rahim alınınca kadınlık biter mi / Rahim Alınması Ve Cinsellik

Rahim Alınınca Kadınlık Biter Mi

rahim alınınca kadınlık biter mi

Rahim alınması cinsel yaşamını etkilemiyor

Dünyada ve Türkiye’de çeşitli hastalıklar sonucu bazı kadınların rahimleri alınabiliyor. Ancak bunu büyük bir sorun haline getirmemek, olaya tedavi amaçlı bakmak gerekiyor. Ayrıca rahim alınması kadının cinsel yaşamını etkilemiyor.

Rahim alınınca cinsel hayat biter mi?

Rahimde yapılan herhangi bir ameliyat sonucu rahmi alınan kişinin cinsel hayatı biter mi? Çevremde, rahmi alınan birkaç kişi cinsel ilişki sırasında hiçbir şey hissetmediklerini söyledi. Söyledikleri ne kadar doğrudur?

CEVAP: Dünyada çeşitli hastalıklar nedeniyle rahmi alınmış milyonlarca kadın yaşıyor. Cinsellik konusunda böyle hastalarda yapılmış pek çok çalışma var. Bu çalışmalardan hemen hiçbiri sizin çevrenizden duyduklarınızı doğrulamıyor. Yani rahim olmaması kadınlığın bittiği anlamına gelmiyor. Cinselliğin sona erdiği anlamı taşımıyor.

Kasıklarda ve makatta ağrı var, nereye başvurmalıyım?

31 yaşındayım, adetlerim düzensiz değil. Ancak son dönemlerde kasıklarımda ve makat kısmımda ağrılar duymaya başladım. Sürekli baş ağrısından şikayet ediyorum. Şişkinlik ve kabızlık çekiyorum. Nereye başvurmam gerekiyor?

CEVAP: Öncelikle bir kadın doğum uzmanına başvurun. Kasıklarda ve makata vuran ağrılar genellikle yumurtalıklar veya çevre dokuların hastalıklarında görülür. Karın içindeki olaylar pek çok organı etkiler. Mesela yumurtalıkların iltihabı veya urları, bağırsakların da az çalışmasına neden olabilir.

3 ayda bir adet görüyorum, neden?

51 yaşındayım. Yaklaşık 1 yıldır 3 ayda bir adet görüyorum. Adet gördüğümde ortalama 10 gün kadar sürüyor ve ilk 3 gün aşırı kanama oluyor. Önceki yıllarda da fazla kanama oluyordu. 2 yıl önce kadın-doğum uzmanına muayene oldum, kötü bir bulguya rastlanmadı. Ancak benden smear alınmadı. Ne yapabilirim?

CEVAP: Sevgili okurumuz, pek çok jinekolojik önemli hastalık yaşları arasında ortaya çıkıyor. Siz de bu önemli ve riskli dönemde doktor kontrollerini aksatmış, 2 yıldır smear bile aldırmamışsınız. Şikayetlerinizin nedeni menopoza yaklaşmış olduğunuzdan ve hormonal eksiklikten olabileceği gibi ciddi başka hastalıklardan da kaynaklanabilir. Yapmanız gereken hemen doktorunuza başvurmanız. Vajinal smear’i aldırmanız ve muayene olmanız. Ayrıca senede bir mamografinizi de çektirmelisiniz.

Neden düşük yapıyorum?

32 yaşında bir kadınım, 4 yıllık evliyim. 2 aylık düşük yaptım. Bir süre sonra tekrar aylıkken düşük daha yaptım. Bunun nedenleri ne olabilir?

CEVAP: Düşük nedenlerini sıralarsak sayısı oldukça fazla. Erkekle ilgili olarak spermin kusurları olabilir, genetik bozukluklar olabilir. Sizde hormonal nedenler, rahmin yapısal bozuklukları, geçirilmiş veya halen mevcut olan bazı enfeksiyon, metabolizma hastalıkları gibi pek çok nedene bağlı düşükler görülebilir. Yeni bir gebeliğe başlamadan önce mutlaka bunların araştırılması gerekiyor.

Rahmin alınması cinselliği etkiler mi?

Haberin Devamı

Pek çok nedenden dolayı rahmin alınmasını bayanların büyük çoğunluğu, ‘kadınlık’ özelliğinin yitirilmesi ile özdeşleştirirler. Hatta doğurganlık özelliğini kaybettikten sonra cinsel olarak da aktif olamayacakları yanılgısına düşerler. Peki, rahmin alınması gerçekten de düşünüldüğü gibi cinselliği olumsuz yönde etkiler mi? Operatör Doktor Filiz Ak, merak edilen bu soruya açıklık getirdi.

Ameliyatla rahmin çıkarılması sık yapılan bir operasyon türüdür. Genellikle yumurtalıklarda oluşan kist veya tümör nedeniyle rahim, yumurtalıklarla birlikte çıkarılır. Sadece rahmin alınmış olması, kadının adet görmesini sonlandırır ancak yumurtalıklar, hormon salgılamaya devam edeceği için hormonal ve fiziksel olarak menopoz etkileri görülmez. Yılda bir kez hormon tahlili yapılarak bu süreç takip edilebilir.

HASTA PSİKOLOJİK OLARAK AMELİYATA HAZIRLANMALI

Rahmin alınması, tek başına veya yumurtalıkla birlikte yapılacaksa, hasta mutlaka psikolojik olarak ameliyata iyi hazırlanmalı, bilgilendirilmeli, ameliyat sonrası dönem kendisine anlatılmalı ve gelecekte bir kaybının olmayacağı söylenmelidir. Hatta yeteri kadar çocuk doğurmuş olan kadınlar için doğum kontrol yöntemlerinden ve onların yan etkilerinden kurtularak, daha rahat bir cinsel yaşam süreceği söylenmelidir.

Bu ameliyatın niçin gerekli olduğu, faydası ve ameliyat sonrası dönemi, kadına ve eşine iyi anlatılmalıdır. Doğru endikasyonla, çok iyi bir ameliyat yapılmış bile olsa, kadın, ameliyat sonrası dönemde psikolojik olarak bunalıma girerse, hekim başarısız bir durumla karşı karşıya kalır. Sürekli olarak “Neden adet olamıyorum?” diyen bir hasta hem kendini hem çevresini hem de doktoru üzer.

RAHİM ALININCA CİNSEL HAYAT BİTER Mİ?

Sonuç olarak sadece rahmi alınmış olan bir kadının adet görmeyeceği fakat yumurtalıkları alınmadığı için hormonlarının çalışmaya devam edeceği kendisine söylenmelidir. Yılda bir kez ultrasonografi ile yumurtalıkları görüntülenmeli, hormon profili yapılarak izlenmelidir. Eğer hastanın rahmi yumurtalıklarla birlikte alınmışsa hem adet kanaması olmayacağı hem de menopoza girileceği anlatılmalıdır. Bu gruptaki kadınlar ise yılda bir kez kontrole gitmeli, vajinada kuruluk veya enfeksiyon olup olmadığına bakılmalı, gerekiyorsa bu durum tedavi edilmelidir. İster yumurtalıklarla birlikte isterse tek başına rahim alınmış olsun, bu ameliyatın cinsel yaşama olumsuz bir etkisi yoktur. 

#Rahim#Cinsellik#Cinsel Yaşam

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Her yıl milyonlarca kadının karşı karşıya kaldığı jinekolojik kanserler hastaların sağlıklarını olduğu kadar psikolojilerini de ciddi ölçüde etkilemektedir. Kadınların pek çoğu kanser tedavisinin ardından cinsel yaşamlarının sona erdiğini düşünmektedir. Jinekolojik kanserler üretkenlik, cinsellik ve ilişki açısından kadınlar açısından önemli etkilere sahiptir. Peki geçirilen jinekolojik kanserin ardından cinsel yaşam nasıl olmalıdır? Nelere dikkat edilmelidir?

Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Banu Göker Özdemir, jinekolojik kanserler ve sonrasında yaşanan cinsel sorunlarla ilgili bilgi verdi.

Psikolojik Travmalar

Kanser bu hastalığı yaşayanlarda olduğu kadar yakınları ve ailesinde de çok büyük psikolojik travmalara neden olan oldukça ciddi bir durumdur. Bu durumda kişinin ailesi ve yakınları hastaya destek olmalıdır.

Kanser tanısı konulduktan sonra her dönemde hastanın psikososyal ihtiyaçları olabilmektedir. Kanser hastalarında hastanın yaşam süresini artırmak olduğu kadar yaşam kalitesini de artırmak önemlidir.

Son yıllarda kanser tanısında ve tedavisinde çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Yapılan çalışmalar hastanın sadece yaşam süresini uzatmaya yönelik değil aynı zamanda hayat kalitesini de arttırmaya yönelik olmuştur. Hayat kalitesinin arttırılması ile anlatılmak istenen kişinin duygusal, fiziksel ve psikososyal iyilik halinin sağlanmaya çalışılmasıdır. Bugün tüm dünyada giderek artan sayıda kanserden iyileşmiş hastanın bulunması bu konunun önemini arttırmaktadır. Türkiye’deki rakamları tam olarak söyleyemiyoruz ama Amerika Birleşik Devletleri’nde bugün 6 milyona yakın kanser tedavisi görmüş ve iyileşmiş insan bulunduğunu biliyoruz. Ayrıca kanserden kurtulan kadınların oranı erkeklerin 3 katı olduğu bilinmektedir.

Kanserli bir hastanın fiziksel rahatsızlıkları beraberinde pek çok psikolojik rahatsızlığı da beraberinde getirmektedir. Kanser tanısı konmuş tüm hastalar umutsuzluk ve ölüm korkusu yaşamakta, depresyon, posttravmatik stres, anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik sorunlara karşı karşıya gelmektedir.

Cinsel Hayat Göz Ardı Ediliyor

Kanserli hastalarda seksüel hayat göz ardı edilmekte, konuşulmamakta ve konuşulmaya dahi değer bulunmamaktadır.

Jinekolojik kanserler doğrudan olarak hastanın jenital ve üreme organlarını etkileyen bir durumdur, bu durumunda hastanın seksüel yaşamını doğrudan etkileyeceğini söylemek mümkündür. Bu nedenle tüm kanserlerde görülmekle beraber özellikle jinekolojik kanserlerde cinsel yaklaşım ve davranış çok dramatik bir şekilde etkilenir. Kadın hayatı boyunca cinsel yaklaşım gelişir ve meydana gelen herhangi bir majör değişiklikte kendisi, görünümü ve ilişkileri hakkındaki fikirleri değişir.

Jinekolojik kanserler üretkenlik, cinsellik ile ilişkili olması açısından kadınlar yönünden çok önemli etkilere sahiptir. Bazı kadınlarda yaşanan duygusal ve fiziksel zorluklar o kadar fazladır ki bu kadınların eşleri veya partnerleri ile olan tüm cinsel aktiviteleri sona erer.

Kanser hastalığının kendisi ve yapılan kanser tedavileri sonucu hastaların  ile 90’ı cinsel problem yaşadığı bildirilmektedir. Jinekolojik kanserli olgularda ise bu rakamın ile arasında değiştiği bildirilmektedir.

Vücuttaki Değişiklikler Cinsel Hayatı Bitiriyor

Jinekolojik kanser tedavisinde yapılan işlemlerin tümü kadının cinsel hayatını gerek fiziksel gerek de psikolojik olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Burada en kötü etki oluşturan faktör, kadının vücut imajının değişmesi, utanma duygusunun gelişmesi ve kendine olan güvenin azalmasıdır. Tedavilere bağlı aşırı kilo verme, karında bulunan torba, saçların dökülmesi, aşırı yorgunluk, bitkinlik kansızlık gibi durumlar etkilidir.

Rahmin Alınması Cinselliğin Bitişi Gibi Algılanıyor

İyi veya kötü huylu nedenlerden dolayı olsun genellikle her yaştan ve her sosyokültürel seviyeden kadınların büyük bir çoğunluğu rahmin alınmasını‘kadınlık’ özelliğinin yitirilmesi ile özdeşleştirmektedirler. Kadın doğurganlığını kaybetmesinden sonra cinsel olarak aktif olamayacağı yanılgısına düşmektedirler. Bununla birlikte hemen hemen yapılan tüm çalışmalar rahmin alınması sonrası seksüel bozukluk gelişmediğini göstermektedir. Kadın fiziksel olarak halen cinsel olarak aktif olabilir, çünkü tahmin edildiğini aksine rahmin ve rahim ağzının kadının cinsel ilişkiye girmesinde veya cinsel tatmine ulaşmasında hiçbir rolü yoktur. Rahmin kadın hayatındaki bu anlamda tek rolü çocuk doğurmak için gerekli olan bir organ olmasıdır.

Eşlere Büyük Görev Düşüyor

Kanserli hastalarda cinsellik konusunda iletişim bozukluğu çok önemli bir sorundur. Tedavi esnasında ve sonrasındaki dönemlerde meydana gelen fiziksel kısıtlamaların anlatıldığı üzere aşılamayacak sorunlar olmadığı bilincine varmak sorunu çözmek için ilk aşamayı oluşturmaktadır. Günümüzde yapılan çalışmalar sonucu artık birçok kanser türünün iyileşebilir olduğunun görmekteyiz. Burada en önemli görev eşlere düşmektedir. Genellikle hayatını tehdit eden bir hastalıkla karşı karşıya gelmiş bir hasta bu konuyu konuşmaya değer bulmamakta veya kendisinin ayıplanacağı düşünerek konuşmamayı tercih etmektedir. Her çift kendi durumları göz önünde bulundurularak hastalığının tedavisini yapan doktorlarından danışma almalıdır. Gerektiği durumlarda çiftlerin bu konuyla ilgili uzmandan danışma almaya yönlendirilmelidir.

Cinsel Yaşamı Etkileyen Hastalıklar Sonrası Tedavi Yöntemleri

Yumurtalıkların alındığı durumlarda ise henüz üreme çağında olan bir kadın cerrahi olarak menopoza girmektedir. Bu da beraberinde vücutta ösrojenin üretiminin durmasına neden olmaktadır. Ayrıca yumurtalıkların alınmadığı fakat kemoterapi veya radyoterapi uygulanan olgularda bu tedavilerin yan etkisi olarak erken menopoz gelişebilir. Burada östrojen eksikliğine bağlı olarak tıpkı sağlıklı menopoza girmiş kadınlarda da olabileceği gibi vajinal kuruluk, isteksizlik ve ilişkiye girmekte zorluk yaşanabilir. Bu sorunlar uygun olduğu takdirde östrojenli kremler, mümkünse hormon tedavisi veya ilişki esnasında uygulanan kayganlaştırıcı jeller kullanılabilir. Ayrıca karına veya vajinal bölgeye uygulanan radyoterapi sonrasında vajinal daralma meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda ise vajinayı genişletecek aletlerle bu sorun giderilebilir.

Kanserle ilgilenen her branştan hekimlerin amacı sadece hastanın hayatını kurtarmak değil, tedavi süreci ve tüm hayatı boyunca hayatını sağlıklı bir insan gibi sürdürmesine destek olmaktır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir