Genel Kültür
Kitap
Gerilim ve Korku Sevenlerin Tutkunu Olduğu Efsane Yazar Stephen King'in Tüm Romanları
Stephen King yazdıklarıyla tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Her yazdığı kitap olay oluyor, kitaplarından uyarlanan filmler her defasında en çok izlenenler arasına giriyor. Stephen King'in Türkiye'de yayımlanmış romanlarını ve kitap serilerini sizin için derledik.
Not: Kitap tanıtımları, tanıtım bültenlerinden ve Vikipedi'den alınmıştır.
okuduğum ilk stephen king romanı olduğundan bende ayrı bir yere sahip roman.
cnbce-e'de dün gece yine izledigim korku filmi.
öyle bir mezarlık gerçek olsaydı eminim herkes, en çok sevdiklerini ne pahasına olursa olsun geri gelmeleri adına oraya gömmek isterdi diye düşünmeme sebep oldu bir kez daha. ölümü ve sevdiklerini kaybetmeyi kabul edemeyen insanoglunun bu son derece insani zaafı korku ustası stephan king tarafında çok iyi ele alınmış. filmin tabiki teknik, oyunculuk, senaryo, efektler vs. olarak çok eksigi var. ama bu filmin çekildigi zamanlarda da matrix'in daha m'sinin olmadıgını düşünürsek hakkını yememek lazım. sonuçta ana fikir 10 numara oldugu için yeniden çekilse eminim daha iyi bir iş çıkacaktır mevcut olanaklarla..
muhtemelen izlediğim ilk korku filmi. çünkü çocukluğuma dair hatırladığım bir anım bu filmle ilgili ki ben nedense çocukluğuma dair az şey hatırlarım.
oldum olası evde tek başıma vakit geçirmeyi seven bir insanım. küçükken de öyleydim. kaç yaşında izlediğimi hatırlamamakla birlikte maksimum 7 ya da 8 yaşında olmalıyım. ailemin bana güvenip akşam gezmeye çıkmasına bakılacak olursa da daha küçük olmamam gerekir diye düşünüyorum. o yaşlarda da şimdiki gibi televizyonda izleyecek birşey bulamıyordum ki, bu filme rastladım. hiç korku filmi izlemeyi sevmedim ama merakımı da yenemeyen bir insanım: izlemeye başladım tabii ki. izliyorum izliyorum derken korkutucu sahnelerin geldiğini anladığım zaman televizyonu bir süre kapatıp ekrana bakıyorum. sahnenin geçtiğini düşündüğüm anda yeniden açıyorum. bu böyle birkaç sahnede kendini takip eden bir ritüel oldu ki, merakımı yenemeyip kapatamamaya başladım. durum başka bir şeye evrildi: izlediğim o "korkutucu sahne" bittikten sonra televizyonu sakince kapattıktan sonra koridorda koşarak çığlık atıp yeniden televizyonu açıyordum. tabii bu adrenaline daha fazla dayanamayan bünyem bunu bir kez tekrarladıktan sonra filmi izlemekten vazgeçti. gerçi hatırladığım kadarıyla film bitmek üzereydi ama daha fazla koşamayacaktım sanırım.
kısacası küçükken pek şapşal ve komikmişim.
dönen kişinin, artık bizim bildiğimiz kişi olmayacağını öğreten eser.
filmi kitabını aratmayan, hatta okurken kafanızda canlandırdıklarınızı filmde size neredeyse birebir sunabilen eser.
kara kule serisini saymazsak en iyi 10 stephen king kitabı arasına girer sanıyorum.
stephen king'in okunması gereken, okunduktan sonra iki üç gün insanın kendine gelemediği kitabı.
okunması en rahat ve eğlenceli stephen king kitaplarından biri.*
hayvan mezarlığının yakınına taşınan bir aileyi konu alır.
doksanların ilk yarısında izlediğim fantastik gerilim edebiyatı üstadı stephen king'in romanından sinemaya uyarlanan, hüzün, ürperti ve umutsuzluğun içiçe geçtiği bir film. temanın ana fikri şu anahtar cümle üzerinden tanımlanır; "bazen ölüm daha iyidir" bu replik bir mesaj iletir. ölümün dönüşü mümkün olmayan bir olgu olduğu ve kabul edilmesi gerekliliği. evet, kaybedilen kızılderili mezarlığından mutlaka geri gelecektir. ama hiçbir zaman hayattayken tanıdığınız kişi olmayacaktır. ve bu nedenle; "bazen ölüm daha iyidir."
filmdeki küçük veledin son hali için:
seafoodplus.infoo-hughes_jpg
belkide bugüne kadar izlediğim en etkileyici , dramatik korku filmi. dram diyorum çünkü filmdeki mevcut korku unsurlarının yanısıra olaylar bir aile trajedisi üzerinden anlatılır. kitabını da okuduğum için diyebilirim ki, bu trajedi ve karakterlerin psikolojik tahlilleri gayet başarılı ve gerçekçi olarak kaleme alınmış. hele ki şahsım gibi çocuk masumiyetinden fazlaca etkileniyorsanız birçok sahne (kitaptaki sahnelerden bahsediyorum) sizde iz bırakacaktır. ailenin küçük kızı eileen'ın bazı duyarlılıkları ve verdiği duygusal tepkiler oldukça dokunaklıdır ve sanki gerçektir. bunlar filmde çok yansıtılabilmiş detaylar değil. final sahnesindeki (kitabın) son bir kaç satır, sahneyi dimağda canlandırmak açısından, oldukça iyi yazılmıştır. gerçekçi tasvirler koklama ve işitme duyularını ürkütücü şekilde canlandıracaktır. bunlar kitabın artıları, ama filme uyarlanmasında da başarılı bulduğum (kitapta kusursuzdu) hikayenin geçtiği atmosfer mekan seçimleri ve anlatış tarzı (jud crandall'ın hikayeleri, mezarlık yolu,sisler,gizemli ve gergin bekleyişler falan) oldukça iyiydi ve filmi benzerlerinin yanında öne çıkarmaktan öte nazarımca bir korku klasiği haline getiriyor. bu filmi çekim tarihi eski bile olsa her iki senede bir izlemeliyim. kitabını da ara ara karıştırmak ve içine dalmak hoşuma gider, crandall'ın gizemli hikayelerini tekrar dinlemek ve o sayfalar süren mezarlık atmosferine tekrar girebilmek için. ve tabi ki o devasa kamyonların filme/kitaba ruh katan ürkütücü , muazzam ve gürültücü geçişleri ise unutulmazımdır ve ilham vericidir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.