Perast Gezilecek Yerler

Hem doğal güzellikleri hem de vize ihtiyacı olmaması nedeniyle son yıllarda adeta bir tatil cennetine dönüşen Karadağ’ın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri de Kotor. Adriyatik Denizi’nin sahil şeridinde, Kotor Körfezi’nin (Boka Kotorska) güney ucundaki şehir, ismini bu körfezden alıyor. Bölgedeki en önemli limanlardan birinin de yer aldığı şehir, senenin hemen her günü bu limana yanaşan cruise gemilerinden inen binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.

Kotor’a Ulaşım

Ülkenin başkenti Podgorica’ya 85 kilometre mesafede bulunan Kotor’a, Podgorica Havaalanı’na indikten sonra yapacağınız iki saatlik yolculuğun ardından ulaşıyorsunuz fakat Karadağ’a karayoluyla giden gezginlerin sayısı da az değil. Şehirde her yer yürüyüş mesafesinde olsa da araba bölgeyi tamamıyla gezmek isteyenler için oldukça iyi bir tercih çünkü çevrede görülecek pek çok farklı kasaba ve tarihi yer var.  

Kotor’da Gezilecek Yerler

Kotor kelimenin tam anlamıyla geçmişle şimdinin birbirini kucakladığı bir ortaçağ şehri ve tarihi dokusu, Adriyatik Denizi’nin eşsiz manzarası, sırtını yasladığı sarp dağları ve sıcakkanlı insanlarıyla Balkan coğrafyasının en etkileyici noktalarından biri. Çoğunlukla, gitmişken burayı da görelim, düşüncesiyle günübirlik uğranabilecek yerlerden biri olarak görülse de şehri tam anlamıyla keşfetmek için iki ya da üç ünlük zaman ayırmak gerekiyor.

Aziz Tryphon Katedrali

Eski şehir Stari Grad’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Aziz Tryphon Katedrali geliyor. Kotor’un en etkileyici binalarından olan katedral, yılında inşa edilmiş. Yüzyıllar içinde gerçekleşen depremler nedeniyle yıkıma uğrayan yapı, daha sonra defalarca yenilenmiş. Avrupa’daki en eski katedrallerden biri olarak bilinen Aziz Tryphon Katedrali, gümüş bir tabut içinde muhafaza edilen Aziz Tryphon’un kemiklerine de ev sahipliği yapıyor. 

Öyle bir yer düşünün ki, zaman adeta akmıyor. Hayat sanki maharetli bir ressam tarafından büyüleyici tablo içine resmedilmiş ve öyle kalmış. Evet, Kotor‘un benim için en güzel kasabası Perast’tan bahsediyorum. Perast kasabası Karadağ’ı ziyaret eden insanların genellikle pas geçtiği ama bence mutlaka uğranması gereken, hatta görmeden Karadağ’ı görmüş sayılmayacağız bir yer.

Perast’a Nasıl Gidilir?

Perast’a gitmenin en kolay ve güzel yolu kesinlikle araba. Trafiksiz bir günde yaklaşık 20 dakika süren yol boyunca o kadar güzel manzaralarla karşılıyorsunuz ki, insan her 10 kilometrede bir durup fotoğraf çekmek istiyor.

Arabanız yoksa Kotor şehir merkezinden kalkan otobüslerle de ulaşmanız mümkün. Son olarak, Kotor’un merkezinden taksiye binebilirsiniz, tek yön 22 Euro civarında turuyor.

Kotor Körfezi’nin etrafını dolaşan dağların arasından giderken insanın aklını başından alan görüntüler Perast’a ulaştığınızda doruk noktasına ulaşıyor. Adriyatik Denizi’ni içine hapsetmiş tepelerin arasında kalmış iki küçük ada, kırmızı renkli çatılar, evlerin içinden yükselen bir Ortaçağ kilisesi ancak filmlerde ya da tablolarda görülebilecek bir manzara.

Perast’ta Ne Yapılır?

Perast oldukça uzun bir geçmişe sahip. Bu şirin kasabanın yılında bir balıkçı kasabası olduğunu biliyoruz. Karadağ Birinci Dünya Savaşı’nın İtalyanlar’ın işgaline uğramış ve uzun yıllar Venedikliler’in hakimiyeti altında kalmış. Bu dönemde kasabaya 20 saray ve 19 kilise inşa edilmiş. Yine Venedikliler’in eseri olan çok sayıda kemerli bina bulunuyor ve gezerken insanın “Ben acaba neredeyim?” diye kısa bir akıl tutulması yaşamasına neden olabiliyor.

Perast’a vardığınızda ilk yapacağınız şey arabanızı kasabanın girişindeki otoparka bırakıp bir yürüyüşe çıkmak olmalı. Otoparkın ücreti 2 Euro.

Bir uçtan diğer uca yürümek hemen hemen 45 dakika sürdüğü için şöyle bir gezip ortamın havasını koklayabilirsiniz. Kotor’da geçirdiğiniz büyük olasılıkla kalabalık günlerin ardından burada sizi bekleyen huzur tüm hücrelerinize işleyecek kadar etkileyici olacak.

Our Lady of The Rocks ve St. George Adaları

Kasabanın tam karşısında iki minik ada var. Biri Our Lady of The Rocks ve diğeri St. George. Perast’dan tekne kiralayarak 5 Euro’ya bu adaları ziyaret edebiliyorsunuz. Our Lady of The Rocks’da tarihi bir kilise yer alıyor.

St. George ise aslında bir mezarlık ve oraya giriş yok. St. George doğal bir ada iken, Our Lady of The Rocks sonradan insan eliyle yapılmış, yapay bir ada.

Bu iki adanın ilginç bir hikayesi var. St. George eskiden halkın ibadet ettiği bir adaymış. Bir gün balıkçılar şu anda Our Lady of The Rocks’ın bulunduğu yerde, denizin içinde Meryem Ana ikonu bulmuşlar. Hemen St. George adasındaki rahibe götürüp, ikonu teslim etmişler. İkon ertesi gün kaybolmuş, balıkçılar onu yine aynı yerde bulmuş ve bu durum her gün yaşanmaya devam etmiş. Bunun bir işaret olduğuna karar vererek, yapay adayı inşa etmişler ve buraya Our Lady of The Rocks kilisesini kurmuşlar. Bu adanın yapımı tam yıl sürmüş!

St. Nicholas Kilisesi ve Çan Kulesi

St. Nicholas Katolik Kilisesi Perast’ın kalbi. Kilise yılında kurulmuş. Hemen yanında ise 55 metre yüksekliğinde, tırmanabileceğiniz bir çan kulesi bulunuyor. Buradan Perast’ı izlemek inanılmaz güzel.

Smekja Sarayı

Bugünlerde Karadağ’ın en lüks otellerinden biri olan Iberostar’a ev sahipliği yapan Smekja Palace yılında inşa edilmiş. Bu binanın mimarisine bayılacağınıza eminim.

Son olarak&#;

Perast zaten küçücük bir yer. Sahilde kısa bir yürüyüş yapıp, adaları ziyaret ettikten sonra kasabanın en ünlü restoranı Hotel Conte’de (restoran da aynı isimde), Adriyatik kıyısında bir öğle ya da akşam yemeği yemek inanılmaz keyifli olacaktır.

Perast’ı yazın ziyaret ediyorsanız, buradan denize de girebilirsiniz. Pirate’s Bar akşamüzeri güneş batarken oldukça keyifli bir yer haline geliyor. Perast’ın en popüler plajı da burası.

Instagram sayfamda Perast hakkında çok daha fazla bilgi bulabilir, güzeller güzeli bu kasabada çektiğim hikayelere göz atabilirsiniz.

Dikkatinizi çekebilecek diğer yazılar

Kotor Gezi Planı &#; Gezilecek, Görülecek Yerler

Herceg Novi &#; Dubrovnik Kıyısında Bir Akdeniz Şehri

Karadağ Gezilecek Yerler &#; Balkanlar Güzeli

Karadağ’da Yaz Tatili