Kim gidici değil ki
Biz de gideceğiz ve buluştuğum zaman “sizi alkışladılar efendim” diyeceğim. Önce Nabi’ye, sonra Şeyh Galib’e ve dahi Baki’ye
Evet onları sizler adına selamlayacağım. Gösterdiğiniz iltifatı bir postacı gibi taşıyacağım.
Yaptığımız iş eskilerin tabiri ile “nâkilane asar, raviyane ahbar” olmaktır. Türkçeden Türkçeye çevirirsek eserleri nakletmek, haberleri rivayet etmek Araya da girmemek şartıyla tabii
Çerâğ-ı meclisi pervâne yane yane arar
Murâd ü matlabı sûziş değilse yâ ne arar
Niye arıyor pervane? Yanmak istiyor da ondan. İstese serin serin gezer, kim karışabilir ona? Biraz etrafında dolanıyor, keyf ediyor, o onun eğlencesi, sonra atıyor kendini alevin kucağına.
…..
Hukukçu, yazar, televizyon programcısı, sunucu Hayati İnanç, verdiği konferanslarda bir dantel gibi işlediği o yüksek edebiyat dünyamızın sırlarını “Gönülden Gönüllere Can Veren Pervaneler” kitabıyla vermeye devam ediyor. Tamamen resimli olarak hazırlanan kitap her biri bir gravür titizliğinde sanat eseri tablo ile süslendi. Uzun söze ne hacet, sizi sürprizlerle dolu sayfalarla baş başa bırakıyoruz.
3 adet stokta
Yayın Tarihi: | |
ISBN: | |
Baskı Sayısı: | 2. Baskı |
Dil: | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: | |
Cilt Tipi: | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi: | Kitap Kağıdı |
Boyut: | x 21 cm |
Open chat
Mehmet Rauf (d. 12 Ağustos , İstanbul ö. 23 Aralık , İstanbul)
Mehmet Rauf, 12 Ağustos te İstanbulda doğdu. 23 Aralık de yine İstanbulda yaşamını yitirdi.
Türk edebiyatında psikolojik roman türünün ilk örneklerinden olan Eylül isimli romanıyla tanınır.
İlk ve orta öğrenimini İstanbul Balattaki mahalle mektebiyle, Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesinde yaptı. Bahriye mektebini bitirdi, deniz subayı oldu. te staj için Girite, te Kiel kanalının açılış töreni için Almanyaya gönderildi. Trabyada elçilik gemilerinin irtibat subaylığına atandı. Üç kez evlendi. den sonra bahriyeden ayrılarak sadece yazarlık yaptı.
arasında Mehasin, arasında Süs adlarında iki kadın dergisi yayınladı. Bir süre ticaretle uğraştı. Yaşamının son yıllarını yoksulluk içinde geçirdi.
Mehmet Raufun Edebî Kişiliği:
İlk öyküsünü 16 yaşında yazdı. Düşüş isimli bu öykü Halit Ziya Uşaklıgilin İzmirde çıkardığı Hizmet gazetesinde yayınlandı. Mektep ve Servet-i Fünun dergilerindeki yazılarıyla tanındı.
Halit Ziya Uşaklıgiiden sonra Servet-i Fünûn romanının ikinci önemli ismi olarak edebiyat tarihimizde yer almaktadır.
Yazı hayatının çeşitli dönemlerinde Rauf Vicdani, Besim Rauf, Cemil, Jüpon, Ali Necdet, Mehmet Nazif gibi müstear (takma) isimler kullanmıştır.
Macera romanlarına özenerek Denaet yahut Gaskonya Korsanları adlı uzun bir hikaye kaleme almıştır. Bu eser yayımlanmamıştır.
Mehmet Raufun Türk edebiyatında kendine üstâd olarak kabul ettiği isim, Halit Ziya Uşaklıgildir.
Asıl ününü Servet-i Fünunda tefrika edilen Eylül adlı romanıyla yaptı. da basılan bu roman, Türk edebiyatındaki ilk psikolojik romandır. Konusu karı-koca-aşık üçlü ilişkisi olan bu romanda, sade ve akıcı bir dille ruhsal çözümlemelere yer verdi. Bu başarıyı diğer eserlerinde yineleyemedi.
Romanlar:
Öyküler:
Mensur Şiir:
Tiyatrolar:
Mehmet Raufun Eserlerine İlişkin Önemli Bilgiler:
1. Romanlarına Dair Önemli Bilgiler
Eylül:
Garam-ı Şebab:
Ferda-yı Garam:
Genç Kız Kalbi:
Menekşe:
Karanfil ve Yasemin:
Böğürtlen:
Son Yıldız:
Define:
Kan Damlası:
Halas:
2. MENSUR ŞİİR
Mensure de denilen mensur şiir gerçekte nesir-şiir karışımı bir yazı türüdür. Bünyesinde vezin, kafiye ve şekil gibi nazmın geleneksel unsurları bulunmamakla beraber bir manzumeyi şiir seviyesine yükselten iç ahenk, ritim ve duygu yoğunluğu gibi unsurlar mensur şiir türünün belirleyici unsurlarıdır. Bu bakımdan şeklen nesre benzese de şiire daha yakın bir yerde durmaktadır.
Mensur şiir türünün kaynağı, Fransız edebiyatıdır. Bu türün ilk örneklerine Tanzimat döneminde rastlanılmaktadır. Abdülhak Hamit Tarhanın Makber Mukaddimesi, mensur şiir türünün bilinen önemli örnekleri arasında gösterilebilir.
Mensur şiir türünün Türk edebiyatında tanınmasını sağlayan ve bu anlamda yenileşen Türk edebiyatında türün öncüsü olarak kabul edilen isim, Halit Ziyadır.
Siyah İnciler:
Mehmet Rauf yılından itibaren önce Servet-i Fünûn ve Mekteb başta olmak üzere Resimli Gazete, Resimli Kitap, Mehasin, Musavver Hale gibi gazete ve dergilerde yayımlanan mensur şiirlerini yılında Siyah inciler adı ile kitaplaştırmıştır. Toplam 65 yazıdan oluşmaktadır. 47 tanesi mensur şiir özelliği göstermektedir. Diğerleri daha çok hatıra ve küçük hikâye niteliğindedir. Eser yeni harflerle iki defa basılmıştır.
Siyah İnciler beş bölümden oluşur:
3. TİYATROLARI
Pençe:
Cidal:
Sūz ü güdâz-ı şemʿ-i tırâz der-âteş-i pervâne-yi cân-bâz ü gayb-pervâz ve bî-tâb ü tüvân-geşten-i vey ez-dûd-ı âh ve teslîm-i cân-kerdeneş be-pîş-i şeyh Nûrullâh
Olan efsâneden sühan-efrûz
Virdi bu resme şemʿ kıssaya sûz
Çünki pervâne cânın itdi nisâr
Şemʿün oldı bir iken odı hezâr
Gül gibi çâk idüp girîbânın
Derd odı yaḳdı rişte-yi cânın
Şuʿle urdı dilinden âteş-i mihr
Dûd-ı mâtemle nîle batdı sipihr
[]
Teb-i hicriyle düşdi bir tâba
Cân virür oldı bir nefes hâba
Kıldı safrâ dimâğını mahrûr
Bahrveş cânı hâṣıl eyledi şûr
Oldı teb-hâlelerle lebleri pür
Mâh ile ṣan kırân-ı Pervîn’dür
Çehresini zer itdi âteş-i gam
Dem-i eşkini laʿl kıldı elem
İtdi pervâne hicri bağrını baş
Derd ü mihnetle kodı yasduğa baş
Komadı âh ü girye vü hicrân
Dil ü cânında zerre tâb ü tüvân
[]
Kudret-i Hak’la bu yana nâ-gâh
Pîr-i âfâk u Şeyh Nûrullâh
Çeküben halvetinde ser ceybe
Seyri düşmişdi ʿâlem-i ġayba
Keşf olur hâl-i şemʿ-i rûşen aña
Kalur o mihr-i çarh-sûza taña
Ol dem içre irüp ser-i şemʿe
Naẓar eyler o çeşm-i pür-demʿe
[]
Görüp ol mest-i ʿaşkı hazret-i şeyh
Geldi dilden hurūşa himmet-i şeyh
Dem-i luṭf ile başlayup Yāsīn
Âhir itdikde iyledi telkīn
[]
Oldı şevk ile sînesi pür-nûr
Dem-i şeyh ile cânı buldı huzûr
Tuncugup âhınun duhânından
Bir nefes ḳalmış idi cânından
Eyledi anı dahi şeyhe nisâr
Yile kapıldı ol gül-i ferhâr
Acıyup kıldı şeyh istircâʿ
Eyledi mihr-i Haḳ’dan istişfâʿ
İtdi ol demde emr kâfûra
Tâ kefen ide nûrdan hûra (Armutlu ).