uçuk, AİDS gibi hastalık virüsleri, solucan gibi bazı parazitler ve korona virüsüdür. Kızamık, kabakulak ve su çiçeği aşıları da enfeksiyon olmadan pankreatit yapabilir. Ülkemizde sıklığı bilinmez. Amerika Birleşik Devletleri’nde yüz binde beşten azdır, bizde daha da az görüldüğü tahmin edilir.

Akut pankreatitin en sık nedenleri safra taşları ve alkoldür. Bunların dışında serum trigliserit ve kalsiyum düzeylerinde artış, ağrı kesiciler, aspirin, bazı tansiyon ilaçları, doğuştan gelen yapısal değişiklikler gibi nedenler daha az sıklıkla saptanır. Araç içi trafik kazalarında direksiyon simidinin karına yaptığı travmada pankreas, direksiyon simidi ve omurga arasında ezilerek hasar görebilir, akut pankreatit sebebi olabilir. Safra taşları ülkemizde en sık nedendir. Safra kesesinde bulunan 5 mm ve altındaki taşlar safra kanalına düşebilir ve oradan bağırsağa geçerken de pankreas kanalının ağzını kapatarak pankreatiti başlatabilir. Ağrı karnın üst yarısının ortasında daha yoğun duyulsa da kuşak tarzında sağ ve sol yana yayılabilen bir ağrıdır. Karakteristik bir özelliği de anne karnında cenin pozisyonu, yere çömelip ayaklarını karnına doğru çekip karın duvarını gevşettiğinde ağrının azalmasıdır. Alkole bağlı olanlarda genellikle yoğun alkol alımından gün içerisinde gelişir. Safra taşlarına bağlı olanlarda ise ağrı sağ üst kadranda zaman içinde artan ve azalan yani böbrek taşlarını taklit eden şekilde başlar, safra kesesindeki taş safra kanalına düşmüştür, kanaldaki taş bu hareketler ile bağırsağa ilerlerken pankreasın kanalını geçici olarak tıkar ve pankreasta iltihabı başlatır. Ağrı bu dönemde karakter değiştirir, devamlı olur ve giderek artar. Doktor başvurusunda genellikle mide ağrısı olarak değerlendirilir. En önemli özelliği hastanın ağrısının çok şiddetli olmasına rağmen muayenede karnın yumuşak olması ve genellikle hiçbir bulgu vermemesidir. Karın ağrısı şiddetli ama muayene bulgusu yok veya silik ise mutlaka akut pankreatit düşünülmelidir. Tanı serumda amilaz, lipaz gibi pankreas enzimlerinin en az 3 kat artması ile konulur. Akut pankreatitin şiddetini değerlendirmek için puanlama sistemleri vardır. Hasta başvurusu sırasında ve seyrinde tekrar tekrar değerlendirilerek izlem şekline gerekirse yatışına karar verilir. Pankreatitin özel bir tedavisi yoktur. Hastanın bulantı, kusması çok fazla ve yemek yemesine izin vermiyorsa hasta damardan beslenir. Eğer yemek yiyebiliyor ise fazla yağlı olmamak koşuluyla her şeyi yiyebilir. Ağrısı mutlaka geçirilmeye çalışılır, basit ilaçlardan morfin gibi opiyat ilaçlara değişebilen analjezikler kullanılır. Eğer safra yollarından pankreatit sebebi taş düşmemişse ERCP yapılarak taş çıkarılır. Bugün için pankreatitin seyrini değiştirecek herhangi bir ilaç yoktur. Destek tedaviler ile hastaya yardımcı olunur. Gelişecek komplikasyonlar ve hastalığın şiddeti hastanın kaybına yol açabilir. Ancak genellikle hafif olgular ki akut pankreatitli hastaların % 85’ini kapsar tamamen iz bırakmadan iyileşir.

KRONİK PANKREATİT NEDİR? Kronik pankreatit, pankreas iltihabın uzun süreli olması ile pankreasta ve kanallarında kalıcı değişikliklerin gelişmesi, görüntüleme yöntemleri bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rezonans (MR) ile bunların gösterilmesi, pankreas fonksiyonlarının bozulması ile diyabetin gelişmesi ve yukarıda anlatılan özellikte karın ağrısının olması ile karakterizedir. Hastada pankreas enzim yetersizliği geliştiğinde yağlı yapışkan dışkılama, anlamsız kilo kaybı gelişir. Maalesef bu durumda doktora başvuran hastada, eğer karın ağrısı geri planda ve şiddetli değilse, kronik pankreatit hemen akla gelmez ve tanı gecikmelerine sık rastlanır. Kronik pankreatit, alkole, ailesel yatkınlığa, genetik metabolik hastalıklara, bağışıklık sistemine bağlı gelişebilir, bazen herhangi bir sebep bulunamayabilir. Görüntülemede pankreas ve kanallarında düzensizlik görülmesi ile tanı konulur. Hastalığın seyrinde pankreas kanserinin gelişme olasılığının artması önemlidir. Tedavide ağrının giderilmesi, enzim yetersizliği için dışarıdan enzim içeren ilaçların verilmesi önemlidir. Seyrinde diyabet gelişmiş ise onun da tedavisi yapılır.

PANKREAS KANSERİ NEDİR ve NASIL TANINIR? Pankreas kanseri, genellikle pankreas kanalının örtüsünden çıkan oldukça malign karakterli bir tümördür. Genellikle ileri yaşta, 60 yaş üstünde görülür. 5 yıllık yaşam şansı tedavisiz % 5’den azdır. Gelişen tedavilere rağmen cerrahi şansını yitirmiş, ileri kanserlerde de yaşam süresi son derece kısadır. Maalesef klinik belirtileri geç dönemde ortaya çıkmaktadır. Belirtiler tümörün bulunduğu yere ve yayılımına göre değişir. Baş kısmından çıkan tümörler, içinden geçen safra kanalını tıkayarak sarılığa neden olur. Oysa gövdesinden gelişen kanserlerde, kısa sürede tümör hemen arkasında bulunan sinir ağlarına yayıldığından, hasta bezdirici karın ağrısı kliniğe damga vurur. Ağrı dayanılmazdır, iştahsızlık, kilo kaybı eşlik eder. Diyabet hemen her hastada gelişir. 60 yaşın üzerinde, yakın akrabalarında diyabet olmayan ve şişman olmayan, son 2 yıl içinde yeni tanı konulmuş her diyabet hastasında pankreas kanseri ısrarla aranmalıdır. 2 yılı aşan tanılı diyabette pankreas kanseri olasılığı azalır, çünkü kanserli hastanın bu süre içinde yaşamını sürdürmesi beklenmez. Şişman olmayan yani insülin direnci ve bozulmuş şeker dengesi görülmeyen kişilerde genetik hastalıklar yok ise diyabet gelişmez, zayıf diyabetlilerde daima pankreas hastalıkları, erken yaşlarda kronik pankreatit, ileri yaşta pankreas kanseri düşünülmelidir. Tanı BT veya MR gibi görüntüleme yöntemleri ile konulur. Batın ultrasonografisi tek başına genellikle yetersiz kalır. Cerrahi uygulanacak düzeyde ise pankreasın tümü, etraf organlar, dalak, oniki parmak bağırsağı, midenin dış kısmı ile çıkarılır ve gelişen diyabet ile enzim yetersizliği ilaçlarla tedavi edilir. Cerrahi şansını yitirmiş hastalarda kemoterapi uygulanır, ağrının giderilmesi sağlanır. Ancak bu hastalarda tüm çabalara rağmen yaşam süresi çok kısalmıştır.

Pankreatit Nedir?

Karın boşluğunda, midenin arkasında bulunan, salgıladığı enzim denen maddeler ve insülin başta olmak üzere bazı hormonlar ile kan şekerini düzenleyerek gıdaların sindirilmesinde önemli rol oynayan organa pankreas adı verilir. Pankreas, lipaz, amilaz ve proteaz olmak üzere sindirim enzimleri içeren zengin bir öz suyu salgılar. Bikarbonat açısından da zengin olan bu özsuyu, karaciğerden gelen safra ile onikiparmak bağırsağına geçerek burada protein, şeker ve yağ gibi maddelerin sindirilmesinde, emilim için hazır hale getirilmesinde rol oynar. Pankreastaki enzimlerin hasar görmesi ve kontrolsüz aktivasyonu, pankreasta yangısal bir durum oluşmasına neden olabilir. Bu durumda da pankreatit adı verilen durum ortaya çıkar. Pankreatit, pankreas. İltihabı olmayıp yangısıdır. Bazı ileri durumlarda iltihap bunun üzerine eklenebilir.

Pankreatit Nedenleri Nelerdir?

Pankreatitin en sık karşılaşılan nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

    • Safra kesesinde bulunan taşlar
    • Aşırı alkol tüketimi
    • Akciğerlerde ya da diğer organlarda görülen mukus (kistik fibroz)
    • Birtakım bakteriyel ya da viral enfeksiyonlar
    • Östrojenler ya da tiazid diüretik benzeri ilaçlar
    • Kortizon ve çeşitlerinin yan etkileri
    • Pankreas ya da çevresinin zarar görmesine neden olan cerrahi girişimler
    • Kan dolaşımında yüksek seviyede kalsiyum varlığı (hiperkalsemi)
    • Kan dolaşımında yüksek seviyede yağ varlığı (hiperlipidemi)
    • Kodein ya da penisilin gibi ilaçlara karşı alerji
    • Safra kanallarının görüntülenmesi esnasında kullanılan tıbbî prosedürlerin meydana getirdiği komplikasyonlar
    • Karın bölgesinde yaralanma ya da darbe alma

Batı toplumlarında alkol, doğu toplumlarında yağlı ve ağır yemek ile safra yolu hastalıkları tüm sebepler arasında öne çıkan iki etkendir.

Pankreatit Çeşitleri Nelerdir?

Pankreatit, akut ve kronik olarak iki türlü olabilir. Genel anlamda akut hastalığın müzminleşmesine kronik adı verilir. Ancak pankreatitte bu süreç nadiren olur ve kronik pankreatit başından itibaren “kronik” olarak görülür. Diğer bir deyişle, pankreatitin iki türü vardır ve uygulanacak tedavi planı pankreatitin akut veya kronik olmasına göre değişkenlik gösterir:

1. Akut Pankreatit

Aniden ortaya çıkan kısa süreli pankreas yangısı akut pankreatit olarak adlandırılır. Rutin bir tedavi ve etkenin ortadan kaldırılmasıyla birkaç gün içinde iyileşme görülebilir. Uluslararası bir sınıflama ile hafif, orta ve şiddetli olarak üçe ayrılan akut pankreatitte, şiddetli kelimesi doku çürümesi (nekroz) anlamına gelir. Şiddetli pankreatitte, pek çok kişide tedavi sonrasında ciddi derecede kanama, enfeksiyon, kist ya da doku hasarı da görülebilir. Ağır seyreden durumlarda ise böbrek, kalp ya da akciğer gibi hayati organların da zarar görme riski yüksektir.

Akut Pankreatit Belirtileri Nelerdir?

Akut pankreatit hastaları, çoğunlukla ilk olarak dakikalar içerisinde birden gelen ya da birkaç saat içerisinde giderek şiddetlenen kuşak şeklinde karın ağrısının varlığından bahseder. Karnın üst kısmında hissedilen bu ağrı bazen sırta kadar yayılabilir. Bazen de ağrı, sırt üstü yatma ile artarak şiddetlenir. Hasta secde eder gibi öne eğildiğinde rahat oturabilir. Bunların dışında akut pankreatitin belirtileri arasında şunlar yer alır:

    • Mide bulantısı
    • Tuvalete çıkmakta ve gaz çıkarmakta zorlanma
    • Kusma
    • Gözün beyaz kısımlarında meydana gelen sararma
    • Dışkı renginde açılma ya da idrar renginde koyulaşma (sıklıkla safra akışının bozulduğu ve safranın oniki parmak barsağına ulaşamadığı pankreatitte görülür)
    • Yüksek ateş
    • Hipotansiyon (kan basıncı düşüklüğü)
    • Soğuk terleme
    • Göz kararması
    • Yüksek kalp atışı hızı
    • İştah kaybı

Akut Pankreatit Teşhisi

Akut pankreatit teşhisi, çeşitli görüntüleme yöntemleri, uzman hekim tarafından fiziksel muayene yapılması ya da bir takım görüntüleme ve laboratuvar testleri kullanılarak yapılır. Şiddetli karın ağrısıyla kendini gösteren akut pankreatit durumunda yapılan kan testlerinde pankreas enzimlerinin yüksek olduğu görülür.

Bunun yanı sıra, manyetik rezonans görüntüleme (MR), ultrason ya da bilgisayarlı tomografi (BT) gibi taramalarda da safra kanalı, pankreatik kanal ile yangı belirtilerinin varlığına işaret eden bilgilere de ulaşılabilir. Öte yandan yapılan gaita testi ile gaitadaki yağ miktarının yüksek olup olmadığına da bakılmaktadır.

Akut Pankreatit Tedavi Yöntemleri

Akut pankreatitin tedavi yöntemleri, hastalığın hafif ya da şiddetli olup olmamasına göre değişiklik gösterir. Hafif seyreden akut pankreatitte tedavi sürecinin daha az riskli olduğu söylenebilir. Genellikle hafif seyreden pankreatit tedavi yöntemlerinin amacı böbrek fonksiyonlarının sağlıklı şekilde devam ettirilmesi ve iltihabın azaltılmasıdır. İzlenen tedavi prosedürleri şu şekilde sıralanabilir:

Nazogastrik tüp: Fazla sıvı ve havanın çıkarılması, böylece mide bulantısı ile kusmayı önlemek için kullanılır.

Dehidrasyonun önlenmesi: Pankreatit sonucu oluşabilecek dehidrasyon (sıvı kaybı), pankreatit komplikasyonlarıyla birlikte semptomlarının da daha kötüye gitmesine neden olabilir. Bu nedenle, mutlaka dehidrasyon riski önlenmelidir.

Ağrı kesici ilaçlar: Hafif ve orta şiddetli pankreatit ağrılarında etkili olmaktadır.

Akut pankreatitin şiddetli seyretmesi durumunda izlenecek olan tedavi prosedürleri daha farklıdır. Çünkü şiddetli akut pankreatit hipovolemik şoka sebep olabilir. Oluşan aşırı sıvı ve kan kaybı, kalbin yeterince kan pompalayamamasına neden olabilir. Bu da vücudun bazı bölümlerinin oksijensiz kalmasına sebep olur. Hayati risk taşıyan bu durumda uygulanabilecek tedavi yöntemleri ise şunlardır:

Yoğun bakım ünitesinde tedavi: Uygulanan antibiyotik tedavisi sayesinde ölü dokularda meydana gelmesi muhtemel enfeksiyonun oluşması engellenir.

Solunum yardımı: Solunum güçlüğü çeken hastanın nefes almasına yardımcı olmayı amaçlar.

İntravenöz sıvı tedavisi: Oluşabilecek hipovolemik şokun önlenmesi ve hidrasyonun korunmasını sağlar.

Beslenme tüpleri: Beslenme problemi yaşayan hastanın uygun şekilde beslenmesine yardımcı olur.

Cerrahi operasyon: Bazı riskli durumlarda ölü dokuların cerrahi girişimle vücuttan çıkarılması gerekir.

Safra kesesi taşlarının alınması: Akut pankreatitin safra kesesi taşından kaynaklandığı tespit edilirse, hastanın mevcut durumu düzeldikten sonra operasyon ya da endoskopik retrograd kolanjio-pankreatografi (ERCP) uygulanabilir. Safra kesesi taşları çıkarıldıktan sonra bireyin kolesterolünün düşürülmesi amacıyla özel bir diyet uygulaması gereklidir. Çünkü mevcut kolesterol durumu safra kesesi taşlarının büyümesine sebep olabilir.

Alkol bağımlılığının tedavisi: Akut pankreatit oluşumunda rol oynayan en önemli sebeplerden biri de aşırı alkol tüketimidir. Kişinin alkol tüketimini sınırlandırması ya da tamamen bırakması, buna uygun bir tedavi programının hazırlanması ve bu programın harfi harfine uygulanması gerekmektedir.

2. Kronik Pankreatit

Pankreasın uzun süre boyunca veya kalıcı bir şekilde zarar gördüğü ya da işlevsel dokunun işlev görmeyen fibrozis denen yara iyileşme dokusuyla yer değiştirdiği işlevini yerine getiremediği durumlarda kronik pankreatit varlığından söz edilebilir. Nadiren akut pankreatit vakalarından sonra oluşur, genellikle kendi başına bir antite olarak ortaya çıkar Kronik pankreatit vakalarının %85'ine yakınının nedeninin alkol bağımlılığı olduğu söylenebilir. Uzun yıllar boyunca aşırı alkol tüketen birinde pankreas sorunları görülmemiş ya da hasar görülmemiş olsa bile aniden şiddetli pankreatit semptomları görülebilir.

Kronik Pankreatit Belirtileri Nelerdir?

Akut pankreatitli hastaların belirtileriyle büyük oranda benzerlik gösteren kronik pankreatit hastalığının belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

    • Aniden oluşan karın ağrısı
    • Aşırı kilo kaybı
    • Yorgunluk
    • Sık idrara çıkma isteği
    • Yorgunluk ve sürekli halsizlik
    • Çok sık acıkma
    • Görmede bulanıklık
    • Yağlı ishal ve yemekten kaçınma
    • Karın krampları ve şişkinlik

Kronik Pankreatit Teşhisi

    Kronik pankreatit tanısı koymak için gaita testi, kan testi, bilgisayarlı tomografi çekilmesi, karın ultrasonu, MR gibi yöntemler kullanılmaktadır. Bu zeminde pankreas kanseri gelişimi riski çok yükseldiği için tümör veya kitle belirdiğinde mutlaka ayırıcı tanıya gidilmeli ve aksi ispatlanana kadar kanser araştırması yapılmalıdır.

Kronik Pankreatit Tedavi Yöntemleri

Kronik pankreatitin tedavisi için yaygın şekilde kullanılan yöntemler şunlardır:

Alkol ve sigara tüketimini bırakmak: Alkol nedeniyle oluşup oluşmadığı önemli olmaksızın, pankreasın daha fazla zarar görmemesi adına alkol tüketmeyi tamamen bırakmak gerekir. Öte yandan yaşanan ağrıların hafifletilmesi için de alkolü bırakmak iyi bir çözüm olacaktır. Bununla beraber, kendisi de pankreatit oluşumuna neden olan  da sigara kullanmak, hastalığın ilerlemesini hızlandıracağı için sigara tüketiminin de tamamen bırakılması tavsiye edilir.

İnsülin tedavisi: Pankreasın çok fazla hasar gördüğü durumlarda araya serpiştirilmiş bulunan adacık hücreleri ve bunları salgıladığı insülin de etkileneceği için insülin üretimi duracağından insülin kullanmayı da gerektirebilen edinsel diyabet görülebilir

Cerrahi girişim: Hastanın yaşadığı şiddetli kronik ağrılar için kullanılan ağrı kesiciler yeterli olmayabilir. Ağrının kontrol edilmesi için pankreastaki kanalların tıkanması gibi ciddi durumlarda ve bu zeminde bir kitle belirmesi durumlarında cerrahi operasyon gerekebilir.

Psikolojik destek: Pankreatitli hastaların uzun süren tedavi süreci nedeniyle çektiği ağrılar bazı durumlarda depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Bu nedenle, bazı durumlarda semptomları yok etmenin yanı sıra hastanın acı yönetimi konusunda bir uzmandan yardım alması gerekebilir.

Diyet yönetimi: Pankreatit tedavisi sırasında ve sonrasında sağlıklı beslenme koşullarının sağlanması büyük bir önem taşır. Çünkü pankreatit oluşumu ile pankreasın sindirim sistemi üzerindeki etkileri kesintiye uğradığından hastaların besinleri sindirmesi de zorlaşır. Takip edilecek diyet yönetiminde, pankreatitli hastaların günde 3 öğün yerine 6 öğün olacak şekilde bir beslenme planına uymaları beklenir. Ayrıca, tüketilen gıdalar ya tamamen yağsız ya da çok az yağlı olmalıdır. Pankreatit tedavisi sırasında uygulanan diyet programının temel hedefleri arasında yetersiz beslenme ihtimalinin ortadan kaldırılması ve vücudun ihtiyaç duyduğu besinlerin beslenme planına eklenmesi bulunur. Ayrıca, düşük ya da yüksek olan kan şekerini düzenlemek, akut pankreatit oluşumunu engellemek ve diğer hastalık (diyabet, böbrek hastalığı vb.) komplikasyonlarını önlemek için de diyet yönetimi uygulanmalıdır.

Pankreatit Komplikasyonları

  • Kalp-damar sistemi (kardiyovasküler) komplikasyonları: taşikardi, şok, hipotansiyon
  • Solunum sistemi (pulmoner) komplikasyonları: akciğer ödemi, akciğer zarları arasında sıvı birikmesi (plevral efüzyon)
  • Böbreklerde (renal) komplikasyonlar: akut böbrek yetersizliği, oligüri (idrarda azalma)
  • Metabolik komplikasyonlar: kan şekeri yükselmesi, kan kalsiyumunun düşmesi, metabolik asidoz
  • Hematolojik komplikasyonlar: damarlarda tıkanma (vasküler trombüs), damar içi pıhtılaşma
  • Enfeksiyöz komplikasyonlar: bakteriyemi, sepsis

Olası lokal komplikasyonlar ise şunlardır:

  • Pankreatik komplikasyonlar: nekroz, peripankreatik sıvı birikimi (pankreas çevresinde sıvı toplanması), psödokist, pankreatik asit (karında sıvı toplanması), fistül oluşumu
  • Pankreas dışı lokal komplikasyonlar: Dalak toplardamarında muhtemel tıkanma (splenik ven trombozu), dalak atardamarında yırtılma ya da baloncuk oluşması (rüptür ve splenik arter anevrizması), mide boşalımı gecikmesi (gastroparezi, mide çıkışında darlık), safra yolu tıkanması, bağırsakların paralitik ya da mekanik olarak tıkanması (ileus).

Kreon Kapsül Kullanımı

Kreon Kapsül Nasıl Kullanılır

1 Kreon kapsül (hayvan pankreasından elde edilen) mg Pankreatin (muadili Lipaz, Amilaz, Proteaz Ph. Eur. Üniteleri) içerir. Yardımcı Maddeler: Kırmızı demir oksit, E; Sarı demir oksit, E ve Titanyum dioksit, E (1 kutuda 50 ve lük)

Kreon Kapsül Kullanım Şekli:

Ayrı ayrı her bir hastanın ihtiyacına göre belirlenir ve aynı zamanda hastalığın seviyesine ve gıda içeriğine göre tespit edilir. Toplam dozun yarısının veya üçte birinin yemeğe başlarken ve kalanının ise yemek esnasında alınması önerilmektedir. Kapsüller, öğün aralarında yeterli miktarda sıvı ile çiğnenmeden bütün olarak yutulmalıdır. Kapsülü yutmakta güçlük çekenler (yaşlılar veya çocuklar) için kapsül dikkatlice açılır, minimikrosferler çiğneme gerektirmeyen püre kıvamındaki bir yiyeceğe (pH<) eklenebilir veya sıvı ile yutulabilir. Yiyecek veya sıvı ile karıştırılan minimikrosferler saklanmamalı, hemen kullanılmalıdır. Toplam dozun yarısının veya üçte birinin yemeğe başlarken ve kalanının ise yemek esnasında alınması önerilmektedir.

Kistik Fibrozda Pozoloji: Pankreas enzim replasman tedavisi için doktor tarafından başka şekil tavsiye edilmediği taktirde aşağıda belirtilen genel dozaj önerilebilir.

Vücut ağırlığı-bazındaki enzim doz uygulamasına dört yaşından küçük çocuklarda lipaz ünite/kg/öğün dozla, dört yaşın üzerindeki kişilerde ise lipaz ünite/kg/öğün dozla başlanmalıdır.

Dozaj, hastalığın şiddetine, steatore kontrolüne ve iyi beslenmenin devamına bağlı olarak ayarlanmalıdır. Hastaların büyük bölümünde, 10 U/kg vücut ağırlığı/gün dozu aşılmamalıdır. (yani Kreon kapsül den 10 kg çocuk 4 kapsülden fazla almamalı)

Diğer Ekzokrin Pankreatik Yetmezliklerinde Pozoloji: Dozaj, sindirim bozukluğu ve malabsorpsiyonun derecesine, diyetteki yağ içeriğine ve her bir preparatın lipaz etkinliğine göre, her hastanın ihtiyacına göre belirlenmelidir. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği taktirde genel başlangıç dozajı &#; lipaz ünite/ana veya ara öğündür. Ana veya ara öğünlerle birlikte alınan kapsül sayısı ya da kapsül dozu, steatoreyi minimum düzeye indiren ve iyi beslenme durumunu koruyan dozun ölçülmesiyle belirlenmelidir. Kronik pankreatit hastalarıyla yapılan kontrollü çalışmalarda, yağ absorpsiyonunun artırılması için ana öğünlerle birlikte lipaz ünite ve ara öğünlerle lipaz ünite uygulanmıştır. Klinik uygulamalardan edinilen deneyimlere göre, yağ absorpsiyonunun yeterli düzeyde olması için yemekten sonra dört-saatlik süre boyunca en az lipaz ünitenin duodenuma gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Doz Aşımı : Aşırı dozdaki pankreatin, hiperürikozüri ve hiperürisemi meydana getirebilir.

Yan Etkiler: İlaca bağlı istenmeyen etki insidansı çok düşüktür.

Prof. Dr. Ahmet Akçay

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

  • Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz.
  • İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz.
  • Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz.
  • Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz.
  • Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz.
  • Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz.
  • seafoodplus.info sitesine veya seafoodplus.info adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz.
  • Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

  • Kimliğinizi teyit etme,
  • Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi.
  • İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi.
  • Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması.
  • İlaç temini.
  • Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme.
  • Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Araştırma yapılması.
  • Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma.
  • Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi.
  • Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

  • sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
  • sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,
  • sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
  • Özel Hastaneler Yönetmeliği,
  • Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği,
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

  • Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  • Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  • Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme,
  • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

  • (i) ATATÜRK seafoodplus.info seafoodplus.info:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz,
  • (ii) Noter kanalıyla gönderebilir,
  • (iii) [email protected] adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya
  • (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak [email protected] ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI

Size ulaşmamızı ister misiniz?

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir