rafael palombo / Yılı Ödülleri – Tarihe Saygı

Rafael Palombo

rafael palombo

’de kurulan Yavuz Kitapevi, İzmir ile ilişikli pek çok roman ve hikâyeye konu olmuş bir kültür mekânıdır. İlk dükkân, I. Beyler sokağında açılmıştır. yılında ise bugünkü yerine taşınmış, 80’li yıllarda ise Milli Kütüphane Caddesi’ne çıkan pasajlardan biri olan Tibaş Çarşısı’nda ikinci şubeyi açılarak yayın ve pazarlama faaliyetleri genişletilmiştir. Balkan harbinden sonra Selanik’ten gelen Fahrettin Kitapçı’nın aile yaşam öyküsü mesleğin nasıl başladığına tanıklık etmemizi sağlamaktadır.

Kendisi Hukuk Mektebi’nin son sınıfındayken Sultan Reşat’ın öğrencileri de askere alınacak talimatı üzerine bir grup öğrenci arkadaşı ile huzura çıkarak; “bizim istikbalimiz ne olacak” diye sorarlar. Sultan Reşat “önce vatanın istiklali, sonra sizin istikbaliniz” diye yanıtlar bu soruyu. Ardından Balkan Harbi günleri başlar, derken İzmir İşgal edilir. Bir ömür askerlikle geçer böylece. Selanik’te öğretim üyesi olan babanın çocukları olan, İstanbul Hukuk Mektebi mezunu ve Selanik, Üsküp ve Manastır’da İstinat Mahkemesi üyeliği yapmış ağabey Hüsnü Bey ile Fahrettin Bey entelektüel bir birikime sahiptir. Genç Türk Cumhuriyetinde yeni bir yaşam kurmak için kendi birikimlerine uygun bir iş olarak kitapçılık karşılarına çıkar. “Ragıpzade Biraderler Yavuz Kitapevi ve Kırtasiye” adı ile ilk dükkânlarını açarlar. İlk mecliste Muğla’dan Milletvekili seçilen Hüsnü Bey dört dönem bu görevi sürdürür. Selaniklilik ile hemşeri ilişkisi kurdukları Mustafa Kemal Atatürk’e kitap hediye ettikleri ve O’nun de aileye “Kitapçı” soyadını verdiği ailenin sıklıkla ve gururla anlattıkları anılarının başında gelir. Kitapçı dükkânı adını, I. Dünya Savaşı’nda Almanlardan alınan ve Yavuz Zırhlısı adı verilen gemiden almıştır. Günümüzde Ragıp Bey Anafartalar Caddesi üzerindeki dükkânda, ablası Birgül Hanım ise Tibaş İşhanı’nın giriş katındaki dükkânda çalışmaktadır.

Birgül Hanım, İzmir’in Cumhuriyet dönemi anılarıyla büyümüş, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Macar Dili Edebiyatı eğitimine başlamış, ancak koşulları uygun olmadığı için eğitimini tamamlayamamış, babasının yoğun iş günlerinde en çok destekçisi olarak yardım ederek öğrendiği ailenin işini, ailede bir anlamda lokomotif görevi de üstlenerek sürdürmüş ve sürdürmekte olan bir kimliktir. Aile Ragıp Bey’in oğlu Cenk Bey mesleği sürdürmek konusunda kararlıdır. Yavuz Kitabevi’nin bir asrı aşkın mesleki birikimini, İzmir şehri çerçevesinde sahip olduğu tarihi birikimi,; İzmir’in romanlara, hikâyelere kimi zaman yayıncı olarak, kimi zaman çarşıdaki bir mihenk noktası olarak edebiyat dünyasının parçası olmaları, Kemeraltı’nda süre gelen entelektüel yaşantının tanığı ve aktarıcısı olmaları, kültürel ve tarihsel sürekliliğin somutlaştığı bir örnek olmaları, aile içinde yeni kuşakların da kitapçılığa devam ederek değerleri geleceğe taşıma ve yaşatma isteğini somutlaştıran bir örnek oluşturmaları ile takdir edilmiştir.

Tarihi Yapıda Yaşam Kategorisi Jüri Özel Ödülü

İzmir&#;in yerel lezzetleri dünya ile buluşuyor!

yılında uluslararası gastronomi fuarı Terra Madre Anadolu’ya ev sahipliği yapmaya hazırlanan İzmir Büyükşehir Belediyesi ilk toplantısını Kasım tarihlerinde İzmir’in ev sahipliğinde düzenledi.

Toplantının saha ziyareti kapsamında TARKEM, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın lezzetlerinin doyasıya tadıldığı bir tur gerçekleştirdi. Abacıoğlu ofisinde Sırma Güven’in sunumunda “Mutfak ve Göç” başlığında bir atölye düzenleyerek; Kemeraltı’nın insan hazinesi Rafael Palombo’dan, Sefarad mutfağının İzmir mutfağına yansıyan etkilerinin duyulmasını sağladı. 

Share on Facebook Share on Twitter

Google Translate »

EMİRCAN IŞILDAK

İzmir’de 50 yılı aşkın bir süredir havyar ticareti yapan Rafael Palombo, balmumu kaplı ürünlerinin bilinmeyenlerini anlattı. İspanya’dan İzmir’e göçen Sefarad Musevi bir ailenin ferdi olan Palombo, bu sıra dışı üründe, üretiminden tüketim alışkanlıklarına kadar geçen süreci anlattı.

HAVYARLAR KEFALDEN

Palombo, balık yumurtalarının kaynağının kefal balıkları olduğunu söyledi. Bu kefallerin dalyanlarda avlandıklarını ifade eden Palombo, “Bu havyarlar kefal balıklarından yapılıyor. Kefal balıklarının belirli bir üreme zamanları vardır. Ağustos ve ekim ayları arasında ürerler. Üreme işlemini yapmak için de dalyan adını verdiğimiz yerlere gelirler. Kefaller orada belirli bir sure kaldıktan sonra yumurtlama dönemine girerler. Bu yumurtlama devrinde de kefaller avlanıp, yumurtaları alınır. Daha sonra ürünümüzün yapım süreci devreye girer. Balıkların üzerindeki kan damarları alınır. Balık yıkanır, tuzlanır ve son olarak da kurutulup, mumlanır. Havyarların imalatlarını da ancak dalyanlarda yapmak mümkündür. Başka yerlerde bu tarz bir üretimle böyle bir ürün çıkarmak mümkün değil” dedi. Kefallerin ise ağırlıklı olarak Köyceğiz, Söke, Adana ve İçel taraflarındaki dalyanlarda avlandığını ifade etti.

BALMUMU İLE KAPLANIYOR

Balık yumurtalarının herkese hitap etmediğini söyleyen Palombo, “Ürünlerimiz tabi ki çok farklı lezzete sahip. Genelde herkesin de bildiği bir tat değil. Vatandaşlarımız, damak zevkleri alışıksa yiyor. Bunun tersine de alışkın değilse maalesef beğenmeyebiliyor. Çünkü değişik bir lezzete sahip bir ürünümüz var. Açıkçası bizim de herkes beğensin diye bir uğraşımız yok. Örneğin bir tatlı çeşidi vardır; herkese tattırırsınız, büyük bir çoğunluğu beğenir. Ama balık yumurtaları öyle bir lezzet değildir” değerlendirmesini yaptı.

Ürünlerin balmumu ile kaplanmasıyla uzun süre korunmasının sağlandığını belirten Palombo, “Balmumu ile kaplamanın sebebi mamülün kurumasının önüne geçmektir. Daha önceki dönemlerde günümüzdeki teknoloji kullanılamadığı için, ürünlerin hava ile temasını kesmekte çareyi balmumunda bulmuşlar. Ürünler, balmumu ile kaplandığı zaman hava ile teması kesilmiş ve kurumaları önlenmiş oluyor. Balmumu burada tıpkı pastırma ve çemen örneği gibi bir görev üstleniyor. Ürün tüketilirken de balmumu kesilip atılıyor” dedi.

Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri sahiplerini buldu

10 Ocak Salı günü gerçekleşen ödül tören, İzmir’in önemli tarihi mekânlarından biri olan Milli Sinema İzmir Devlet Opera ve Balesi Elhamra Sahnesinde yapıldı.‘Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri Programı’ İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce tarihi mirasa hak ettiği saygının gösterilmesi ve tarihi yapıların korunmasını özendirmek amacıyla yılından beri düzenleniyor.

31 başvurunun ödüle layık bulunduğu törende konuşan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bu ülkenin yarınlarına, insanlarının hayallerine hep birlikte sahip çıkacağız. Ve göreceksiniz, İzmir, geleceğin Türkiye’sinin inşa edildiği yer olacak. Hatırlatmak isterim ki bu projemiz bir yarışma değil. Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri ile İzmir’in geçmişini geleceğe taşıyan bir ölümsüzlük köprüsü inşa ediyoruz. Bu ödül yalnızca tarihe değil, aynı zamanda geleceğe olan saygımızın bir ifadesi. Çünkü geçmişini anlamayan bir toplumun geleceği de olmaz. Bizim için geçmiş, yad edilmesi gereken bir anı değil. Geleceğimizin inşasına rehberlik eden bir ışıktır. İşte bu yüzden bugün ödül alan her değerimiz, bizim geleceğimizin teminatıdır” dedi.

Törende, ‘Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı’ Ödülüne Uluç Hanhan, Yaşar Ürük, Saadet Erciyas, Doç. Dr. Yurdagül Bezirgan Arar ve Yılmaz Göçmen’in yanı sıra ‘Foto Gagin Gözüyle İzmirli Yahudiler ve Karataş’ Fotoğraf Projesi ile Selim Bonfil, Yahudi kültürüne yönelik tüm yayınları ile Siren Bora ve düzenlediği Sefarad Kültür Festivali ile de Nesim Bencoya layık görüldüler. ‘Özgün İşlevin Korunduğu Esaslı Onarım’ Ödülü ise Ets Hayim Sinagogu ile Elif Kocabıyık ve Daniele Savasta Evi’nin oldu. Tarihi Yapıda Yaşam Ödülü alanların arasında da Rafael Palombo’nun adını taşıyan Palombo Ticaret yer alıyor.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir