kaynağı değiştir]
Ana madde: Arap alfabesi
Arap alfabesi 28 harften oluşur. Bu harfleri oluşturan temel şekil sayısı ise 17'dir. Arap yazısı sağdan sola doğru akış sergiler. Harflerin tamamına yakını sessizdir (sâmit). Harflerin seslenmesini sağlayan; ancak Kur'an, dil öğrenim kitapları ve şiirler dışında pek kullanılmayan işaretler hareke ismini alır. Arap harflerinin yazılışları, kelimenin başında, ortasında ve sonunda bulunmalarına göre kısmi değişiklikler gösterir. Arap alfabesinde bulunan 28 ünsüzün 22 tanesi Sami alfabesinden geçerken şekil değişikliğine uğrayan sesler olup geri kalan altı ses Arapçaya özgüdür.[kaynak belirtilmeli]
Arap alfabesinin, Arami alfabesi kökenli Nabatî alfabesinden türediği kabul edilmekle birlikte nasıl, ne zaman ve nerede oluştuğu konusunda kesin bilgiler bulunmamaktadır. İslam'dan önceki Cahiliye olarak adlandırılan dönemde edebiyat, özellikle şiir çok üst düzeylere çıkmıştı. Ancak yine de yazma konusunda ileri seviyelere ulaşılmamıştı.[kaynak belirtilmeli] İslam peygamberi Muhammed devrinde iki alfabe kullanılıyordu:
Arap alfabesi tarihte ve günümüzde sadece Arapların kullandığı bir alfabe olmamış özellikle İslam'ın başka milletler tarafından da kabul edilmesiyle Türkler, İranlılar, Pakistanlılar gibi Asya'daki diğer Arap olmayan kavimler tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde de Arap ülkeleri dışında İran, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde kullanılmaktadır. Ancak, Arapça dışında kullanıldığı dillerdeki farklı sesler için, alfabenin temel şekilleri üzerinde küçük değişiklikler yapılmıştır. Örneğin; Farsça ve Türkçedeki "ç" sesi Arap alfabesinde olmadığı için İranlılar ve Türkler, kendi alfabelerine, ج (cim/c) harfinin nokta sayısını üçe çıkararak چ (çîm/ç) şeklini verdikleri harfi eklemişlerdir.
Arapça büyük medeniyetler, kültürler ve imparatorluklar doğuran dillerin başında gelir. Arapçanın kullanımı 7. yüzyıla kadar Arap Yarımadası içine sınırlı kalmış, İslamiyetin gelişiyle birlikte Arap Yarımadası'nın dışında büyük bir hızla yayılarak; Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika'yı kuşatmış, oradaki dillerin yerini almış ve bir kültür ve medeniyet dili olmuştur. Sonraki asırlarda İslami fetihlerin sürmesiyle Arapça doğuda Afganistan ve en batıda İspanya'ya kadar uzanan bölgede konuşulan dil haline gelmiştir.
Not: Arapçada bir ifadenin sonuna gelindiğinde en son hareke okunmaz. Okunuşlar verilirken kelime ve cümle sonlarında yukarıya yazılan e, i, un gibi sesler cümleye devam edilmeyecekse telaffuz edilmeyecektir. Arapçayı yeni öğrenenlere genellikle kelimeler ve cümleler harekeli olarak verilir ve daha sonra harekesiz çalışmaya geçilir. Ancak aşağıdaki yöntemle çalışılırsa baştan itibaren harekesiz yazılışlara alışılabilir ve öğrenim sürecinin ilerleyen aşamalarında gelinecek noktaya daha çalışmanın başlarında ulaşılabilir. Buradaki cümleler genel olarak fasih Arapça olmakla birlikte lehçelerdeki kullanımlara da yer verilmektedir ve bunların parantez içinde hangi lehçeye ait olduğu belirtilmektedir.