professions specialization training görevi / ADAY ÖĞRENCİ – Diş Hekimliği Fakültesi

Professions Specialization Training Görevi

professions specialization training görevi

professional

Definition of in English Turkish dictionary

profesyonel

-

-

mesleki

-

-

fenni
meslekle ilgili
meslek

-

-

meslekçe
kararlı
para için yapan kimse
iş için
mesleğe ait, mesleki
mütehassıs
profesyonel kimse
meslekten yetişme
meslekten yetişme kimse
fikir işçisi
ustalıklı
para için yapan
uzman

-

-

azimli
ustalıkla
mesleki uğraşıya bağlı, mesleki çalışma sonucu oluşan
profession- allymeslek bakımından
meslek olarak yapılan

Related Terms

profession
meslek

-

-

professional accountant
serbest muhasebeci
professional association
mesleki arkadaşlık
professional ethics
iş ahlakı
professional golfer
profesyonel golfçü
professional life
meslek yaşamı
professional person
profesyonel kişi
professional relation
iş ilişkisi
professional tennis player
profesyonel tenisçi
professional wrestling
profesyonel güreş
professional assistant
profesyonel asistan
professional expertise
mesleki uzmanlık
professional indemnity
profesyonel tazminat
professional life
Profesyonel yaşam
professional mobile radio
profesyonel mobil telsiz
professional ability
mesleki beceri
professional advertising
ticari reklamcılık
professional architect
yüksek mimar
professional care
mesleki özen
professional dignity
meslek onuru
professional earnings
serbest meslek kazançları
professional education
mesleki öğretim
professional employees
profesyonel işçiler
professional ethical
iş ahlakına uygun
professional ethics
iş ahlâkı
professional expenses
mesleki giderler
professional experience
mesleki tecrübe
professional graphis adapter
(PGA) Profesyonel Grafik Adaptörü
professional illiteracy
mesleki bilgisizilik
professional illiteracy
mesleki yetersizlik
professional inability
mesleki bilgisizilik
professional inability
mesleki yetersizlik
professional inadequacy
mesleki bilgisizilik
professional inadequacy
mesleki yetersizlik
professional incomes
serbest meslek kazançları
professional indemnity
mesleki tazminat
professional indemnity
mesleki tazmin sigortası
professional indemnity policy
mesleki tazminat poliçesi
professional journal
meslek dergisi
professional liability
mesleki sorumluluk
professional licence
meslek ruhsatı
professional licence license
meslek ruhsatı
professional marketing
profesyonel pazarlama
professional military education
askeri mesleki eğitim
professional music career
profesyonel müzik kariyeri
professional network
mesleki bilgi sistem ağı
professional occupation
profesyonel uğraşlar
professional occupation
serbest meslek
professional officer filler information system
profesyonel subay ikmal personeli bilgi sistemi
professional penalty
mesleki ceza
professional qualifications
mesleki beceriler
professional qualifications
mesleki kalifikasyonlar
professional secrecy
meslek sırrı
professional secret
mesleki sır professional
professional service firm
profesyonel hizmet firması
professional service unit
SEYYAR SIHHİYE EKİBİ: Çeşitli ihtisas timleri ile lüzumlu hizmet unsurlarından meydana gelmiş Ordu Sağlık Teşkilatı seyyar ekibi
professional service unit
seyyar sıhhiye ekibi
professional sickness
meslek hastalığı
professional skill
mesleki beceri
professional tax
meslek vergisi
professional training
MESLEK EĞİTİMİ (HV.): Genel eğitim gösteren, devam mecburiyetli resmi bir kurs. Bu kurs; bir subaya, subaylık görevini yerine getirmede genel nitelik ve kabiliyetini artırma imkanı verir. Fakat; sırf Hava Kuvvetlerinin bir uzmanlık dalındaki bir veya daha çok görevi yerine getirecek nitelik kazandırması mutlak surette söz konusu değildir. Meslek eğitimi; askeri okullarda Hava Kuvvetleri Teknoloji enstitüsü programında gösterilen kursları ve ihtisasları; tıp, hukuk ve teoloji sahalarındaki subayların niteliklerini artırmak maksadıyla açılmış kursları içine alır
professional unqualification
mesleki yetersizlik
professional unqualification
mesleki bilgisizilik
project management professional
proje yönetimi profesyonel
profession
uzmanlık alanı

-

profession
beyan
profession
ileri sürme
profession
kelime-i şahadet
professionally
profesyonelce
computer professional
profesyonel bilgisayarcı
profession
belli bir meslek üyeleri
profession
uğraş

-

profession
itiraf
profession
kesp
professionals
profesyonel

-

-

health professional
Sağlık Uzmanı
non professional
olmayan profesyonel
non-professional
profesyonel olmayan
profession
mesl
professionals
profesyoneller

-

-

Armed Forces Professional Entertainment Overseas
Silahlı Kuvvetler Denizaşırı Bölgeler Personel Dinlenme Merkezi
be professional
profesyonel olmak
medical professional training
TIBBİ MESLEK EĞİTİMİ: Fertlerin sağlığı veya hastaların bakım ve tedavisi ile ilgili olarak doktorların, dişçilerin, veterinerlerin, hemşirelerin, sağlık hizmeti uzman subaylarının, eczacıların ve sağlık koruma uzmanlarının nezaret veya idaresi altında gösterilen eğitim ve öğretim
microsoft office professional
microsoft office professional
profession
açıklama

-

profession
diploma gerektiren meslek
profession
uğraşı
profession
kelime i şahadet
profession
sanat
profession
inancın açıklanması
profession
iddia, ileri sürme
profession
itiraf/meslek
profession
iş kolu
profession

-

-

profession
meslek; sanat; işkolu
profession
yemin

Son güncelleme: 4 Aralık

İÇİNDEKİLER

(linklere tıklarsanız doğrudan başlığın olduğu yere gidiyor, sırayla gitmeniz şart değil):

  1. Özet olarak İngiltere’de doktorluğa başlangıç aşamaları
  2. Kullanım kılavuzu ve uyarılar
  3. Genel olarak İngiltere’de doktorluğa bakış
  4. Sınavlar
  5. Denklik (registration) başvurusu
  6. İngiltere’de doktorluk yapabilmek için alternatif yollar
  7. İş bulma
  8. Vize
  9. İngiltere’de uzmanlık sistemi
  10. Uzman olarak İngiltere’ye gelme
  11. Kişisel deneyimim/denklik ve işe girme sürecim
  12. İngiltere’de yaşam
  13. Maaşlar ve alım gücü
  14. Malpraktis mevzuları - Hadiza Bawa Garba vakası ile ilgili özet
  15. Psikiyatri uzmanlığı
  16. Faydalı diğer kaynaklar(en önemli kısım, çok değerli kaynaklar!)
  17. Terimlerin devamı

1. Özet olarak İngiltere’de doktorluğa başlangıç aşamaları

GMC (General Medical Council) kurumuna kayıt ve doktorluk lisansı almanız gerekiyor (Registration with a licence to practise).

Bunun için aşamalar:

  1. IELTS (£) / OET (£) - 2 yıl geçerli

  2. PLAB 1 - £ - 3 yıl geçerli

  3. PLAB 2 - £ - 2 yıl geçerli

    -PLAB’ların geçme oranı %70 civarı

    -PLAB’larda 4’er kez deneme hakkı var

    -PLAB 1 için kursa gerek yok, PLAB 2 için faydalı

    Sınavlarla ilgili detaylar burada:

    seafoodplus.info#sinavlar

  4. Fakültenizin GMC tarafından tanınması gerekiyor

  5. İntörnlüğün sayılması

  6. Good Standing belgesi (Tabipler Birliği ya da Sağlık Bakanlığı’ndan)

  7. GMC ID Check (tüm belgelerin kontrolü)

Sınavlar, vizeler, biletler, kurslar, kalma ücreti vs dahil toplam yaklaşık £ civarı masraf

Fakültenizin GMC tarafından tanınıp tanınmadığını öğrenebilmek için GMC’nin sitesinde hesap oluşturup oradaki tıp fakülteleri listesinde okulunuzun adının çıkıp çıkmadığına bakmanız gerekiyor. Alternatif olarak, sizin fakültenizden mezun birinin daha önce bu süreçten geçip geçmediğini öğrenmeye çalışabilirsiniz. Bunun için en iyi kaynaklardan biri, Turkish doctors in the UK Facebook grubuna danışmanız

seafoodplus.info

Bu grupta pek çok başka faydalı bilgi de paylaşılıyor.

Eğer okulunuz bu listede çıkmıyorsa, okulunuzun GMC’ye tanıtımını ilk sizin yapmanız gerekiyor. Bu süreçten geçen pek çok insan var ve gayet mümkün, ancak birkaç ay alabiliyor.

Bu konuda Dr Büşra Özen deneyimlerini aktarmış:

seafoodplus.info?usp=sharing&ouid=&rtpof=true&sd=true

seafoodplus.info

İntörnlüğün saydırılması:

ay kesintisiz olmalı
-En az 3 ay cerrahi ve 3 ay dahili staj içermeli (Acili bazı üniversiteler dahiliden, bazıları da 1 ay dahili 1 ay cerrahiden sayıyor)
seafoodplus.info

İntörnlük sayılmazsa:
-2 yıl kesintisiz - yine en az 3 ay cerrahi ve 3 ayı dahili staj içeren asistanlık benzeri bir iş yapabilirsiniz (Aile Hekimliği uzmanlığı gibi)

-Ali Conor’la yaptığımız videoyu izleyebilirsiniz

seafoodplus.info?v=Po3FDazs&list=PLz8OT1pJTqItwyu1wTZ5hB03It9AA0mJp

-Alternatif olarak, İngiltere’de UKFPO denilen resmi UK Foundation training’ine başvurabilirsiniz. Bu süreç biraz daha karışık olmakla beraber çeşitli avantajları da var. Bu konuda detaylar Dr Tuğçe Çetin tarafından burada anlatılmış:

seafoodplus.info?usp=sharing

seafoodplus.info?ref=m_notif&notif_t=feedback_reaction_generic

seafoodplus.info?usp=sharing

2. Kullanım kılavuzu ve uyarılar

Elbette bunların hepsi benim deneyimime özgü ve herkesin durumu farklı olabilir. Bazı şeyler değişmiş bile olabilir. Bu belge bana sorular geldikçe her seferinde aynı şeyleri yazmak yerine bi yere kaydetmeye başladıkça gelişti, zamanla fırsat buldukça ekleyip geliştirdim.

Buradaki ve diğer yazdığım bütün rehberlerdeki bilgilerin doğruluğunu resmi kaynaklardan teyit etmek sizin sorumluluğunuzdur, ben naçizane yol gösterebilmek için kendi kısıtlı bilgi ve deneyimimi aktardım. İlk başta çok fazla yeni bilgi ve kavram olduğu için bunaltıcı gelme ihtimalinin farkındayım, ondan hazmederek gidilmesi faydalı diye düşünüyorum. Buradaki tıp sistemini anlama süreci tıbba yeni başlama sürecine benziyor. Yeni bir sürü terimler, başta anlaması zor meseleler vs. Zamanla oturuyor çoğu ama bitmeyen bir öğrenme süreci ama bir günde doktor olamadığımız gibi bu işte de bir günde uzman olmaya çalışmaya gerek yok. Şimdilik önümüzdeki yakın gelecekteki hedeflere daha çok ağırlık vermek daha mantıklı geliyor bana. Dolayısıyla tüm rehberi tek seferde okumanıza/öğrenmenize gerek yok. Ama hem her şeyi içeren bir rehber olsun hem de genel bir fikir verip kararınızı kolaylaştırmasını istediğim için her şeyden bahsetmeye çalıştım.

Bir de bu rehberi hazırlamaktaki amacım ülkeyi doktorlarından etmek filan değil tabi, yanlış anlaşılmasın. Ama bir sebepten bir süreliğine de olsa buraya gelip çalışmayı düşünen varsa yol göstermek istedim. Zira kendim bu sürece başladığımda burada hiç Türk doktor tanımıyordum ve nereden başlayacağımı bilemiyor, Türkiye veya Avrupa dışı ülkelerden buraya gelmenin mümkün ya da mantıklı olduğunu bile bilmiyordum. Bu yüzden ben çektim siz çekmeyin istedim :)

Bu arada belgeye ara ara güncellemeler yapıyorum ama bu her şey güncel ve doğru demek değil. Ben de bir faniyim, kurum vs değilim, bir iddiam yok, sadece kendimce bir yardım çabası. Hatalarım için şimdiden affola.

28 Ağustos eklemesi

Bu rehber popülerleştikçe bana baya bi soru gelmeye başladı (planlayarak, isteyerek olmadı bu durum, bunu yazarken bu kadar çok yayılacağını hesaba katmamıştım doğrusu). Yardımcı olmayı istiyorum ama baş edemeyeceğim bir noktaya gelmeye başlayınca bu uyarıyı yapmak durumunda kaldım:

Sağolsun bana soru soranlar genelde en azından bir şeyler okumuş ve orada bulamadığı spesifik bir soruyu soruyor ancak sorulan soruların da çoğu buradaki kaynaklardan veya kısa bir Google aramasıyla elde edilecek tarzda oluyor. Elbette herkes kolayını istiyor, anlıyorum, ama bu kolaylık kendimiz çabalamak yerine başkasının bizim yerine çabalamasını istemeye dönüşmemeli bence. Benim hemen yazabileceğim bir şeyi 3 gün araştırın da demiyorum, zaten makul sorulara elimden geldiğince cevap veriyorum.

Bu belgedeki bence en önemli bölüm, ‘Faydalı diğer kaynaklar’ bölümü. Lütfen oradaki kaynakları iyice inceleyin, orada çoğu sorunuza yanıt bulacaksınız ve benim size mesajla yazacağım cevaplardan çok daha kapsamlı ve faydalı olacaktır.

Bu uyarının bi amacı da, cevap vermediysem sebebinin burada yazdıklarım olduğunu bilmeniz. Ya zamanım yoktur, ya yardımcı olamayacağım bir konudur ya da zaten kolayca bulabileceğinize inandığım. Zaman olursa kaynağa yönlendirmeye çalışıyorum ama herkese uzun uzun cevap verme şansım yok.

Eğer gerçekten arayıp uğraşıp bulamadıysanız, emin olamadıysanız, önce gruplarda arayın, sonra sorun. Zira ben de uzman değilim her konuda, her şeyi bilemiyorum. Özellikle Turkish doctors in the UK ve IMGs in the UK seafoodplus.info çok güzel gruplar bu konuda. Bilmeyenler için, gruplar içinde anahtar sözcükle aramak için bir yer oluyor, bilgisayarda açarsanız sol sütunda, telefonda açarsanız tepede hemen grup fotoğrafının altında. Gruba sorarsanız hem tüm sorular hep bana gelmiş olmaz zamanı olan isteyen cevap verir. Ayrıca genelde pek çok kişi benzer şeyleri merak ettiği için başkaları da faydalanır ve zamanla bu grup pek çok soruyu içeren yararlı bir kaynak haline gelir, gruba bile sormadan grup içinde aramayla cevabınıza erişebilirsiniz. Zaten İngilizceniz yeterince iyiyse (değilse de İngiltere’ye gelmeye çalışıyorsanız biraz geliştirmeniz için de faydası olur) ve Türkiye’ye spesifik bir soru değilse, aklınıza gelecek soruların çoğu daha geniş yabancı gruplarda ya da seafoodplus.info veya seafoodplus.info gibi bloglarda cevaplanmış durumda, sadece birazcık aramayla bulunuyor. Bazen bana gelen sorulara da ben de buralardan arayıp cevap buluyorum.

Umarım amacım yanlış anlaşılmaz ve kırıcı olmadan derdimi anlatmayı başarabilmişimdir. Mümkün olsa nazik ve güzel yorum ve teşekkürlerinize uzun uzun cevap vermek, her yazanla uzun uzun muhabbet etmek isterdim. Sadece soru sormadan önce kolaya kaçmadan biraz düşünmenizi rica ediyorum, zira hepimizin zamanı değerli, ben de tek bir insanım ve 24 saatim var günde herkes gibi…

UK’deki doktorlukla ilgili terimler ve kavramlar

Öncelikle bu rehberi okurken ve UK’de doktorlukla ilgili aşamaları anlamanız için gereken terimleri listeledim, UK’de doktor olarak çalışmaya başlayınca lazım olacak terimleri de rehberin sonuna ekledim.

Trust (Hastaneler grubu): Bizde olmadığı için ve direk çevirisi olmadığı için anlaması zor bir kavram. Örneğin Guys and St Thomas (GSTT) - tam adıyla NHS Foundation Trust, bir trust. Ama biri London Bridge biri de Westminster’da iki ayrı hastanesi var. Ama bu iki hastane (daha fazla da olabilir) kollektif olarak GSTT Trust’ı olarak anılıyor ve bu iki hastane de aynı trusta ait oldukları için ortak guideline vs kullanıyor, traineeler (resmi training gören doktorlar) filan bi rotasyonu Trust’ın bi hastanesinde diğerini öbüründe yapabiliyor.

Deanery: Bu iyice kafa karıştıran bi kavram, trustin daha da büyüğü, belli bir bölgedeki trustların bir araya gelip oluşturdukları küme. Özellikle training işlerinde başvurular spesifik hastane veya trustlara değil, deanary’ye yapılmak zorunda, dolayısıyla o deanery içinde sonra hastane hastane geziliyor her rotasyonda.

F1: Foundation year 1: Bizdeki intörnlük gibi ama bunlarda mezun olduktan sonra ve maaşlı oluyor. 1 sene. Ben trust grade yani gayri resmi olarak 8 ay yaptım ilk deneyim olarak (intörnlük sonrası çalışma deneyimim pek olmadığı için).

F2: Foundation year 2: İntörnlük sonrası ilk sene, ama yabancı doktorlar için zorunlu değil, en az 3 ay SHO seviyesinde çalıştıktan sonra alternative evidence for Foundation competency imzalatmak yeterli, ingilizler gibi 1 sene bunu yapmamız gerekmiyor, ama isterseniz resmi veya gayri resmi versiyonunu yapabilirsiniz.

CMT: Core Medical Training (Artık IMT - Internal Medical Training deniyor): F1 ve F2 bittikten sonra yapılan, 3 senelik, 4/6 ayda bir farklı rotasyona geçilen, pek çok dahili specialty trainingi için (ama sadece dahiliye değil, örneğin nöroloji, derma, enfeksiyon vs için de) yapılması gereken resmi training kısmı. Bundan sonraki aşama registrarlık yani specialty training. GP olacaksanız buna gerek olmadan direk F2’den sonra GP training’e geçiliyor.

SHO: Senior House Officer: İntörnlüğünü yapmış, ama henüz registrar olmamış, bir nevi çömez asistan. Ama 1 yıldan 6 yıla kadar deneyimi olan versiyonları olabilir. F2 da CMT de bir tür SHO. Trust grade iseniz JCFler de genelde SHO oluyor.

Registrar: SHOdan sonra, konsultan(uzman)dan önceki aşama, specialty training yapan veya onun seviyesinde ama trust grade registrarlık yapan kişi. senelik bir eğitim oluyor, genelde F2 + CMT bitirmiş oluyor.

JCF (Junior clinical fellow): Bir çeşit trust grade SHO.

Trust grade: Resmi trainingde değilseniz ve normal kat doktoru denen sözleşmeli çalışıyorsanız bu ad veriliyor. Genelde JCF adı da veriliyor buna, JCF bir tür trust grade bir iş. Yalnız pratikte genelde resmi traininglerle aynı eğitim olanakları sunuluyor, sadece asistanlık olarak geçerliliği yok.

Resmi training: senede iki kez, resmi ve ulusal şekilde başvurulan, girmesi yabancılar için bir tık daha zor olan, belli sistematik kuralları, sınavları ve yerleştirme sistemi olan, F2, CMT, GP training, specialty training gibi işler. Muhtemelen ilk işiniz bu şekilde olmayacak. Türkiye’de TUS’la girilen asistanlık işleri gibi. Burada bunun başvuruları seafoodplus.info ‘den

3. Genel olarak İngiltere’de doktorluğa bakış

Öncelikle bana kalırsa İngiltere’de denklik almak ve ilk işi bulmanın büyük ihtimalle düşündüğünüz kadar zor olmadığını belirtmeliyim. İngilizceniz yeterli bir seviyede olduktan sonra gerisi kolay, ki bu da çabayla geliştirilebilir

PLAB 1 zaten TUS’tan sonra şaka gibi gelecek, sadece gerçekten bir intörnün bilmesi gereken seviyede, adeta tıp okumayla öğrenmemeye çalışsanız bile mecburen maruz kaldığınız ‘tıp genel kültürü’ ile cevap verebileceğiniz sorular çoğunlukla. Pek ezber değil, genellikle yorum ve klinik bilgi soruluyor ve çoğu çıkmış sorulardan geliyor.

PLAB 1 de PLAB 2 de en fazla 2 aylık çalışmayla çok rahat geçilecek sınavlar.

PLAB 2 de büyük oranda çıkmış sorulardandı ben girdiğimde ama biraz değişmiş sanırım son zamanlarda. En büyük zorluğu iletişim kısmı ama o da korkulacak kadar değil. IELTS’i ya da OET’yi geçerseniz onu da halledersiniz çok rahat diye düşünüyorum.

İngiltere’de doktorluğun ülkemizde pek bilinmiyor oluşunun uzmanlık yapmanın ‘imkansız’ olduğuna dair bir yanılsamadan kaynaklandığını düşünüyorum. Buradaki temel problem, eskiden UK/EU vatandaşı olmayanların belli uzmanlıklara girememesi idi, bu konudaki vize engeli artık kalktı.

Ama pek çok ülkeden yüzlerce binlerce doktor burada uzman olmuş ve hala geliyor durumda ve çoğu Avrupa dışından. Örneğin Hindistan, Pakistan’dan her yıl yüzlerce insan geliyor. Vize bölümünde bu konuyu daha ayrıntılı açıkladım.

‘İngiltere’ye gelmeli miyiz, uğraşmaya değer mi?’ sorusunun cevabı ise kolay değil, çok kişisel ve çok faktörlü, ama benim deneyimime göre, bence denemeye değer. Tabi ki herkesin koşullarına, beklentilerine ve önceliklerine göre çok değişir. Ve maalesef kimse sizin adınıza karar veremez. Her karar bir risktir sonuçta, ve her şeyi öngöremezsiniz, ama en azından var olan bilgileri oturup etraflıca düşünmekte fayda var diye düşünüyorum. Gerisi de biraz kısmet…

Bu konuda oluşturduğum Büşra - İngiltere’de doktorluk SWOT Analizi (Avantajlar Dezavantajlar) dosyasına bakmanızı öneririm. Türkiye ile İngiltere’de yaşam ve doktorluğun avantaj ve dezavantajlarını detaylıca karşılaştırmaya çalıştım.

seafoodplus.info

Ben uzmanlık yapmadan gelme tecrübesini yaşadım, ama uzmanlık sonrası gelenlerin çok daha farklı deneyimleri olabilir. Uzmanlık denkliği almak çok kolay değil bildiğim kadarıyla ama bu sıfırdan başlayacağınız anlamına gelmiyor. Bu konuda fazla bilgim yok ne yazık ki ama bildiklerimi burada özetledim: seafoodplus.info#uzman

Ayrıca, Turkish doctors in the UK facebook grubuna yazarsanız, özellikle de sizin alanınızda uzman olarak UK’ye gelen birileriyle direkt iletişime geçmeniz faydalı olacaktır:

seafoodplus.info?fref=nf

Uzman olarak gelirseniz deneyiminizi göz önüne alırlar ve kıdemli bir asistan seviyesinde (registrar) bir süre çalışıp sonra Consultant (Uzman) seviyesine ulaşabilirsiniz ve burada sıfırdan uzmanlık yapmaktan daha kolay olabilir (Türkiye’deki çileyi gözardı edebilirsek :).

Tabi hangi bölüm olduğuna göre de çok değişir, kimi bölümlerin karşılığı tam yok ve hiç denklik alamayıp bu dediğim kıdemli asistan seviyesinde kalma ihtimalini de göz önünde bulundurmak lazım. Bir yandan da Türkiye’de girmesi zor olmayan ama burada girmesi zor olan bir bölüm istiyorsanız Türkiye’deki deneyiminiz sizi öne geçirecektir. Burada cerrahiler genel olarak popülerken psikiyatri değil mesela.

Daha önce de dediğim gibi, kimsenin önerisini çok aşırı ciddiye almayın, bu dahil. Sonuçta hepsi öznel ve yanıltabilir. Yurt dışında yaşama deneyimi herkeste farklı etkiler yaratıyor ve avantajları kadar birçok zorlukları da olduğu gerçek. Bir süre deneyip sevmeyip geri dönenler de olabiliyor. Ama bu da kötü bir şey demek değil, yine de o deneyim insanı geliştirebilir ve denemeden bilinemeyeceği için bu riske değebilir. Ayrıca her zaman geri dönme şansı olduğunu bilmek de güzel bir şey.

Kendi adıma ben genel olarak memnunum. Özellikle işe ilk başladığım birkaç hafta alışma sürecinde zorlansam da sonra baya alıştım çoğu şeye. Konuştuğum çoğu kişi de benzer şekilde olduğunu söylüyor.

İnsanlar genelde çok daha medeni, yardımsever ve nazik (hem iş arkadaşları hem de hasta ve yakınları). Hiyerarşi neredeyse hiç yok. Burada Aralik ayından beri çalışıyorum ve hastalarla, yakınlarıyla ve iş arkadaşlarıyla kavga ve mobbing Türkiye’ye göre çok minimal ve olsa bile daha hafif. Hasta yakınları zaten hastalarla kalmıyor, sadece arada bir saatliğine ziyaret ediyorlar (o da arada bir ya da hiç) ve açıkçası Türkiye’deki gibi sahiplenme olmadığı için ya da pek çok başka nedenden dolayı daima saygılılar ve bırakın kavga/tehdit/şiddeti, eleştiri bile en fazla minimal ve sarkastik düzeyde olursa oluyor. Genellikle nazik ve medeniler (toplumun her alanında da böyle). Ne yazık ki zor hasta ve yakınları yine bizim kültüre yakın doğu kültürlerinden geliyor. Bunun sosyolojik çözümlemelerine girmeyeceğim burada ama bir korelasyon var!

Psikiyatride çalışmaya başladıktan sonra doğal olarak hastalar ve yakınlarından gelen fiziksel ve sözlü şiddet ihtimali arttı. Doktorluğun her alanında elbetteki belli riskler var, psikiyatrininki de bu, ve gerçekten sevince katlanılıyormuş :) Kaynaklarda bu konuyla baş etmenin yollarını anlatan birkaç güzel podcast koydum.

Bir de en azından buradaki mental health servisleri epey iyi olduğu için bu da riski azaltıyor olabilir diye düşünüyorum. Örneğin 24 saat ulaşılabilen Crisis Team diye bir oluşum var, NHS’e ait. Hastalar telefonla bilgi alıp, gerekirse acil mental health review alabiliyorlar. Ayrıca poliklinik takipleri çok iyi. Her hastaya yarım saat ayrılıyor. Hastayı görmeden önce notlarını uzun uzun okuyabiliyoruz. Bazı hastaların care coordinator diye bir social worker’ı var, kendisine bir çok konuda destek olan. Ayrıca servislerde hepimizde alarm var ve tehdit altında hissedersek alarmı çalınca hemen hemşire gelip yardımcı oluyor. Psikiyatriyle ilgili aşağıda daha ayrıntılı deneyim aktarımı yaptım, merak eden okuyabilir.

Şiddet konusuna dönersek, bu konuda iki tarafın da sorumlulukları olduğunu bence hepimiz biliyoruz. Temel nokta oraya gelmemesi için elimizden geleni yapmaya çalışmak. Buna rağmen bazen ısrarla şiddete başvuran insanlar olacaktır elbet, ancak iletişim becerilerimiz ve sistem daha iyi olsa pek çok konu daha büyümeden hallolabilir ve yumuşatılabilir. Elbette ki bunun için çalışma koşullarının daha insani olması ve hastaların da kendi üstüne düşen sorumluluğu yapması gerekiyor. Doktora şiddetin multifaktöriyel olduğunu düşünüyorum, özellikle buraya geldikten sonra biraz daha anlayıp gördüm iyi iletişimin mucizelerini. (Lütfen bunu ‘bazı doktorlar da’ diye anlamayalım, en sinir olduğum cümlelerden biridir, sadece çok sinirli başlayan hastaların bile buradaki iletişimde çok iyi doktorlar karşısında normalleşebildiğini gördüm, yine şiddete devam ediyorsa doktorun yapabileceği bir şey yok tabi ki yine olabiliyor elbette, ama daha az). Kimsenin kimseyi yargılaması doğru değil inancındayım, insanın kendini başkasının yerine tamamen koyabilmesi çok mümkün bir şey değil zira. İstemeden yargılamaya girdiysem affola.

İş arkadaşları arasında da özellikle aynı takımda azara neredeyse hiç rastlamadım. Hiyerarşi de çok minimal ya da yok gibi. Kıdemliden/hocadan önce odaya girmenin vs sorun olması diye bir kavramdan haberleri bile yok. Başka bölümlere hasta danışırken hastayı tam bilmiyor ya da tam iyi sunamadıysanız hafif azar yenebiliyor ama bizimkilerle karşılaştırınca hiçbir şey. Arada illaki strese bağlı hafif gerginlikler ve terslemeler olabiliyor insanlık hali ama çok minimal ve asla travmatik bir şeye şahit olmadım neyse ki. Hocalar da genellikle çok anlayışlı. Tabi bu benim şansım da olabilir, her yer aynı çıkmayabilir. Özellikle cerrahilerde ve acilde sıkıntılı tipler olabiliyormuş.

Genel olarak herkes risk almaktan kaçınıyor ve en ufak şeyi üstlerine/başka bölümlere danışmaktan, hastanelerin guidelinelarına bakmaktan filan kaçınmıyorlar. Özellikle bizdeki Vademecum’un İngiliz versiyonu BNF’e bakmadan (telefon uygulaması var) gün geçmiyor ve bir şeyi bilmemeyi ve bakmayı hiç ayıp görmüyorlar. Üstlerine bir şey danışınca da çoğunlukla saygılı ve yardımseverler ve hiç geri çevirmiyorlar.

Benim burada işe başlamadan önce en büyük endişelerimden biri de hataya tahammülleri olmadığı ve en ufak bir hatada lisansın tehlikeye gireceği düşüncesiydi. Türkiye’deki deneyimimim intörnlükten ibaret olduğu için ve burada da Türkiye’de de çok şükür herhangi bir şikayet ya da davaya karışmadığım için çok net karşılaştıramasam da, genel olarak korktuğum kadar olmadığını düşünüyorum. GMC (General Medical Council) diye bir kurum var ve lisansları onlar düzenliyor ve ciddi/tekrarlayan bir hatanız varsa lisans sıkıntıya girebilir ama günlük ufak tefek şeylerden dolayı değil. En önemlisi ‘safe’ bir doktor olduğunuzu göstermek, bilginizin ve yetkinizin dışına taşmamak, bilmiyorsanız danışmak ya da guideline’lara bakmak ve her şeyi dokümente etmek. Ayrıca hatanızı kabul edip özür dilemek, dürüst olmak ve bundan ders çıkarmak üzerinde çok duruluyor. Biraz aşırı dokümantasyondan sıkılabilirsiniz ama burada yazılmadıysa yapılmamıştır diye bir kavram var. Tüm hasta vizitlerinde uzun uzun her şey yazılıyor genelde. Ayaktan hasta klinikleri sonrasında da o ziyarette ne olup bittiği hastanın aile hekimine mektupla yollanıyor.

Genel olarak etiğe ve hasta güvenliğine çok daha önem veriliyor. Ayrıca dürüstlüğe çok önem veriyorlar. Bir hata yapıldığında hemen hastadan ve/veya özür dileyip dürüst olmak, olayı gizlemekten çok daha doğru görülüyor ve sonradan gizlediğiniz ortaya çıkarsa çok daha kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ama kimse düşündüğüm kadar katı kuralcı değil. Ayrıca özellikle büyük hastanelerde sistemleri güzel kurdukları için ve herkeste işini hatasız yapma çabası olduğu için bunlar sizin işinizi kolaylaştırıyor ve hatayı minimize ediyor. Ama gerçekten ciddi bir hata sonucu hasta zarar görür veya ölürse çok ayrıntılı araştırılıyor, ama temel hedef hatanın nasıl engelleneceğinin bulunması ve o doktorun bundan bir şeyler öğrenmesi. Yine de hata yapmak burada daha ciddi sonuçlar doğurabilir diye düşünüyorum. Ama idealist bir insansanız burada işini iyi yapmaya çalışma kültürü içinde çalışmak vicdanen çok daha rahat işinizi yapmanızı sağlayacak.

Yine de sepsisten ölen bir çocuk hasta nedeniyle 2 yıl hapse atılan ve doktorluktan men edilen su doktorun hikayesini okuyun mutlaka: seafoodplus.info Tabi Türkiye’de de olabilir böyle şeyler ama aileden gelen şiddet şeklinde oluyor genelde ve bu kadar sert bir sonuç çıkmaz bence.

Buradaki etik kurallar vs konusunda fikir vermesi açısından GMC Good Medical Practice’i şimdiden okumanızı şiddetle öneririm. Ayrıca F2’ya giriş için yaptıkları sınavın bir denemesine buradan bakabilirsiniz seafoodplus.info Burada gireceğiniz birçok sınavda bu tarz sorular/sınav bölümü oluyor. Bu ülkede klinik beceri ve bilgi kadar davranışlara da çok önem veriliyor. Bunlara non-technical beceriler deniyor. Bir doktor olarak karşılaşacağınız etik ikilemlerde ne yapmanız gerektiğini bu örneklerle çok güzel öğrenebilirsiniz. Tabi özellikle bu sınavdaki sorular biraz fazla abartı gelebiliyor, gerçek hayatta bu kadar çılgın ve burada önerildiği gibi ispiyoncu vs insanlar değiller ama genel olarak kural kaideye Türkiye’ye göre çok daha uyan insanlar ve tamamen olmasa da çoğunlukla kurallara uyuluyor ve yine de belli olmaz çok aşırı kuralcı birine denk gelme ihtimaliniz her zaman var.

GMC’nin sitesinde de, Medical Insurance şirketlerinin sitelerinde de bu tarz vaka örnekleri var. seafoodplus.info

Bu situational awareness ve human factor olaylarıyla ilgili çok güzel bir yaşanmış vakanın örneği:

Just a routine operation seafoodplus.info?v=VndU2zap_Rg&feature=seafoodplus.info

Bu olaydan sonra bu non-technical becerilerin önemi daha çok yayılmış. Aslında düşününce bu becerilerinin ne kadar önemli olduğunu fark etmek zor olmuyor, iyi doktor dediğimiz pek çok insanda bu becerilerin yüksek olduğunu fark edersiniz. Ama şahsen benim Türkiye’de aldığım eğitimde hiç bahsedilen bir kavram değildi ve bence Türkiye’de bu tarz becerileri küçümseme eğilimi olabiliyor ve bilinçli olarak farkında olmak ve bunun eğitimlere katılması çok faydalı. Bu becerileri geliştirmek için UK’de Simülasyon eğitimi denilen eğitimler yapılıyor, gerçeğe yakın vaka yapıp takım olarak çalışmanıza bakılıyor. Bu kavramı çok güzel özetleyen bir paragrafı aşağıya kopyaladım:

Non-technical skills can be defined as the cognitive, social and personal skills that complement technical skills and contribute to safe and efficient task performance.

The principles used to teach and promote good non-technical skills on all RC (UK) courses are covered under four key elements:

  • situational awareness
  • decision-making
  • team-working including leadership
  • task management.

Burada bir önem verilen şey de sürekli kendinizi geliştirmeniz ve bunu yıllık appraisallarda ispatlamanız gerekiyor aldığınız eğitimlerle. Ayrıca herkesin 2 senede bir ALS (Advanced Life Support) eğitimini alması bekleniyor.

Buradaki farklı şeylerden biri de takım çalışması ruhu. Benim Marmara’da alıştığımın aksine servisteki tüm hastalar tüm takıma ait oluyor ve tüm ekip onların her şeyinden topluca sorumlu oluyorsunuz. Bazen kolaylık için hastalar bölüşülse de tüm işler bitmeden kimse çıkmıyor ve sonsuza kadar bu yataklar senin bunlar benim diye bir şey yok. Bunun zor kısmı, sürekli iletişimde olmak gerekiyor ve tüm hastaların her şeyine hakim olmak zorlaşıyor ama herkes hakkında az çok bir fikir sahibi de oluyorsunuz (bu yüzden de dökümantasyon şart, hiç bir şey bilmeseniz de dökümantasyondan o yatışta olan biten her şeyi anlayabilmeniz gerekiyor). Ancak güzel kısmı bir hastayı tamamen size bırakıp sizi kendi halinize bırakmıyorlar. Yerine göre hem avantaj hem dezavantaj olabiliyor ama özellikle yeni başladığınızda iyi bir şey bence. Bunun temel sebebi burada herkes Pazartesi’den Cumaya her gün gelmiyor nöbet ertesi, boş gün, gececilik vs nedeniyle devamlılık daha zor olduğu için mecburen bu şekilde işliyor.

Ayrıca diğer sağlık çalışanları ile de takım halinde çalışmaya çok önem veriliyor.

Aralıksız maksimum çalışma süresi 12 saat yani gece nöbetçiyseniz sadece akşam 8’de işe gidip sabah 8’e kadar çalışıyorsunuz ve o gün nöbete gitmeden önceki gündüz ile ertesi gün gündüz boş oluyorsunuz. Sonra akşam tekrar gidiyorsunuz (Genelde gece bloğu şeklinde). Yani gece nöbetçi olduğunuzda genelde o hafta hep sadece gece çalışıyorsunuz. Çalışma saatleri ortalama haftada toplam saat oluyor (bazen daha az bazen daha çok istisnalar olsa da). Nöbetçi olduğunuz haftasonlarını hafta içi boş gün olarak geri veriyorlar. Dolayısıyla ne kadar nöbetiniz olursa olsun toplam haftalık çalışma süreniz ortalama aynı kalıyor ama normal iş saati dışında çalıştığınız için onlar ekstra ücrete tabi oluyor. Ayrıca bazen sadece normal mesai üzerine saat daha kalmanın adına nöbet diyorlar (‘long day’) ve o nöbet paralarını da ekstra olarak veriyorlar ve yine boş gün olarak geri dönüyor. Eğer daha çok nöbet tutup daha çok para kazanmak isterseniz önü çok açık ve legal, tabi belli çalışma saati limitlerini aşmadığınız sürece. Burada ekstra nöbet tutma/normal işinizin dışında çalışma olayına “Locum” olarak çalışma deniyorl. Bunu kendi hastanenizde de yapabilirsiniz başka bir ajansa bağlı herhangi bir hastanede de. Ama daha önce çalıştığınız bir yer ve bölümde yapmayı öneriyorlar. Kendi hastanenizde boş kalan günler sürekli maille haber veriliyor zaten. Burada herkesin çalışma saatleri sabit ve belli olduğu için adam eksiği olduğunda herkesin çalışma saatlerini artırmak yerine o ekstra adamı locumla vs kapatmaya çalışıyorlar veya bazen mecbur boş kalıyor. Dolayısıyla bazen daha az doktorla aynı işi yapmak gerekiyor ama benim deneyimime göre Türkiye’deki herkes çok yorgun da olsa her gün herkes gelecek kuralından daha iyi (tabi tercih meselesi). Çoğunlukla da halledilemeyecek bir yoğunluk olmuyor. Zaten poliklinikler çok az hasta gördüğü için hastane deyince çoğu iş servislerde oluyor ve az insan olunca da yine bir şekilde halloluyor işler.

En sevdiğim şeylerden biri de hasta olunca hastalık izni doğal hakkınız, ardarda 7 güne kadar doktor raporuna filan gerek yok, sadece haber verip hasta oldum gelemedim diyorsunuz ve yerinize birini bulmak, nöbet değiştirmeniz filan beklenmiyor ya da istenmiyor (çoğu zaman), bunu hastanenin ayarlaması gerekiyor. Burada hastaysan dinlen, gelme tabi diye bir kültür var ve genel olarak çok anlayışlılar. Türkiye’de genelde pnömoni de olsanız gelmeniz beklendiği düşünülürse çok insancıl.

İlk seneden bile yıllık izin en az 27 gün İngiltere kuralları gereği. Ancak hepsini bir arada kullanamıyorsunuz ve tahmin edileceği gibi tamamını yazın kullanamıyorsunuz. Bir de hafta sonu çalıştıklarınızın karşılığı ekstra boş gün verdikleri için bunlarla birleşince baya bir izin oluyor. Hastaneye göre değişebilir ama benim çalıştığım yerde 2 ayda bir 1 hafta gibi izin oluyor, bu da bence gayet güzel oluyor. Avrupa’yı filan gezmek için ya da sık sık Türkiye’ye gitmek için kullanılabilir.

Kıdemli desteği hep var. Ama bunun etkisi şöyle, bu ülkede junior doktorluk yani çömezlik yılları Türkiye’ye göre daha rahat olsa da kıdemlendikçe rahatlama olayı pek yok. Hocalar ve registrarlar (uzmanlık eğitimindeki kıdemliler, kısaca ‘Reg’ hep baya yoğun full time çalışıyorlar ve sorumluluk onların üzerinde. Uzmanlığı burada yapmak daha uzun ve karışık olsa da çömezliği burada atlatmak o yıllardaki hayat kalitesi için daha iyi.

Hastaların mobilite ve sosyal sorunları da mutlaka hallolmadan eve yollanmıyor. Fizyoterapistler, occupational therapistler mutlaka sürekli görüyor hastayı. En çok sevdiğim şeylerden biri de her servisin kendine ait bir Eczacısı (Pharmacist) olması. Her gün servisteki tüm hastaların ilaçlarını kontrol edip bir hata varsa bizi uyarıyorlar ve ilaçları depodan çekme işini de onlar yapıyor. Çok faydaları oluyor. Hastaların normalde düzenli kullandığı ilaçları filan uğraşıp öğreniyorlar, eğer hastanın klinik durumundan ötürü verilmemesi gereken bir ilaç, herhangi bir kontraendikasyon veya yanlış bir doz vs varsa uyarıyorlar. Hemşirelerin iş tanımları bizden biraz daha farklı. Üriner ve nazogastrik sonraları hemşireler takıyor ama damar yolu (cannula) asla açmıyorlar, burda o iş doktorlara yüklenmiş durumda. Kan almak için de her sabah “Phlebotomist” denilen tek işi kan almak olan insanlar gelip geceden sistemden istenen kanları alıyorlar ama gün içinde ekstra kan gerekirse yine doktorların alması gerekiyor. Çok nadiren hemşireler kabul ediyor ama çoğu biz alamıyoruz diyor doğrusu.

İngilizce’de zorlanır mıyım sorusu hepimizde var, hala kendi dilimdeki kadar rahat olmasam da işimi görmemi sağlıyor ama yine kişiden kişiye değişen bir süreç. Ama kesinlikle her şey gibi pratikle gitgide gelişiyor ve kolaylaşıyor. Anlamadığınızda sormaya ve tekrarlatmaya çekinmeyin, sonuçta özellikle Londra o kadar karma bir yer ki zaten hastaların da sağlık çalışanlarının da yarısı filan başka ülkelerden, başka aksanlarla konuşan insanlar. İngiliz de olsanız anlaşamayacağınız insanlar olacak. İngilizce bilmeyen hasta da çok oluyor. Dolayısıyla çok dert etmeye gerek yok, zamanla alışılıyor ama hiç zorlanılmıyor diyemem. Özellikle başlarda bilmediğiniz bir çok terim vs de olunca baya kaçırdığım anlamadığım şey oluyordu ama zamanla azaldı. Ancak iletişim becerisi gerçekten en önemli şeylerden biri, ve en çok da iş arkadaşlarınız ile iletişim için elzem.

Burada uzman ya da uzmanlık eğitimi içinde olmasanız da herhangi bir bölümde asistan seviyesinde istediğiniz kadar çalışabiliyorsunuz.

Bana genel olarak en zor gelen şeylerden biri TUS gibi bir sınava gir sonra kafan rahat şeklinde olmaması. Uzmanlığa ulaşana kadar bir sürü aşama var ve her birine ayrı başvuru, mülakat vs. Doğrusu bunlar başta gözümde büyüdüğü kadar zor şeyler olmasa da biraz insanı yoruyor. Ayrıca her sene appraisal denilen hala doktorluk yapmaya uygun musunuz değerlendirmesi var. Hem iş arkadaşlarınızdan ve hastalardan gelen geri bildirimler hem de sene boyu yaptığınız şeyleri değerlendiriyorlar. Bunlar için de düzenli olarak yaptığınız klinik prosedürler ve gördüğünüz hastalarla ilgili üstlerinizden belge toplamak gerekiyor. Böyle birtakım angarya gibi işler var ama bunların bir faydası da bu sebepten herkes sürekli kendini güncel tutmaya ve insan gibi davranmaya zorluyor. Yine de bunlar daha çok formalite ve bir şekilde halloluyor.

Bir şey eklemeliyim, doktor açığı çok olduğu için işe girmek kimi zaman fazla kolay olabildiği için, aslında hazır olmadığınız ve başlarda zorlanabileceğiniz bir işe alınma ihtimaliniz de var. Sonuçta yarım saatte birkaç soruyla sizin işe tam anlamıyla hazır olup olmadığınızı değerlendirmeleri çok zor ve ihtiyaçları varsa, siz de ben bu işi yaparım diye başvurduysanız herhalde yapabilecek seviyede bilgi ve deneyimi var ki başvurmuş diye varsayabilirler. Dolayısıyla işe aldılarsa zorlanmadan yaparım yanılgısına girmemek lazım, yapabileceğinize güvenmek lazım. Burada beyan ve güven esas olduğu için siz yaparım derseniz yapar herhalde derler. Bunu korkutmak değil ama farkında olmanız için yazıyorum, burada tıbbi hata olayları ciddiye alındığı için, özellikle ilk işinizde yapabileceğinize emin olmadığınız bir işe ve seviyeye girmenizi önermem. Tabi korkup en baş seviyeden başlamak zorunda değilsiniz ama maalesef çoğu yerde ilk günden direk her şeyi yapmanızı bekleme durumu olma ihtimali olduğunu bilin. Önermezlerse siz hafta maaş almadan gözlemleme (observershiplik) talep ederek deneyim kazanın (özellikle daha önceden observershiplik filan yapmadıysanız). Başka bi yerde observershiplik yaptıysanız da çalışacağınız hastanede işlerin sistemlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek için yine de orada da 1 hafta gibi bir süre gözlemleme talep edin mümkünse.

Tabi her şey mükemmel diye bir yanılgı oluşmasın, her şeyden önce yabancı olmak, alışma süresi vs başta zorlayabilir, sonra doktorluk her yerde olduğu gibi burada da kolay bir meslek değil. Her şey güllük gülistanlık değil ve çok yorgun ve stresli olduğunuz, bıkıp bırakmak isteyeceğiniz dönemler olabilir. Özellikle GMC ve insanların daha idealist olması nedeniyle çoğu doktor sürekli stres altında çalışıyor ve çalışma saatleri daha insancıl olduğu için ve ayrıca İngiltere’de çok doktor açığı olduğu için çoğu zaman ‘understaffed’ yani yetersiz sayıda insan olacak ve geç çıkmanız gerekebilecek. Her şeyin olduğu gibi buraya yerleşme kararının da bir sürü avantajları dezavantajları var ve herkesin öncelikleri farklı olduğu için kendiniz iyice düşünüp kendinize göre değerlendirmenizi öneririm. Liste halinde avantaj ve dezavantajları yazıp bi görmenizi tavsiye ederim, insan her şeyin farkında olduğunu zannetse de düzenli bir şekilde listeleyince duygusal kararlardan koruma ihtimali artıyor. İnsan o an odaklandığı sebepleri öne çıkarıp diğer faktörleri göz ardı edebiliyor ama uzun vadede göz ardı ettiğiniz maddeler sizi rahatsız edebilir. Yine de ne kadar düşünseniz her şeyi tam olarak değerlendirmek zor, dolayısıyla her zor karar gibi riski göze almanız gerekecek.

4. Sınavlar

ÖNEMLİ NOT: Özellikle PLAB 2 ben girdikten sonra biraz değiştiği için aşağıdaki bilgilerin bir kısmı güncelliğini yitirmiş ve geçersiz olmuş olabilir, ancak ben başımdan geçenleri yazdığım için ve yeni sistemi bilmediğim için olduğu gibi bıraktım. Dolayısıyla isterseniz okuyun ama hatalar olabileceğini bilerek, ve en güncel hali ile ilgili diğer kaynaklardan mutlaka araştırmanızı yaparak.

İngiltere’de doktorluk lisansı (diploma denkliği - registration with licence) alabilmek için toplam 3 sınav var:

Önce IELTS’tan her bir bölümden (Speaking, Writing, Listening, Reading) 9 üzerinden en az 7, ortalama da almak gerekiyor. Ancak IELTS’ta yeterli puanı aldıktan sonra PLAB 1’e başvurulabiliyor. PLAB 2’ye de ancak PLAB 1’i geçtikten sonra başvurulabiliyor.

Artık çoğu kişi IELTS yerine OET’ye giriyor (eskiden OET yoktu) çünkü OET (Occupational English Test) ve mesleki İngilizce sınavı olduğu için daha kolay. OET için de IELTS gibi Okuma, Yazma, Dinleme ve Konuşma bölümleri var ve her birinden ‘B’ alınması gerekiyor.
seafoodplus.info

Uzman da olsanız önce bu sınavları geçip lisansınızı almak en mantıklı ve kolay yolu, ama alternatif olarak bölümünüzle ilgili Royal College Sınavlarını geçerek lisans almak da mümkün.

IELTS özellikle TOEFL’a göre çok daha kolay bir sınav ve yeterli taktik ve pratikle geçilmesi zor değil. Şu bilinmeli, sınavda yeterli puanı almak için çok iyi İngilizce bilmek ne yeter ne de gerek şart. Taktik ve pratik çok önemli. Sonuçta sınavın bir formatı var ve sadece dili ölçmüyor, o formata adapte olmanız da gerekiyor. Ama çok ileri seviyede bir İngilizce’niz olmasa da doğru çalışma ve taktiklerle yüksek puan almak çok zor değil bence. Yine de herkesin İngilizce geçmişi farklı olduğu için doktorlar arasında en çok farklılık gösteren ve kimi insanın en zorlandığını söylediği aşama bu. Ama bu bence korkutmamalı ve bence para sorun değilse bir an önce çok zaman harcamadan sınava girilip seviye görülmeli. Zira writing ve speaking için kaç alacağınızı öğrenmenin en mantıklı yolu sınava girip görmek bence. IELTS için ayrı bir rehberim var:

seafoodplus.info?usp=sharing

IELTS’lere herhangi bi yerde girebilirsiniz.

OET için rehber ve kaynaklar:

seafoodplus.info?id=1Dn67ZWe4s5MQ5bOrsQ9wTkhcPWNe6

OET için telegram kaynak listesi:

seafoodplus.info?fbclid=IwAR3-cXdJE54IF3L1YCYX5U7NnW-HKKIv9etMbxLOgZaTHTyytoZct8XeSfo

PLAB 1 ya İngiltere ya da Hindistan, Mısır, Pakistan gibi ülkede (Türkiye yok) yapılıyor. İngiltere’de senede dört kez ve genelde Mart, Haziran, Eylül ve Kasım’da oluyor ama diğer ülkelerde senede iki kez oluyor.

Sınav yerleri: seafoodplus.info

Sınav tarihleri: seafoodplus.info

PLAB 2 sadece Manchester’da yapılıyor. Toplam bu sınavlar ilk seferlerde geçilirse pound filan tutar. IELTS, PLAB 1: , PLAB 2: pound. PLAB 2 genelde kursla geçiliyor, kurs da pound civarı, ve gelip kalma uçak vize vs derken toplam pound civarına hallolur bence tüm aşamalar.

PLAB 1 senede 4 kere, PLAB 2 iki haftada bir (Ağustos hariç, o zaman hiç yok) ama yerler hemen doluyor, PLAB 1 açıklanır açıklanmaz saniyesinde PLAB 2’ye başvuruyor herkes.

Pratik sınav olduğu için gün başına sınava girebilen kişi sayısı en fazla 40 filan oluyor. Ama PLAB1’i aynı anda geçen kişi sayısı baya fazla buna göre.

Dolayısıyla sonuçların açıklanacağı gün ve saatte bilgisayar başında elinizde birkaç alternatif kredi/banka kartıyla (limitinin yettiğine emin olun) bekleyip açıklandığı dakika hemen ayırtırsanız istediğiniz tarihe alabilirsiniz. Bir önemli taktik de sonuç sayfasını beklemek yerine direk PLAB 2’yi ayırtma sayfasını sürekli güncellemek. Bu genelde sonuçlar gelmeden birkaç dakika önce mümkün oluyor ve bunu yapabiliyorsanız geçmişsiniz demektir zira sistem diğer türlü izin vermiyor. Bu sayede çok önemli dakikalar kazanabilirsiniz.

Sınavlara gelince, tüm aşamalar için ve özellikle PLAB’lar için en önemli kaynak bu Facebook grubu : seafoodplus.info

Aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz, ben de öyle yaptım, bu yoldan geçen herkes de orayla başlıyor. Bu grupta Files kısmında bütün kaynaklar var, orada geçen insanların yazdığı çalışma önerileri de var. O grupta bir sürü yardımsever insan da var, bişi sorunca illa cevap veren bir çok kişi çıkıyor. Ben de oradan çalışma grubu buldum Whatsapp’tan arkadaş her gün sözleşip soru çözüyorduk. Çok şart değil ama faydası olabilir. Böyle yapan çok var. En azından gerekli son güncel kaynakları bulan insanlardan, benzer aşamalardan geçen insanların deneyimlerinden faydalanmak için bile kullanılabilir. O arkadaşlarla sonra PLAB 2 kursuna da beraber gittik ve son aşamaya kadar hep birbirimize destek olduk.

PLAB’lar cidden kolay - inanması zor gelse de- hele TUS’a göre karşılaştırılamaz bile. İkisi de maksimum aylık ve çoğunlukla çıkmış soruları çalışarak geçiliyor. PLAB 1, sorudan oluşan teorik bir sınav, temel bilim çıkmıyor ve neredeyse ortalama bi öğrencinin genel tıp kültürüyle geçebileceği bir sınav. Gerçekten bi intörnün bilmesi gereken seviyede ve tarzda bilgiler soruluyor, TUS gibi spot bilgi değil. tane çıkmış soru bankası var (insanların hatırlayıp yazdığı). Sınav tamamen oradan çıkıyor. Son zamanlarda etik soru eklediler ki yine çok kolaymış. Sınav le filan geçiliyor, test ve yanlış doğruyu götürmüyor. Genelde ortalama filan oluyor (sınava giren insanların ortalama puanı). Ben TUS’a doğru düzgün çalışmamıştım, çok süper bir öğrenci değildim ve mezun olduktan 1 sene sonra girdim (o arada başka şeyle yaptım biraz uzak kaldım tıptan) ve 3 aylık hafif yoğunlukta bir çalışmayla çok rahat geçtim. yıl ara verip geçenler var. USMLE’ye girenler de onunla karşılaştırınca şaka gibi olduğunu söylüyor.

PLAB 1’e günde saat, o soru bankasından soru çözerek hazırlandım. Soruların cevaplarının hepsi doğru olmasa da onlara güvenip hepsini dedikleri gibi yaparsanız geçiyorsunuz. Birçok kişi öyle yapıyor ve geçiyorlar dolayısıyla çoğu doğru muhtemelen :) Cevapları da sürekli biraz biraz güncellense de resmi değil, normal bizim gibi sınava çalışan insanlar vermiş zamanında. Kaynaklardan cevabını bulamazsanız o Facebook grubunda sorunun bi kısmını kopyala yapıştırla arayıp daha önce sorunun grupta tartışılmış olduğunu göreceksin. Neredeyse her soru var böyle ve altında yorumlarda insanlar açıklama yapmış oluyor. Biz genelde cevapları Whatsapp grubunda tartışıyorduk, hiçbirimiz neden cevabın o olduğunu bilemezse Facebook grubundan bakıyorduk, ondan da tatmin olmazsak internetten seafoodplus.info sitesinden ya da Oxford Clinical Medicine ya da Oxford Clinical Specialty kitaplarından (Facebook grubunda var pdfleri) bakıyorduk, gerekirse o ilgili yerleri kısaca okuyoduk. soruda tekrar eden çok soru var aslında, ama derslere göre ayrılmış değil normalde. Bu Facebook grubunda derslere göre ayrılmış düzgün paylaşılmış sanırım yakın zamanda. Ben varken yoktu biz kendimiz denedik ama çok düzgün ayıramadık eksikler var. Bizim kullandığımız kaynaklar burada: seafoodplus.info

Ama Facebook grubuna bakarak, her zaman en güncel kaynağı bulmak daha iyi. Gruba yazıp sorarsanız biri illaki gösterir. Derslere göre ayrılmış olarak çözmek daha iyi. Mümkünse o dersi çözmeden önce Samson dersanesinin ders notlarını kısaca okuyup ya da Oxford kitaplarından biraz okuyup sonra o dersi çözebilirsiniz. Ama konu okumaya çok zaman harcamayın, tekrarlıyorum çıkmış sorulara çalışmak yeterli. Sınavdan çıkınca hak vereceksiniz, keşke sorulara daha çok baksaydım daha az konu okusaydım diye :) Hatta son hafta sadece hızlıca cevaplara bakıp görsel hafızaya atın :)

PLAB 2’ye gelince, sınavla ilgili tek yaptığım şey sınavdan 1 ay önce kursa başlayıp ( gün hızlandırılmış kurs şeklinde oluyor) kursta öğretilenleri 1 hafta tekrar edip sınava girmek oldu ve çok şükür ilk seferde geçtim. Ama bu biraz riskli bir hareketti, en ideali 2 ay öncesinde gidip 1 ay tekrar etmek. 3 ay önce gidilirse hep aynı şeyleri tekrar etmek bayacağı için tavsiye etmiyor hiç yapanlar. Bu sınavın sistemi yakın zamanda biraz değişti ve azcık zorlaştı diyorlar, eskisi kadar çıkmış soru çıkmıyormuş sanırım. Ben eskisinde girdim tam değişmeden önce, yenisini çok bilmiyorum. Yeni sınavla geçen Bekran’ın yazdığı rehberde PLAB 2 ile ilgili daha güncel bilgileri bulabilirsiniz. Ama genel format benzer. Sınav pratik, OSCE tarzı. Her bir istasyon kapısında vakayı ve görevi açıklıyor, 2 dakika onu okuyup giriyorsunuz, her odada geçirilen süre 8 dk. Her odada bir hasta rolü yapan insanla bir de sizi gözetleyen doktor oluyor.

tanesinde makette pratik (sütür atma, makete sonra, maketten kan alma vs, dersanede hep çalıştırıyorlar bunları aynı maketlerle) oluyor. Geri kalanında da hasta rolü yapan insanlar oluyor, öykü alıp teşhis koymanız ya da bazen tedavi önermeniz gerekiyor, kimi zaman da sadece sorularına cevap verme şeklinde oluyor. Çeşitli genel bölümlerden olabiliyor (cerrahi, pediatri, kadın doğum, dahiliye filan). Dersanede tüm senaryoları neredeyse harfi harfine öğrettiler, azcık oynama olsa da çok minimal. Teşhisler cevaplar hep aynı zaten. Ama işte son zamanda biraz değişti. Yine de sen girene kadar dersaneler yeni sisteme adapte olmuş olur muhtemelen, yine çıkmış sorular hep ellerinde olur muhtemelen. Yine de format hep benzer, biraz genel tıp bilgisiyle bile hallolur bilmesen de. En önemli şey sözel olarak sınava çalışan başka biriyle (aynı kurstan, benzer sınav tarihli biriyle) tüm senaryoları prova etmek. Biri hasta olacak biri doktor, sonra değişeceksiniz (doktor rolündeyken kopya çekmeden! :). Bunun önemini ne kadar vurgulasam az, bin kere de okusan bu pratiği yapmazsan olmaz bence, çok farklı bişi gerçekten o muhabbeti duraksamadan sürdürmek. Ama yaptıkça gelişiyorsunuz.

Bu arada Londra’da Hamed’in kursuna gittim ben, pounddu, genelde bu civar. Memnundum ama hiçbiri mükemmel değil muhtemelen, standartlar baya düşük Tr’deki dersanelere göre, çok profesyonel değiller. Zira bu sınav sadece yabancı doktorlar için ve kursları da sınavları vermiş yabancı doktorlar açıyor genelde. Ama Hamed çok zeki ve iyi bi öğretmen, hafif çatlak ve sinirli olsa da. Sonuçta sayesinde geçtik doğrusu. Swammy de iyi diyolar Manchesterda. Çok bilmiyorum diğerlerini. Bence dersane faydalı ama size de görev düşüyor tabi.

PLAB 2 examinerlarından birinin sınavla ilgili tavsiyeleri: seafoodplus.info

Sınava hazırlanma motivasyonu

Özellikle net bir zaman limiti olmayıp ‘bi ara bu sınava girmem lazım’ mantığında olup erteleye erteleye bir türlü giremeyen arkadaşlar için kendi en önemli motivasyon sırrımı paylaşıyorum: Sınavlara kaydolmak ve bir de sınav sistemi değişecek korkusu idi. Bir de whatsapp grubum!

Herkesin kendini motive etme yöntemleri ve koşulları farklıdır elbette, dolasıyıyla herkes için en mantıklı yöntem olmayabilir sınava kaydolup sonra çalışmaya başlamak. Ama bir şeyin arkanızdan koşturmasına ihtiyaç duran biri iseniz, sınava kadar olan sürede çalışmaya zamanınız var da tek eksikliğiniz motivasyonsa ve çalışırsanız geçme ihtimaliniz yüksekse muhtemelen bu yöntem size de uyabilir. ay nispeten boşsanız genelde bu sınavların her biri için yetiyor, ama çok yoğun iş çoluk çocuk vs başka bi yoğunluğunuz varsa bu süre uzayabilir, mezun olalı yıllar olup genel tıp bilgilerinden uzaklaştıysanız, İngilizceniz yetersizse vs bu değişebilir. Ben geçebileceğime çok güvenmesem de sınavın kolaylığı ve benim o sırada boş olmam sayesinde bu gaza geldim ve iyi ki de öyle yapmışım. Sınavı kaç puanla geçtiğinizin de hiç önemi olmadığı için ertelemek çoğu zaman gereksiz, kendinize güvenin, güvenmeseniz de sınavın kolaylığına güvenin :) Ve erteledikçe daha iyi çalışma ihtimalinizin de her zaman olmama durumunu ve diğer başka potansiyel riskleri değerlendirin. Bu konuda kendi SWOTunuzu yapabilirsiniz mesela. Şahsen sınava bir kere o parayı ödedikten sonra yazılıp da girmeme, girip de geçememe korkusu da beraberinde gelince başka motivasyona pek ihtiyacım kalmadı benim. Gönül ister ki herkes her gününü süper motive bir şekilde, dış etkenlere bağlı olmadan önceliklerini çok iyi organize edebilerek vs yaşasın ama herkeste bu beceri yok, zaten modern hayat da bu becerileri geliştirmemize gerek bırakmayacak şekilde deadline’larla kurulduğu için çoğumuzun geliştirmeye fırsat bulamadığımız beceriler. Geliştirmeyi bekleyene kadar hayat akıp gidiyor sonuçta, dolayısıyla beklemeden nasıl yapabiliyorsanız yapın bence. Biraz da kendinizi tanımakla ilgili bi durum.

Dolayısıyla kendi kendime o deadline’ı yaratmak zorunda kalmıştım ben. Tabi sınav masrafları (Ben UK’de yaşadığım için en azından vize, gelip gitme vs yoktu), sınavdan kalınırsa kalma haklarından biri gitmesi, moral bozukluğu vs risklerini de düşünmek lazım.

UKMLA

’te başlaması planlanan ve PLAB’ların yerine geçecek olan yeni sınav sistemi UKMLA hakkında çok soru geliyor.

Bu konuda GMC’nin sitesinde detaylı pek çok bilgi mevcut:

seafoodplus.info

GMC’nin de özetlediği gibi, UKMLA de şu andaki PLAB’lar gibi 2 aşamadan oluşacak ve ilk aşaması (AKT), yine PLAB 1 gibi teorik bir sınav olacak ve sorular PLAB 1’e benzer tarzda ve konularda olacak. Yine şu andaki gibi, senede 4 kez ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılacak.

İkinci aşaması da (CPSA), PLAB 2 gibi, yine bir klinik beceri sınavı olacak ve yine PLAB 2 gibi, Manchester’da yapılacak.

Bu yeni sınavlara UK mezunları dahil tüm doktorların girmesi gerekecek ve bu yeni sınavlar yavaş yavaş PLAB’ın yerini alacak, ancak GMC’nin sitesinde yazdığı gibi, eğer UKMLA sistemi başlamadan önce PLAB 1 veya 2’yi zaten geçtiyseniz, tam bu sürecin ortasında UKMLA sistemi başlasa bile, sizi mağdur etmeyecekler ve PLAB’larınızı sayacaklar. Dolayısıyla yine şu andaki gibi, PLAB’ların geçerlilik süreleri bitene kadar PLAB sonuçlarınızla GMC kaydına başvurabileceksiniz. Eğer UKMLA sistemi başlamadan önce PLAB 1’i geçtiyseniz, PLAB 2 yerine UKMLA’nin 2.aşaması olan ve PLAB 2’ye benzeyen klinik sınav olan CPSA’ya girerek denkliğinizi alabileceksiniz. Ve bu sınavların öncesindeki İngilizce sınavları da yine şimdiki gibi olmaya devam edecek.

Dolayısıyla özetle, şu andaki PLAB sisteminden çok farklı değil, en temel değişiklik sınavın adının değişmesi ve UK mezunlarının da girecek olması. Ayrıca eğer siz tam PLAB sürecinin ortasında iseniz sizi mağdur etmeyecekler. Kısacası endişelenecek bir durum yok.

5. Denklik (registration) başvurusu

PLAB 2’yi geçer geçmez GMC Online hesabınızdan ID check tarihi alın. GMC bi sizi çağırdıktan sonra alın dese de sistem izin verdiği ve herkes böyle yaptığı için diğer türlü dezavantajlı kalıyorsunuz. Kimsenin erkenden almanıza bisi dediği olmuyor ama GMC belgelerinizi onaylayıp gelin demediyse sürekli biriyle değiştirerek ertelemeniz ya da iptal etmeniz lazım. Bu GMC ofisine gidip tüm orijinal belgeleri gösterip denkliğinizi aldığınız gün oluyor. ID check alma işini son dakikaya bırakırsanız ay kaybedebilirsiniz zira hemen doluyor. Facebook’ta PLAB 2 gruplarında filan ID check tarihini değiştirme ilanları oluyor hep. Belgeleri yetişmeyen biriyle değişim yapıyor (aynı anda anlaşıp bırakıp birbirinizin tarihini alıyorsunuz).

Yine PLAB 2’yi geçer geçmez GMC Online’dan registration başvurusu yapılıyor. Sonrasında size gerekli belgeleri mail atıyorlar. Belgeleri toplayınca tarayıp tek pdf halinde onlara mail atıyorsunuz, tüm belgeleri onaylarlarsa ID check’e gelebilirsiniz diyorlar. Belgelerden en gıcık olanı başka ülkelerdeki tıp registration bilgilerini sormaları. Bizde sistem biraz daha farklı olduğu için biraz karışıklık oldu bende. Tabipler Birliği’nden ya da Sağlık Bakanlığı’ndan registration detaylarını isteyen ve aynı zamanda Good Standing bildiren bir belge istiyorlar. Tabipler Birliği bu konuda beni çok uğraştırdı. Üye değildim, ama Good Standing’i vermişlerdi. GMC de registration tarihi yok diye sıkıntı yaptı. Sonra üye oldum, o zaman da üyelik tarihimi yazdılar ama diplomamı aldığım tarihi yazmadıkları için ’de registration olmadan çalışmışım gibi oldu, sorun oldu. Sağlık bakanlığı da öyle bir belge vermeyiz dedi. Bunun üzerine ’de çalıştığım için İl Sağlık Müdürlüğünden aldım, kabul edildi. Ama benim kadar sıkıntı yaşayan görmedim. Bu nedenle benim denklik işi 2 ay filan sürdü ama haftada alan da var. Bir de GMC son 5 yılda yaptığınız her şeyi sorduğu için onlardan referans isteyebiliyor. Ama her yerden istemiyorlar, bende sadece doktorluk dışı yaptığım şeylerden (research filan) istediler. Bu referans da onların hazır formunu doldurmak üzerine. Neyseki bende ’den istemediler, zira herkes yanaşmıyor öyle bi formu doldurmaya. Onun dışında çok zor değil bir şekilde halloluyor ama biraz kuralcılar.

İntörnlük denkliği alamayanlar için alternatif yol:

seafoodplus.info?ref=m_notif&notif_t=feedback_reaction_generic

6. İngiltere’de doktorluk yapabilmek için alternatif yollar

  • Sponsorluk yolu
  • Royal College Sınavları
  • MTI

Sponsorluk yolu:

Belli bir alanda hali hazırda deneyiminiz varsa, İngilizce sınavlarını geçtikten sonra, UK’deki hastanelerden biri sizin GMC kaydı almanız için sponsor olabilir.

Detayları buradan okuyabilirsiniz:

Royal College Sınavları yolu:

UK’de her uzmanlık dalının kendine ait bir Royal College’i var ve o alanda uzmanlık alabilmek için bu Royal College’in sınavlarını geçip üye olmanız gerekiyor.

Bu sınavlar genelde 3 aşamalı, ilk 2’si teorik ve sonuncusu pratik bir sınav oluyor.

Örneğin:

■Psikiyatri için: MRCPsych Paper A, Paper B, CASC

■IMT için: MRCP 1, 2, PACES

■Cerrahi uzmanlığı için MRCS ve OSCE

Bu sınavların ücretleri ’er pound arasında, ve çok kolay sınavlar değil, genelde en az 3’er ay çalışma gerekiyor. Geçme oranları genelde %50 ve özellikle de UK deneyimi olmayanlar için geçme oranları daha da düşük, ama özellikle bir alanda zaten deneyiminiz varsa ve UK’de de o alanda çalışmaya devam etmeyi düşünüyorsanız, bu yolu denemek de mantıklı olabilir. Ancak sınavları geçmek daha zor olduğu için PLAB yolundan daha uzun sürme ve daha masraflı olma ihtimali var.

seafoodplus.info

MTI (The Medical Training Initiative)

Detayları buradan okuyabilirsiniz:

seafoodplus.info

7. İş bulma

Denkliği aldıktan sonra iş bulmamanız imkansız gibi bir şey. Ülkede şu anda epey doktor açığı var ve en fazla ayda birden fazla teklif almamanız çok zor.

Londra istiyorsanız belki en fazla 1 ay daha sürebilir ama eninde sonunda bulursunuz. Hele deneyimliyseniz muhtemelen havada kapılırsınız. Panik olup ilk gelen teklifi kabul etmeyin, sonra geri çekerseniz hastanenin sizi GMCye şikayet etme ihtimali var. GMC kurallarında bu yazıyor.

Ben şahsen çok az doktorluk deneyimime, yaklaşık 2 yıldır doktorluk yapmıyor olmama rağmen 10 mülakata çağrıldım, 5’inden teklif aldım ve iyi ki gaza gelip ilk geleni kabul etmemişim ki en son tam istediğim işe girmek nasip oldu.

seafoodplus.info sitesinde tüm işler yayınlanıyor. Burda bi profil oluşturup sonra tüm işlere aynı şeyle ya da ufak tefek değişiklikler yaparak başvurabilirsiniz. Aradığınız işe göre değişse de genel sık kullanılan keywordler Trust, clinical fellow, junior clinical fellow, SHO, Senior House Officer, F2, FY2, foundation year 2 vb. Trust grade ya da clinical fellow = non-training iş demek. Zaten açıkçası bu sitedeki çoğu iş non-training çünkü training işlerine seafoodplus.info diye bir siteden sadece belli zamanlarda başvuruluyor.

Eğer nispeten yeni mezunsanız ve Londra’da kalmak konusunda bi zorunluluğunuz yoksa (ya da vize sorununuz yoksa Londra’da da belki girebilirsiniz) FY2 LAT pozisyonu çok iyi bir şey ama Londra dışında bile girmesi biraz zor ve baya önceden başvurmak gerekiyor. Bu konuda güzel bir açıklamaya şu linkten ulaşabilirsiniz: seafoodplus.info?usp=sharing

Non-training F2 seviyesi için FY2, F2, Foundation Year 2 (F1 için de benzer şekilde) diye aratılabilir. Bir de ST1, CT1 vs diye aratılan işler var, o da F2den biraz daha kıdemli ama çok büyük bi fark yok. SHO oldunuz mu hepsi aynı gibi. İş ilanları genelde 1 ay filan kaldığı için duyuru açılır açılmaz başvurursanız mülakata çağırılmak genelde 1 ay filan sürebiliyor, ama hastaneye göre çok değişebilir. Ondan her gün tane başvurun. Sonra mülakat için tarihi emaille atıyorlar. Burada mülakatlara nasıl hazırlanılacağı çok güzel anlatılmış, mutlaka okuyun: seafoodplus.info

Zaten 2. Mülakattan sonra hep aynı format olduğu için alışıp açılıyorsunuz. Her mülakata kişi filan çağırılıyor, yani şans baya yüksek. Kendinize güvenli olduğunuzu belli etmek en önemli şey. Her mülakatta mutlaka bir CV’nizin üzerinden geçin deniyor, sonra genelde bir klinik senaryo verip ne yapardınız diye soruluyor ve ardından Audit nedir vs soruluyor. Klinik senaryolar neredeyse daima Oxford Handbook of Clinical Medicine’in arkasındaki Emergency bölümünden çıkıyor. O bölümü birkaç kez okuyun iyi bilin. UK’de staj filan yaptıysanız burada ne gibi farklılıklar var Türkiye’ye göre diyebilirler, birkaç etik soru sorabilirler, yaşadığınız zor bi durum/yaptığınız bir hata ve onu nasıl manage ettiğiniz gibi davranışsal sorular sorabiliyorlar. Genelde yarım saat sürüyor ve sonrasında ya o akşam ya ertesi gün mail ya da telefonla sonucu söylüyorlar. Ardından kabul ederseniz resmi işlemler başlıyor.

8. Vize

Eğer Avrupa veya UK vatandaşı ya da böyle biriyle evli iseniz zaten bu konuyu dert etmeye gerek yok, herhangi bir kısıtlama yok. Ama diğer durumda çeşitli seçenekleriniz var:

En yaygını başvurduğunuz hastanenin size Tier 2 sponsoru olup çalışma vizesi sağlaması ve sizin kendi Tier 2’nuzun olması. Ancak bu vize sadece o kurum için ve o kurumda çalıştığınız süre için geçerli. İşin süresine bağlı olarak genelde başta 1 yıllık, sonrasına 3 yıllık filan alıyor çoğu insan. Bu vizenizle eşiniz de sizin dependentiniz olarak gelip çalışabiliyor.

Diğer bir ihtimal eşinizin sizden önce işe girip kendi Tier 2 vizesini alırsa size Tier 2 dependent vizesi veriliyor, ancak doktorluk dışındaki işlerde Tier 2 almak daha zor. Doktorluk için ise oldukça kolay.

Dependent vizeyle herhangi bir işte, vize sponsorluğu ve başvurusuyla uğraşmadan çalışabiliyorsunuz, iş değiştirmek ve ara vermek kolay, ama o vizeyle training işlerde çalışamıyorsunuz. Yani yine resmi ‘training’ işlerini yapabilmek için başvurduğunuz hastanenin size yeni, kendinize ait, dependent olmayan Tier 2 Vize vermesi gerekiyor. Bu durumda da ILR sayacınız sıfırlanıyor zira ILR alabilmek için aynı vize türünde 5 yıl kalmanız gerek. Bu durumda ya yeniden 5 yıl bekliyorsunuz ya da bu değişimler sürekli devam ederse toplam 10 yıla ulaştıysanız o zaman da başvurabiliyorsunuz ILR’ye. Burada uzun süre kalacaksanız çok sorun değil ama vatandaşlığı alayım sonra Türkiye’ye öyle döneyim diyorsanız bilmekte yarar var.

Tier 2 ile UK’de 5 yıl kalırsanız Indefinite Leave To Remain (ILR) yani kalıcı oturum hakkı kazanıyorsunuz. Bundan 1 yıl sonra da vatandaşlığa başvurabiliyorsunuz ve Türkiye ile çifte vatandaşlık mümkün.

Öğrenci vizesi ile veya başka bir sebepten aynı vize altında bir türlü 5 yılı dolduramazsanız da toplam 10 yıl kaldıysanız direkt yine ILR’a başvurabiliyorsunuz.

Ekim’de doktorlar için önemli bir vize kuralı değişikliği oldu ve tüm doktorlar ‘Shortage of Occupation’a alındığı için, training ve ya non-training işlere başvururken, vize kuralları açısından UK ya da EU vatadandaşı/EEA rights’a sahip kişilerin bir avantajı kalmadı. Bunun yarattığı en önemli farklardan biri, yabancı doktorların da her uzmanlığın ilk yerleştirmelerine (Round 1) başvurma ve girebilme hakkı getirmesi. Bundan önce bazı uzmanlıklara yabancıların girmesi imkansıza yakın ya da çok zordu ancak artık bu konuda vize anlamında bir dezavantaj kalmadı.

Bu değişim burada da güzel açıklanmış:

seafoodplus.info

9. İngiltere’de uzmanlık sistemi

Bekran’dan Sarsılmaz’ın yazısından alıntı:

(İngiltere’de tıp sistemi gerçekten karışık ve her pozisyon için hem training hem de non-training seçeneği var. Training pozisyon size kariyer yapma şansı veriyor, consultant olana kadar yükseliyorsunuz, asistanlığınız boyunca yaptığınız her şey kayıt altına alınıyor (ePortfolio) ve aynı hastanede devam etme şansınız yüksek oluyor. Non-training pozisyonlar ise bizim kadro doldurmak üzerine işe alınan pratisyenlerimiz gibi, trust grade ya da clinical fellow olarak geçiyor. Genelde 6 ay-1 senelik kontratınız oluyor ve bu senenin ardından başka bir hastane aramanız gerekebiliyor.)

Burada tıp fakülteleri 5 yıl ve onun sonunda mezun olduktan sonra önce Provisional Registration diye bir şey alıyorlar ve ancak bir sene Foundation Year 1 (F1) yaptıktan sonra full registration (doktorluk yapma hakkı) alabiliyorlar. F1 bizim intörnlüğe biraz benzese de daha çok sorumluluk veriliyor ve normal maaşlı iş oluyor. Esasında bizim çömez asistanla intörnlük arası bir konumda gibi.

F1’dan sonra herhangi bir uzmanlık yapabilmek için Foundation Year 2 (F2) yapmaları gerekiyor. F1’a göre biraz daha sorumluluk, bizdeki çömez asistanın hafif kıdemlenmiş hali gibi. Normalde buradan mezun olanlar F1 ve F2’yi ardarda yapıyorlar.

Bu F1 ve F2’da dörder aylık 3 rotasyon oluyor, her sene Ağustos’ta başlıyor. Bize göre en farklı şeylerden biri F1 ve F2 seviyelerinde nerdeyse hiç poliklinik (outpatient) olayı yok. Burada onları hep kıdemliler yapıyor. Genellikle Dahiliye, Acil, Kadın Doğum, Cerrahi gibi temel branşları içeriyor ama Psikiyatri filan içereni de var.

Bu ikisine topluca Foundation Programme deniyor ve bunları sağlayan oluşumlara Foundation School deniyor. Bunlar belli bir bölgede yer alan hastanelerin birleşerek oluşturduğu “Deanary” oluyor ve bu resmi F1-F2 programını yapacak olursanız ikisi de aynı Deanery içinde yer alıyor. Malesef bu bölgeler şehirlere göre değil ve çoğunun yarısı Londra içinde yarısı Londra dışında. seafoodplus.info

Bu programa yalnızca 1 yıllık F2 (stand alone F2 deniyor) için de başvurmak mümkün.

Açıkçası yurtdışından gelen doktorlar olarak bizlerin bu resmi Foundation Programıyla çok bir işi yok. Özellikle bizim intörnlüğü genelde F1 yerine saydıkları için genelde direk Full Registration alınıyor. Ancak uzmanlık programlarına başvurabilmek için F2 competency diye bir şey gerektiyor. Eğer halihazırda mezuniyet sonrası en az 12 ay deneyiminiz varsa ve son 3 yıl içinde en az 3 ay beraber çalıştığınız bir uzman doktor sizin F2 competency belgenizi imzalarsa doğrudan F2’den sonraki seviyeye başvurabiliyorsunuz. İmzalayan kişi GMC registered veya İngiltere’den olmak zorunda değil. Ancak sisteme adapte olmak için bu seviyelerden başlamak isterseniz bunların non-training yani Trust grade denilen alternatifleri var ve bunlar genelde İngilizlerin tercih etmediği ya da birinin istifa ettiği için açık kalan pozisyonlar oluyor. O durumda tam Ağustos’tan Ağustos’a 1 sene olmak zorunda olmuyor. Mesela benim Trust Grade F1 işim Aralık’ta başladı, Ağustos’ta bitecek. Ben yani 8 aylık (toplam 2 rotasyon) yapmış oldum.

F2’den sonra yapılmak istenen uzmanlığa göre farklı yollara ayrılıyorlar.

Örneğin GPlik (General Practice, bizdeki Aile Hekimliği uzmanlığı gibi) için 3 yıllık training var. GP uzmanlığı yapmadan Aile Hekimliği yapamıyorsunuz. 18 ayı farklı bölümlerde rotasyonlar ve 18 ayı GP’likte geçiyor.

Diğer uzmanlıklar için genelde Core Training (CT) denen yıllık bir eğitim var. Dahiliyede Core Medical Training, Cerrahide Core Surgical Training diye geçiyor. Buna alternatif olarak F2’den sonra uzmanlık istediğiniz bölümün direk Specialty Training (ST1) seviyesinden de başlamak mümkün.

Bu noktada hala uzmanlık eğitimi içinde değilsiniz tam ama “training” ya da “non-training”/ “Trust grade” olarak çalışıp gitgide tecrübenizi ve seviyenizi artırabiliyorsunuz. CT2 ya da ST2’den sonra uzmanlık eğitimlerine başvuruluyor. Bunlar ST3 seviyesi diye geçiyor ve yine bölümüne göre ordan sonra yıl daha sürebiliyor. Bu seviyede adınıza Registrar deniyor. Bizdeki asistanın denki burda bu aslında ama direk kıdemli bir asistan oluyor.

Bu eğitim bitince de “Consultant” seviyesinde işe girebiliyorsunuz. En kıdemli seviye bu, bizdeki uzmanın karşılığı gibi. Burada uzmanlık eğitimini bitirdikten sonra otomatik olarak “Uzman=Consultant” olmuyorsunuz. Tam olarak nasıl bir aşama gerekiyor bilmesem de Consultant olarak işe girince o seviyeye ulaşmış sayılıyorsunuz. Consultant’dan daha kıdemli bir seviye yok gibi zaten sonra.

Burada genel dahiliye uzmanlığı diye bir şey yok tek başına, o uzmanlık eğitimi kısmı direk yandalda oluyor. Her bölüm nasıl ben de daha tam bilmiyorum. Bu sitede daha ayrıntı var: seafoodplus.info

Hastanede nöbetlerdeki filan sorumluluk seviyenize bakarsanız F2’den itibaren Registrar olana kadarki tüm seviyelerde SHO (Senior House Officer) diye geçiyor ve sorumluluklar benziyor. En rahatı F1, bizdeki intörnlüğe benzer şekilde pek bir sorumluluğu yok. Bize göre birazcık daha fazla olsa da kendi kendini alman gereken karar çok az. Nöbetlerde ilk etapta hastayı değerlendirmek gerekse de ciddi bir şey varsa hemen SHO’ya ya da Registrar’a haber vermeniz bekleniyor zaten. Junior Clinical Fellow diye geçen non-training işler de SHO seviyesi oluyor. Her hastane farklı isimlendirebildiği için işlere başvururken kafa karıştırsa da temelde hepsi aynı yere çıkıyor. Bu seviyede birçok şeyi kendiniz halletmeniz beklenirken gerekirse önce Registrar’a, o yoksa veya çözemezse Consultant’a soruluyor.

Hangi uzmanlıklara girmesi daha kolay/zor diye çok soruluyor. Aşağıdaki linkten her seneki competition ratio’lara bakabilirsiniz.

seafoodplus.info

Cerrahi imkansız diye bir inanış var ama vize kuralları 1 sene önce değiştiğinden beri artık yabancı olarak her bölüme 1. yerleştirmelerle başvurabiliyoruz ve İngilizler otomatik olarak önümüze geçmiyor, dolayısıyla sınavlar ve mülakatlarda onların önüne geçebilirseniz sistematik olarak sizi engelleyen bir kural yok.

seafoodplus.info

Uzmanlık eğitimi sırasında yapılması gerekenler:

Specialty Training’e başvurmadan önce, yani Core training’deyken geçilmesi gereken Royal College Sınavları var. Bu konudan burada bahsettim:

seafoodplus.info#alternatif

Bir de her sene ARCP için belli sayıda portfolio assessment’i gerekiyor. Bunları kendi Royal College’ınızın websitesindeki eportfolionuza kaydediyorsunuz ve genelde yıllık pound civarı bir masrafı var.

Ama zaten non-training işlerde de, her sene Appraisal yapmanız zorunlu ve biraz daha farklı olsa da bu da benzer bir süreç.

Training’deyken bir avantaj da, 5 senede bir yapılan Revalidation çok daha kolay oluyor, hiç ek belge ya da uğraşma olmadan, sadece HEE’ye bildirerek Revalidation’u hallediyorsunuz.

Gerekli portfolio assessmentları, örneğin her rotasyonda çalıştığınız 10 kişiden geri bildirim toplamak, her rotasyon hocayla beraber hasta görüp onun sizi değerlendirmesi (ACE), kez hocaya hasta danışmanızın değerlendirilmesi (CBD) gibi şeyler içeriyor. Çok korkulacak şeyler değil ama zaman alıyor ve organize olmanız lazım.

​​Portfolio requirements for X (hangi uzmanlık içinse) training diye Google’da aratırsanız farklı bölümlerin bu konudaki gerekliliklerine bakabilirsiniz:

seafoodplus.info?sfvrsn=b63ca_2

seafoodplus.info

seafoodplus.info%20for%seafoodplus.info

seafoodplus.info

Uzman olarak İngiltere’ye gelme

Biraz bölümünüze göre farklar olmakla beraber, özetlemek gerekirse, uzmanlığınızın direkt bir denkliğini almak çok kolay olmasa da, deneyiminizi göz önüne alarak sizi kıdemli bir rolde işe alırlar (Specialty Doctor adıyla). Hatta Locum Consultant olarak işe girenler de olabiliyor, ama hastane değiştirmek biraz daha zor oluyor ve çok kalıcı bir rol değil.

En iyisi, sizinle aynı uzmanlığı bitirmiş ve UK’ye yerleşmiş bir IMG’ye danışmak. Facebook gruplarından bu kişilere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlık saydırma yollarından biri de CESR. Burada açıklanıyor, baya uğraştırıcı, ama bir yandan UK’de çalışırken yapabilirsiniz:

seafoodplus.info

seafoodplus.info

Bu videoyu da öneririm:

seafoodplus.info?v=mAx-2i3KGok

Örneğin Psikiyatri için, Türkiye’deki uzmanlığı Core Training’e saydırıp, Royal College sınavlarını aldıktan sonra Specialty Training’e girip o şekilde standart consultant olma yolu olan CCT yoluna da girilebilir. Ama cerrahi bölümlerde overqualified kavramından dolayı, belli bir süreden fazla cerrahi deneyimi olanlar asistanlığa başvuramıyor, dolayısıyla Türkiye’deki deneyim bazen UK’deki işinizi kolaylaştırırken, bazen de zorlaştırabiliyor. Ama Consultant uzmanı olmadan da kıdemli bir seviyede çalışmanız gayet mümkün ve yıllarca bu seviyede çalışarak halinden memnun pek çok insan var.

Kişisel deneyimim, sınavlar ve işe girme sürecim

Ben Marmara’dan ’te mezun olduktan sonra sadece 2 ay ’de çalıştım. İntörnlük sırasında yurtdışına gitme düşüncelerim başlamıştı, sonra eşim İngiltere’de iş bulunca ’den istifa ettim ve Londra’ya yerleştik. TUS’a 5. Sınıfta dersaneye gitmiştim ama onun dışında çok da yoğun çalışma fırsatım olmamıştı. 6. Sınıfın başından beri yurtdışı düşünmeye başladığım için dersaneyi bıraktım ve TUS’u da bıraktım denebilir. Fikir ve cesaret vermesi açısından, fakültede ortalama bir öğrenciydim ve PLAB sınavlarını vermeden önce sene hastane ve tıp ortamlarından uzaktım, tıpa yönelik bir şey çalışmıyordum ve tüm sınavları maksimum er aylık çalışmayla ilk seferlerde geçtim. Bunu kendimi övmek için değil herkesin yapabileceğini göstermek için yazıyorum. Dolayısıyla çok iyi bir öğrenci filan olmanıza gerek yok bunları yapabilmek için. PLAB Facebook sayfasını incelerseniz benzer birçok öyküyle karşılaşacaksınız :) Açıkçası birçok insanın USMLE yerine PLAB tercih etmesinde sınavın çok daha kolay olması en önemli etkenlerden.

İngiltere’ye gelince ilk sene başka kariyer niyetlerim vardı, farklı birkaç şey yaptım. Dolayısıyla başta PLAB’ları ve İngiltere’de doktorluğu ne düşündüm ne araştırdım, ayrıca burada imkansız olduğuna dair önyargılarım/duyduklarım vardı. Yaklaşık geldikten 1 sene sonra doktorluk denkliğini denemeye karar verdim. Gittiğimden beri ara ara yavaş tempoda kendi kendime İngilizce çalışsam ve ister istemez İngilizce’ye maruz kalsam da her gün düzenli bi yerde çalışmadığım yada okula girmediğim için çok da hızlı gelişmedi. Ama buraya yerleşmeyi kafaya koyduğumdan beri yani gelmeden 1 sene öncesinden itibaren izlediğim şeyleri İngilizce altyazılı ya da altyazısız izlemeye başlamıştım. İngilizce kursuna hiç gitmedim. Esas yoğun ve IELTS’e yönelik olarak sınav tarihimi aldıktan sonra 3 hafta kadar çalıştım, ilk seferde Eylül’de geçtim. Sonra PLAB 1’i Mart , PLAB 2’yi de Haziran ’da geçtim. Hepsini ilk seferde geçebildim. GMC kaydını Eylül ’da aldım (baya bi belge sorunu yaşadım, normalde birkaç hafta sürüyor).

İlk işime Aralık ’da Londra’da King’s College Hospital’da Dahiliye (Acute and General Internal Medicine) bölümünde 8 ay Trust grade Foundation Year 1 (F1) doktoru olarak başladım. Birçok insan, özellikle gelmeden biraz deneyimi varsa en azından SHO seviyesinden başlıyor. Benim çok deneyimim olmadığı ve riske girmek istemediğim için F1 seviyesinden başladım ve bu kararımdan hala memnunum. Sisteme fazla sorumluluk olmadan alışma fırsatı buldum.

Sonrasında Ağustos ’de aynı hastanede 10 ay Junior Clinical Fellow (JCF) olarak Dahiliye’de devam ettim. Bu SHO seviyesi oluyor ve registrarlığa yani specialty traininge geçene kadar SHO olunuyor. Bu tarz işlerde, F2 denkliği, gerekirse CT denkliği de alınabiliyor hocalar imzalarsa. Bazı senelerde eski yıllarda imzalanan formları kabul etseler de, zaman zaman kurallar değişiyor, bazı seneler yeni imzalatılmış form istiyorlar. F2 denkliği, yeni adıyla CREST formunu İngiltere’den de başka ülkeden de bir uzman imzalayabilir (ama bazen bunda sorun çıkıyor), ve uzmanlığa başlamadan önceki yıl içinde, sizinle en az 3 ay boyunca tam zamanlı çalışmış olması gerekiyor ve GMC registration’u yoksa sahip olduğu registrationun kanıtının noter onaylı çevirisini de yollamak gerekiyor. Bu konuda şu linklere bakabilirsiniz (kaynaklara da koyacağım)

seafoodplus.info%3D%3D

seafoodplus.info

seafoodplus.info

seafoodplus.info?fbclid=IwAR3VnWzXlgFCjMHhQWpyrsmlpLS8YkgY_o4m9d2S8hF6LJwkCBMJGp

Ağustos ’de Jenni Tapanila’nın Turkish doctors in the UK grubunda da yayınladığı röportajda da biraz daha buradaki deneyimlerimden bahsettim:

seafoodplus.info

O sırada Aile Hekimi uzmanlığı yapmayı düşünüyordum ama çok emin değildim, neyseki bir şekilde yolum psikiyatriye çıktı ve şu anda gerçekten sevdiğim bölümü buldum.

İlk IELTS’ime girmekle burada doktor olarak işe başlama günüm arasında toplam 1 yıl + 3 ay gibi süre var ve genelde çoğu insan için ortalama bu kadar sürebiliyor, daha da uzun sürebilir. Sınavlara daha az sürede çalışıp tarihleri tam denk gelirse biraz daha kısalabilir ama yine de en az 1 yıla yakın sürer tahminim. Son yıllarda PLAB tarihi bulmak biraz daha zorlaştığı için, bir de sınav tekrarı vs gerekirse 2 yıla kadar sürme ihtimali de olabilir.

Birçok insan en çok zorlandıkları aşamanın IELTS olduğunu söylese de bu kişiden kişiye çok değişir. IELTS için benim şansım Boğaziçi’nde İngilizce hazırlık okumam ve İngilizce tıptı sanırım. Tabi sınavı aldığım sırada 1 senedir İngiltere’de yaşıyordum ama bunun yarısı filan evde kendi kendime bir şeyler çalışarak geçti. Yine de sonuçta anadilim değil ve mükemmel bir İngilizcem olduğunu hiç bir zaman düşünmedim, hala da öğrenmem gereken çok şey var, sonuçta hiç bitmeyen bir öğrenme süreci. OET daha kolay deniyor, ve artık çoğu kişi OET ile giriyor diye biliyorum.

Ben eş durumundan direk mezun olup gelince Türkiye’de deneyim elde edecek şansım olmadı ama mümkün olsaydı Türkiye’de acilde bile olsa biraz daha deneyim edinmeyi ve işlerimi ayarladıktan sonra gelmeyi tercih ederdim. Araştırma ve klinik deneyim önemli. Öyle olunca iş bulmak da biraz daha kolaylaşır ama açıkçası bence GMC kaydını aldıktan sonra iş bulmama şansı yok zira çok açık var. Ben neredeyse hiç deneyimim olmadığı ve çok etkileyici bir CV’im olmadığı halde Londra’da kolayca güzel bir rol buldum. Bir çok yerden de kabul aldım. Londra’da bulamazsın diyenlere inanmayın, özellikle training işi olmayınca hiç öyle bir sıkıntı yok, her gün bir sürü yeni iş ilanı açılıyor. Ki training için de pek çok uzmanlıkta Londra’da kalmak mümkün.

Buraya bir de LinkedIn hesabımın linkini koyuyorum özet olarak deneyimim hakkında fikir vermesi için: seafoodplus.info

İngiltere’de yaşam

Genel olarak insanlar toplumda birbirine saygılı ve medeni şekilde yaşamayı biliyorlar, İngilizler kibarlıklarıyla ünlü, bazen göstermelik gibi de olsa ben bu nezaketi samimi bir kabalığa tercih ediyorum şahsen. Toplumda eğitim ve görgü seviyesinin yüksekliği hayatın her alanında kendini gösteriyor ve günlük hayatı olumlu etkiliyor. Tabi ki genellemek çok doğru değil ve her kişiyi ayrı değerlendirmek lazım ama ortalama bir İngiliz iş arkadaşlığı ve toplumda birlikte yaşamak için gayet iyi bence. Yakın arkadaş olmak için kafanız ne kadar uyar bilemem ama biraz içlerine kapanık ve mesafeli olabiliyorlar. Ben şahsen yine bizim kültürümüze daha yakın memleketlerdeki insanlarla daha kolay arkadaş oluyorum.

İngiltere genel olarak güzel ülke, gezilecek birçok güzel yerler var. Havasının çoğunlukla bulutlu olması bazen baysa da zannedildiği kadar yağmur yağmıyor ve yağsa da çoğu zaman hafif yağıyor.

Türk mahallelerinde her tür özlediğiniz malzemeyi, güzel Türk restoranlarını bulabilirsiniz. Buralar daha çok kuzey Londra’da oluyor, Green Lanes, Dalston Junction merkeze nispeten yakın olan Türk mahalleleri.

Yurt dışında yaşamanın en büyük zorluklarından biri tahmin edilebileceği gibi aile ve arkadaş özlemi. Bu da yine alışılabilen bir şey olsa da özellikle başlarda zor oluyor. Sonra da ara ara yokluyor. Arkadaş edinmek özellikle de yabancı bir ülkede bir yaştan sonra çok kolay olmadığı için eksikliği hissediliyor, ayrıca tabi yıllanmış eski arkadaşlıkların tadını vermiyor. Türkiye’ye yakın olduğu için sık sık gidilip gelinse de burada sosyal hayatınızın olması için arkadaş edinmek şart. Biraz da kişisel beceri ve şansa bağlı. Yine de en azından Türkiye’ye kolay gidilip gelindiği için gurbette olma hissini daha dayanılabilir kılıyor.

Sonuç olarak ben şahsen şimdiki aklımla yine olsa yine gelirdim, umarım siz de kendiniz için en doğru kararı verirsiniz ve her işiniz rast gider!

Maaşlar ve alım gücü

Burada çok güzel açıklanmış maaşlar, genelde bu civarda oluyor: seafoodplus.info

Kazancın alım gücü, özellikle Londra’da oturunca Türkiye’den biraz daha kötü ama biraz da önceliklerinize ve neye harcamayı sevdiğinize göre değişir. En yüksek masraf kira. Genel olarak hizmet sektörü (kuaför, bakıcı, temizlikçi vs), kiralar, toplu taşıma ve market alışverişi filan pahalı ama artık çoğu insanın harcaması dünyanın her yerinde aynı fiyata satılan şeylerden de oluştuğu için (bilgisayar, telefon, ünlü kıyafet mağazaları, uçak vs) onlarda çok fark etmiyor. Tabi kiradan vs bunlara ekstra para kalırsa. Bir de çok kazanmak isterseniz ekstra locum denen nöbet tutma olayı tamamen yasal ve iyi para veriyorlar genelde.

Hayat kalitesi olarak en kötü kısmı ev kalitesi. Özellikle Londra’da Türkiye’deki evlerin lüksünü ve büyüklüğünü unutmanız lazım. Kiralar oldukça pahalı ve evler eski. Genellikle eşyalı. Bulaşık makinesi büyük lüks. Bir şekilde alışılıyor ve idare ediliyor ama önceliklerinize bağlı. Ev almak baya ütopik gibi geliyor zira çok uçuk fiyatlar. Ama bunları hep Londra için söylüyorum. Londra’da da merkezde oturmazsanız biraz daha uygunlaşıyor evler. Bir de kimse yaşayan kişi sayısından fazla odalı evde yaşamıyor neredeyse. 2 kişi için çoğunlukla 1+1 evde oturuyor herkes, zira her ekstra oda fiyatı baya artırıyor. Birçok doktor ve iyi işlerde çalışan insanlar tanıdığı/tanımadığı insanlarla ev paylaşıp oda kirası veriyor, o bile ortalama ayda poundu buluyor. 1+1 eli yüzü düzgün, merkeze çok uzak olmayan bir ev için en az poundu gözden çıkarmak lazım ayda, ki genelde ’lere kadar çıkmanız gerekebilir istediğiniz standartlara göre. Genel olarak Londra güzel şehir ama tabi kalabalık. Trafik baya var ama toplu taşıma çok iyi olduğu için araba neredeyse gereksiz. Ulaşım pahalı ama güzel işliyor.

Londra’da ev kiralama sürecini çok güzel anlatan bir yazı var: seafoodplus.info

Londra dışında evler çok daha uygun ve düzgün ve iş bulmak da daha kolay deniyor ama bu sefer de yabancı oranı daha az. Londra’da yabancı sayısı hem hastalar hem sağlık çalışanları açısından çok fazla, neredeyse %40 filan, o nedenle çok yabancılık çekmiyorsunuz, herkes alışık yabancı doktora.

Londra güzel şehir olduğu ve gezecek çok yeri olduğu için, özellikle başlarda Londra’da yaşamak güzel ve avantajlı olsa da, bir süre sonra her yerini gezince bu avantajı azalıyor.

Bir avantajı da, Türk ve Müslüman daha çok var. Bu nedenle Türk yemeği ve tercih ederseniz helal yemek bulmak da genelde Londra’da kolaylıkla mümkün oluyor. Merkezde daha zor olsa da bir şekilde bulunuyor. Olmazsa da vejetaryenlik çok yaygın olduğu için her ortamda mutlaka vejetaryen yiyecek net bir şekilde etiketlenmiş oluyor. Genel olarak her türlü kültüre saygılı oldukları ve alerji türü şeylere çok dikkat ettikleri için restoranlarda neyin içinde ne olduğu sorusuna çok net cevap alabiliyorsunuz.

Ek olarak, Jenni Tapanila’nın yaptığı örnek yaşama masrafı senaryoları (çok faydalı ve gerçekçi olduğunu düşünüyorum)

seafoodplus.info?usp=sharing

Bir de bu konuda şu yazım faydalı olabilir:

seafoodplus.info

Malpraktis mevzuları - Hadiza Bawa Garba vakası ile ilgili özet

UK’de bir pediatri registrarı, 6 yaşında sepsisten ölen bir çocuğun ölümünden sorumlu tutulup 2 yıl hapse ve doktorluktan men edilmişti ne yazık ki.

Özetle temel sebep her gün NHS’te yaşanan aksaklıklar ve doktor günah keçisi olmuştu.

Nijerya doğumlu ancak tıbbı İngiltere’de okumuş, yıllarca İngiltere’de başarılı ve hatasız bir doktorluk kariyerine sahip olan Hadiza, bu olay yaşandığı gün 13 aylık doğum izninden döndüğü ilk gün, ilk kez çalıştığı hastanede induction olmadan pat diye 5 servis ve bir acil yatış ünitesinden tek başına sorumlu olmak zorunda kalmış (işe gelemeyenler olduğu için), hocası eğitimdeymiş, hastanede kan sonuçları sisteminin bozulduğu güne denk gelmiş, ishal ve kusmayla gelen Down sendromlu ve kalp hastası Jack’in aslında pnömoni olduğunu ancak diğer yoğun işlerinden (başka bir çocuğa LP yapmak gibi) fırsat bulup Xraye bakınca farkedip antibiyotik başlamış ama buna rağmen Jack maalesef o akşam arrest olmuş ve dönmemiş. Ayrıca videoda anlattığı gibi en son gördüğünde toparlamış bi haldeymiş ondan çok hasta olduğunu düşünmemiş. Xraye de 3 saatlik bir gecikmeyle bakmış ve xray çekildiği kendisine haber verilmemiş. Ayrıca Hadiza reçete etmediği halde annesi çocuğun normalde aldığı enalaprilini vermiş (hastayı çok iyi bilmeyen kendisi de pediatride ilk günü olan bi SHO’ya danışmışlar ve Hadiza’ya haber verilmemiş)

Daha çok sistem hatalarının kurbanı olduğunu düşünen pek çok doktor bu karardan sonra örgütlendi, Justice for Hadiza Bawa Garba diye gruplar kuruldu, seafoodplus.info

Hadiza’nın doktorluktan men edilmesi kararına itiraz etmek için crowdfundingle para toplandı ve çok yakın zamanda lisansı geri verildi.

seafoodplus.info

Vaka ile ilgili daha fazla detayları buradan okuyabilirsiniz.

seafoodplus.info

Psikiyatri uzmanlığı

Ben Şubat ’dan beri psikiyatri dalında Trust Grade CT olarak çalışıyorum (Camden and Islington NHS Trust). Ve inşallah Ağustos ’de de Londra North East bölgesinde psikiyatri uzmanlığına başlayacağım. Bu konuda gelen sorulara cevap olması açısından deneyimlerimi paylaşmak istedim.

UK’de psikiyatri sistemi ve uzmanlık

Türkiye’de tıp fakültesindeki rotasyonlar dışında psikiyatri deneyimim olmadığı için tam karşılaştıramıyorum, ama buradakini anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle 3 sene Core Psychiatry Training, sonra da 3 sene yandal (specialty psychiatry training) yapılıyor. İlk 3 seneyi bitirince psikiyatrist olarak çalışamıyorsunuz ne yazık ki. Core medical ya da surgical training de böyle.

Yan dallar burada şu şekilde ayrılıyor:

CAMHS (Child and Adolescent Mental Health) - Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

General Adult Psychiatry (Genel Erişkin Psikiyatrisi) yaş arası

Liaison Psychiatry (Acile gelen ya da normal hastanede yatan hastalara konsa gidenler burada kendi başına ayrı bir bölüm)

Older Age - Geriatrik Psikiyatri (65 yaş üstü - vaka bazinda istisnalar olabiliri, örneğin erken demansı olan hasta 55 yaşuıdaysa dahi older age psikiyatri takip eder))

Medikal Psikoterapi - Bu yandalı yapanlar adı üstünde psikoterapi ağırlıklı çalışıyorlar. Ancak diğer psikiyatri uzmanları da bu konuda deneyimlerine göre psikoterapi yapabilir; hatta eğitim sürecinde psikoterapi deneyimi olmazsa olmaz koşullardan biri. Bir çok psikiyatri uzmanı ek eğitimlerle çeşitli psikoterapi ekollerinde terapi uygulamaları yapıyorlar. Ayrıca medikal psikoterapi ile genel erişkin psikiyatrisinin ikisini birden kombine eden, ekstra 1 sene daha uzun bir yandal opsiyonu da var.

Burda yatak kapasitesi az olduğu için hastaneye ancak çok kötü durumdaki hastalar yatıyor. Genelde psikoz (şizofreni, bipolar) yada çok ağır depresyon, intihar düşüncesi ile.

Hastaneye yatışın alternatifleri olarak Crisis House, Crisis Team ya da supported accommodation (yardımcı sağlık personellerinin çalıştığı, yurt benzeri kurumlar) şeklinde seçenekler de var. Crisis House, kilitli olmayan, hastaların isterlerse çıkabildikleri, daha hafif vakaların yattığı yerler.

Crisis Team (Kriz ekibi), 24 saat telefonla aranıp bilgi alınabilen, gerekirse kriz dönemindeki hastalara her gün ya da gün aşırı ev ziyaretleri yapabilen bir ekip.

Bir de ruh sağlığı problemlerinden dolayı bağımsız yaşamını sürdüremeyen kişiler için geçici ya da ömür boyu kalabilecekleri supported accommodation’lar var. Bunlarda da hemşire ve social worker’lar oluyor. Hastalar biraz daha monitorize olabiliyor, bir nevi yurt gibi.

Uzmanlık yapmak için, F2 competency’sini aldıktan sonra, ilk olarak 3 senelik Core Psychiatry Training yapılıyor. Ancak Core Medical Training’de olduğu gibi, bunu bitirince, Türkiye’deki gibi ‘Genel Psikiyatrist’ ya da ‘Genel Dahiliyeci’ olunMUyor maalesef. Uzmanlık eğitiminin ikinci aşaması olan 3 yıllık Specialty Training de yapıldıktan sonra uzman olunuyor. Bu kısım, yukarda saydığım yandallardan birinde yapılıyor.

Core Psychiatry Training için öncelikle, GP giriş sınavıyla aynı olan MSRA var. Bunun başvuruları normalde Kasım’da, ama ikinci yerleştirmeler Mart’ta da oluyor. MSRA, PLAB 1’in bir seviye daha zoru ama çok benzer. Tabi çıkmış soru olayı yok burda :)

MSRA’den çok yüksek puan alırsanız direkt offer, değilse interview var. Bir tane portfolio station, bir de angry patient station var. Çok zor değil. Girmesi nispeten en kolay bölümlerden psikiyatri burda. Özellikle Londra takıntınız yoksa mutlaka bir yere girersiniz.

Psikiyatri uzmanlığı ve sınavları hakkında IMGs in the UK grubunda epey bilgi var. Bir ara fırsat olursa ben de daha ayrıntılı yazmaya çalışırım.

seafoodplus.info sınav sorularına en yakın tarzda gibi MSRA için, seafoodplus.info de fena değil, özellikle ayrıntılı açıklamaları.

Portfolio, CV’nizde olan her şeyin kanıtları gibi bir dosya. Yaptığınız sunumlar, araştırmalar, özellikle UK’de çalıştıysanız burda topladığınız geri bildirimler, CBD’ler, appraisallar vs.

Bu websitesinde psikiyatri uzmanlığına girişle ilgili baya kaynak var. Bu yazı da Core Training’e girişle ilgili. Blogun yazarı da genelde facebook’tan sorulara cevap veriyor (tabi soru yağmuruna da tutmamak lazım adamı :) seafoodplus.info#more

Bu Facebook grubunda da baya bir bilgi var buradaki psikiyatri eğitimi, sınavları vs ile ilgili. Bu grubu da Dr Raja Adnan Ahmed kurmuş. Kendisi birebir sorulara da cevap veriyor genelde, çok yardımcı bir insan.

seafoodplus.info?ref=bookmarks

Çalışma şartları nasıl?

Daha az acil durum olduğu için pek çok dahili ve cerrahi branşa göre daha rahat diyebilirim, ayrıca genelde oturarak çalışıldığı için fiziksel olarak daha az yorucu. Ancak psikiyatri de ‘yan gelip yatma yeri değil’, valla :) Çalıştığınız bölüme, yere göre çok değişebilir.

Yine nöbetler var, ve yerine göre çok yoğun da olabiliyor, oldukça rahat da. Ve nöbette psikiyatrik ya da medikal acil durumlar karşınıza çıkabiliyor.

6 aylık ya da 4 aylık rotasyondaki tüm nöbetler rotasyon başlamadan ay önce belirleniyor. Nöbetlerin sıklığı da çalıştığınız yere ve bölüme göre değişmekle beraber benim Psikiyatri’de 6 aydaki toplam nöbet sayım:

■14 gece nöbeti (3’lü veya 4’lü bloklar halinde, toplam 4 blok) = Ortalama ayda yaklaşık 2 gece nöbetine karşılık

■9 tane twilight (5pm-9pm) = Ortalama ayda yaklaşık

■3 tane haftasonu/bank holiday (9am-9pm)

Bu nöbetler ya Psikiyatri hastanesindeki acil durumlara, ya da acildeki Psikiyatri hastalarına bakmak şeklinde oluyor.

Bir de şunu ekleyeyim, kıdem arttıkça nöbet sayısında değişiklik olmuyor. Ayrıca, biri herhangi bir sebeple nöbetini tutamazsa, onu zorla başkalarına verme yok, gönüllü ve parasıyla Locum ayarlanıyor.

Ben kendi çalıştığım yerlerdeki iş deneyimlerimi kısaca yazayım:

İlk 6 aylık rotasyonumda, Highgate Mental Health Centre’da (Psikiyatri Hastanesi) bir serviste çalıştım. Benim çalıştığım servis, General Adult Psychiatry servisi idi.

Burada temel göreviniz hocayla beraber hasta viziti yapmak (her hasta haftada bir görülüyor, ve vizitlerde oturarak laptopa dokümantasyon yapılıyor)

Aynı zamanda hastaların sağlık problemlerinden de ilk aşamada siz sorumlusunuz. Çoğu psikiyatrı hemşiresi ve diğer yardımcı personel kan alamıyor, EKG çekemiyor ve hatta genel fiziksel sağlık hakkında baya bilgisizler. Ondan bu işler hep doktorlara kalıyor.

İkinci rotasyonum Community Psychiatry idi. Bunlar hastane içinde değil, ayrı ufak binaları var. Stabil hastaları klinikte düzenli görüyorsunuz (durumuna göre ayda birden 6 ayda bire kadar değişiyor sıklık). Genelde günde hasta görüp öğleden sonra da onların dokümantasyonunu ve diğer bazı işleri yapmakla geçiyor (referrallar, hocaya danışma, collateral toplama, gelmeyen hastaları telefonla arama vs). Her şey uzun uzun yazıldığı için ancak yetişiyor :) Bir de bir sonraki günün hastalarının notlarını okumak gerekiyor (ya da fırsat varsa aynı gün, ama hastayı görmeden önce). Follow up hastalara en az 30 dk, yeni hastaysa 1 saat ayrılıyor.

İş bulma durumları nasıl?

Sanırım ben biraz şanslıydım, zira psikiyatride trust grade işler dahiliye ve acile göre daha nadir olmasına rağmen merkezi bir yerde iş bulabildim (Camden and Islington NHS Trust). Ama biraz daha uzun sürdü dahiliyede iş bulmaya göre ( ay). Bir de rotasyon başlangıcına denk gelmesi ile ilgili. Psikiyatri rotasyonları genelde 6 aylık (Ağustos’ta ve Şubat’ta başlamak üzere) olduğu için, Mayıs ve Kasım gibi iş ilanları çıkıyor. Her zamanki gibi seafoodplus.info’den buldum.

Bana uygun mu?

Psikiyatri sevene güzel bence ama sizin deneyiminiz nasıl olur bilemem. İlginizi çekme sebeplerine, kişiliğinize, tercihlerinize çok bağlı. Psikiyatrinin de zorlukları var, rahat diye seçiyorsanız çok aşırı rahat diyemem, nöbet sıklığı çok aşırı farklı değil. Özellikle başlarda (ilk birkaç hafta) adaptasyonu biraz zorlu olabiliyor. Ben daha önce bu kadar ağır vakalar görmemiştim, direkt de yatan hastalarla başlayınca birden 15 ağır psikoz vakası ile aynı serviste olmak biraz korkutmadı diyemem. Bir de burada tüm kapılar kilitli, ayrıca kişisel alarm taşıyorsunuz (bir şey olursa yardım çağırmak için) ve kendinizi savunma eğitimi veriliyor, bunlar aslında önleyici ve güvenliği artırıcı olsa da, başta insanı geriyor. Alarmı birkaç kez kullanmam gerekti, ama olay büyümeden ve sadece sözlü şiddet varken ve daha kolayca çözüldü. Çok şükür şimdiye kadar bir fiziksel şiddete uğramadım ama hemşirelerden uğrayana çok rastladım. Şiddet riski UK’de diğer branşlara göre daha yüksek, ama Türkiye’deki herhangi bir branştan çok farklı değil bence 😬😅

Çalışma şartları nerede ve hangi yan dalında çalışıldığına göre de değişiyor tabi.

Bir de biraz kafa olarak ve duygusal olarak da yorabiliyor, ama buna da alışılıyor bir nebze. Tıbbın her alanında az çok olan bir durum sonuçta.

Emin değilseniz kendinizi bir non-training işle deneyebilirsiniz. Hem adapte olmuş olursunuz hem de mülakatlarda şansınızı artırır.

Sonuç olarak ben severek başladım ve 12 aylık deneyim sonrası hala seviyorum ama önemli olan size uygun olup olmadığını anlamak, ki kolay bir şey değil.

Avantajlarından biri de, hata yapma riskinin ve aciliyetinin daha az olması. Ayrıca her hastaya uzun uzun zaman ayrılıyor ve derinlemesine tanıyabiliyorsunuz.

Yalnız biraz da sabır işi, zira bi hastaya bazen 1 saat ayırmak, uzun uzun geçmişini okuyup uzun raporlar yazmak herkese göre olmayabilir. Bana roman okumak gibi, bir filmin/belgeselin içinde olmak gibi geliyor doğrusu, ondan seviyorum 😅

Hastaların hayat hikayelerini, kişiliklerini, en derin, gizli düşünce ve duygularını öğrenmek bana çok ilginç geliyor. Elbette üzücü de oluyor. Bazı şeylere alışılsa da yine de üzücü olmaya devam ediyor bi miktar. Ancak bunlar hep subjektif tabi.

Kendinize uygunluğunu anlamanız için birkaç yöntem:

-Psikiyatri ile ilgili bir şeyler okuyun izleyin

-BBC’de Louis Theroux’un On Edge diye postpartum psikiyatrik hastalıkları anlatan bir belgeseli var. Bir de Yeme Bozuklukları ilgili bir belgeseli daha var. UK’de Psikiyatri servislerinde geçiyor ve baya gerçekçi. Bir de forensic psikiyatri’de geçen bir belgeseli var, adı By Reason of Insanity (not for the faint hearted :)

-Stacey Dooley’in On the Psych Ward diye bir belgeseli var

-Netflix’te To the Bone diye bi film var yine Yeme Bozuklukları ile alakalı

Youtube’a psychiatry real patients/MSE yazarsanız baya güzel videolar var.

Örneğin: seafoodplus.info?v=bWaFqw8XnpA

Bir de bu videoları izlemenizi öneririm:

Pros and Cons of Psychiatry

seafoodplus.info?v=T5s0BHFzmDU

A Career in Psychiatry

seafoodplus.info?v=9UhcfcC56AA

İngilizcem yeter mi?

İletişim açısından en zorlayıcı bölüm diyebilirim, ama muhtemelen düşündüğünüz kadar değil, en azından benim için öyle oldu.

Tabi hem temel muayene ve test aracımız dil ve iletişim olduğu için, hem de genel olarak iletişim kurması biraz daha zor hastalar olduğu için advanced seviye bir İngilizce gerekiyor, ama bence alışılıyor ve iş içinde gelişiyor. Tabi ki İngilizce seviyenize ve geliştirme yeteneğinize göre de değişir.

Örneğin birçok İngilizce filmi, diziyi ya da diğer insanlarla konuşmalarınızı %’ten fazla anlıyor olmanız gerekiyor diyebilirim (benim görüşüm ve tahminim). Ben Psikiyatriye başlamadan önce 2 sene burada dahiliyede çalışmış olmama ve 4 yıldır Londra’da yaşıyor olmama rağmen başta beni biraz zorladı diyebilirim. Daha önce karşıma çıkmayan birçok kelime ve terim karşıma çıktı, ama zamanla öğrendikçe kolaylaştı. Bir de daha fazla uzun raporlar okuma olduğu için de biraz zorlayabiliyor. Örneğin dahiliyede çalışırken yazılı notlarda bilmediğim kelimeye nerdeyse rastlamazken, psikiyatride her gün en az 1 kelime öğrendiğim oluyordu başlarda. Hastaların görünüşünü, davranışlarını tasvir etmek, bir de özellikle manik hastaların daldan dala atlayan konuşmalarını takip edebilmek zor oluyor, ama ana dilde de zor olan bir mesele bu zaten. Ancak hastanın problemini anlayamayacak kadar bir zorlanma yaşamadım şu ana kadar. Sadece birkaç kelimeyi ya da cümleyi kaçırma şeklinde oluyor, o da genelde sorun olmuyor ve tekrarlatabiliyorsunuz. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da mükemmeliyetçi olma takıntısıyla baş edebilirseniz, aslında büyük bir problem değil. Mesele daha çok kendimizden çok yüksek standartlar beklememizde oluyor.

Doğrusu ben de başlamadan önce İngilizce meselesinden çok korkuyodum, ve düşündüğüm kadar zorlamadı. Şu anda, iyi ki bundan dolayı vazgeçmemişim diyorum. Bir de sonuçta Türk ve yabancı hasta da çok, o nedenle diversity avantaj da olabiliyor. Hem dil hem kültürel açıdan. Özellikle kuzey Londra’da baya bir Türk hasta var, ben neredeyse her 2 haftada en az 1 Türk hasta görüyorum. Bazen İngilizce konuşamadıkları ya da ikinci dilleri olduğu için beni görünce çok mutlu oluyorlar. Ancak yurtdışında, özellikle psikiyatride Türk hasta görmenin bir sıkıntısı da, sizden bazen çok şey beklemeleri (hemşeri olduğunuz için daha fazla ilgilenmenizi, özel ilgi göstermenizi beklemeleri) ve sınır koymada biraz daha zorlanmak. Dolayısıyla Londra dışında olmanın bir avantajı, bu sorunlarla karşılaşmamak olabilir.

Bir de bazen bir hastayı ben anlayamıyorsam İngilizler de anlamıyor zaten. Bizdeki ne dediği anlaşılmayan yöresel aksanlar gibi düşünebilirsiniz.

Psikiyatride çalışmaya başladıktan sonra doğal olarak hastalar ve yakınlarından gelen fiziksel ve sözlü şiddet ihtimali arttı. Doktorluğun her alanında elbetteki belli riskler var, psikiyatrininki de bu, ve gerçekten sevince katlanılıyormuş :) Kaynaklarda bu konuyla baş etmenin yollarını anlatan birkaç güzel podcast koydum.

Bir de en azından buradaki mental health servisleri epey iyi olduğu için bu da riski azaltıyor olabilir diye düşünüyorum. Örneğin 24 saat ulaşılabilen Crisis Team diye bir oluşum var, NHS’e ait. Hastalar telefonla bilgi alıp, gerekirse acil mental health review alabiliyorlar. Ayrıca poliklinik takipleri çok iyi. Her hastaya yarım saat ayrılıyor. Hastayı görmeden önce notlarını uzun uzun okuyabiliyoruz. Bazı hastaların care coordinator diye bir social worker’ı var, kendisine bir çok konuda destek olan. Ayrıca servislerde hepimizde alarm var ve tehdit altında hissedersek alarmı çalınca hemen hemşire gelip yardımcı oluyor.

Psikiyatri Rotasyonlarının Bazıları:

■Community Psychiatry

Early Intervention Psychosis

Rehab and Recovery Teams

Crisis Team/Home Treatment Team

Learning Disability

Memory Clinic

■Inpatient Psychiatry

Admission Ward

General Ward

Rehab Ward

PICU (Psychiatric Intensive Care Unit)

Forensic

Psikiyatri’de bir hafta nasıl geçiyor:
(Benim Community General Adult Rehab and Recovery Team’deki işimden örnek)

Çalışma saatleri NHS’teki pek çok diğer işte olduğu gibi arası.

Çoğu sabah maksimum 3 hasta (bazen daha az da olabiliyor), her birine en az 30 dk, bazen 1 saat ayrılıyor

Öğleden sonra sabah görülen hastaların dokümantasyonu ve diğer işleri yapılıyor

Haftanın bir sabahı MDT - Multi Disipliner Toplantı (MDT) - Social Workers vs katılıyor, hastalar tartışılıyor

Salı ya da Perşembe öğleden sonra MRCPsych teaching

Çarşamba öğleden sonra Academik Program (Balint, Eğitici bir konu, Vaka Sunumu, Makale Tartışması)

Tam olarak ne yapılıyor psikiyatride?/ Psikiyatride çalışmaya yeni başlayan bir junior doktordan bilmesi istenenler:

(Bu kısımları da yabancı bir arkadaş için yazmıştım, hem İngilizce’sini hem de Türkçe çevirisini koyuyorum):

Risk değerlendirmesi, mental state exam, yaygın psikiyatrik durumların teşhisi.

Akut maninin ve akut psikozun nasıl yönetileceği, sakinleştirici verme vb.

Ayrıca, kabaca Mental Health Act ve hastayı isteği dışında yatırma meseleleri (Section 2, 3, 5(2), gibi). Section 5(2) hariç kimseyi section edemiyorsunuz zaten SpR olana kadar ama yine de bazen bu hastaya section gerekiyor diyip süreci başlatmanız gerekebiliyor.

Bazen A&E’deki ya da servisteki sectionable olmayan hastalar taburcu olmak isteyebiliyor ve kapasitelerinin olup olmadığını ve / veya Section 2’ye ihtiyaç duyup duymadıklarını değerlendirmeniz gerekebilir.

Ama bunları çoğunlukla induction ve ilk birkaç haftada öğretiyorlar ve ayrıntılı olarak bilmiyorsanız sorun değil.

UK’de pek çok diğer bölümde olduğu gibi, kıdemliler çok yardımcı. Daha çok iş başında öğreniyorsunuz.

Psikiyatrinin dökümantasyonu biraz daha farklı ve ayrıntılı. Ancak hasta notlarında örneklerini görerek kısa sürede buna alışılıyor.

Ve ilaçları başta çok fazla bilmenize gerek yok. Yardım ediyorlar.

İnformal kendi isteğiyle yatan, zorla yatırılmayan hasta demek. Yani sectionable değil.

Genel bir tavsiye, Google’ı en iyi arkadaşınız yapın 😅

Dürüst olmak gerekirse ben her zaman bilmediğim şeyleri google’lıyorum. Bilmemek sorun değil. Örneğin mental kapasiteyi nasıl değerlendireceğinizi gösteren videolar var. Ancak tıptaki her şeyde olduğu gibi, pratikle daha iyi olacaktır. Ancak en azından temel bilgileri bilmek önemli, bu yüzden biraz okuyun derim.

seafoodplus.info

Gününüzün nasıl görüneceği büyük ölçüde ne tür bir bölümde çalıştığınıza bağlı olacaktır.

Ben ilk önce 6 ay yetişkin akut psikiyatri servisinde çalıştım. Akut kriz nedeniyle kabul edilen yaş arası yetişkinler. Genellikle psikoz, mani, nadiren şiddetli depresyon / EUPD / intihar girişimi ile yatıyor. 1 yıl kalan da var, 2 hafta da. Hastaları hoca ile haftada bir kez görüyorsunuz. Vizitler bir odada oluyor. Herkes otururken :) Hastalar bu odaya geliyor. Bu sırada sizin göreviniz genelde odadaki bilgisayara dökümente etmek. Her görüşme ortalama olarak 10 - 30 dk arası (bazen de gelmeyi reddettikleri için 0dk) alıyor.

Sonrasında 6 ay community psikiyatride çalıştım. Yani ayaktan hastalarla. Ama bizdeki gibi hastanede değil, ayrı merkezler var.

Yaptığım community işi de psikoz ve bipolar olan hastalara özgü bir ekipte idi. Yatan hastalara göre çok daha rahattı. Günde de en fazla 3 hasta, DNA’lar (did not attend) veya sadece boş admin günleri nedeniyle bazen 0 hasta görüyordum. Admin (notları yazma, hastanın diğer işlerini yapma) için ekstra zaman veriliyor. Genelde öğleden sonra görüşmenin dökümantasyonları yapılıyor uzun uzun. Daha sonra gördüğüm hastaları hocaya danışıyordum (duruma göre bazen aynı gün, bazen daha sonra).

Hasta çok acil şekilde kötü olmadıkça psikiyatride neredeyse hiçbir zaman aciliyet yok, o zaman da ambulans, polis vs çağırabilirsiniz. Neredeyse kendi kendime hiç ilaç kararı vermem beklenmedi ilk senem olduğu için. Psikiyatride çoğu management yöntemi zaten common sense, sosyal konular vs.

Nöbetler biraz daha farklı tabi. Yine de SpR’yi arayabilirsiniz ve hemşireler de çok şey biliyor ve size yardımcı olabilirler (sormaktan çekinmeyin!). Psikiyatri hastanesinde yaptığım nöbetlerde, işim esas olarak fiziksel sağlık sorunlarına yardımcı olmak, ilaç reçete etmek vs idi. Ve çok kötü durumdalarsa normal hastaneye gönderiyorsunuz. Psikiyatri hastanelerine genellikle 5 dakika uzaklıkta bir medikal hastane olur ama aynı hastane sayılmıyor. Psikiyatri hastanesinde out of hours yani nöbetlerde tek doktor siz olabiliyorsunuz, ancak hastalar oral tedaviden daha fazlasına ihtiyaç duyarlarsa, genellikle medikal hastaneye gitmeleri gerekir. Ve bize bunu induction’da daha ayrıntılı olarak öğretiyorlar. Psikiyatri hastanelerinde GP merkezinden daha fazla ekipman yok. Görüntüleme yok, laboratuvar yok, IV tedavi yok. Sadece temel ALS kaynakları, koğuş başına 1 tüp oksijen, EKG, kan şekeri makinesi ve defib vs var. Kanları ana hastaneye götürüyoruz, sonuçları almak saat sürüyor ancak çok acilse A&E yapıyor. Neyse ki, psikiyatri hastaları fiziksel anlamda hastanede yatan hastalar kadar ‘sick’ olmadığından, acil ve ciddi klinik sorunlar nadir.

Serviste çalışırken hastaların GP’si gibi oluyorsunuz. Özellikle bazı hastalar aylarca yattığı için, fiziksel sağlık sorunu için uzman görüşüne ihtiyaç duyarlarsa, onları medikal hastanedeki ayaktan hasta polikliniğine sevk etmeniz gerekebilir. Acil bi mesele ise, medical SpR veya A&E’yi arayıp tavsiye isteyebilir veya ambulans /taksi ya da yürüyerek gönderebilirsiniz (hemşireyle filan) - örneğin, eğer üst ekstremite kırığında vs.

Psikiyatri hastanesi nöbetlerinde bir göreviniz de yeni hasta yatışını yapmak. Zaten oraya gelene kadar zaten genelde A&E’de psikiyatri hemşireleri / SpR tarafından görülmüş oluyorlar ve temel işiniz, yapılmadıysa fiziksel muayene, kan ve EKGsini halletmek, ilaçlarını yazmak, notlarını özetlemek.

Örneğin normalde bi hasta cuma akşamı ve herhangi bir düzenli ilaç almazken, akut bir psikiyatri krizi (mani / psikoz vs) ile geliyorsa, SpR’yi arayabilir ve ne ilaç yazacağınız konusunda tavsiye isteyebilirsiniz. Ya da düzenli ilaç alırken buna rağmen kötüleştilerse, ilave ilaç eklemeniz veya bir şeyi değiştirmeniz gerekip gerekmediğini SpR’ye sorun.

Bazı ilaçlar (çoğu antipsikotik ve çoğu mood stabilizatör) bir süredir alınmadıysa, yeniden titrasyon gerekebilir (lityum, valproat, lamotrijin, klozapin, olanzapin ve diğer antipsikotikler) -bu durumda BNF’ten kontrol edin ve gerekirse SpR’ye sorun)

Depo ilaç alıyorlarsa zaten yazmanın acelesi yok.

PRN ilaçları yazmak şart. Bir de alkol ya da metadone withdrawal meselesi önemli, bilmiyorsanız yine bunu öğrenin, SpR’a sorun, trust guideline’larına bakın.

Özetle, psikiyatriye yeni başlayan bir junior doktordan fazla bir şey beklemiyorlar. Çok rahat halledersiniz ve kolayca adapte olursunuz.

Kitap tavsiyesi olarak da Oxford yayınlarından Psychiatry P.R.N. ve Maudsley Prescribing Guidelines’ı öneririm (bible of psych medications).


İngilizce’si:

What they expect from a junior doctor in Psychiatry:

Main things they might expect from a junior doctor who starts working in psychiatry are: risk assessment, mental state exam, diagnosis of common psychiatric conditions, an idea of MHA such as section 2,3,,5(2), how to manage acute mania, rapid tranquilisation etc. Most UK graduates learn these well in medical school so they expect you to know the basics in the beginning. They usually teach the most important things you need to know on induction and in the first few weeks and it’s ok if you don’t know in detail and you can always ask, read more etc. Seniors are very supportive. You learn mostly on the job. You will also see examples of history in the patients’ notes so you will quickly pick those up. You won’t section anyone apart from the occasional section 5(2) as a junior doctor (Usually registrars and above have the right to section people)

Sometimes you might see people in A&E / informal patients might wanna be discharged and you might need to assess if they have capacity and or they might need section 2 and then call SpR.

SpRs and consultants are very helpful in everything. And you don’t really need to know too much about meds. They will help you.

Informal is voluntary patient, meaning they are not under section and admitted willingly.

A general advice, make Google your best friend 😅

Honestly I google things that I don’t know all the time. It’s ok not to know. There are videos to show you how to assess capacity you can find. But like with everything in medicine, it gets better with practice. That’s why it’s ok not to be sure when you are new to it. But it’s important to at least know the basics so read about it a little.

seafoodplus.info

How your day will look like hugely depends on what type of psych job you will do. I can tell you about the ones I know but yours might be different.

I first worked in general adult acute psychiatric ward. aged adults who are admitted due to being in acute crisis, usually psychosis, mania, rarely severe depression/EUPD/suicidality. Some stay for a year some for 2 weeks. You see them once a week with consultant, document while seeing them on a laptop (while everyone sitting:) and it takes from 10 mins to 30 mins on average and sometimes 0 as they refuse to come..

The community job I am doing is also for pts with psychosis and bipolar, it’s more chilled, I see max 3 patients/day, sometimes 0 due to DNAs or just empty days. And in the afternoon I do the letters. I discuss patients I saw afterwards (sometimes same day, sometimes later), there is almost never anything urgent unless they are super unwell then you can call ambulance for admission etc. I almost never make medication decisions. The rest is just social stuff usually. Honestly it’s really easy even if you don’t know much. Mostly common sense.

The on calls are the only time you are on your own but still you can call the SpR and nurses know a lot too and can help you. In the on calls I did in the inpatient hospital, my job was mainly to help with physical health issues, prescribe things etc and if they are too unwell, you send them to the main hospital. Usually psych hospitals has a main hospital 5 mins away but they are separate. I was the only doc in the psych hospital, but if patients need more than just oral treatment, they usually need to go to the main hospital. And they teach us that in more detail in induction. psychiatry hospitals don’t have more equipment than a GP surgery. No imaging, no lab, no IV treatment. Only basic BLS supplies, 1 tube of oxygen per ward, ecg machine, blood sugar machine and defib. We take bloods to the main hospital but if very urgent it’s best A&E does and sends them. Thankfully as psych patients are not like medical hospital inpatients, urgent and serious clinical issues are rare.

So we were like their GPs, deciding if they need further medical attention. Some patients stay for months so if they need like secondary care for a physical health issue, you refer them to outpatients in the main hospital etc. If urgent, you call the med SpR or A&E and ask for advice and send them by ambulance/transport/walking with a nurse etc depending on the issue. For example if it’s a broken hand, they could walk with a nurse etc.

Also on the on calls, you clerk new patients - they are already seen in A&E by psych nurses/SpR if sectioned, and it’s more for prescribing their usual Meds + PRN sedation. You can check the other inpatients’ charts to get an idea how to do this and ask nurses too.

If it’s a Friday evening and they come with acute mania/psychosis and not on any antipsychotic/mood stabilizer, you can call the SpR and ask advice about what to prescribe. Or even if they are on something and they had been taking regularly and despite that got unwell, again ask SpR re if you should add on additional meds or change anything.

With some meds (most antipsychotics and most mood stabilizers), if they haven’t been taking them for a while, we might need to retitrate (esp lithium, valproate, lamotrigine, clozapine, olanzapine and most other antipsychotics, so in that case check BNF and ask SpR if needed)

If they are on depot, do not prescribe until you fully confirm when was the last date given.

Relax, they don’t expect too much from CT1s initially. You will get used to it in no time.

There is also a book called psychiatry P.R.N. which I find useful. Maudsley prescribing guidelines is the bible of psych medications.


İşe başlamadan önce kendinizi hazırlamak için kaynaklar

  1. Bu dosyada baya bir kaynak listeledim: seafoodplus.info?usp=sharing

  2. Two very good podcasts for managing violent and aggressive patients in psychiatry (Bu websitesindeki bütün podcastleri öneririm) - seafoodplus.info

  3. seafoodplus.info

  4. Sinirli hastayla baş etme yöntemleri (Psikiyatri dışındaki branşlarda da faydalı) - seafoodplus.info

    Direct link to the podcast: seafoodplus.info

  5. YouTube’a ‘psychiatry’ yazıp ararsanız pek çok faydalı eğitim videosu çıkıyor. Örneğin:

    Surviving Psychiatry On-Calls (by Maudsley NHS)

    seafoodplus.info?v=tkiGsN1CEBc&t=19s

Faydalı diğer kaynaklar (en önemli kısım, çok değerli kaynaklar!)

İngiltere’de doktor olmakla ilgili aşamalar için edinilecek en temel bilgi kaynakları:

Websiteleri

Büşra’dan diğer kaynaklar

Bloglar

İngiltere’de doktorluğa dair neredeyse her bilgiyi bulabileceğiniz çok çok önemli ve faydalıbloglar. Sadece sınavlar değil denklik ve sonrası için de ayrıca İngiltere’de yaşamla da ilgili pek çok faydalı bilgiler var. Aklınıza ne soru geliyorsa önce bir buraya bakın:

Facebook ve WhatsApp grupları

  1. Turkish Doctors in the UK (İngiltere’deki Türk Doktorlar) Facebook grubuseafoodplus.info?fref=nf (benzer pek çok daha kaynak ve bilgiyi bulabileceğiniz) PINNED POSTA VE FILES KISMINA BAKIN (TÜM KAYNAKLAR ORADA LİSTELENMİŞ):

  2. Bir de birkaç Telegram grubu var, epey üyesi var (Turkish doctors in the UK Facebook grubundan güncel grupları ve linkleri bulabilirsiniz)

    seafoodplus.info

  3. IMGs in the UK Facebook grubu - seafoodplus.info?multi_permalinks=&notif_t=group_activity&notif_id=&ref=m_notif

    Bu yukardaki Omar Alam Facebook’ta IMGs (international medical graduate) in the UK diye de bi grup kurdu, daha çok iş bulduktan sonraki şeylere yönelik, ama bloguna yeni bir şey ekledikçe burada haber veriyor, burada IMGler buluşması filan ayarlıyorlar, yine de üye olup orada geçen muhabbetleri takip etmenizde fayda var, insanlar çalışmaya başladıktan sonra nelerle uğraşıyor neleri dert ediyor vs görmüş olursunuz. Ayrıca tüm bu ve benzeri facebook gruplarında, takip edince göreceğiniz gibi aklınıza takılan her soruyu sorabilirsiniz ve çoğunlukla bir cevap alırsınız. Ayrıca files bölümünde de yararlı bilgiler oluyor.

    Bu grubun files kısmında yararlı blogların ve kaynakların bir listesi var: seafoodplus.info")

  4. PLAB facebook grubu - seafoodplus.info

    Bu sistemle ilgili bildiğim çoğu şeyi bu gruptan öğrendim. Buranın dosyalar bölümünde sınav için gerekli her türlü kaynak bedava var. Ayrıca sınavları geçen insanlar tecrübelerini de oraya yazıyor. Binlerce doktor birbirine bu konuda destek oluyor ve bir sorunuz varsa oraya yazınca mutlaka bir cevap alırsınız. Ayrıca sınavlara çalışırken oradan bulunan insanlarla Whatsapp’tan filan çalışma grubu oluşturmak da çok yaygın bir şey ve bence çok işe yarıyor. Sadece sınav çalışma için değil, beraber doğru kaynakları derleyip toparlamak, birbirini motive etmek, bilgi paylaşımı vs için de çok önemli.

  5. PLAB2 and GMC registration facebook grubu - seafoodplus.info

  6. Grup değil ama kişi Ehtasham Junaid - seafoodplus.info (seafoodplus.info )

    Yine yabancı bir doktor olup şu an Radyoloji alanında uzmanlık yapan bir doktor (Ehtasham Junaid) çok faydalı videolar hazırlayarak İngiltere’de uzmanlık aşamaları hakkında çok sorulan sorulara cevap veriyor. Bunları Facebook sayfasında yayımlıyor. Sorulara da genellikle cevap vermeye çalışıyor.

  7. Pakistan’dan gelen bir IMG olan ve şu anda İngiltere’de Psikiyatri uzmanı olarak çalışan Dr Raja Adnan Ahmed‘in pek çok faydalı kaynağı var. Psikiyatri dışındaki alanlarla ilgili de kaynak, içerik ve videoları mevcut (diğer bölümlerde çalışan IMG’lar ile işbirliği ile hazırladığı). Sorulara da cevap veriyor.

    Kendisinin kurduğu Psychiatry Training in UK Facebook grubu:

    seafoodplus.info

    Websitesi seafoodplus.info

    Özellikle bu kısım çok faydalı, örneğin uzman olarak gelme, CESR, MTI meseleleri var.

    seafoodplus.info

    Facebook sayfası (Burada videolar da mevcut)

    seafoodplus.info?ref=page_internal

    Örneğin Psikiyatri’de MTI ile uzmanlığa başlama üzerine: seafoodplus.info?v=

Diğer faydalı rehber, döküman ve web sayfaları

  1. Jenni Tapanila’nın yaptığı örnek UK’de geçim masrafı senaryoları (çok faydalı ve gerçekçi olduğunu düşünüyorum) - seafoodplus.info?usp=sharing

  2. GMC Good Medical Practice

    Buradaki etik kurallar vs konusunda fikir vermesi açısından GMC Good Medical Practice’i şimdiden okumanızı şiddetle öneririm - seafoodplus.info

  3. UK’de doktor olarak çalışırken nasıl bir etik anlayış beklediklerini anlamak için çok faydalı olan, normalde Foundation Programa girebilmek için geçilmesi gereken sınav örneği - seafoodplus.info

  4. Medical İnsurance şirketlerinin sitelerinden UK malpraktis vaka örnekleri var. seafoodplus.info

  5. BMA’dan ‘A year in the life of a junior doctor’ seafoodplus.info

  6. İngiltere’de uzmanlık aşamalarını açıklayan çok güzel bi rehber seafoodplus.info - seafoodplus.info?usp=sharing

    Blog linki de var aynısının - seafoodplus.info

  7. Kitap önerisi: Adam Kay - This is going to hurt - seafoodplus.info

    İngiltere’de 10 yıl doktor olarak çalışmış, Kadın doğum konsultanı (uzmanı) olmasına ramak kala yaşadığı bir olaydan etkilenerek doktorluğu bırakan bir doktorun, çalışırken aldığı notlardan derlediği kitabı ‘This is going to Hurt’. Tabi ki biraz daha eski zamanlarda geçiyor -çok da eski olmasa ve çok şey hala aynı olsa da- ve onun çalıştığı hastanelerle bölümlerle ve kendi görüşleri ile beslenmiş vs ama ben yine de yaşadıklarımla ve hissettiklerimle çok paralellik gördüm. Bence NHS koşullarına ve genel olarak doktorluğa gayet gerçekçi bir bakış açısı. Ben şahsen çok sevdim, fayda gördüm, yalnız olmadığımı hissettim, mesleğin hem güzel hem zor yönlerini samimi bir şekilde ve bazen belki herkesin kaldıramayabileceği bir dürüstlük ve çarpıcılık seviyesinde anlatmış. Yazı dili de çok akıcı ve baya esprili de. Genç bir İngiliz doktor nasıl düşünür yazar vs konusunda da güzel bir örnek, dili geliştirmek için de iyi. Yazarı çeşitli programlara da çıkıyor, internetten videolarını filan bulabilirsiniz.

    Doğrusu bu kitabı gördüğüm her doktora tavsiye edesim hatta imkan olsa hediye edesim geliyor, sadece burada çalışanlara da değil. Ama özellikle burada çalışmayı düşünen veya çalışmak üzere olan hatta halihazırda çalışan tüm doktorların okuması lazım bence. Hastaların ve diğer sağlık çalışanlarının da! )

  8. Kariyer planlama icin faydalı bir site - seafoodplus.info

  9. Sinirli hastayla baş etme yöntemleri - seafoodplus.info

    Direct link to the podcast: - seafoodplus.info

  10. Bekran Sarsılmaz’ın yazdığı rehber (her seferinde bu linkten ulaşırsanız güncelliyor) - seafoodplus.info

  11. Dr Soydan İnce’den İngiltere’ye hemen gelmeden önce ve geldikten kısa bir süre sonra yapılması gerekenlere ve günlük yaşama dair çok faydalı ve kapsamlı bir özet:

    seafoodplus.info

  12. Dr Dilan Şanlı’nın TUSMER ile yaptığı İngiltere’de Doktorluk üzerine kaydettiği soru cevap videosu: seafoodplus.info?v=jPgY7YpWKFY

  13. ‘İngiltere’de İki Hekim’ isimli YouTube kanalı: seafoodplus.info

  14. Öğrenci iken yapılabilecekler (Dr Cemal Kavasoğlu’nun önerileri) seafoodplus.info

  15. Bahar Güliz Yenidünya’nın, sınavlara ne kadar çalışmak gerektiği ile ilgili deneyimi - seafoodplus.info?query=whatsapp&epa=SEARCH_BOX

  16. OET için rehberler:

    Dr Berkay Şahin’den:

    seafoodplus.info?id=1Dn67ZWe4s5MQ5bOrsQ9wTkhcPWNe6

    Dr Utku Çeşme’den:

    seafoodplus.info

    Diğer OET rehberleri:

    seafoodplus.info?usp=sharing

  17. Buradaki günlük hayat İngilizcesine ve kültüre alışmak için UK televizyonlarında yayınlanan güncel dizileri, programları takip etmek çok faydalı oluyor. Üzerine bir de bunun doktorluk için daha lazım versiyonu için de doktor dizileri, hastanelerde çekilen belgeseller filan oluyor bi hayli. Buradaki hastane ortamını anlatması için özellikle belgeseller baya gerçeğe yakın oluyor. Biraz araştırın bulursunuz eminim. Ben denk geldikçe buraya ekleyeceğim, sizin de böyle önerileriniz varsa söyleyin.

    • BBC’nin çektiği Panaroma isimli Hadiza Bawa Garba ile ilgili belgesel - seafoodplus.info

      Hadiza Bawa Garba, ölen hastasının kendisini dava eden ailesi ve GMC’nin başkanı Massey ile röportaj, izlemenizi tavsiye ederim.

      Yalnız bu link sadece İngiltere’de çalışıyor, İngilteredeyseniz de TV licence ödenen bir evde yaşamıyorsanız, kapınıza TV licence’cılar gelirse karışmam :) Ödemiyorsanız canlı olarak hiçbir kanalı, ayrıca canlı ya da değil BBC’nin iplayerda yayınladığı hiçbir şeyi izleyemezsiniz.

    • Just a routine operation - seafoodplus.info?v=VndU2zap_Rg

      Tıbbi hatalarda situational awareness ve human factor olaylarıyla ilgili çok güzel bir yaşanmış vakanın örneği

    • 24h in the A&E (Acil Servis)

      Londra’daki iki büyük hastane olan St George and King’s College Hospital’da çekilmiş, çok gerçekçi belgeseller - seafoodplus.info

    • Junior Doctors Your Life in Their Hands S1 E2 - seafoodplus.info?v=t31kD51wjYE

    • Foreign Doctors are Coming - seafoodplus.info

      Channel 4’un yaptığı, yabancı doktorların GMC registration alma sürecini gösteren belgesel

      Bence sürece henüz başlamamışlar için de nasıl bir süreç olacağı ile ilgili hem teknik hem psikolojik yönden az çok fikir veriyor, ayrıca benzer şeylerden geçen başka insanları görmek motive edici olabiliyor. Biraz fazla dramatik yapmışlar gibi gelebilir ama eminim herkesin hikayesi farklıdır, bundan çok daha dramatik öyküsü olanlar da vardır. Bence gerçeğe baya yakın.

      Bu belgesel biraz iç burkucu olsa da moral bozmasın, ama bence bu yönünü de görmek faydalı. Tabi ki her başarı ve başarısızlıkta kişisel faktörler de önemli rol oynuyor, onu göstermesi açısından iyi. Herkesin durumu, bilgisi, becerisi farklı onu unutmamak lazım. Ve Hamed’in güzel bi sözü vardı, “Siz zaten iyi birer doktorsunuz, sadece onu gösterebilmeniz lazım.” Kendine güven her şeyde olduğu gibi bunda da önemli, ve bence bu sınavları geçmek İngiltere’de doktor olarak çalışırken ne kadar iyi adapte olacağınızın güzel bir göstergesi. Dolayısıyla geçemeyen demek ki tam hazır değilmiş anlamına gelebilir ve belki hazır olmadan işe başlamaması herkes için en doğrusu olur. Tabi ki istisnalar olabilir.

      Ama şunu da unutmayın, geçme oranları hayli yüksek olan bir sınav sisteminden bahsediyoruz. Geçme oranları: seafoodplus.info

  18. Videolar/Belgeseller/İzlemelik

    Buradaki günlük hayat İngilizcesine ve kültüre alışmak için UK televizyonlarında yayınlanan güncel dizileri, programları takip etmek çok faydalı oluyor. Üzerine bir de bunun doktorluk için daha lazım versiyonu için de doktor dizileri, hastanelerde çekilen belgeseller filan oluyor bi hayli. Buradaki hastane ortamını anlatması için özellikle belgeseller baya gerçeğe yakın oluyor. Biraz araştırın bulursunuz eminim. Ben denk geldikçe buraya ekleyeceğim, sizin de böyle önerileriniz varsa söyleyin.

    • BBC’nin çektiği Panaroma isimli Hadiza Bawa Garba ile ilgili belgesel - seafoodplus.info

      Hadiza Bawa Garba, ölen hastasının kendisini dava eden ailesi ve GMC’nin başkanı Massey ile röportaj, izlemenizi tavsiye ederim.

      Yalnız bu link sadece İngiltere’de çalışıyor, İngilteredeyseniz de TV licence ödenen bir evde yaşamıyorsanız, kapınıza TV licence’cılar gelirse karışmam :) Ödemiyorsanız canlı olarak hiçbir kanalı, ayrıca canlı ya da değil BBC’nin iplayerda yayınladığı hiçbir şeyi izleyemezsiniz.

    • Just a routine operation - seafoodplus.info?v=VndU2zap_Rg

      Tıbbi hatalarda situational awareness ve human factor olaylarıyla ilgili çok güzel bir yaşanmış vakanın örneği

    • 24h in the A&E (Acil Servis)

      Londra’daki iki büyük hastane olan St George and King’s College Hospital’da çekilmiş, çok gerçekçi belgeseller - seafoodplus.info

    • Junior Doctors Your Life in Their Hands S1 E2 - seafoodplus.info?v=t31kD51wjYE

    • Foreign Doctors are Coming - seafoodplus.info

      Channel 4’un yaptığı, yabancı doktorların GMC registration alma sürecini gösteren belgesel

      Bence sürece henüz başlamamışlar için de nasıl bir süreç olacağı ile ilgili hem teknik hem psikolojik yönden az çok fikir veriyor, ayrıca benzer şeylerden geçen başka insanları görmek motive edici olabiliyor. Biraz fazla dramatik yapmışlar gibi gelebilir ama eminim herkesin hikayesi farklıdır, bundan çok daha dramatik öyküsü olanlar da vardır. Bence gerçeğe baya yakın.

      Bu belgesel biraz iç burkucu olsa da moral bozmasın, ama bence bu yönünü de görmek faydalı. Tabi ki her başarı ve başarısızlıkta kişisel faktörler de önemli rol oynuyor, onu göstermesi açısından iyi. Herkesin durumu, bilgisi, becerisi farklı onu unutmamak lazım. Ve Hamed’in güzel bi sözü vardı, “Siz zaten iyi birer doktorsunuz, sadece onu gösterebilmeniz lazım.” Kendine güven her şeyde olduğu gibi bunda da önemli, ve bence bu sınavları geçmek İngiltere’de doktor olarak çalışırken ne kadar iyi adapte olacağınızın güzel bir göstergesi. Dolayısıyla geçemeyen demek ki tam hazır değilmiş anlamına gelebilir ve belki hazır olmadan işe başlamaması herkes için en doğrusu olur. Tabi ki istisnalar olabilir.

      Ama şunu da unutmayın, geçme oranları hayli yüksek olan bir sınav sisteminden bahsediyoruz. Geçme oranları: seafoodplus.info

    Diğer ülkelere dair kaynaklar:

    1. MedChats - İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesinde 4. sınıf öğrencisi olan Ahmet Taş dünyanın her yerinden tıp öğrencileri ve doktorlar ile söyleşilerini burada yayınlıyor: seafoodplus.info

    2. Almanya’da doktorluk üzerine YouTube Kanalları (Google’da aratırsanız daha da var ama bunlar benim bildiklerim)

      Dr. Cemal - Almanya’da Bir Doktor

      seafoodplus.info

      ALMANYA’DA DOKTORLUK - Dr Melike

      seafoodplus.info

    3. Amerika’da doktorluk

      Dr Nilay Dönmez’in videoları:

      seafoodplus.info?v=XeVAwpKZ_nU&t=s

      seafoodplus.info?v=J6txcVAzWSY&t=s

Terimlerin devamı

Bu kısmı okumayı isterseniz sonraya da bırakabilirsiniz zira bazıları çalışmaya başlamadan çok ihtiyacınız olacak şeyler değil, ama ilk işinize başladığınızda çok faydası olacak. Benim hepsini kavramam baya bir süre aldı zira böyle bir şeyin varlığı ve bu terimleri önceden araştırıp öğrenmek bile aklıma gelmemişti, yeri geldikçe çile çeke çeke öğrendim :)

Her şeyde olduğu gibi bu konuda da Ömer’in baya iyi bir yazısı var zaten, mutlaka okuyun zira çok daha fazlası var:

seafoodplus.info

Ben de belki Ömer’in açıklamalarına rağmen bir de Türkçe karşılığı da duyulsa iyi olacağını düşündüğüm birkaç şeyi aşağıda açıkladım.

Not: Her konuda resmi guideline’ları ve resmi bilgi kaynaklarını takip etmenizi öneririm, benim verdiğim tıbbi bilgi ile iş yapmayınız, sorumluluk kabul edilmez.

Handover: hastayı devretme

Cannula : damar yolu

“To bleed a patient”: kan almanın doktorlar arasında en çok kullanılan söyleme şekli

TTO = To take out= discharge summary: Epikriz. Hasta giderken yazılan özet. Çömez doktorlarin en önemli işi :) Bu summary GP’ye de gidiyor. Discharge ilaçlarını genelde pharmacistler ayarliyor ama bazen saçma saatlerde acil discharge olursa ilaçlara kendin karar vermen gerekebiliyor, ama mutlaka son aşamada da olsa nöbetçi eczacı kontrol ediyor.

Clerking

Bir hasta hastaneye yatırılmadan önce alınan ayrıntılı öykü alma, muayene yapma ve ilk gereken tedavisini, testlerini vs planlayıp ayarlama işine deniyor.

Take:

Acilden dahiliyeye yatış için yönlendirilen hastaların yatışında sorumlu olma nöbetine verilen ad. Gün boyu clerking yapılıyor yani.

Lacking capacity: Hastanın karar verme yetkisine sahip olmama durumu. Ama genelde spesifik bir konuda karar vermeye kapasitesi olup olmadığı ölçülmeli. Yani hasta örneğin eve taburcu olma zamanı ile ilgili karar veremeyebilir ama yemeğini seçme ya da başka bir konuda karar verme yetkisi olduğu düşünülebilir. Çok sık karşılaşılan bir mevzu. Hangi bölümde çalışsanız burada consent mevzuları çok yaygın olduğu için ve özellikle de yaşlı, demanslı hasta çok olduğu ve ekseriyetle self discharge etmeye çalıştıkları için nöbet sırasında kendi başınıza hastanın kapasitesini değerlendirip çıkmaya hakkı var mı değerlendirmeniz gerekiyor. UK’deki bir kültür farkı da hasta kapasitesi olsa bile taburcu olmak isterse tüm riskleri anladığına emin olmanız (“riskleri biliyo musun?” diyerek değil, gerçekten tek tek üzerinden geçerek) ve kalması için elinizden gelen tüm ikna ve tatlılığı kullandığınıza emin olmanız ve bunu çok net bir şekilde dökümente etmeniz şart. Türkiye’deki gibi kağıdı imzalatıp sorumluluktan kurtulma diye bir şey yok :) Bence doğrusu da bu. Şaşırtıcı şekilde taburcu olmak isteyen hastalardan ikna ile kalmayan çok az gördüm yani işe yarıyor.

Kapasite nasıl ölçülür konusunda güzel bir kaynak:

seafoodplus.info

NEWS Score: National Early Warning Score seafoodplus.info

Hastanın vitallerinden hesaplanan bir skorlama. Türkiye’de pek çalışmadığım için bu tarz bir skorlama kullanılıyor mu bilmiyorum açıkçası, cahilliğime verin. UK’de her hastanın bu NEWS skoru belli bir sıklıkta hemşireler tarafından vitalleri alınınca hesaplanır, yüksekse size haber verirler. Bu konuda her trust (hastane grubu)nun farklı guildelineları olabilir ama bi fikir vermesi açısından şu linkte kaç puan olursa ne yapmak lazım olduğunu belirtiyor:

seafoodplus.info?token=Y4qHO-x8 ,

Tabi hastanın diğer backgroundu, NEWS skorunun trendi ve içeriği vs de çok önemli.

I-mobile: King’s College Hospital’da adı buydu, başka trust/hastanelerde başka benzer adlarda olabilir, hiç olmayabilir. Hasta kötü durumdaysa aranan ve uygun görürlerse hemen yardıma gelen, yine uygun görürlerse yoğun bakıma alma kararı veren ekip. Aslında bunlar zaten yoğun bakım ve anestezi asistan, uzman ve hemşireleri. Önce hemşiresi geliyor sonra gerekirse registrar, çok kompleks hasta ve kararsa consultant. Kelimenin tam anlamıyla hayat kurtarıcı, hem sizin hem hastaların :) Gerekirse aramaktan çekinmeyin.

Ceiling of care: Hasta kötüleşirse yapılabileceklerin en üst sınırına deniyor. Örneğin ward based care mi ITU (buradaki yoğun bakının adı)’ya mı gidecek vs

Escalation plan de benzer bir kavram ceiling of care’e. Hastanın Escalation plan’ı var mı demek resuscitation statusuna karar verilip gerekli dökümantasyon ve belgeler halledildi mi demek.

DNAR: Do Not Resuscitate. UK’de her yatan hastanın baştan bu durumuna karar verip sisteme girmeniz gerekiyor. Genç, sağlıklı ve basit bir şeyle yatmış hastaya sormanız şart değil, direk For resuscitation koyabilirsiniz ama ileri yaşta bir sürü komorbiditesi olan hastaya sormadan For resuscitation demek çok yanlış burada. Sormadan DNAR koymak da tabi.

Kararı doktor verir ama kapasitesi varsa hastaya, yoksa aileye bildirmek ve görüşlerini dinlemek ve tabi bunu dokümante etmek şart.

Ve tabi DNAR bir şey yapmayalım demek kesinlikle değil, hatta peri arrest ve tabi ki hele arrest olmasını engellemek çok daha önemli bir hale geliyor zira kalbi durursa başka bir şey yapamıyoruz.

Bir de DNAR’in seviyeleri var.

DNAR Level 1: Sadece ward based care yani yoğun bakıma bile gidemez, serviste ne kadar tedavi sağlanabiliyorsa o kadar. Bunun da alt başlıkları olup tek tek seçilebiliyor.

DNAR Level 2: ITU’ya gidebilen hasta.

Kim DNAR olur kim Level 1 kim Level 2 olur vs durumları deneyimle edinilen bir şey. Türkiye’den farklı olduğu kadar aynı zamanda çalıştığınız hocaya vs de bağlı. Biraz göreceli bir kavram olduğu için çok keskin çizgiler yok ama başlarda sora sora göre göre kim uygun kim değil anlıyorsunuz. Bu konuyu hastayla konuşmak da ayrı bir sanat.

Bu konuda güzel bir kaynak:

Decisions relating to cardiopulmonary resuscitation - seafoodplus.info?alId=

OD: once a day

BD: twice a day

TDS: three times a day

QDS: four times a day

POC: package of care - eve gelen hasta bakıcı. Bu da BD, TDS, QDS filan oluyo genelde. Günde birkaç kez ugrayip ilaçlarını veriyorlar, gerekirse yataktan sandalyeye filan geciriyorlar, lazım bişi varsa yapıyorlar. Sosyal hizmetler sisteminin bir hizmeti, kimini devlet ödüyor kiminde hasta duruma göre.

PT OT : Physiotherapy and Occupational Therapy. Genelde beraber çalışıyorlar, ayrımlarından pek emin değilim. (Aslında ayrı meslekler ama beraber çok sık kullanılıyor, ama PT nerde ÖT nerde gibi ayrı ayrı da kullanılıyor)

Physiotherapy (PT)- Daha çok mobilite işlerine bakıyor, hasta baseline mobilitesinde mi değil mi diye değerlendiriyorlar, değilse ona göre egzersiz, evine ekipman filan ayarlıyorlar.

Occupational Therapy (OT) - Hastanın ev durumunu kendisine uygun mu, bakıcı (POC) lazım mı ya da bir süre bed based rehab denilen geçici huzurevi tarzı yerde biraz daha yoğun gözetimde fizyoterapi vs alması, yardımla yürütülmesi filan gerekiyorsa o kararları alıp ayarlıyorlar. Ev içinde merdiven çıkması gerekiyor ama çıkamıyorsa eve stairlift yapılması ya da tuvaletin alt kata yapılması, tuvalet yerine commode denilen büyükler için oturak gibi alet, hoist denilen hastanın oturduğu yerden ayağa kalkmasına yardımcı olan alet, yatak yarası varsa hava yatağı vs tarzı ekipmanları ayarlıyorlar. Hastalar tıbben taburcu olmaya uygunsa bile bunlar ayarlanmadan gidemiyor.

Bazen de evsiz hastalar olabiliyor, olay tamamen sosyal bi durumsa social worker denilen insanlar gelip bu işleri hallediyor. Safeguarding denilen hastanın evde bakıcı ya da beraber yaşadığı insanlar tarafından abuse edilmesi gibi durumlar varsa da buna social workerlar bakıyor.

Neredeyse her şeyin bi özel ekibi var. Her hastane aynı olmayabilir ve anca o hastanede biraz çalışınca orda ne tarz ekipler var öğreniliyor ama birçok yerde benzerleri vardır tahminim. Özellikle CNS denilen Clinical Nurse Specialist kavramı çok yaygın. Belli alanla uzmanlaşmış hemşireler. Örneğin ACS CNS diye bir kişi var, Acute Coroner Sendrom şüphelendiğiniz hastayı onlara yönlendiriyorsunuz, onlar hastayı değerlendirip konsültanlarına danışıp size planları söylüyor.

Sonra psikiyatrinin de Psychiatry Liasion Nurse diye bir ekibi var, acilde intihar riski olan acil psikiyatrinin görmesi gereken bir hasta varsa onlar görüyor.

Psychiatry Liasion psikiyatrinin, hastanede yatan diğer bölümlerdeki tıbbi hastalara pskiyatri konsültasyonuna giden bölümüne verilen isim. Diğer bölümlere danışmanlık yaptığı için adı bu.

Induction app: Diğer bir mutlak gerekli olan telefon uygulamasi. Pek çok hastanenin directory’si var. Kendi çalıştığınız hastaneyi seçiyorsunuz, sonra ne zaman bi yeri aramak/bleeplemek gerekse burdan hemen numarasini hızlıca öğrenebiliyorsunuz (alternatifi bilgisayarda kötü bir arama sisteminde o numarayı bulmaya çalışmak ya da switchboard (santral)ı aramak ama güvenin bana en hızlısı bu, zaten herkes bunu kullaniyor)

Switchboard: Santal/operator. Hastaneyi arayanların ilk bağlandığı numara. Bazen hocalara ulaşmak için bunları arayıp bana filan hocayı bağlayın demek gerekiyor (her hoca numarasını vermiyor, onların bleepi olmuyor genelde). Veya bir sebepten numarasını bulamadığınız bir bölüm için yardımcı oluyorlar.

Bleep (hem isim hem fiil olarak kullanılıyor): Çağrı cihazı. Çok eski bir teknoloji, gibi duruyor. Pille çalışıyor. Temel fonksiyonu biri sizi telefondan çaldırınca hangi numaradan aradığını göstermesi ve bu sırada çok sınır bozucu şekilde ötmesi :) Bir de kardiak arrestleri duyurması. O kişiyi bundan arayamıyorsunuz, bi telefon bulup o numaradan hemen geri aramanız lazım o kişi sizi aradığı telefonun önünde beklerken. Herkesin genelde haneli bir bleep numarası oluyor. Nöbetçi numaraları, danışılacak kişilerin numaraları sabit. Bu sayede bir yerde locum bile çalışsanız ilk gününüz de olsa ‘Kardiyoloğun cep numarası ne ki acaba?’ diye bir derdiniz olmuyor. Herkes ulaşmak ve herkesin size ulaşması bir nevi kolaylaşıyor ve ulaşılamama bahaneniz kalmıyor gibi bir şey :) Pili bir ay filan gittiği için şarj problemi de olmuyor. Bunlara switchboard denilen danışmadan ya da hastanenin intranetinden veya induction app denen gayriresmi uygulamadan ulaşabiliyorsunuz. Başka hastaneden, ya da cep telefonunuzdan filan da arayabiliyorsunuz, o durumda daha onlar hatta beklerken cevap vermeniz lazım, ya da onlar ses kaydı bırakabiliyor. Çekim gücü çok yüksek, benimki hastaneye 1 saat yürüme mesafesindeki evimden duyuluyordu, eve götürürseniz pilini çıkarmayı unutmayın :) Herkesin gündüz bi kendi bleepi oluyor (size özel bi numara, dökümantasyonlarınıza yazdığınız için ya da çalıştığınız servisteki sizi bilen insanların bildiği bir numara) bir de nöbet bleepini veriyorlar nöbetçiyken - sabit herkesçe ezbere bilenen bir numara. Bu alete sizin yüzünüzden bir şey olursa ödemeden sizi sorumlu tutabilirler, £ imiş bu kuluşturluğüne rağmen. Pili biterse veriyor switchboard :)

Bunun alternatifi, wifi telefon dedikleri, kablosuz ‘ev telefonu’ gibi hantal bir eski tarz telefon da verebiliyorlar önemli görevdeki kişilere. Örneğin imobile, nöbetçi registrarlar vs.

BNF: British National Formulary. Vademecum. Telefonunuza indirmeniz whatsapp kadar elzem olan bir uygulama. Emin değilseniz buradan bakma kültürü tavsiyenin de ötesinde zorunluluk seviyesinde.

Doctor’s mess: Doktorların ara verdiklerinde (genellikle öğle arası) ya da nöbetlerde beraber oturup yemek yiyebilecekleri, oturup sohbet edecekleri ortam. Genelde bir aylık ücreti olur ve onu öderseniz kartınız orayı açabilir. Birkaç koltuk, çay kahve, atıştırmalık, mikrodalga vs içeren mutfak gibi bir yer olur, TV olur. UK’de hastanelerde koltuklu yataklı filan doktor odası diye bir kavram olmadığı için nöbetlerde yatılabilecek tek yer burası oluyor, o da çok sınırlı. Zaten Büşra - İngiltere’de doktorluk SWOT Analizi (Avantajlar Dezavantajlar)seafoodplus.info rehberimde bahsettiğim gibi burada gece nöbetlerinde uyumaya nadiren zaman oluyor ve nöbetler 12 saat olduğu için ertesi gün eve gidecek olunca nöbette uyuma kavramı Türkiye’deki kadar normal ve yaygın değil. Biraz yadırganabiliyor da.

Başarılar ve kolay gelsin!

ADAY ÖĞRENCİ

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Eğitim Programı

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Eğitimi Programı; eğitim-öğretim döneminde birinci sınıflardan başlatılmak üzere çağdaş eğitim modelleri ve akreditasyon kriterleri dikkate alınarak güncellenmiş;  Mezuniyet Öncesi Diş Hekimliği Eğitimi Ulusal Çekirdek Eğitim Programı (DUÇEP) kapsamında bulunan bağımsız diş hekimliği uygulamalarını yapabilen, kendine güvenen, yüzyıl becerileri ile donatılmış öğrenci mezun etme hedefine ulaşmak için geliştirilmiş; öğrenci merkezli ve çıktıya dayalı bir programdır. Beş sene süren müfredatta; ilk 3 sınıfta (ilk 6 dönem) dönemlik ve klinik öncesi eğitim, 4. ve 5. sınıflarda ise senelik ve klinik eğitim tanımlaması yapılmıştır.

Öğrencilerimiz 1. sınıf birinci dönem ve ikinci dönemdeki tüm derslerini almakla yükümlüdür.  Üçüncü dönemden itibaren, bir yarıyıldaki ders yüküne ilave olarak GABNO’ya (genel akademik başarı not ortalaması) göre ve danışman onayı ile ders alabilirler. Öncelikle başarısız oldukları dersleri almak koşuluyla GABNO’su ve altı olanlar bir yarıyılda 30 AKTS, GABNO’su olanlar 40 AKTS, GABNO’su ve üzeri olanlar da 45 AKTS’ye kadar ders alabilirler. Öğrenciler 3. Sınıftan 4. sınıfa geçerken, ve 4. sınıftan 5. sınıfa geçerken, başarısız oldukları ders için tek ders sınav hakkını kullanabilirler.

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Eğitimi Programında, Temel Bilimler, Sosyal ve Beşeri Bilimler ile Diş Hekimliği Klinik Bilimlerine ait dersler mevcuttur. İlk 3 senede Temel Bilimler ve Klinik Bilimler dersleri dikey ve yatay entegrasyon kapsamında ve disiplinler yerine, çoğunlukla konu bazlı olarak işlenir. Böylece öğrenciler derslerde verilen bilgilerin mesleki yeterliklerle ilişkilerini anlayabilir; mesleki gelişimleri için ihtiyaç duyacakları bilgiye sahip olur ve uygulamalarla beceri ve tutuma dönüştürürler.

Preklinik birinci dönemden itibaren; Dental Anatomi dersinde psikomotor beceriler ile tanışan öğrenciler, hasta tedavisinde önemli bir bileşen olan Temel İletişim Becerileri ve Davranış Bilimleri dersleri ile iletişimin temel hususlarını öğrenirler. Sağlığın Korunması dersinde genel sağlık ve ağız-diş sağlığı konularında bilgi edinir, sağlığın korunması konularında farkındalık kazanırlar.

Üçüncü dönemden itibaren hastalıklar ve spesifik olarak da diş hastalıkları, durumlar ve semptomlar ile ilgili bilgi sahibi olur; klinik öncesi laboratuvar ortamlarında “temel tıp becerileri” ile birlikte “diş hekimliği mesleki becerileri” ile tanışırlar. Klinik eğitim ile köprü kurulmasını sağlayan Ergonomi ve Dental Yardım dersinde, klinik öğrencileri ve klinik yardımcı personelleriyle birlikte çalışarak, takım çalışması ve meslekler arası iş birliği becerilerini geliştirirler. Klinik öncesi dönemde; öğrenciler klinik bilimlere ait restoratif, operatif, protetik ve dental anestezi uygulamalarını hümanistik eğitim ortamında, mankenler (fantom kafalar) ve haptik simülasyonlarda tecrübe eder; böylece klinik uygulama becerilerini başlangıç düzeyinde edinirler. Standardize hastalar (hasta gibi davranan aktörler) ile klinik öncesinde iletişim becerilerini uygulamalı olarak tecrübe eder; küçük gruplarla hasta-hekim-akran değerlendirici olarak birbirlerinin yerine geçerek, hasta-hekim iletişimini uygulamalı seviyede ve klinik öncesi dönemde simüle ederek öğrenirler.

İkinci ve üçüncü dönemdeki klinik bilimlere ait bazı dersler, bir sonraki sene/dönemdeki derslerin ön koşuludur. Ön koşulu olan derslerle ilgili ayrıntılı bilgi, program kataloglarında yer alan ders kredi tablolarında öğrencilerimizle paylaşılacaktır. Ön koşullu derslerden başarılı olmadıkça, öğrenciler bir sonraki sene/dönemdeki ilgili dersi/dersleri alamazlar. Öğrencilerin 4. sınıfa geçebilmesi ve bu dersleri alabilmeleri için ilk 6 dönemde almış oldukları tüm derslerden başarılı olmaları gerekir.

 

Dördüncü sınıftan itibaren öğrenciler teorik derslerle birlikte kliniklerde hastalar üzerinde uygulama yaparak psiko-motor, mesleki ve sosyal becerilerini geliştirirler. Öğrenciler klinik uygulama eğitimlerini küçük ve büyük gruplarda (rotasyonla) ilgili anabililim dalı kliniklerinde, belirli sürelerle ve belirli görevleri yerine getirerek tamamlarlar. Öğrencilerin klinik ortamda profesyonel gelişim kazanmaları için öncelikle eğitmen gözetiminde ve daha sonra bağımsız olarak klinik uygulamaları yapmalarına fırsat verecek bireysel ve takım çalışmaları yürütülür. Dördüncü sınıfta Ağız Diş Çene Radyolojisi, Ağız Diş Çene Cerrahisi, Diş Hastalıkları ve Tedavisi, Endodonti, Ortodonti, Pedodonti, Periodontoloji ve Protetik Diş Tedavisi kliniklerinde &#;vaka tamamlama&#; yöntemiyle eğitim alan ve objektif ölçekler/kontrol listeleri yardımıyla değerlendirilen öğrenciler, 5. sınıfta dört anabilim dalının (Diş Hastalıkları ve Tedavisi, Endodonti, Periodontoloji, Protetik Diş Tedavisi) bir arada eğitim verdiği entegre klinikte çalışarak &#;hasta tamamlama&#; yöntemiyle klinik eğitim alır; geniş kapsamlı hasta tedavisi yapabilmek ve bağımsız diş hekimliği uygulamalarını yürütebilmek için tecrübe kazanırlar. Bir grup öğrenci entegre klinik eğitim alırken, diğer grup öğrenci entegre klinik eğitim dışında kalan dört anabilim dalında (Ağız Diş Çene Radyolojisi,  Ağız Diş Çene Cerrahisi, Ortodonti ve Pedodonti) küçük grup klinik eğitimlerini rotasyon yaparak tamamlarlar. Eğitim döneminin ikinci yarısında iki grup yer değiştirir ve yılsonu sınavına kadar klinik görevlerini yerine getirirler.

Dördüncü sınıftaki Araştırma Metodolojisine Giriş dersinde, beşinci sınıfın ilk döneminde yer alan Araştırma ve Sunum Teknikleri dersinde yapacakları araştırma ve sunum uygulaması için temel bilgiyi kazanır, küçük gruplarla, temel ve klinik bilimler anabilim dallarında sözlü/poster sunumu yaparlar. Öğrenciler Klinik Akıl Yürütme dersinde &#;ters yüz öğrenim&#; görür; problem çözme, eleştirel düşünme becerilerini gösterirler. Klinik Yönetimi ve Yasal Mevzuat, Diş Hekimliğinde Etik ve Deontoloji, Adli Tıp ve Diş hekimliği gibi derslerde bağımsız klinik uygulamalarda karşılaşacakları durumlar ile ilgili bilgi sahibi olurlar. Temel İlk Yardım Eğitimi dersinde; acil durumlarda temel yaşam desteğini de içeren bir seri beceriyi simülasyon ortamında uygulama yaparak öğrenirler. Beşinci sınıfta Cerrahi Klinik Uygulama dersinde, küçük gruplar halinde reçete yazma becerilerini geliştirdikleri “Akılcı İlaç Kullanımı” uygulaması yaparlar. İlk seneden itibaren başlayan davranış bilimleri ve iletişim dersleriyle birlikte son sınıfta gördükleri Diş Hekimliği ve Psikiyatri dersi sonrasında, klinikte karşılaşacakları zor durumlarda hasta-hekim iletişimini yönetebilecek tutum geliştirirler.

Değerlendirmeler hem teorik hem de uygulama derslerinde çıktıya dayalı olarak gerçekleştirilir. Kuramsal sınavların yanı sıra, performans değerlendirmeleri hem simülasyon ortamında hem de klinik ortamda objektif olarak yapılandırılan kontrol listeleri ve ölçeklerle eğitmenler tarafından yapılır. Simülasyon ortamında gerçekleştirilen performans değerlendirmeleri; nesnel yapılandırılmış klinik sınavlar (OSCE) ile gerçekleştirilir. Bu ölçek ve kontrol listeleri; öğrencilerin kendi kendilerini değerlendirmeleri ve  özellikle klinik öncesi uygulamalarda akran değerlendirmesi için de  kullanılır.

Alan içi seçmeli dersler sayesinde, mesleki gelişimlerine ve mezuniyet sonrası eğitimleri konusuna katkı sunulmakta; alan dışı seçmeli derslerin ilavesi ile merak ve yetenekleri doğrultusunda farklı alanlardaki gelişimleri ile özgün sentezler yapabilmeleri sağlanmakta;  öğrencilerin farklı meslek gruplarından öğrencilerle birlikteliği sayesinde,  üniversite yaşamına uyumlarının arttırılması hedeflenmektedir. Eğitim programı her sene öğrenci, eğitmen, dış paydaş ve mezunlardan alınan geri bildirimler ile sürekli gelişime açıktır.

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Eğitim Programının Amacı

Diş hekimliği Lisans Eğitim Programının amacı; hasta merkezli, bütüncül bir yaklaşım ile bireye yönelik, ağız sağlığının korunması ve hastalıkların tedavisinin yanı sıra, topluma yönelik ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak, yaşam boyu öğrenme yaklaşımına sahip, yetkin mezunlar yetiştirmektir. Bu amaç doğrultusunda, yenilikçi ve geleneksel eğitim yöntemlerinin bir arada kullanılmasıyla eğitime klinik gerçekliğin yansıtılması hedeflenmektedir. Öğrenciler için ulusal ve uluslararası standartlara göre ve kalite değerlendirme süreçlerini etkin şekilde uygulayarak, sürekli değerlendirilen, geliştirilen ve dinamik bir eğitim programı ile çağdaş bir diş hekimliği eğitim yaşamı oluşturulması amaçlanmıştır.

Program Yeterlikleri Özeti

Mezun diş hekimlerinin sadece klinik mesleki beceri kazanmakla kalmayıp, topluma iyi hizmet sunabilmek için yüzyıl uyum becerilerine sahip olmaları hedeflenmektedir. Mezunların etkili kişisel ve kişilerarası uyum becerilerine sahip olarak hasta memnuniyetini ve tedaviden sağlanan faydayı arttırmaları, hasta anksiyetesi ve şikayetlerini azaltmaları amaçlanmaktadır. Mezunların tedavi uygulamalarında güncel bilgi ve becerileri yakalamaları, zor tedavi planlamaları ile baş edebilmeleri, çalışma ortamlarındaki işbirlikçi çalışmaya uyum sağlamaları, tüm hasta gruplarında hasta merkezli tedavi uygulamalarını gerçekleştirmeleri, toplumun veya çalıştığı bölgenin ihtiyaçlarına göre kendi sınırlarını da göz önüne alarak uygulamalar yapmaları hedeflenmektedir. Program yeterlikleri güncel ADEE (The Association for Dental Education in Europe), DUÇEP ve DEPAD (Diş Hekimliği Eğitim Programları Akredatiasyon Derneği) yeterlikleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.

 

En sık sorulan sorular :

  1. Eğitim dili nedir ?
    Eğitim dili Türkçe ve İngilizce’dir.
  2. Hazırlık sınıfı var mı ?
    Türkçe programda hazırlık sınıfı yoktur. Dil muafiyet sınavı vardır. Bu sınavı geçen öğrenciler 1. ve 2. sınıflarda okutulan yabancı dil dersinden muaf olurlar .                              İngilizce programda ise hazırlık sınıfı bulunmaktadır ancak yabancı dil baraj sınavında başarılı olan öğrenciler hazırlık okumadan birinci sınıftan eğitime başlarlar. Başarılı olamayan öğrenciler hazırlık eğitimini tamamlamak zorundadır.
  3. Eğitim pahalı mı ?
    Diş hekimliği eğitimi pahalı bir eğitimdir. Klinik öncesi uygulama eğitimi için temel aletler öğrenciler tarafından temin edilir. Klinik sınıflarda ise hem sarf malzemeleri hem de el aletleri öğrencilere Fakülte tarafından verilmektedir. Bu sınıflarda kullanılacak ve meslek hayatı boyunca gerekli olacak döner aletler ise öğrenciler tarafından temin edilmektedir.
  4. Dişhekimi olmak için neler gereklidir ?
    Diş hekimi olmak için görsel yetenek ve el becerisi gereklidir.
  5. Eğitim zor mudur?
    Diş hekimliği eğitimi 5 yıllık bir süreyi içerir. Zor değil ancak yoğun bir eğitimdir.  İlk üç yılda temel diş hekimliği ve tıp dersleri verilir. Bunun yanında klinik öncesi diş hekimliği pratik eğitiminde insan kafası ve ağzını simüle eden maketler üzerinde tüm uygulamalar öğretilir. 4 ve 5. sınıflar klinik uygulamaların ağırlıklı olduğu sınıflardır. Klinik öğrencileri 8 anabilim dalında öğretim üyelerinin denetiminde diş hekimliği uygulamalarını yapar ve değerlendirilirler.
  6. Mezun olduktan sonra iş olanakları nelerdir?

Diş hekimliği eğitim programından mezun olanlar kendi kliniklerinde, diğer klinik ve poliklinik, hastaneler veya ağız-diş sağlığı merkezlerinde bağımsız olarak diş hekimliği uygulamalarını yerine getirebilirler. Mezuniyet sonrasında Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavında başarılı olmaları durumunda, 9 anabilim dalına ait alanda (Ağız Diş Çene Radyolojisi, Ağız Diş Çene Cerrahisi, Endodonti, Ortodonti, Pedodonti, Periodontoloji, Restoratif Diş Tedavisi ve Protetik Diş Tedavisi, Oral Patoloji) uzmanlık eğitimini tamamlar ve yetkinlik alanlarını arttırabilirler. Bunun dışında doktora eğitimi programlarına başvurarak, mezuniyet sonrası lisansüstü eğitim fırsatlarına sahip olurlar. Mezuniyet sonrası eğitimini tamamlayanlar, üniversitelerde akademik kadrolara başvurarak, akademisyen olarak hizmet edebilir veya ağız diş sağlığı merkezleri ve kliniklerde, polikliniklerde, hastanelerde veya kendi kliniklerinde çalışabilirler.

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri, Ankara Üniversitesi’nin tüm araştırma ve sosyal olanaklarından yararlanma hakkına sahiptirler.

 

Fakültemiz; derslikler, temel tıp bilimleri, anatomi, preklinik ve klinik öğrenci laboratuvarları, klinik teknisyen laboratuvarları, araştırma laboratuvarı, dijital ve diş hekimliğinin 8 disiplinine yönelik klinikler ile öğrenci eğitimine hizmet vermektedir.

Hastabaşı klinik eğitimin yürütüldüğü tüm alanlarda ve fakültemiz bünyesinde Covid tedbirlerine yönelik önlemler alınmış; hazırlıklar tamamlanmıştır.

 

Yine öğrencilerin internet hizmetlerinden yararlanabildiği,   kitap , 53 süreli yayın ve tez kitabı içeren kütüphane de saatleri arasında kullanıma açıktır.

Yeni bina hazırlıkları tamamlandığında fakültemiz fiziksel olanakları 3 katına çıkacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ankara University Dentistry Education Program

Ankara University Dentistry Education Program; Updated starting with the first grades, according to modern education models and accreditation criteria in the academic year; Developed to achieve the goal of graduating students, who can practice independent dentistry within the scope of Pre-Graduation Dentistry Education National Core Education Program (DUÇEP), self-confident, equipped with 21st-century skills; It is a student-centered and output-based program. In the five-year curriculum; the first 3 grades (first 6 semesters), were defined as semestral and pre-clinical education, 4th and 5th grades were defined as annual and clinical education.

Our students are obliged to take all the courses in the first and second semesters of the first year. Starting from the third semester, they can take courses according to the GABNO (general academic achievement grade point average (GP)) and with the approval of the advisor, in addition to the course load in the semester. Provided that they take the courses they failed first, those with a GABNO of and below can take 30 AKTS in a semester, those with a GABNO of can take 40 AKTS, and those with a GABNO of and above can take up to 45 AKTS in a semester. Students can use their right to take a one-course exam for the course they failed when they pass from the 3rd to the 4th grade, and from the 4th to the 5th grade.

In Ankara University Dentistry Education Program, there are courses on Basic Sciences, Social Sciences and Humanities, and Dentistry Clinical Sciences. In the first 3 years, Basic Sciences and Clinical Sciences courses are mostly subject-based, rather than disciplines, within the scope of vertical and horizontal integration. Thus, students can understand the relationship between the information given in the courses and professional competencies; they will have the knowledge they will need for their professional development and transform it into skills and attitudes with practices.

From the first preclinical semester; Students, who are introduced to psychomotor skills in the Dental Anatomy course, learn the basic aspects of communication with the Basic Communication Skills and Behavioral Sciences courses, which are an important component in patient treatment. In the Health Protection course, they get information about general health and oral-dental health and gain awareness about the protection of health.

Beginning from the third semester, they know about diseases and specifically about dental diseases, conditions and symptoms; In preclinical laboratory settings, they are introduced to &#;professional dentistry skills&#; along with &#;basic medical skills&#;. In the Ergonomics and Dental Assistance course, which provides bridges with clinical education, clinical students work with clinical assistant staff to develop their teamwork and interprofessional cooperation skills. In the preclinical period; students experience restorative, operative, prosthetic, and dental anesthesia applications of clinical sciences in the humanistic education environment, dummies (phantom heads), and haptic simulations; thus, they acquire clinical practice skills at the beginner level. Practices pre-clinical communication skills with standardized patients (actors pretending to be patients); interchangeably with small groups as patient-physician-peer evaluators, they learn by simulating patient-physician communication at a hands-on level and in the preclinical period.

Some courses in clinical sciences in the second and third semesters are prerequisites for the courses in the next year/semester. Detailed information about the prerequisite courses will be shared with our students in the course credit tables in the program catalogs. Unless they are successful in the prerequisite courses, students cannot take the relevant course(s) in the next year/semester. For students to move on to the 4th grade and take these courses, they must be successful in all the courses they have taken in the first 6 semesters.

Starting from the fourth grade, students develop their psycho-motor, professional and social skills by practicing on patients in clinics along with theoretical lessons. Students complete their clinical practice training in small and large groups (rotation) in clinics of the relevant department, for certain periods and by fulfilling certain tasks. For students to gain professional development in the clinical environment, individual and team studies are carried out, which will allow them to practice clinical practices first under the supervision of an instructor and then independently. In the fourth grade, the students who received training in Oral and Maxillofacial Radiology, Oral and Maxillofacial Surgery, Dental Diseases and Treatment, Endodontics, Orthodontics, Pedodontics, Periodontology, and Prosthetic Dentistry clinics with the &#;case completion&#; method and evaluated with the help of objective scales/checklists, will receive clinical training with the &#;patient completion&#; method by working in an integrated clinic where four departments (Dental Diseases and Treatment, Endodontics, Periodontology, Prosthetic Dentistry) provides training in the fifth grade; they gain experience to be able to provide comprehensive patient treatment and to carry out independent dentistry practices. While one group of students receives integrated clinical training, the other group completes their small group clinical training in rotations in four departments (Oral and Maxillofacial Radiology, Oral and Maxillofacial Surgery, Orthodontics, and Pedodontics) excluding integrated clinical training. In the second half of the training period, the two groups switch places and carry out their clinical duties until the end-of-year exam.

In the Introduction to Research Methodology course in the fourth grade, they acquire the basic knowledge for the research and presentation practice they will do in the Research and Presentation Techniques course in the first semester of the fifth grade, and make oral/poster presentations in small groups in basic and clinical sciences departments. In the clinical reasoning course, students will learn “learned inside out”; demonstrate their problem solving and critical thinking skills. They will have information about the situations they will encounter in independent clinical practices in courses such as Clinical Management and Legal Legislation, Ethics and Deontology in Dentistry, Forensic Medicine, and Dentistry. In the Basic First Aid Training course; They learn a series of skills, including basic life support in emergencies, by practicing in a simulation environment. In the fifth grade, in the Surgical Clinical Practice course, they practice &#;Rational Drug Use&#; in small groups, where they improve their prescribing skills. After the Dentistry and Psychiatry course they take in the last year, together with the behavioral sciences and communication courses that start from the first year, they develop an attitude that can manage the patient-physician communication in difficult situations they will encounter in the clinic.

Assessments are based on output in both theoretical and practical courses. In addition to the theoretical exams, performance evaluations are made by the trainers with checklists and scales that are objectively structured both in the simulation environment and in the clinical environment. Performance evaluations in the simulation environment; are carried out through objective structured clinical exams (OSCE). These scales and checklists; It is also used for students&#; self-assessment and especially for peer assessment in preclinical practice.

Thanks to in-field elective courses, the contribution is made to their professional development and post-graduate education; with the addition of non-field elective courses, it is ensured that they can make original synthesis with their development in different fields in line with their curiosity and abilities; is aimed to increase the adaptation of students to university life, with the help of the cooperation of students with students from different professions. The training program is open to continuous improvement with the feedback received from students, trainers, external stakeholders, and graduates every year.

The Purpose of Ankara University Dentistry Education Program

The purpose of the Undergraduate Education Program in Dentistry; to raise competent graduates with a lifelong learning approach, who will meet the needs of the society as well as the protection of oral health and the treatment of diseases, with a patient-centered, holistic approach. For this purpose, it is aimed to reflect clinical reality to education by using innovative and traditional education methods together. It is aimed to create a modern dental education life for students with a dynamic education program that is constantly evaluated, developed, and implemented according to national and international standards and by effectively applying quality assessment processes.

Program Qualifications Summary

It is aimed that graduate dentists not only gain clinical professional skills but also have 21st-century adaptation skills to provide good service to society. It is aimed that graduates will increase patient satisfaction and benefit from treatment, and reduce patient anxiety and complaints by having effective personal and interpersonal adaptation skills. It is aimed for the graduates to catch up-to-date knowledge and skills in treatment practices, to cope with difficult treatment plans, to adapt to the collaborative work in the working environment, to perform patient-centered treatment practices in all patient groups, and to apply their boundaries according to the needs of the society or the region where they work. Program qualifications have been prepared to take into account the current ADEE (The Association for Dental Education in Europe), DUÇEP, and DEPAD (Dentistry Education Programs Accreditation Association) qualifications.

 

Most frequently asked questions:

  1. What is the language of instruction?

The language of instruction is Turkish and English.

  1. Is there a prep class?

There is no preparatory class. There is a language exemption test. Students who pass this exam are exempt from the foreign language course taught in the 1st and 2nd grades.

  1. Is education expensive?

Dentistry education is expensive. Basic tools for preclinical practice training are provided by students. In clinical classrooms, both consumables and hand tools are given to students by the Faculty. Rotary tools that will be used in these classrooms and will be required throughout their professional life are provided by the students.

  1. What is required to become a dentist?

Visual ability and manual dexterity are required to become a dentist.

  1. Is education difficult?

Dentistry education includes a period of 5 years. It&#;s not hard, but it&#;s intense training. In the first three years, basic dentistry and medicine courses are taught. In addition, in preclinical dentistry practical training, all applications are taught on models that simulate the human head and mouth. The 4th and 5th grades are the ones in which clinical applications are predominant. Clinical students perform dentistry practices under the supervision of faculty members in 8 departments and are evaluated.

  1. What are the job opportunities after graduation?

Graduates of the dentistry education program can practice dentistry independently in their clinics, other clinics, and polyclinics, hospitals, or oral-dental health centers. If they are successful in the Dentistry Specialization Examination (DUS) after graduation, they complete their specialization training in 9 departments (Oral and Maxillofacial Radiology, Oral and Maxillofacial Surgery, Endodontics, Orthodontics, Pedodontics, Periodontology, Restorative Dentistry, and Prosthetic Dentistry, Oral Pathology) can increase their competency. Apart from this, by applying to doctoral education programs (Ph.D.), they have postgraduate education opportunities. Those who complete their postgraduate education can apply to academic staff at universities, serve as academicians or work in oral and dental health centers and clinics, polyclinics, hospitals, or their clinics.

Ankara University Faculty of Dentistry students have the right to benefit from all research and social opportunities of Ankara University.

 

Our faculty; serves student education with classrooms basic medical sciences, anatomy, preclinical and clinical student laboratories, clinical technician laboratories, research laboratories, clinics for 8 disciplines of digital and dentistry.

Measures have been taken within our faculty for Covid measures in all areas where clinical training is carried out and preparations have been completed.

 

The library, which includes books, 53 periodicals, and theses, where students can benefit from internet services, is also open for use between and

When the construction of the new building is completed, the physical facilities of our faculty will triple.

 

ANKARA
ANKARA
ANKARA
ANKARA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

JOURNAL OF SOCIAL AND HUMANITIES SCIENCES RESEARCH Vol:5 / Issue pp Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts, Engineering, Architecture, Language, Literature, Educational Sciences, Pedagogy & Other Disciplines Article Arrival Date (Makale Geliş Tarihi) 26/12/ The Published Rel. Date (Makale Yayın Kabul Tarihi) 30/01/ The Published Date (Yayınlanma Tarihi ) OKUL MÜDÜR YARDIMCILARININ BAKIŞ AÇILARIYLA OKUL MÜDÜR YARDIMCILIĞI GÖREVİ: BİR ÖZ DEĞERLENDİRME1 SCHOOL VICE-PRINCIPALS’ OPINIONS ABOUT THEIR PROFESSION: A SELF- EVALUATION STUDY seafoodplus.infoç.Dr. Akif KÖSE Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, [email protected], Kahramanmaraş/Türkiye ÖZ Bu araştırmada okul müdür yardımcılığı görevine ilişkin okul müdür yardımcılarının görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel bir çalışma olup durum çalışması deseninde gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, görüşme yöntemiyle ve araştırmacı tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formundaki sorular aracılığıyla toplanmıştır. Kahramanmaraş ili merkezinde görevli 8 okul müdür yardımcısı araştırmanın örneklemi olarak belirlenmiş, yapılan görüşmelerden elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmanın öneriler kısmında bu sonuçlara ilişkin öneriler sunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Eğitim Yöneticiliği, Okul Yöneticiliği, Müdür Yardımcılığı. ABSTRACT This study aims to examine opinions of vice- principals at schools with regard to their profession. The research is designed at case study and based on qualitative analysis of the results. Data were collected from 8 vice-principals working at schools in Kahramanmaraş city center through a semi-structured interview created by the researcher and analyzed through content analysis. Findings of the study demonstrated that vice- principals define their profession ensuring coordination among the students, the teachers, the parents and the school principal and they emphasized the importance of their profession in education and training. The qualifications required to be vice-principals were listed under two categories as personal qualifications and professional qualifications by the participants. As a conclusion, nearly all the participants are of the opinion that vice-principals should be chosen among teachers and a written exam should be done. The ones who think having interview as necessary for recruitment process mention that interviews should be conducted objectively. Problems regarding their profession were related to students, teachers, staff, and administrators. The study also discusses several practical implications and concludes with a few suggestions for further research. Keywords: Educational Administration, School Administration, Vice- principals. 1. GİRİŞ Eğitim sistemlerinin en kritik öğesinin okullar olduğu ifade edilebilir. Okulların, eğitim sistemleri açısından bu denli kritik bir unsur olmaları, eğitim sistemlerinin üretim faaliyetlerinin okullarda gerçekleşmesinden kaynaklanır. Nihai hedefi davranış kazandırma ve davranış değişikliği oluşturma olan eğitim sistemleri bu hedeflerini okullarda gerçekleştirebilmekte ya da gerçekleştirememektedirler. Bu yönüyle okulların başarısı eğitim sistemlerinin başarısı anlamını taşır. 1 Bu makale çalışması Ekim tarihleri arasında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde düzenlenmiş olan III. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu’nda sunulan sözlü bildirinin genişletilmiş halidir. Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp Birey açısından bakıldığında düşlenen geleceğe ulaşabilmenin, devlet açısından bakıldığında ise uluslararasında var olabilme ve varlığını güçlü bir şekilde devam ettirebilmenin yolu eğitimden geçer. Eğitimi üreten ise fakülte, yüksekokul, enstitü, eğitim merkezi gibi tüm sistemlerin ortak adı olan okullardır (Başaran, ). Eğitimin bireysel ve toplumsal ereklere ulaşabilmesi, toplumsal açık sistem olan ve adına okul denilen bu kurumların işlevselliğine bağlıdır. Bu bakımdan okulların amaçlarını gerçekleştirmesinin, eğitim sistemlerinin amaçlarını gerçekleştirmesi manasına geldiği rahatlıkla ifade edilebilir. Okullar, kendileri için belirlenmiş olan amaçlarını gerçekleştirebildikleri ölçüde etkilidirler. Okulların bu amaçları gerçekleştirebilmelerini yani etkili olabilmelerini belirleyen birçok etken bulunmaktadır. Yönetim, yönetici, öğretmen, öğrenci, okulun bulunduğu sosyoekonomik çevre, eğitim politikaları, eğitim programları, öğretmen yetiştirme sistemi ve diğer birçok etken okul etkililiğinin önemli belirleyicileri olarak sayılabilir. Bu etkenler, sahip oldukları nicelik ve nitelik durumlarına göre eğitimi farklı şekillerde ve düzeylerde etkiler. Balcı ve Aydın () okulun etkililiğinin arttırılmasının büyük ölçüde okul yöneticisinin liderlik özelliklerini taşımasına bağlı olduğunu ifade ederek okul etkililiğini belirleyen önemli bir etkenin yöneticinin sahip olduğu ya da olmadığı liderlik vasıfları olduğunu vurgularlar. Okul yöneticisi, okulu amaçları doğrultusunda yaşatmak (Bursalıoğlu, ) için eldeki madde ve insan kaynaklarını eşgüdümleyen kişidir. Bir diğer ifadeyle yönetme işini yapan kişidir. Yönetim ise en eski sanat ve en yeni bilim olarak değerlendirilen, insanlığın varoluşundan beri süregelen ve geçmişten günümüze hep değişerek gelen bir seyir izleyen olgudur (Memduhoğlu, ). Bu bakımdan yönetim işini gerçekleştirecek kişinin, hem yönetme işinin sanatkârı hem de yönetim disiplininin bilim yönünü kavramış olması beklenir. Yönetsel eylemler için güçlü yönetim bilgisine, liderliğe ve iletişim becerisine ihtiyaç vardır (Cemaloğlu, ). Okul yöneticilerinin belirlenen rolleri başarı ile oynayabilmeleri, yönetim alanında yetişmiş ve aranılan nitelikleri kazanmış olmalarına bağlıdır. Eğitim yönetiminin bir alt sistemi olan okul yönetiminin bu alanda uzmanlaşmış kişilere verilmesi belirlenen hedeflere daha çabuk ulaşabilmeyi sağlar (Erol, ). Eğitimi yönetecek olan okul yöneticilerinin yönetim sürecinde sergileyecekleri rol davranışları, görevleri ve yöneticilerden beklentiler, içinde bulunduğumuz yüzyılda giderek nicelik ve nitelik olarak farklılaşmaktadır (Korkmaz, ). Bu farklılaşma, eğitim liderliği rolünü okul yöneticilerinin en önemli rolü yapmaktadır (Özyılmaz, ). Okul yöneticileri, ancak bireysel ve mesleki nitelikleriyle diğerleri için iyi bir model olarak (Aslanargun ve Bozkurt, ) bu rolü icra edebileceklerdir. Aynı zamanda birer eğitim lideri olan okul yöneticilerinin; standartların oluşturulması ve iletilmesinden sorumlu olmanın ötesinde dış çerçevede de yerel beklentiler ve hesap verme anlayışı oluşturma, öğretmenlere ve diğer paydaşlara belirlenen amaçları tutturabilmeleri için profesyonel gelişme imkânları ve diğer destekleri sunma, onlarla işbirliği yapma, hedefleriyle tutarlı stratejileri hayata geçirebilmeleri için çalışanlara yardımcı olma, çalışanların ve öğrencilerin başarı kriterlerine odaklanmalarını sağlama zorunlulukları da bulunmaktadır (Balcı, ). Okul yöneticileri gelecekte, insan ilişkileri konusunda daha fazla yeterli olma, birey ve grup davranışı üzerine odaklaşma, daha fazla teknolojiyi kullanma, işletme ve piyasa koşullarını iyi bilme, daha fazla kolektif zekâyı işe koşma, örgütsel vatandaşlık ve okul içi demokrasi üzerine yoğunlaşma, farklılıkların yönetimi hakkında yeterli bilgi sahibi olma, yerinden yönetim ve planlamayı öğrenme, yaşam boyu eğitim konusunda kendilerini yetiştirme, stres yönetimini bilme, öğretim teknikleri konusunda yeterli olma, evrensel değerleri anlama, kalite yönetimi ve medyayı kullanabilme konusunda yeterli olma becerilerine ihtiyaç duyacaklardır (Cemaloğlu, ). Diğer taraftan okul yöneticileri, eğitsel başarının sağlanmasında ana unsur olan öğretmen kalitesini (Harris ve Sass, ) arttırabilme gibi önemli bir işlevi yerine getirme yetkinliğine ve yeterliliğine sahip olmalıdırlar. Bu bakımdan günümüz okul yöneticilerinden eğitimin lokomotifi olmaları gibi üst düzey bir beklentinin varlığı da söz konusudur. Eğitim sistemleri açısından okul yöneticilerinin önemli olan bu yeri, okul yöneticilerin seçimi ve yetiştirilmesi sürecini de önemli kılmakta, yönetici seçme ve yetiştirme işini eğitim sistemleri açısından önemli bir tartışma konusunu yapmaktadır. Okul yöneticilerinin seçimi ve yetiştirilmesi konusunun toplumlar ve eğitim sistemleri açısından önemli ve tartışılan bir konu olması ise günümüzde bir gereklilik olarak görülmektedir. Bu konunun tartışmasını zorunluluk olarak görmeyen toplumlar ve eğitim sistemleri, profesyonel yöneticilerin yetişmesini sağlayacak nitelikli süreçlerin arayışına giremeyecek ve yönetici seçme-yetiştirme süreçlerini çağın gerektirdiği gibi ve sağlıklı bir biçimde gerçekleştiremeyeceklerdir. Bu da okulların başarılarını sağlayamama gibi bir durumu beraberinde getirecektir. Oysa okullarının başarısını artırarak çağı yakalamak iddiasında olan toplumlar, okulları yönetecek profesyonellerin yetiştirilmesinde çağın gerisinde kalamazlar (Karip ve Köksal, ). seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp Türk eğitim tarihinde, yönetici yetiştirme ile ilgili ciddi uygulamalara karşın, okul yöneticisi yetiştirme ve atama ile ilgili olarak kayda değer bir uygulama bulunmamakta, okul yöneticilerinin, öğretmenler arasından seçilmesi ve atanması uygulaması “meslekte aslolan öğretmenliktir” gerekçesiyle ve biçim değiştirerek devam etmektedir (Cemaloğlu, ). Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında genellikle okul yöneticiliğine atanma öncesi yetiştirme programlarının olmadığı görülmekte, okul yöneticiliğine atanmak için öğretmenlik yapmış olmak ve bir üniversite derecesine sahip olmak temel koşul olarak görülmekte, başarılı öğretmenler arasından atanan okul yöneticilerinin hizmet içi yetiştirme programları ile yetiştirilmesi, yöneticilerin eğitiminde uygulanan en yaygın yöntemler olarak karşımıza çıkmakta, Türkiye’de de buna paralel bir uygulama ile okul yöneticilerinin atandığı ve yetiştirildiği görülmektedir (Karip ve Köksal, ). Türkiye’de yönetici seçme ile ilgili olarak hâlihazırdaki uygulamaya bakıldığında ise okul yöneticilerinin görevlendirilmesine ilişkin iş ve işlemlerin 22 Nisan tarihli ve Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan “Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği” çerçevesinde yürütüldüğü anlaşılmaktadır (MEB, ). Bu yönetmeliğin 5. maddesinde yönetici olarak görevlendirilebilmenin genel şartları arasında “Yükseköğretim mezunu olmak, değerlendirme başvurusunun son günü itibarıyla Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapıyor olmak, görevlendirileceği eğitim kurumu ile aynı türdeki eğitim kurumlarından birine öğretmen olarak atanabilecek nitelikte olmak ve görevlendirileceği eğitim kurumu ile aynı türdeki eğitim kurumlarından birinde aylık karşılığında okutabileceği ders bulunmak, değerlendirme başvurusunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” şartlarının arandığı görülmektedir. Aynı yönetmeliğin 7. maddesinde ise müdür yardımcısı olarak görevlendirilebilmek için “Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak, adaylık dâhil en az dört yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak (müdür başyardımcılığı veya müdür yardımcılığı görevleri boş bulunan eğitim kurumlarına müdür başyardımcısı veya müdür yardımcısı olarak görevlendirilmek için üç katı kadar adayın değerlendirme başvurusunda bulunmaması hâlinde, bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendindeki süre iki yıla düşürülür) ” şartlarından en az birinin gerçekleşmiş olmasının yeterli olacağı ifade edilmektedir. Bahse konu yönetmeliğin tanımlar kısmına bakıldığında yönetici ile ilgili olarak “Yönetici: Millî Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlerini sayılı Kanunun 88 inci ve sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin maddelerine göre ikinci görev kapsamında yürütenler” şeklinde bir tanımlamanın olduğu ve yönetici olarak müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı tanımlamalarının yapıldığı da görülmektedir. Mevzuat açısından bakıldığında eğitim yöneticisi tanımı içerisinde sadece okul müdürlerinin değil okul müdür başyardımcıları ile müdür yardımcılarının da yer aldığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de okul yöneticisi denildiği zaman akla ilk gelenin genellikle okul müdürleri olduğu ifade edilebilir. Bu durumun eğitim yönetimi alan yazınına da büyük ölçüde yansıdığı söylenebilir. Bu araştırma kapsamında taranmış olan alan yazın incelendiğinde okul yönetimi ve yöneticiliği başlığı ile ilgili yapılmış olan birçok araştırmanın bulunduğu görülmektedir. Bu araştırmaların bir kısmının doğrudan “okul müdürü” başlığı altında ilgili konuları inceleyen çalışmalar olduğu, bir kısmının ise eğitim yöneticiliği unvanı altında yapılan ancak eğitim yöneticiliği olarak sadece okul müdürlüğünü ifade eden ve okul müdürlerini kapsayan çalışmalar olduğu görülmektedir (Akçadağ, ; Aküzüm, ; Altın ve Vatanartıran, ; Aslanargun ve Bozkurt, ; Büte ve Balcı, ; Cemaloğlu, ; Çınkır, ; Ekinci, ; Erol, ; Korkmaz, ; Memduhoğlu ve Meriç, ; Özgan ve Aslan, ; Özmen ve Kömürlü, ; Öztürk ve Aksoy, ) Buna karşın eğitim yöneticiliği kavramının geçtiği araştırmaların az sayıdaki bir kısmında ise okul müdürlerinin, okul müdür başyardımcılarının ve okul müdür yardımcılarının eğitim yöneticisi kavramı içerisinde değerlendirilerek ilgili konuların çalışıldığı görülmektedir (Ada, ; Demirtaş, Üstüner ve Özer, ). Bu durum, gerek teorik açıdan gerekse uygulama açısından eğitim yöneticisi kavramından ilk anlaşılanın okul müdürleri olduğu kanısını kuvvetlendirmektedir. Eğitim yöneticilerinin konu edildiği araştırmaların büyük oranda okul müdürleri üzerine yoğunlaşmış olması ve uygulamada da eğitim yöneticisi olarak okul müdürlerinin ön planda bulunması okul müdür yardımcılarının eğitim yöneticisi olarak daha geri planda görüldükleri şeklinde bir yorumlama yapmayı zorunlu kılmaktadır. Oysa okul müdür yardımcıları mevzuat açısından eğitim yöneticisi olarak tanımlanmaktadırlar. Ayrıca okul müdür yardımcıları, okul müdürlerinin sorumlu oldukları alanlarla ilgili olarak yönetime yardımcı olmakta, görev alanlarıyla ilgili olarak müdür adına yönetim görevini yerine getirmektedirler. Bu bakımdan okul müdürleri için gerekli olan yeterlilikler okul müdür yardımcıları için de aranmakta, okul müdürlerinin sergilemek durumunda oldukları rol ve davranışların okul müdür yardımcıları seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp tarafından da sergilenmesi gerekmektedir. Okullarda yönetim işinin önemli bir kısmını üstlenen okul müdür yardımcılarının gerçekleştirdikleri yönetsel faaliyetlerin sadece mevzuat gereği yapılan rutin işlerle sınırlı olmaması, eğitimi yöneten kişiler olarak eğitim sürecinde eğitsel ve öğretimsel liderlik yapmaları beklenmektedir. Bir eğitim yöneticisi olarak müdür yardımcıları, sadece formalite ve yazışma işlerini görmekle kalmayıp okulun yönetiminde etkili olmalıdırlar. Bu konuda okul müdürleri okulun eğitim politikasının belirlenmesi ve bunun uygulanmasında müdür yardımcılarını yetkilendirerek onların bilgi ve becerisinden gerektiği gibi yararlanmaya çalışmalı, onlara söz hakkı tanımak yoluyla kurum içi öğeleri bütünleştirerek onları eğitim lideri konumuna yükseltmelidir (Özyılmaz, ). Eğitim yöneticileri, yönetim süreçlerinin sağlıklı bir biçimde işletilmesinden ve örgütsel amaçlara ulaşılmasından sorumludurlar. Yöneticiler bu sorumlulukları mevzuatın belirlediği ölçüler sınırlılığında yerine getirirler. Yöneticileri mevzuat bekçiliğinden çıkaran şey ise yönetsel amaçlara ulaşma derecesini en üst düzeye ulaştırmak adına onların sergiledikleri liderlik davranışlarıdır. Çalışanların işlerine gönülden adanmaları ve ekstra rol davranışlar sergilemelerinde, bütün paydaşların okulu benimsemelerinde, öğrencilerin okula severek ve isteyerek gelmelerinde, okulun hayatın kendisi olduğunun hayata dönük eğitsel çalışmalarla ortaya konulmasında yöneticilerin liderlik yeterliklerine sahip olmalarının önemli bir yeri bulunmaktadır. Okul yöneticiliğinin bu öneminden dolayı okul müdürlerini kapsayan farklı birçok araştırma yapılmıştır. Yöneticilik görevini icra eden okul müdür yardımcılarını kapsayan sınırlı sayıda araştırmanın olması ise bu araştırmanın yapılması gerektiği düşüncesini doğurmuştur. Bu araştırmanın, okul müdür yardımcılığı görevine ilişkin yapılmış sınırlı sayıdaki alan yazına ve uygulayıcılara bu yönüyle katkı sunacağı düşünülmektedir. Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın amacı okul müdür yardımcılarının okul müdür yardımcılığı görevine ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Bu amaçla aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1. Okul müdür yardımcıları, okul müdür yardımcılığı görevini nasıl tanımlamaktadırlar? 2. Okul müdür yardımcılığı görevinin eğitim öğretim açısından gerekliliğine, gerekli ise bunun nedenlerine ilişkin okul müdür yardımcılarının görüşleri nelerdir? 3. Okul müdür yardımcılarının görüşlerine göre bir okul müdür yardımcısında hangi yeterliliklerin bulunması gerekmektedir? 4. Okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesinin uygun olup olmadığına ve bunun nedenlerine ilişkin okul müdür yardımcılarının görüşleri nelerdir? 5. Okul müdür yardımcılarının görüşlerine göre okul müdür yardımcıları görev süreçlerinde hangi sorunlarla karşılaşmaktadırlar? 6. Okul müdür yardımcılarının seçilmesine dönük olarak okul müdür yardımcılarının önerileri nelerdir? 2. YÖNTEM Araştırmanın bu bölümünde araştırmanın modeli, örneklem, veri toplama aracı (verilerin toplanması, veri analizi, güvenirlik ve geçerlik) çalışmalarına yer verilmiştir. Araştırmanın Modeli Bu çalışma, nitel araştırma yaklaşımına göre tasarlanmış olup durum çalışması deseninde gerçekleştirilmiştir. Durum çalışması deseni; bir olayın yoğun bir şekilde çalışılmasıyla ilgi olup bir duruma ilişkin etkenler bütüncül bir yaklaşımla araştırılır ve ilgili durumu nasıl etkiledikleri ve ilgili durumdan nasıl etkilendikleri üzerine odaklanılır (Yıldırım & Şimşek, ), bu desen görüşmeler ile elde edilen verilerin derinlemesine ve boylamsal olarak incelenmesini içerir (Glesne, ). Örneklem Araştırmada, olasılık temelli örneklem yöntemlerinden tabakalama ve küme örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Tabakalama örnekleme yöntemi ile okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri birer tabaka; bu tabakalardaki her bir okul küme örnekleme yöntemine göre bir küme olarak kabul edilmiştir. Her bir tabakadan ikişer okul seçkisiz yöntemle belirlenerek araştırma örneklemine dâhil edilmiştir. Her öğretim kademesinde kendileriyle görüşme yapılacak olan müdür yardımcılarından birisi kadın diğeri erkek olacak seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp şekilde örneklem oluşturulmuştur. Araştırma örneklemini oluşturan müdür yardımcılarına M1’den başlayarak M8’e kadar isimler verilmiştir. Araştırma örneklemine ait bazı demografik özellikler Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 1. Araştırma Örneklemine Ait Bazı Demografik Özellikler Katılımcılar Cinsiyet Eğitim Branş Görevli Olduğu Müdür Yardımcılığına Müdür Yard. Durumu Kurum Atanma Şekli Kıdemi M1 Kadın Lisans Okul Öncesi Anaokulu Görevlendirme 1 Yıl M2 Erkek Lisansüstü Okul Öncesi Anaokulu Mülakat 7 Yıl M3 Kadın Lisans Sınıf Öğr. İlkokul Görevlendirme 3 Yıl M4 Erkek Lisansüstü Sınıf Öğr. İlkokul Görevlendirme 4 Yıl M5 Kadın Lisans Tek. Tasr. Ortaokul Görevlendirme 3 Yıl M6 Erkek Lisans Tek. Tasr. Ortaokul Sınav 3 Yıl M7 Kadın Lisans Biyoloji Lise Görevlendirme 2,5 Yıl M8 Erkek Lisans T.D. ve Ed. Lise Görevlendirme 1 Yıl Veri Toplama Aracı Araştırma verileri görüşme yöntemi ile elde edilmiştir. Veri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bu formda, araştırma örneklemine açık uçlu 6 soru yöneltilmiştir. Görüşme formunda yer alan sorular oluşturulurken araştırmanın amacı ve alt problemleri göz önünde bulundurulmuş ayrıca alan yazın taramasından faydalanılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan soruların araştırma konusunu kapsayıp kapsamadığını belirlemek amacıyla Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde görevli iki akademisyenin (Doç. Dr. Gülay BEDİR, Yrd. Doç. Dr. Erkan Hasan ATALMIŞ) görüşlerine başvurulmuş, uzman görüşleri doğrultusunda araştırma sorularına son halleri verilerek araştırma örnekleminden bir müdür yardımcısı ile ön uygulama yapılmıştır. Ön uygulama neticesinde araştırma sorularının açık, anlaşılır ve amaca hizmet eder nitelikte olduğu değerlendirilmiştir. Ön uygulamadan sonra araştırma sorularında herhangi bir değişikliğe gidilmeden bu haliyle araştırma örneklemine uygulanabileceği yönünde görüş oluşmuştur. Ön uygulama kapsamında bir müdür yardımcısı ile yapılan görüşmeden elde edilen veriler, asıl uygulamadan elde edilen veriler kapsamında değerlendirilerek araştırma verisi olarak kullanılmıştır. Verilerin Toplanması Araştırma verilerinin toplanabilmesi amacıyla Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğünden gerekli izin alındıktan sonra katılımcılarla 06/09/ tarihi ile 12/09/ tarihi arasında farklı gün ve saatlerde görüşmeler yüz yüze gerçekleştirilmiştir. Görüşmeler öncesinde katılımcılara çalışmanın amacı anlatılmış, yapılan görüşmenin bilimsel veri olarak kullanılmasının dışında başka bir amaçla kullanılmayacağı bilgileri verilmiştir. Görüşmeler, araştırmacı tarafından görüşme formları üzerine yazılarak veri kaydedilmesi işlemi gerçekleştirilmiş, veriler daha sonra elektronik ortama aktarılmıştır. Okul müdür yardımcıları ile yapılan görüşmeler, müdür yardımcılarının görevli oldukları kurumlarda gerçekleştirilmiştir. Araştırma örneklemindeki her bir kişi ile yapılan görüşmeler yaklaşık 30’ar dakika sürmüştür. Veri Analizi Araştırma verilerinin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. İçerik analizi yöntemi görüşmeler sonucunda elde edilen verilerin önce kavramsallaştırılmasını daha sonra da ortaya çıkan kavramlara göre mantıklı bir biçimde düzenlenmesini ve buna göre veriyi açıklayan temaların saptanmasını gerektiren bir yöntemdir (Yıldırım ve Şimşek, ). Araştırmacı tarafından yapılan ilk okuma sonunda araştırma verilerinden kodlar elde edilmiş, birinci okuma sonunda elde edilen kodlardan bazıları ikinci okumadan sonra değiştirilirmiştir. Oluşturulan kodların hangi temalar altında toplanabileceği belirlenmiştir. Araştırma verilerinin bir kısmı (3. alt probleme ait veriler) içerik analizi yöntemi konusunda yeterliliği bulunan başka bir akademisyen (Doç. Dr. Gülay BEDİR) tarafından da kodlama ve tema oluşturma çalışmasına tabi tutulmuştur. Araştırmacı ve uzman akademisyen tarafından araştırma verilerinin bir kısmı üzerinde ayrı ayrı yapılan kodlamalar ve oluşturulan temaların karşılaştırması yapılmış, oluşturulan kodlara ve temalara son şekli verildikten sonra kodlara ilişkin frekans tabloları oluşturulmuştur. Güvenirlik ve Geçerlik Araştırma kapsamında, araştırmanın yöntem ve aşamaları açık ve anlaşılır bir biçimde açıklanmaya çalışılmış, verilerin toplanması, toplanan verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması hakkında detaylı bilgiler seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp sunulmuştur. Bu hususlar araştırmanın dış güvenirliğini sağlayan hususlar olarak görülmektedir. Araştırma soruları açık bir biçimde ifade edilmiş, araştırma verileri soruların gerektirdiği biçimde ayrıntılı ve amaca uygun bir biçimde toplanmaya çalışılmış, araştırmacı tarafından tamamı kodlanan verilerin bir kısmı alan uzmanı farklı bir kişi tarafından da kodlanmış ve oluşan iki ayrı kodlamanın karşılaştırılması yapılmıştır. Bu çalışmalar ise araştırmanın iç güvenirliğini sağlayan nitelikler olarak değerlendirilmiştir (Yıldırım & Şimşek, ). Araştırma verilerinin bir kısmı üzerinde alan uzmanı bir diğer akademisyen tarafından yapılan kodlamalar ile aynı kısım üzerinde araştırmacı tarafından yapılmış olan kodlamalar karşılaştırılmıştır. Elde edilen kodların benzer ve uyumlu olduğu görülmüş, böylece araştırma kodlamaların tutarlı olduğu kanaati oluşmuştur. İki ayrı araştırmacı tarafından yapılan bu kodlamalardan elde edilen toplam kod sayıları belirlenmiş, kodlamalar arasındaki uyumun yüzdeliğini belirlemek için Emmer & Millett () tarafından geliştirilen formül kullanılmıştır (Akt. Selçuk, ): A−B Yüzdelik Uyum = (1 − ) A+B Verilerin bir kısmı üzerinde araştırmacı tarafından yapılmış olan veri analizi sonucu elde edilen kod sayısının 20, kodlama yapan diğer akademisyen tarafından yapılan veri analizi sonucunda elde edilen kod sayısının 25 olduğu görülmüştür. Bu durumda; 25− 20 Yüzdelik Uyum = (1 − 25 + 20 ) Yüzdelik Uyum =% 88 Yapılan iki ayrı kodlama arasındaki uyum oranının ≥%75 olması gerektiği (Emmer & Millett, ; Akt. Selçuk, ) dikkate alındığında uyum düzeyinin % 88 olması kodlamalar arasında bir tutarlılığın ve uyumun olduğunu, bu bakımdan verilerin güvenilir olduğunu göstermektedir. Araştırma bulgularının katılımcı görüşlerine yer verilerek doğrudan alıntılarla desteklenmesi, bulgularının kendi içinde tutarlılık göstermesi, araştırma örneklemine ait özelliklerin tanımlanmış olması durumları araştırmanın geçerliğini arttıran diğer özellikler olarak değerlendirilmiştir. 3. BULGULAR Okul Müdür Yardımcılığı Görev Tanımı Okul müdür yardımcılarının, okul müdür yardımcılığı görevine ilişkin yaptıkları tanımlamalar içerik analizine tabi tutulmuş ve analiz sonucu ulaşılan tema ve kodlar Tablo 2’de sunulmuştur. Tablo 2. Bunun dışında müdür yardımcıları, yaptıkları görevi daha çok sırasıyla büro memurluğu, bürokratik işlerle uğraşma, okulun bütün işlerini çekip çevirme ve okuldaki ihtiyaç ve eksikliklerle uğraşma görevi olarak tanımlamaktadırlar. Okul müdür yardımcılarının yaptıkları tanımlamalara bakıldığında müdür yardımcılarının kendi görevlerini zor, yorucu ve yoğun bir görev olarak seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp gördükleri ifade edilebilir. Okul müdür yardımcıları okuldaki hemen hemen bütün işlerden haberdar olmaları gerektiklerini ve bu işlerden sorumlu olduklarını ifade etmektedirler. Okul müdür yardımcılarının görevlerine ilişkin tanımlamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, müdür yardımcılarının okul müdür yardımcılığı görevini daha çok okuldaki planlama/programlama ve parasal işler gibi büro işleriyle tanımladıkları ifade edilebilir. Okul müdür yardımcılarının bu konu hakkındaki söylemlerine örnek olabilecek bazı alıntılara aşağıda yer verilmiştir: “Yoğunluk içeren ve her öğretmenin yapması gereken bir görev olarak değerlendiriyorum.”(M1) “Okul müdür yardımcılığı eşittir büro memurluğu. Okul müdürü ve öğretmenler arasında diyalogu kuran kişi olarak görüyorum.” (M2) “Okul müdür yardımcıları bir okuldaki işleri çekip çevirendir. Bir okulda işler tamsa okul müdür yardımcısı işini tam yapmıştır, eksikse eksik yapmıştır.”(M4) “Okulun bütün evrak işlerini yapan, öğretmenlerin ders dağılımı, nöbet gibi görevlerini düzenleyen, yönetimde müdüre destek olan kişidir.”(M6) “Okul müdür yardımcılığı eğitimden çıkıp bürokrasiye girmek demektir. Eğitimci yönümüz ikinci plana atılıyor. Evrak işleriyle uğraşıyorsunuz.” (M8) Okul Müdür Yardımcılığı Görevinin Eğitim Öğretim Açısından Gerekliliği Okul müdür yardımcılığı görevinin eğitim öğretim açısından gerekliliğine ve bunun sebeplerine ilişkin müdür yardımcılarının görüşlerinden elde edilen veriler üzerinde içerik analizi yapılmış, analiz sonucunda ulaşılan tema ve kodlar Tablo 3’te sunulmuştur. Tablo 3. Okul müdür yardımcıları, okul müdür yardımcılığı görevinin eğitim öğretim açısından gerekli olmasını en çok; öğrenci, veli, öğretmen ve müdür arasında kaynaştırıcı ve uzlaştırıcı olarak bir köprü görevi görmelerine, okul müdürlerinin tek başlarına okulu idare edemeyeceklerine ve müdür yardımcılığı görevinin eğitim ve öğretimi düzenleyici bir görev olmasına dayandırmışlardır. Okul müdür yardımcılarının bu konu hakkındaki ifadelerine örnek olabilecek bir kısım alıntılar aşağıda sunulmuştur: “… Öğretmen-veli, öğretmen-idareci arasında köprü görevi görmektedir.” (M1) “Eğitim öğretimi düzenleyen kişi müdür yardımcısıdır. Bu bakımdan müdür yardımcılığı gerekli bir görevdir.”(M2) “İşin içinden gelen insanlar olduklarından dolayı öğretmenleri anlayabilmelerinden…”(M4) “Kesinlikle gerekli bir görevdir. En büyük kaynaştırıcı, uzlaştırıcı olarak görüyorum bu görevi.” (M5) seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp “Öğretmenler ve müdür arasında köprü görevi görür. Köprü ne kadar sağlam olursa verimlilikte o kadar artar.”(M6) “Öğretmen, öğrenci, veli müdürle muhatap olmamalıdır. Müdür yardımcısı yeri geliyor veliyi yeri geliyor öğretmeni sakinleştiriyor. Biz burada bir tamponuz.”(M7) “Okuldaki bütün planlama ve bürokratik işleri müdür yardımcısı yapar. Bu işlerin yapılması gerekir. Müdür yardımcıları olmazsa bu işleri müdür yapacaktır ve kendi yaptığı işini denetleyen olacaktır. Bu da yetişememe problemini doğuracaktır.”(M8) Okul Müdür Yardımcılarında Bulunması Gereken Yeterlilikler Okul müdür yardımcılığı görevini yürüten kişilerde bulunması gereken yeterliliklerin neler olması gerektiğine ilişkin olarak elde edilen veriler içerik analizine tabi tutulmuş, analiz sonucunda ulaşılan temalar ve kodlar Tablo 4’te sunulmuştur. Tablo 4. Kişisel yeterlilikler temasına bakıldığında müdür yardımcılarında olması gereken yeterliliklerin en fazla, insan ilişkileri ve iletişim yeterlilikleri olması gerektiği yönünde görüşün olduğu görülmektedir. Müdür yardımcılarının aktif ve çalışkan olmaları, ikna kabiliyetine sahip olmaları da kişisel yeterliliklerden en fazla ifade edilen yeterlilikler arasında olduğu belirtilebilir. Okul müdür yardımcılarının sahip olmaları gereken mesleki yeterliliklere bakıldığında katılımcıların tamamına yakını tarafından ifade edilen mesleki yeterliliğin; mevzuata hâkim olma ve resmi yazışmalar konusundaki yeterlilik olduğu görülmektedir. Müdür yardımcıları, öğretmenlik tecrübesine sahip olmayı, teknoloji okuryazarı olmayı, branşında yeterli olmayı, temsil yeteneğine sahip olmayı da müdür yardımcılarında bulunması gereken yeterlilikler olarak değerlendirmektedirler. Okul müdür yardımcılarının, müdür yardımcılarında bulunması gereken yeterliliklere ilişkin görüşlerine örnek olabilecek bir kısım alıntılar aşağıda belirtilmiştir: “Bence mevzuata hâkim olması, teknoloji okuryazarlığına ve iletişim becerisine sahip olması gerekiyor. Kişilik ve karakterinin oturmuş olması, insan ilişkilerinde yeterli beceriye sahip olması ve girişken bir yapısı olması gerekir.” (M2) “Öncelikle daha önce öğretmenlik yapmış olmalıdır. … İnsan ilişkilerinin çok iyi olması gerekiyor. Müdür yardımcısının iki yüzü olmalı, bir yüzü insan yüzü bir de diğer yüzü. Bunları gerektiğinde ortaya çıkarmaya çekinmemelidir.”(M4) seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp “Bir kere mevzuat açısından yeterli olmalıdır. Yaptığımız iş resmi iştir. Eğitim öğretim geçmişi olmalı, iyi bir öğretmenlik geçmişi olmalıdır. Bu yüzden alanında yeterlilik, vicdanlılık, görevini sahiplenme gerekmektedir..”(M5) “Yönetim görevinde bulunduğu için yöneticilerin sahip olması gereken vizyona, liderlik becerilerine, iletişim becerilerine sahip, mevzuata hâkim olmalıdır. Kişilerarası etkileşimi sağlayabilmelidir. Farklı sosyoekonomik çevrelerde bulunan okullardaki görevleri yapabilecek tecrübeye sahip olmalıdır. ”(M6) “Sabır, insan ilişkilerinde iyi, güler yüzlü olmak zorundadır. …., ikna edici, çalışkan ve mevzuata hakim olmalıdır.” (M7) “… resmi yazışmaların nasıl yapıldığına ilişkin yeterliliği olmalı, velilerle iletişim kurduğu için diksiyonu düzgün olmalı, ikna kabiliyeti olmalı.”(M8) Okul Müdür Yardımcılarının Öğretmenler Arasından Seçilmesinin Uygun Olup Olmadığı ve Bunun Nedenleri Okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesinin uygun olup olmadığına ve bunun nedenlerine ilişkin müdür yardımcılarının görüşlerinden elde edilen veriler üzerinde yapılan içerik analizi sonucunda ulaşılan tema ve kodlar Tablo 5’te sunulmuştur. Tablo 5. Okul Müdür Yardımcılarının Öğretmenler Arasından Seçilmesinin Uygunluk Durumu ve Nedenleri Okul Müdür Yardımcılarının Öğretmenler Arasından Seçilmesi Uygun mudur? Neden? Görüşlerine başvurulan okul müdür yardımcılarından sadece biri bunun uygun olmadığını ifade etmektedir. Okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesinin nedenlerine bakıldığında en çok; öğretmenlerin işin mutfağından gelmelerinin, olaylara eğitimci gözüyle bakabilmelerinin ve öğretmenleri anlayabilmelerinin önemli görüldüğü ifade edilebilir. Bunun uygun olmadığını düşünen bir müdür yardımcısı ise neden olarak; öğretmenlikten idareciliğe geçtikten sonra öğretmen arkadaşları ile çatışma içerisine girilmesi durumunu ifade etmektedir. Okul müdür yardımcılarının bu konudaki görüşlerini yansıtan bazı alıntılar aşağıda sunulmuştur: “Kesinlikle öğretmen olmalıdır. Çünkü işin mutfağının bilinmesi gerekir.”(M1) “Bence müdür yardımcılarının yaptığı iş eğitim içerikli işler olduğundan, üzerinde çalıştıkları kitle öğrenci olmasından dolayı öğretmenler arasından seçilmesi uygundur. Okul içinde yapılan bütün işler öğrencilerin göz önünde bulundurularak yapılan işler olmasından dolayı eğitimci gözüyle ve pedagojik yaklaşma durumu söz konusu oluyor.”(M2) “Uygun değil. Aynı okulda öğretmen iken birden idareci pozisyonuna geçmek öğretmen ve idarecinin arasını açabiliyor. Daha önce beraber idarenin dedikodusunu yaptığınız kişinin birden o pozisyona geçmesi iki taraf açısından iyi olmuyor.” (M3) “… Eğitimin içinden gelmelidir ki eğitimin zorluklarını, güzelliklerini, doğruluklarını, problemlerini öğretmenlikten geldiği için bilecektir. … Beni yeterli kılan öğretmenlik geçmişimdir…”(M5) “Uygundur. Müdür yardımcıları öğretmenler arasından seçilmelidir. Çünkü müdür yardımcıları öğretmenlerle sürekli iletişim halindedir. Onları anlayabilmesi için öğretmenlikten seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp gelmesi gerekir. …. Dışarıdan birisi evrak işini yapabilir ancak öğretmen, öğrenci, müdür ve veli iletişimini sağlayamayabilir. Müdür yardımcısı taraflar arasında tampon görevini görüyor.”(M6) “Dışarıdan yapılacak bir müdür yardımcılığı seçimi eğitsel ve öğretimsel açıdan fayda getirmeyecektir. O kişi çok katı, sadece mevzuat çerçevesinden bakan kişi olacaktır.”(M7) “Uygundur. Çünkü eğitimi planlamayı müdür yardımcısı yapar. Öğrenciyi tanır, öğretmenlikten geldiği için öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini tanır. Bir lisede idarecilik yapan birini ilkokula atadığınızda bile birçok sıkıntı yaşayabilir. Kaldı ki dışarıdan birinin müdür yardımcılığı yapması durumunda eğitsel birçok problemler çıkmaktadır.(M8) Okul Müdür Yardımcılarının Görevleri İle İlgili Karşılaştıkları Sorunlar Okul müdür yardımcılarının görevleri ile karşılaştıkları sorunların neler olduğu ile ilgili olarak veriler üzerinde yapılan analiz sonucu ulaşılan kodlar ve temalar Tablo 6’da sunulmuştur. Tablo 6. com Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] müdür yardımcılarının görevleri ile ilgili olarak veli kaynaklı, öğrenci kaynaklı, öğretmen kaynaklı, personel kaynaklı, müdür/yönetim kaynaklı ve görev kaynaklı sorunlar yaşadıkları ifade edilebilir. Okul müdür yardımcıları en fazla sırasıyla öğretmen kaynaklı, veli kaynaklı personel kaynaklı ve müdür/yönetim kaynaklı sorunlar yaşamaktadırlar. Müdür yardımcılarının en az sorun yaşadıkları durumlar ise görev kaynaklı ve öğrenci kaynaklı sorunlardır. Okul müdür yardımcılarının en fazla sorun olarak ifade ettikleri öğretmen kaynaklı durumlara bakıldığında; bir kısım öğretmenlerin ders ve çalışma saatlerine dikkat etmemeleri, öğretmenlerin kendi ders programlarını/giriş-çıkış saatlerini ve izinlerini istedikleri şekilde ayarlamaya çalışmaları, kimi öğretmenlerin işlerini yapmamaları, kimi öğretmenlerin ise öğrenciye, veliye ve işine karşı duyarsız davranmaları en çok ifade edilen sorunlar olarak görülmektedir. Bunların dışında yetersiz öğretmenlerin varlığı, öğretmenlerin çıkarcı tutum ve davranışları, kimi öğretmenlerin disiplinsiz olmaları gibi durumlar da öğretmen kaynaklı sorunlar olarak ifade edilmektedir. Okul müdür yardımcılarının sorun olarak ifade ettikleri veli kaynaklı durumlara bakıldığında velilerden sözlü ve/veya fiziki şiddete maruz kalmaları, ihtiyaç durumunda velilere ulaşılamaması ve velilerin ilgisizliği en fazla ifade edilen sorunlar olarak görülmektedir. Velilerin çocukları için özel muamele beklemeleri, velilerin bilmişlik tavırlar sergilemeleri, çocuğunun olumsuz davranışlarını kabul etmemeleri gibi durumlar da veli kaynaklı sorunlar olarak ifade edilmektedir. Okul müdür yardımcılarının sorun olarak ifade ettikleri personel kaynaklı durumlara bakıldığında personelin işini yapmaması/ihmal etmesi, personelin sayı olarak yetersiz oluşu ya da olmayışı, personelin kendini yetiştirmemesi, personelin müdür yardımcılarını amir olarak görmemeleri ve kendi aralarındaki çekişmeleri personel kaynaklı sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılarının sorun olarak ifade ettikleri müdür/yönetim kaynaklı sorunlara bakıldığında ise; müdürlerin bütün sorumluluğu müdür yardımcılarının üzerine yıkmaları en fazla sorun oluşturan durum olarak ifade edilmiştir. Bunun dışında görevlendirmelerde liyakate dikkat edilmemesi, müdür yardımcısına görevi dışında sorumluluklar yüklenmesi, müdürlerin yetersiz oluşları gibi olumsuzluklar da müdür yardımcılarının sorun olarak gördüğü durumlar olarak ortaya çıkmıştır. Öğrencilerdeki davranış bozuklukları, devamsızlık, uyuşturucu kullanımı ve öğrencilerin yaşadıkları öğrenilmiş çaresizlikler gibi olumsuzlukların, müdür yardımcıların öğrenciden kaynaklandığını düşündükleri sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılarının sorun olarak ifade ettikleri görev kaynaklı sorunlara bakıldığında müdür yardımcılığı görevinin kadrolu değil de geçici olması, müdür yardımcılarının görevlerinin doğası gereği müdür ile öğretmen arasında kalmaları gibi sorunlar yaşadıkları görülmektedir. Okul müdür yardımcılarının görevleri ile ilgili yaşadıkları sorunlar hakkındaki görüşlerine örnek olabilecek bazı alıntılar aşağıda sunulmuştur: “Daha çok sözlü ve fiziki şiddetle karşılaşıyoruz. Velilerin ön yargıları, çocuklarına özel muamele istemeleri ….”(M1) “Bazı veliler ukala tipli oluyorlar, İletişimde zorlanıyoruz. Çocukla ilgili olumsuz durumları kabullenmek istemediklerinde problem yaşanıyor. Öğretmenin mesai ve ders saatlerine dikkat etmemesi, öğretmen ve veli arasındaki iletişim problemleri, öğretmenin veliye ve öğrenciye karşı duyarsızlığı, personelin verilen görevi yerine getirmeme ihmalinin olması, kendi aralarındaki kısır çekişmelerden dolayı biz arada kalabiliyoruz. Kendilerini yenilemedikleri için seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp iş yükü size kalıyor…. Okul müdürünün alanındaki yetersizliği müdür yardımcısının yaptığı işteki yanlışlığı görememesi durumunu doğuruyor. ”(M2) “Öğretmenlerin amiri değiliz. Direkt olarak şunu şöyle yap böyle yap diyemiyoruz.” (M3) “Öğretmen seçimlerinde velilerin ısrarcı olmaları, kendi çocuklarına üstün özellikler atfetmeleri bizler için sorun oluyor. Okuldaki hizmetli ve memurların çalıştırılmasında zorlanıyoruz ve verilen işleri yapıp yapmadıklarını takip etmek adına vakit ayırıyoruz. Asli işlerimiz de böylece aksamış oluyor.”(M4) “Çalışma saatleri çok uzun olduğu için aileme ve çocuğuma vakit ayıramıyorum. Öğretmenlerle ders programlarının oluşturulmasında çok problem yaşıyoruz. Öğrenciler sınırlarını bilmiyorlar. Şimdiki öğrenciler çok özgür yetiştirildikleri için çocuklar sınırlarını bilmiyorlar. Kıyafet, cep telefonu kullanımı gibi sorunlar bunun yansımasıdır.”(M5) “Öğrencilerde görülen davranış bozuklukları; … öğrenci devamsızlığı, uyuşturucu, kötü alışkanlıklara meyletme, meslek lisesi olduğu için bizden hiç bir şey olmaz mantığının olması öğrenci kaynaklı problemlerdir.”(M6, M7) “Velilerin hakaret etmesi, sözlü tehdit hatta zaman zaman fiili şiddet bile söz konusudur. Personelin sayı olarak yetersizliği bizim için bir sorundur. Kadrolu personele iş yaptıramamamız ayrı bir sorundur. Mevzuatın çok sık değişmesinden dolayı sorun yaşıyoruz. ”(M8) Okul Müdür Yardımcılarının, Müdür Yardımcısı Seçimine İlişkin Önerileri Okul müdür yardımcılarının, müdür yardımcısı seçimine ilişkin görüşleri üzerinde yapılan analiz sonucunda ulaşılan tema ve kodlar Tablo 7’de sunulmuştur. Tablo 7. Seçimde mülakatın yapılması gerektiğini düşünenlerin tamamının mülakatın objektif olması gerektiği yönünde beklentilerinin olduğu ifade edilmektedir. Müdür yardımcılığı görevine seçilme kriterlerine ilişkin önerilere bakıldığında; müdür yardımcısı olacak kişilerde eğitim yönetimi alanında yüksek lisans yapmış olmak, belli bir yıl öğretmenlik tecrübesine sahip olmak gibi kriterlerin olması gerektiği de belirtilmektedir. Ayrıca müdür yardımcılarının yönetici pozisyonuyla il içi ve il dışı yer değiştirebilme imkânına sahip olmaları, müdür yardımcılığı görevinin görevlendirme ile yürütülen bir görev değil kadrolu olarak yapılan bir göreve dönüştürülmesi önerilerinin de getirildiği görülmektedir. Okul müdür yardımcılarının bu konudaki görüşlerini yansıtan birtakım ifadelerine aşağıda yer verilmiştir: “Sınav artı objektif bir mülakat. Objektif bir mülakatı özellikle tırnak içinde kullanıyorum…. Birkaç soru ile yapılan mülakat gerçekçi olmamaktadır.”(M1) “… Eğitim yönetiminde yüksek lisans yapmış olmalı. .. Seçim sürecinde birtakım kriterlere göre seçim yapılmalı. … Yazılı ilk etapta olmalı ancak tek şart olmamalı. Objektif kriterleri olan sözlü mülakata da yer verilmelidir. Bu mülakat dakikalık değil birçok yeterliliği ortaya çıkarmaya dönük ve uzun soluklu bir mülakat olmalıdır.”(M2) “Sınav. En önemli şeydir bu. İşi sendikaya, tanıdığına göre değil sınava ve akabinde bireyin kendini ifade, kendine güven gibi kişisel özelliklerin, yeterliliği bulunan komisyon üyelerince seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp test edildiği mülakat sınavıyla olmalıdır. Türkiye’de mülakat eşittir torpildir. Bu bakımdan yazılı sınavın ardından yapılacak mülakat sınavı. Türklere özgü mülakat sınavı olmamalı. Müdür yardımcısı olacak kişiler minimum 5 yıl öğretmenlik tecrübesine sahip olmalıdır.”(M4) “Sınav ve mülakat olmalı. Ama mülakat gerçek bir mülakat olmalı. Müdür yardımcısı olacak kişinin akademik yeterliliklerini, kişilik yapısını ortaya çıkaracak, idarecilik vasfı taşıyıp taşımadıklarını belirleyecek bir mülakat olmalıdır. Müdür yardımcısı olacak kişinin en az 10 yıl öğretmenlik tecrübesi de olmalıdır.”(M5) “Müdür yardımcılığı seçiminde en az 5 yıl öğretmenlik tecrübesi aranmalı, eğitim ve mevzuatı içeren yazılı bir sınav yapılmalı, bu sınav sonrası yapılacak güvenlik soruşturmasına göre yazılı puan üstünlüğüne göre atama yapılmalıdır. Kadro tahsisi yapılmalıdır. Yer değiştirme de kadroya göre olmalıdır. Yani bir müdür yardımcısı başka bir okula ya da başka bir il’e müdür yardımcısı olarak yer değiştirme talebinde bulunabilmelidir.”(M6) “Sınav olmalı, belli bir puan aldıktan sonra da okul müdürünün teklifi olmalı. Çünkü okul müdür kendi ekibini kendisi oluşturmalıdır.”(M7) “Öncelikle belli bir süre (en az 5 yıl) öğretmenlik yapması lazımdır. … öğretmenlik sürecinde gösterdiği performans gibi somut kriterler göz önünde bulundurulabilir. Türkiye’de mülakat demek torpil olarak algılanır. Türkiye şartlarında yazılı sınav daha objektif olarak değerlendirilir. Bundan dolayı müdür yardımcılığı görevine yazılı sınav sonucuna göre alım yapılmalıdır.”(M8) 4. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER Okul Müdür Yardımcılığı Görev Tanımı Araştırma sonucunda, müdür yardımcılarının kendi görevlerini en çok öğrenci, öğretmen, veli ve okul müdürü arasındaki koordinasyonu sağlama işi olarak tanımladıkları görülmüştür. Bunun dışında okul müdür yardımcılığı görevi daha çok büro memurluğu, bürokratik işlerle uğraşma, okuldaki bütün işleri yürütme, okul ihtiyaç ve eksikliklerini düşünüp giderme görevi olarak algılanmaktadır. Yapılan tanımlamalara bakıldığında müdür yardımcılarının, okulun paydaşları arasındaki arabuluculuğu sağlayan ve okullarda daha çok büro işlerini yürüten bir görevli olarak düşünüldüğü ortaya çıkmıştır. Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde (MEB, ) okul müdür yardımcılarının görev tanımları yapılırken “Müdürün ve müdür başyardımcısının olmadığı zamanlarda müdüre vekâlet eder. Müdür yardımcısı, görev tanımında belirtilen görevler ile müdür tarafından verilen görevleri yerine getirir.” denilmektedir. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde (MEB, ) okul müdür yardımcılarının görev yetki ve sorumlulukları ifade edilirken “Müdür yardımcısı eğitim, öğretim ve yönetim işlerinin planlı, düzenli ve amacına uygun olarak yürütülmesinden müdüre ve müdür başyardımcısına karşı sorumludur. Müdür yardımcıları okulda kullanılan belge, defter, çizelge ve formlarla ilgili iş ve işlemleri yürütür ve gerekli olanları imzalar. Görevlendirildiğinde, ilgili mevzuat kapsamında oluşturulan kurul, komisyon ve ekiplere katılır, başkanlık eder ve bunlarla ilgili iş ve işlemleri yürütür. Kendisine verilen nöbet görevini yürütür, nöbetçi öğretmen ve öğrencileri izler, nöbet raporlarını inceler, varsa sorunları müdür başyardımcısına ve müdüre iletir. Sorumluluğuna verilen öğrencilerle ilgili iş ve işlemleri müdür ve müdür başyardımcısıyla işbirliği içinde yürütür. Elektronik ortamda veri tabanı üzerinden bilgi alış verişiyle ilgili işlemleri yürütür. Mezunların izlenmesine yönelik iş ve işlemleri yürütür. Müdür tarafından verilen görevin gerektirdiği diğer görev ve sorumlulukları yerine getirir” denilmektedir. Okul müdür yardımcılarının görevlerine mevzuat hükümler açısından bakıldığında, müdür yardımcılarının, daha çok okuldaki planlama ve programlama işlerinden, eğitim öğretim işleri ile ilgili prosedürleri yerine getirmekten ve okulun bürokratik iş ve işlemlerinden sorumlu görevliler oldukları görülmektedir. Müdür yardımcılığı görevine ilişkin müdür yardımcıları tarafından yapılan tanımlamalara bakıldığında ise müdür yardımcılarının, kendi görevlerine ilişkin algılarıyla mevzuatta yapılan tanımlamaların büyük oranda örtüştüğü anlaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle yasal açıdan daha çok, kurumun bürokratik işlerinin ve prosedürlerin yerine getirilmesinden sorumlu olan müdür yardımcılarının bu görevleri, müdür yardımcılarının kendi görüşleri ile de ifade edilmektedir. Postmodern yönetim açısından bakıldığında günümüzde okul yöneticilerinden beklenen rol ve davranışların farklılaştığı görülmektedir. Klasik yönetim anlayışına göre asıl görevleri kurumunun resmi işlerini yürütmek olan okul yöneticilerinin yerini çağdaş yönetim anlayışına göre öğrenmeyi bir kurum kültürü ve kurumunu seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp öğrenen bir örgüt haline getirmiş, öğretmenlere eğitsel/öğretimsel liderlik yapabilen yöneticiler almıştır. Okullara, bu nitelikteki yöneticiler aracılığıyla liderlik yapılması beklenmektedir. Gerek mevzuata göre gerekse müdür yardımcılığı görevinde bulunan yöneticilerin algılarına göre daha çok bürokratik ve prosedürü içeren bir görev olduğu görülen müdür yardımcılığının görev tanımında bu yönüyle bir değişime ihtiyaç olduğu ifade edilebilir. Türk eğitim sisteminde çağdaş yönetim anlayışına uygun yönetsel faaliyetlerde bulunulabilmesi için bu değişimin bir gereklilik olduğu ifade edilebilir. Aslanargun ve Bozkurt () tarafından yapılan araştırma sonucunda; okul yöneticilerinin mesleki ve ahlaki sorumluluklardan öte yasal sorumluluklara öncelik verdikleri, eldeki olanaklarla yönetim görevini yerine getirmeye çalıştıkları, görev ve sorumluluk temelinde yapıyı önemsedikleri bunun yanı sıra okul iklimini öğrenme ve öğretmeye uygun hale getirilmesi sürecini yeterince önemsemedikleri veya diğer yapısal ve donanımsal sorunların gerisinde gördükleri ortaya konulmuştur. Yakut () ilköğretim okulu yöneticilerinin bina, donatım ve bunların kullanımı/ekonomik finansmanı, kurul ve komisyonlar, rutin isler ve öğrenci disiplin olaylarıyla ilgili görevleri yüksek düzeyde gösterdiklerini belirlemiştir. Ada () yaptığı araştırmada okul yöneticilerinin görev ve sorumluluklarından daha çok rutin işleri yaptıklarını, sorun çözme, planlama, işbirliği, personel geliştirme gibi konuları gerçekleştirme durumlarının daha düşük olduğunu belirtmiş bunun da okul yöneticilerinin yönetim alanında lisans ve lisansüstü eğitimlerinin olmayışından kaynaklandığını vurgulamıştır. Okul müdür yardımcıları sadece formalite ve yazışma işlerini görmekle kalmayıp okulun yönetiminde etkili olmaları gerekmektedir (Özyılmaz, ). Okulları başarılı bir biçimde yönetecek eğitsel liderlere ihtiyaç vardır. Birçok şekilde okul yöneticisi, okullardaki en önemli ve etkili bireydir. Okuldaki öğrenme iklimini, profesyonellik düzeyini, öğretmen bağlılığını, öğrenci başarısını ve öğretmenlerin moralini etkileyen onun liderliğidir (Korkmaz, ). Bu bakımdan postmodern çağda okul yöneticilerinden liderlik davranışları sergilemeleri beklenmektedir. Okul Müdür Yardımcılığı Görevinin Eğitim Öğretim Açısından Gerekliliği Araştırma sonucunda, okul müdür yardımcılığı görevinin eğitim öğretim açısından gerekli bir görev olduğu yönünde müdür yardımcılarının ortak bir görüş içerisinde bulundukları ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılığı görevinin bu gerekliliği en çok, eğitimin paydaşları arasındaki kaynaşmayı ve uzlaşmayı sağlayan rollerinin bulunması, okul müdürlerinin tek başlarına okulu idare edemeyecek olmaları ve müdür yardımcılığı görevinin eğitim ve öğretimi düzenleyici bir görev olması gerekçelerine dayandırılmıştır. Okul müdürün en önemli görevi eğitim liderliğidir ve ancak bu sayede iç ve dış öğeler üzerinde etki oluşturabilir, her yönetici gibi okul müdürü de bu görevini, güvenip işbirliği yapabileceği yardımcıları ile yerine getirebilir ve bundan dolayı da etrafında bu özelliklere sahip yardımcılarının bulunmasını ister (Bursalıoğlu, ; Özyılmaz, ). Bu açıdan bakıldığında uzun soluklu bir süreç olan yönetim sürecinin bütün aşamalarında sağlıklı bir işleyişe katkı sunacak müdür yardımcılarının olması bir gereklilik olarak görülür. Okul Müdür Yardımcılarında Bulunması Gereken Yeterlilikler Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılığı görevini yürüten kişilerde bulunması gereken yeterliliklerin kişisel yeterlilikler ve mesleki yeterlilikler şeklinde iki başlık altında değerlendirilebileceği ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılarının sahip olmaları gereken kişisel yeterliliklerin başında insan ilişkileri ve iletişim alanındaki yeterlilikler olduğu görülmüştür. Müdür yardımcılarının aktif ve çalışkan olmaları, ikna kabiliyetine sahip olmaları kişisel yeterlilik olarak en çok öne çıkan yeterlilikler olduğu görülmüştür. Adil olma, görevini sahiplenme, girişken bir yapıya sahip olma, vizyoner olma, oturmuş bir kişilik ve karakter sahibi olma, liderlik becerisine sahip olma, gelişime ve yeniliğe açık olma, gerektiğinde tavrını koyabilme, vicdani davranabilme yeterliliklerinin de müdür yardımcılarında bulunması gereken kişisel yeterlilikler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Okul müdür yardımcılarının sahip olmaları gereken mesleki yeterliliklere bakıldığında ise en çok belirtilen mesleki yeterliliklerin mevzuata hâkim olma ve resmi yazışmalar konusundaki yeterlilikler olduğu ortaya çıkmıştır. Öğretmenlik tecrübesine sahip olma, teknoloji okuryazarı olma, branşında yeterli olma, temsil yeteneğine sahip olma yeterliliklerinin de müdür yardımcılarında bulunması gereken mesleki yeterlilikler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Arabacı, Şanlı ve Altun () okul yöneticilerinin okul yönetimi, denetim, değerlendirme, yönetim hukuku, liderlik, etkili iletişim, insan kaynakları yönetimi, bütçe yönetimi gibi çeşitli konularla birlikte ilgili seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp mevzuata da hâkim olmaları gerektiği bu yeterliliklerin ise zaman içerisinde kazanacakları tecrübeler ile edinilmesinin beklenmemesi gerektiğini belirtmişlerdir. Korkmaz () ise okul müdürlerinde aranacak yeterlilikle ilgili olarak; “öğretmenlik deneyiminin olması, okulda gelişimci lider olarak dikkate değer bir performans gösterme, insan ilişkilerinde başarılı olma, öğretmenlere rehberlik yapma konusunda yeterli uzmanlık bilgisine sahip olma, eğitim ve öğretime liderlik yapabilme, mükemmel öğretimi gerekli kılan bir örgüt biçimlendirebilme yeterliliğine sahip olma, okulu ve okulun çalışmalarını okulun çevresi ile ilişkilendirebilme, bir müdür olarak liderlik deneyimine sahip olma ve personel gelişimi konusunda deneyimli olma” yeterliliklerine sahip olunması gerektiğini vurgulamıştır. Yapılan farklı araştırma sonuçları ile karşılaştırıldığında bu araştırma sonucunda ortaya çıkan okul yöneticiliği (müdür yardımcılığı) yeterlilikleri ile diğer araştırmalarda ifade edilen yönetici yeterliliklerinin örtüştüğü görülmektedir. Okul Müdür Yardımcılarının Öğretmenler Arasından Seçilmesinin Uygun Olup Olmadığı ve Bunun Nedenleri Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının tamamına yakınının, okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesi gerektiği yönünde görüşe sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesi gerektiği yönündeki görüşte en fazla; öğretmenlerin işin mutfağından gelmelerinin, olaylara eğitimci gözüyle bakabilmelerinin ve öğretmenleri anlayabilmelerinin etkili olduğu görülmüştür. Dışarıdan yapılacak bir müdür yardımcısı görevlendirmesinde öğrencilere pedagojik yaklaşılamayacağı ve olaylara sadece mevzuat açısından bakılacağı yönünde bir kaygının da ortaya çıkan bir diğer sonuçtur. Cemaloğlu () yöneticilerin, öğretmenlerden seçiliyor olmasının tartışma konusu olduğunu, öğretmenlerin meslekte ilerleme ve yükselme imkânlarının kısıtlandığında, onları güdüleyici unsurların ortadan kaldırıldığında ve kurum dışından yönetici seçilerek atandığında olabilecek olumsuz gelişmeleri göz ardı etmemek gerektiğini, yapılan mantıksal hatanın, “meslekte iyi olan, iyi ve başarılı okul yöneticisi olabilir” şeklindeki varsayımdan kaynaklandığını vurgulamaktadır. Özmen ve Kömürlü () yaptıkları araştırma sonucunda, okul yöneticiliği yapacak kişilerin öğretmenlik deneyimine sahip olmaları gerektiğini, okul yönetiminin diğer kurumların yönetimlerine göre farklılık gösterdiğinden okul yöneticisinin öğretmenlik yapmış olmasının eğitim ve öğretime yön vermede kendisine yardımcı olacağını ifade etmişlerdir. Balcı () Türkiye’de eğitim yöneticiliğinin bir meslek olarak görülmediğini, hala bir uzmanlık alanı olarak düşünülmediğini ve herkesin yapabileceği bir uğraş olarak algılandığını vurgulamaktadır. Ayrıca mevcut uygulamada yönetim pozisyonlarına gelecek öğretmenler, sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda öğretmenlik, eğitim, öğretim ve yönetim işlerini icra eden bir uğraşı olarak görülmesine karşın, öğretmen yetiştirme programlarında herhangi bir yönetim formasyonuna göre yetiştirilmemekte, “Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi” adlı bir dersle alanın tanıtılmasıyla yetinilmektedir (Balcı, ). Bu konuyla ilgili olarak Bursalıoğlu () öğretmen yönetici tipinin merkeziyetçi eğitim sistemlerinin çoğunda bulunduğunu, eğitim yöneticiliğinin öğretmenliğe ek bir görev olmaktan kurtarılmadıkça böyle sistemlerin etkisinde ve veriminde yükselme görülmeyeceğini ifade etmektedir. Eğitim yöneticisi olarak okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesi genel olarak olumlu karşılanmakla birlikte yöneticilik için potansiyel aday olan her öğretmenin lisans programlarında yönetim konusunda yeterince yetiştirilmedikleri, yöneticilik yaptığı süre içerisinde yönetim bilimine gerekli eğitimleri almadıkları/geliştirilmedikleri ve yönetim sürecindeki her konuyu ancak tecrübe ederek öğrendikleri hususları sıklıkla eleştiri olarak ifade edilmektedir. Tecrübe ederek öğrenme, yönetimde oldukça pahalı bir seçenektir (Bursalıoğlu, ). Ayrıca bu öğrenme tipi ile kurumlar ve çalışanlar birçok olumsuz ve tehlikeli durumlarla da karşı karşıya kalabilmektedirler. Okul yöneticilerinin, öğretmenler arasından seçilmesi ve atanması uygulaması Türkiye’de biçim değiştirerek devam etmekte, bu uygulamanın haklı gerekçesi olarak “Meslekte aslolan öğretmenliktir.” görüşü savunulmaktadır. Bu görüşün varlığı kaliteli okul yöneticisi yetiştirmenin önünde engel değildir. Engel olarak görülmesi gereken nokta bu görüşü referans gösterip değişimin öncülüğünün yapılmaması ve bu konuda radikal kararların alınmamasıdır (Cemaloğlu, ). Sonuç itibariyle okul müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesinin uygun olduğu genel olarak ifade edilmektedir. Bu durumla ilgili sorun olan nokta, yöneticiliğe bir meslek olarak bakılmaması ve öncelikle bu işte hizmet öncesi eğitimi almış kişilere yer verilmemesi (Akçadağ, ) ayrıca hizmet seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp içerisinde yönetim alanındaki değişimlere adaptasyonu sağlamaya imkân sunacak gelişim süreçlerinin sağlıklı bir biçimde işletilmemesidir. Okul Müdür Yardımcılarının Görevleri İle İlgili Karşılaştıkları Sorunlar Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının görevleri ile ilgili olarak; veli, öğrenci, öğretmen, personel, müdür/yönetim ve görev kaynaklı sorunlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcıları en fazla sırasıyla öğretmen kaynaklı, veli kaynaklı, personel kaynaklı ve müdür/yönetim kaynaklı sorunlar, en az ise görev kaynaklı ve öğrenci kaynaklı sorunlar yaşamaktadırlar. Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının yaşadıkları öğretmen kaynaklı sorunlar daha çok; bir kısım öğretmenlerin ders ve çalışma saatlerine dikkat etmemeleri, öğretmenlerin kendi ders programlarının/giriş- çıkış saatlerinin ve izinlerinin istedikleri şekilde ayarlanmasını istemeleri, kimi öğretmenlerin işlerini yapmamaları, bazı öğretmenlerin öğrenciye, veliye ve işine karşı duyarsız davranmaları sorunlarıdır. Yetersiz öğretmenlerin varlığı, kimi öğretmenlerin çıkarcı tutum ve davranışları ve sergiledikleri disiplinsizlik davranışları da öğretmen kaynaklı sorunlar olarak görülmektedir. Okul müdür yardımcılarının karşılaştıkları veli kaynaklı sorunlar en çok; velilerin sözlü ve/veya fiziki şiddetine maruz kalmaları, ihtiyaç durumunda velilere ulaşılamaması ve velilerin ilgisizliğidir. Ayrıca velilerin çocukları için özel muamele beklemeleri, bilmişlik tavır sergilemeleri ve çocuklarının olumsuz davranışlarını kabul etmemeleri de veli kaynaklı sorunlar olarak ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcıları öğretmen dışındaki diğer personelden kaynaklanan sorunlar da yaşamaktadırlar. Bu sorunların başında özellikle ve çoğunlukla personelin işini yapmaması/ihmal etmesi sorunu gelmektedir. Bunun dışında personelin sayı olarak yetersiz oluşu ya da hiç olmayışı, personelin kendini yetiştirmemesi (göreviyle ilgili teknolojik yeterliliği olmayışı) ve müdür yardımcılarını amir olarak görmemeleri, personelin kendi aralarındaki çekişmeleri personel kaynaklı diğer sorunları oluşturmaktadır. Okul müdür yardımcılarının karşılaştıkları müdür/yönetim kaynaklı sorunlara bakıldığında; okul müdürlerin bütün sorumluluğu müdür yardımcılarının üzerine yıkması en fazla sorun oluşturan durum olarak görülmektedir. Bunun dışında müdür yardımcısı görevlendirmelerinde liyakate dikkat edilmemesi, müdür yardımcılarına görevi dışında sorumluluklar yüklenmesi, müdürlerin yetersiz oluşları gibi olumsuzluklar da müdür yardımcıların sorun olarak gördüğü durumlar olarak ortaya çıkmıştır. Okul müdürlerinin problemli durumlarda müdür yardımcılarını öne sürmeleri, üst yönetimden gelen yazıların bir kısmının güncel ve kurumla ilgisi olmayan yazılar olması, üst yönetimden gelen yazılara istenen cevap için sürenin çok kısa tutulması ve mevzuatın sık değişmesi müdür/yönetim kaynaklı diğer sorunlar olarak görülmektedir. Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının karşılaştıkları öğrenci kaynaklı sorunlar olarak; öğrencilerdeki davranış bozuklukları, devamsızlık, uyuşturucu kullanımı ve öğrencilerin yaşadıkları öğrenilmiş çaresizlikleri ifade ettikleri ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcıları görev kaynaklı olarak; müdür yardımcılığı görevinin kadrolu değil de geçici görev şeklinde olması durumunu ayrıca müdür yardımcılarının görevlerinin doğası gereği müdür ile öğretmen arasında kalmaları durumunu sorun olarak ifade ettikleri ortaya çıkmıştır. Demirtaş, Üstüner ve Özer () tarafından yapılan araştırma sonucunda okul yönetiminde karşılaşılan sorunların kaynağının okul örgütünün farklı bileşenleri olabileceği gibi okul dışından etmenler de olabileceği ifade edilmiş, yaşanan sorunların kaynaklarından bazıları olarak; öğrenciler, öğretmenler, okul bina ve demirbaşları, okulun bulunduğu bölgenin sosyal, kültürel, politik ve ekonomik özellikleri, okulun kültürü ve iklimi ve okul yöneticilerinin sahip oldukları yönetim becerileri belirtilmiştir. Aynı araştırmada okul yönetiminde karşılaşılan sorunlar öğretmen, öğrenci, okul iklimi, okul binası ve yönetim becerileri kaynaklı sorunlar olarak gruplandırılmış, okullardaki öğrenci sayısının artmasıyla öğretmenlerden, okul ikliminden, öğrencilerden, yönetimden kaynaklanan sorunların arttığı belirlenmiştir. Kösterelioğlu ve Bayar () tarafından yapılan araştırmada katılımcıların eğitim yöneticilerinin yetiştirilmesi ve seçimi konusunun eğitim sisteminin önemli bir sorunu olduğunu ifade ettiklerini belirlenmiştir. Akçadağ () tarafından yapılan araştırmada ise okul yöneticilerinin atama ve yer değiştirme konusunda sorunlarının olduğu, okul yöneticilerinin en fazla sınavla atama yapılmasında ilgili yönetmeliğin bazı hükümlerinin adaletsizliğe yol açtığını düşündükleri ortaya konulmuştur. Çınkır (), yaptığı araştırma sonucunda okul yöneticilerinin karşılaştığı sorunlar arasında önceliği okul bütçesi ile genel ve idari hizmetlerin yönetimine ilişkin sorunların yer aldığını, bunu üçüncü sırada okul dışı seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp kaynaklı konuların yönetimine ilişkin sorunlar, dördüncü sırada personel hizmetlerinde yaşanan sorunlar, beşinci sırada öğrenci hizmetleri ile ilgili yaşanan sorunların izlediğini, en az sorun yaşanan görev alanının ise eğitim-öğretimin yönetimi alanı olduğunu, yönetici atamalarında liyakat ilkelerine uyulmamasının yöneticilerce bir sorun kaynağı olarak görüldüğünü, yöneticilerin karşı karşıya kaldığı diğer bir sorunun ise eğitici olmayan (hizmetli-memur) personel ile özellikle branş öğretmeni sayılarının yetersizliği olduğunu ortaya koymuş, mevcut okul yöneticilerinin birçoğunun yönetim alanı bilgi ve becerisine sahip olmadan ve vekil olarak bu görevi yürüttükleri bir eğitim sisteminde kısa dönemde bu sorunların giderilmeyeceğinin de bir gerçek olduğunu ifade etmiştir. Erol () okul yöneticilerinin görevlerini başarmada, mevzuatın günün şartlarına uygun olmaması, yönetimin merkeziyetçi olması, yönetime siyasetin karışması, mevzuata uygun çalışma ortamının bulunmaması, finansman yetersizliği, merkezde alınan kararların uygulanamaması, alınan kararların sık sık değişmesi, üstlerin astlardan gelen teklifleri incelememeleri, personel eksikliği, personel fazlalığı, araç-gereç eksikliği ve denetimlerde görülen tutarsızlıklardan dolayı sorun yaşadıklarını belirtmiştir. Ekinci () yaptığı araştırmada yöneticilerin ağırlıklı olarak eğitim ve okul yönetimi sisteminin işleyişinden kaynaklı sorunları dile getirdiklerini, okul yöneticiliği görevinin vekâleten yürütülmesinin, üstlenilen ağır sorumluluğa karşın yöneticilerin yetki sahibi olmamalarının, yöneticilerin il dışı yer değiştirme durumunda yönetici olarak değil de öğretmen olarak yer değiştirmek zorunda kalmalarının, okullara eşit imkânların sağlanmamasının ve personel eksikliğinin yaşanmasının temel sorun alanları olduğunu ortaya koymuştur. Yine aynı araştırma içerisinde okul yöneticilerinin seçilmesi, yetiştirilmesi ve atanması ile ilgili esasların belirlenmesi, okul yöneticilerinin özlük haklarının iyileştirilmesi, yöneticilere yetki ve özerklik tanınarak liderlik potansiyellerinin bu çerçevede gelişimine imkân sağlanmasının önem taşıdığını vurgulamıştır. Sonuç olarak araştırmanın bu temasına ilişkin sonuçlarla yapılan ilgili diğer araştırma sonuçlarının örtüştüğü görülmektedir. Okul Müdür Yardımcılarının, Müdür Yardımcısı Seçimine İlişkin Önerileri Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının tamamına yakınının, müdür yardımcılarının seçiminde yazılı sınav yapılmasının gerektiğini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Okul müdür yardımcılığı seçimde mülakatın yapılması gerektiğini düşünenlerin tamamının ise mülakatın objektif bir biçimde yapılması gerektiği yönünde beklentilerinin olduğu görülmüştür. Müdür yardımcılığı görevine seçimde, eğitim yönetimi alanında yüksek lisans yapmış olmak ve belli bir yıl ( yıl) öğretmenlik tecrübesine sahip olmak kriterlerinin sağlanmış olması gerektiği vurgulanmıştır. Araştırma sonucunda ayrıca müdür yardımcılarının yönetici pozisyonuyla il içi ve il dışı yer değiştirebilme imkânına sahip olmaları, müdür yardımcılığı görevinin görevlendirme ile yürütülen bir görev değil de kadrolu olarak yapılan bir göreve dönüştürülmesi önerilerini de getirdikleri görülmüştür. Araştırmanın bu sonucuyla ilgili olarak yapılan farklı araştırmalara bakıldığında; Ada () okul yöneticiliğine seçimde aday yöneticinin yönetim alanı ile ilgili bir eğitim alıp almadığı konusuna dikkat edilmesi ve mevcut okul yöneticilerinin, yöneticilik yeterliklerinin geliştirilmesi için fırsat ve imkânlar oluşturulması gerektiğini belirtmiştir. Akçadağ () yöneticilik ve eğitim liderliği bilgisini ölçen bir merkezi sınavın yanı sıra deneyim, eğitim, ilgi gibi özelliklerin ölçüldüğü bir ölçme aracı geliştirilerek adil bir biçimde uygulanmasının sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Bu konu ile ilgili olarak Cemaloğlu () Türkiye’de okul yöneticiliğinin meslekî güvencesinin bulunmadığını, okul yöneticiliği için meslek güvencesi sağlanması gerektiğini, okul yöneticilerine, kendi yardımcılarını seçme hakkının verilmesi ve merkezde toplanan yetkilerin bir kısmının okul yöneticilerine devredilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yine aynı araştırmada üniversitelerin “Eğitim Yöneticiliği ve Deneticiliği” bölümlerinin yeniden açılıp eğitim-öğretime başlaması gerektiği, bu eğitimin hizmet öncesi eğitimi oluştururken, mesleğe öğretmenlikten gelenler için de yüksek lisans uygulamasına işlerlik kazandırılabileceği vurgulanmıştır. Altın ve Vatanartıran () ise konuyla ilgili olarak araştırmalarında yönetici yetiştirme programının üniversitelerle işbirliği yapılarak teorik ve pratik eğitimden oluşması, yöneticinin kişisel özelliklerini geliştirici eğitimler de alması ve yöneticiliğin bir meslek olarak görülmesinin sağlanması gerektiğini belirtmişlerdir. Aynı araştırmada yöneticilerin sınavla seçilmesi ve en az 3 yıllık öğretmenlik tecrübesine sahip olmaları gerektiği, adayların öncelikle eğitim yönetimi yüksek lisans derecesi almaları gerektiği, bu eğitimin ardından, uygulamayı görebilecekleri ve gerçek vakaların tartışılabileceği 1 ila 2 yıllık bir stajyer yöneticilik sürecinin uygulanabileceğini, kendilerine stajları süresince aldıkları bu eğitimleri uygulama ve pratik etme fırsatı verilebileceği, yöneticilerin sadece sınavla seçilmesinin yetmeyeceği, aynı zamanda temsil seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp ve kişilik özelliklerinin, iletişim becerilerinin de değerlendirilmesi gerektiği bunun için de mülakat standartlarının önceden belirlenmesi, subjektif değerlendirmelere imkân verilmemesi, mülakatın objektif, güvenilir ve belli bir standartta yapılması için işin uzmanlarınca tarafsız bir komisyon tarafından yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Korkmaz (), okul yöneticilerinde aranacak yeterlilikle ilgili olarak; yönetici seçilecek kişide en az 5 yıl öğretmenlik deneyiminin olması, okulda gelişimci lider olarak dikkate değer bir performans gösterme, insan ilişkilerinde başarılı olma, öğretmenlere rehberlik yapma konusunda yeterli uzmanlık bilgisine sahip olma, eğitim ve öğretime liderlik yapabilme, okulu ve okulun çalışmalarını okulun çevresi ile ilişkilendirebilme, liderlik deneyimine sahip olma ve personel gelişimi konusunda deneyimli olma yeterliliklerine sahip olunması gerektiğini ifade etmiştir. Müdür yardımcısı seçimi ile ilgili olarak bu araştırma kapsamında ortaya çıkan sonuçların diğer araştırmalar kapsamında incelenen eğitim yöneticisi ve okul müdürü seçme sürecine ilişkin sonuçlarla büyük oranda örtüştüğü ifade edilebilir. Öneriler Araştırma sonuçlarına dayalı olarak uygulayıcılara ve araştırmacılara getirilen öneriler aşağıda sunulmuştur. Uygulayıcılara Dönük Öneriler 1. Okulların bürokratik işlerinin memurlar tarafından yerine getirilmesi ve müdür yardımcılarının eğitsel/öğretimsel liderlik yapar hale getirilmeleri sağlanabilir. Böylece eğitimci olarak yetiştirilen okul müdür yardımcılarının büro memurluğu yapmalarının önüne geçilerek bu alandaki insan kaynağı israfı önlenebilir. Bunun için ayrıca okul müdür yardımcılarının eğitsel ve öğretimsel liderlik yapabilecek kişiler arasından seçilmesi ve yetiştirilmesi için gerekli prosedürler oluşturulabilir. 2. Yapılacak müdür yardımcılığı seçimlerinde, bu araştırma kapsamında ortaya konulan kişisel ve mesleki yeterlilikler, müdür yardımcılarının sahip olmaları gereken nitelikler olarak seçim süreçlerinde değerlendirmeye alınabilir. 3. Bu araştırma kapsamında ifade edilen, öğretmenlerin işin içinden gelmelerinin avantajlı yönleri ile öğretmenlik dışından yapılacak bir görevlendirmenin getireceği dezavantajlar birlikte değerlendirildiğinde müdür yardımcılarının öğretmenler arasından seçilmesi uygulamasına devam edilebilir. 4. Araştırma sonucunda okul müdür yardımcılarının en fazla öğretmen kaynaklı sorunlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Bu sorunlarla ilgili olarak; sergileyecekleri olumsuz tutum ve davranışlarla okul yöneticileri için bir sorun kaynağı olabildikleri noktasında öğretmen farkındalıkları oluşturulabilir. Kimi öğretmenlerde görülen duyarsız ve disiplinsiz tutum ve davranışlarla ilgili olarak okul müdürlüklerince gösterilmesi gereken hassasiyet arttırılabilir, okullarda gerekli durumlarda öğretmen katılımlarının sağlanacağı öğretmenlik meslek etiği içerikli eğitsel ortamlar oluşturulabilir. Öğretmen ders programlarının ayarlanması noktasında okul müdür yardımcılarına müdahalenin en aza indirgenebilmesi yönünde okul müdürlerinin desteği arttırılabilir. Öğretmenlerin haftalık ders programlarının ayarlanmasında hangi şartların dikkate alınacağı ve hangi durumlara öncelik verilebileceği noktasında okul idarelerinin uygulamalarına dayanak teşkil edecek olan bir talimat/yönerge Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanarak uygulamaya konulabilir. 5. Okul müdür yardımcılarının, velilerin fiili/sözlü şiddetine maruz kalma sorunu ile ilgili olarak yaşanacak olumsuz durumların engellenebilmesi için okullarda güvenliği sağlayacak personel çalıştırılması hususu üst makamlarca gündem maddesi olarak belirlenebilir. Velilerin bilinçlendirilmeleri için görsel, işitsel ve sosyal medya üzerinden bilgilendirme çalışmaları yapılabilir. Veli kaynaklı bütün bu sorunlarla ilgili olarak okul rehberlik servisleri, personele ve velilere sunulacak olan müşavirlik hizmetleri bakımından daha yeterli ve daha işlevsel konuma getirilebilir. 6. Bünyesinde diğer personel (memur/hizmetli) istihdam edilmiş olan okulların büyük bir kısmında bu personelden kaynaklı sorunların yaşandığı, yaşanan bu sorunların okulların/kurumların iklimini bozduğu ve okul amaçlarını gerçekleştirmede olumsuz katsının olduğu hususu gerek okul müdürlüklerince gerek ilçe/il milli eğitim müdürlüklerince ve gerekse Milli Eğitim Bakanlığınca bilinen bir gerçektir. Okulların sistem için en kritik unsurlar ve özellikli kurumlar oldukları göz önünde bulundurulduğunda okullarda istihdam edilecek diğer çalışanların istihdamında atama ve yer değiştirmeye yetkisi olan birimlerin daha fazla hassasiyet göstermeleri sağlanabilir. Bu personelin istihdamında Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek mesleki ve kişisel kriterler ile belirli başarı ve yeterlilik ölçütlerini sağlama şartları aranabilir. Bu personelin verimsizliği durumunda yer/görev değişikliği yapılabilmesine imkân tanıyacak gerekli yasal düzenlemeler oluşturulabilir. seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp 7. Müdür yardımcılarının müdür/yönetim kaynaklı yaşadıkları sorunlarla ilgili olarak; okul müdürlerinin risk alabilen, güvenilir, alanında ve yönetim alanında yeterli, personeli için liderlik yapabilecek ve kritik durumlarda personelinin arkasında durabilecek kişilik özelliklerine sahip bireyler arasından seçilmesine gerekli önem verilebilir. Müdür ve müdür yardımcılarının seçiminde yönetim yeterliliklerini belirleme açısından eğitim yönetimi alanında lisansüstü eğitim yapmış olmaları niteliği aranabilir. Resmi yazıların ivedilik durumları göz önünde bulundurularak, resmi yazılara cevap verebilecekleri gerekli zamanın okul yönetimlerine tanınması noktasında üst yönetim birimlerinin farkındalığı arttırılabilir. Üst yönetim kademelerinden okullara gelen resmi yazıların, okulla ilgili olup olmadığı noktasında ilgili kişi ve makamların daha seçici olmaları sağlanabilir, ilgisiz yazıların okullara gönderilmesiyle oluşacak olan zaman ve emek kaybı bu yolla önlenebilir. 8. Öğrencilerin davranış bozukluğu sergilemeleri, uyuşturucu kullanmaları ve öğrenilmiş çaresizlik durumu yaşamaları en pahalı yatırım olan eğitimden, istenen sonuçların alınamayacağına ilişkin önemli ipuçları olarak değerlendirilebilir. Eğitimin bütün paydaşlarının, öğrencilerin yaşadıkları bu sorunlar üzerine ivedi bir biçimde eğilmeleri gerekmektedir. Eğitimciler, medya, aile ve devletin bütün birimleri eğitim yatırımlarının korkunç bir zarara dönüşmemesi için bu konudaki sorumluluklarını daha nitelikli bir biçimde yerine getirebilirler. Okul yönetimleri, rehberlik servisleri ve öğretmenler öğrencilerdeki bu problemleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak veli ve öğrencilere gerekli müşavirlik hizmetlerini daha etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirebilirler. Gelinen bu noktada okul yönetimleri, rehberlik servisleri, öğretmenler, akademisyenler, devletin bütün birimleri, medya, sivil toplum kuruluşları ve az ya da çok eğitimi bir şekilde etkileyen toplumun bütün bireyleri/grupları bu sonuca ilişkin olumlu/olumsuz katkılarının neler olduğu ile ilgili olarak bir iç muhasebe yapabilirler. 9. Okul müdür yardımcıları, müdür yardımcılığı görevinin kadrolu değil de geçici görev (görevlendirme) şeklinde olması durumunu görev kaynaklı bir sorun olarak ifade etmektedirler. Müdür yardımcılığı görevi belli makamların takdirinde olan geçici bir görev konumundan çıkarılarak, ancak hak eden kişilerin elde edebilecekleri kadrolu bir görev konumuna getirilebilir. Yazılı sınavın getireceği avantajlardan faydalanabilmek adına müdür yardımcılığı seçimi için yazılı sınav yapılabilir. Akabinde yazılı sınava ek olarak yapılacak objektif bir mülakatla adayların temsil yetenekleri ve iletişim becerileri gibi yazılı sınavla ortaya çıkarılamayacak özellikleri sınanabilir. Mülakat sınavlarının objektifliğini ve güvenirliliğini arttırabilmek için sınav komisyonlarına eğitim yönetimi alanı uzmanı olan akademisyenlerden temsilciler ve uzman psikologlar da dâhil edilebilir. Objektif değerlendirmeye katkı sunmak adına öğretmenlik/idarecilik süresi içerisinde yapılmış olunan ve belgelendirilen çalışmalar/projeler/etkinlikler değerlendirmeye katılabilir. Müdür yardımcılarına il içi ve iller arası yer değiştirme durumlarında idareci olarak yer değiştirme imkânı tanınabilir, bunun için mevzuat alt yapısı oluşturularak pilot uygulama ve akabinde asıl uygulama gerçekleştirilebilir. Müdür yardımcılarının gelişimlerini süreç içerisinde izleyici ve gelişim durumlarına göre bir sonraki görev pozisyonlarını belirlemeye imkân tanıyan bir sistem oluşturulabilir. Araştırmacılara Dönük Öneriler seafoodplus.infoştırma konusu, farklı il ve bölgelerde, farklı örneklemler üzerinde çalışılabilir. Araştırma konusuna ilişkin anket veya ölçek geliştirilerek daha fazla örneklem üzerinde çalışmaya fırsat sunacak nicel çalışmalar gerçekleştirilebilir. KAYNAKÇA Ada, Ş. (). ”İlköğretim Kurumlarında Okul Yöneticilerinin Geliştirilmesi”, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Akçadağ, T. (). ”Okul Yöneticilerinin Bakış Açılarıyla Yöneticilerin Yetiştirilme, Atama ve Yer Değiştirmeleri; Sorunlar Ve Çözümler”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(29) Aküzüm, C. (). “Kurucu Müdürlerin Okul Yönetimi Bağlamında Karşılaştıkları Temel Yönetsel Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 16(60) seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp Altın, F. & Vatanartıran, S. (). “Türkiye’de Okul Yöneticisi Yetiştirme, Atama ve Sürekli Geliştirme Model Önerisi”, Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 15(2) Arabacı, İ. B.; Şanlı, Ö. & Altun, M. (). “Okul Yöneticilerinin Yetiştirilme ve Atama Yöntemlerine İlişkin Sendika Temsilcilerinin, Maarif Müfettişlerinin ve Okul Yöneticilerinin Görüşlerinin Değerlendirilmesi”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12(31) Aslanargun, E. & Bozkurt, S. (). ”Okul Müdürlerinin Okul Yönetiminde Karşılaştığı Sorunlar”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(2) Balcı, A. & Pehlivan-Aydın, İ. (). Anadolu Öğretmen Liseleri İçin Eğitim Yönetimi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Balcı, A. (). “Eğitim Yönetiminin Değişen Bağlamı ve Eğitim Yönetimi Programlarına Etkisi”, Eğitim ve Bilim, 36() Başaran, İ. E. (). Eğitim Yönetimi, Yargıcı Matbaası, Ankara. Bursalıoğlu, Z. (). Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No: 71, Ankara. Bursalıoğlu, Z. (). Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, Pegem Akademi, Ankara. Büte, M. & Balcı, A. F. (). “Bağımsız Anaokulu Yöneticilerinin Bakış Açısından Okul Yönetimi Süreçlerinin İşleyişi ve Sorunları”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 16(4) Cemaloğlu, N. (). “Türkiye’de Okul Yöneticisi Yetiştirme ve İstihdamı: Varolan Durum, Gelecekteki Olası Gelişmeler ve Sorunlar”, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(2) Çınkır, Ş. (). “İlköğretim Okulu Müdürlerinin Sorunları: Sorun Kaynakları ve Destek Stratejileri”, İlköğretim Online, 9(3) Demirtaş, H.; Üstüner, M. & Özer, N.(). “Okul Yönetiminde Karşılaşılan Sorunların Öğrenci ve Okul ile İlgili Değişkenler Açısından İncelenmesi”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 13(3) Ekinci, A. (). “İlköğretim Okullarında Çalışan Müdür ve Öğretmenlerin Mesleki Sorunlarına İlişkin Görüşleri”, İlköğretim Online, 9(2) Erol, F. (). Okul Müdürlerinin Görevlerini Başarmada Karşılaştıkları Engeller (Burdur İli Örneği), Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 1(1) Glesne, C. (). Nitel Araştırmaya Giriş (Çev.: Ali Ersoy & Pelin Yalçınoğlu), Anı Yayıncılık, Ankara. Harris, N. H. & Sass, T. M. (). “Teachertraining, Teacherquality and Student Achievement”, Journal of Public Economics, 95(7–8), – Karip, E. & Köksal, K. (). “Okul Yöneticilerinin Yetiştirilmesi”, Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 5(2) Korkmaz, M. (). “Okul Yöneticilerinin Yetiştirilmesi: Sorunlar-Çözümler ve Öneriler”, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(3) Kösterelioğlu, İ. & Bayar, A. (). “Türk Eğitim Sisteminin Sorunlarına İlişkin Güncel Bir Değerlendirme“, The Journal of Academic Social Science Studies, I, doi:seafoodplus.info Memduhoğlu, H. B. (). “Yönetim Düşüncesinin Evrimi ve Yönetişim”. (Ed. Hasan Basri Memduhoğlu & Kürşat Yılmaz), Yönetimde Yeni Yaklaşımlar, ss. , Pegem Akademi, Ankara. Memduhoğlu, H. B. & Meriç, E. (). “Okul Müdürlerinin Eğitim Yönetiminin İşlevleri Bağlamında Yönetim Sürecinde Karşılaştıkları Temel Sorunlar”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(33) Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği. (, 22 Nisan). Resmi Gazete, (Sayı: ). Erişim adresi: seafoodplus.info /04/htm Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. (, 26 Temmuz). Resmi Gazete, (Sayı). Erişim adresi: seafoodplus.info // 07/htm seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected] Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR) Vol:5 Issue pp Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği. (, 7 Eylül). Resmi Gazete, (Sayı). Erişim adresi: seafoodplus.info Özgan, H. & Aslan, N.(). “İlköğretim Okul Müdürlerinin Sözlü İletişim Biçiminin Öğretmenlerin Motivasyonuna Etkisinin İncelenmesi”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(1) Özmen, F. & Kömürlü, F. (). “Eğitim Örgütlerine Yönetici Seçme ve Atamada Yaşanan Sorunlar ve Yönetici Görüşleri Temelinde Çözüm Önerileri”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2(1) Öztürk, N. & Aksoy, Ö. A. (). “Eğitim Örgütlerinde Örgüt Kültürü ve Öğretmen Liderliği: Lider Üye Etkileşiminin Aracılık Rolü”, İlköğretim Online, 16(4), Özyılmaz, Ö. (). Türk Milli Eğitim Sisteminin Sorunları ve Çözüm Arayışları, Pegem Akademi, Ankara. Selçuk, Z. (). Okul Deneyimi ve Uygulama (Öğretmen ve Öğrenci Davranışlarının Gözlenmesi), Nobel Yayıncılık, Ankara. Yakut, G. (). “İlköğretim Okulu Müdürlerinin Mevzuattaki Görev Tanımlarına İlişkin Davranışları Gösterme Düzeyleri (İzmir İli Örneği), Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Yıldırım, A. & Şimşek, H. (). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara. seafoodplus.info Journal of Social and Humanities Sciences Research (ISSN) [email protected]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir