prokalsitonin düşüklüğü / 116 Aminoasitten Oluşan Bir Protein Olarak Bilinen PCT (Prokalsitonin) Nedir?

Prokalsitonin Düşüklüğü

prokalsitonin düşüklüğü

PCT nedir, neden olur ve normal değeri kaç olmalı? PCT düşüklüğü belirtileri

PCT, vücutta herhangi bir enfeksiyonun var olup olmadığını gösteren bir testtir. Aynı zamanda bakteriyel enfeksiyon şüphelerinde de sıklıkla PCT testlerine başvurulur. Yaygın adıyla kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsis, tekli veya çoklu organ yetmezliğine sebep olarak hayati bir risk oluşturabilir. Bunun sonuncunda enfeksiyona neden olan bakteriler kana karışabilir. İşte tam da bu durumda basit bir kan testi olan PCT testiyle bakteriyel enfeksiyonların kana karışıp karışmadığı veya ne kadar karıştığı anlaşılabilir. Peki PCT normal değeri kaç olmalı? PCT düşüklüğü belirtileri nelerdir?

PCT nedir?

PCT (Prokalsitonin), kalsitonin adı verilen bir hormonun öncül maddesi olan bir peptittir. Peptit, antibakteriyel özelliğe sahip olan ve iltihap önleyici bir amino asittir. PCT, bakteriyel enfeksiyonlar sırasında vücutta artan miktarda üretilir ve bu nedenle, özellikle ciddi bakteriyel enfeksiyonlar ve sepsis durumlarında inflamasyonun bir göstergesi olarak kullanılır. PCT düzeyleri, enfeksiyonun şiddetini ve tedavi sürecini izlemek için kullanılabilir.

PCT normal değeri kaç olmalı?

Sağlıklı bireylerde PCT düzeyleri oldukça düşüktür. Genellikle, normal PCT değeri 0,1 ng/mL'nin altında kabul edilir. Ancak, laboratuvarlar arasında farklılıklar olabileceği için normal değerler laboratuvara ve kullanılan test yöntemine bağlı olarak değişebilir.

PCT düşüklüğü kanser belirtisi mi?

PCT düşüklüğü, kanser belirtisi olarak kabul edilmez. PCT'nin esas amacı, bakteriyel enfeksiyonların teşhis ve takibinde kullanılmasıdır. PCT düzeyleri, viral enfeksiyonlarda önemli ölçüde yükselmez. Bunun yanında PCT düzeyleri kanserli hastalarda spesifik bir yükselme göstermez.

PCT düşüklüğü?

PCT düşüklüğü, kandaki PCT seviyelerinin normal değerlerin altında olduğu durumu ifade eder. PCT düşüklüğü, sağlıklı bireylerde beklenen bir durumdur. Bir diğer ifadeyle PCT seviyeleri bakteriyel enfeksiyon olmaksızın düşük olmalıdır.

PCT düşüklüğü belirtileri?

PCT düşüklüğünün özel belirtileri yoktur. Düşük PCT seviyeleri sağlıklı bireylerde normaldir. PCT seviyelerindeki yükseliş, bakteriyel enfeksiyonların belirtileri ile ilişkilendirilebilir. Bu belirtiler şunları içerebilir:

  • Ateş
  • Titreme ve üşüme
  • Hızlı kalp atışı
  • Hızlı ve derin nefes alma
  • Baş ağrısı
  • Döküntüler veya kızarıklık

PCT düşüklüğü neden olur?

PCT düşüklüğünün nedenleri şunlardır:

  • Sağlıklı bireylerde, PCT seviyeleri doğal olarak düşüktür.
  • Tedavi altındaki bakteriyel enfeksiyonlar, uygun tedaviyle PCT seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
  • Viral enfeksiyonlar, bakteriyel enfeksiyonlarla karşılaştırıldığında PCT seviyelerinde önemli bir artışa neden olmaz. Bu nedenle, viral enfeksiyonlar da düşük PCT seviyelerine yol açabilir.

PCT düşüklüğü ne demek?

PCT düşüklüğü, kandaki prokalsitonin seviyelerinin normal değerlerin altında olduğunu gösterir. Sağlıklı bireylerde düşük PCT seviyelerinin normal olduğunu ve aslında vücutta bakteriyel enfeksiyon olmadığını yukarıda ifade ettik. PCT düşüklüğü, bakteriyel enfeksiyon riskinin düşük olduğu anlamına gelir ve tedavi sürecinde enfeksiyonun kontrol altına alındığını gösterebilir.

Sonuç olarak, PCT düşüklüğü sağlıklı bireylerde normaldir ve bakteriyel enfeksiyonun olmadığını gösterir. PCT seviyeleri, özellikle ciddi bakteriyel enfeksiyonlar ve sepsis durumlarında inflamasyonun bir göstergesi olarak kullanılır. PCT düşüklüğü kanser belirtisi değildir ve PCT seviyelerinin takip edilmesi, enfeksiyonun şiddetini ve tedavi sürecini izlemek için önemlidir.

Pct Nedir? Pct Kaç Olmalı? Yüksekliği Ve Düşüklüğü Nedenleri

PCT kanda prokalsitonin miktarının ölçüldüğü bir kan testidir. Prokalsitonin vücutta ve kanda bulunan bakteriyel enfeksiyonların varlığını, şiddetini belirleyen bir unsurdur.

PCT Nedir?

PCT seviyesi kanda halk arasında “kan zehirlenmesi” olarak da bilinen vücutta bulunan enfeksiyonun kana karışması ile meydana gelen sepsis gibi durumlarda teşhis konulması için ayırıcı bir testtir. Viral enfeksiyonlarda PCT değerinde herhangi bir değişiklik olmazken bakteriyel enfeksiyonlarda PCT değeri kanda yükselir.

PCT yani prokalsitonin vücutta meydana gelen enfeksiyonların çeşitli dokularda hasara yol açması ile birlikte ilk olarak tiroid bezinde olmak üzere karaciğer ve akciğerde hızla üretilen protein yapılı bir maddedir. Normalde de vücutta yok denecek kadar az miktarlarda bulunan PCT enfeksiyon varlığında biyolojik olarak artış gösterir.

PCT Düşüklüğü Nedir?

Sağlıklı bir bireyde neredeyse yok denecek seviyede bulunmasına rağmen kanda düşük miktarlarda gözlemlenen PCT kişide enfeksiyon başlangıcının belirtisi olabilir. Bölgesel olarak vücudun küçük bir yerinde enfeksiyon varlığına bir işaret olabilmektedir. Kanda meydana gelen bir genel enfeksiyon durumunda PCT 2 – 4 saat arasında hızla yükselirken, düşük PCT değeri henüz sistemik bir enfeksiyonun başlangıcında olduğunun bir göstergesi olabilir. Bazen cerrahi operasyonlardan sonra ve vücuda yeni nakledilmiş bir organı vücudun kabul etmemesi durumunda da görülebilmektedir. Bazen virüs kaynaklı enfeksiyonların varlığında da görülebilmektedir. Uzman hekimin düzenli kontrolü ile düşük PCT değerinin kaynağı belirlenir.

PCT Yüksekliği Nedir?

Sağlıklı bir bireyde PCT değer yüksekliği görülmez. PCT değeri vücutta ciddi bakteriyel enfeksiyonlar oluşması halinde yükselir. PCT değerinin yüksek olması başta halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsis varlığını işaret etse de PCT yüksekliğinin birçok sebebi olabilmektedir. PCT yüksekliği vücutta gelişen bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Karında iç zar olarak organları örten periton isimli bir zar bulunur. Peritonun iltihaplanmasında PCT değeri yükselir. Bunun dışında ise:
Çoklu organ yetmezliği
Menenjit
Zatürre
Kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle meydana gelen yan etkiler
Tiroid kanseri
İdrar yollarının enfeksiyonu
Böbrek yetmezlikleri
Kemik iliğinde meydana gelen kanserler
Bazı cerrahi işlemler sonrası
Çeşitli travmalar
Tıbbi bir nedeni olmayan şok PCT değerinin yükselmesine neden olan durumlar arasındadır.

Acil serviste  kardiyorespiratuvar semptomlar, hasta öyküsü, fizik muayene, göğüs grafikleri ile birlikte belirli biyomarker seviyeleri hastanın hızlı ve doğru yönetimi için yararlı önemli bilgiler sağlar. Bugün, çoğu kardiyopulmoner tanılar laboratuvar testleri tamamlanmadan sonuçlandırılmamaktadır. Acil serviste hekimin rolü sadece hikaye alma ve fizik muayene yapmaktan, laboratuvar testleri istemek için ön ve son test olasılıklarının (pre- and post-test probabilities) belirlenmesi yönünde değişmiştir. Test sonuçlarının hatalı kullanılması ister bir sonucun klinik çıkarımlarının yanlış anlaşılması olsun, ister test metodolojisinin sınırlılıklarının anlaşılmaması nedeniyle olsun (örn: istatistiksel varyasyonlar, performans sınırlılıkları ya da maddelerin karışması) klinisyenin yanlış yorumlamasına neden olabilir. Bu nedenle, deneyimli bir klinisyenin klinik becerileri, modern biyomarker stratejileriyle her ikisinin de güçlü yanlarını ve sınırlılıklarını bilerek sinerji içinde olmalıdır.

SMW-14079-Fig-04

 

Bir biyomarker, normal biyolojik süreçlerin, patolojik süreçlerin, hastalıkların gidişatının ya da terapötik bir girişimin farmakolojik yanıtının bir göstergesi olarak objektif ölçülebilen ve değerlendirilebilen herhangi bir protein ya da diğer makromolekül olarak tanımlanabilir.

Biyomarkerların incelemesine prokalsitonin ile başlayacağız.

Prokalsitonin

Adını Gustave Roussy‘den alan kanser araştırmaları enstitüsünde 1990’lı yıllarda bir grup araştırmacı, kanser markerları üzerinde çalışmaktaydı. Tiroid medüller kanserleri için mükemmel bir belirteç olan kalsitonin üzerinde çalışırken aynı zamanda prokalsitonin için de monoklonal antikorlar üretilmişti ancak prokalsitonin miktarı çok düşük olduğu için standardizasyon çalışmalarında zorluklar yaşanmaktaydı. PTN 47 isimli bir proteinle bu sorun aşılmış ve sadece medüller tiroid kanserlerinde değil akciğer küçük hücreli kanserlerinde de prokalsitonin düzeylerinin yüksek olması bu proteinin kaynağının akciğer nöroendokrin hücreleri olabileceği düşüncesine oluşturmuştu. Daha sonra çalışmalar bir süre askıya alındı. 1991 yılında körfez savaşı öncesi Fransız ordusundan bir grup araştırmacı, toksik gazları inhale eden hastalarda markerlar konusuna ilgi gösterdiklerinde prokalsitoninin kullanılabileceği konusunda tavsiye aldılar. Bir kaç aylık çalışmanın sonuçlarına bakıldığında inhalasyon yanığı olsun ya da olmasın yanık hastalarında kanser hastalarında görülenden çok daha yüksek prokalsitonin düzeyleri olduğu farkedildi. Geri dönüp bu hastalara bakıldığında bunların ağır sepsis ve septik şok hastaları olduğu görüldü. Bu durum sepsis ile prokalsitonin arasındaki ilişkinin farkına varılmasına yol açtı. Bu durumun yayınlanmasından sonra prokalsitonin ile ilgili araştırmalar birer birer yapılmaya başlandı. Gönüllü denekler üzerinde endotoksin enjeksiyonu sonrası prokalsitonin düzeylerinin artmasının belirlenmesiyle bir biyolojik belirteç olarak prokalsitonin için yeni bir süreç başlamıştı. (1)

Sistemik enfeksiyonlarda, kalsitonin genleri (CALC-I) parankim hücrelerinde aynı anda eksprese olurlar ve esas itibarıyla tüm vücut bir endokrin organa dönüşür.  Vücudun inflamatuvar mediatör yanıtı (örn: interlökin-1β, tümör nekrosis faktör (TNF)-α ve IL-6), bakteriyel ürünler (örn: lipopolisaklaritler) ve nekrotik doku hücreleri CALC-I geni ürünü olan PCT üretimini sinerjik olarak uyarır. Bu, tipik olarak, dış kaynaklı bakteriyel mikroorganizmaların enfeksiyonu sonucu ortaya çıkmaktadır. Gastrointestinal perfüzyon bozukluğu sonucu bağırsak duvarı boyunca tetiklenen bakteriyel translokasyon, hem septik hem de kardiyojenik şok sırasında dolaşan PCT’nin neden arttığını açıklayan benzer bir kaskadı tetikleyebilir. PCT, hormonlar ve sitokinlerin her ikisinin de biyolojik özelliklerini paylaşan bir hormonkin mediatör prototipidir. Dolaşımda bulunan PCT, 114 aminoasitten oluşan bir peptitdir. Tarihsel olarak kalsitonin peptitlerinden kalsiyum homeostazı ve kemik metabolizması ile ilişkili olarak bahsedildirdi. Bugün, akut inflamasyonda ve eksojen enfeksiyonlarda invaze olan mikroorganizmalarla savaşta migrasyonu ve nötrofillerin fagozitozunu modüle etmek ve lokal olarak NO ve proinflamatuvar sitokin miktarını artırmak amacıyla metabolizma ve vasküler tonus adaptasyonu için ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir. PCT, CGRP (calcitonin gene-related peptide), ADM (adrenomedullin) ve amylini içeren kalsitonin peptit süperailesinin diğer üyelerinin etkilerini modüle etmektedir.

Reklam

PCT (namı değer immün reaktif kalsitonin) başlarda hipokalemi ile birlikte pankreatit ve septik şokta olan kritik hastalarda, yanıklarda ve akciğer zedelenmelerinde, çocuklarda menenjitlerde, yenidoğan enfeksiyonlarında ve erişkin yoğun bakım ünitelerinde sepsiste hem diyagnostik hem prognostik özellikte olan bir belirteç olarak neşredildi. Diğer biyomarkerlara üstün olarak PCT kritik hastalarda sepsis tanısını güçlendiriyor görünmekteydi. O zamanlar, sepsis (olası ya da dökümante edilmiş) enfeksiyon ile birlikte enflamasyonun sistemik etkileri şeklinde tam olarak tanımlanmamıştı. Farklı kohortların ve tanımların muğlaklığı yoğun bakım ünitelerinde PCT kullanımını tartışmasız bir hale getirmekteydi.

PCT enfeksiyonun 6-12. saatleri içerisinde seri bir yükselme gösterir ve enfeksiyon kontrol altına alındığında dolaşımda bulunan PCT her gün yarısına iner. PCT yüksek riskli hastalarda mevcut kurallara yardımcı ek prognostik bilgiler sunar. Antibiyotik tedavisi altında olmasına rağmen PCT’de bir artış ölümün erken bir klinik göstergesini ortaya koyabilir.

Reklam

PASS çalışmasıyla PCT değerlerindeki değişmeleri gözeterek antibiyotik ekleme (escalate) yönünde uygulamalar daha sonra eleştiriler almış, çok merkezli PRORATA çalışmasıyla PCT düzeyleri kullanılarak antibiyotik kullanımını azaltma, spektrumunu daraltma, ya da antibiyotiği tamamen kesme (de-escalate) yönünde gelişmiştir. Günümüze kadar, farklı ağırlık derecesinde enfeksiyonları içeren değişik klinik durumların yer aldığı 14’ten fazla randomize kontrollü çalışmada antibiyotik aşırı kullanımının azaltıldığı (de-escalate) PCT protokollerinin  etkinliği ve güvenilirliği gösterilmiştir.

Reklam

Yoğun bakım hastalarında artmış PCT düzeylerinin enfeksiyon dışı nedenlerden ayrımı yapıldıktan, sonra antibiyotik yönetiminde katkı sağlamasına yönelik bir şema aşağıda yer almaktadır.

 

Prokalsitonin şeması

Çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonlarından elde edilen veriler diğer enfeksiyonlar için de geçerli mi?

Bu sorunun yanıtı hayırdır. Toplumsal kökenli solunum yolu enfeksiyonları göreceli olarak homojendir; prokalsitonin algoritmi çalışır. Gerçekte ise “sepsis” yalnızca tam tanımlanmamış, heterojen bir klinik sendromdur. PCT sadece hekim için tamamlayıcıdır ve klinik kararda hasta bakımı için enfeksiyonun yeri ve kaynağı her zaman temel olacaktır. Bu nedenle, konak yanıtı ve PCT için optimal cut-off değerleri altta yatan hastalık ve hastanın immün durumu yanı sıra  örneğin menenjit, endokardit, abdominal, üriner sistem, kateter ilişkili ya da nosokomial enfeksiyonlar gibi başlangıçtaki enfeksiyonun virülansı ve kaynağı ile birlikte değişkenlik gösterebilir.

Slide1

 Acil serviste solunum yolu enfeksiyonlarında prokalsitonin

PCT değerleri ilk basamak sağlık hizmetlerinde, acil serviste ve yoğun bakım ünitelerinde hekim kararlarını yönlendirmede etkin olarak kullanabilir.  Aşağıdaki şemada acil serviste solum yolu enfeksiyonlarında PCT algoritması özetlenmiştir.

Slide1

 

Kaynaklar

  1. A brief history of procalcitonin. J Clin Endocrinol Metab. 1994 Dec;79(6):1605-8.
  2. High serum procalcitonin concentrations in patients with sepsis and infection. Lancet. 1993 Feb 27;341(8844):515-8.
  3. Procalcitonin increase after endotoxin injection in normal subjects. J Clin Endocrinol Metab. 1994 Dec;79(6):1605-8.
  4. Biomarker-guided personalised emergency medicine for all – hope for another hype?
  5. Who makes the diagnosis? The role of clinical skills and diagnostic test results. J Eval Clin Pract. 2007 Jun;13(3):321-5.
  6. Expression and secretion of procalcitonin and calcitonin gene-related peptide by adherent monocytes and by macrophage-activated adipocytes.Crit Care Med. 2004 Aug;32(8):1715-21.
  7. Muller B, Christ-Crain M, Nylen ES, Snider R, Becker KL. Limits to the use of the procalcitonin level as a diagnostic marker. Clin Infect Dis. 2004;39(12):1867–8.
  8. Procalcitonin for diagnosis of infection and guide to antibiotic decisions: past, present and future.
  9. Ubiquitous expression of the calcitonin-i gene in multiple tissues in response to sepsis.
  10. Schuetz P, Briel M, Mueller B. Clinical outcomes associated with pro- calcitonin algorithms to guide antibiotic therapy in respiratory tract in- fections. JAMA. 2013;309(7):717–8.
  11. Simon L, Gauvin F, Amre DK, Saint-Louis P, Lacroix J. Serum pro- calcitonin and C-reactive protein levels as markers of bacterial in- fection: a systematic review and meta-analysis. Clin Infect Dis. 2004;39(2):206–17.
  12. Schuetz P, Christ-Crain M, Muller B. Procalcitonin and other biomarkers to improve assessment and antibiotic stewardship in infections — hope for hype? Swiss Med Wkly. 2009;139(23–24):318–26.
  13. Christ-Crain M, Muller B. Procalcitonin in bacterial infections – hype, hope, more or less? Swiss Med Wkly. 2005;135(31–32):451–60.

 

 

PCT (Prokalsitonin) nedir? PCT değeri kaç olmalıdır? Düşüklüğü ile yüksekliği nedenleri ve belirtileri

Cerrahi operasyonlar sonrasınca PCT düşüklüğü olabilir.

Vücuda organ nakli yapılması durumunda değerler düşük olabilir.

Virüsten dolayı meydana gelen enfeksiyon durumlarında PCT düşüklüğü meydana çıkabilir.

PCT yüksekliği nedenleri

PCT değerinin yükselmeye başlaması, vücutta ciddi denilebilecek enfeksiyon hastalıklarının oluşması anlamına geliyor. PCT'nin yükselmesi halk arasında 'Kan Zehirlenmesi' şeklinde bilinir. Vücutta onlarca hastalığa neden olabilen PCT yüksekliği, farklı nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir.

Çoklu organ yetmezlikleri durumu yükselişe neden olabilir.

Tiroit kanseri PCT yüksekliğine sebep sayılabilir.

İdrar yollarında enfeksiyon, zatürre, uzun süreli olarak kullanılan ilaçların yan etkileri PCT yükselişinin temel nedenleri olabilirler.

Kemik iliği kanseri, böbrek yetmezlikleri, bazı cerrahi işlemler, travma durumları ve şok durumları PCT değerini yükseltebilen faktörler arasındadır.

PCT yüksekliği ve düşüklüğü belirtileri

PCT yüksekliği belirtileri;

- İdrar yollarında sorunlar yaşamak, sıklıkla idrara çıkmak veya çıkamamak belirtiler arasında yer alır.

- Kemiklerde zayıflama, yorgunluk ve yoğun olarak yaşanan halsizlik durumları.

- Bazı solunum yolu enfeksiyonları belirti olarak görülebilir.

- Midede çeşitli sorunlar yine yükseklik belirtileri arasında yer alabilir.

PCT düşüklüğü belirtileri;

- Yaşanan enfeksiyon durumu,

- Bazı viral enfeksiyonlar,

- Çeşitli idrar problemleri.

PCT yüksekliği veya düşüklüğü belirtileri kişiden kişiye göre değişebilir. Bir kişide belirtiler görülüyorsa PCT değerinin yüksek ya da düşük olduğunu belirlemek için test yapılması ve uzman değerlendirmesi alınması gereklidir. PCT değeri yükselişi ve düşüşü yaşanması halinde bazı ilaç tedavileri uygulanabilir. Yüksek PCT değerleri her zaman daha tehlikeli durumları oluşturabilecek durumlardır.

False

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir