rahim duvarı kalınlaşması kürtajı / Rahim duvarı kalınlaşması nedir? - İrfan Tarhan

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kürtajı

rahim duvarı kalınlaşması kürtajı

Rahim Duvarı Kalınlaşması

Kadın hastalıkları, her yaştaki kadınları ilgilendiren ve toplumda oldukça sık görülen sağlık sorunlarının başında gelir. Özellikle menopozla birlikte görülen âdet düzensizlikleri ve istenmeyen kanama problemleri, hayat kalitesinin olumsuz etkilenmesinin yanı sıra bazı ciddi rahatsızlıkların da habercisi olabilir. Bu rahatsızlıklardan biri de rahim duvarı kalınlaşmasıdır.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Nedir?

Rahim dokusu, birbirinden farklı özelliklere ve görevlere sahip üç temel tabakadan oluşur. Rahim duvarının en iç kısmını oluşturan ve rahmin iç boşluğunu döşeyen epitel dokuya endometrium adı verilir. Rahim kaslarının yer aldığı ve endometriumun hemen iç kısmında bulunan tabaka myometrium olarak bilinir. Rahmin dış kısmını oluşturan ve iç organlarla rahmi birbirinden ayıran kısma ise perimetrium denilir.

Endometrium; âdet döngüsü ve gebelik gibi kadın sağlığı açısından çok önemli olayların meydana geldiği dokudur. Endometrium tabakası, âdetin gerçekleşmesinde ve gebeliğin sürdürülmesinde kritik rol oynayan östrojen ve progesteron hormonlarına duyarlıdır ve hormon etkisi altındayken birtakım değişikliklere uğrar. Östrojen etkisinde kalan endometrium hücreleri çoğalarak tabakanın kalınlaşmasını sağlarken; progesteron, dokunun olgunlaşması ve bazı maddeleri depolaması için görev yapar. Bu süreçlerin akabinde endometrium tabakası, âdet döngüsü esnasında kalınlaşma ve dökülme döngüsü gösterir.

Menopozla birlikte âdet döngüsü ortadan kalktığından, endometrium üzerindeki hormon etkisi azalır ve dokuda gerileme gözlenir. Ancak, çeşitli sebeplerle hormon etkisi bu dönemde de devam ettiği takdirde, endometrium kontrolsüz olarak kalınlaşmaya devam edebilir ve daha ciddi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Bu duruma endometrial hiperplazi veya rahim duvarı kalınlaşması adı verilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Nasıl Gelişir?

Endometriumdaki değişimler, temelde östrojen ve progesteron hormonlarının kandaki seviyeleriyle ilişkilidir. Endometrium tabakasının kalınlığını, bu dokunun ne derecede östrojene maruz kaldığı belirler. Östrojen etkisinde kalan endometrium hücreleri uyarılarak çoğalmaya başlar. Sağlıklı kadınlarda, östrojenin bu etkisi progesteronun olgunlaşma etkisiyle dengelenir. Progesteron hormonunun kandaki seviyesinin azalması ile birlikte âdet kanaması gerçekleşir.

Menopoza giren bir kadında ise östrojen ve progesteron düzeyleri azalır ve endometrium tabakası gerilemeye başlar. Ancak, östrojen düzeyinde artışa neden olan bazı hastalıklarda endometrium tabakası yeniden kalınlaşma yönünde uyarılır. Menopoz gibi hormon dengesinin değiştiği durumlarda progesteron hormonu yetersiz kaldığından, östrojenin etkisi kontrolsüz olarak devam eder.

Olağandan fazla kalınlaşan endometrium tabakası, kan desteğinden yoksun kaldıkça zaman içinde ölmeye başlar ve tabakadan dökülmeler yaşanabilir. Bu nedenle, rahim duvarında kalınlaşma olan kadınlarda ara kanamaları görülebilir. Rahim duvarı kalınlaşmasına bağlı olan kanamalar; âdet kanamasında olduğu gibi progesteron etkisinin kaybolmasından değil, östrojenin normalden fazla etki göstermesi nedeniyle gelişir.

Östrojenin kontrolsüz etkisi uzun süre devam ettiği ve tedavi edilmediği takdirde, endometrium hücrelerinde kontrolsüz çoğalma yönünde değişiklikler ortaya çıkar ve hücreler kanserleşmeye eğilim gösterir. Bir diğer deyişle, rahim duvarı kalınlaşması rahim kanseri açısından önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle, menopoz döneminde görülen anormal kanama durumlarında rahim duvarı kalınlaşmasından şüphelenilmesi ve erken dönemde tedavi alınması çok önemlidir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Neden Olur?

Kandaki östrojen düzeyinin kontrolsüz arttığı durumlar, rahim duvarında kalınlaşmaya neden olur. Bu anlamda, aşağıdaki durumlar rahim duvarı kalınlaşması nedenleri arasındadır:

- Menopoz döneminde hormon dengesinin bozulması: Menopozun tam olarak gerçekleşmesinden önce, perimenopozal dönem adı verilen bir geçiş dönemi yaşanır. Bu dönemde düzensiz âdet kanamaları ile birlikte hormon dengesinde ciddi bozukluklar görülebilir. Bu süreç esnasında östrojenin kontrolsüz yüksek seyretmesi, rahim duvarı kalınlaşması açısından risk faktörüdür.

- Hormon replasman tedavisi: Menopoz sonrası düşük östrojen seviyesine bağlı bazı semptomlar ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin kontrolü amacıyla verilen hormon replasman tedavisi, yan etki olarak rahim duvarında kalınlaşma yapabilir.

- Düzensiz âdet döngüsü: Menopozdan bağımsız olarak düzensiz âdet döngüsüne sahip kadınlarda, yüksek östrojene bağlı rahim duvarında kalınlaşma gerçekleşebilir. Yine bu kapsamda erken yaşta âdet kanaması olan, geç yaşta menopoza giren veya 35 yaş üstü kadınlar risk altındadır.

- Polikistik over sendromu: Ovülasyon adı verilen, yumurtalıktan eşey hücresinin salınma mekanizması tam gerçekleşmeyen ve hormon dengesi bozulan kadınlarda, yüksek östrojenle birlikte rahim duvarında kalınlaşma meydana gelebilir.

- Obezite: Yağ dokusunun kandaki bazı hormonları östrojene dönüştürebildiği gösterilmiştir. Yüksek yağ oranına sahip kadınlarda normalden daha fazla östrojen bulunduğundan rahim duvarında kalınlaşma riski artar.

- Bazı kanserler: Özellikle anormal östrojen üretimi ile sonuçlanan bazı yumurtalık kanserlerinde rahim duvarı kalınlaşabilir. Ailesinde rahim kanseri, yumurtalık kanseri veya kalın bağırsak kanseri olan kişiler bu açıdan risk altındadır.

- Bazı kronik hastalıklar: Diyabet, tiroit hastalığı veya safra kesesi hastalığı olan kadınlarda hormon dengesi bozulabildiğinden rahim duvarı kalınlaşması riski yüksektir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Belirtileri Nelerdir?

Rahim duvarında kalınlaşma tek başına belirgin bir semptoma yol açmaz. Ancak, östrojen etkisine maruz kalan endometriumun bir kısmı, kalınlaşmanın etkisiyle zamanla kan desteğinden mahrum kalır. Sonuçta ölen hücreler dökülür ve kanama şikâyeti ortaya çıkabilir. Bu bakımdan aşağıdaki belirtiler rahim duvarında kalınlaşmayı akla getirmelidir:

  • Menopoz sonrası görülen vajinal kanamalar
  • Âdet kanamalarının normalden daha uzun sürmesi
  • Normalden daha fazla miktarda kanama olması
  • Âdet döngüsünün 21 günden daha kısa sürmesi veya ara kanamalarının olması

Rahim Duvarı Kalınlaşması Tanısı Nasıl Konur?

Düzensiz veya anormal vajinal kanama şikâyeti ile gelen hastada, öncelikli olarak ayrıntılı hastalık öyküsünün alınması ve detaylı fizik muayene yapılması gerekir. Bunların yanında, rahim duvarında kalınlaşmanın doğrudan değerlendirildiği bazı testler mevcuttur. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Transvajinal Ultrason

Karın cildi üzerinden yapılan ultrason incelemesi, endometrium tabakasının detaylı değerlendirilmesine izin vermez. Uygun hastalarda; ultrason probu, özel bir başlık yardımıyla vajinal yoldan rahmin görüntülenmesinde kullanılır. Bu yöntemle rahim duvar kalınlığı hesaplanabilir.

Histeroskopi

Kamera yardımıyla rahim içinin görüntülenmesi anlamına gelen histeroskopi, ameliyat şartlarında vajinal yolla rahmin içine kamera gönderilmesini esas alır. Histeroskopi esnasında hekim uygun gördüğü bölgelerden biyopsi alabilir veya bazı cerrahi işlemleri uygulayabilir.

Biyopsi

Endometrium tabakasındaki kalınlaşmanın kötü huylu bir doku mu, yoksa hormon etkisiyle gelişen hücre çoğalması mı olduğunu ayırt edebilmek için biyopsi yapılması gerekebilir. Alınan biyopsi materyalinin işaret ettiği sonuca göre tedavi planı değişebilir. Biyopsi, histeroskopi esnasında veya küretaj yöntemiyle kolaylıkla alınabilir.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Tedavisinde Neler Yapılır?

Rahim duvarı kalınlaşmasında, tedavi genellikle biyopsi materyalinin işaret ettiği sonuca göre belirlenir. Buna göre, alınan endometrium örneğinde herhangi bir kötü huylu hücreye rastlanmazsa basit yöntemler tatbik edilirken; kanserleşme başlangıcı tespit edilirse daha ileri yöntemler uygulanabilir. Bu bağlamda aşağıdaki yöntemler rahim duvarı kalınlaşması tedavisinde yer alır:

Takip

Herhangi bir kötü huylu hücrenin tespit edilmediği ve belirli sınırlarda görülen basit kalınlaşmalarda, hastaya belirtilerini takip etmesi tavsiye edilebilir. Takip esnasında belirtiler gerileyebilir ve hormon dengesinin düzelmesiyle kalınlaşma ortadan kalkabilir.

İlaç Tedavisi

Östrojen etkisinin dengelenmesi amacıyla, progesteron hormonu içerikli ilaç tedavileri uygulanabilir. Progesteron hormonu ağızdan hap şeklinde verilebildiği gibi rahim içi araç (RİA) ile de uygulanabilir.

Cerrahi

Histerektomi adı verilen rahmin cerrahi olarak çıkarılması işlemi, en son noktada uygulanan girişimsel tedavi yöntemdir. Genellikle biyopsi sonucunda anormal özellikte hücreler tespit edilen hastalarda, gebelik planı ve isteği olmadığında veya menopozun tamamlandığı durumlarda uygulanır.

Kadınlarda döllenmiş yumurtanın (embriyo) rahim içine yerleşmesi için uygun ortamı hazırlamakla görevli rahmin iç duvarı kontrolsüz büyüdüğünde (kalınlaştığında) ne yazık ki kadınlarda düzensiz kanamalara ve rahim kanserine zemin hazırlayabilmektedir.

Ankara’da bulunan kliniğimde ultrasonografi, histeroskopi veya biyopsi ile rahim duvar kalınlaşmasının tanısını koyabilmekteyiz. Tanı konulduktan sonra medikal tedaviye uygun hastaları belli periyotlarda uygulanan biyopsilerle takip etmekteyiz. Ancak cerrahi gereken hastalarıma da özellikle bu hastalığın cerrahi tedavisinde altın standart olan kapalı ameliyatlarla şifa olmaya çalışıyorum. Kapalı ameliyatta hastaya büyük kesiler yapılmamaktadır. Hastaya yapılan en büyük cilt kesisi yaklaşık 1 cm uzunluğunda olmaktadır. Bu 1 cm’lik cilt kesisi çoğunlukla göbek hizasından yapılır. Bu göbek hizasından yapılan 1 cm’lik kesiden, gelişmiş teknolojiye sahip bir kamera, hastanın karnının içine yerleştirilir. Bu kamera sayesinde büyük büyütmede, dokular cerrahın karşısındaki ekrana yansıtılır ve çok titiz, hassas bir cerrahi uygulanmasını sağlar. Göbek seviyesinden yapılan bu kesi dışında, yarım santim uzunluğunda 2 veya 3 farklı noktadan cilt kesisi yapılır. Bu kesilerden içeriye yerleştirilen gelişmiş teknolojiye sahip cerrahi aletler ile ameliyat tamamlanır.

Kapalı rahim ameliyatı, hasta dostu bir ameliyattır. Çünkü bu ameliyat şekli; hastada daha az ağrı, daha az kanama, daha iyi kozmetik sonuçlar, daha çabuk iyileşme dönemi ve hastanede daha az kalma gibi birçok avantajlar bulundurmaktadır. Ameliyat süresi, tecrübeli ellerde yaklaşık olarak dakika sürmektedir. Kapalı ameliyat tekniğinde tecrübe, deneyim çok önemlidir. Yıllarca, kapalı (laparoskopik) cerrahi yapılan kliniklerde aktif olarak çalıştım ve yönettim. Binlerce kapalı ameliyat gerçekleştirerek, hastalarıma faydalı olmaya çalıştım. Ayrıca bu kapalı rahim ameliyatı şeklinin ülkemizde daha yaygın yapılabilmesi için hem kadın doğum ihtisası yapan asistan hekimlerin hem de meslek sonrası eğitim kurslarına katılan kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının eğitiminde eğitici olarak aktif rol oynadım ve rol oynamaktayım.

Kapalı Rahim Ameliyatı ile ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz, bu ameliyatı anlattığım yazımı buradan okuyabilirsiniz.

Aşağıda Rahim Duvar Kalınlaşması&#;nın nasıl gerçekleştiği, hangi kadınların risk altında olduğu, koruyucu önlemlerin olup olmadığı, tedavisi ve takibinde neler yapmak gerektiği hakkında bilgi vereceğim.

Rahim içi duvar (endometrium) kalınlaşmasının nasıl olduğunu anlamak için, kadınlarda adet döngüsünü ve bu döngüde rahmin iç duvarının (endometrium) işlevini iyi bilmek gerekmektedir. Bu yüzden yazıma kadınların nasıl adet gördüklerini kısaca anlatarak başlamak istiyorum.

Kadınlar Nasıl Adet Görür?

Rahmin iç duvarı (endometrium) hormonlara duyarlı bir dokudur. Bu doku hormonlara yanıt vererek büyüme (kalınlaşma) kapasitesine sahiptir. Bu büyüyen doku gebelik olmadığı zaman, adet kanaması ile beraber her ay kadınlarda vajenden atılır.

Ortalama adet kanaması kadınlarda gün sürmektedir. Adet kanaması bittikten sonra da yani bu günlük süre sonrasında rahmin iç duvarı (endometrium), salgılanan hormonlara yanıt vererek tekrar büyümeye, kalınlaşmaya başlar. Adet kanaması bittikten yaklaşık 10 gün sonra da en kalın seviyesine ulaşmaktadır. Bu dönem döllenmiş yumurtanın (embriyo) rahim içine yerleşmesi için en uygun dönemdir. Gebeliğin gerçekleşmediği durumlarda, rahmin iç duvarı (endometrium) sonraki gün içinde bütünlüğünü kaybetmeye başlar. Bu dönemde de adet kanaması başlar ve tekrar adet kanaması ile beraber rahmin iç duvarı (endometrium) vajenden kanla beraber atılır. Bu döngü kadınlarda ilk adet gördükleri adölesan (genç kızlık) dönemde başlayıp, adetten kesilecekleri menopoz dönemine kadar devam eder.

Rahim İçi Duvarı Kalınlaşması (Endometrial Hiperplazi) Nedir?

Endometrial hiperplazi olarak da bilinen rahim içi duvarı kalınlaşması, rahim duvarının yani endometriumun sahip olduğu bez dokularının ve bunların etrafındaki stroma dediğimiz dokuların anormal olarak büyümesi, yer yer tipik görünümlerinden sapmalar içermeleridir. Kanser öncüsü bir durum olarak değerlendirilen bu durumun rahim kanseri geliştirmesi bakımından farklı risk oranı bulunduran 4 tipi vardır.

Endometrial Hiperplazinin Tipleri

  1. Basit hiperplazi (en az riskli grup)
  2. Kompleks hiperplazi
  3. Basit atipili hiperplazi
  4. Kompleks atipili hiperplazi (en riskli grup)

Rahim İçi Duvarı Kalınlaşması (Endometrial Hiperplazi) Risk Faktörleri Nelerdir?

Rahim içi duvar kalınlaşması açısından bazı kadınlar daha fazla risk altındadır. Bu risk faktörlerini altta sırasıyla belirttim.

  1. Artmış kadınlık hormonu (östrojen) aktivitesi veya seviyesine sahip olmak.

Bu durum ya dışarıdan alınan ilaçlar ile ya da vücudun kendisinin ürettiği kadınlık hormonu (östrojen) seviyesindeki artmayla gerçekleşir.

  1. a)Dışarıdan alınan kadınlık hormonuna örnek karşılanmamış östrojen tedavisi almaktır. Bu tedavi şekli günümüzde yarattığı riskten dolayı neredeyse tamamen terk edilmiştir.

Dışardan alınan kadınlık hormonuna ikinci örnek de tamoksifen etken maddeli ilaç kullanmaktır. Bu ilaç tedavisi meme kanseri tedavisinde yıllarca başarı ile kullanılmıştır ve halen de kullanılmaktadır. Ancak bu ilaç, rahim duvar kalınlaşmasına neden olabilmekte ve menopoz sonrası dönemde rahim kanseri riskini artırabilmektedir.

  1. b) Vücudun kendisinin karşılanmamış kadınlık hormonu (östrojen) üretmesi de rahim kanseri riskini en çok arttıran durumlardır. Bu durumlar;

&#; polikistik over hastalığı

&#; menopoz geçiş dönemleri

&#; obezite, diyabet mellitus (şeker hastalığı), östrojen üreten tümörler

&#; hiç doğum yapmamış olmak, kısırlık, emzirmemek

&#; erken yaşta adet görmek, geç yaşta menopoza girmek

&#; genetik hastalıklar (Lynch sendromu, BRCA mutasyonuna sahip meme kanserli kadınlar)’dır.

 

Rahim Duvar Kalınlaşmasından Koruyucu Faktörler Nelerdir?

Doğum kontrol hapları, doğum yapmış olmak, özellikle geç yaşta doğum yapmış olmak, emzirme, fiziksel aktiviteler, diyet ve uygun kiloda olma rahim duvar kalınlaşmasından koruyucu faktörlerdir.

Rahim Duvar Kalınlaşması Ne Gibi Şikayetlere Yol Açar?

Rahim duvar kalınlaşması, yani endometrial hiperplazi kadınlarda en çok vajinal kanama şikayeti yapar. Bu durum aşırı adet kanamaları, adet arası dönemde lekelenme veya menopoz sonrası kanama şeklinde olabilir. Ancak şu husus bilinmelidir ki çoğunlukla her hangi bir şikayete yol açmaz ve jinekolojik muayene sırasında yapılan ultrasonografi ile tespit edilir. Dolayısıyla kadınlar hiçbir şikayetleri olmasa bile yıllık jinekolojik muayenelerini aksatmamalıdır.

Rahim içi Duvarı Kalınlaşması Tanısı Nasıl Konur?

Ultrasonografi

Uterus duvar kalınlığı milimetrik olarak ölçülür ve rahim içi duvar kalınlaşması değerlendirilir.

Biyopsi 

Rahim içinden biyopsi alınması ve bu alınan hücrelerin patoloji bölümünde değerlendirilmesi ile rahim içi duvar kalınlaşması tanısı konulabilir.

Histeroskopi

Fokal olarak odak düşünülen veya başarısız biyopsiler sonrasında, bir kamera yardımıyla rahmin içinin görüntülenmesini sağlayan bu yöntemle biyopsi alınabilir.

Rahim İçi Duvarı Kalınlaşması (Endometrial Hiperplazi) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavinin ilk basamağı rahim duvar kalınlığı görülen alandan biyopsi alınmasıdır. Biyopsi sonrasında elde edilen patoloji raporuna göre tedavi şekillendirilir. Eğer endometrial hiperplaziye atipili hücreler eşlik ediyorsa ve bu durumdan muzdarip kadın, doğurganlığını tamamladıysa rahim alma ameliyatı, histerektomi uygun yaklaşım olacaktır. Eğer histerektomi ameliyatı yapılacaksa da laparoskopik (kapalı) histerektomi ameliyatı altın standart tedavi şeklidir. Eğer doğurganlığını tamamlamadıysa ve çocuk istemi var ise yüksek doz progesteron tedavisi ile belli aralıklar ile alınan biyopsilerle çok yakın takip etmek gerekir.

Eğer alınan biyopsi sonrasında atipili hücreler olmadan sadece hiperplazi var ise çeşitli progesteron içeren tedavilerle; bunlar rahim içi hormonlu spiral veya ağızdan progesteron tedavileridir, belli dönemlerde tedaviye yanıtın değerlendirildiği biyopsilerle takip tedavi yapılabilir. Biyopsi sonrasında tedaviye yanıt yoksa laparoskopik histerektomi yapılabilir. Tedaviye yanıt var ise arka arkaya birkaç temiz çıkan patoloji sonucundan sonra yıllık takiplere hastalar alınabilir ve rahim alma ameliyatına gerek kalmayabilir.

Daha detaylı sorularınız için sitemde bulunan iletişim bilgilerini kullanarak iletişime geçebilirsiniz

Sağlıkla kalın..

Doç. Dr. H. Onur Topçu
Kadın Hastalıkları & Doğum-Tüp Bebek ve İleri Derece Jinekolojik Endoskopi Uzmanı

 


HASTA YORUMLARI

Onur hoca sürecin en başından ameliyat sonrasına kadar her aşamada çok destekçi ve cesaretlendirici oldu. Sürecin tüm detaylarını eksiksiz ve net bir şekilde anlatarak bizi en iyi ve doğru şekilde bilgilendirdi. Onur hocama çok teşekkür ediyor ve kesinlikle bu alanda bir doktor arayışında olanlara t avsiye ediyorum.

Arz*** A***

Rahim Duvarı Kalınlaşması K&#;rtajı Nasıl Yapılır? Rahim İ&#;inden Par&#;a Neden Alınır?

Rahim 3 tabakadan oluşmaktadır. En dış tabakasında seroza, orta kısmında miyometriyum, rahim içi kısmına ise endometriyum diğer adı ile rahim iç duvarı adı verilir. Bu duvar hem her ay bebeğin tutunması için kalınlaşır ve hamilelik olmaz ise rahim iç duvarı dökülür.

Rahim Duvarı Kalınlaşması Kürtajı Nasıl Yapılır?

Endometrial kürtajı hangi tip rahim duvarı kalınlaşması olduğunu anlamak için rahimden parça alma işlemine denilir. Rahim duvarı kalınlaşması kürtajı iki farklı şekilde yapılır:

 - Pipekke Biyopsi

 - Vakumla Kürtaj

Bu iki yöntem de lokal anestezi ile yapılmaktadır. Pipel biyopside negatif basınçlı ince kanüller kullanılır ve rahimden parça alınır. Bu işlemde hasta ağı ve acı hissetmez.

Vakum yöntemi ile rahimden parça alınması işlemi ise gebelik kürtajı yöntemine benzemektedir. Vakum ile pipelle nakülüne göre daha kalın karmen kanül kullanılarak rahim duvarlarından biyopsi alınır. Bu işleme rahim duvarı kalınlaşması adı verilmektedir.

Rahim İçinden Parça Neden Alınır?

Rahim iç tabakasındaki sağlık durumu adet kanamasının düzenini etkiler iken adet dışında da kanama olmasını engeller. Rahim iç tabakasında oluşan bir hastalık oluştuğu zaman uzun süre adet kanamaları oluşmaktadır. Rahim içi tabakasının poliplerinde, düzensiz kalınlaşmalarda, rahim kanserlerinde veya rahim ağzı kanseri öncüsü lezyonlarda bunun gibi düzensiz kanamalar oluşmaktadır.

Düzensiz oluşan kanamalarda veya beklenmedik kanamalarda kadınların kanama nedenini araştırmak için endometriyal biyopsi veya kürtaj işlemi uygulanır. Elde edilen parçalar da patoloji uzmanları tarafından değerlendirilir ve rapor edilir. 

Bu işlem esnasında rahim ağzından da parça alındığından rahim iç tabakası ile birlikte rahim ağzı hastalıklarının da teşhisi için mümkündür. Rahim ağzı kanalı ve rahim içerinden parça alınması işlemine tıpta ise fraksiyone kürtaj adı verilmektedir. 35 yaşından daha genç kadınlarda hassas bir gebelik testi ve jinekolojik değerlendirme ile gebelik durum haricinde düzensiz bir kanama için biyopsiye gerek duyulmadan ilaç tedavisi yoluna da gidilebilir. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir