Sayfa İçeriği:Fena Sözler Kısa, Fena Mesajlar Kısa, Fena Sözler Face, Fena Sözler Kısa Anlamlı, Fena Sözler Yeni, Fena Sözler Kapak, Fena Sözler Facebook, Fena Sözler Sevgiliye
Her türden en güzel aşk sözlerini, anlamlı sözleri, kapak sözleri, sevgi sözlerini hazırladığımız bu güzel sitede şimdi de her yerde bulunmayan çok fena sözleri hazırladık. Bu fena sözleri facebook ya da twitterdan paylaşın.
Manşet:Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz.
Hep aklımdasın da aklım başımda değil.
Aklımdan geçtin gittin, kim bilir yine kime gidiyordun.
Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?
Altın gibi kalbin olsa neye yarar. Ayarın düşük olduktan sonra…
Yanımda bir kişilik yer var ama o kişilik sende yok.
Bazen diyorum kendime ne çok değer vermişim değersizlere.
Bize yeni düşmanlar lazım eskileri hayranımız oldu.
Şu saatten sonra sende fırtına kopsa; bende yaprak oynamaz.
Bana kalbimdesin deme, bilirsin kalabalıkları sevmem.
Sahipsiz kalıp tutuşunca etekler, sahibine döner tüm köpekler!
Seveni arıyorum diyorsun. Verene gidiyorsun ne ayak?
Kırdığın kalbin sahibine iyi bak. Yolun bir gün muhakkak ona çıkacaktır.
Gözümde küçülmüş insanlarla büyük “hesaplarım” olmaz benim.
İnsanlar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi.
Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.
Sana biraz adam ol diyeceğim seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanlar tanıyorum.
Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım halbuki bütün numaralar sendeydi.
Bu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun!
Sevebileceğim birine benziyordun dedi. Olsun dedim, sen de insana benziyordun.
Varlığımın yok sayıldığı bir yerde, yokluğumu yük etmem ben kimselere.
Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı sorun değil, ben zaten hiç kırmızıda durmadım.
Dünya aleminin derdi ben olmuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum.
Cehaletin mutluluk olduğu bir ülkede, akıllı olmak deliliktir. Benimle delirir misin?
Uzak dur çek elini benden, senin gibi seviyesizleri çok geride bıraktım ben.
Tam diz çöktürecektim iki hecelik adına paşam şiir yazılmaz dediler üç kuruşluk kadına.
Yanımızda olması gerekenler zaten yanımda, defolup gidenler kimin umrunda.
Seni paramla satın alırım dediysem; cebimin doluluğundan değil, fiyatının ucuzluğundan.
Hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanan insanlar var.
Ben kimseye beni sevsin diye soytarılık yapmam. Ya sever bildiği gibi, ya gider geldiği gibi.
Aslında ben seni olduğun gibi kabul ederdim de; sen olmamışsın sıkıntı orada.
Gelişim gibi, gidişim de asildir benim. Ne yanıma bir şey alırım, ne de geride bir şey bırakırım.
Ya geç karşıma ortalığı sevginle inlet, ya da çekil kenara adam gibi nasıl sevilir seyret.
Hiç bir zaman yüksekte görmedik kendimizi, sadece gereksiz insanlar için düşürmedik seviyemizi.
Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, ayrıcalıktır.
Ben en azından katilimi tanıyorum. Fakat sen bir gün sevilmediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin.
Arkamdan konuşan insanlar, konuşmaya devam edin. Küçük insanlar konuşur, Büyük insanlar konuşulur.
Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba; sen kaç kuruşluk adamsın benim gözümde.
Benimle kurduğun hayalleri başkasıyla yaşayacak kadar ucuzsan, ben de seni tanımayacak kadar pahalıyım.
Belki tavırların beni en ağır küfürlere tahrik seafoodplus.info eder ama benim yüzümdeki o iplemez gülüş senin gelmişini geçmişini tatmin eder.
Stajını bende yapıp başkalarıyla kariyer yapmak isteyenler elbet gün gelir sorarlar referansın kim diye!
Bu sayfada anlamlı ve güzel resimli fena sözleri bulabilir sosyal ağlarda paylaşabilirsiniz.
Sende susmakta haklısın, adamlığın kadar konuş dedim diye bu susmaların.
Fena sözler bilirim ama adabım el vermez söylemeye, ama ille de duymak istersen gel tenhaya.
Ben bağlanmaktan korkuyorum dedi. Tasmasını çıkardım gitti.
Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı sorun değil, ben de zaten hiç kırmızı da durmadım.
Dijital ortamdaki bir fotoğrafı ne kadar kendine yakınlaştırırsan kalite o kadar düşüyor, hayatımızdaki bazı insanlar gibi.
Noktayı koyduktan sonra cümle bitmiştir. Daha açıklama yapılmaz.
Eğer varsa sende yürek sevginle ortalığı inlet, yoksa cesaretin çekil kenara adam gibi nasıl sevilir seyret.
Ben sende geleceğinin mesleği olarak kaptanlık görüyorum. Çünkü dümen çevirme konusunda üstüne yok.
Beni birileri sevsin diye şaklabanlık yapamam. Ya sever beni olduğum gibi, ya da çeker gider geldiği gibi.
Sadece gülüşümü yakala, öfkem sana ağır gelir.
Kim demiş her erkek dayıya çeker diye, bazı erkekler var tıpkı halası!
Boşuna dönüyorsun dünya! Okeylerin ikisi de bende.
Bundan sonra arkadaş kalalım diyor, bırak seninle arkadaş kalmayı düşman bile olmam.
Arkadaşlıklar aşka dönüşür ama dostluklar asla ihanete dönüşmemeli!
Hayatta hiç kimseyi küçümseme. Ve şunu unutma ki; nokta da küçüktür ama bitirir cümleyi…
Kalmadı içimde sana karşı bir sevgi, sen ettiğin tek bir söz ile bitirdin beni.
Tek nokta bitirir. Üç nokta devam ettirir. Ben iki noktayım, ne yapacağım hiç belli olmaz.
Eğer gözü kara karşındakinin canını yakacak biriysen, yaptıklarının sonuçlarına katlanacak kadar da güçlü olmalısın.
Sen her zaman aklımdasın ama benim aklım hiç bende değil.
Ben arkamdan konuşanlara hiç kızmıyorum. Çünkü arkadan havlayan köpekleri çok severim.
Yanımızda olması gerekenler zaten yanımda; defolup gidenler kimin umurunda.
Biz dostlarımızı kaşarlı sucuklu tosttan seçmiyoruz mertliğine sözüne bakarız.
Yeter artık uğraşma benimle, çek o kirli ellerini hayallerimden, senin gibi karaktersizleri çoktan hayatımdan çıkardım ben.
Oysaki piyangonun sana çıkması gerekiyordu; çünkü bütün numaralar sendeydi.
Bazen gitmişizdir kiminin hoşuna, kiminin de zoruna.
Eğer ben istersem her derdine bir çare, istemezsem de ölecek olsan da bulurum bir bahane.
Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene –Yunus Emre-
Kimselere kendimi anlatmak, kanıtlamak gibi bir derdim yok, kimsenin de beni tanıması gibi lüksü.
Altın kadar değerli olsan da önemi yok, bazen oluyor onunda değeri düşüyor.
Eğer çok talibiniz varsa buna sevinmeyin, üzülün. Çünkü ucuz malın çok alıcısı olur.
Sevgimin kıymetini bilmeyeni yokluğumla terbiye ederim.
Benimle hesabı olanlar sanmasın ki bitti bu işler, bu hesaplar kapanmaz beklemekteyim eninde sonunda kapıma gelecekler.
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince, diğerleri de yanlış gider…
Etme sırtını duvardan başkasına emanet en kralının bile içinde vardır bir nebze ihanet.
Konuştuğun kadar şereflli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.
Bana git demeden önce sen gitmeyi öğren.
Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.
Buyur sahne senin, sen devam et, sıra bana gelmesin diye dua et.
Yolda yürürken ayaklarını görmeyen kafası bulutlara değecek gibi yürüyenler, bakmadığınız toprağın altına gireceksiniz unutmayın.
Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan daha çok onur vericidir.
Benim kalbimden çıktıktan sonra nereye, nasıl gittiğinin hangi kalplerde yaşadığının benim için hiçbir önemi yok artık.
Bir gün benim sana olan ilgimi fark ettiğinde, ya ilgim bitmişse?
Fena sözler bilirim ama adabım el vermez söylemeye, ama ille de duymak istersen gel tenhaya.
Sende buğulu camlara yazılan yazılar gibisin; sadece benim nefesim olduğu sürece varsın.
Ben sende geleceğinin mesleği olarak kaptanlık görüyorum. Çünkü dümen çevirme konusunda üstüne yok.
Kahkahalarım var benim, her sıkıntıya eyvallah diyen.
Kendini beğenmekte bazen işe yarar, mesela hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek insan için bir ayrıcalık oluyor.
Bizde geri vites yok; gerekirse ilerden döneriz. seafoodplus.info sözlerini bulunca çok seviniriz.
Noktayı koyduktan sonra cümle bitmiştir. Daha açıklama yapılmaz. seafoodplus.info fena sözler yazar.
Yalan zekâ işidir, dürüstlük ise cesaret. Şayet zekân yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı bi dene.
Sen yolda kibirli kibirli yürürken, o müptelası olduğun dizilerdeki müzikler çalsa ne güzel olurdu.
Sen her zaman aklımdasın ama benim aklım hiç bende değil.
Benim hayatına girişimde çıkışım gibi asildir. Ne gelirken bir şey getiririm, ne de giderken bir şey götürürüm.
Çakalın özgürlüğü aslan ayağa kalkana kadardır.
Eğer ben birini seversem ya adam gibi severim, ya da tek kalemle çizerim.
Gideceksen yol açarım, hayatımda kalacaksan mutluluk saçarım.
Sen nasıl bir role bürünürsen ben ona göre senaryo yazarım sıkıntı yok. Sen oynamaktan sıkılmadığın sürece ben yazmaktan sıkılmam.
Benim bu hayat mecrasında unuttuklarımı sen daha öğrenemedin bile.
Haşere olmayı kabullenenler, ezilince şikayet etmemelidirler.
Yerinde ve zamanında konuşmasını bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.
Eğer sevdiğine sahip çıkamıyorsan o zaman kadınlar gününe git adamım.
Wifisi açık telefon gibi her gördüğünüze bağlanmaya çalışmayın.
Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar, sorun atlıkarıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.
Benimle konuşmak için akıllı olmalısın. Bana yetişmek için hızlı olmalısın. Beni geçmek mi istiyorsun? Şaka yapıyor olmalısın.
Hep aklımdasın da aklım başımda değil.
Cehaletin mutluluk olduğu bir ülkede, akıllı olmak deliliktir. Benimle delirir misin?
Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.
Gelişim gibi, gidişim de asildir benim. Ne yanıma bir şey alırım, ne de geride bir şey bırakırım.
Kırdığın kalbin sahibine iyi bak. Yolun bir gün muhakkak ona çıkacaktır.
Hatalarını yüzlerine vurmadığımız için kendilerini kusursuz sanan insanlar var.
Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?
Tek başına hayatı öğrenen insanı, kimse yokluğuyla korkutamaz.
Seveni arıyorum diyorsun. Verene gidiyorsun ne ayak?
CehaIetin mutIuIuk oIduğu bir üIkede, akıIIı oImak deIiIiktir. BenimIe deIirir misin?
AItın gibi kaIbin oIsa neye yarar. Ayarın düşük oIduktan sonra.
AsIında ben seni oIduğun gibi kabuI ederdim de; “Sen OImamışsın.” sıkıntı orada.
Kusura bakma canım. Küstüğüm dağın odununu yakmıyorum ben.
Hiç bir zaman yüksekte görmedik kendimizi, sadece gereksiz insanIar için düşürmedik seviyemizi.
Gözümde küçüImüş insanIarIa büyük “hesapIarım” oImaz benim.
Seni paramIa satın aIırım dediysem; cebimin doIuIuğundan değiI, fiyatının ucuzIuğundan.
Şu saatten sonra sende fırtına kopsa; bende yaprak oynamaz.
SevebiIeceğim birine benziyordun dedi. OIsun dedim, sen de insana benziyordun.
Yanımda bir kişiIik yer var ama o kişiIik sende yok.
Ya geç karşıma ortaIığı sevginIe inIet, ya da çekiI kenara adam gibi nasıI seviIir seyret.
Bazen diyorum kendime ne çok değer vermişim değersizIere.
Stajını bende yapıp başkaIarıyIa kariyer yapmak isteyenIer eIbet gün geIir sorarIar referansın kim diye!
VarIığımın yok sayıIdığı bir yerde, yokIuğumu yük etmem ben kimseIere.
Kendini beğenmiş insanIarı severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek, ayrıcaIıktır.
Bize yeni düşmanIar Iazım eskiIeri hayranımız oIdu.
Ben kimseye beni sevsin diye soytarıIık yapmam. Ya sever biIdiği gibi, ya gider geIdiği gibi.
Sahipsiz kaIıp tutuşunca etekIer, sahibine döner tüm köpekIer!
Tam diz çöktürecektim iki heceIik adına Paşam şiir yazıImaz dediIer üç kuruşIuk kadına.
Bana kaIbimdesin deme, biIirsin kaIabaIıkIarı sevmem.
Hayat bana hiç yeşiI ışık yakmadı sorun değiI, ben zaten hiç kırmızıda durmadım.
AkIımdan geçtin gittin, kim biIir yine kime gidiyordun.
Yanımızda oIması gerekenIer zaten yanımda, defoIup gidenIer kimin umrunda.
Bu saatten sonra ben başkası için yazarım, sen kendin için okursun!
Piyangonun sana çıkmadığına çok şaşırdım haIbuki bütün numaraIar sendeydi.
Şerefin kadar konuş desem, ömür boyu susacak insanIar tanıyorum.
BeIki tavırIarın beni en ağır küfürIere tahrik eder ama benim yüzümdeki o ipIemez güIüş senin geImişini geçmişini tatmin eder.
Sana biraz adam oI diyeceğim seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
Ben en azından katiIimi tanıyorum. Fakat sen bir gün seviImediğin bir yürekte, kim vurduya gideceksin.
İnsanIar da fotoğraf gibi; Ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kaIitesi.
Hani ben kötüyüm ya senin gözünde! Hiç düşünüyor musun acaba; sen kaç kuruşIuk adamsın benim gözümde.
Uzak dur çek eIini benden, senin gibi seviyesizIeri çok geride bıraktım ben.
BenimIe kurduğun hayaIIeri başkasıyIa yaşayacak kadar ucuzsan, ben de seni tanımayacak kadar pahaIıyım.
Dünya aIeminin derdi ben oImuşum, demek ki zamanında iyi koymuşum.
Arkamdan konuşan insanIar, konuşmaya devam edin. Küçük insanIar konuşur, Büyük insanIar konuşuIur.
- Son Güncelleme:
Bugüne kadar iddialarla ilgili sessiz kalmayı tercih eden şarkıcı, sosyal medya hesabında yaptığı son paylaşımla dikkat çekti.
Instagram hesabında paylaşımda bulunan Hadise, kaleme aldığı uzun bir yazıyla suskunluğunu bozdu.
Ünlü şarkıcı, söz konusu paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Bugüne kadar hakkımda çıkan doğru ya da yanlış haberleri gerek ifade özgürlüğüne gerek basın özgürlüğüne önem verdiğim ve şöhretin getirdiği bir bedel olarak gördüğüm için sağduyu ile karşılamaya çaba gösterdim.
Ne var ki, haber değeri taşımayan, yalanlamaya tenezzül dahi etmeyeceğim, kişisel kin, hırs ve habis duygular ile her şeyden evvel kadınlık onurumu zedeleyen, aileme hatta boşandığım eşim ve ailesine dahi saygısızlık ihtiva eden, iftira ve hakaret boyutuna ulaşan söylemler için sessiz kalmayacağım. Asla kabul etmiyorum, etmeyeceğim!
Pir Sultan Abdal -3
“Pir dergahnda ayr-gayr olur mu, aklsz kz? Hepimiz can deil miyiz?”
Ümmühan, kilerin (ambar veya dolap) önünde dank duran odunlar toparlarken, Ballhan elinde ahap su kovasyla, dergahtan çkp kuyunun bana vard. Kovay urgana balayp kuyuya daldrmt ki, Ümmühan elindeki ii brakt ve hzl admlarla yürüyerek, ablasnn yan bana dikildi.
Ümmühan, daha onbe yanda olduundan, çocukluk ile gençlik arasndaki geçi dönemini atlatamamt. O nedenle çevresinde olup biten her eyden kukulanyor, merak ediyor ve ablasn, babasn, dergahtaki canlar, dier komular soru yamuruna tutuyordu. En büyük merak da, ba baa konuan iki kiiyi gizlice dinlemekti. Ballhan’a:
* Babamla ne konuuyordun kz! Diye sordu.
Ballhan anszn ban çevirdi ve öfkeli öfkeli:
* Bizi mi dinliyordun yoksa?
Ümmühan utanm gibi yapt. Ban önüne edi ve ks ks gülere:
* O da nerden çkt Bal ablam? Amma kalbin fesat ha! dedi.
Ballhan, bir yandan Ümmühan’n sorularn yantlamayaçalrken, bir yandan da kovay kuyudan çekmeye çalyordu.
* Eleme beni de gidip iimi bitireyim. Sen de yardm et.
*Bu Haydar’n ve dier canlarn ii deil mi?
Ballhan, elindeki su dolu kovayla dergaha doru giderken, Ümmühan da onunla birlikte yürüyordu.
Ballhan.
* Pir dergahnda ayr gayr olur mu, aklsz kz? Hepimiz can deil miyiz?
Ümmühan, bu sözler karsnda utancn gizleyemedi.
* Ben onu demek istememitim Bal ablam
Ballhan, sözünü kesti:
* Peki ne söylemek istemitin? Düünmeden konuursun, sonra da piman olursun. Gelip yardm edeceksen et, yoksa git bamdan. Anlalan sen daha neyin ne olduunu farketmiyorsun. Ya da fark etmek istemiyorsun. Lakin bunu sana çok görmüyorum. u heyheylerin üstünden bir gitsin, sen de has bir avrat olacaksn.
Ümmühan, kendisinin çocuk saylmasna fena bozuluyordu. Ablasnn bu sözleri Ümmihan’ üzdü. Annda kzdn belli etti:
* Tamam tamam anladk, sanki sen düünerek konuuyorsun da Dünyann aklls sen misin gibi Ver u kovay da ben tayaym. Biraz aka yapaym dedim, anlamadn!
Ballhan, kardeinin bu haline için için güldü. Hani, houna da gitmedi deil Yardmna gereksinimi olmad halde, kovay almasna hiç tepki göstermedi,
* Benim güzel kardeim! Diye söylendi.
Birlikte dergaha girdiler.
Ballhan ile Ümmühan, elele verip dergah batan aaya temizledikten sonra, hereyi yerli yerince bir güzel yerletirdiler. Bu süre için de, sürekli haydar’ konutular.
Haydar ise, bütün bunlardan habersiz, girdii ahrdan ölene dek çkmad. Bir yandan ballhan’la kar karya geldikleri an düündü; bir yandan da, hayvanlarn altlarn temizleyip yemlerini verdi. Atlarn tmarn yapt. Sonra onlar havalandrmak için getirip ahrn önündeki aaca balad Kuyunun bana vard. Su çekip kurnalar doldurdu. Hayvanlara su içirdi.
Bu kez de aacn dalnda asl duran ipi ve baltay alp, odun kesmek üzere fundala doru yürüdü. Giderken, anszn aklna kimseye haber vermedii geldi. zaten Ümmühan göz ucuyla onu izliyordu. Ablasnn anlattklar Ümmühan’ olumlu yönde etkilemiti. Ümmühan’n Haydar’a olan saygs daha da artmt.
* Oduna m Haydar aam?
* Oduna Ümmü bac, gittiimi haber verecektim. Unutmuum.
* Güle güle git, kolay gele Babama ve canlara söylerim gittiini. Küümlenme.
* Saol bacm, haydi eyvallah.
O srada Ballhan da darya çkt. Ümmihan’n yine çocukluu tuttu:
* Seninki oduna gitti Bal ablam!
* Fazla ileri gidiyorsun Ümmü! Niye benim ki olsun? Haydarcan hepimizin deil mi?
* ka yaptm kz, tabii ki o hepimizin.
Ballhan, tekrar içeriye girdi.
Seyit Ali Sultan Dede ise, bulabildii canlar Hdr’n evinin önüne toplam; onlara Haydar’n son durumu hakknda bilgi veriyordu. Amac, akamleyin tümünü dergaha toplayp, hem aseslerin Hafik ve köylerine yapt baskn görümek, hem de bir frsatn bulup, Haydar’ yoklamakt.
Akama doru yemekler piti, yufkalar acld, dergahn içi bir daha gözden geçirildi. Eksiklik yoktu.
Bu arada Haydar da, srtyla getirdii odunlar belirlenen yere ykp, doru kuyunun bana gitti, elini-yüzünü ykad. Mendiliyle yüzünü kurularken, yanna ballhan geldi.
* Naslsn Haydarcan? Ho gelmisin.
* saol Ballhan, iyiyim.
* Akamleyin canlar toplanacak. Babam buyruudur, sen de katlacaksn. Ancak bir muhabbet ehli olarak, babama yakn oturacaksn haberin olsun.
Haydar olacaklar anlad. Sabahki skntlarn üzerinde att için rahatt.
* Pirimin buyruu bam üstünedir.
“Sefasna cefasna dayandm bu cefaya dayanamayan gelmesin”
Akamleyin, Seyit Ali Sultan Dede köesine oturdu. Canlar tek tek içeriye girerek Dede’ye niyaz oldular. Sonra da geri geri çekilip, yerlerine oturdular.
Sofra kuruldu, yemekler yendi, gülbengler okundu
Uzun uzun Hafik ve çevresindeki köylere yaplan basknlar konuuldu. Somut bir çözüm bulunamad ama, canlar umutsuzlua dümeden , önerilerde bulundular. Haydar ise, bu konuda hiçbir görü ileri sürmedi. Ancak içinden, “Mutlaka bir çare bulunacak ve fakir-fukarann bu çilesi sona erecektir.” diye geçirdi.
Son sözü Dede söyledi:
*Erenler, imdi yaplacak ey, dergahta toplanan yiyecek ve giyecekleri götürüp yoksullara datmaktr. Gerisini sonra düüneceiz. Böyle gelmi ama, böyle gitmeyecektir. Köylerle olan balantmz kesmeyeceiz, olup bitenlerden anndan haberdar olacaz ki, açlan yaralar elimiz erdiince, gücümüz ettiince sarmaya çalalm. imdi Hak akna balama çalp nefes söyleyelim. Semah edelim. Çan ba ile dile gelelim, bile gelelim. Hu diyelim, Hu!.. Sabah ola hayrola!
Canlar, hep birden “Hu” çekende, Seyit Ali Sultan Dede, duvarda asl duran balamay alp öptü alnna koydu ve kucana alp çalmaya balad. Seyit Ali Duran Dede’nin bal dilinden Yunus Emre’nin u dizeleri döküldü:
itin ey yarenler, ak bir günee benzer
Ak olmayan kii, misali taa benzer
Ta gönülde ne biter, dilinde au tüter
Nice yumuak söylese, sözü savaa benzer
Ak var gönlü yanar, yumuanr muma döner
Ta gönüller kararm, sarp kat ka benzer
Geç yunus endieden, gerekse bu pieden
Ere ak gerek evvel, ondan dervie benzer.
Seyit Ali Sultan Dede nefesi bitirdi ve balamay yannda oturan Zakir Hdr’a verdi. O da saz öptü, “Hu erenler” dedikten sonra alnna götürdü ve balama eliinde Balm Sultan’n dilden dile dolaan u nefesini okudu:
Bir Urum abdalyz,
Maksudumuz yardr bizim.
Geçtik ziynet kabasndan,
Gencimiz erdir bizim.
Ak bülbülüyüz öteriz,
Rah- Hakk’a yüz tutarz.
Mana gevherin satarz,
Müterimiz vardr bizim.
Haber aldk Muhammed’den,
Geçmeliyiz zat-u sfattan.
Balm nihan söyler zattan,
radmz srdr bizim.
Hdr’n türküsü bitince, canlar hep birden “Hu” çektiler, Hdr da
imdi de sra Haydar’dayd. O da onlar gibi aka gelmi, daarcnda ne varsa bir bir söylemeye hazrd. Sklganlk perdesini söküp atmt. Balamay eline ald, büyük bir sayg ile niyaz oldu. elini gögsüne pence yapp, “Hu” çekti. Canlar hep birden “Hu” diye karlk verdiler. Haydar edep-erkan gerei Seyit Ali Sultan Dede’ye döndü, , “Destur ya Pirim” dedi ve tezeneyi saznn gögsüne bir vurdu ki, bütün canlarn tüyleri diken diken oldu. tümünün heyecan doruktayd. lk kez Haydar’ dinleyeceklerdi çünkü
Yldzeli’nin muhabbet ehli kadnlar da, dikkatlice Haydar’ izliyorlard. Bu ann Ballhan için özel bir önemi vard. Haydar, doaçtan u nefesi söyledi:
Temennaya geldim erenler size
Temennah edeyim destur olursa
Mürüvvet kaplarn balaman bize
çeri gireyim destur olursa.
Pirim deyu divanna geçeyim
Destisinden ab- hayat içeyim
zniniz olursa azm açaym
Bir mana söyleyim destur olursa.
Pir Sultan Abdal’m hey güzel ah’m
Günahlym ara çkyor ahm
Pire kurban olsun bu tatl canm
Terceman olaym destur olursa.
Haydar, böylece bir kez de iirle destur diledi.
Seyit Ali Sultan Dede, sevincinden uçacak gibiydi. Haydar’n destur dilemesi bile ermiceydi. Dede, “Destur senindir ya Pir Sultan” diyebildi sadece
Haydar, bu kez de öyle bir nefes okudu:
Sefasna cefasna dayandm
Bu cefaya dayanamayan gelmesin
Rengine hem boyasna boyandm
Bu boyaya boyanmayan gelmesin.
Rengine boyandm meyinden içtim
Nice canlar ile didar görütüm
Muhabbet eyleyip candan sevitim
Muhabbeti küfür sayan gelmesin.
Muhabbet eyle yokle pirini
Yunus senin namus ile arn
Var bir gercek ile kl pazarn
Kldn pazardan ziyan gelmesin.
Krklar bu meydanda gezer dediler
Evliya yola dizer dediler
Destini destinden üzer dediler
Nefsaniyetine uyan gelmesin.
Pir Sultan’m eydür dünya fanidir
Krklarn sohbeti ak mekandr
Kusura kalmayan kerem kanidir
Gönülde karas olan gelmesin.
Haydar deyiini bitirdi, “Eyvallah” çekti, balamay öpüp yannda oturan canlardan birine verecekti ki, Seyit Ali Sultan Dede söz ald:
* Haydarcan, ellerine dillerine salk. Pek güzel söylüyorsun. Lakin bir süre önce kzm Ballhan’n ve çoban Rza’nn ayr ayr senden dinledikleri bir nefes vard: “uyur idik uyardlar” diye balayan Canlar onu da dinlemek isterler.
* Bam, gözüm üstüne diyen Haydar, tekrar balamasn kucana ald ve bu kez de istenen nefesi okudu, iki yeni dörtlük ekleyerek:
Sürülüp kasaba gittik
Kanara da mekan tuttuk
Didar defterine yettik
Ölüye saydlar bizi.
Ak defterine yazldk
Pir divanna dizildik
Bal olduk erbet ezildik
Doluya saydlar bizi.
Bu iki dörtlüü dinleyen Ballhan, heyecandan yerinde duramaz olmutu. Gözlerini babasnn gözlerine dikmi, onun nasl bir karar vereceini bakliyordu. Seyit Sultan Ali Dede’ninise gözlerinin içi gülüyor, yal yürei kpr kpr ediyordu.
Dier canlarn durumu da Dede’ninkinden farkl deildi. Çünkü, Yunus, Abdal Musa ve Kaygusuz’dan sonra ilk kez böylesine duygulu, böylesine içten, böylesine anlaml nefesler dinliyorlard.
Haydar balamay yanndaki cana uzatt. Ancak Seyit Ali Sultan Dede, onun tezeneyi vurmamasn iaret edip öyle konutu:
* Evet canlar. Duyduunuz, bildiiniz gerçektir. Gerçee Hü! Can yoldamz Haydar,, gayri bir abdal, bir Pir Sultan olmutur. Bana kalrsa, Banaz’da kurulacak olan dergahmzn yarnn elinde tutacak erikinlie ulamtr. Zaten dier hallerini hepimiz biliyor, takdir ediyorduk Hak kelam söylediini ise yeni iittik. imdiden eitirim ki size, u an üstünde oturduum post onundur. Üstümdeki bu hrka benden çok, onun srtnda öünçlenir. Ne var ki, Haydar’a önce bir can yolda, ardndan da bir musahip gerek Bilirsiniz musahipsiz yola gidilmez Can yolda ve musahibi olmayan er, kanatsz kua benzer. Gayri güvenimiz tamdr ki, ikrarndan dönmez Haydar. Canba ile dile gelelim, bile gelelim, Hu diyelim hu!
Canlar hep birden ellerini gögüslerine pençe yapp “Hu” diye karlk verdiler ki, dergahn dnda bir bartdr koptu. Ardndan da gözcü Hüseyin hzla içeriye girdi. Haber iyi deildi.
Kitap: Pir Sultan Abdal
Yazar: Battal Pehlivan
Ekleyen: Seyyid Hakk