Müslüman olan, inancna bal olan okurlarmz herhangi bir i veya dilei gerçekletii zaman eer bir adak adadysa adak kurban nedir, ne demek gibi sorular soruyor olabilir. Hassas bir konu olduu için ve yaplan ibadetten sevap kazanabilmek için adak kurban kimler yiyemez veya kesen kii tarafndan adak kurban yenir mi konularnda da çokça aratrma yaplyor.
Bizler de bu yazmzda adak kurban hakknda merak edilen sorular cevaplandrdk. Din alimlerinin kaynaklarndan faydalanarak yazdmz adak kurban yazs, dileriz ki aklnzdaki soru iaretlerine yant olur.
Adak kurban bir eyin gerçek olmas için niyet edilen ve o dilein gerçeklemesinden sonra kesilen bir kurban türüdür. Niyetin gerçeklemesine bal olarak kesilir. Bu niyet i bulmak, okul kazanmak, ev veya araba satn almak, kazadan beladan kurtulmak ve herhangi bir durumu gerçekletirmek için edilebilir.
Arapça’da nezr kelimesinin karl olan adak; vaad edilen durum anlamna gelir. Bir dilein gerçeklemesi için Allah’a söz verip kurban kesmeyi vaad etmek demektir. Örnek verecek olursak: “u ii bir halledeyim adak kesmeye niyet ettim.” denildii durumda kii dilden adaa niyet etmitir. Er ya da geç istedii durum gerçek olursa, adak kesmesi dinen gereklidir.
Adak kurban konusunda kii, dinen mükellef deildir. Fakat Allah’a söz verdii için adak kurban kesmesi farz veya vacip olarak kabul edilir. Adak, slam’dan önceki dinlerde de vard. Adak kurban, akika kurbanyla kartrlmaktadr. Adak kurban kesen kiiler bu eti tüketmemelidir. ayet adak etinden faydalanmak isterseniz, etin bedelini yoksul kiilere verdikten sonra eti yiyebilirsiniz. Adak kurban için böyle bir kural söz konusu iken; akika için bu kural geçerli deildir.
Akika kurban etini önce yoksullara datmanz önerilir. Ardndan kendi aileniz için kullanabilirsiniz. Adak kurban ise; mümkünse yoksul kiilere datlmaldr. Adak adayan kii bu etten faydalanmak için yiyecei etin bedelini bir yoksula vermelidir.
Diyanet adak kurban ile ilgili dini yükümlülük balamn öyle açklamaktadr: “Kurban adayan kiinin kurban kesmesi vaciptir.”
Adak kurbann kesen kii yiyebilir mi? Adak kurban etini adak kesen kii ve ailesi yiyemez. Ailesine uygun görülmedii gibi; babas, dedesi, torunu ve kendi neslinden gelen kiiler yiyemez. Adak kurban kimler yiyemez sorusunun bir cevab da durumu iyi kiilerdir. Adak etinin zengin kiilerin de yemesi dinen uygun deildir.
Peki, kimler yiyebilir? ükür amac ile kesildii için adak eti ile ihtiyaç sahiplerinin mutlu edilmesi gerekir; yani ihtiyaç sahipleri adak kurbanndan yiyebilir. Eer aile fertlerinden biri adak etinden yerse, o bedeli bir yoksula vermek durumundadr.
Adak kurban ba koullar incelendiinde öncelikli amaç ihtiyaç sahiplerini sevindirmek ve doyurmaktr. Aile dndaki tandklara ve komulara verilebilir.
lginizi çekebilir: Kurban Kavurmas Nasl Yumuak Olur? 5 Nefis Püf Noktas
Adak kurban artlar banda öncelikle adan niyet edilmesi gelmektedir. Kii eer bu ada keseceine dair niyet edip Allah’a söz vermise ilk art yerine gelmitir. Sözlü ekilde bu niyetini ifade etmesi gerekir. Hanefi ve Maliki mezhebine göre adan kesin olarak kesilmesi gereklidir.
afi mezhebine göre ise adak niyet edildiyse eer bir bask sonucunda dile geldiyse kesilme art yoktur. Adak kurban için; kurban denmeden ifade edilirse yl içinde herhangi bir günde adak kesilmelidir. Adan insan veya bir eya için kesilmesi kabul edilmez. Allah’a, verilenler için ükür amaçl kesilmelidir. Eya ve insan bir arac olarak kabul edilmektedir.
Adak kurbann kesen kiinin Müslüman olmas gereklidir. Bir kii önce adak adayp sonra Müslümanla geçerse, bu adak kabul edilmez. Ayrca akl sal yerinde olan ve ergenlik dönemini geçmi kiilerin adaklar kabul edilir.
lginizi çekebilir: Kurban Bayram Nedir, Nasl Ortaya Çkt? Anlam, Önemi
Adak kurban özellikleri dier kurbanlklar ile ayn ekildedir. Deve, sr ve küçükba hayvanlarn salkl olanlar adak kurban olarak kesilir.
Horoz veya tavuk gibi kümes hayvanlar, adak olarak kesilmez ve kabul görmez. Eer adak için niyet edildiinde hayvann cinsi ifade edilmezse, o kii bir küçükba hayvan kurban edebilir.
Kurban Bayram için geçerli olan hayvan artlar, adak kurban için de geçerlidir. Bu nedenle 2 yan tamamlayan danalar, 5 yan dolduran develer, 1 yan dolduran koyun veya keçi adak kurban olarak kabul edilir ve kesilmeye uygundur.
lginizi çekebilir: Kurban Eti Nasl Datlr? Kimlere Verilir, Verilmez?
Adak kurban kesim süresi niyet edilen duruma baldr. Eer sohbet esnasnda “Benim de ölmeden bir adak niyetim var.” gibi bir ifade geçerse yln herhangi bir döneminde adak kesilebilir. Bayramlarda da uygundur. Ama araba alrsam, ev alrsam, okulu kazanrsam gibi ifadelerle niyet edilen adaklarn dilein gerçeklemesinden ksa bir süre sonra kesilmesi gereklidir. Adak ne kadar erken kesilirse, fazileti o kadar büyüktür.
Adak kurban akam kesilir mi sorusu cevab için Diyanetin “Adak kurban ne zaman kesilmelidir?” Sorusuna verdii cevabn u bölümüne bakmak yararl olabilir:
Adak kurban ne zaman kesilmelidir?
Bir arta bal olarak kurban kesmeyi adayan kii, art gerçeklemesi halinde adan ilk frsatta yerine getirmelidir. arta bal olmayan adaklar ise herhangi bir vakitte yerine getirilebilir (bn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, ). Ancak uygun olan, ilk frsatta yerine getirilmesidir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 94).
Eer udhiyye yani kurban bayram günlerinde kesilmesi gereken kurban adanmsa bunun kurban bayram günlerinde; hedy yani harem bölgesinde kesilecek bir kurban adanmsa bunun da harem bölgesinde kesilmesi gerekir. (Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, ).
Bunlarn dndaki adak kurbanlarnn herhangi bir yer ve zamanda kesilmesi caizdir. Dolaysyla adak kurbanlarnn mutlaka kurban bayram günlerinde kesilmesi art deildir. Bu yöndeki kanaatler, dinî bir temele dayanmamaktadr.
Din leri Yüksek Kurulu
Ayrca adak kurban kesildikten sonra iki rekat adak kurban namaz klnmasnn da sevab büyüktür. Adak kurban duas okunaca zaman u dua okunmaldr:
Duas:
“Bismillahirrahmanirrahim”
“Allahümme minke ve leke salati nusuki ve mahyaye ve memati lillahi Rabbil-Alemine la erike lehu ve bizalike Umirtu ve ene mine’l-müslimin.”
Anlam:
“Ey Rabbim bu senden ve yine sanadr. Namazm, kulluum, kurbanm, ölümüm ve dirimim ei benzeri olmayan alemlerin Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum ve teslim olanlardanm.”
lginizi çekebilir: Kurban Ba Nasl Yaplr? Güvenilir 9 Vakf
Adak kurban Diyanet tarafndan sunulan açklamada da yer almaktadr. Fakat yine de pek çok kiinin akln kartran birkaç soruyu bu sayfada da açklamakta fayda olacaktr. te adaklk kurban hakknda skça sorulan sorular:
Adak kurban yerine para verilmesi uygun deildir. Çünkü dileyen kii adak kurban keseceine dair söz vermitir. Eer adak kurban kesmeyip ihtiyaç sahiplerine bir miktar para verirse bu adak deil sadaka olarak kabul edilir. Adak borcu yine kalacaktr.
Adak kurban da tpk dier kurbanlar gibi ortaklk ile kesilebilir. Önemli olan kurban kesmenin niyetidir. Ayn niyetlere sahip olmas gerekmez. Bir kii adak, dier kii akika kurban da kesebilir. Adak kurbannda ortakln dinen sakncas yoktur.
Adak kurban hayr kurumlarna verilebilir. Adak kurbanndaki amaç kurbanlk et ile nice gönülleri sevindirmek ve ihtiyaç sahiplerini doyurarak sevap kazanmaktr. Hayr kurumlarna verilen adak etleri de pek çok kiiyi sevindirecei için verilmesinde saknca görülmez.
Adak kurban ba yapmak için kesimi bir kuruma da yaptrabilirsiniz yani; adak kurban vekaleti de mümkündür. Kurban ba kabul eden kurumlara vekalet verilerek adak kurban kesilebilir. Kzlay adak kurban vekaleti alan kurumlar arasndadr.
Adak kurban gecikirse herhangi bir günah yoktur. Fakat niyet edildii için en ksa sürede kesilmesi dinen daha faziletli kabul edilir.
Kurban Kesmek Farz m Vacip mi? Kime Düer?
Kurban Kesme Duas Nasl Yaplr? Ayeti, Türkçesi
Kurban Bayram Hakknda En Çok Merak Edilen 20 Bilgi
Kurban Bayram Nedir, Nasl Ortaya Çkt? Anlam, Önemi
Kurban Nasl Kesilir? slami Kurallara Uygun Kurban Kesimi
“Kurban” kelimesi; yakın, yakın olmak, yakınlaşmak anlamına gelen “kurb” kelime kökünden türemekte ve İslami literatürde “Allah’a yakınlaşmak için kesilen küçük ve büyükbaş hayvan” anlamına gelmektedir.
Hanefi mezhebine göre imkânı olan kişinin Kurban Bayramı’nda küçük yahut büyükbaş hayvan keserek kurban ibadetini gerine getirmesi vaciptir. Kurban Bayramı dışında kişinin kendi isteği ile sünnet, vacip yahut sadaka olarak yerine getirdiği adak, akika, şükür ve nafile kurbanları da dinimizde Allah’a yakınlaşmanın yollarından biridir.
Kişinin Allah’tan bir istekte bulunması ve bu isteğin gerçekleşmesi sonucunda Allah’a kurban adayacağını ikrar etmesi ile vacip hale gelen kurbana adak kurbanı denilir. Kurban ibadetinin özündeki Allah’a yakınlaşmak ve teslimiyet gayesi ile Müslümanlar, isteklerinin gerçekleşmesi ile adak kurbanı keserler.
Adak Kurbanı, kişinin Allah’a bir teşekkürü ve isteğinin gerçekleşmesinden kaynaklanan sevinç ve mutluluğunu dağıtacağı kurban etleri ile insanlarla paylaşmasını ihtiva eder. Allah’a yakınlaşmak ve insanları sevindirmenin mutluluğu adak kurbanı ile gerçekleşir.
Adak kurbanının ve kurbanı kesecek kişinin sahip olması gereken şartlar şunlardır:
Adak kurbanının, kurban ibadeti gibi belirli tarihler arasında kesilme şartı yoktur. Fakat kişinin Allah’tan isteği hâsıl olduktan, şartlar oluştuktan sonra imkân bulduğu ilk anda adağını kesmesi gerekmektedir. Şarta bağlı olmayan adaklarda ise böyle bir zorunluluk yoktur, kişi istediği zaman adağını yerine getirebilir.
Kurban Bayramı’nda adak kesilebilir fakat kesilen adak, vacip olan kurban ibadetinin yerine geçmez. Adak adayan kişinin adağı ile birlikte vacip olan kurbanını da kesmesi lazımdır. Bu durumda tavsiye edilen ise adak kurbanının, Kurban Bayramı öncesi yahut sonrası kesilmesidir.
Adak kurbanı, paylaşım hususunda kurban ibadetinden farklılık gösterir. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki adak adayan kişi, kurban edilen hayvanın etinden yiyemez; anne-babası, dede-ninesi, çocuklar ve torunları da adak kurbanının etinden yiyemezler. Bununla birlikte zengin kişilere de adak etinden verilmez.
Adak kurbanının eti ancak kendisine zekât verilen kişilere dağıtılabilir. Bu kategorideki kişilerden yakın-uzak akrabalar, fakirler, yetimler, mazlum coğrafyadaki ihtiyaç sahipleri ile adak eti paylaşılabilir.
Bir isteğinin gerçekleşmesi sonucunda Allah’a kurban adayacağına niyetlenen kişi için gerçekleşen isteği sonrasında kurban kesmek vacip olur. Kişinin kurban kesmeyip yahut kestirmeyip kurban miktarınca para ile sadaka vermesi, adak borcunu ödediği anlamına gelmez. Adakta bulunan kişi ya kendisi kurban kesmeli ya da Adak kurbanı bağışında bulunarak kurban kestirmelidir.
Adak Kurbanı çalışmalarımıza bağışta bulunmak için Genel Merkezimizi ziyaret edebilir yahut anlaşmalı olduğumuz bankalardan herhangi bir ücret ödemeden bağışınızı yapabilirsiniz. Online olarak bağışta bulunmak isterseniz sitemizin Bağış Yap sekmesini kullanabilirsiniz. 28 80 numaralı hattımızı arayarak Vuslat Derneği iletişim merkezimize ulaşabilir, bağışlarınızı bu hattımız üzerinden de gerçekleştirebilirsiniz.
Yurtdışı adak kurbanı bedeli TL, yurt içi adak kurbanı bedeli ise TL’dir.
Adak kurbanı faaliyetlerimizi yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştiriyoruz. Yurt dışı adak kurbanı çalışmamızı kuraklık, yoksulluk, iç çatışma ve savaş ortamında yaşamlarını sürdürmekte zorluk çeken kardeşlerimiz için Asya ve Afrika’da gerçekleştiriyoruz.
Adak kurbanı öncelikle yoksul ve yetim olan kimselere verilir. Aile dışında bulunan kişiler kurban etinden yiyebilirler.
Bu hususta kesin bir hüküm yoktur. Çıkan ete göre kişiye dağıtılması uygundur.
Bağışınız sonrasında SMS ile bilgilendirilecek, kesim sonrasında ise adak kurbanının kesim video görüntüleri tarafınıza iletilecektir.
Detaylı BilgiBağış Yap
Arapça’da nezir (nezr) diye ifade edilen adak fıkıh dilinde, “bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı ibadet cinsinden bir şeyi kendisi için vâcip kılması”nı ifade eder.
Adak; Allah Teâlâ’ya ibadet amacıyla, mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı kararlaştırmak, böyle bir işi kendisine vacip kılmak ve bu konuda Allah’a söz vermek demektir. Arapça’da adağın karşılığı “nezir” olup, çoğulu “nüzür” dür.
Allah rızası için ibadet sayılan bazı şeyleri adamak sevaba vesiledir. “Adağım olsun ki Allah rızası için yarın oruç tutayım” veya “yoksullara şu kadar para vereyim” denilmesi gibi.
Dünyaya ait bir amaç için yapılacak adaklar makbul değildir. “Filan işim yoluna girerse üç gün oruç tutayım” veya “yoksullara şu kadar para vereyim” denilmesi gibi.
Bu şekilde dünyevî bir gaye için yapılacak bir ibadet ve taat yüce bir maksada değil dünyalık isteğine dayanmış olur. Bu ise ibadetlerde bulunması gereken ihlâsla bağdaşmaz. Zaten böyle bir adak kaderi değiştiremez. Kaderde yazılı olan ne ise o meydana gelir.
Belki dünyada bir takım nimetlere kavuşma veya bir takım sıkıntılardan kurtulma halinde Allah’a şükür için fazla ibadet ve taat, hayır ve hasenât yapmak daha uygun olur.
Bununla birlikte aşağıda şartlarını belirleyeceğimiz ölçüler içinde yapılacak adakları yerine getirmek vacip olur.
Adak önceki semâvî dinlerde de yer almış bulunan bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. Meryem ile ilgili kıssada adaktan şu şekilde söz edilir: “Hani İmran’ın karısı şöyle demişti: Rabbim! Karnımdakini yalnız sana hizmet etmesi için adadım. Bunu benden kabul buyur. Allah’ım! Sen her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi bilensin.”[1] Ve yine Hz. Meryem’e şöyle hitap edilmişti: “İnsanlardan birini görürsen; ‘Rahman olan Allah’a konuşmama orucu adadım, bugün kimse ile konuşmayacağım’ de”[2]
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Onlar, adaklarını yerine getirsinler”[3]“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?”[4] Hz. Peygamber (s.a.s.) de meşru konulardaki adakla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’a itaat edeceğini adarsa itaat etsin, her kim de Allah’a ısyan edeceğini adarsa, Allah’a âsi olmasın.”[5]
Adağın İslâmî hükümlere göre geçerli olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1) Adanan şeyin cinsinden bir farz veya vacibin bulunması gerekir. Bir kimse, “üç gün oruç tutayım”, “on rekât namaz kılayım” veya “bir kurban keseyim” diye adakta bulunsa bunları yerine getirmesi vacip olur. Çünkü bunların cinsinden farz veya vacip ibadetler vardır. Fakat, “hasta ziyaret edeyim” veya “mevlit okutayım” diye yapılacak adağın yerine getirilmesi gerekmez. Çünkü bunların cinsinden farz veya vacip yoktur.
2) Adayanın akıllı ve ergen olması gerekir. Küçüğün veya akıl hastasının yaptığı adağın yerine getirilmesi zorunlu değildir.
3) Adanan şeyin cinsinden olan farz veya vacip, başkasına bağlı olarak değil, kendi başına bir ibâdet olmalıdır. Meselâ, “iki rekat namaz kılayım” diye yapılan adak geçerli iken “abdest alayım” veya “tilâvet secdesinde bulunayım” diye yapılacak bir adak geçerli olmaz. Çünkü abdest ve tilâvet secdesi kendi başına bir ibadet amacıyla yapılmaz. Belki asıl ibadetlere birer vesiledir.
4) Adanan şey o anda veya gelecekte zaten yapılması gereken bir farz veya vacip olmamalıdır.
“Yarın sabah namazını kılayım” veya “vitir namazını kılayım” yahut zengin mukim kimsenin “bu yıl kurban bayramında kurban keseyim” diye yapacağı adaklar geçerli olmaz.
5) Adanan şey, temelde Allah’a ve Peygamber’ine isyan niteliğinde olmamalıdır. Meselâ, “ şu işim olursa kendimi Allah yolunda kurban edeyim ” diye yapılacak adak geçerli olmaz.
Ancak temelde meşru iken, başka bir sebepten ötürü yasaklanmış olan bir şeyi adamak geçerlidir. Meselâ; bir kimse Ramazan bayramının birinci gününde veya kurban bayramının dört gününde oruç tutmayı adasa bu geçerli olur. Ancak o günlerde oruç yasaklandığı için tutmayıp sonra kaza eder. Bununla birlikte o günlerde orucunu tutsa adağını yerine getirmiş olur.
“Şu işim olursa Allah için oğlumu kurban edeceğim ” diye yapılan adak, Ebû Yûsuf ve İmam Şâfiî’ ye göre geçerli olmaz. Çünkü bu caiz olmayan bir adaktır. Ebû Hanife ve İmam Muhammed’e göre bu durumda bir koyun kurban edilmesi gerekir. Çünkü İbrahim (a.s), oğlu İsmail’in yerine böyle bir kurban ile emrolunmuştur.
6) Adanan şeyin yerine getirilmesi imkânsız olmamalıdır. Meselâ; “Allah için dünkü günü veya geçen falanca günü oruç tutayım” diye adak yapılsa bir şey gerekmez. Çünkü böyle bir ibadetin yerine getirilmesi imkânsızdır.
“Filân zatın geleceği gün oruç tutayım” diye yapılan adakta, bu zat gece gelse veya gündüz zevalden sonra gelse artık oruç tutma imkânı olmaz. Sabahtan oruca engel bir hal olmaksızın gelmişse zevalden önce niyet edilerek oruç tutmak mümkün olur.
7) Adanan şey bir malın sadaka olarak verilmesi ise, mal adayanın mülkünden fazla olmamalı veya başkasına ait bulunmamalıdır. Çünkü adağı yapan kimse ancak mal varlığı kadar bir tasaddukta bulunabilecektir. Diğer yandan başkasının malını tasaddukta bulunmayı adamak da geçerli değildir.
Adak genel olarak şarta bağlı olan ve şarta bağlı olmayan diye ikiye ayrılır.
Bunlara “ muallak adaklar ” da denir. İkiye ayrılır:
a) Gerçekleşmesi istenen bir şarta bağlanan adaklar. Meselâ, “hastalığım iyileşirse şu kadar oruç tutayım” veya “kurban keseyim” diye yapılan adak şartlıdır. Bu hastalık iyileşirse adağı yerine getirmek vacip Ancak meşrû olmayan şifa dileğine dayalı adak yapılamaz. Meselâ, “Ey mübarek zat! Sen hastama şifa verirsen veya şu işimi yoluna koyarsan veya bana çocuk verirsen ya da kaybolan şu malımı iade edersen, türben için şu kadar harcayayım” diye yapılacak bir adak geçersiz olur. Böyle bir şifâ Allah’tan istenerek yapılırsa, buna bağlanacak adak geçerli olur.
b) Gerçekleşmesi istenmeyen bir şarta bağlanan adaklar. Meselâ; bir kimse kendisini sigara içmekten men etmek için, “eğer bundan sonra sigara içersem bir ay oruç tutayım” diye adakta bulunduktan sonra yine sigara içse, bu kimse muhayyer olur. İsterse bu adağını yerine getirir, yani bir ay oruç tutar veya isterse yemin kefâretini uygular. Çünkü sigara içmeme şartı, kendisince istenen bir şey değildir. Bu adak bir çeşit yemin niteliğindedir.
Bir şarta bağlanan adak, bu şartın gerçekleşmesinden önce yapılmaz. Meselâ, “oğlum askerden gelince üç gün oruç tutacağım” diye yapılan bir adakta, daha oğlu gelmeden oruç tutulsa adak yerine gelmiş olmaz. Oğlu gelince yeniden oruç tutması gerekir.
Bunlara mutlak adak adı verilir. İkiye ayrılır:
a) Muayyen adak. Şarta bağlı olmaksızın belirli bir zamanda yapılması adanan adaktır. “Bu ayın son günü oruç tutayım ” diye adamak gibi.
Adak kurbanı için bir tarih belirlenmişse o tarihte kesilmelidir. Böyle bir tarih yoksa, uygun zamanda kesilebilir. Ancak adak kurbanının arefe günü kesilmesi, normal kurbanların da bir gün önceden kesilebileceği gibi, halkın yanlış bir anlayışa düşmesine yol açmaktadır. Bu yüzden adak kurbanı, diğer kurbanlarla birlikte kesilecekse, kurban bayramı günlerinde kesilmesi tercih edilmelidir.
İmam Züfer dışındaki Hanefî fakihlerine göre, mutlak adakta yer, zaman, belli para ve yoksulu belirlemek boş ve geçersizdir. Bunlara uyulması gerekmez. Meselâ, “Cuma günü oruç tutayım”, “Kâbe’de şu kadar namaz kılayım”, “şu parayı falanca beldede filanca yoksula vereyim” diye yapılan adaklarda, bunun aksine, başka bir günde oruç tutsa veya başka bir mescitte o kadar rekât namaz kılsa veya o miktarda başka bir parayı başka bir beldede başka bir yoksula verse adağını yerine getirmiş olur.
Kısaca yer, kişi, zaman ve benzeri sınırlayıcı şartlar sıkıcı ve yerine getirilmesi güçlük doğurabilen şartlar olup, bunlara uyulması gerekmez. Bunların bazıları anlamsız şartlardır. Belirli bir parayı vermeye zorlanmak ve uzun süre bu parayı adak amacıyla saklamak anlamsızdır. Onun yerine, aynı değerdeki başka bir para da bu işi görebilecektir.
b) Gayri muayyen adak: Bunlar herhangi bir şart veya zaman söz konusu olmaksızın yapılan mutlak adaklardır. “Üç gün oruç tutayım” veya “bir kurban keseyim” diye yapılan adak gibi.
Bir şarta bağlı olmayan adakların da yerine getirilmesi gerekir. Belirli bir zamanda yapılması adanan adak, başka günde kaza edilebilir. Belirlenen yer ve kişi de değiştirilebilir.
Adak konusu kurban ise, bunun kurban edilmesi meşru olan hayvanlardan seçilmesi gerekir. Koç, sığır, deve gibi. Ancak tavuk, horoz, hindi, tavşan, geyik vb. hayvanlar normalde kurban olmadıkları gibi adak konusu da yapılmamalıdır.
“Üzerime oruç vacip olsun” diye adayan kimseye yalnız bir gün oruç tutmak gerekir. Miktarını belirlemeksizin, “bir çok günler oruç tutayım” diye adayan kimsenin, Ebû Hanife’ye göre on, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’e göre yedi gün oruç tutması gerekir.
“Filan kimseye şu kadar para adadım”, “filan türbeye şu mumu adadım ” veya “ filan zatın gelmesi için kurban keseceğim ” gibi sözler caiz değildir.
Adak kurbanının etini adayan, kendisi yiyemeyeceği gibi, eşi, usûl ve fürûu , yani annesi, babası, dede ve nineleri ile çocuk ve torunları da yiyemez. Bunu yoksullara tasadduk etmesi gerekir. Eğer yiyecek olurlarsa yediklerinin kıymetini tasadduk etmeleri gerekir.
Yapılan bir adak veya yemin kefâreti yerine getirilmezse hâkim tarafından yapılmasına zorlanamaz. Çünkü bunlar sırf diyanetle ilgili olup, yükümlünün kendisine yönelik bir vecibedir.[6]
Dipnotlar:
[1]Âl-i İmrân, 3/ [2]Meryem, 19/ [3]Hac, 22/ [4]Saf, 61/2. [5]Buhârî, Eymân, 28, 31; Ebû Dâvud, Eymân, 19, Tirmizî, 2; Nesâî, Eymân, 27, 28; İbn Mâce, Keffârât, [6]Şürünbülâlî, Merâkî’l-Felâh, s. vd.; Zühaylî, age, II, vd.; Bilmen, age, s. vd.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan