peygamber efendimiz annesi vefat ettiği zaman kaç yaşındaydı / Peygamber efendimizin annesi ve babası ne zaman vefat etmiştir?

Peygamber Efendimiz Annesi Vefat Ettiği Zaman Kaç Yaşındaydı

peygamber efendimiz annesi vefat ettiği zaman kaç yaşındaydı

Hz Muhammedin annesi vefat ettiği zaman kaç yaşındaydı?

İçindekiler:

  1. Hz Muhammedin annesi vefat ettiği zaman kaç yaşındaydı?
  2. Peygamber efendimizin ölüm nedeni nedir?
  3. Peygamber efendimiz nasıl bir insandı?
  4. Peygamber efendimizin cenaze namazını kim kaldırdı?
  5. Hz muhammed süt anneye ne zaman verildi?
  6. Peygamber Efendimiz hangi süt anneye verildi?
  7. Hz Muhammed neden bir süt anneye verildi?
  8. Peygamberimizin çocukken yaşadığı şakk ı sadr olayı nedir?
  9. Peygamber Efendimizin göğsünün yarılması olayına ne denir?
  10. Inşirah ı sadr ne demek?
  11. Sadr ne anlama gelir?
  12. Tasavvufta Sadr ne demek?
  13. Peygamber Efendimiz dedesi vefat ettiğinde kaç yaşındaydı?
  14. Peygamber efendimizin süt annesinin yanında kalırken gerçekleşen şakkı Sadr olayı nedir?

Hz Muhammedin annesi vefat ettiği zaman kaç yaşındaydı?

Hicret'in 12. yılında,8 Haziran 632 yılında Medine vefat etmiştir. Kabri,Mescid-i Nebî'nin içinde ve kıbleye göre sol tarafta bulunmaktadır. Kısaca Cevaplar : - Annesi öldüğünde 6 yaşındaydı.

Peygamber efendimizin ölüm nedeni nedir?

İslam tarihçileri Hz. Muhammed'in ölümüne neden olan hastalığın “Humma” olduğunu ileri sürer. Siyer metinlerine göre Hz. Muhammed, Baki Mezarlığı'nı ziyaretten döndüğü gün hastalanır ve hastalığının 13. gününde vefat eder; yıl 632 ve 63 yaşındadır.

Peygamber efendimiz nasıl bir insandı?

Bunun yanında çok sabırlı bir insandı. Merhameti ve insanlara yardımseverliği zirvedeydi. Ayrıca tok gözlüydü. Ebu Hüreyre (r.a.) ibadet etmekten zevk alırdı.

Peygamber efendimizin cenaze namazını kim kaldırdı?

Cevap: Peygamberimizin cenaze namazını halife seçilen Hz. Ebubekir kıldırmışım Hz.

Hz muhammed süt anneye ne zaman verildi?

Doğduktan sonra 4 yaşına kadar süt annesi Halime'nin yanında, daha sonra 2 yılda annesi Amine'nin yanında kaldı. 6 yaşında iken annesi onu akrabalarıyla tanıştırmak ve babası Abdullah'ın kabrini ziyaret için Medine'ye götürdü.

Peygamber Efendimiz hangi süt anneye verildi?

Muhammed'in süt annesi. Abdülmuttalib çocukları içinde en fazla sevdiği yetim torunu için Araplar'daki adet üzere Badiyeden bir süt anne aradı. Bu, saadet Sa'd kabilesinden Halime'ye nasip oldu.

Hz Muhammed neden bir süt anneye verildi?

Yeni doğan çocukları sütannelere vermek, Kureyş ve sair Arap eşrafı arasında geçerli bir âdet idi. ... Yeni doğmuş çocukların gürbüz ve sağlıklı büyüyebilmeleri için havası daha serin, daha güzel yerlere ihtiyaç duyuluyordu. Peygamberimizin bir sütanneye verilmesinin gerçek nedeni şüphesiz ki buydu.

Peygamberimizin çocukken yaşadığı şakk ı sadr olayı nedir?

Şakk-ı Sadr, göğsünün yarılması demektir. Peygamberimiz bir gün süt kardeşi Abdullah'la yeni doğan kuzularına bakmaya gitmişti. Sonra iki beyaz kıyafetli melekler elinde altından bir tas ve için de karla gelmişlerdi ve peygamberimizi tutup göğsünü yardılar.

Peygamber Efendimizin göğsünün yarılması olayına ne denir?

Ģakkı sadr (göğüs yarılması) hadisesi, aynı zamanda onun mucizelerinden birisi olarak sunulur. Ġddiaya göre Hz. ... Hz. Peygamber'in risalet öncesi hayatına dair haberlerin en önemlilerinden birisi olarak anlatılan Ģakkı sadr hadisesi, aynı zamanda onun ileride peygam- ber olacağının delili olarak da sunulmuĢtur.

Inşirah ı sadr ne demek?

inşirah-ı sadr / inşirâh-ı sadr / اِنْشِرَاحِ صَدْرْ Vicdan ferahlığı,vicdan huzuru.

Sadr ne anlama gelir?

SADR Nedir Anlami SADR: Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi. * Kalb, göğüs, ön. * Meclisin önü ve en muteber yeri. Reisin oturduğu yer.

Tasavvufta Sadr ne demek?

Sadr nefis ve kalbin buluştuğu ortak alandır. Nefisten ancak kötülük doğar. ... Tasavvuf kitaplarında sıkça geçen, yere ve göğe sığmayan Allah'ın mümin kulunun kalbine sığdığını belirten ifade kutsî bir hadis olarak da rivayet edilir (Aclûnî, II, 99-195).

Peygamber Efendimiz dedesi vefat ettiğinde kaç yaşındaydı?

Annesi Hz. Amine ise Medine'den Mekke'ye giderken hastalanarak 577 yılında hayatını kaybetmiştir. Hz. Muhammed dedesi ve amcasıyla birlikte kalmıştır. 8 yaşındayken dedesini de kaybetmiştir ve amcası Ebu Talib'le birlikte 12 yaşındayken Şam'a doğru ilk ticaret yolculuğunu yapmıştır.

Peygamber efendimizin süt annesinin yanında kalırken gerçekleşen şakkı Sadr olayı nedir?

Peygamberimizin süt annesinin yanında kalırken gerçekleşen Şakkı Sadr olayı nedir? sorunun cevabı "Göğsünün yarılması" dır.

HZ. MUHAMMED (s.a.v.)'İN ÇOCUKLUK DÖNEMİ

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) Milâddan sonra 571 senesi, Fil Yılı'nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke'nin doğusunda bulunan "Hâşimoğulları Mahallesi"nde, babasından kendisine mirâs kalan evde doğdu. Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vak'ası", Peygamberimiz (s.a.v.)'in doğumundan 52 gün kadar önce olmuştu. Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara: "Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O'nu hayırla yâdetsinler..." cevâbını verdi. Annesi de "Ahmed" dedi. (Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak çok çok övülüp senâ edilen; Ahmed de Cenab-ı Hakk'ı yüce sıfatları ile öven, hamdeden kimse demektir. İslâm târihçileri, Peygamberimiz (s.a.v.)'in doğduğu gece bir takım olağanüstü olayların meydana geldiğini naklederler. O gece İran Kisrâsı (Hükümdarı)'nın Medâyin şehrindeki sarayının 14 sütûnu yıkılmış, mecûsîlerin İran'da Istahrâbat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan "ateşgede"leri sönmüş, Sâve (Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semâve deresi'nin suları taşmış, mecûsîlerin büyük bilgini Mûdibân korkunç bir rüya görmüş, Kâbe'deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten O'nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur.

 

 

SOYU (NESEBİ)

 

Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)'in babası, Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah; annesi ise Vehb'in kızı Âmine'dir. Babası Abdullah, Kureyş Kabîlesinin Hâşimoğulları kolundan, annesi Âmine ise Zühreoğulları kolundandır. Her ikisinin soyu, bir kaç batın yukarıda, "Kilâb"da birleşmektedir. Her ikisi de Mekke'lidir. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Hz.İbrâhim'in büyük oğlu Hz. İsmâil'in neslindendir. Soyu Adnân'a kadar kesintisiz bellidir. Adnân ile Hz.İsmâil arasındaki batınların sayısında neseb bilginleri ihtilâf etmişlerdir. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Rasûl-i Ekrem Efendimiz: "Ben devirden devire, (nesilden nesile, âileden âileye) seçilerek intikal eden Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum, sonunda içinde bulunduğum 'Hâşimoğulları' âilesinden neş'et ettim", buyurmuştur.

 

 

Diğer bir hadisi şerifte bu seçilme işi şöyle anlatılmıştır. "Allah, Hz İbrâhim'in oğullarından Hz. İsmâil'i, İsmâiloğullarından Kinâneoğullarını, Kinâneoğullarından Kureyşi, Kureyşden Hâşimoğul-larını, Hâşimoğullarından da beni seçmiştir." Bir başka hadis-i şerifinde de Rasûl–i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Allah beni, dâima helâl babaların sulbünden, temiz anaların rahmine naklederek, sonunda babamla annemden ızhâr etti. Âdem'den, anne-babama gelinceye kadarki nesebim içinde nikâhsız birleşen olmamıştır". Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğumundan iki ay kadar önce babası Abdullah, Suriye seyâhatinden dönerken Yesrib (Medine)'de hastalanarak 25 yaşında vefât etmiş ve orada defnedilmişti. Peygamberimiz (s.a.v.)'e, babasından mirâs olarak beş deve, bir sürü koyun, doğduğu ev ve künyesi Ümmü Eymen olan Habeşli Bereke adlı bir câriye kalmıştır.

 

 

HZ. MUHAMMED (s.a.v.) SÜT ANNE YANINDA

 

Başlangıçta çocuğu (3 veya 7 gün) annesi Âmine emzirdi. Sütü yetmediği için, daha sonra amcası Ebû Leheb'in azatlı câriyesi Süveybe tarafından emzirildi. Fakat Hz. Muhammed (s.a.v.)'in devamlı süt annesi Hevâzin Kabîlesinin Sa'doğlulları kolundan Halîme oldu. Mekke'nin havası ağır olduğu için, Mekkeliler yeni doğan çocuklarını çölden gelen süt annelere verirlerdi. Çöl ikliminde çocuklar hem daha gürbüz yetişiyor, hem de bozulmamış (fasih) Arapça öğreniyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.v.)'de bu âdete göre süt annesi Halîme'ye verildi. Halîme, yetim bir çocuğu emzirmenin kârlı bir iş olmayacağı düşüncesiyle, başlangıçta tereddüt göstermişse de, daha sonra bu çocuğun evlerine uğur ve bereket getirdiğini görmüş ve O'nu öz çocuklarından daha çok sevmiştir. Süt kardeşi Şeyma da bakımında annesine yardımcı olmuştur. Hz.Muhammed (s.a.v.) süt annesi ve süt kardeşleri ile sonraki yıllarda dâima ilgilenmiştir. Halîme kendisini ziyârete geldiği zaman onu "anacığım" diyerek karşılamış, altına elbisesini yayarak, saygı göstermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) dört yaşına kadar, süt annesinin yanında çölde kaldı. Dört yaşında Halîme çocuğu Mekke'ye götürerek annesine teslim etti. İslâm târihçileri, bu esnada "şakk-ı sadr" (göğüs açma) olayının meydana geldiğini, çocukta görülen bu gibi olağanüstü hallerin Halîme'yi endişelendirdiğini, bu yüzden çocuğu annesine teslime mecbûr kaldığını naklederler.

 

 

MEDİNE ZİYÂRETİ

 

Hz. Muhammed (s.a.v.) dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile kaldı, O'nun şefkat ve ihtimâmı ile yetişip büyüdü. Altı yaşında iken, babasının Medine'de bulunan kabrini ziyâret etmek üzere, annesi ve sadık hizmetçileri Ümmü Eymen'le beraber Medine'ye gittiler. Medine'deki akrabaları Neccâroğullarında bir ay kadar misâfir kaldılar. Dönüşte, Medine'nin 23 mil güneyinde Ebvâ Köyü'nde Âmine hastalandı. Henüz doğmadan babasından yetim kalmış olan Hz. Muhammed (s.a.v.) altı yaşında iken annesinden de öksüz kalıyordu. Bu acıyı bütün varlığı ile hisseden anne, oğlunu şefkat dolu gözlerle süzdü. Bağrına basıp uzun uzun öptü. Masûm yüzüne bakarak "Her yeni eskiyecek, her fâni yok olup gidecek, Ben de öleceğim, fakat buna gam yemem, Namımı ebedi kılacak hayırlı bir halef bırakıyorum..." anlamına bir şiir söyledi. Bu sözlerden sonra vefât etti. Annesinin ölümünden sonra çocuğu Ümmü Eymen Mekke'ye götürüp dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti. Altı yaşından sekiz yaşına kadar, çocuğa dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib seksen yaşını geçmiş bir ihtiyârdı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz sekiz yaşında iken dedesi de öldü. Ölürken, on oğlu içinden Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin yetiştirilmesini, öz amcası Ebû Tâlib'e bıraktı. Yıllar sonra, Hicret'in 6'ıncı yılı Hudeybiye Barışı dönüşünde Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, annesinin kabrini ziyâret edip, teessürle gözyaşı döktü. Annemin bana olan şefkatini hatırlayarak ağladım, buyurdu.

Peygamber efendimizin annesi ve babası ne zaman vefat etmiştir?

Peygamber efendimizin annesi ve babası ne zaman vefat etmiştir?

Peygamber efendimizin annesi ve babası ne zaman vefat etmiştir

Peygamber efendimiz s.a.v daha dünyaya gelmeden dünya imtihanına başlamış ve peygamber olma yolunda geçirmesi gereken zorlukları daha doğmadan geçirmeye başlamıştır.

Peygamber efendimiz s.a.v’in babası daha anne karnındayken henüz 6 aylıkken vefat etmiştir. Peygamber efendimiz daha dünyaya gelmeden öksüz olmuştur. Bu sıkıntılar içinde çok zor bir hayat geçiren peygamber efendimiz s.a.v dünyaya geldikten sonra amcaları ve dedesi tarafından babalık yapılmıştır.

Peygamber efendimiz daha babasının acısını küçük yaşta atlatamamışken 6 yaşında Medine’deki akrabalarını ziyaret dönüşünde Mekke yolunda Ebva köyünde ağır bir şekilde rahatsızlanmıştır ve peygamberimiz 6 yaşındayken annesini o köyde kaybetmiştir.

Peygamber efendimiz daha reşit olmadan hem annesini hem babasını kaybetmiş ve sahipsiz kalmıştır. Bu durumda peygamberimizin dedesi Abdulmuttalip ona sahip çıkarak onunla ilgilenmiştir. Ancak dedesinin çok yaşlı olmasından dolayı dedesi ona ancak 8 yaşına kadar bakabilmiştir. Dedesi vefat etmeden önce peygamberimizi, Ebu Talip’e emanet etmiştir.

Peygamberimiz dedesinin vefatından sonra Ebu Talip’in evinde yaşamaya başlamıştır. Ebu Talip’in evinde çobanlığı ve ticareti öğrenmiştir. Aradan zaman geçtikten sonra ticaret hayatında onu tanıyan Hz. Hatice kendisine evlenme teklifi etmiş ve Ebu Talip bu nikahın şahitlerinden birisi olmuştur.

  • Reşat cevap yazdı

     
     

    Hz. MUHAMMED ( s.a.v.)´in KISA HAYATI

    Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.) Miladi 571 y

    ılı Nisan ayının 20`sine rastlayan Rebiul evel ayının 12. Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekkede doğdu. Babası Kureyş kabilesinin Haşimoğullarından Abdülmuttalib oğlu Abdullah`tır. Annesi, Kureyş kabilesinin Zühre oğullarından Vehb`in kızı Amine`dir. Peygamberimiz doğduğu gece, dünyada olağanüstü bir çok olaylar meydana geldi. 1) O gece Iranda Hükümdar (Kisra) Sarayının ondört sütunu yıkılmış. 2 ) Sava gölü kurumuş. 3 ) Bin yıldan beri yanan mecusilerin tapındıkları ateşler birdenbire sönmüştür. Bu olaylar gelecekte Iran saltanatının yıkılacağına, Bizans Imparatorluğunun çökeceğine ve putperestliğin ortadan kalkacağına işaret ediyordu.

    Hz.

    MUHAMMED´in COCUKLUGU : Mekke`nin havası ağır ve sıcak olduĝundan Mekke eşrafları çocuklarını daha serin olan Badiye denilen yere süt Annelere verip emzirirlerdi. Hz. Peygamberimiz de Sa´d kabilesinden HALIME adında bir süt Anneye verildi Süt Anneye verilinceye kadar Suveybe adında bir cariye emzirmişti. Hz. Muhammed (s.a.v.) süt Annesi Halimenin yanında beş yaşına kadar kaldı. Sonra annesine teslim edildi. Daha sonra Peygamberimiz 6 yaşına geldiĝinde annesi ve hizmetçileri Ümmü Eymen ile birlikte akrabalarını görmek hem de babasının mezarını ziyaret etmek maksadıyla Medineye gitti bir ay kaldıktan sonra Mekkeye dönmek üzere yola çıktılar. Ebva denilen köyde annesi vefat etti. Böylece doğmadan 2 ay önce babasını kaybeden Peygamberimiz 6 yaşında da annesini kaybetti. Hizmetçileri Ümmü Eymen tarafından Mekke´ ye getirilerek dedesi Abdülmuttalibe teslim edildi. Dedesinin vefatından sonra 8 yaşında olan Peygamberimiz amcası Ebu Talibin yanında kaldı. Amcası elinden geldiği kadar ona öksüzlüğü hissettirmemeye çalışıyordu. Onu öz evlatlarından daha çok seviyordu. Ebu Talib ticaretle uğraşırdı. Peygamberimiz 12 yaşında iken amcasıyla Şam yakınındaki Busra kasabasına gitti. Orada BAHIRA adında bir Rahib Hz. Muhammedi görünce onu simasından son Peygamber olacağını sezdi ve amcasına Mekkeye geri dönmesini söyledi. Cünkü yahudilerin ona kötülük yapacaklarından korkuyordu Ebu Talib`de malını hemen orada satarak Mekkeye döndü.

    Cocukları:

    Hz. Muhammed 25 yaşına gelince asil ve zengin olan Hz. Hatice`nin ticaretini yapmak üzere Şam`a gitti. Ticaret dönüşünde 40 yaşında olan Hz. Hatice ile evlendi. Bu evlilik´ten, Kasım, Abdullah, Zeyneb, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatime adında çocukları olup, Ibrahim ismindeki çocuğu ise mısırlı Mariye`den doğmuşdur.

    KABE HAKEMLIGI

    Baz

    ı yerleri sellerden yıkılan Kâbe`yi tamir etmeye başlayan Mekkeliler, sıra “HACERÜLESVED” i yerine koymaya gelince her kabile bu şerefi kazanmak için adeta birbiryle yarışa girdiler hatta bu yüzden kavga çıktı. Sonra güvenilir ve doĝru olduĝuna inandıkları Hz. Muhammed (s.a.v)´i hakem yapmaya ve vereceĝi hükme razı olmaya karar verdiler. O zaman 35 yaşında bulunan peygamberimiz “HACERÜLESVED” i bir yaygı üzerine koydu ve yaygının uçlarından kabile başkanlarına tutturarak hep birlikte yukarı kaldırdılar. Peygammberimiz de mübarek elleriyle " hacerülesved " taşını yerine koydu. Böylece büyük bir anlaşmazlık ortadan kalkmış oldu.

    ILK VAHIY

    Hz. Muhammed 40 ya

    şında iken miladi 610 yılının Ramazan ayında pazartesi günü Mekke yakınında bulunan Hira dağındaki mağaraya çekilmiş bütün varlığı ile Allaha yönelmişti. Bu sırada Cebrâil (a.s)kendisine görünerek (OKU) emriyle başlayan (ALAK) süresinin ilk 5 âyeti okuyarak ilk Vahiy gerçekleşmiş oldu. Peygamberimiz hemen eve gelip Hz. Hatice´ye beni örtün çok üşüyorum diye ifade ederek durumu anlattı. Hz. Hatice`de Hanif dininden olan amcasının oğlu VARAKABIN NEVFEL`e durumu anlattı . VARAKA; yemin ederimki sen Peygamber olacaksın keşke ihtiyar olmasyadım ve halkın seni Mekkeden sürecekleri zaman senin yanında olup yardımcı olsaydım, dedi.

    Ilk Müslümanlar

    Ilk Vahyin gelmesiyle Peygamber olan Hz.Muhammed (s.a.v) Peygamberli

    ğini ilk önce güvendiği kişilere söylüyor ve onları Islama dávet ediyordu. Peygamberimiz (s.a.v)`e ilk önce sadık eşi Hz. Hatice, çocuklardan Hz. Ali, kölelerden Hz. Zeyd bini Harise, büyüklerden Hz. Ebubekir iman ederek müslüman oldular. Habeşistan`a ilk Hicret :Müşriklerin müslümanlara yaptıkları eziyet her geçen gün artıyordu. Müslümanlar ibadetlerini serbestçe yapamıyorlardı. Bu nedenle peygamberimizin izniyle 11 erkek ve 4 kadından oluşan ilk kafile, peygamberliğin 5.ci yılında Hz. Osman başkanlığında Mekke`den gizlice Habeşistan`a gittilr. Bu ilk kafilenin iyi karşılandığını duyan müslümanlardan, 80 kişilik ikinci bir grub daha Hz. Ali`nin kardeşi Càfer – i Tayyar başkanlığında Habeşistan`a hicret ettiler.

    BOYKUT

    Hz. Hamza ve Hz. Ömer in müslüman olmas

    ı ve Islamın günden güne yayılması müşrikleri iyice korkuttu. Bunun üzerine müslümalara karşı şu Boykut kararını aldılar: „Müslümanlarla ve onları himaye edenlere hertürlü alakayı kesecekler, onlarla hiç kimse görüşmeyecek, alışveriş etmeyecek, kız alıp vermeyecektir.“Mansur bini Ikrime bu anlaşmayı yazdı ve kábenin duvarına astılar. Müslümanlar Islam uğruna her türlü sıkıntıya katlandılar. Bu boykut üç yıl devam etti. Sonunda müşriklerden bir kaç kişi insafa gelerek bu zàlim anlaşmayı yırttılar ve böylece boykut sona ermiş oldu.„ SENETÜL HÜZÜN„ Boykut`un kalkmasıyla peygamberimiz (sav.) ve müslümanlar rahat bir nefes aldılar fakat çok geçmeden peygamberimizin amcası Ebu Talib, bir kaç gün sonra da hanımı Hz. Hatice vefat ettiler. Bu iki vefat peygamberimzi ve müslümanları çok üzdüğü için bu yıla üzüntülü yıl anlamına gelen „ SENTÜL HÜZÜN „ adı verilmiştir. AKABE BiÀTLARI : Peygamberimiz, peygamberliğn 11.ci yılı hac mevsiminde Mekke dışına çıkarak Medineden gelen 6 kişiyle görüştü ve onları Islama dàvet etti. onlar da müslüman oldular ve Medinede Islamın yayılmasına çalıştılar. Ertesi yıl, peygamberliğin 12. yılında Mekkeye gelen Medinelilerden 12 kişilik bir grub Akabe denilen yerde peygamberimizle görüştüler. Bunlar Allah`a şirk koşmamak, Hırsızlık yapmamak, Zina etmemek, yalan ve iftiradan sakınmak ve peygamberimize karşı gelmemek hususunda peygamberimize biàt ettiler, söz verdiler. Buna 1. Akabe biàtı denir. Medineliler kendilerine Islamiyeti öğretecek bir kimse istediler. Peygamberimiz de Müsàb bini Umeyr`i gönderdi. Musàb, Medinede Islamın öğretilmesi ve yayılmasında büyük hizmetler gördü. Peygamberliğin 13. yılında Medineli müslümanlar`dan 75 kişilik bir grub Mekke`ye geldi. Bunların ikisi kadındı. Akabe denilen yerde peygamberimizle görüştüler ve 2. Akabe Biàtı gerçekleşmiş oldu. „Kadınlarını, kızlarını nasıl koruyorlarsa peygamberimizide öyle koruyacaklarına, darlık ve genişlik zamanında, her hal ve durumda itaate, sözün daima doğrusunu söylemeye ve Allah yolunda herhangi bir şeyden korkmamaya „ Peygamberimiz (s.a.v.)´e söz verdiler. Peygamberimiz (s.a.v. )`i de Medine`ye dàvet ettiler . MI`RAC : Peygamberimiz (sav.) , Hicret`ten bir buçuk yıl önce Receb ayının 27. gecesi Mekkedeki Mescid – i Haram`dan Kudüsteki Mescid – i Aksa`ya götürülmüş, oradan da göklere yükselerek Sidretül münteha`ya ulaşmış ve melekut alemini seyretmiştir. Peygamberimiz Mi`raç`tan, Ümmetine şu hediyelerle dönmüştür. 1 ) Bakara süresinin son iki àyeti; "Amenerresulü. 2 ) Ümmetinden Allaha şirk koşmayanların Cennete gireceği müjdesi. 3 ) Beş vakit namazlar da Mi`raç gecesinde farz kılınmıştır.

    HICIRET

    Peygamberimiz (sav.)`in Mekkden Medineye göç etmesine „Hicret " denir. Mü

    şriklerin baskı ve zulümlerinine devam etmesi üzerine peygamberimiz (sav.) müslümanların Mekkeden Medineye hicret etmelerine izin verdi. Müslümanlar grublar halinde Medineye göç ettiler. Müşrikler, Medinelilerin müslüman olması ve Mekke`deki müslümanların da Medineye göç etmesiyle kuvvetli bir Islam topluluğunun oluşmasından korktular. Islàmiyeti kökünden yöketmek için, Ebu Cehlin teklifi üzerine peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. Müşriklerin gizlice aldığı bu ölüm kararı, Allah tarafından peygamberimize bildirildi ve hicret etmesine izin verildi. Evet Hz. Muhammed (sav.), Miladi 622 yılında Hz. Ebu Bekir`le birlikte Mekkeden Medine` ye hicret ettiler ve Sevr dağındaki mağarada 3 gün gizlendiler. Müşrikler izlerini takib ederek mağaranın önüne kadar geldiler. Fakat mağaranın girişine bir örümceğin ağ germesi ve güvercinin yuva yapması, müşriklerin içeri girmeden geri dönmelerini sağlamıştır. Ayrıca Suraka adında bir pehlivan izlerini bulup iyice yaklaştı. Tam bu sırada atının ayakları dizlerine kadar kuma battı. Bu durumu gören Suraka korktu ve peygamberimizden àf diliyerek geri döndü. Arkadan gelenlere de „ ben buraları aradım kimse yoktur.“ diyerek onları geri çevirdi. „ SURAKA „ daha sonra müslüman olmuştur. Peygamberimiz (sav.) hicret yolculuğunda bir pazartesi günü Medine yakınında`ki „KUBA" köyüne ulaşarak burda on günden fazla kaldı ve burada Kuba Mescidini yaptırdı. Mescid yapılırken peygamberimiz de bir işçi gibi çalıştı. Islam tarihinde yapılan ilk Mescid „ KUBA „ Mescididir. Medine`de büyük bir sevgi ile karşılanan peygamberimiz (sav.), Ebü Eyyüb Ensari hazretlerinin evinde, yedi ay kadar misafir kaldı. Ebü Eyyüb Ensari`nin evinin önünde bulunan boş arsayı, peygamberimiz satın alarak, MESCID – i NEBEVI ve etrafında da kendisinin oturması için odalar yaptırdı.

    ENSAR VE MUHACIR:

    Mekkeden Medineye göç eden müslümanlara „Muhacir „ Mekke´ den gelen müslümanlara her türlü yardımı yapan Medineli müslümanlara da „ Ensar „ denir. SUFFA : Mescid – i Nebevi`nin bir tarafında üstü kapalı olarak yapılan yere „Suffa „ burada barınanlara da „Ashab – ı Suffa „ denilmiştir. BEDIR Savaşı: Mekkeli müşrikler Islam` a ve Hz. Muhammed`e düşmanlıklarını devam ettiriyorlardı. Bunun üzerine Medine yakınında Sam`dan dönen Ebü Süfyan kervanının basılacağı haberi Mekke`ye ulaşınca, mekkeli Müşrikler „Bin „ kişilik bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Hicretin 2. miladi 624 yılında peygamberimiz (sav.) 305 kişilik bir ordu ile yola çıktı ve Bedir denilen yerde düşman`la karşılaştılar. Bedir savaşı müslümanların zaferiyle sonuçlanmış, düşman 70 ölü 70 `de esir bırakarak kaçtılar. Müslümanlar ise 14 şehit verdi. UHUD Savaşı : Müşrikler Bedir Savaşının intikamını almak için Hicretin 3. Miladi 625. yılında Üç bin kişilik büyük bir ordu ile Medine`ye doğru hareket ettiler. Peygamberimiz de 700kişilik bir kuvvet`le yola çıktı. Medine yakınında „UHUD „ mevkiinde karşı karşıya gelerek savaştılar. Ilk etap`ta gàlip gelen Islam ordusu, Özellikle Okçu birliğinde`ki bazı müslümanların yerlerini terk etmelerini gören müşrikler, bir manevra ile savaştan gàlip çıktılar. Ancak bekledikleri sonucu elde edemeden Uhut`an çekildiler. Bu savaşta müslümanlar 70 şehit verdiler.Müşrikler`den 22 kişi öldürüldü. Hz. Hamza bu savaş`ta şehit olmuştur. HENDEK Savaşı : Müşrikler Hicretin 5. miladi 626 yılında müslümanları tamamen yoketmek üzere 10 bin kişilik orduyla Medine`ye hareket etmişlerdir. Peygamberimiz (sav.) Selman – i Farisi`nin önerisi üzerine Medine etrafında Hendekler kazılarak şehri savunmaya çalışmışlardır. Hendek savaşında, Medine ve müslümanlar 30 gün kuşatma altında kalmış, Allah`ın yardımıyla bir Fırtına kopmuş, müşrikler bozguna oğradı. Korku ve dehşet içinde bir çok yiyecek ve mal bırakarak kaçtılar. Böylece bu savaş müslümanların gàlibiyetiyle sona ermiştir. HUDEYBIYE Antlaşması : Hicretin 6 Miladi 628 yılında Hz. peygamber`le Mekke müşrikleri arasında Hudeybiye antlaşması yapılarak müslümanlar eskiye oran`la rahat nefes aldılar. Bu arada Hz. peygamber (sav.), Bizans imparatoruna, Iran, Mısır, Habeşistan, Umman ve Bahreyn Devlet başkanlarına elçiler yolladı. Islam`a dàvet mektupları gönderdi. MEKKE`nin FETHI : Hicretin 8. Miladi 630 yılında peygamberimiz (sav.) 10 bin kişilik bir orduyla Mekke üzerine yürüdü. Peygamberimiz (sav.) Mekke`nin kan dökülmeden alınmasını istiyordu. Dediği gibi de oldu. Mekke kan dökülmeden fethedildi. Kutsal Kàbe ve etrafı Putlardan temizlendi ve orada toplanan insanlara peygamberimiz ; Allahın birliğini, insanların eşit olduğunu, geçmişteki kan dàvalarının kaldırıldığını anlattıktan sonra şu anlamdaki ayeti okudu : „Ey insanlar, Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye milletlere, kabilelere ayırdık. Sizin Allah katında en şerefliniz, O`ndan en çok sakınanızdır. Süphesiz Allah bilir ve işitir. „ Bu süreç içerisinde daha birçok savaş ve seriyeler yapılmıştır.

    VEDA HACCI :

    Peygamberimiz (sav.) Hicri 10. Miladi 632 yılında yüzbinden fazla müslümanla birlikte Hacca gitti. Peygamberimiz (sav.) Arafat`ta yaklaşık 124 bin müslümana, meşhur „VEDA HUTBE „` sini okudu. Bu hutbede, eşitlik ilkeleri bildirilmiş, gerçek anlamda huzur ve mutluluğun temelleri atılmışır. Bu hutbe, insan hakları evrensel beyannamesinden çok önce, insan haklarını koruyucu önemli hükümler getirmiştir. Peygamberimiz Veda Haccını yapıp Medineye döndü ve bir süre sonra hastalanan peygamberimiz (sav.) rahatsızlığının 18. Günü ve 8 Haziran`a rastlayan Rebiul – Evvel ayının Pazartesi gününde vefat ederek Refik – i A`la`ya ( Allah huzuruna ) çıkmışlardır. Binlerce salat ve selam ona olsun.

    Allah (c.c.) cümlemizi, Kur`an`dan ve Süünnet`ten ay

    ırmasın, yüce Resulü (s.a.v.)`in şefaatine nàil eylesin.. Amin... Vel hamdu lillàhi Rabbil Àlemin.

    Yazar - Ramazan ECE   

    Batman -Türkiye

    nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir