pireli şiir kimin eseri / Orhan Veli Kanık - Vikipedi

Pireli Şiir Kimin Eseri

pireli şiir kimin eseri

kaynağı değiştir]

yılında Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat'la birlikte Garip adlı şiir kitabını yayınladı. Bu kitapla birlikte şairin tarzının önceki dönemine göre daha tutarlılaşmış ve gelişmiş olduğu düşünülür.[79] Kanık, kitabın önsözünü kendi yazdı ve şiir hakkındaki düşüncelerini açıkladı. Bu önsöz Garip akımının manifestosu kabul edilir.[73] Orhan Veli, o günlerin aydınlarının şiir anlayışı sebebiyle kendisine "garip" gözüyle baktıklarını açıklamıştır. Akımın adının da bu bakış açısından geldiği sanılmaktadır.[36] Garip akımı kendisinden önceki şiir anlayışına bir tepki olarak doğdu.[36] Kanık ve arkadaşları Ahmet Haşim'in eserlerini, Nâzım Hikmet'in toplumcu şiirlerini ve hececileri reddetmişlerdi.

Şair bu dönemdeki şiirlerinde klasik uyak düzenini ve vezni kullanmadı. Ona göre hakiki şiir için vezin ve kafiye mutlak gerekli olan şeyler değildi.[73] Kanık, kafiyeyi reddetse de düzensiz ses yinelemelerine sık sık başvurdu ve onlara anlam vurgusunu oluşturan temel bir işlev yükledi.[80] Eserleri incelendiğinde sanatçının ses yinelemeleri, sözcük öbeği yinelemeleri, söz dizimsel yinelemeler, ek yinelemeleri ve dizelerin aynen yinelenmesi gibi tekrarlara başvurduğu görülebilir.[81]

Garip dönemi şiirlerinin bir diğer ortak özelliği ise Orhan Veli'nin konuşma dilinin doğallığını, sokak Türkçesini ve hatta halk argosunu eserlerine taşımış olmasıydı.[82] "Kılıksız", "cıgara", "ıspanak", "rakı", "Hitler", "boyacı sandığı" gibi sözcükler kullanan şairin Kitabe-i Seng-i Mezar isimli şiirinde kullandığı "nasır" kelimesi büyük tartışmalara sebep oldu.[80] Kanık, böylece hem divan hem de halk şiirinde egemen olan romantizm anlayışını da yıkmış oluyordu.[83] Öte yandan teşbih ve istiareyi terk ettiği için şiirinde yalın bir dil ortaya çıktı.[84] Orhan Veli'nin Garip hareketiyle getirdiği yeniliklerin diğer ikisi ise Türk şiirinde öteden beri soyut olarak dile getirilen evrensel hümanizmin yerine somut ve belirgin bir hümanizm koyması ve belirli kişileri hedef alan taşlama geleneğini ilk kez bir şair olarak kendisine yöneltmesiydi.[83]

Orhan Veli, o günlerde kişisel şiirler yazdığı kadar sosyal konulara da eğildi[36] ve dar görüşler ile törelerin gülünçlüğünü alaylı sözcükler kullanarak anlatmaya çalıştı.[82] Ayrıca, şairin hece ve sözcük bakımından boyutunu ve şiirdeki sayısını azaltarak dizenin şiirdeki egemenliğini ortadan kaldırdığı da söylenir.[85]

Garip sonrası[değiştir kaynağı değiştir]

Kaynak ve Varlık dergileri tarafından "Orhan Veli'nin mezarı" kampanyası başlatıldı.[52]Suat Taşer, Osman Attilâ gibi birçok ismin kampanyaya destek vermesinin ardından Abidin Dino, Orhan Veli için bir mezar projesi hazırladı. Nevzat Kemâl ise bu mezarı inşa etti.[53] Ölümünün ardından, şair için, dostlarından Halim Şefik GüzelsonOtopsi,[47]Ercüment Behzat LavÇilelim, Oktay Rifat ise Ağıt isimli şiirler yazdılar.[54] Yüksel Pazarkaya ve Helmut Vader tarafından Almancaya çevrilmiş olan seçilmiş 49 şiiri, yılında Frankfurt'taki Suhrkamp Verlag yayınevi tarafından Poesie ismiyle yayınlandı.[55] Şair hakkında Almanca bir kitap da bulunmaktadır. Orhan Veli'nin şiirleri İngilizce ve Özbekçe'ye de çevrildi.[55]

Ölümünden sonra, kardeşi Adnan Veli Kanık, Orhan Veli hakkında yazılanları ve onu tanıyanların ona dair söylediklerini derlediği Orhan Veli İçin ismiyle bir kitap yayımladı.

Orhan Veli'nin çevirdiği Jean Anouilh'ten Antigone ve Jean-Paul Sartre'dan Saygılı Yosma ölümünden önce yayınlanamamıştı. Bu eserlerden Antigone şairin vefatından sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu'nca sergilendi. Saygılı Yosma ise sonunda "Saat 6 Tiyatrosu" tarafından bir kez temsil edildi.[46]

yılında yapılan Orhan Veli heykeli Rumelihisarı sahilindeki ufak bir parka kondu.[56] Bu heykelde şairin elinde bir kitap, hemen arkasında ise bir martı durmaktadır. Orhan Veli ise Boğaziçi'ni seyretmektedir.

Mezarı yılında aslına uygun biçimde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edildi.[57]

Kişiliği ve fiziksel özellikleri[değiştir kaynağı değiştir]

Orhan Veli'nin öncüsü olduğu Garip akımı dönemin genç şairlerine örnek olduğu gibi birçok ünlü şairini de etkiledi.[] Kanık'ın vefatının ardından Oktay Rifat ve Melih Cevdet yeni bir şiir geliştirmeye yönlenseler de 'ler boyunca Garip'in Türk edebiyat dünyası üzerindeki etkisi devam etti.[] Dergilerde bu akımın kopyası olan şiirlere sık sık rastlanıyordu.[]Mehmet Doğan bu tarz şiirlerle ilgili "İmzalar olmasa hangi şiirin kime ait olduğu anlaşılmamaktadır" yorumunu yaptı.[] Muzaffer Erdost'un İkinci Yeni adını verdiği şiir hareketi de o günlerde Garip'e tepki olarak doğdu.[] Akımın öne çıkan isimleri arasında İlhan Berk, Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan yer alıyordu. Birinci Yeni olarak adlandırılan Garip akımı gibi İkinci Yeni de Türk şiirinin gelişimine büyük katkıda bulundu.[] İkinci Yeniciler, Garipçilerin aksine anlaşılırlık yerine anlamca kapalılığı, somuta karşılık soyutlamayı, imgeci ve biçimci bir şiir anlayışını savundular.[]

Beyoğlu'ndaki İmam Adnan Sokak'ta yer alan Orhan Veli Şiir Evi

İkinci Yeni'nin önde gelen bazı isimleri şiire ilk başladıkları günlerde Garip etkisinin altında şiirler de yazmışlardı. Örneğin, Edip Cansever'in ilk denemeleri, yaşama sevincini dile getirdiği bu tarzda eserlerdi.[] Turgut Uyar'ın yılında büyük kente yerleşmesinin ardından değişen kültür ve ilişki ortamı şiirine de yansımıştı. Uyar, bu değişimin Orhan Veli etkisinden uzaklaşmasını nasıl sağladığını şu cümlelerle açıkladı: "Beni yazdığım şiiri yazmaya iten neden çevremin değiştiğini görmemdi. Birdenbire kentleşen dünya, birdenbire karşılaştığım neon lambaları, büyük oteller, bir takım yeni gelişmeleri haber veren durumlar beni artık Orhan Veli şiiri yazmakla kurtarmıyordu."[]

Ahmet Oktay, Orhan Veli ve Garip akımının Rıfat Ilgaz'dan Suphi Taşhan'a pek çok farklı şairi değişik derecelerde etkilediğini söyledi.[] Oktay'a göre Cahit Irgat'ın imgelerinin altında dahi Garip şiirinden çok şey bulunabilir.[] Ayrıca, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel, Behçet Necatigil, Suat Taşer, Metin Eloğlu, Rüştü Onur, Necati Cumalı gibi isimler de Orhan Veli ve onun önderlik ettiği Garip akımının etki alanından geçmişlerdir.[]

Şairin pek çok şiiri farklı sanatçılarca bestelendi. AnlatamıyorumAlpay, Hümeyra ve Banu, Bedava YaşıyoruzCem Karaca, Özdemir Erdoğan, DedikoduLevent Yüksel, Pireli ŞiirTimur Selçuk ve Vesikalı YarimEdip Akbayram tarafından seslendirildi.[]Klasik Türk müziği şarkısı olarak bestelenen İstanbul Türküsü ise Ahmet Özhan tarafından okundu.[]Murathan Mungan, Orhan Veli'nin şiirlerini Bir Garip Orhan Veli ismiyle oyunlaştırdı. Oğuz Aral'ın yönettiği ve Müşfik Kenter'in rol aldığı tek kişilik oyun yılından beri Kent Oyuncuları tarafından sergilenmektedir.[][] Oyunun, Müşfik Kenter'in sesinden bir albümü de yayınlanmıştır. Metin Üstündağ ise yılında Orhan Veli'lemeler isimli bir kitap yayınladı.[VII]

yılında Ramazan Üren'in yazı işleri müdürlüğünde Sunay Akın ve Akgün Akova'nın destekleriyle Yeni Yaprak dergisi çıkmaya başladı.[] Bu derginin logosu Orhan Veli'nin Yaprak'ı ile aynıydı ve ilk sayısında tıpkı Yaprak'ın ilk sayısında olduğu gibi Orhan Veli'nin Alış-Veriş şiiri yer alıyordu.[]

Şairin ölüm yıldönümü olan 14 Kasım 'de M. Şeref Özsoy tarafından Beyoğlu'nda açılan Orhan Veli Şiir Evi, Orhan Veli'nin arşivinin sergilenmesi düşüncesiyle açılan; şiir ve fotoğraf alanında etkinlikler düzenlenen bir mekandır[] ( yılında kapandı[]). Ayrıca, şairin ölüm yıldönümü olan 14 Kasım'da yılından beri Orhan Veli yürüyüşü düzenlenmektedir. Yürümeyi çok sevdiği bilinen Kanık'ın anısına sevenleri o günde Taksim'den sanatçının mezarının bulunduğu Aşiyan'a kadar hep birlikte yürümektedirler.[]

yılının Ocak ayında, Nahit Fıratlı'ya yazdığı mektuplardan Yalnız Seni Arıyorum adlı bir kitap derlenmiştir.

Orhan Veli Kanık doğum günü olan 13 Nisan 'de Google tarafından Doodle yapıldı.[]

Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiiri, 'da Lyrikline şiir sitesine göre dünyanın en çok okunan ikinci şiiri seçildi.[] Birinci ise Hermann Hesse'nin Stufen şiiridir.

‎Seçme bibliyografi[değiştir kaynağı değiştir]

Kanık, daha sonra, Ankara'ya giderek PTT Umum Müdürlüğü, Telgraf İşleri Reisliği, Milletlerarası Nizamlar bürosuna girdi.[28] Şair, Ankara'ya döndükten sonra eski arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le tekrar bir araya geldi ve bu üçlü, benzer tarzda şiirler yazmaya başladı. yılında, Nahid Sırrı Örik'in şiirlerini yayınlatmaları önerisinin ardından, Varlık dergisinde Orhan Veli'nin, Oaristys, Ebabil, Eldorado, Düşüncelerimin Başucunda isimli şiirleri yayınlandı.[30] Dergide, Orhan Veli ve arkadaşları edebiyat dünyasına şöyle tanıtılmıştı:[31]

Varlık'ın şiir kadrosu yeni ve kuvvetli genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda dört şiirini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir. Gelecek sayılarımızda onun ve arkadaşları Oktay Rifat, Melih Cevdet ve Mehmet Ali Sel'in şiirimize getirdikleri yeni havayı daha iyi belirtecektir.

Bu ilk şiirlerini, bir kısmı Mehmet Ali Sel mahlasını taşıyan diğer şiirleri takip etti. - yılları arasında Varlık'ın yanı sıra İnsan, Ses,Gençlik, Küllük, İnkılâpçı Gençlik dergilerinde şiirleri ve yazıları basıldı.[32] Orhan Veli, bu dönemin ilk yıllarında yazdığı şiirlerin şekli, yapısı ve içeriği dolayısıyla hece şairi olarak kabul edildi. yılından sonra ise hem Kanık hem de Anday ve Horozcu yeni tarzda şiirlerini yayınlamaya başladılar.[33]

yılında, arkadaşı Melih Cevdet Anday'la birlikte araba kazası geçirdi. Bu olayın sonucunda yirmi gün komada kaldı.[32] Kazanın sebebi, Anday'ın sürdüğü arabanın Çubuk Barajı tepesinden aşağı yuvarlanmasıydı. yılının Mayıs ayında Garip seçkisi yayınlandı. Bu kitapta şairin yirmi dört şiirinin yanı sıra Melih Cevdet'in on altı, Oktay Rifat'ın ise yirmi bir şiiri yer aldı.[34] Kitabın içindeki şiirler kadar ses getiren önsözünü ise Orhan Veli yazdı.[34] Bu kitap sonradan Birinci Yeni olarak da anılacak Garip akımının başlangıcı oldu.[35] Garip akımının kurucuları olan Kanık, Horozcu ve Anday, radikal bir tutumla kendilerinden önce gelen hececilerin ve Ahmet Haşim'in şiirleriyle, Nâzım Hikmet'in toplumcu-gerçekçi şiirlerini reddettiler.[36] Kitaptaki şiirler ve önsöz edebiyat dünyasında büyük tartışmalara sebep oldu. Özellikle Orhan Veli'nin yazdığı "Yazık Oldu Süleyman Efendi'ye" mısrası üzerinde duruldu. Bu mısrayı kimileri tenkit ederken[III], kimileri çalıntı olduğunu iddia etti.[IV][36] Bir diğer grup ise Türkçede yazılmış en güzel dizelerden biri olduğunu söyledi. Bu münakaşalar sonucunda mısra çok popüler oldu,[36] hatta Nurullah Ataç'ın deyişi ile "vapurlara, tramvaylara, kahvehanelere kadar" girdi ve bir deyim niteliği kazandı.[37] Orhan Veli'nin "Yazık oldu Süleyman Efendi'ye" kadar meşhur olarak gündelik dile giren bir diğer dizesi ise Ahmet Haşim'in "Göllerde bu dem bir kamış olsam" mısrasını hicvetmek için yazdığı "Rakı şişesinde balık olsam" idi.[V][38][39][40]

Şair, PTT'deki görevinden askerlik sebebiyle senesinde ayrıldı. yılına kadar Gelibolu'nun Kavak Köyü'nde askerliğini yaptı.[29] Bu dönemde sadece altı şiiri yayımlandı.[34] yılında teğmen rütbesiyle terhis oldu ve Millî Eğitim Bakanlığı'nın Tercüme Bürosu'nda çalışmaya başladı.[29]Fransızcadan yaptığı çeviriler bakanlığın klasikler serisinden yayınlandı.[29] Şair Şubat 'te Vazgeçemediğim isimli şiir kitabını, Nisan 'te ise Garip'in sadece kendi şiirlerini içeren ikinci baskısını çıkardı.[34] Bu kitapları yılında yayımlanan Destan Gibi ve 'de basılan Yenisi takip etti.[41]

seçimlerinden sonra Hasan Âli Yücel'in Millî Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılması sonucunda Yücel'in kurduğu Tercüme Bürosu da önemini yitirdi. Kısa bir süre sonra Kanık istifa etti. İleriki yıllarda ayrılışına neden olarak Reşat Şemsettin Sirer'in bakan olmasından sonra oluşan baskıcı havadan rahatsız olmasını gösterdi.[41][42] Bu istifanın sebebini Orhan Veli'nin memuriyete uyum sağlayamaması olarak yorumlayanlar da oldu.[43] Ayrılmasının ardından Mehmet Ali Aybar'ın çıkardığı Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerinde denemeler ve eleştiriler yazdı. 'de La Fontaine'nin masallarını Türkçeye çevirdi, Ulus gazetesinde Yolcu Notları'nı yayınladı.

Bakanlıktaki değişimin ardından kendisiyle benzer durumda kalan Bedri Rahmi Eyüboğlu, Abidin Dino, Necati Cumalı, Sabahattin Eyüboğlu, Oktay Rifat ve Melih Cevdet gibi arkadaşlarıyla buluşmaları sonucunda yılı sonunda bir dergi çıkartmaya karar verdiler.[34] Masraflarını Mahmut Dikerdem'in karşıladığı Yaprak isimli bu dergi on beş günde bir yayınlanıyordu.[44] Dikerdem'in yardımlarına rağmen derginin sahibi ve yazı işleri müdürü Orhan Veli'ydi. Bu yüzden zaman zaman ortaya çıkan para problemleriyle kendisi ilgilendi ve dergiye devam edebilmek için paltosunu satmak zorunda bile kaldı.[34] Son sayıyı yayınlayabilmek için ise Abidin Dino'nun kendine hediye ettiği resimleri elden çıkardı.[34] İlk sayısı 1 Ocak 'da çıkan, Cahit Sıtkı Tarancı, Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi gibi yazar ve şairlerin eserleri yayınlanan Yaprak, 1 Haziran 'ye kadar 28 sayı yayınlandı.[29]Yaprak'la birlikte Orhan Veli'nin şairliğinin yanı sıra fikir adamlığı yönü de ortaya çıktı. Şairin yaklaşan seçimlerle ilgili fikirleri bu dergide yayınlandı. Ayrıca, Melih Cevdet ve Oktay Rifat'ın toplumsal şiirleri de Yaprak'ta yer buldu. Aynı günlerde Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet, Nâzım Hikmet'in hapishaneden çıkartılması için açılan kampanyaya katılarak üç gün açlık grevi de yaptılar.[45] Orhan Veli, Yaprak'ın yayınlandığı yılı boyunca Nasreddin Hoca hikâyelerini şiirleştirdi, Karşı isimli son şiir kitabını yayınladı ve Charles Lamb'ın uyarladığı Shakespeare'in Hamlet ve Venedik Taciri isimli eserlerini Şehbal Erdeniz'le birlikte Türkçeye çevirdi.[46][47]

Ölümü[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir