Sizlere Papatya bitkisinin özelliklerinden bahsedeceğim. Papatya özellikle sinüzit şikâyeti olan kişiler için mükemmel bir çözüm olacaktır. Papatya kürünün uygulaması çok kolaydır. Sinüzit şikâyeti olan birçok kişiye Papatya kürünü yıllardır öneriyorum. Bu uygulamanın sonuçları öylesine başarılı olmuştur ki uygulayan her kişi mutluluğunu bizimle paylaşmıştır. Sinüzit şikâyetlerinde papatya kürüne ekstra önerim ise biberiye yağıdır. Birkaç damla biberiye yağı ile etkiyi daha da artırabilirsiniz.
Geleneksel Türk Tıbbında ise deri yaraları, ağız yaraları ve hemoroit tedavisinde papatya haricen uygulanır. Aft yaralarında ise size önerim benimde papatya ve yoğurtotu bitkisidir. Bununla birlikte propolis kullanmanız da oldukça faydalı olacaktır.
Pek çok kadın regl dönemlerinde depresiftir. Regl dönemleri boyunca her gün tok karnına demleyip içecekleri bir bardak papatya çayı, depresif durumlarına büyük ölçüde yardımcı olacaktır. Papatya, adeta reglden dolayı sıkıntılı ve depresif bir dönem geçiren kadınlar için özel olarak yaratılmış bir bitki çeşididir.
Mide ülseri şikâyeti olanlar, papatyayı rahatlıkla bitkisel çay olarak içebilirler. Özellikle çiçeklerinin içerdiği alfa-bisabolol maddesi ülsere karşı (antiulcer) etkilidir. Bu etkin madde aynı zamanda mide yanmasına karşı da etkisini göstermektedir. Yapraklarında ve saplarında bulunan azulene maddesi de mide ülserine karşı etkilidir. Azulen antienflamatuvar özelliğinden dolayı kozmetik ürünlerinde de yer alır. Özellikle kır papatyasının yapraklarında ve saplarında bulunan apigenin maddesi, kadınların regl dönemlerindeki depresif durumlarına karşı etkili olan birkaç etkin maddeden biridir. Karaciğeri koruyan herniarin maddesi kır papatyasının tipik etkin maddelerinden biridir. Ayrıca, karaciğerin arındırılmasındaki rolü sinapic asitten kaynaklanmaktadır. Kır papatyasının zaman zaman bitkisel çayının içilmesi, karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışmasında ve karaciğerin arındırılmasında (hepato-detoxification) etkin rol oynamaktadır.
Siz de papatyaları mevsiminde toplayabilirsiniz. Çiçekleri tam olarak açtıktan sonra en geç on gün içinde toplanmalıdır. Çok fazla beklemiş veya beyaz çiçek yaprakları kısmen dökülmüş olanları toplamayınız. Araç trafiğinin yoğun olduğu yol kenarlarında yetişenleri tercih etmeyiniz. Kurutacağınız papatyaları, belki tozludur diye kesinlikle yıkamayınız. Bu güler yüzlü çiçekleri topladıktan sonra, bir tahta veya bez üzerinde açık havada ve gölgede kurutmak gerekir. Kuruturken, naylon veya benzeri sentetik malzeme üzerine kesinlikle sermeyiniz. Kuruduktan sonra cam kavanozda ve ışık almayan kapalı bir dolapta koruma altına almanız gerektiğini unutmayınız.
Dişeti çekilmesi problemlerinde yabani kekik bitkisinin kullanımının yanı sıra Papatya bitkisinin de kullanılması fayda olacaktır. Bir su bardağı suda bir tutam ( gram) kır papatyasını beş dakika hafif ateşte demleyiniz ve süzünüz. Ilıdıktan sonra diş fırçanızı içine daldırarak dişlerinizi fırçalayınız (diş macunuyla önceden fırçalamadan). Ara ara da diş etlerinize fazla bastırmadan hafif hafif fırçalayınız. Demlediğiniz papatya çayı bir defalık kullanım içindir. Ayda iki-üç defa uygulamanız yeterli olacaktır.
Bu sitede yer alan bilgiler, fotoğraflar ve yazılar kaynak gösterilerek dahi yayınlanamaz. Aksi halde yasal yollara başvurulacaktır. © Tüm Hakları Saklıdır, Kopyalanamaz.
Latince anlamı “Sığ boşluk” olan sinüs, başımızda bulunan dört çift hava dolu boşluğa verilen addır. Sinüzit ise bu hava boşluklarının enfeksiyonu ile oluşan rahatsızlığa denir. Sinüsler normal şartlar altında soluduğumuz havayı nemlendirerek ısıtır ancak sinüslerin içi bakteri ve virüslerin etkisiyle enfeksiyon oluşturarak ağrılı bir rahatsızlığa, dolayısıyla da üst solunum yolları enfeksiyonuna yol açabilmektedir. Özellikle kış aylarında kendini gösteren sinüzit ile bitkiler, çaylar ve yağların şifalı dünyasından faydalanarak mücadele etmek mümkündür. Bu yazımızda daha çok kronik sinüzit ağrısı çekenler için kullanabilecekleri esansiyel yağları listeledik. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki her hastalığın tedavisi bütüncül yöntemlerle olasıdır ve bu yağlar sinüzitin çözümünde yardımcı olabilecek kalemlerden sadece bir tanesidir.
Papatya yağı, antiseptik özelliği sayesinde sinüzit rahatsızlığında işe yarayan yağlar listesinde ilk sıralarda yer alır. Sinüslerdeki gerilimi yatıştırmakta oldukça işe yarayan papatya yağı, sinüslerin boşalmasında da etkilidir, enfeksiyonun kaynağı olan virüsleri de yok eder. Papatya yağını kaynayan bir litre suya dört ya da beş damla damlatarak çıkan buğudan yararlanabilir ya da papatya yağını seyreltip alın ve yanaklarınıza uygulayarak hafifçe masaj yapıp sinüslerinizi rahatlatabilirsiniz.
Tatlı fesleğen yağı, lavantada da bulunan linalool içerir ve bu madde strese iyi geldiği gibi dolan sinüslerin oluşturduğu ağrıyı gidermek için de kullanılabilir. Sinüs boşluklarının dolması, çoğunlukla baş ağrısına neden olmaktadır. Bu ağrıları azaltmak için tatlı fesleğen yağı şişesinden derin bir nefes alabilir, sıcak suya eklenerek buğu yapabilir ya da bir oda difüzörüne damlatarak kullanabilirsiniz.
Antiviral, antienflamatuvar ve antibakteriyel özellikleri sayesinde bağışıklık sisteminiz üzerinde de etkili olan çay ağacı yağı, sinüs enfeksiyonlarının semptomlarını yatıştırır. Tıkanıklığın giderilmesine ve solunum yollarının normal solunum için açılmasına yardımcı olur. Çay ağacı yağını, tatlı badem yağı veya Hindistan cevizi yağı ile seyrelterek burnun hemen altına küçük bir miktar sürebilir, şakaklara ve sinüslere masaj yaparak uygulayabilirsiniz.
Solunum yolları problemlerinde sıkça kullanılan okaliptüs yağı, içeriğindeki sineol sayesinde sinüzit tedavisinde de oldukça fayda sağlamaktadır. Okaliptüs yağını kaynayan suya 20 damla damlatarak buharını teneffüs edebilir; bir miktar zeytinyağı veya Hindistan cevizi yağı ile karıştırarak göğüs, şakak ve sinüslere masaj yapabilirsiniz.
Aromaterapi seanslarının vazgeçilmezi lavanta yağı, rahatlatıcı etkisiyle tıkanıklığa, baş ağrılarına ve sinüzit semptomlarının tedavisinde sıkça kullanılmaktadır. Boğaz enfeksiyonları, soğuk algınlığı, sinüzit ve bronşit gibi çeşitli solunum yolu rahatsızlıklarında kullanılan lavanta yağını boyuna, göğse ve sinüs bölgelerine uygulayarak masaj yapabilir ya da kaynayan suda buğusu solunabilir. Lavanta yağı buharı solunum yolu enfeksiyonlarıyla savaşabilen antibakteriyel özelliklere sahiptir.
Hoş kokusuyla bilinen ıtır yağı, solunum yolu enfeksiyonlarıyla savaşmada da oldukça faydalı. Birkaç damla ıtır yağı soğuk algınlığı semptomlarını hafiflettiği gibi, birkaç damla ıtır yağını başın ön tarafı, elmacık kemikleri, burun kenarı ve şakak bölgesine uygulayarak masaj yapabilirsiniz. Dilerseniz banyo suyunuza ekleyebilir, yine diğer yağlar gibi kaynayan suya ekleyerek buğu yöntemi uygulayabilirsiniz.
Sinüs enfeksiyonu için en iyi esansiyel yağlardan biri olarak bilinen karanfil yağı; astım, bronşit, öksürük gibi solunum yolları enfeksiyonlarına iyi gelmektedir. Anti-enflamatuvar, analjezik, balgam söktürücü, antiseptik ve antioksidan özelliklere sahiptir, yani sinüs enfeksiyonlarının semptomlarını tedavi etmekten enfeksiyonların altında yatan patojenleri araştırmaya ve yok etmeye kadar her şeyi yapabilir. Karanfil yağını, zeytinyağı ve badem yağı gibi cilde iyi gelen yağlarla karıştırarak; yine şakak, burun kenarı ve elmacık kemiklerinin olduğu bölgeye masaj yoluyla uygulayabilirsiniz. Ayrıca odanızda difüzör ile seyrelterek nefes yoluyla şifasından faydalanabileceğiniz gibi, bulunduğunuz mekânın da hoş kokmasını sağlayabilirsiniz.
2, okunma
MİLLİYET - Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun ‘papatya’ konulu yazısı bana Almanya’da ihtisas yaparken, sinüzitimi papatya buğusu ile atlatmamı ve bademcikleri şişen birine uygulanan dondurma tedavisini hatırlattı
Bayılıyorum Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu’nun yazılarına. Memleketimizde bolca olan, ama milletçe değerini pek takdir etmediğimiz pek çok bitkiyi, yani sağlık hazinelerini bize sevdiriyor, bunları günlük hayatımıza sokuyor ve o tatlı üslubuyla yararlarını ve kullanım şekillerini hafızalarımıza unutulmaz bir şekilde yerleştiriyor.
Geçen gün Prof. Dr. Saraçoğlu’nun “Sinüzite karşı kır papatyası” yazısı beni yıllar öncesine götürdü. Almanya’da dahiliye ihtisasına başlayalı 10 gün kadar olmuştu, ilkokul dördüncü sınıftan beri beni hiç yalnız bırakmayan sinüzitim, tekrar bir alevlenir gibi oldu. İlaçları daha tanımıyorum, şefe gittim, “Ne alayım, doktor numunelerinden bir şeyler verin” dedim. Şöyle bir baktı bana, sekreterine; “Hemşireye söyle ‘kamillentee’ hazırlasın” dedi. Almancam harika değildi ama “kamille”yi çıkaramasam da, “tee”nin çay olduğunu hemen anladım. İlaç istedim, çay ısmarladı diye bayağı ekşidim, sonra da herhalde şurup şeklinde bir ilaç diyor dedim, biraz rahatladım.
Aman yarabbi hemşire bir avuç dolusu kurutulmuş minik papatyayla gelmez mi? Bunları kaynar suyun içine attı, benim hayret dolu gözlerle bakmama aldırmadan, eline bir de havlu aldı. Herhalde çay içirip, tıraş edecekler diye en garip şeyleri düşünürken, “hadi eğilin papatya buğusu yapacağız, bir şeyiniz kalmaz birkaç güne” demez mi? Ve yaptı. Ben de birkaç günde iyileştim, kısa sürede sinüslerim temizlendi, papatya benim hayat boyu en büyük dostlarımdan biri oldu.
Buzdan kravat
Bu olayın üstünden bir 10 gün kadar geçti. Gece nöbeti sırası ilk defa bana geldi. Korkudan ölüyorum, yabancı memleket, lisan az, çiçeği burnunda doktorda pratik, lisandan da az. Akşam ’i biraz gece çağırdılar beni ilk hastaya, gizlenmeye çalıştığım doktor odasının en ücra köşesinden.
17 yaşında bir kız, bademcikleri bayağı şişmiş, ateşi de var. Oh diye şöyle bir rahatladım, dahiliyenin işi değil, kulak burun boğazcılara ait dedim ve hemşireye beni arkadaşlara bağlamasını söyledim. Yapmayın, şef çok kızar dedi ve ekledi, kulak burun boğazcılar evde nöbet tutuyorlar; acil durumda çağırılırlar, bu tip vakaları nöbetçiler halleder, ertesi gün gerekirse onlar devralırlar dedi. Eh neyse benim de ne yapacağımı bayağı bildiğim bir vaka, hemen antibiyotik söyledim. Şişkinlik giderici bir ilaç ne olabilir diye hafızamı yoklarken, şef içeri girmez mi?
Yemekten geliyormuş, şöyle bir uğramış. Hastayı görür görmez “eis und eis kravatte” dedi. Hadi “eis” buz da, kravatte ne oluyor, buzdan kravat mı? Papatya işi zaten hâlâ aklımda, bir çiçekle iyileştik, hiç sesimi çıkarmadım, bakalım daha neler göreceğim diye beklemeye başladım. Biraz sonra koca bir kap vanilyalı dondurma geldi, kızcağıza “bunu yavaş yavaş ye sabaha kadar da saat başı yine vereceğiz” dediler. Arkasından kravat gibi ince kauçuk bir su torbası geldi. Kapağını açtılar, içine kırılmış buz doldurdular ve bir beze sarıp, kravat gibi kızın boynuna taktılar. Ben nerede ihtisasa başlamıştım, papatyalar, buzlar tedavide sanki baş oyuncular. Papatyanın etkisi asla inkâr edilemezdi, ben iyileşmiştim. Ertesi gün de bizim kızcağız neredeyse pırıl pırıl olmaz mı?
Bu arada bir konuya değinmek isterim, boğazınız şiştiğinde bizim şefin hastane ortamında uyguladığı bu tedaviyi, kulak burun boğaz uzmanlarına sormadan kesinlikle uygulamaya kalkışmayın.
Kuşburnu çayı
Sonra hayatıma başka bir bitki girdi, soğuk algınlığı, bitkinlik gibi durumlarda hemen hastalara içirdiğimiz bir bitki çayı, “Hagebuttentee”, yani kuşburnu çayı. Ve bu böyle devam etti, gitti. Gribal enfeksiyonlu biri geldi mi, hemen çinko tabletleri, kuşburnu çayı, portakal suyu ve yanında klasik ilaç tedavisi. Her türlü bitkinlik, unutkanlık gibi durumlarda balık yağı. Uyku problemlerinde akşamları triptofan etkisinden dolayı muzlu süt. Kalp hastalıklarında ve özellikle yüksek tansiyonda, klasik tedavilerine ilave olarak hastalara sarımsak yedirmekten beşinci kat sucukçu dükkânı gibi kokar olmuştu. Kısaca yüzyılların tıbba getirdiği her türlü yardımcı ve tamamlayıcı tedaviyi, yani komplementar dediğimiz tedaviyi, klasik tıbbi tedaviyle birlikte kullanırdık. Kattaki ilaç dolabında bitki çayları ve bitki özleri, ilaçlara yakın yer işgal ederdi.
Kısa bir süre önceye kadar sofra sohbetlerinde dokunan besinlerden bahsedilirdi. Bunu yeme, kolesterolüne dokunur gibi; şimdi ise bunu ye karaciğerine iyi gelir gibi besinlerin yararlarından bahseden konuşmalar hakim olmaya başladı artık sofra sohbetlerine. Biz toplum olarak bu tabiat ve sağlık hazinelerini tanıyıp, bilinçli kullanmakta geç kaldık, ama görünen o ki, arayı kısa zamanda kapatacağız.
Bu haber toplam defa okunmuştur
Bitkilerden elde edilen yalar, pek çok alanda kullanlmaktadr. Kozmetik, cilt hastalklar, baklk sistemi gibi birçok balk altnda ad geçen bitkisel yalara, bu sayfada hep beraber bir yenisini ekleyelim.
Baharn simgelerinden biri olan papatya, çiçeinden elde edilen özlerle papatya ya olarak karnza çkar. Papatya ya ise tepeden trnaa yenilik katarak sizlere daha salkl günler sunar.
Mavi Anemon Çiçei Ya Faydalar, Kullanm
Papatya, genel olarak ar kesici bir bitki olarak bilinmektedir. Özellikle de papatya çay haliyle fincanlara konuk olduunda stresi ve gerginlii yok eder. Böylesine etkili bir bitkinin yandaki faydalar tahmin edebiliyor musunuz? Bu satrlarda çok merak edilen papatya yana deinelim. Bakalm, alternatif tpta yerini alan papatya ya nelere iyi gelecek?
te papatya yann mucizevi yararlar!
Papatya yan evinizde en organik ekilde hazrlayabilirsiniz. Darda satlan papatya yalarndan almak istemiyorum. Ben evimde kendim yapmak istiyorum diyorsanz; ite yapmanz gerekenler:
Malzemeler:
Uygulan:
Aynsefa Bitkisi, Ya, Kremi ve Faydalar ile Tüm Kullanm Alanlar
Neem Ya: Geleneksel Hint Köy Eczanesi
Cildinizi sivilceden ve lekelerden arndrmak için papatya ya maskesi deneyebilirsiniz. Bunun için sizlere etkili bir maske tarifi önerelim. Bu maskeyi sk sk deneyerek cildinizi yenileyebilirsiniz.
Malzemeler:
Uygulan:
Kantaron Ya Ne e Yarar? ifal 9 Kullanm
Kantaron Ya Faydalar Nelerdir? Nasl Kullanlr?
Lavanta Ya Faydalar Nelerdir? Ne e Yarar? Nasl Yaplr?
Avokado Ya Faydalar Nelerdir? Cilde ve Saça Nasl Uygulanr?
Papatya Çaynn Faydalar Nelerdir? Neye yi Gelir? Ne e Yarar?
Papatya Suyu ile Saç Açma: Cilde Faydalar, Hazrlan ve Kullanm