Dünyanın en ünlü ressamları denildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisi kübizm akımının ana temsilcisi Pablo Picasso! 20. yüzyıl sanatının en önemli ve etkili isimlerinden olan Pablo Picasso, kendisini her şeyden önce bir ressam olarak tanımlasa da heykel, seramik ve baskı sanatlarında eser sahibi. Picasso’nun dikkat çeken eserleri, yaşamı ve kübizm akımı hakkında merak ettiklerinizi araştırdık.
Ünü Avrupa sınırlarını kısa sürede zorlayıp tüm dünyaya yayılan Picasso, uzun yaşamı boyunca eserleri ile modern sanata farklı bir bakış açışı kazandırmıştır.
Guernica
Dünyanın en etkili savaş karşıtı resimlerinden birisi olarak gösterilen Guernica, aynı zamanda Picosso’nun en büyük tablosu. Guernica İspanya’nın kasabalarından birisidir ve bu eserde İspanyol iç savaşı esnasında bombalanan bu kasabada yaşanan vahşeti simgeler. Yalnızca siyah ve beyaz renkler kullanılarak yapılmış yağlı boya resimdir. Resmin tarihinden biraz daha söz edecek olursak ayrıntıları paylaşalım. 1937 yılında Franco, İtalyan ve Nazi kuvvetlerinin yeni uçaklarını Guernica üzerinde deneyip test etmelerine izin verir. Bombardıman sonucunda kasaba yerle bir olur. Memleketinde olanları öğrendiğinde bu durumdan bir hayli etkilenen Picasso, üzüntüsünü bu eseri ile yansıtır.
Yaşlı Gitarist
Picasso’nun sanat yaşamının ‘Mavi Dönem’ olarak adlandırılan bölümünde ortaya çıkarttığı eserlerinde hüzün yakından hissedilir. Hatta bu dönem içinde maddi problemleri olan Picasso, resimlerini tuval yerine karton ve mukavva üzerine yapar; sonra tuval aldığında resimlerini yeniden yapar. İşte bu dönemin en önemli eserlerinden olan ‘Yaşlı Gitarist’te yaşlı bir adam gitarını sol eliyle çalar, saçları kısa ve beyazdır, elleri ise zayıf ve kemiklidir. Arka planda yine bu dönemi yansıtan mavi tonları bulunur.
Avignonlu Kızlar
Picasso’nun en önemli eserleri arasında gösterilen Avignonlu Kızlar ile kübizm akımı artık edebiyata sığmayarak bir sanat akımına dönüşür. Geleneksel resmin tüm kurallarının değiştiği bu eser ardından birçok sanatçı da kübizm akımından etkilenmeye başladı. Hatta Bu resmin ardından eleştirmenler Picasso’nun resimden anlamadığını iddia ettiler. Yapılan tüm eleştirileri karşılayan eser, zamanla tüm söylenenleri geride bırakarak büyük bir başarı kazandı ve önemli bir akımın öncüsü oldu.
Kırmızı Koltukta Çıplak
Pablo Picasso, 1920’lerin sonlarına gelindiğinde gerçeküstücülerin etkisi altına girer; çizgileri ve formları değişir. Bu eserinde izleyici şoke etmeyi amaçlayan Picasso’nun resmi yaparken Joan Miro ve Salvador Dali’den etkilendiği düşünülür.
Çizgilerine tüm dünyanın hakim olduğu Pablo Picasso’nun sanat hayatı oldukça küçük yaşlarında başlar. Genç Pablo daha 16 yaşındayken gerçekçi bir üslupla yaptığı ‘Bilim ve Merhamet’ tablosu ile Madrid Ulusal Güzel Sanatlar Sergisi’nde onur ödülünü alır.
Tüm yaşamı boyunca birçok eser üreten Picasso’nun en değerli eserleri 1932 yılında ürettiği çalışmalarıdır. Mucizeler yılı olarak tanımlanan bu yılda satışlar nadiren gerçekleşir ancak fiyat rekorları kırar. Bu tarihin ardından gelen olgunluk dönemi çalışmalarına yansır.
Pablo Picasso ellili yaşlarına geldiğinde tüm eserlerini artık kayıt altına almaya başlar. 75 yıl boyunca ürettiği eserleri arasında 13.500 tablo ve desen, 34 bin itap betimlemesi, 300 kadar heykel ve seramik ile yüz binden fazla baskı olduğu biliniyor. Kendisinin hazırladığı ‘Catalogue Raisonnè’da eserleri hakkında bilgi paylaşır ve bu hem sanat tarihçiler hem de müzeler için önemli bir referans kaynağı olur.
Gelmiş geçmiş tüm zamanların en ünlü sanatçılarından birisi olan Pablo Ruiz Picasso, 25 Ekim 1881 yılında İspanya’nın Malaga kentinde dünyaya gelir. Yaşamının ilk on yılını doğduğu şehirde geçiren Pablo, ailesinin yaşadığı ekonomik problemler nedeni ile 1890 yılından sonra La Coruna’ya taşınır. Malaga’da kalabalık içinde geçen neşeli ve hareketli günler yerini durgun ve derin melankolik bir hayata bırakır. 1895 yılında ise bu kez Barcelona’ya taşınırlar.
Picasso’nun eğitim hayatı babasının öğretmenlik yaptığı San Telmo Güzel Sanatlar Okulu’nun üst katındaki La Guarda Enstitüsü’nde başlar. Ancak hiperaktif bir çocuk olduğundan derslerine karşı dikkat eksikliği yaşar ve okula gitmek istemez. Ancak söz konusu resim olduğunda bu sanata olan yeteneği küçük yaşlarındayken fark edilir. Hatta sanat hakkındaki bilgilerini aynı zamanda ressam olan babası Jose Ruiz Blasco’dan alır. Babasının eserlerini inceleyen genç Pablo ilk sanatsal çalışmalarını yapmaya başlar.
Barcelona’ya taşınmaları ile birlikte yine babasının görev yaptığı okulda öğrenimine devam eder ancak bir süre sonra eğitimine ara vererek arkadaşı Josep Cardona Santiago’nun da kullandığı küçük odada atölye çalışmalarına başlar. Tarihler 1917 yılını gösterdiğinde Serge Diaghilev Rus Balesi’nin dekor ve kostümlerini çizer. Balerinlerden birisi olan Olga Koklov ile evlenir ve oğulları Paulo dünyaya gelir.
Picasso, ilk bakışta anlaşılmaz gibi görünen resimleriyle hem her dönemin en popüler hem de tartışılan ressamlarından birisi. Kübizm akımının resimdeki yansımasını aktaran Picasso, bu akımda nesnelerin yalnızca görünen boyutları göstermek yerine görünmeyen boyutları ile ele alır. Picasso’nun kübist eserlerinde insanlar da yalnızca dış görünüşleri ile değil aynı zamanda düşündükleri ile de kendilerine yer edinir. Görünmeyen de aktarıldığı için nesneler çok boyutludur. Kısacası kübizmin bir nesnenin aynı anda birden fazla tarafını görmekle ilgili bir akım olduğunu söyleyebiliriz.
Sanat eserlerini ve onların yaratım süreçlerini anlayabilmek için sanat tarihine de hakim olmak gerekir. Farklı sanat akımlarını klasik yöntemlerin yanı sıra eğlenceli yollarla da tanımanın mümkün olduğu bir etkinlik önerimiz var size. ‘Picasso Gibi Çiziyorum’ atölyesine sanat meraklılarını bekliyoruz. Bu atölye çalışmasında katılımcıların sanat eserlerini basitten karmaşığa doğru adım adım eser eleştirisi yöntemine göre inceleyebilmeleri, sanat eserinin duygu ve düşünceleri ifade etmedeki gücünü anlamalarını, sanatın anlamı ve değeri konusunda bir yargıya varmaları amaçlanır. Bu dersin alan çocuklar, bir sanat eserini incelerken onu birçok yönden çözümlemeyi öğrenecekler ve bu da onların sanata dair bakış açılarının oluşmasını sağlayacak.
Yirminci yüzyılın en büyük sanatçılarından olan ve Kübizm ile özleşen isim Pablo Picasso hakkında bilinmesi gerekenleri keşfedin.
Kimi sanatçılar vardır ki isimleri sanat tarihinin en altın harfleriyle yazılır ve uzun yıllar geçse de etkileri silinmez. O isimlerden biridir Pablo Picasso. Ünlü bir ressam olmanın yanı sıra, heykel, seramik ve tiyatro tasarımları da yapan bu büyük sanatçının hayatı, eserleri ve bilinmeyenlerine dair tüm detayları inceledik.
25 Ekim 1881’de İspanya’nın güneyinde doğan Pablo Picasso, küçük yaşta sanata olan kabiliyeti ile öne çıkarak eğitimini bu yönde aldı. İsim olarak annesinin genç kızlık soyadını seçen ressam, dünyanın en ünlü ressamlarından Pablo Picasso olarak sanat tarihinde yer alıyor.
Kendisi de ressam olan babasından yedi yaşında sanat dersleri almaya başlayan Picasso’nun yeteneği, kısa bir süre sonra fark edildi. İlk eseri, “Picador”u tamamladıktan dört yıl sonra, 13 yaşındayken Barselona Güzel Sanatlar Okulu’na kabul edildi. Paris’e taşındıktan kısa süre sonra yakaladığı ün ve başarı, Nisan 1973’te Mougins’de vefat edene kadar devam etti. Sanatçının tabloları hala en arzulanan eserler arasında yer alıyor.
Picasso, Georges Braque ile birlikte Kübizm’in temellerini atan sanatçılardandır. Picasso’nun 1907’den 1914’e kadar yaptığı tablolar kübist tarzda olmasından dolayı tablolarda geometri ve geometrik şekillerin kullanılması dikkat çeker. Tablolarda yer alan nesneler geometrik formlar oluşturacak şekilde basitleştirilmiş ya da geometrik şekillere bölünmüştür. Sanatçının eserlerinde kullandığı kübizmin diğer bir özelliği ise uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bunun için Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşünün olması bu nedenledir. Sanatçının en bilinen tabloları arasında gösterilen “Avignonlu Kızlar” Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak gösterilir. Picasso, 1920’li yılların başından itibaren ise klasisizme dönmüştür.
{52520}
Picasso’nun en değerli eserleri, “mucizeler yılı” olarak tanımlanan 1932 yılında ürettikleridir. Bu eserler, nadiren gerçekleşen satışlarda fiyat rekorları kırmaları ile hatırlanır. Bu tarihte başlayan “olgunluk dönemi” ise çalışmalarındaki değişimlere yansımıştır.
En büyük tablosu olan “Guernica”, aynı zamanda dünyanın en etkili savaş karşıtı eserlerinden sayılır. Eser, 1937 yılında, İspanyol iç savaşı sırasında bombalanan Guernica şehrinde yaşanan vahşeti simgeler. Tuval üzerine sadece siyah ve beyaz renklerde yağlı boya ile yapılmış bir resimdir.
Guernica İspanya’da bir kasabadır. Franco, Nazi ve İtalyan kuvvetlerinin yeni uçaklarını Guernica üzerinde test etmesi için izin verir ve bombardıman başlar. Kasaba ciddi bir katliam yaşanır. O güne kadar görülmemiş şiddette olan bombalamalar, Guernica’yı yerle bir eder. Memleketinde yaşanan olayları öğrendiğinde etkisinde kalan Pablo Picasso, duygularını “Guernica” tablosuyla yansıtır.
20. yüzyılın en ünlü ressamlarından olan Picasso’nun “Mavi Dönem” denilen döneminde yaptığı eserler, hüzün ve melankoli içerir. O dönemde maddi sıkıntılar içerisinde olan sanatçı, tuval yerine karton ya da mukavva kullanmıştır. Daha sonra tuval aldığında ise resimlerini yeniden yapmıştır. Pablo Picasso’nun mavi dönemde en çok ses getiren çalışmalarından biri olan “Yaşlı Gitarist” isimli eseridir. Resimde yaşlı bir adam sol eliyle tuttuğu gitarı çalmaktadır. Yaşlı gitaristin saçları beyaz ve kısa, elleri zayıf ve kemiklidir. Arka plan ise mavinin tonlarını içerir.
Sanatçının 1937 yılında yaptığı, “Ağlayan Kadın” adlı yağlı boya tablosu Liverpool’daki Tate Gallery’de sergilenmektedir. Ağlayan bir kadını betimleyen tablonun yalnızca İspanya İç Savaşı’nın acılarını değil, zulmün evrensel tanımını yansıttığı düşünülmektedir.
50 yaşındayken tüm eserlerini kayıt altına almaya başlayan Picasso’nun 75 yıllık kariyerinde ürettiği 13,500 tablo ve desen, yüz binden fazla baskı, 34,000 kitap betimlemesi, 300 heykel ve seramik çalışmasını olduğu bilinir. Hazırladığı “Catalogue Raisonné”de yer alan eserlerin bilgisi, sanat tarihçileri kadar galeri ve müzeler içinde önemli referans kaynağı sayılır.
{35895}
Çektiği maddi sıkıntılar ve yakın bir arkadaşının intihar etmesi, sanatçıyı 1900’lü yılların başında melankoliye boğdu. 1092’den 1094’e kadar yaptığı her eserde, çeşitli yollarla hüznünü tuvale aktardı. O yıllardaki tüm resimlerine mavi renk hakimdi. Sanatçı, bu rengi hüznü ifade etmek için kullandı. Mavi tablolarının hepsinde yoksullar, dilenciler, çaresiz insanlar ve umutsuzluk yer aldı.
1904 yılında Picasso ilk eşi Fernande Olivier ile tanıştı ve sanatçının gül dönemi başladı. Picasso’nun o dönemdeki mutluluğu eserlerine yansıdı. Resimlerinde pembe ve tonlarını kullanan sanatçı, çizgi ve desen kullanımına da önem verdi. Bu dönemde hem palyaço, sirk çalışanları ve akrobatları resmetti hem de duygu yükle eserler yarattı.
Pablo Picasso’nın eserlerine ilham veren aşklarını öğrenmek için tıklayın!
“Soyut sanat yoktur. Her zaman işe bir şeyle başlamak gerekir. Her çeşit gerçek görüntüsü ondan sonra kaldırılabilir. Hiçbir tehlike yoktur çünkü obje düşüncesi silinmez bir iz bırakmıştır. Odur sanatçıyı kışkırtan, düşüncelerini ayağa kaldıran, coşkularını harekete geçiren, düşünceler ve coşkular ne yaparlarsa yapsınlar artık tablodan kaçamayacaklardır. Varlıkları hiç görünmemesine karşın tablonun bütünündedirler.”
Picasso’nun bu sözleri, Kübizm’i keşfetmesinin ve farklı sanatsal bir döneme girmiş olduğunun ifadesidir. Fovist ve Kübist sanatçılar arasında yer alan Fransız Georges Braque ile Picasso farklı yerlerde yaşayıp aynı düşünceleri paylaşırlar. 1910 yılında iş birliği yapmaya karar verirler. Ortak paylaştıkları düşünceler:
{15679}
Erken yaşta yeteneği fark edilen sanatçı, Velazquez ve Goya gibi usta isimlerden ilham alarak, bu sanatçıların eserlerini yorumlamıştır. Paris’e taşındığında, Matisse’in ona gösterdiği Afrika maskelerinden etkilenerek kübizm akımına yönelmiştir.
Picasso’nun en ünlü eserlerine ilham veren sekiz kadını yansıtan portreler ve farklı kompozisyonlu tablolar, dünyanın birçok müzesine dağılmıştır. Bu eserlerin neredeyse her ülkede izleri görülür.
Pablo Picasso, 8 Nisan 1973’te Fransa’nın Mougins kentinde, eşi Jacqueline ile akşam yemeği için arkadaşlarını ağırladıktan sonraki sabah, akciğer ödemi ve kalp krizinden öldü. 1958’de satın aldığı ve 1959 ile 1962 arasında Jacqueline ile birlikte yaşadığı bir mülk olan Aix-en-Provence yakınlarındaki Vauvenargues Şatosu‘na defnedildi. Eşi Jacqueline, çocukları Claude ve Paloma’nın cenazeye katılmasını engelledi. Picasso’nun ölümünden sonra yalnız kalan ve bunalıma düşne Jacqueline ise 1986’da 59 yaşındayken intihar ederek yaşamına son verdi.
{36429}
Sanatçı, Louvre Müzesi’nden çalınan Mona Lisa’nın hırsızı olarak suçlandığı için tutuklanmış fakat atölyesinde yapılan aramadan sonra serbest bırakıldı. Bu arama sırasında çekilen fotoğraflarda görülen Afrika maskeleri, Picasso’nun kübizm ilham kaynağının tartışmasız kanıtı olarak önem taşımaktadır.
Dünyanın neredeyse tüm müzelerinde eserleri olan Picasso’ya adanmış üç farklı müze de bulunuyor. Adına açılan ilk müze olan ve güney Fransa’daki kıyı kasabası Antibes’de 1946’da atölye olarak kullandığı şatoda açılan Musée Picasso’dur. Burada çoğunlukla sanatçının hediye ettiği eserleri yer alıyor. Paris’in Marais bölgesinde bulunan Musée Picasso’nun koleksiyonunda 5000 eser bulunuyor. 1963’te Barselona’da açılan Museu Picasso’da ise özellikle erken dönem eserlerine yer verilmektedir. Doğduğu şehir Malaga’da da müzesi olan sanatçının, eserlerinden bir seçki de Museo Picasso Malaga’da görülebilir.
Salvador Dali’nin Adolf Hitlere karşı ılımlı yaklaşımı ve o süreç içinde Picasso’nun kendisini Kominist olarak açıklaması, iki sanatçının arasındaki suları kaynatmıştır. Bu tartışma üzerine Salvadar Dali, Pablo Picasso’yu anlatan bir eser yapmıştır.
Picasso’nun tepesinde duran sert kaya, sanatçının tutkulu akılcılığını yansıtıyor. Kıvrak zekası beyninde bir sarmala dönüşüyor ve kaşık olarak ağzından çıkıyor. Aşağıya doğru sarkan göğsü, Picasso’nun Dali için sanatsal yönden kendisini beslediğini simgeliyor. Portrenin bir büst gibi duruşu Picasso’nun politik olarak sert tavrını yansıtıyor.
{101809}
OGGUSTO
editörün tüm yazıları