pupp hastalığı kadınlar kulübü / Pupp hastalığı | Kadınlar Kulübü - Kadın Sitesi

Pupp Hastalığı Kadınlar Kulübü

pupp hastalığı kadınlar kulübü

Pupp hastalığı

GULSEMINN .!.:

Arkadaşlar merhaba ben şuan 33+2 haftalık ikiz gebeyim bu hastalıgı bende baya araştırdım 30 haftalıkken su gelişi ve doğum sancısı nedeni ile hastaneye kaldırıldım 1 hafta yoğum bakım 1 hafta normal olmak üzere 2 hafta devlet hastanesinde yattım taburcu olmama yakın kaşıntılar başladı cilditeye gittim stres dedi ama bukadar basit değilmiş tam bu pupp hastalığı sıklıkla ikiz gebelerde görülüyomuş bebeklerin karaciğer ve safra kesesine baskı yapması ile ortaya çıkıyomuş cildiye doktorunun verdiği hiçbirşey işe yaramıyor kollarım bacaklarım vücudum kaşınmaktan yara oldu taki düne kadar kaşıntıdan ölüyordum ama dün hızırmıdır nedir bir kadın çözümü soyledi evet arkadaslar yapmamız gereken basit KANTORAN+SAF ZEYTİNYAĞINI karıştırıp vücuda sürün biraz daha kaşınıyo ama sızılı değil yara olan yerler iyileştiği için kaşınıyor ben dün başladım iyi gelirse payaşıcam demiştim şükür ki bugün çok daha iyiyim herkeze şimdiden çooook geçmiş olsun

Genişletmek için tıkla



slm arkadaslar bende 36+3 haftalık hamıleyım bende kasıntıları sadece catlaktan sanıyordum sonra netten arastırınca ogrendım bu rahatsızlıgı :KKhenuz doktora gıtmedım zaten bahar alerjısınden dolayı dr ılac vermıstı onu aldım azaltır dıye azalmazsa yarın dr gıdıcem :KK

umarım yazımı gorup cevap verebılırsın GÜLSEMİNN kantoran yagı ve zeytınyagının faydası oldumu acaba !!!

Gebelikte Kaşıntı

Gebelikte Kaşıntıya Neden Olan Durumlar

Hamilelikte kaşıntı oluşması çoğu zaman doğal bir durumdur. Neredeyse her dört kadından birinde görülen bir durumdur. Kaşıntı ciltteki gerilme ve hormonal değişimler nedeniyle ortaya çıkabilir. En çok memeler ve karın bölgesinde kaşıntı olur. Gebeliğin kendisi kaşıntı yapabildiği gibi; Egzema, Ürtiker, Uyuz, PUPPP, Gebelik Kolestazı gibi nedenlerle de kaşıntı olabilir.

Güçlü deterjan, parfüm, duş jelleri ve sıcak banyoyu kesmek gerekir. Sıcaktan kaçınmak, pamuklu giysiler giymek, parfümsüz ve katkısız hipoallerjenik nemlendiriciler kullanmak, antihistaminikli losyonlar kullanmak gerekebilir. Kaşıntı mantar, uyuz ya da belli bir etkenden kaynaklanıyorsa etkene yönelik topikal tedavi uygulanır.

Ben sizlere gebelikte karşılaştığımız iki önemli kaşıntılı durumla ilgili bilgi vermek istedim; bunlardan biri PUPPP, bir diğeri de Gebelik Kolestazıdır.

Gebelik Kolestazı

Gebeliğin geç dönemlerinde ortaya çıkan ellerde ayaklarda başlayarak tüm vücuda yayılan kaşıntılarla karakterize gebenin karaciğerinde safra akışının durduğu ciddi bir hastalıktır. Anne için uzun vadede bebek için kısa vadede problem oluşturabilen bir durumdur. Obstetrik Kolestaz veya Gebenin İntrahepatik Kolestazı da denilir.

Yoğun kaşıntı, koyu renkli idrar, açık renkli gaita, sarıya boyanmış cilt ve sklera(gözümüzün beyaz kısmı) olmak üzere tipik tıkanma sarılığı belirtileri mevcuttur. Çoğu zaman el ve ayak tabanlarındaki kaşıntılar Gebelik Kolestazının tek belirtisi olabilir. Dayanılmaz kaşıntılarla giden bu durum bazen erken dönemde başlamakla birlikte çoğunlukla son üç ayda ortaya çıkar.

Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte hamilelikteki hormonal değişimin safra kanallarının fonksiyonunu ve işleyişini yavaşlatarak tıkanmaya neden olduğu sanılmaktadır. Karaciğerde aşırı şekilde biriken safra kana karışmaya başlayınca Gebelik Kolestazından bahsedilmeye başlanır ve belirtiler ortaya çıkar.

Önceki gebeliğinde Gebelik Kolestazı geçirmiş olmak, gebenin ailesinde Gebelik Kolestazı geçirmiş kişilerin olması, karaciğer hasarı öyküsünün olması, çoğul gebelik ve tüp bebek yöntemiyle hamile kalmış olmak Gebelik Kolestazı geçirme riskini arttıran faktörlerdendir. Bir kez Gebelik Kolestazı geçirmiş kişinin diğer gebeliğinde de Gebelik Kolestazı ortaya çıkma riski % 70 artmıştır.

Anne için çok büyük bir problem çıkarmamakla birlikte bebek için önemli komplikasyonlara sebep olabilir. Bunlar; erken doğum, mekonyum aspirasyon sendromu,anne karnında bebek ölümü gibi komplikasyonlar görülebilir. Annede yağda eriyen vitaminlerin eksikliği görülebilir. Kaşıntı genellikle doğumdan birkaç gün sonra geçer. Uzun vadede genellikle kolestazla ilgili bir problem görülmez.

Tanısı için kanda safra tuzları oranlarına bakmak gereklidir.

Tedavide Kolestiramin safranın emilimini azaltmak için verilir. Kaşıntıları azaltmak için antihistaminikli ve kortikosteroidli kremler uygulanır. Ilık su uygulamaları yapılabilir. Doğumu gerçekleştirmek bu durumun tek tedavisi olduğu için durumun şiddetine göre, bebeğin akciğer gelişimi sağlandıktan sonra Doğum indüksiyonu veya Sezaryen ile doğum gerçekleştirilir.

Puppp(Gebeliğin Kaşıntılı Ürtiker Papül Ve Plakları)

Genellikle ilk gebelikte görülen ve özellikle gebelik haftasında ortaya çıkan , en sık görülen gebelikte kaşıntı nedeni olan durumdur. Sıklıkla ilk gebelikte ortaya çıkar ve sonraki gebeliklerde pek görülmez. PUPPP’un döküntüleri hemen her zaman karındaki stria yani çatlakların etrafında oluşur. Papül, vezikül ve plak şeklinde döküntüler göbekte başlayıp, birkaç gün içinde uyluk, kalça, göğüsler ve kollar üzerinde yayılabilir.

Döküntünün ardından başlayan kaşıntı bebek için zararsız ama anne için çok can sıkıcı bir durumdur. hafta devam eden şiddetli kaşıntılarla giden bir tablodur. Doğumdan bir iki hafta sonra kendiliğinden iyileşir.

PUPPP nedeni bilinmemektedir. Preeklampsi, hormonal bozukluk, bir otoimmun hastalık veya bebekteki bir konjenital anomali ile ilişkili değildir. Çeşitli teoriler olmasına rağmen henüz kesin tespit edilebilmiş bir nedeni yoktur.

PUPPP‘un tanısı için spesifik bir test de yoktur. Tanı klinik görüntü ile konur. Tanı koymak zor olmadığı için genellikle biopsi alınmaz.

Tedavide genellikle steroidli kremler, antihistaminikli kremler, eğer kaşıntı çok şiddetliyse oral kortikosteroidler ve antihistaminikler verilir. Oral antihistaminikler kaşıntıda kortikosteroidler kadar etkili değildirler. Fakat hastanın gece uyuyabilmesinde faydaları vardır.

Gebelikte görülen pupp hastalığına dair her şey!

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Zeynep Yılmaz, gebelikte görülen pupp hastalığı hakkında bilgiler verdi.


GPE gebelik sırasıda en sık karşılaşılan ve kendini sınırlayan kaşıntılı bir cilt hastalığıdır. Gebe kadınlarda görülme sıklığı yaklaşık 1/ ila 1/ arasında değişmektedir. Çoğul gebeliklerde daha sık görülür.


Döküntüler özellikle ilk gebeliklerde ve son 3 ayda ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte erken (birinci ve ikinci 3 ay) ve doğum sonrası başlayan olgular da bulunmaktadır. Döküntüler karında ve genellikle çatlaklarda görülür. Zamanla simetrik olarak uyluklar, bacaklar, sırt, kalca, kollar ve memeler uzerine yayılır. Bunlar kaşıntılı kabarmalar olup, su toplamaları ve hedef tahtası gibi garip şekiller olarak görülebilir. Erken donemde tipik lezyonlar daha çok karnın alt kısımları ve uyluklar gibi striaların yoğun olduğu bölgelerde yerleşen, mm çaplarında kırmızı küçük kabarmalar ve bunların birleşmesiyle oluşan kabarmalardır. Yüz, avuç içi ve ayak tabanları nadiren tutulur. Mukoza tutulumu ise bildirilmemiştir. Yoğun kaşıntıya rağmen ekskoriasyona pek rastlanmaz. Şiddetli kaşıntı ve bunun getirdiği stres dışında hastalık aslında iyidir.


Lezyonlar genellikle doğum sonrası bir hafta içinde geriler. Ancak, doğumdan önce veya sonrasında altı hafta içinde gerileyen olgular da bulunmaktadır. Sonraki gebeliklerde genellikle tekrarlamaz. Genel olarak anne ve bebeği sağlığını etkilemez. Erken doğumlara neden olmaz.


Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Üzerinde en fazla durulan düşünce karın ön duvarın aşırı gerilmesi ve bunun sonucunda açığa çıkan kollajen antijenlerinin hastalığı tetiklediğidir. Lezyonların sıklıkla karında ve çatlaklarda başlaması, çoğul gebeliği olan ile gebeliği sırasında aşırı kilo alanlarda daha sık görülmesi bu teoriyi desteklemektedir.



Gebelik Kolestazı

Belirli sağlık sorunları yalnızca gebelik döneminde ortaya çıkarak anne ve bebek sağlığını ciddi manada tehdit eder. Bu rahatsızlıklar hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak; hem sağlıklı bir gebelik geçirmek, hem de doğum öncesinde ve sonrasında bebeğin sağlığını korumak adına oldukça önemlidir. Gebelikte karşılaşılan bu sağlık problemlerinden biri de gebelik kolestazıdır.

Gebelik Kolestazı Nedir?

Gebelik kolestazı; yalnızca gebelik dönemine özgü, vücuttaki safra yollarının işlevindeki bozukluk nedeniyle kandaki safra asit miktarındaki artışa bağlı olarak çeşitli şikayetlerin ortaya çıkmasıdır. Bu şikayetlerin başında ise ciltte döküntü ve kızarıklık olmadan kaşıntı yaşanması gelir. Yapılan araştırmalar, her gebelikten 1 ila 2’sinde gebelik kolestazının meydana geldiğini gösterir. Kontrol altına alınıp tedavi edilmediği takdirde, anne ve çocuk sağlığını kötü etkileyecek önemli bir rahatsızlık durumuna gelebilir.

Gebelik Kolestazı Nasıl Meydana Gelir?

Kolestaz; gebelik dışı durumlarda da meydana gelebilen, safra yollarından ince bağırsağa safra salgısının geçişindeki aksamaları tanımlamak için kullanılan sağlık problemlerinin genel adıdır. Safra salgısının engellenmesinin anatomik veya fizyolojik çok çeşitli sebepleri olabilir. Gebelik kolestazı ise bu sebeplerin dışında özel bir durum olarak görülür.

Gebelik kolestazının temel mekanizması ve nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, gebelikle birlikte kandaki miktarı artış gösteren östrojen hormonunun; safra yollarındaki safra boşaltım mekanizmasını bozarak, ince bağırsağa geçen safra miktarında azalmaya yol açması ve safranın karaciğer dokularında birikmesi neden olarak gösterilebilir. Karaciğerde biriken safranın içeriğindeki safra asitleri, kana geçerek kandaki miktarını artırır ve kolestaza işaret eden semptomların gelişmesine neden olur.

Gebelik Kolestazı Nedenleri Nelerdir?

Gebelik kolestazının gelişmesinde en belirgin etken genetik faktörlerdir. Bu sebeple, ailesinde gebelik kolestazı geçirme öyküsü olan kadınların aynı rahatsızlıkla karşılaşma ihtimali yüksektir. Bununla birlikte, çeşitli durumların varlığında gebelik kolestazının meydana gelme riski artış gösterir. Bu durumlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

    • Karaciğerde hasara neden olan sağlık sorunları: Çeşitli zehirli maddelere maruz kalınması veya karaciğeri doğrudan etkileyen bazı romatizmal hastalıklar, gebelik kolestazında biriken safra asitlerinin karaciğere verdiği hasarı daha da artırabilir.
    • Kronik hepatit C enfeksiyonu: Hepatit C, karaciğerdeki safra yollarında tahribata neden olur. Bu nedenle hepatit C enfeksiyonu olan gebelerde kolestaz gelişmesi durumunda hastalık daha ağır seyreder.
    • İkiz veya daha fazla sayıda bebeğe gebelik durumu: Gebelikte anne rahmindeki bebek sayısı arttıkça, gebelik hormonlarının kandaki miktarı da artış gösterir. Bunun sonucu olarak, gebelik kolestazı gelişme riski de artar.
    • Tüp bebek: İn vitro fertilizasyon olarak da bilinen tüp bebek yöntemiyle birden fazla bebeğe gebe kalma ihtimali arttığından, gebelik kolestazı riski de artar.

Son olarak, daha önceki gebeliklerinde kolestaz geçirmiş olan annelerin, sonraki gebeliklerinde bu durumun tekrarlama riski giderek artar.

Gebelik Kolestazının Belirtileri Nelerdir?

Hastada gebelik kolestazının gelişmesinin birinci şartı gebeliğin meydana gelmesidir. Gebelik kolestazı, gebeliğin son üç ayında (son trimester) ortaya çıkar. Bu aylarda aşağıdaki belirtilerin varlığı gebelik kolestazı şüphesini artırır:

    • Kaşıntı: Gebelik kolestazının en önemli belirtilerindendir. Herhangi bir cilt döküntüsünün ve kızarıklığının yokluğunda, el ve ayak iç kısımları dahil olmak üzere vücutta yaygın kaşıntı hissinin meydana gelmesi ile tanınır.
    • Koyu renkli idrar: Kanda artış gösteren safra asitlerinin böbreklerden süzülerek idrara geçmesiyle, idrar rengi zamanla koyulaşma gösterir.
    • Açık renkli dışkılama: Safra yollarından bağırsağa safranın geçişinin zayıflamasıyla, alınan besinlerdeki yağların sindirimi bozulur ve dışkıdaki yağ miktarı artar. Bunun sonucunda macun kıvamında, açık renkli dışkılama görülür.
    • Sarılık: Safranın karaciğerde birikmesinin bir sonucu olarak, karaciğer hücreleri hasar görür. Bu durumun devamında karaciğer fonksiyonlarında aksamalar meydana geldiğinden, kandaki diğer zehirli maddelerin miktarının artmasıyla sarılık ortaya çıkar.
    • İştah kaybı: Kanda artan zehirli maddelerin sonucu olarak iştahta azalma görülür.
    • Karın ağrısı: Özellikle karaciğerin yer aldığı karnın sağ üst kadranında ağrı oluşabilir.
    • Bulantı: Karın ağrısı ve iştahta azalmaya, bulantı ve kusma eşlik edebilir.

Gebelik kolestazı sıklıkla zararsız bir durum olarak seyretme eğiliminde olsa da; vücutta meydana getirdiği aksaklıklar nedeniyle anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyebileceği unutulmamalıdır. Özellikle aşağıdaki durumlara yol açtığı bilindiğinden, erken tanı ve tedavisi önem kazanmaktadır:

    • Erken doğum
    • Bebekte büyüme ve gelişme geriliği
    • Ölü doğum
    • Bebekte doğum sonrası ciddi solunum problemleri

Bunların yanında, gebelik kolestazında annede besinlerdeki yağların sindiriminde sorunlar ortaya çıktığından, özellikle yağla birlikte emilen bazı vitaminlerin eksiklikleri gözlemlenebilir. Bunlar arasında K vitamini, eksikliğinde çeşitli kanama problemleri gelişebildiğinden; özellikle doğum esnasında önemlidir.

Gebelik Kolestazı Tanısı Nasıl Konur?

Gebelik kolestazı belirtileri geliştiren gebelerin bir hekim değerlendirmesine başvurması gerekir. Hekim tarafından alınan öykü ve yapılan fiziki muayene sonucunda bazı biyokimyasal kan tetkiklerine başvurulur. Sonuçta kanda artış gösteren safra asitleri ve zehirli maddeler tespit edilerek gebelik kolestazı tanısı konur. Bunun yanında, çeşitli vitaminlerin eksiklikleri de önceden tespit edilerek doğum öncesi gerekli takviyeleri sağlanabilir.

Buradaki bir diğer önemli konu, gebelikte gelişen bir diğer karaciğer hastalığı olan gebeliğin akut yağlı karaciğeri ile gebelik kolestazının birbirinden ayrımının yapılmasıdır. Akut yağlı karaciğer; gebelikte anne ve bebek yaşamını ciddi olarak tehdit eden ve sonraki gebeliklerde tekrarlamayan önemli bir rahatsızlıktır. Bilinmeyen sebeplerle karaciğer dokusunun zarar görmesi ile tanınan bu rahatsızlıkta da kolestaza benzer şekilde sarılık, bulantı, halsizlik gibi belirtiler izlenir. Ancak tablo daha şiddetlidir; kan tetkiklerinde karaciğer hasarı ciddi miktarda saptanır ve önceki gebeliklerde veya aile öyküsünde benzer bir tablonun varlığı tespit edilemez.

Gebelik Kolestazı Tedavisinde Neler Yapılır?

Gebelik kolestazı tedavisinde amaç, kanda artış gösteren safra asitlerinin miktarını azaltmak ve bu rahatsızlıkla beraber ortaya çıkan sorunların gebelik süresince kontrol altına alınmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda, gebelik kolestazı tanısı konan kişilere uygun görülen ilaçlar reçete edilerek safra asitlerinin kandaki miktarı azaltılır. Ayrıca, safra yollarındaki bozukluk nedeniyle emilimi azalan gıdaların ve vitaminlerin takviyeleri yapılır. Kaşıntı şikayetine yönelik çeşitli ilaç tedavilerine başvurulur.

Gebelik kolestazı süresince anne ve bebek yakından takip edilir. Bu hastalık, erken doğum gibi çeşitli komplikasyonlara zemin hazırlayabildiğinden, hekim kontrolleri sıklaştırılır ve olası bir komplikasyon durumunda erken müdahalenin yapılması hedeflenir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir