Prenses Elenora

Battal Gazi Destanı filmi televizyon ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Türk sinemasının en popüler kahramanlık filmleri arasında sayılan yapımın çekim ve yayın ayrıntıları merak ediliyor. Battal Gazi Destanı filmi nerede çekildi, Battal Gazi Destanı filmi ne zaman çekildi, Battal Gazi Destanı filmi oyuncuları isimleri nedir, Battal Gazi Destanı filmi Prenses Elenora kim, Battal Gazi Destanı filmi hangi kanalda oynuyor? sorularının yanıtları ortaya çıktı. Filmin oyuncu kadrosunda Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Meral Zeren, Reha Yurdakul, Kerim Afşar ve Melek Görgün rol alıyor. Filmde, babasının intikamını almaya çalışan bir Türkmen savaşçının hikâyesi izleyicilerle buluşuyor. Cafer, Malatya Serdarı Hüseyin Gazi’nin oğludur. Hüseyin Gazi, Bizanslı komutanların kurduğu bir pusuda öldürülür. Cafer, babasının intikamını almaya yemin eder. Yolda babasının eski dostu Bizanslı savaşçı Hammer’le karşılaşıp dost olurlar. İntikam için Bizans’a doğru yola çıkan ikili, yol boyunca türlü engellerle karşılaşır. Battal Gazi Destanı filmi hangi kalede çekildi, çekildiği yer, çekim yeri, kaç yılında çekildi, konusu ne, oyuncu kadrosu karakterleri, hangi kanalda oynuyor sorularının yanıtları ve filme dair merak edilen detaylar haberimizde betxbet yer alıyor.

Battal Gazi Destanı filmi ne zaman çekildi?

Battal Gazi Destanı filmi 1971 yılında çekildi. Aksiyon, macera, fantastik ve tarihi türlerinde çekilen yapım 1 Kasım 1971 tarihinde gösterime girerek sinemaseverlerle buluştu. Filmin yönetmen koltuğunda Atıf Yılmaz oturuyor. Yardımcı yönetmen ise Zeki Ökten oldu. Yapımcısı Memduh Ün olan filmin senaryosunu, Özdemir Arıtan’ın hikayesinden Atıf Yılmaz ve Ayşe Şasa Yılmaz yazdı. Uğur Film tarafından çekilen ve 85 dakika süren filmin Battal Gazi’nin İntikamı adını taşıyan bir devam filmi de çekilmiştir ve Battal Gazi filmleri serisi devam etmiştir.

Battal Gazi Destanı filmi nerede çekildi?

Battal Gazi Destanı filmi İstanbul’da çekildi. Filmin çekimleri için İstanbul’un tarihi mekanlarında, kalelerinde ve eski yapılarında çekim setleri kurularak çekimler tamamlandı. Filmde Cüneyt Arkın’ın Meral Zeren ile buluştuğu yer İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin avlusudur. Filmin çekimleri İstanbul’da tamamlanmıştır. Film, Atıf Yılmaz'ın çektiği tek Battal Gazi filmidir. Cüneyt Arkın ilk kez bu film ile Battal Gazi rolünü canlandırmıştır. Özdemir Arıtan'a ait olan romandan uyarlanan filmde, Battal Gazi serisinin genelindeki gibi Miklós Rózsa'nın El Cid ve Ben Hur gibi filmlerindeki müziklerden yararlanılmıştır.

Battal Gazi Destanı filmi hangi kanalda oynuyor?

Battal Gazi Destanı filmi 360 TV kanalında oynuyor. Tarihi film 11 Haziran Pazar günü saat 10.00’da ve aynı günün akşamı saat 19.00’da 360 TV ekranlarında izleyicilerle buluşacak. Battal Gazi Destanı filmi, Malatya serdarı olan babasının intikamı peşinde koşan Battal Gazi'nin yaşadıklarını konu ediniyor. Hikâyesinde babasının katillerinin izinde mücadele eden Battal Gazi'nin macera ve aşk konulu hikâyesi aktarılıyor. 1966 tarihli Battal Gazi filminin ardından 1971'de çekilen bu film sonrasında, birkaç yıl içinde pek çok devam filmi farklı yönetmenlerce çekilmiştir. Film 1 saat 32 dakika sürüyor.

Battal Gazi Destanı filmindeki Prenses Elenora kim?

Battal Gazi Destanı filminde Prenses Elenora karakterine hayat veren oyuncunun adı Meral Zeren’dir. Filmde aynı zamanda Ayşe Hatun karakterini de canlandıran Meral Zeren, Diyarbakırlı bir ailenin kızı olarak 6 Haziran 1956 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İstanbul'da zorluklar içinde ilkokulu bitiren ve ortaokulda bir süre okuduktan sonra tahsilini yarım bırakıp 13 yaşındayken sahnelere çıkıp şarkıcılık yapmaya başlayan Zeren, dönemin ünlü yönetmenleri Atıf Yılmaz ve Memduh Ün tarafından sahnede şarkı söylerken keşfedildi. 1971 yılında senaryosunu Bülent Oran’ın yazdığı başrolünde Yılmaz Köksal’ın oynadığı “Önce Sev Sonra Vur” adlı film ile oyunculuğa başlayan ve filmde rol alabilmek için yaşını 4 yıl büyüten Zeren, çok sayıda filmde başrol oynamıştır. Selami Şahin’den Türk Sanat Müziği dersi almaya başlayan ve solist olarak tekrar sahnelere dönen Zeren, Zeki Müren ve Ajda Pekkan’la Çakıl Gazinosu’nda betxbet giriş sahne almıştır.

Battal Gazi Destanı filmi oyuncuları isimleri

• Cüneyt Arkın - Battal Gazi / Hüseyin Gazi / Cafer
• Fikret Hakan - Ahmet Turani / Hammer
• Meral Zeren - Ayşe Hatun / Prenses Elenora
• Reha Yurdakul - Hileryon
• Kerim Afşar - İmparator Leon
• Melek Görgün - Irene
• Aynur Akarsu - Faustina
• Erden Alkan - Delibaş Kiryos Alyon
• Ali Taygun - Bizans Kargası Polemon
• Niyazi Er - Budala Testor
• Ekrem Gökkaya - Vezir Abdusselam
• Atıf Kaptan - Ömer Bey
• Baki Tamer - Tevabil Usta
• Gani Dede - Türk Vezir
• Celalettin Yonat - Tellal
• Yusuf Sezer - Zindancı

Seyit Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi rüyasında "Cafer" adında bir kahraman görür. Cafer, pehlivanlıkta Hazreti Hamza gibi güçlüdür.
Hazreti Ali gibi heybetlidir.
Hazreti Ömer gibi adildir.
Hızır'ın atına binmekte, Hazreti Davut'un zırhını, Hazreti Ömer'in süngüsünü taşımaktadır.
Hüseyin Gazi bu yiğidin kimliğini merak eder. Sonra bir rüya daha görür.
Ve rüyasında "bu yiğidin, kendisinin evladı olacağı" müjdelenir.

PEYGAMBER SOYUNDAN
Gün gelir, Cafer doğar.
Büyür, yiğit bir genç olur.
Büyür, "yiğitliği dilden dile anlatılır. Su olur akar, yel olur eser, tek başına düşman ordularını dize getirir, dolaştığı yerlerde adı söylenir.
Halk arasında adı artık Seyit Battal Gazi'dir. Peygamber sülalesinden geldiği söylenir.

MALATYA'DAN SEYİTGAZİ'YE
Tarihi kaynaklara göre 680-740 tarihleri arasında yaşamış. Malatya'da doğmuş, Seyitgazi'de ölmüş.
Ölünce "Üçler tepesi" denilen yere gömülmüş. Sonra mezarını Alaaddin Keykubat'ın annesi Ümmühan Sultan bulmuş.
Ve türbesini yaptırmış. Türbe zamanla bir külliyeye dönüşmüş.

HALK KAHRAMANI
Hakkında şiirler yazılmış, romanlar yazılmış. Yaşamı pek çok filme konu olmuş.
Onun için destanlar söylenmiş.
Kahramanlıkları 1888'de Kazan'da kitap olarak yayınlanmış. Toplumbilimciler için Battal Gazi bir "model-örnek" şahsiyet. Zeki, cesur, yardımsever, kuvvetli... Tam bir halk kahramanı.

OKUL GİBİ
Seyitgazi'deki "külliye" ilçeye hakim bir tepede. Bir zamanlar "eğitim merkeziymiş." Bugün hala "önemli bir merkez." "Hazreti Ali inanç odaklıların" buluşma yeri.
Ama sadece onlar değil, "herkes" geliyor. Ve Seyit Battal Gazi bugün bile "her dinden, her inançtan, her yaştan, kadın, erkek herkesi buluşturuyor."

BOYU 2.40
Yaşamı bir "roman." Ölümü bir başka roman. Mezarına gittik. Tabutu "sekiz metre."
İnanılıyor ki o "sekiz metre boyunda bir yiğitmiş."
Ama bizi oraya götüren Seyitgazililer "gerçek farklı" diyorlar:
- Seyit Battal Gazi'nin boyu gerçekte 2.40.

BÜYÜK AŞK
Battal Gazi'nin tabutunun yanında bir tabut daha var. Üzerinde "Kral Kızı Elenora" yazılı.
Biri anlatıyor ki:
- Kral kızı Elenora İstanbul'da, Kız Kulesi'nde yaşardı... Battal Gazi onu aldı, buraya getirdi... Evlendiler.
Diğeri anlatıyor ki:
- Emevi ordusuyla Bizans ordusu savaşa tutuşurlar... Battal Gazi savaşta yaralanır... Ona aşık olan Kral Kızı Elenora, Battal Gazi'yi bir mağaraya götürür... Battal Gazi'nin yarası ağırdır, ölür... Onun öldüğünü gören Elenora da o anda kahrından ölür.

KESİK BAŞLAR
Söylence çok, hikaye çok, destan çok, şiir çok. Gelen, giden, ziyaret eden pek çok.
Kimi namaz kılıyor.
Kimi adak adıyor.
Kimi dua ediyor.
Kimi, kendi inanışının gereğini yapıyor.
Kimi "Çilehane"ye bakıyor.
Bu sırada Külliye'de bir "bölüm" dikkatimizi çekiyor.
"Kesikbaşlar" bölümü.
Bu bölümde bir de "yazı" var:
- 1953-1958'de restorasyon çalışmaları sırasında buradan yedi ceset çıktı... Yedisinin de başı yoktu.

ÇİLEHANE
Çilehane'nin kapısı çok alçaktı.
Zaten, Battal Gazi'nin mezarının bulunduğu yere açılan bütün kapılar alçak.
"Eğilmek" zorundasınız.
Bunun da bir "gerekçesi" var.
Bize anlatıldı ki:
- Seyit Battal Gazi'nin huzuruna eğilerek girilir... Onun için kapılar özellikle yüksek yapılmamıştır.

DİNLERİN BULUŞMASI
Biri, Peygamber soyundan yiğitler yiğidi Müslüman Battal Gazi.
Diğeri Bizans'tan gelen, güzeller güzeli, gayrımüslim Kral Kızı Elenora.
Türkmen Dağları ile Yapıldak Dağları'nın arasında, bir tepede "koyun koyuna" yatıyorlar. Ve "her dinden, her mezhepten" insan gelip, önlerinde saygıyla eğiliyor.
"Dinlerin ve uygarlıkların buluşması" bu olsa gerek.

Sabah sıcak yatagımdan  hiç kalkmak istemiyor olsamda okul olduğu için mecburen kalktım ilk lavaboya girip ihtiyaçlarımı halledip odaya geri döndüm siyah gardirobumdan okul formalarımı alarak giyinirken size biraz kendimden bahsedeyim ben elenora 15 yaşındayım daha doğrusu bugünden itibaren 16 bu gün benim doğum günüm neyse uzun düz kahverengi saçlara yeşil gözlere sahibim  1. 75 boyum 55 kilodayım evin tek çocuğuyum ortaokul son sınıfım aslında ne anneme benziyorum ne de babama annem 1.60 boylarında siyah saçlı mavi gözlü bir kadındır babam ise  siyah saçlı kahverengi gözlere sahip bir adam annem hep teyzeme benzedigimi söyler ama teyzemi hiç görmedim ben küçükken ölmüş ve hiç fotoğrafı yok neyse formamı giyince aynada saçlarımı tarayıp at kuyruğu yaptım yüzüme hafifçe bir rimel sürdüm ve odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken evi saran yumurtanın kokusunu alınca koşarak mutfağa girdim annem herzamanki gibi çoktan kalkarak masayı hazırlamış çantamı sandalye ye koyup annemin yanaklarından öptüm

"Günaydın annelerin sultanı "

"Günaydın doğum günü kızı " diyerek  gülümseyerek öptü yanaklarımdan
Sandalyeye otururken babamı sormadan yapamadım büyük bir iş için şehir dışına çıkmıştı.

"Anne babam ne zaman dönecek ankaradan?"

"Bu gün akşama burda dün akşam konuştuk dün gelecekti ama acil işi çıkınca bugüne kaldı akşama orda olurum biricik kızımın  doğum gününe  yetişirim  dedi" 

Ah canım babam nerede olursa olsun önemli günlerde her zaman yanımızda olurdu hiç ihmal etmezdi bizi hergun konuşurduk sessiz geçen bir kaç dakikadan sonra okul saatimin yaklasmasıyla masadan çantamı alarak mutfaktan ciktım

Beyaz spor ayakkabılarımı giyerek mutfağa doğru seslendim

"Akşama görüşürüz anne "

"Görüşürüz melegim" cevabıyla gülümseyerek kapıyı kapattım okul 20 dakika uzaklığında olunca babama yürüyerek gidebilecegimi söylemiş ve servis istememiştim 20 dakika yurusem ne olacaktı değil mi ama?
Siyah kulaklığımı takıp müzik listemden  rasgele bir şarkı açıp dinleyerek yürümeye devam ettim.

Zilin calmasıyla derin bir nefes verdim dışarı ne geçmek bilmeyen dakikalardı öyle birde sanki bize karşı bir düşmanlığı varmış gibi bütün tahtayı yazıyla rakamla doldurup gitmişti ben bunları deftere geçirirken zil çalardı zaten teneffüs beş dakikacık birseydi. Gözleri mi tekrar tahtaya çevirip kaldığım yerden yazma ya başladım ama tek düşündüğüm o çocuğun kim olduğuydu...