peygamber efendimiz neden çok evlilik yapmıştır / Resulullahın çok evlenmesi - Dinimiz İslam

Peygamber Efendimiz Neden Çok Evlilik Yapmıştır

peygamber efendimiz neden çok evlilik yapmıştır

Peygamberimizin Hanımları



Peygamber Efendimiz kaç evlilik yaptı? Peygamberimizin kaç eşi vardı? Hz. Muhammed (s.a.v.) neden çok evlilik yaptı? Peygamberimizin hanımları ve evliliklerindeki hikmetler&#;

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ilk hanımı, Hz. Hatice validemizdir. Sevgili Peygamberimiz ilk evliliğini Mekke’de yaptığı sırada yirmi beş yaşında, Hz. Hatice annemiz kırk yaşındaydı. Peygamber Efendimiz’in Mekke döneminde yaptığı ikinci evlilik ise Sevde Binti Zema validemiz ile olmuştur. Peki Peygamber Efendimiz kaç evlilik yaptı? Peygamberimizin kaç eşi vardı?

( Sahabilerin hayatı için adları üstüne tıklayınız!)

PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ İSİMLERİ

PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ TABLOSU

PEYGAMBERİMİZİN HANIMLARININ HAYATI

Peygamber Efendimiz’in ilk eşi Hz. Hatice’dir. İbrahim dışındaki bütün çocukları Hz. Hatice annemizden olmuştur. Peygamberimiz, Mekke döneminde ikinci evliliğini Hz. Sevde validemiz ile yapmıştır. Medine döneminde de Hz. Ayşe, Zeynep Binti Huzeyme, Meymune Binti Haris, Mariye, Hafsa Binti Ömer, Zeynep Binti Cahş, Safiye Binti Huyey, Cüveyriye Binti Haris, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe (r.a.) ile evlenmiştir. Peygamberimizin son evladı İbrahim, Hz. Mariye validemizden olmuştur. İşte kısaca Peygamberimizin hanımları ve hayatı&#;

HZ. HATİCE (R.A.) KİMDİR?

Peygamberimizin ilk hanımı Hz. Hatice’dir. Onunla evlendiğinde, Efendimiz’in yaşı 25, hanımının yaşı ise, 40’tır.

Hz. Hatice ilk Müslümanlardandır. Vahyin nüzulünün onuncu yılında, hicretten üç sene önce vefat etmiştir. Allah Resulü, Hz. Hatice’nin vefatı karşısında bir hayli üzülmüştü. Hz. Peygamber’in amcası ve müşriklere karşı koruyucusu olan Ebu Talib ile kendisiyle sükûnet bulduğu eşi Hatice’nin (r.a.) vefatı gibi üzücü olaylar peş peşe geldiği için bu yıla, “Hüzün Yılı” denilmiştir.

Resulullah’ın bu evliliği 25 yıl sürmüş, İbrahim dışındaki bütün evlatları da yine bu nâdide hanımdan olmuştur. Vefatı esnasında Resulullah’ın yaşı 50’dir.


SEVDE BİNTİ ZEM’A (R.A.) KİMDİR?

Sevde Binti Zema (r.a.) Peygamberimizin ikinci hanımıdır. İlk Müslümanlardandır. Eşi Habeşistan’a yapılan hicretten sonra vefat etmiş ve kimsesiz kalmıştı. Efendimiz, onunla evlenerek bu kalbi kırığın yarasını sardı, onu perişan olmaktan kurtardı ve ona enis oldu. Sadece Efendimiz’in nikahı altında bulunmayı düşünen Sevde validemizin, dünya adına istediği başka hiçbir şey yoktu. Allah Resulü ile evlendiğinde yaşı 55’ti. Bu evliliğin hikmeti, kimsesiz ve yardımcısız kalan bir hanımın elinden tutmak, emin bir yuvaya kavuşturmaktı.


HZ. AYŞE (R.A.) KİMDİR?

Hz. Ayşe, Resulullah’ın bâkire olarak evlendiği ilk ve tek kadındı. O, daha sonra halife olacak olan Hz. Ebubekir’in biricik kızıdır. Ayrıca, Hz. Ayşe çok zeki bir nâdire-i fıtrat ve nübüvvet dâvâsına tam vâris olabilecek yaratılışa sahip bir kadındı. Evlendikten sonraki hayatı ve daha sonraki hizmetleri de göstermiştir ki, O muallâ varlık, ancak Nebî zevcesi olabilirdi. Zira O, yerinde en büyük hadisçi, en mükemmel tefsirci ve en nâdide fıkıhçı olarak kendini gösteriyor, her yönüyle Hz. Peygamber’i temsil etmeye çalışıyordu.

O’nun Hz. Ayşe ile evliliği, yanından hiç ayrılmayan, çektiği sıkıntılara beraberce katlanan, mağara arkadaşı Hz. Ebubekir için en büyük bir mükâfat idi.


HAFSA BİNTİ ÖMER (R.A.) KİMDİR?

Hz. Hafsa’nın eşi, Bedir Savaşı’nda şehit düşmüştü. Eşinin vefatına üzülmüş, yalnız başına kalmıştı. Babası Hz. Ömer, kızını önce Hz. Osman’a evlenmesi için teklif etmiş ancak O kabul etmemiş, ardından Hz. Ebubekir’e teklif etmiş, O da kabul etmemişti. Daha sonra da duruma şahit olan Allah Resulü, fazla beklemeden O’nunla evlenmek istediğini bildirmiş ve evlenmişti. Bu evlilik de, zaruretlerin getirdiği bir evlilik olup bununla o yüce insan Hz. Ömer’in gönlü hoş edilmiş, kocasının ölümüne üzülen ve yalnız kalan birisinin bu yalnızlığı giderildi.


ZEYNEP BİNTİ HUZEYME (R.A.) KİMDİR?

Peygamberimiz Hafsa’dan (r.a.) sonra Zeynep binti Huzeyme (r.a.) ile evlendi. Zeynep validemizin eşi Bedir’de şehit olan Ubeyde b. Hâris’tir. Yalnız başına ve kimsesiz kalan bu mübarek hanımın yaşı da 60’tı. Bu kimsesizlik zamanında kendisine yardım edecek bir ele şiddetle muhtaçtı. Onu bu ihtiyaç içerisinde gören şefkat ve merhamet Peygamberi, kendisini nikâhlayarak kendi kanatları altına almak istemişti. Zaten evlendikten iki yıl sonra da vefat etti.


ÜMMÜ SELEME (R.A.) KİMDİR?

Ümmü Seleme validemiz, ilk Müslümanlardandır. Önce Habeşistan’a sonra Medine’ye hicret etmişti. Eşi Uhud Savaşı’nda şehit olmuştu. Yurdundan ve yuvasından uzak, yetim çocuklarıyla hayat külfetini yüklenmiş bu hanıma, ilk şefkat elini Hz. Ebubekir ve Ömer uzattı. Ancak o, bu talepleri reddetti.

Daha sonra evlilik teklifini Resulullah yaptı ve kendisi de bu teklifi kabul etti. Böylece yetimleri, sıcak bir yuvaya kavuştu. Babalarının ölümünden duydukları üzüntüyü, Allah Resulü vesilesiyle unutmuş, hiçbir zaman gerçek bir babayı aratmayacak bir babaya kavuşmuş oldular.

Ümmü Seleme (r.a.) de Hz. Ayşe gibi dirayet ve fetaneti olan bir kadındı.


ÜMMÜ HABÎBE (R.A.) KİMDİR?

Ümmü Habîbe (Remle binti Ebî Süfyan) (r.a.) validemiz, Mekke’de küfrün bayraktarlığını yapan Ebû Süfyân’ın kızıdır. İlk Müslümanlardandır. Eşiyle Habeş ülkesine hicret etti. Burada eşi önce Hıristiyan olmuş, sonra da ölmüştü. Ümmü Habibe yalnız başına kalmıştı. Allah Resulü, durumu öğrenince Necâşi’ye haber göndererek, tek başına kalan bu hanımın kendisine nikahlanmasını istedi. Bu duruma fevkalâde sevinen Ümmü Habibe’nin nikahı, Necâşi huzurunda kıyıldı.

Bu evlilikten sonra Müslümanların ve Peygamberimizin azılı düşmanı olan Ebû Süfyan, inananlara yaptığı işkenceyi hafifletmiş, içinde Allah Resukü’ne karşı olan kini birazcık da olsa dinivermişti. Daha geniş dairede ise, Emevîlerle bir akrabalık te’sis edilmiş oldu.


CÜVEYRİYE BİNTİ HARİS (R.A.) KİMDİR?

Cüveyriye Binti Haris (r.a.) Müslümanlar, yapılan Müreysi gazvesinde galip gelmiş, pek çok ganimet elde edilmiş, bunun yanında kadar da esir alınmıştı. Esirlerin içinde, Benî Mustalik kabilesinin başkanının kızı olan Cüveyriye de bulunuyordu.

Cüveyriye, Hâris b. Dırar’ın kızı idi. Hâris, Mustalikoğulları Yahudilerinin reisi idi. Cüveyriye önce Musâfi b. Saffan’la evlenmiş, Musâfi, Müreysi Muharebesi’nde ölmüştü. Cüveyriye, Peygamber Efendimiz’e müracaat ederek hürriyete kavuşmayı talep etmiş, Resulullah da onun fidyesini bizzat kendisi vererek hürriyete kavuşturmuştur. Babası gelip kızını götürmek isteyince, o Müslüman olarak Medine’de kalmayı tercih etti, bilahare de Resulullah ile nikahı kıyıldı.


SAFİYE BİNTİ HUYEY (R.A.) KİMDİR?

Safiye (r.a.) validemizin asıl adı Zeynep’tir. O dönemde Arabistan’da reislere düşen ganimet hissesine “Safiye” denilmektedir. Bu kadın da Peygamberimizin hissesine düştüğü için “Safiye” adını aldı. Ana-babası, Yahudilerin ileri gelenlerindendi. Hatta babası Nadiroğullarının reisi, annesi de Kureyza oğullarının reisinin kızıydı. Hayber gazvesinde, babası, kocası ve kardeşi öldürülmüş, kabilesinden pek çok kimse esir alınmıştı. Safiye, İslâm’a karşı aşırı bir şekilde kin ve nefretle doluydu.

Savaş sonrası Resulullah onu kendi nikahına alarak, yumuşamasını sağlamış oldu. Bu evlilikle de Yahudilerin önemli bir bölümüyle akrabalık kurulmuş, onların Müslümanlığı yakından tanımaları imkânı sağlanmış, düşmanların kötü bir kısım emellerinin, önceden bilinmesi kolaylaşmış ve Müslümanlığın sınırları bu vesileyle genişlemeye yüz tutmuştu.


HZ. MARİYE (R.A.) KİMDİR?

Peygamber Efendimiz, İslâm’a davet için hükümdarlara mektuplar gönderiyordu. Bunlardan birisi de Mısır hükümdarı Mukavkıs’tı. Mukavkıs, İslam elçisini güzel bir şekilde karşılamış, Hz. Peygamber’e birtakım hediyelerle birlikte iki de cariye göndermişti. Yolda bu iki cariye, İslam hakkında malûmat sahibi olduktan sonra, İslâm’ı seçmişlerdi. Bunlar Medine’ye varınca Resulullah, Mariye’yi kendisine almıştı. Bilahare onu azad ederek kendisiyle evlendi.

Peygamber Efendimiz’in son evladı İbrahim Mariye annemizden oldu.


ZEYNEP BİNTİ CAHŞ (R.A.) KİMDİR?

Hz. Zeynep validemiz Peygamberlikten 20 yıl yıl önce dünyaya gelmiş, Efendimizin hala kızı idi. İlk iman edenlerdendir. Asıl adı “Berre” idi. Resulullah onun adını “Zeynep” olarak değiştirmiştir. Babası Beni Esed kabilesinden Burre, annesi Efendimizin halası Ümeyye binti Abdulmuttalib’tir. O, Mekke’den Medine’ye ilk hicret edenler arasında yer aldı. Medine’ye hicret ettiğinde bekardı. Efendimiz onu evlâtlığı Zeyd b. Harise ile evlendirdi. Kısa bir süre sonra boşandı.

Hz. Zeynep’in gerek Efendimizden önce Hz. Zeyd’le evlendirilmesinde, gerekse daha sonra Efendimizin onunla evlenmesinde, diğer hanımlarından farklı olarak Cahiliyet devri adet ve geleneklerini kaldıran hükümler ortaya çıkmıştı.

Peygamber Efendimiz’in evliliklerinde gerek o zamanın münafıkları, gerekse yeni zamanın dalalet ehli tarafından en çok dile dolandrılıp itiraz edilen Hz. Zeynep&#;le olan evliliğidir. Ayrıca çok önemli hükümlerin ortaya çıkmasına sebep olan bir evliliktir. Bütün bu sebeplerle bu evliliğin nikâhı bir “Akd-i Semavi”dir. Yani bizzat Cenab-ı Hak tarafından kıyıldı.


MEYMÛNE BİNTİ HARİS (RA) KİMDİR?

Meymûne binti Haris’in (r.a.) asıl ismi “Berre” olup, Resulullah tarafından “Meymûne” olarak değiştirilmiştir. Hz. Peygamber’in son evliliğidir. Hudeybiye antlaşmasından bir yıl sonra Hz. Peygamber’le Müslümanlar, Mekke’ye tavaf ziyaretine gitmişlerdi. Bu sırada Peygamberimizin amcası Abbas, Allah Resulü’ne Meymûne’yle evlenmesini teklifi etti. Zira Meymûne, Abbas’ın baldızı olup, nikah yetkisini ona vermişti. Peygamberimiz de bu teklifi kabul buyurarak, onunla nikahlandı. Bu durum karşısında Mekkeliler: “Demek ki, Muhammed hemşehrilerine hâlâ dostluk ve hayır duyguları besliyor.” yorumunu yaptı.

Bu evliliği yaptığında Resulullah s.a.v, altmış yaşları civarındaydı.

/von Mehmet Cakir

Peygamberimiz Neden Birden Fazla Evlilik Yapmıştır?

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz neden birden fazla evlilik yapmıştır? Peygamberimizin (s.a.s.) evliliklerinin sebepleri ve hikmetleri.

Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem 25 yaşına kadar iffetli bir bekârlık hayatı yaşamıştır.

PEYGAMBERİMİZİN EVLİLİKLERİNİN SEBEPLERİ VE HİKMETLERİ

50 yaşına kadar da Hazret-i Hatice Vâlidemiz ile tek eşli olarak yaşayıp huzur dolu bir evlilik hayatının muhteşem bir numûnesi olmuştur.

Ancak 55 yaşından sonra, birden fazla hanımla evlenmiştir. O’nun her bir evliliğinin pek çok sebep ve hikmeti vardır. Cenâb-ı Hakk’ın;

وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظ۪يمٍ

(Ey Rasûlüm) Şüphesiz ki Sen, yüce bir ahlâk üzeresin” (el-Kalem, 4) buyurup insanlığa model şahsiyet olarak takdim ettiği bir insan hakkında sû-i zanda bulunmak ve hattâ iftirâ etmek, ancak dînî hakîkatlerden gâfil olmanın ve câhillikten öte bir kötü niyetin alâmetidir.

Zira Cenâb-ı Hak, bize Sevgili Peygamberimiz’i hayatın her sahasında örnek kılmıştır. Bunların en başta geleni ve en önemlisi ise aile hayatıdır.

İnsanda nefsânî arzuların en canlı olduğu dönem, şüphesiz ki gençlik dönemidir. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in gençlik devresi gözden geçirildiğinde, O’nun hakkında söylenebilecek yegâne söz; O’nun büyük bir hayâ, iffet ve nâmus timsâli olduğudur. Bu, Mekkelilerin O’na vermiş olduğu “el-Emîn” isminden de kolayca anlaşılabilir. Yine müşrikler, Peygamber olduğunu îlân ettiği andan vefâtına kadar, hiçbir zaman Allah Rasûlü hakkında bu yönde çirkin bir ithamda bulunmamışlardır.

Peygamber Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, Mekke devri boyunca iki defa evlenmiştir. Hazret-i Hatice Vâlidemiz ile vukû bulan evliliği esnâsında Efendimiz 25 yaşında, Hazret-i Hatice Annemiz ise 40 yaşında, dul ve çocuklu bir hanımdı. Hatice Vâlidemiz’in vefâtına kadar, tam 25 yıl süren bu evlilik hayatı boyunca, Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem başka bir hanımla evlenmedi. Hâlbuki o zamanki örf ve gelenekler, aynı anda başka kadınlarla evlenmesine de gâyet müsâitti.

Ancak Hatice Annemiz’in vefâtından sonra, yine yaşlı ve dul bir hanım olan Hazret-i Sevde ile evlendi. Hazret-i Sevde’nin kocası, Habeşistan hicretinden sonra orada vefât etmiş, Hazret-i Sevde yalnız başına ve himâyesiz kalmıştı. Müşrik akrabaları da, müslüman olduğu için ona baskı yapıyorlardı. Peygamber Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, yalnız kalan bu muhtereme hanımı himâye ve taltîf etmek gâyesiyle kendisiyle evlenmiştir.

Bu evlilik, nübüvvetin onuncu senesinde vukû bulmuştur. Hazret-i Hatice ve Hazret-i Sevde Vâlidelerimiz hâriç, diğer bütün annelerimizin Allah Rasûlü ile evlilikleri hep Medîne döneminde gerçekleşmiştir.

Medîne’ye hicretle yepyeni bir dönem başlamaktaydı. Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem bir peygamber olmanın yanı sıra, bir kumandan ve yeni kurulan devletin başkanı idi. Kıyâmete kadar her türlü insana mesajını en güzel şekilde ulaştırması gereken bir eğitimciydi. Bütün bu vasıfların evliliklerine de yansıdığı, çok rahat bir şekilde fark edilir. O’nun evlilikleri; dînî, içtimâî, iktisâdî, siyâsî ve ahlâkî birçok sebep ve hikmete dayanmaktaydı.

Peygamber Efendimizʼin evlendiği hanımlar arasında, yalnız Hazret-i Âişe radıyallâhu anhâ genç ve bâkire idi. Bu evlilik de hicrî birinci senede Medîneʼde vukû bulmuştur. Çok zeki ve anlayışlı olan Âişe Vâlidemiz sâyesinde, hanımlara âit fıkhî kâide ve hükümler öğrenilmiş, Peygamber Efendimiz’in vefâtından yaklaşık elli-altmış yıl sonraya kadar bu fıkhî meseleler birinci ağızdan ashâb-ı kirâma, onların hanım ve kızlarına, hattâ torunlarına ulaştırılmıştır. Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem:

“Dîninizin üçte birini Âişe’nin evinden öğrenin!” buyurmak sûretiyle bu hakîkate işaret etmiştir. (Deylemî, II, /)

Nitekim Hazret-i Âişe Vâlidemiz, kendilerine “Müksirûn” denilen, yani Peygamberimiz’den en çok hadîs rivâyet eden yedi şahıstan biridir. hadîs rivâyet etmiştir. Bunlardan ’ü hem Buhârî, hem de Müslim tarafından (müttefekun aleyh olarak) nakledilmiştir.

Hakîkaten Hazret-i Âişe Vâlidemiz, Kur’ân-ı Kerîm’i, helâlleri, haramları, fıkhı, tıbbı, şiiri, Arap hikâyelerini, neseb ilmini çok iyi bilirdi. Ashâb-ı kirâm hangi konuda ihtilâfa düşse hemen ona mürâcaat ederdi. Hattâ ashâbın ileri gelenleri dahî çözemedikleri meselelerde ona danışırlardı.

Nitekim Ebû Mûsâ radıyallâhu anh:

“Rivâyet edilen herhangi bir hadiste bir müşkülât görürsek onu Âişe’ye sorardık. Mutlaka onda bunun bir açıklamasını bulurduk.” demiştir. (Tirmizî, Menâkıb, 62)

Yine talebelerinden Kûfe fakîhi Mesrûk’un söylediğine göre, ashâbın büyükleri, ferâize dâir meseleleri hep ondan sorarlardı… Tâbiîn devrinin birçok hukukçusu, yüksek seviyedeki hukuk bilgisinden faydalanmak üzere kendisiyle ilmî istişârelerde bulunmuşlardır. İslâm hukuku sahasındaki görüşleri, yeğenleri Kâsım, Urve ve diğer talebeleri tarafından nakledilmiştir.[1]

Ayrıca Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, Hazret-i Âişe radıyallâhu anhâ Vâlidemiz ile izdivâcı sâyesinde, dostluğu çok eskilere dayanan Hazret-i Ebûbekir radıyallâhu anh ile bir de akrabalık bağı tesis ederek yakınlığını perçinlemiştir.

Aynı minvâl üzere Peygamber Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, Hazret-i Ömer’in kızı Hazret-i Hafsa radıyallâhu anhâ ile hicrî üçüncü senede vukû bulan evliliğinde de bu akrabalık bağını gözetmiştir.

Hazret-i Ömer radıyallâhu anh, kocası Bedir’de yaralanıp sonra da şehîd olan kızı Hafsa’yı, sırasıyla Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Osman’la nikâhlamak istemiş, fakat onların bu teklifi karşılıksız bırakmaları üzerine, çok mahzun olmuştu. Nihâyet hicretin üçüncü senesinde Peygamber Efendimiz, Hazret-i Hafsa’yla evlendi. Ve bu evlilik, eski dostların arasını da düzeltmiş oldu.

Peygamber Efendimiz’in hicrî beşinci senede vukû bulan Hazret-i Zeyneb radıyallâhu anhâ ile izdivâcı ise en çok tartışılan, fakat pek çok hikmetleri bulunan bir evliliktir. Zira Peygamber Efendimiz, halasının kızı olan Zeyneb’i, -onun çok fazla gönlü olmamasına rağmen- âzatlı kölesi ve evlâtlığı Zeyd ile evlendirmiş ve böylece “zengin-fakir, asîl-köle” ayrımına son verdiğini, insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğunu, en yakınları vâsıtasıyla îlân etmiştir.

Daha sonra bu evlilik, Zeyneb Vâlidemiz’in ve akrabâlarının ısrarlı muhâlefetleriyle dayanılmaz bir hâle gelmiştir. Kocası Zeyd radıyallâhu anh’ın Allah Rasûlü’ne yaptığı boşanma mürâcaatları da sonuçsuz kalmıştır. Ancak Zeyd radıyallâhu anh bu hâle dayanamayarak, sonunda Zeyneb radıyallâhu anhâ’yı boşamıştır.

Müteâkip günlerde nâzil olan âyetlerle, halasının kızı Zeyneb’le Peygamber Efendimiz’in evlenmesi, Allah tarafından emredilmiştir. Böylece Peygamber Efendimiz, câhiliye devrinin, “evlâtlığın eski hanımı ile evlenme yasağı”nı bu tatbikâtıyla fiilen ortadan kaldırmış ve “öz evlât” ile “evlâtlık”ın birbirinden farklı olduğunu açıkça ilân etmiştir.

Bu hâdise, “fiilî kıstas” prensibini gâyet iyi anlamamızı sağlar. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, sınıf farkını kaldırmak için en yakınındaki Zeyd ile halasının kızı Zeyneb’i seçmiştir. Evlâtlık (tebennî) müessesesinin kaldırılması üzerine, bu noktadaki fıkhî düzenlemeyi de bizzat Efendimiz tatbik etmekle emrolunmuştur.

Bu husustaki âyette, münâfıkların üreteceği asılsız iddiâlardan ve onların zayıf mü’minlere verebileceği mânevî zarardan Peygamber Efendimiz’in ne kadar endişelendiği bildirilmektedir.

Buna rağmen hâdise hakkında; “Hazret-i Peygamber, Zeyneb’in güzelliğine hayran kalıp da onunla evlenmiştir.” şeklinde ileri geri ve cür’etkâr bir tavırla konuşanlar, şu hususları kasten görmezden gelmektedirler:

Birincisi; Hazret-i Zeyneb, Peygamber Efendimiz’in halasının kızıdır. Çocukluğundan beri onu defalarca görmüştür.

İkincisi; Peygamber Efendimiz, Zeyd ile evlendirmeden önce evlilik teklif etse, Zeyneb Vâlidemiz bunu seve seve kabûl ederdi ve evlenmesine de herhangi bir mânî yoktu. Fakat Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, onu bizzat kendisi başka birisiyle evlendirmiş ve Zeyd’in boşanma taleplerini de defalarca reddetmiştir.

Kısacası, bütün bu hâdiseler olacaktı ki İslâm hukûkunun bazı kâideleri Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in hayatındaki tatbikâtıyla teessüs etsin ve bunlara dâir şer’î bir mesned meydana gelsin.

Peygamber Efendimiz’in Hayber’deki yahudî liderinin kızı SafiyyeVâlidemiz ile evliliği ise Yahudîlerle mevcut münâsebetleri -bir sıhriyet tesis etmek sûretiyle- düzeltmek içindir. Hicrî yedinci senede vukû bulan bu evlilik de siyâsî bir gâyeye mâtuftur.[2]

Yine bir kabîle reisinin kızı olan Cüveyriye radıyallâhu anhâ ile izdivâcı da binlerce harp esirinin aynı anda hürriyete kavuşmasına ve hemen ardından hidâyetle şereflenmesine vesîle olmuştur.[3]

Allah Rasûlü’nün Ebû Süfyân’ın kızı Ümmü Habîbe ile evliliğinde ise bu cefâkâr mü’minenin taltîf edilmesi söz konusudur. Zira Ümmü Habîbe radıyallâhu anhâ, kocası Habeşistan’da irtidâd ettiği ve kendisi çok müşkül durumda kaldığı hâlde, îmânını muhafaza etmiş ve o sırada Mekke’nin lideri olan babası Ebû Süfyân’a, îman hassâsiyeti ve vakârından dolayı mürâcaat etmemişti. Peygamber Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem kendisiyle evlenerek, onu himâyesiz bir hâlde ortada kalmaktan kurtarmıştı. Aynı zamanda bu evlilik sebebiyle, Mekke müşrikleriyle Müslümanlar arasındaki düşmanlık da azalmıştı.[4]

Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem, şayet şehevî arzuları için evlenmiş olsaydı, Medîne’de Muhâcirler ile Ensârın yetişmiş ve çok güzel kızları vardı. Herhangi bir Müslüman, kızını Hazret-i Peygamber’e vermeyi büyük bir şeref sayar, kızlar da “Peygamber zevcesi” ve “mü’minlerin annesi” olmaya can atarlardı. Fakat Rasûl-i Ekrem sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz bu yola hiç mürâcaat etmemiştir.

İşte bütün bu ve benzeri birçok dînî, ahlâkî, içtimâî ve siyâsî sebeplerle ve bilhassa İslâm hukûkunda kadınları ilgilendiren hususlarda kâfî derecede bilgili, tecrübeli, yetişmiş insana olan ihtiyaç sebebiyle, Rasûl-i Ekrem sallâllâhu aleyhi ve sellem, Cenâb-ı Hakk’ın izni ve emriyle birden çok hanımla evlenmiştir.

Zira bazı fıkhî meselelerde yalnız bir kadının kanaati kâfî gelmeyebilirdi. Bütün iklim, zaman ve mekânları içine alacak olan İslâm’ın, kadın ve âile ile alâkalı hukuk anlayışı, bir kişiden tam mânâsıyla bize kadar intikâl edemeyebilirdi. Üstelik o hanımın, Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’den önce vefât etmeyeceği hususunda da kimse teminat veremezdi. Bu ise, İslâm’da kadınlara dâir hükümlerin tam mânâsıyla teşekkül edememiş olması mânâsına gelirdi.

Pek çok mesele vardır ki, hanımlar bunu erkeklere sormaktan utanıp çekinirler. Fakat bir hanım, aynı meseleyi bir başka hanıma rahatlıkla açabilir. Bu sebeple İslâm cemiyetinin her zaman, yetişmiş, bilgili, Müslüman hanımlara ihtiyacı vardır. Acaba bu hususlarda, Peygamber aleyhisselâm ile birlikte yaşamış, meseleleri bizzat O’ndan öğrenmiş ve O’nun iltifatkâr nazarlarına muhâtap olmuş zevcelerinden daha bilgili ve tecrübeli bir kadın düşünülebilir mi?

Bütün bunların ötesinde, onların tamamı, yaşadıkları zühd ve takvâ hayatlarıyla da bizlere ve âile efrâdımıza en güzel örnek olmuşlardır.

Dipnotlar:

[1] DİA. c. II. sf. [2] Bkz. İbn-i Hacer, el-İsâbe, 4, [3] Bkz. Ebû Dâvûd, Itk, 2. [4] Bkz. el-Mümtehine, 7; Vâhidî, s.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkür Ufku, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İslam’da Çok Evliliğin Hükmü

Peygamberimizin Çok Evlilik Yapmasının Hikmetleri

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Çok Evlilik Yapmasının Sebebi Nedir?

PAYLAŞ:                

Bu konu hakkında o kadar çok zırvalık var ki, evvela bu saçmalıkları açığa kavuşturmak, art niyetli insanlara fırsat vermemek gerek.

 

1. seafoodplus.infober (sallallahu aleyhi vessellem)'in yaşadığı dönemde birden fazla hür kadınla evlilik çok yaygındı ve bunun için bir üst limitte bulunmuyordu. Tarihçi İbn Habib, İslam'ın doğduğu sırada on hanımla evli olan çok sayıda şahsın isimlerini kaydetmektedr (İbn Habib, El Muhabber, ) Ayrıca bir evde çok sayıda cariye bulunurdu. İlk defa islam dini evliliklerde erkeğe dört sınırını getirerek bir üst limit koymuştur. Sahabe-i Kiram efendilerimiz bu hükme riayet ederek dörtten fazla olan hanımlarını boşamışlardır. Efendimiz bu hükmün dışında tutulmuştur. Bunun sebebi ise, boşanılan hanımla bir başkasının evlenmesi caiz olduğundan dolayı, efendimizin boşandığı hanımıyla bir başkasının evlenmesi uygun olmayacaktır, zira efendimizinn hanımları müminlerin analarıdır. 

 

2. Bu konuları tenkit edenler Efendimizin-haşa- kadına düşkün bir insan olduğunu söylemeye çalışmışlardır. (En azından bu güne kadar). Oysa bulunduğu toplumda edep timsali olan, parmakla gösterilen ve güzelliğiyle dillere destan olan zat (sallallahu aleyhi vessellem) evlenilecek onca güzel kız varken ve herkes ona kızını vermek için adeta yarışırken, O ilk defa kendisinden 15 yaş büyük ve iki kocadan dul kalmış 40 yaşındaki bir kadınla evlenmiş, biri hariç tüm çocukları bu kutlu anneden dünyaya gelmiştir. (Rabbim yattıkları yeri nurlandırsın)

Gelenek ve toplum şartları müsait olmasına rağmen Hatice anneizin vefatına kadar kiseyle evlenmemiş, vefatından sonra yaklaşık iki buçuk yıl bekar kalmış ve sonrada yine dul olan beş çocuklu bir hanımla evlenmiştir. Daha önce söylediğim gibi evlendiği hanımlardan biri hariç ( Ki bu sizin sorunuzdaki Ayşe annemizdir) geriye kalan tüm hanımları dul kalmış ve çocuklu hanımlardır. Efendimizin ev nufusu 20'den aşağıya düşmemiştir. Şimdi bu bahsettiğimiz kutlu insan, kadına düşkünlüğüyle -haşa- itham edilebilir mi?

 

3.Bildiğiniz gibi o dönemde çok sayıda hanımın yanında pek çok cariye de bulunmaktaydı. Efendimizin ise mısırdan gönderilen ve sonrasında kendisi tarafından azad edilen Mariya validemiz dışında cariyesi olmamıştır.

 

4. Mekke dönminde tek hanımla evli olan efendimiz, birden fazla hanımla evliliği Medine döneminde yapmıştır. Bu evliliklerin sebeplerini incelediğinizde tek bir tanesinde bile nefsi bir karar göremezsiniz.

 

 

 

 

Çok evliliği efendimiz getirmemiştir. İslamiyetten öncesine baktığınızda dünyaın pek çok yerinde birdenfazla evlilik yaygındı. Kişilerin evlilik ağıyla bağlı olması o çağın insanları arasında en etkili iletişim yollarından biriydi, dolayısıyla islamiyetin yayılması açısından önemli bir dusturdu. O dönemde toplum nufusunun yarısının kadın olduğu dşünülüğünde islamiyeti bizzat birinci ağızdan duyup, görüp, öğrenip yine o hanımlara birebir anlatacak bilgili hanımlar seçilmeliydi. Zira erkekler her an mescitte bulunup efendimizi dinleyebiliyor dini öğrenebiliyorlardı, oysa hanımların daima bu şansı seafoodplus.info durumda kadınlara ait meseleleri onlara kim anlatacaktı. Mahrem konularda hanımları kim aydınlatacaktı.. İslamiyet kulaktan kulağa mı yayılacaktı? 

 

Efendimizin pek çok hanımla evli oluşunu kısaca sebepleriyle anlatmaya çalışacağım..

 

seafoodplus.info uğruna çekilen sıkıntılara karşılık bir ödüllendirme: seafoodplus.info validemiz örnek verilebilir. Kendisi efendimizin 2. Eşi olmakla beraber Mekkede çektiği sıkıntılar karşısında eşi ve 16 yaşındaki oğlu şehid olmuştur. Efendimiz kendisiyle evlendiğinde Sevde annemiz 50 yaşında bulunuyordu ve yetim çocukları vardı.

 

2. Kocası savaşta şehid olmuş, kimsesiz ve dul kalmış hanımları koruma altına alma: Ümmü Seleme Peygamber efendimizin 5. Eşidir. Kocası Abdulesed islamiyeti ilk kabul edenlerdendi ve Uhud savaşında şehid edilmişti. Ümmü seleme annemiz dört çocuğuyla dul kalmıştı. Ümmü Seleme annemiz Hz. Aişe annemiz gibi üstün dirayet ve fetanet sahibi bir kadındı. Efendimizin bu hanımla evlenmesi İslamiyetin yayılması aısından da önem arz etti. Kendisi islamın azılı düşmanlarından müşriklerin komutanı Halid’in de akrabası idi. Halid bu evlilikten  etkilendii ve iki yıl sonra islamiyeti kabul etti.

Hz. Zeyneb efendimizib 8. Eşi ve Huzeymenin kızıydı. İlk kocası bedir, ikinci kcasıda uhud savaşında şehid oldu. Kendisi bu evlilikten üç ay kadar kısa bir süre sonra vefat etti.

3. Cahiliye adetlerini ortadan kaldırmak: Hz. Peygamberimizin 7. Eşi Hz. Zeyneb, efendimizin evlatlık oğlu Zeyd’in eşidir. Hz. Zeyd , Hz. Zeynebden boşandığında efendimiz kendisi ile evlenerek, üvey avladın öz evlat gibi olamdığını, hnımından boşanması durumunda kendisiyle evlenilebileceğini göstermiştir ki bu konuda ayet inerekefendimizin Hz. Zeyneb annemizle evlenmesi hükmü verilmiştir.

 

4. En yakın dostlarının kızları ile evlenerek onları onurlandırma. Hz. Aişe ve Hz. Hafsa annelerimiz bu bölümü kapsamaktadır.

 

Hz. Aişe, Hz. Peygamber(sallallahu aleyhi vessellem)'in 3. Eşi, peygamber medresesinin en genç ve zeki talebesi ve en yakın dostu birinvi halife Hz. Ebubekir Efendimizin kızıdır. Mekkede doğup büyüdümüş çok iyi bir terbiye alarak yetişmiştir. Allahın elçisi, Hz. Ebubekir ailesini şereflendirmek için daha çocuk yaşta olan Hz. Aişe il nikahlandı, onu ancak evlilik çağında evine aldı.

Bu güne kadar Aişe validemizin evlendiği zamanki yaşı hep tartışma konusu yapılarak öne sürülmştür. Efendimizin eşleri ile olan münasebeti bir kenara bırakılmış olsa dahi Hz. Aişe ile olan evliliği açıklanabilir boyuttadır. Bilindiği gibi peygamberliğin gelişinden 10 yıl sonra 50 yaşındayken Hz. Hatice validemizi kaybeden efendimiz kendisine hem ev işlerinde hemde islamietin yayılması konusunda yardımcı olacak kişilere ihtiyaç duymuştur. Bu sebeple bir yndan dul bir hanım olan 2. Eşi Hz. Sevdeyi diğer yandan da en yakın dostunun kızı Hz. Aişe annemizi istetti. Hz. Peygamberin bu istei vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Aişe annemiz ise vahiy başlangıcından beş, altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Aişe Efendimiz ile evlendiğinde yaklaşık 17, 18 yaşlarında idi. Bu konuyu detaylarıyla  Mevlana Şiblinin Asr-ı Saadet kitabında okuyabilirsiniz. Hz. Aişenin evlendiğinde yaşının büyük olduğunu  ablası Hz. Esmanın biyografisinden anlamakta mümkündr. Biyografi kitaplarında hz. Esmadan bahsederken diyorki “Esma yaşındayken hicretin Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre hicret vaktinde kendisi 17 yaşında idi. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr ile nişanlanmıştı. Bu demektirki kendisi evlenilecek çağda bir genç kızdı.. Diğer bir izah tarzı da yine şudur: Hz. Aişe validemiz peygamberimiz ile 9 yıl evli kalmıştır. Peygamberimizin vefatı sırasında 27 yaşındaydı Efendimizden sonra 48 yıl yaşamış ve hicri 58de 74 yaşında vefat etmiştir. =26, =17 yani Aişe validemiz yaklaşık 17, 18 yaşlarında Efendimizin hanesine girmiş, kendisiyle evlenme şerefine erişmiştir. (seafoodplus.info- O. Keskinoğlu, Hatemü’l Enbiya Hz. Muahmmed ve hayatı, )

 

Hz. Hafsa annemiz efendimizin 4. Eşi ve Hz. Ömerin kızıdır. Uhud savaşında kocası şehid olunca kendisi dul kalmıştır. Efendimiz kendiini himayesi altına alarak akrabalık bağı ile Hz. Ömeri onurlandırmıştır.

 

Dilerim birazda olsa yararı olmuştur ve dilerim okumaktan sıkılmamışsınızdır. Rabbime emanetsiniz.

 






Keywords:peygamberimiz, çok evlilik, peygamberimiz neden çok evlenmiştir, seafoodplus.infoşe, efendimizin hanımları, hanım sahabeler, efendimizin zevceleri, mübarek eşler, hanım, eş, zevce,

<< Other posts

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir