pupp alerjisi / Buse Terim | Hamilelik döneminde görülen cilt hastalıkları

Pupp Alerjisi

pupp alerjisi

Hamilelik döneminde görülen cilt hastal&#x;klar&#x;

-Yüzde Hamilelik Kızarıklığı

Artan kan hacmine bağlı olarak hamilelerin yüzünde “utandıklarındaki” ya da “heyecanlandıklarındaki” gibi bir kızarıklık görülebilir. Bu durum tamamen fizyolojik bir değişikliktir.

-Hamilelik Maskesi

Östrojen ve progesteron hormonlarının etkisi ile derideki melanin pigmentinin üretimi artarak özellikle yüzde burun yanlarında ve gözlerin çevresinde lekeli bir görünüm oluşmaktadır. Kloazma adı verilen bu durum tamamen engellenebilir bir durum olmamakla birlikte güneş ışınlarından uzak kalmakla hafifletilebilir.

-Linea Nigra

Hamilelerin birçoğunda hamileliğin ikinci yarısından itibaren göbek deliğinden aşağıya kasık kemiğine uzanan koyu kahverengi bir çizgi oluşur. Hamileliğin normal bulgularından olan bu çizgi doğum sonrası yavaş yavaş kaybolacaktır. Sadece linea nigra değil anne adaylarının hamilelik öncesi derisindeki koyu alanlar hamilelik sürecince daha da koyu hal alır. Hamilelikte küçük ben ve benekler daha da büyüyebilir, meme uçları ve varsa doğum lekeleri daha da belirginleşir.

-Kırmızı avuçlar ve ayak tabanları

Hamilelikte artan östrojene bağlı olarak avuçlarda ve ayak tabanlarında kaşıntılı kırmızılıklar izlenebilir. “Palmar eritma” adı verilen bu durum hamileliğin her döneminde görülebilen, tedavi gerektirmeyen hamileliğin olağan değişikliklerindendir.

-Akne ve Telanjektaziler

Ergenlik dönemi kadar yoğun olmasa da hamilelik akne oluşumu için yatkınlık sağlamaktadır. Akne-sivilcelerin yanı sıra derinin hemen altında “telanjektazi” adı verilen küçük, kıvrımlı, kırmızı veya mor kılcal damarlar da hamilelikte daha sık görülür. Hem akneler hem de damarsal değişiklikler doğumla birlikte kaybolma eğilimindedir.

-PUPPP

Hamilelerin yaklaşık yüzde 1'inde göbek deliği çevresinde kaşıntılı kırmızı kabarıklıklar izlenmektedir. İngilizce “hamilelikteki kaşıntılı ürtiker plaklar ve papüller” olarak (pruritic urticarial papules and plaques of pregnancy-PUPPP) olarak adlandırılan bu cilt değişiklikleri son üç ay içinde oluşmaktadır. İlk hamileliğini yaşayan ve çoğul bebek bekleyen anne adaylarında daha sık görülen bu durumda kızarıklıklar ilk başta karın çevresinde başlar ve giderek kalçalara, bacaklara ve hatta kollara doğru yayılır. Kaşıntı nedeniyle keyif kaçırıcı olmakla birlikte hem anne adayı hem de bebek için zararsızdır. Çok rahatsız edici olursa steroid içeren kremler ve alerji ilaçları ile tedavi denenmektedir. PUPPP doğumdan sonra ilk hafta içinde kendiliğinden kaybolmaktadır.

-Pemphigoid gestationis (herpes gestationis)

Deriden kabarık üstü pütürlü, içi su toplamış kabarcıklar şeklinde görülen, çok kaşıntılı olan döküntülerin eşlik ettiği “pemphigoid gestationis” ya da “herpes gestationis”, genellikle hamileliğin ikinci yarısından sonra karından başlar, zamanla kollara ve bacaklara yayılır. Döküntülerin adında “herpes” geçmesine rağmen ağız çevresinde ve genital bölgede uçuklara neden olan herpes virusü ile herhangi bir ilgisi yoktur. Sıklıkla kaşıntı dışında bir sıkıntıya neden olmazken ender de olsa anne karnındaki bebekte büyüme sorunlarına hatta erken doğumlara neden olabilir.

Stretching exercises - Fitness couple outside doing stretches exercise. Fit woman and man doing hamstring leg stretching training in summer. Beautiful multiracial couple.

Halk arasında kurdeşen olarak bilenen ürtiker alerjik deri döküntüsü olarak tanımlanabilir. Ürtiker akut ve kronik olarak ikiye ayrılır. Altı haftaya kadar devam eden ürtikere akut; 6 haftayı geçenlere ise kronik ürtiker adı verilir. Ancak yıllar içinde zaman zaman akut ataklar da ortaya çıkabilmektedir.

Sınırları belirgin, pembe-kırmızı, kabarık,kaşıntılı, 24 saatte kaybolan ödemli papül ve plaklarla seyreden alerjik bir hastalık. Ürtiker Hipokrat zamanından beri bilinmektedir. Bu terimin dokunulduğunda kızarıklık ve kaşıntıya neden olan, ısırgan otu “urtica ureus” un bir türevi olduğu kabul edilmektedir. Ürtiker kaşıntı, kızarma, kabarma ve kaybolma bulgularıyla seyreden papül ve plaklarla karakterize hastalıktır. Anjiödemli veya anjioödemsiz, insanlar hayatlarının bir evresinde, % oranında ürtiker atağı geçirme ihtimali taşımaktadır. %30 vaka kronikleşir. Bütün ırkları ve cinsleri etkiler. Akut ürtiker genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde gözlenirken, kronik ürtiker yetişkinleri ve özellikle de kadınları daha sık etkilemektedir.

Belirtileri
Ürtiker 24 saat içinde; kaşınır, kızarır, kabarır, kaybolur. Ürtiker papülü (eritem-ödem) epidermis ve papiller dermise yerleşir. Anjioödemde dermisin alt kısmı ve subkutis tutulur.

Ürtikerde deri belirtileri, vücudun her yerinde görülebilen kırmızı, sert kabarıklıklardır. Büyüklükleri çok değişkendir, mm veya geniş alanları kaplayan plaklar şeklinde olabilir. Kabarıklıklar çoğunlukla kaşıntılıdır, kaşıntı geceleri artar. Klinik tablo akşamları ve adet döneminde şiddetlenebilir. Nadiren de olsa üzerlerinde su toplamaları görülebilir. Lezyonlar genellikle hiç iz bırakmadan 24 saat içinde kaybolur.

* Etrafı kızarık ortası soluk yüzeysel kaşıntılı cilt döküntüsü
* 2 mm'den 30 cm'ye kadar ulaşan kaşıntılı kabarıklık.
* Aniden başlayan ateşle birlikte kaşıntı.

Tipleri

1. Akut ürtiker
Akut ürtikerlerin % 50'sinde neden bulunamayabilir. İlaçlar, gıdalar, gıda katkı maddeleri, implantlar, kontakt alerjenler (temas yolu ile alınan)ve inhalan alerjenler (solunum yolu ile alınan) sorumlu olabilir. Reaksiyon dakikalar içinde gelişir.

Akut ürtikerin nedenleri

* Enfeksiyonlar
* İlaç ve diğer kimyasal maddeler
* Besinler (çerezler, yumurta, balık ve diğer deniz ürünleri, süt, çilek)
* Böcek sokmaları (arı, örümcek, böcekler)
* İlkbahar polenleri (çiçek polenleri, kavak polenleri)

2. Kronik ürtiker
Ürtiker belirtilerinin 6 haftadan fazla devam ettiği durumlara kronik ürtiker adı verilir. Kronik ürtikere neden olan faktör nadiren saptanmakla birlikte, tetikleyici ajanlar araştırılır.

Kronik ürtikerin nedenleri
Nedeni zor bulunmakla birlikte,

* Stres, basınç değişiklikleri, soğuk hava, güneş ve bazı egzersizler
* Diğer bazı cilt hastalıkları veya cilt dışı sistemik hastalıklar
* Ailevi/kalıtsal hastalıklar
* Alerjiye yol açan maddenin sürekli alınması

Tanı
Tüm ürtiker tiplerinde klinik tanı yöntemleri aynıdır. Eğer kırmızı, ödemli döküntüler görülemezse, hasta öyküsü tanıya yardım eder.
Döküntülerin süresi, sistemik (genel vücudu etkileyen) şikayetlerin varlığı ve olası etyolojik faktörler araştırılır.
Tam kan sayımı, hemogram, eritrosit sedimantasyon hızı, tiroid fonksiyon testleri, kan biyokimyası, kompleman düzeyleri, serum immunoglobulinleri, serum proteinleri ve elektroforez, otoantikorlar, total IgE ve RAST gibi ürtiker tanısında çeşitli testler uygulanabilmektedir. Ayrıca deri testleri ve infeksiyon odağı araştırması da yapılabilir. Tedaviye dirençli olgularda ise biyopsi alınması söz konusu olabilmektedir.
Fiziksel uyarılar, basınç, sıcak, soğuk, su, güneş ışınları olabilir. Hepsinin saptanması için özel testler mevcuttur ancak risk taşıdığından mutlaka tam donanımlı bir hastanede yapılmalıdırlar.

Tedavi

Tedavi aşamasında hastaya önce hastalığı ile ilgili detaylı bilgi verilmelidir. Tedavide ilk sırayı H1 antihistaminikler almaktadır.
Tedavide başarılı olmanın koşulları; hasta ile konuşarak nedene yönelik sorgulama, iyi bir hasta-hekim ilişkisi ve iyi bir izlemdir.

Anjioödem

  • Anjioödem, lokalize olarak derinin veya üst hava ve gastrointestinal yolun geçici ödemidir.
  • Ödem parmakla basıldığında çukurlaşmaz.
  • Renk değişikliği yoktur. Fakat hafif eritematöz görünüm olabilir.
  • Vücudun herhangi bir yerinde görülebilir.
  • Ancak daha çok derinin esnek olduğu, yüz ve genital bölge gibi alanlarda görülür.
  • Anjioödem acil ve hayati tehlike olabilecek bir durumdur.
  • Tanı konulamaması tedavinin gecikmesine ve üst hava yolunda görülmesi durumunda da ölümcül olabilmektedir.

Klinik

  • Anjioödemlerin yaklaşık %10′u tek başına görülmektedir.
  • Çoğunlukla anjioödeme ürtiker eşlik eder.
  • Bu durum tanı ve tedavide önemlidir.

Dermografizm

Dermografizm kaşıntı ile seyreden ve kaşınan bölgelerde kısa bir süre sonra kaybolan, çizgisel kabarıklıklarla giden bir hastalıktır. Bir ürtiker yani kurdeşen çeşididir. Toplumun %5 inde görülür. Genellikle psikolojik stres sonrasında aniden ortaya çıkar ve uzun yıllar devam edebilir.
Kişinin vücudunun herhangi bir bölgesinde önce kaşıntı başlar, kişi bu bölgeleri kaşıdığında tırnak izlerine uyan alanlarda kabarıklıklar meydana gelir, kaşıntı gittikçe yayılır ve yaygın kızarıklıklar oluşur. Yüz, boyun, kollar, bacaklar gibi herhangi bir bölgede oluşabilir. Sıcak banyo, havluyla sert bir şekilde kurulanma, kişinin üzerindeki kıyafetleri değiştirmesi sırasında veya sürtünmeye yol açabilecek herhangi bir durumda tetiklenebilir. Kaşıntı ve kabarıklıklar genellikle bir saat içinde hafifler.
Bazı kişilerde gıda ve ilaç allerjileri, ev tozu ve evcil hayvan allerjileri, bağırsak parazitleri, tiroid hastalıkları, midede Helicobacter pylori bakterisi bulunması da dermografizme sebep olabilir. Hastada ataklar halinde gelen kaşıntı nöbetleri ve arkasından gelen kabarmalar, özellikle sosyal ortamlarda sıkıntı yaratabilir.
Tedavisinde antihistaminik grubu ilaçlar veya lökotrien antagonistleri kullanılır. Psikolojik yatıştırıcılar da eklenebilir. Bu ilaçlar en az 3 ay süreyle kullanılır ve yine 3 ay gibi uzun bir sürede dozları gittikçe azaltılarak kesilir.
Bu arada hastanın turşu, acı, baharatlı gıda ve kuruyemiş tüketmemesi önerilir. Kaşıntıyı tetikleyebilecek ilaçları varsa kesilir. Aspirin, ağrı kesiciler, tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları, bitkisel takviyeler, vitamin hapları da dahil olmak üzere tüm ilaçlar tetikleyici olabileceği için hasta kendisini takip eden dermatoloji uzmanını bu konuda bilgilendirmelidir.

Basınç Ürtikeri
Basınç yada titreşim uygulandıktan saat sonra şişme, eritem ve ağrı veya yanma gibi semptomlar başlar. Basınç ürtikerleri tipik olarak basınç uygulanan cilt bölgesinde ortaya çıkmak6tadır. Bu bölgeler; elbise beli veya sutyen askılarının altı gibi sıkı giysilerin temas bölgesi, yürüyüş veya ayakta durma sonrası ayak tabanları, oturduktan sonra kalçalarda ortaya çıkar.

Soğuk Ürtikeri
Soğuk ürtikerin semptomları bölgesel veya sistemik olabilir ve herhangi bir yaşta görülebilir. Hasta soğuk suya dalmışsa ani düşük tansiyon gelişebilir (yoğun mediyatör salımına bağlı). Bu hastalık edinilmiş veya ailesel soğuk ürtikeri olarak sınıflanabilir.
Edinilmiş ürtiker daha sık olup bir böcek sokması, viral enfeksiyon, ilaç reaksiyonu veya doğum sonrasında gelişebilir. Tanı hastanın öyküsüne dayanarak konulur. Buna ek olarak buz testinin olması tanıyı doğrular. Buz testi; ön kol üzerine bir buz kalıbının dakika süreyle uygulanmasını takiben 2 dakika içinde kaşıntı varlığının değerlendirilmesi, buzun altında kalan ciltte ödem veya kızarıklık varlığı araştırılması daha sonra cildin dakika içinde tekrar eski ısısına döndürülmesidir.

Kolijernik Ürtiker

Kolijernik ürtiker, ciltte meydana gelen bir tür ödemli ve kaşıntılı rahatsızlık olarak bilinir. Halk arasında kurdeşen olarak da ifade edilmektedir. Kolijernik ürtikerin biçimi ve boyutları değişik şekillerde olabilmektedir. Kızamık gibi yüzlerce kırmızı nokta gibi olabileceği gibi, bir kaç santimetre çapında geniş benekler olarak da kendisini göstermektedir. Kolijernik ürtikergenellik vücudun ağız çevresi, göz çevresi, eller, ayaklar ve genital bölge çevresinde görülmektedir. Normal durumlarda hemen müdahale edildiğinde bu rahatsızlıktan bir kaç içerisinde kurtulmak mümkün olmaktadır. Ancak; belirtiler tekrardan geri geliyorsa bu durumda akut bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır.

Kolijernik Ürtiker Nasıl Oluşur?

Kolijernik ürtiker, mast hücresi adı verilen etkin bir yapının vücutta -özellikle deri altında- bulunan dokularda aktif olduklarında histamin adı verilen bir kimyasal madde salgılarlar ve bu sayede bulundukları yerlerdeki kılcal damarların genişlemesine neden olurlar. Bu genişleme sonucunda da deride belirli bir kızarıklık ve kabarma meydana gelir. Bu kabarcıklar içi su dolu olan kabarcıkların aksine sert yapılı ve daha çok şişkinlik şeklindedir. Eğer bu duruma erken şekilde müdahale edilmezse mast hücreleri ciltteki daha alt tabakalara da etki ederek daha ağır sonuçlara neden olabilmektedir.

Kolijernik ürtiker, vücut dışından alınan gıdalar ya da ilaçlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Gerek gıdaların gerekse ilaçların içerisindeki maddeler vücuda girdikten sonra bazı bağışıklık sistemlerinde alerjik etkiler ortaya çıkarabilmektedir. Bu alerjik etkiyle birlikte vücutta bulunan mast hücreleri de harekete geçebilmektedir. Bu durum da beraberinde kolijernik ürtikerrahatsızlığını ortaya çıkarmaktadır.

Strofulus

Strofulus deri üzerinde ödemli papüller özellikleri gösteren bir çeşit hastalıktır. En fazla yaş arasındaki çocukların kol ve bacaklarında iğne başından mercimek büyüklüğüne değin, soluk pembe renkte ve sert kıvamda sivilceler biçiminde meydana gelir. Kaşıntıdan dolayı tahriş olan papüller daha sonra iltihaplanabilir. Hastalığın sebebi henüz maalesef bilinmemekte, diatezik olarak kabul görmektedir. Yani yumurta, çikolata gibi maddelerin hastalığın başlamasında etkili olduğu ileri sürülmektedir. Tedavide esas, bu gibi kişilerin kendilerine dokunan gıdalardan özellikle kaçınmaları gerekmektedir. Ayrıca deriyi temiz tutmak, sulu patlar sürmek, antihistaminik adı verilen ilaçlar, kortizon ve kalsiyum vermek gereklidir.

Gebeliğin Polimorfik Erüpsiyonu

Gebeliğin pruritik ürtikeryal papül ve plakları “pruritic urticarial papules and plaques of pregnancy (PUPPP)”, gebeliğin toksik eritemi, geç başlangıçlı gebelik prurigosu olarak da adlandırılır. Gebeliğin polimorfik erüpsiyonu, strialarda yoğunlaşan, şiddetli kaşıntılı eritemli papül, plak ve ürtikeryal lezyonlar ile karakterize selim bir gebelik dermatozudur. Sıklıkla primiparlarda ve üçüncü trimesterde nadiren erken postpartum dönemde görülür ve sonraki gebeliklerde genellikle tekrarlamaz.

Görülme sıklığı yaklaşık 1/ ile 1/ arasında değişmektedir. Çoğul gebeliklerde (%13) daha sık görülür. Çoğul gebelik ve maternal aşırı kilo alımı ile ilişkilidir. Gebeliğin polimorfik erüpsiyonunun etyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte, üzerinde en çok durulan görüş, abdominal duvarın aşırı gerilmesi ve bunun sonucu olarak bağ dokusunda ortaya çıkan hasarın immunolojik cevabı tetiklediğidir. Şiddetli kaşıntının anneye verdiği sıkıntı dışında prognoz son derece iyidir. Hastalık süresi genellikle 6 haftayı aşmaz ve kendiliğinden iyileşir.

Erken doğumun hastalık süresini etkilemediği düşünülmektedir. Daha sonraki hamileliklerde, oral kontraseptif kullanımı sırasında ve mensturasyon ile genellikle tekrar etmez. Klinik özellikler tanı koymada en önemli bulgulardır. Normal gebelerden farklı bir laboratuvar bulgusu ve hormonal değişliklik bulunmamaktadır.

Bağışıklık sistemi, vücuttan içeri giren bakteri, virüs ve diğer hücrelere karşı koruyan ve herkeste zaman zaman meydana gelen az sayıda kanser hücresini yok etmek için çalışan bir sistemdir. Alerji, bağışıklık sistemi yanıtının aşırıya kaçılması durumudur.

Bağışıklık sisteminde yaşanan değişimler, gebe kadında alerjik hastalıkların azalmasına yardımcı olmasına rağmen, bu durum her zaman böyle değildir. Önceden var olan alerjik durumlar hamilelik sürecinde azaldığı gibi belirgin bir artışta gösterebilir. Bu alerjik durumlar yaşanan ilk gebelik sürecinde meydana gelebilir.

Doğacak Bebekte Alerji Oluşumu Nasıl Önlenir?

  • Alerjik bir hastalığınız varsa, emzirme döneminde kendinizde alerji yapabilecek şeylerden uzak durun.
  • Bebeğinizi ilk altı ay mutlaka anne sütüyle besleyin.
  • Katı yiyeceklere altıncı aydan sonra başlayın.
    Bebeğiniz yaşını doldurmadan, buğday, soya, turunçgil içeren besinler vermeyin.
  • Bebeğinizin odasını küf, hayvan tüyü gibi alerjik etkenlerden arındırın.
  • Evde sigara içmeyin.

Gebelikte Görülen Alerji Türleri

Alerjik Astım

Astımı olan anne adaylarının, kendilerinde atağa yol açacak alerjenlerden ve özellikle sigaradan uzak durması gerektiği öneriliyor.

Alerjik Nezle

Tedavide alerjiye neden olan etkenlerden uzak durmayla başlanır ve gerekli durumlarda doktor önerisiyle bebeğiniz için tehlike arz etmeyen burun damlaları ve diğer tedaviler uygulanabilir.

Kurdeşen

Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjyi tetikleyecek şeyden  uzak kalınması ve gerektiğinde kullanılan ilaçlarla tedavi sağlanır.

Pupp

Gebelikte sıklıkla rastlanan  cilt hastalığıdır ve kendini gebeliğin son süreçlerinde gösterip kaşıntılı cilt döküntüleri şeklinde belli eder. Tedavide kortizonlu kremlerden faydalanılabildiği gibi ılık karbonatlı banyolar da faydalı olabilmektedir.

Atopik Dermatit

Kaşıntıyla seyreden ve erişkinlerin %2’sinde görülen bu alerjik cilt hastalığında aynı anne adayında alerjik rinit, astım ve gıda alerjilerine de sık rastlanır. En sık görülen cilt bölgeleri boyun, göğsün üst kısmıları, ağız bölgesi, dirsekler ve diz arkası ve göz çevresidir. Gebelik seyrini olumsuz etkilemez ve bebeğe zararı olmayan lokal etkili ilaçlarla tedavi edilir.

Anafilaksi

Gebelikte oldukça ender görülen bu durumun en sık görülen nedeni ilaç alerjisidir. Tedaviye en kısa sürede başlanması son derece önemlidir. Anafilaksi reaksiyonuna neden olan ilaçlar arasında en sık görülenleri penisilin grubu antibiyotikler ve damardan verilen demir olmakla beraber her ilaç bu reaksiyona neden olabilir.

Son olarak, eğer alerjik bir bünyeniz varsa ve tedavi görüyorsanız, gebe kalmadan önce doktorunuza başvurmanızda fayda var. Bu şekilde hamileliğinizde kullanılacak tedavi planınız hazırlanabilir. Eğer desansitizasyon tedavisi gerçekleştirilecekse, gebelik öncesi dönem bu tedavi için en uygunudur.

Polen mevsimlerinde alerjik reaksiyonları artan anne adaylarının gebeliklerinin ilk aylarını bu mevsime rastlamayacak şekilde planlamaları onlar için daha rahat olacaktır.

 

Hamilelikte sağlık ile ilgili içerikler için tıklayın! seafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir