pragmatizm kurucusu / PRAGMATİZM Ansiklopediler - TÜBİTAK

Pragmatizm Kurucusu

pragmatizm kurucusu

Faydacı etik anlayışı kısaca nedir?

Faydacılık, insan kendi hazzını ve mutluluğunu değil, sayıca en fazla insanın en fazla miktarda hazzını ve mutluluğunu meydana getirmeli ve bu doğrultuda eylemin sonucunun önemli olduğu düşüncesini savunur.

W. James-Pragmatizm düşünce temelinin kurucusu

BU ANLAYIŞA GÖRE KURTAJ SAVUNMASI:

Faydacı bir yaklaşımla, kürtaj sorununu ele alacak olursak; yumurta ve spermin döllenmesinden itibaren fetüs haftadan sonra acı hissetme gücüne sahip olabilecek nörolojik bir beyin oluşumuna sahip olur. Böylelikle bir faydacının görüşüne göre haftadan öncesinde fetüsün kürtaj sırasında hissedeceği herhangi bir acı olmayacağı için ahlaki bir sorumluluğumuz da bulunmamaktadır.

Faydacı bir yaklaşımla kürtaj savunucusu olsaydım, şu gibi argümanlar ortaya atardım;

1- İleride doğacak çocuk ya bir katil geni taşıyor ve büyüdüğünde bir katil olup, birçok insanı öldürecek ve çok sayıda insanın üzülmesine yol açacaksa? Bilindiği üzere, uzmanlar genler aracılığıyla aktarılan şeyler arasında “psikopatlık” olabileceğini de tespit etmişlerdir. Böyle bir durumda bir faydacı olarak, toplumun huzurunu gözetmek için fetüsün kürtaj ile alınmasını anne ve babanın üzüntüsünü göz ardı edip toplumun mutluluğunu düşünerek hareket etmeliyim.

2- Hamilelik kadının isteği dışı gerçekleşmişse? Hamilelik tecavüz sonucu gerçekleşmiş ise fetüs zaten aklımızın anlayamayacağı bir psikolojide olan kadının istediğine bağlıdır. Ya doğurabilir ya bakım evine verebilir ya da fetüsü aldırabilir. Böyle bir durumda –asla anlamak istemeyeceğim ve asla kimsenin anlamasını istemeyeceğim durumu tahmini olarak anlatmaya çalışıyorum- psikoloji ve sağlığı yerinde olmayan kadın, bebeğini doğurursa bebeğine vermek isteyeceği bir sevgisinin olmayacağını hatta bebeğinden nefret edeceğini düşünüyorum. Bu nefret ile büyüyen çocuğun toplumdaki insanlara da nefretle yaklaşacağını, onlara zarar vereceğini düşünüyor ve bir faydacı olarak fetüsün kürtaj ile alınmasını doğru buluyorum.

3- Doğacak bebek hastalıklı ya da engelli doğacaksa? Böyle bir durumda bir faydacı olarak fetüsün alınmasını gerekli görüyorum çünkü doğacak çocuğun hastalık ya da engelli masrafını karşılamayacak bir duruma gelindiğinde çocuğu terk edebilecek ebeveynler, çocuklarını terk ettikleri zaman, toplumun çok büyük bir kısmı terk edilen çocuğa üzülecektir. Böyle bir durumda toplumun mutsuzluğa sürüklenmemesi adına fetüsün kürtaj ile alınmasını doğru buluyorum.

4- Fetüsü doğuracak annenin psikolojik sorunları varsa? Şizofrenik kişilik bozukluğu, bipolar duygudurum bozukluğu, paranoid kişilik bozukluğu gibi bazı psikolojik rahatsızlıkların genler aracılığı ile fetüse aktarıldığı görülmüştür. Böyle bir durumda, örneğin şizofren olan bir bireyin yaşadığı zorlukları ve ruh halini düşünecek olursak, fetüsü dünyaya getirmesi sonucunda artık bebeğin de potansiyel bir şizofreni hastası olacağını göz önünde bulundurarak toplumun huzurunu bozacak bir hastalıklı bireyin önüne geçmek adına, fetüsün kürtaj ile alınmasını doğru buluyorum.

5- Bebeği anne ve baba istemiyorsa? Bebeğin dünyaya gelmesi ile anne ve babanın mutsuz olmasından kaynaklı olarak bebeklerine verecek bir sevgileri yoktur. Annenin bebeğini aile baskısı veyahut toplum baskısı ile doğurduğunu düşünecek olursak ve anne ve babanın bebeklerinin yanında sadece görüntü amaçlı duracaklarını düşünürsek bebeklerine hiçbir sevgi ve şefkat veremeyerek bebeklerinin mutsuz olmasını, mutsuz olan bebeğin kin ile dolmasını ve kin ile doğan bebeğin belki de aileden nefret ederek toplumun büyük bir kısmına zarar verebilecek yapıda olacağını düşündüğümden, fetüsün kürtaj ile alınmasını doğru buluyorum.

KAYNAKÇA:

  1. İnsan Fetüsü Ne Zaman Acı Çekiyor?, seafoodplus.info
  2. Tecavüz Hamileliği, seafoodplus.info%C3%BCz_hamileli%C4%9Fi
  3. Psikopatlarla Sosyopatlar Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar,  seafoodplus.info

Pragmatizm

Pragmatizm, felsefede; uygulayıcılık, uygulamacılık, pragmacılık, fiîliyye, faydacılık, yararcılık gerçeğe ve eyleme yönelik olan, pratik sonuçlara yönelik düşünme temelleri üzerine kurulmuş olan felsefi akımdır. William James () tarafından popüler hale getirilmiştir. Onun felsefe ekolünden olanı yapmak, başarmak anlamına da gelir. Hem iyinin teorisi hem de doğrunun teorisidir. İyinin teorisi olarak faydacılık refahcıdır (welfarist). İyi en fazla faydayı sağlayandır ve burada fayda zevk, tatmin veya bir nesnel değerler listesine göre tanımlanır. Bir doğru teorisi olarak ise faydacılık neticecidir (consequentialist). Doğru hareket bir şeyin uygulanabildiği ölçüde gerçek olduğu savına dayandırılmıştır. Bir fikrin doğruluğu faydalılığı, kullanışlılığı veya işlerliği gibi gözlemlenebilir etkilerine göre belirlenir.[1]

Ampirizm ile yakın alakası olan bu felsefi akımı teorik düşüncenin tam tersi olarak nitelemek yanlış olmayacaktır.[kaynak belirtilmeli]

Kelimenin dayandığı felsefi terim prágma, Eski Yunanca olup iş, eylem demektir. Pragmatik ise kelime anlamı olarak işe yönelik anlamına gelir. "Faydacılık" bu terime karşılık kullanılan sözcüktür.[2] "Faydacılık ilk olarak yüzyıl İngiltere'sinde Jeremy Bentham ve diğerleri tarafından öne sürülmüştür. Fakat Epikür (Aipikuros) gibi Antik Yunan filozoflarına kadar geri gidilebilir. İlk kez ortaya atıldığında iyi en fazla insana en fazla mutluluğu getiren şey olarak tanımlanmıştı. Ancak daha sonra Bentham iki farklı ve birbiri ile çelişme potansiyeli olan kavram içerdiğinden birinci kısmı atıp sadece “en büyük mutluluk prensibi” demiştir.

Hem Bentham'ın hem de Epikür'ün formülasyonu hedonistik nedenselliğin farklı tipleri olarak düşünülebilir çünkü hareketlerin doğruluğunu sebep oldukları mutluluğa göre ölçüyorlardı ve mutluluğu zevk ile tanımlıyorlardı; ancak Bentham'ın formulasyonu ferdi olmayan bir hedonizmdi. Epikür'ün kişiyi en mutlu eden şeyi yapmasını tavsiye etmesine karşılık Bentham herkesi en mutlu yapacak şeyi yapmayı uygun görüyordu.

John Stuart Mill "Utilitarianism" isminde ünlü (ve kısa) bir kitap yazmıştır. Mill bir faydacı olmasına rağmen bütün zevklerin aynı değerde olmadığını ileri sürmüştür. “Mutsuz bir Sokrat (Sokrates) olmak, mutlu bir domuz olmaktan yeğdir.” sözü bu görüşünü anlatır.

Faydacılığı eleştirenler bu görüşün birkaç problemi olduğunu söylemişlerdir. Bunlardan biri değişik insanların faydalarının karşılaştırılmasının zorluğudur. İlk faydacıların çoğu mutluluğun felisifik hesap (felisific calculus) ile sayısal olarak ölçülüp karşılaştırılabileceğine inanıyorlardı ama pratikte bu hiçbir zaman yapılamadı. Değişik insanların mutluluğunun kıyaslanmasının sadece pratikte değil prensipte de mümkün olmayacağı ileri sürülmüştür. Faydacılığın savunucuları bu problemin iki kötü seçenek arasında karar vermek zorunda kalan herkesin karşılaşabileceği bir problem olduğunu söyleyerek karşılık vermişlerdir. Bir milyar insanın ölmesiyle bir kişinin ölmesinin aynı derecede kötü olduğunu söyleyemiyorsanız bu problemi utilitaryanizmi reddetmek için kullanamazsınız demişlerdir.

Faydacılık sağduyu ile çeliştiği için de eleştirilmiştir. Örneğin kişi kendi çocuğunun hayatı ile iki yabancının hayatını kurtarmak arasında seçim yapmak zorunda kaldığında kendi çocuğunu kurtarmayı seçecektir. Ama faydacılar iki yabancıyı kurtarmanın gelecekte daha fazla potansiyel mutluluğa sebebiyet vereceğinden tersini tercih etmeyi destekleyeceklerdir.

Bu akımın -bir şey uygulanabildiği ölçüde doğrudur- şeklindeki savı ise hiçbir teorik mekanizmanın tartışılmasına izin verilmeden bir şey özden yoksun olduğu halde başarılı bile olsa kabul gördüğünden eleştirilmiştir. Söz gelimi birbirinden farklı seçeneklere sahip bir soru hiçbir bilgi sahibi olmayan kimse tarafından rastgele ama doğru yanıtlandığında faydacılığa göre o şey artık mutlaklık kazanmıştır. Bu kişinin bilgili, eğitimli ya da zeki olması pek de önemli unsurlar değildir. Tersi durumda da çok iyi eğitimli ve yetenek sahibi kişiler toplumda iyi statülere erişemediği durumda onların geri zekalı ya da cahil olarak damgalanmaları bu akım yüzündendir. Kısacası faydacılıkta önemli olan öz değil biçimdir, olayların teorik akışı önemsizdir, mutlak olan daima pratik başarı olarak kabul edilir. Her teori doğru değil ama her pratik doğrudur bu görüşe göre.

Daniel Dennett kararlarımızı yönlendirmek için faydacılığın kullanmasının sınırlarını belirlemek için Three Mile adası kazasını örnek olarak kullanır. Bu nükleer santraldeki kaza iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey miydi? Bu kaza birçok kişi tarafından nükleer enerji politikasına yaptığı etkiler yüzünden yararlı olarak görülmekteydi (neticede Çernobil kadar kötü bir kaza değildi). Dennett faydacılık açısından tüm kanıtları tartıp bir karara varmak için hâlâ daha erken (aradan geçen 20 yıla rağmen) olduğunu söylemektedir.

Burada söz edilen sıkıntılardan kurtulmak için faydacılığın değişik çeşitleri ortaya atılmıştır. Faydacılığın geleneksel şekli en fazla fayda getiren hareket en iyi harekettir diyen hareket faydacılığıdır. Buna alternatif ise en iyi hareket en fazla faydayı sağlayacak kuralın emrettiği harekettir diyen kural faydacılığıdır.

Örneğin bir kişi yalan söylerse en fazla faydayı elde edeceği bir durumda olsun; hareket faydacılığına göre en doğru hareket yalan söylemektir ama genel kural olarak doğruyu söylemek o kişiye daha fazla fayda sağlayacağını kabul edersek kural faydacılığı açısından doğruyu söylemek gerekmektedir.

Kaynakça[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.