Dini Hikayeler - Yeni Şafak
Ahzab Harbi’nde, hendek kazmaktan yorulan Sa’d bin Muaz (r.a.), Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’in yanında oturmuş dinleniyordu. Bu esnada, toprak taşıyan Zeyd bin Sâbit (r.a.)’in çalıştığını görünce, ona işaret ederek;
-‘Yâ Resûlellah, dedi, Allâh’a hamd olsun ki, bunun babası beni sağ bıraktı da, sana îmân etmek şerefini bana nasip eyledi. Buas günü, ben bunun babası Sâbit bin Dahhâk ile boğaz boğaza boğuşmuştum!
Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz,
” Fakat, onun bu oğlu, ne iyi çocuktur’, buyurdu.
Zeyd bin Sâbit (r.a.)’in bir ara gözlerini uyku bürüyüp kendisi uyuyakalmıştı. Kalkanı, oku, yayı ve kılıcı yanında olduğu halde, orada çalışmakta olan diğer Müslümanlar, onu hendeğin kenarında uyur bir halde bırakarak etrafı dolaşmaya gitmişlerdi. Bu esnada onun yanına gelen Umâre bin Hazm, şaka için, silâhını alıp saklamış, Zeyd bin Sâbit’in de bundan hiç haberi olmamıştı… Uyanıp silâhını bulamayınca da, heyecanlanmış ve korkmuştu! Resûlüllah Efendimiz bunu işitince, Zeyd’i çağırttı. Ona,
” Ey uykucu! Sen uykuya daldın, nihâyet silâhın da kaybolup gitti’ buyurduktan sonra, ‘Bu çocuğun silâhının nerede olduğunu kim biliyor?’ diye sordu.
Umâre bin Hazm,
-‘Yâ Resûlellah, ben biliyorum. Silah benim yanımdadır, dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz,
-”Silâhını teslim et ona! buyurdu ve şaka yollu da olsa, Müslümanları korkutmayı veya onların herhangi bir şeyini alıp saklamayı yasakladı.
İbretlik Dini Hikayeler ; Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav) hayatı boyunca birçok kez insanlara sevgi, saygı, merhamet ve adalet gibi değerleri öğretmiştir. Bu kısa hikayemizde ise peygamberimiz, yetim bir çocuğun gönlünü fethederken, bize insanlık ve sevgi dolu bir davranış sergiliyor. Okuyacağınız bu peygamber hikayesi, ibretlikdini hikayeler arasında özel bir yere sahip olan bir anlatımdır. Yetim çocuk hikayeleri arasında da en güzel örneklerden biri olan bu hikaye, peygamberimizin insan sevgisine ve merhametine dair güzel bir örnek sunuyor. Şimdi, peygamber hikayeleri oku mak ve peygamber ile ilgili hikayeler dinle mek için hazır mısınız?
Bir Ramazan bayramı günü Peygamberimiz (s.a.v.) evinden çıkarak camiye gidiyordu. Yolda Bayram neşesi içinde cıvıl cıvıl oynaşan çocuklara rastlar; hepsi bayramlık en yeni elbiselerini giyinmiş, coşkun bir sevinç içinde öteye beriye koşuşuyorlardı. Fakat içlerinde zayıf, cılız bir yavru eski ve yırtık elbiseleri içinde bir köşeye çekilmiş, üzgün bakışlarla kaynaşan arkadaşlarına bakıyor ve zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak hüngür hüngür ağlıyordu.
Gülen ve oynaşan arkadaşları arasındaki bu gözü yaşlı yavrunun hali, ince kalpli Peygambere pek dokunur. Hemen yavruya yaklaşarak ona şefkatle sorar; Niye arkadaşlarınla birlikte gülüp oynamıyor, kenara çekilmiş ağlıyorsun? Çocuk karşısındaki güler yüzlü, nur saçan adamın iki cihan güneşi Hz. Peygamber (s.a.v.) olduğunu bilmez. Samimi bir alâka ile derdini soran bu sıcakkanlı adama şöyle der: Babam filân savaşta Peygamberin yanı başında şehit düştü. Kocası ölünce annem başka biriyle evlendi. Üvey babam öz babamdan bana miras kalan malımı yedikten sonra bu pejmurde halimle beni sokaklara attı.
Şimdi günlerden beri aç ve susuz dolaşıyorum, yatacak bir yerim de olmadığı için geceleri sokak köşelerinde geçiriyorum. Biliyorsunuz bugün Ramazan bayramı günüdür. Bütün analı babalı çocuklar en güzel bayramlıklarını giyinmiş, tatlı tatlı oynaşıyorlar. Ne aç ve susuz sokaklarda dolaşmanın ızdırabını biliyorlar ve ne de geceyi içinde rahat rahat uyuyup geçirecek bir yatağa sahip olmanın, sokak başlarında uyuklaya uyuklaya sabahlamanın çilesinden haberleri vardır. Ana-babadan mahrum çaresiz bir yetim kalmanın acısını da tatmış değillerdir. Şimdi bu çocuk kalabalıklarını neşe içinde oynar görünce babamın şehit düşerek ölmesi ve ondan sonra bir biri ardından başıma gelen acı felâketler sonunda, düştüğüm perişan durumu hatırladım da gözyaşlarımı tutamadım.
Yetim yavrucağızın anlattıkları Peygamberin yüreğini parçalamıştı. Çocukcağızı şefkatle elinden tuttu ve sevgi ile saçlarını okşayarak ona şöyle dedi. Yavrum! Benim sana baba, Ayşenin ana, Hz. Alinin amca, Hasanla Hüseyinin erkek kardeş ve Fatımanın da kız kardeş olmasını ister misin? Yetim yavrucağız tatlı dil ile hatırın soran nur yüzlü adamın peygamber (s.a.v.) olduğunu anlayarak, çektiği çilelerin son bulmak üzere olduğunu sezdi. Güler yüzlü adama nasıl istemem ey Allahın Rasûlü! diye sevinçli bir cevap verir.
Peygamber (s.a.v.) yetim yavrucağızı elinden tutarak evine götürür. Hz. Ayşe de çocuğu öz ana şefkatiyle bağrına bastıktan sonra yıkar, giyindirir, kuşandırır ve saçlarını tarayarak sokakta oynayan çocuklardan daha güzel bir kıyafete büründürür. Karnını da iyice doyurduktan sonra çocuk hemen birkaç saat önce yanıbaşlarında pejmürde kıyafetiyle ağladığı arkadaşlarının arasına koşar.
Oynayan çocuk kalabalığı birkaç saat önceki zavallı arkadaşlarını tanırlar. Durumundaki büyük değişikliğe hayret edip yanına yaklaşarak sorarlar; Birkaç saat önce eski püskü elbiseler içinde şuracıkta ağlıyordun; bu kadar kısa zamanda nasıl oldu da bu kadar güzel elbiselerin oldu; aynı zamanda bizden de neşeli bir havaya büründün? Çocuk arkadaşlarını kıskandıracak derecede şakrak bir kahkaha atarak ve derin sevincinden olduğu yerde sıçrayıp durarak şaşkın bakışlı arkadaşlarına şu cevabı verir. Nasıl sevinmem; karnım günlerden beri açtı, şimdi tokum. Yırtık pırtık elbiseler içinde dolaşırken şimdi sizinkilerden güzel bayramlıklarım var. Kimsesiz bir yetimdim, fakat şimdi Hz. Peygamber (s.a.v.) gibi bir babam, Hz. Ayşe gibi bir annem, Hz. Ali gibi bir amcam, Hasan, Hüseyin ve Fatıma gibi kardeşlerim var. Bütün çilelerim artık son buldu. Ben sevinip zıplamayayım da kim sevinsin.
Çocuklar birkaç saat önce onlara hasretli gözlerle bakıp ağlayan yetim yavruyu, Peygamberin yanına evlâtlığa alındığını anlarlar ve saadetten kabına sığmayan arkadaşlarını biraz da kıskanarak hep bir ağızdan şöyle derler. Keşke bizim de babalarımız o savaşta şehit düşselerdi de bizi de Peygamber (s.a.v.) evlâtlığa alsaydı.
Peygamberimiz (s.a.v.) fani hayata gözlerini yumunca uzun yıllar Onun yanında eşsiz bir baba şefkatinin sıcaklığını duyan bu şehit çocuğu, beyninden vurulmuşa dönerek, sesinin var gücüyle şöyle haykırır; asıl ben bugün kimsesiz bir yetim kaldım. Dünyadaki tek ve benzersiz koruyucumu kaybettim. Şehit oğlunun bu yürekleri parçalayan feryadı, zaten ağır bir matemin kapkara yası içinde şaya kalan müslümanları iyice coşturur. Ve meydana seller gibi gözyaşı dökülür.
Peygamberden sonra Onun en yakın arkadaşı ve Allah resûlünden sonra bir numaralı müslüman olan Ebû Bekir (r.a.), yetim delikanlıyı yanına alarak yine perişanlık içinde sokağa düşmesine engel olur.
Yüce Allah (c.c.) cümlemizi her fırsatta yoksullara, yetimlere ve kimsesiz çaresizlere yardım elini uzatarak bu kimseleri sevindiren iyiliksever müminlerden eylesin, âmin
Dini kıssalar dan olan ibretlik dini hikayemizi beğendiyseniz sosyal medyalarda paylaşmayı ve yorum yazmayı unutmayın.
Yaşam Tadında Kısa Hikayeler (Youtube) .Kanalımızda yayınlanan tüm hikayeleri dinlemek için, Abone olun.
seafoodplus.info Bildirimlerin gelmesi için ZİLİ () açmayı unutmayın.
Hz. Cabir'in Büyük mtihan ve Peygamber Sevgisi
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) " Beni annenizden, babanzdan, eşinizden ve çocuklarnzdan daha fazla sevmedikçe gerçek iman etmiş olmazsnz." buyuruyorlar.
Peki ne demek bu ? Bu nasl olur ?
şte Hz. Cabir'in ve zevcelerinin Peygamber sevgisi ile bunu anlayalm.
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sahabeleri ile birlikte bir mecliste otururken Hz. Cabir'e döner ve ;
" Ya Cabir git evine ve eşine haber seafoodplus.infolerimle birlikte sizin eve geleceğseafoodplus.inforsun ki hepimiz açz ve günlerdir bir şey de yemedik.Eşin yemek hazrlasn, sen bize haber ettiğinde evine geliriz." buyururlar.
Mutluluktan havalara uçan Hz. Cabir koşarak evine gelir ve sevinçle hanmna ;
" Hanm hanm Efendimiz (s.a.v.) evimize teşrif seafoodplus.info'n Rasulü (s.a.v.) evimize gelecek."
Hanm da sevinçle ;
" Bey ne diyorsun bu çok güzel bir haber, Allah'n Rasulü'nün (s.a.v.) evimize gelecek olmas beni çok mutlu etti."
Hz. Cabir hanmna " Hanm Allah'n Rasulü ve sahabeler aç.Onlara hemen bir şeyler hazrlayalm." deyince biraz önce seviçten havalara uçan hanmnn boynu yere düşer.
" Cabir evde hiç bir şey yok."
Hz. Cabir ;
" Hiç mi bir şey yok hanm ? "
Hanm ;
" Sadece büyüdüğünde sütünden ve yününden faydalanalm diye beslediğimiz oğlaktan ( bir rivayete göre buzağ ) başka bir şey yok." deyince Hz. Cabir " Allah'n Rasulü (s.a.v.) evimize aç gelecek ve biz onun önüne yiyecek bir şey koyamayacak myz? " deyip getirir oğlağ ve hanmyla birlikte kesip yemek için hazrlğa başlarlar.
Hanm yemek hazrlklarna başlaynca Hz. Cabir, Efendimiz'e (s.a.v.) biraz sonra yemeğin hazr olacağn haber vermek üzere evden ayrlr.
Yemekle meşgul olan H.z Cabir'in hanm bir ara bahçeye doğru bakar ve süzülüp akan kan görünce bahçeye frlar.
Az önce anne ve babasnn oğlağ kesmelerine şahit olan Hz. Cabir'in oğullarndan yaşlarnda olan yaşlarnda olan kardeşinin boynunu kesmiştir.
Gördüğü manzara karşsnda neye uğradğn şaşran Hz. Cabir'in hanm telaş ve üzüntü ile " Ne yaptn sen?" diye büyük oğluna çkşnca korkuya kaplan çocuk bahçenin duvarna trmanmaya çalşrken boynunun üstüne düşer ve orackta ölür.
Ne yapacağn bilemeyen Hz. Cabir'in hanm " Allah'm bu başma gelenler nedir ? Bu ne zor bir imtihan." diye ağlarken bir taraftan da ;
" Biraz sonra Cabir eve gelecek ve olanlar öğrenince defin işlemlerine başseafoodplus.info'n Rasulü (s.a.v.) de defin işleri ile uğraşmaktan evimde yemek seafoodplus.info bahçeyi seafoodplus.infoerini yesinler sonra söylerim olanlar." diye düşünür ve bahçeyi temizler.Çocuklar alr ve bir odaya yorgann altna koyar.
Az sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Cabir ve sahabeleri ile birlikte gelirler.
Yemekler hazrdseafoodplus.info'n Rasulü'nün yemeğe başlamas beklenmektedir sahabeler tarafndan.Çünkü Allah'n Rasulü başlamadan başlamaz sahabe.
Hz. Cabir'in hanm ise içerde "Bir an önce yeseler seafoodplus.infor ortaya çkmadan ve tatlar kaçmadan yesinler yemeklerini." diye telaş içinde kvranmaktadr.
Tam Rasulallah (s.a.v.) yemeğe başlayacakken Hz. Cabir'e döner ve
" Ya Cabir bilirsin ben çocuklar çok seafoodplus.info iki oğlun vard.Hele getir onlar da yemekten önce bi onlar seveyim." buyururlar.
Hemen hanmnn yanna gider Hz. Cabir.
" Hanm Rasulallah (s.a.v.) çocuklar seafoodplus.info getir çocuklar." der.
Hanm;
" Cabir çocuklar yeni seafoodplus.info hele yemeğe başlayn yemekten sonra getiririm." der.
Hz. Cabir içeri girer ve ;
" Ya Rasulallah (s.a.v.) çocuklar yeni uyumuşseafoodplus.infoen sonra seafoodplus.info yemeğe başlayalm." der.
Rasulullah (s.a.v.) ;
" Ya Cabir getir çocuklar.Seveyim sonra yeriz yemeğimizi." buyururlar.
Hz. Cabir tekrar hanmnn yanna gider ve " Hanm Rasulallah (s.a.v.) çocuklar seafoodplus.info uyandr çocuklar getir." der.
Hanm ;
" Cabir ben çocuklar uyandrana kadar siz yemeğe başlayn." der.
Tekrar Rasullulah'n yanna giden Hz. Cabir ;
" Hanm çocuklar uyandrana kadar biz başlayalm yemeğe." deyince Rasulallah (s.a.v.) ;
" Ya Cabir çocuklar seafoodplus.infoiz yok biz bekleriz." buyurur.
Hanmnn yanna dönen Hz. Cabir ;
"Hanm Allah'n Rasulü (s.a.v.) çocuklar seafoodplus.inforla hemen getir." deyince Hanm da ;
"Tamam ben çocuklar uyandrp giydirene kadar yemekler soğseafoodplus.info başlayn yemeğe ben çocuklar getiriyorum." der.
" Ya Rasulallah (s.a.v.) hanm çocuklar hazrlayana kadar yemekler soğseafoodplus.info başlaynz yemeğseafoodplus.infoan çocuklar getireceğim." deyince de Rasulallah (s.a.v.) ;
" Cabir acelemiz seafoodplus.info getir çocuklar." buyurur.
Yolda gelirken Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) haber getiren Cebrail (A.S.) ;
" Bugün Cabir'in evinde öyle bir snav olacak ki o ne derse desin çocuklar isteyiniz." demiştir.
Tekrar hanmnn yanna giden Hz. Cabir ;
" Hanm erittin seafoodplus.info gelmekten seafoodplus.info çocuklar artk." deyince baş önüne düşen hanm Hz. Cabir'in elinden tutar ve çocuklarn yanna götürüseafoodplus.info kaldrr.
Gördükleri karşsnda ne yapacağn bilemeyen Hz. Cabir odaya döner ve ;
" Ya Rasulallah (s.a.v.) çocuklar seafoodplus.info yemeğe başlayalm." der gayet üzgün ve müteessir bir halde.
Allah'n Rasulü (s.a.v.);
" Cabir hele getir çocuklar biz bekleriz." buyurunca Hz. Cabir ;
" Ya Rasulallah çocuklar uyumuşlar ama uyanmseafoodplus.inforamseafoodplus.info kudretimiz uyandrmaya seafoodplus.info siz uyandrn." der ağlamakl.
Allah'n Rasulü (s.a.v.) kalkar ve çocuklarn odasna seafoodplus.info Cabir'in hanm ise hçkra hçkra ağlayarak " Ya Rabbi canm seafoodplus.infoünü laykyla ağrlayamadm." diye dua etmektedir.
Rasulallah (s.a.v.) elini yorgana uzatp kaldrdğ anda çocuklarn ikisi birden Rasulallah'n kucağna atlarlar.
Dizleri üzerine çöküp ağlamakta olan Hz. Cabir'in mübarek hanmnn ağzndan şu cümleler dökülür.
" Ya Rabbim sana şükürler seafoodplus.infollah (s.a.v.) evimde yemek yiyecek."
şte çocuğundan daha büyük bir sevgi duyduklar Peygamber'in (s.a.v.) aşk onlar sahabe yapmştseafoodplus.info Peygamberlerden sonra en yüce yapan bu hasletleri ve samimiyetleridir.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Ashâbm yldzlar gibidir. Hangisine tâbi olsanz hidayete erersiniz. buyurduğu sahabe efendilerimiz böyle idiler.
Peki biz naslz ?
Ertuğrul GÜNDOĞDU