rahim için esma / Rahim ne demektir? Allah'ın isimlerinde Er-Rahim ne anlama gelir?

Rahim Için Esma

rahim için esma

ER-RAHÎM İSMİ ŞERİFİ “KALPLERE ŞİFA 99 ESMA”

Er-Rahîm isminin tanımı ve Kur’ân üzerinden verdiği mesaj nedir? Er-Rahîm ismini kainat kitabında nasıl okuyabiliriz? Er-Rahîm isminin Peygamber Efendimiz (sav)’deki tecellisi nasıldır? Kalplere şifa “Er-Rahîm” ismi bana ne diyor? Er-Rahîm ismi şerifi ile dua nasıl yapılır?

Er-Rahîm: Pek ziyade merhamet edici, bilhassa müminlere rahmet eden; verdiği nimetleri iyi kullananlara daha büyük ve ebedi nimetler vermek suretiyle mükafatlandırıcı.

Kalplere Şifa Esmaül Hüsna Kartı “Er-Rahîm” İsmi Şerifi (PDF İndir)

PDF dosyasını indirmekte sorun yaşayan kardeşlerimiz Telegram kanalımıza katılıp oradan yüksek kaliteli versiyonunu indirebilir. Birr Mektebi Telegram kanalımıza katılmak için tıklayınız. 😊

ER-RAHÎM İSMİNİN TANIMI ve KUR&#;AN ÜZERİNDEN VERDİĞİ MESAJ

”Hamd, yalnız âlemlerin Rabb&#;i olan Allah&#;a aittir. O, Rahmân&#;dır ve Rahîm&#;dir.”

(Fatiha, )

Rahman ve Rahim isimleri aynı kökten türetilmiştir. Her ikisi de mübalağa ifade eder. Ancak Rahmân&#;ın mübalağası Rahim&#;den daha fazladır. Rahmân daha genel, Rahim daha özeldir.

Rahmân ve Rahîm isimleri, Yüce Allah&#;ın büyük ve geniş merhamet sahibi olduğunu gösterir. Öyle ki, O&#;nun merhameti her şeyi kuşatmış ve bütün canlıları kapsamıştır. Allah, bu kadar geniş merhametini âhirette yalnız peygamberlerin izinden giden ve kendisinden korkan takva sahipleri için yazmıştır. Allah&#;ın mutlak merhametini hak edenler bunlardır. Bunların dışındakiler ise Allah&#;ın merhametinden sadece bir pay alanlardır. (Teysiru&#;l-kerîmi&#;r-rahmân, 1/)

Er-Rahîm &#;ism-i şerif&#;i mahlûkatı arasında irade sahipleri için “muzaaf bir rahmet-i ilâhiye”yi ifade eder. Yani insandan başka her mahlûk, kendisi için tayin edilen hudut içinde kendisine verilen nimetlerden yaratılışı şevki ile faydalanır ve o huduttan dışarı çıkamazken, irade sahibi olan insanlar için yükselme imkanı verilmiştir. Bu imkan, fıtri nimetleri arttırma ve ebedîleştirme imkanıdır. Mesela, çiğneyip geçtiğimiz ot yaprağından rüzgâr dalgalarına kadar her şey bizim hayır ve saadetimize yarayan nimet hazinesidir. Sonra yaratılışımızda başka mahlûkata verilmeyen birçok kabiliyetler ve tabiat kanunlarının  bize tâbi ve emrimize olması, hep o şanı büyük Rahman&#;ın lütuf ve iyliğinin eseridir. Fakat her şeyde ve kendimizde gizlenmiş olan bu sayısız nimetleri meydana çıkarmak ve onlardan faydalanmak için çalışacağız. Bütün kabiliyetlerimizi işleteceğiz. Bu takdirde gayretlerimizin boşa gitmeyeceğini bize müjdeleyen işte bu, Er-Rahîm &#;ism-i şerif&#;idir. Çünkü bu &#;ism-i şerif&#;e göre her gayret bir mükâfatla karşılanacaktır.

Er-Rahîm ism-i şerifinin ifade ettiği rahmet  Rahman&#;ın lütfu olan rahmeti iyiye kullanarak çalışanlara bir mükafat olmak üzere verilen rahmettir ki, en az &#;bire on&#;dur. Çalışanın ihlasındaki kuvvete göre Allahu Teâlâ&#;nın daha fazla ve hatta hudutsuz ve hesapsız mükâfatları da vardır. İşte gayri meşru arzulara kapılmamanın, kötülükten korunmanın, Allah yolunda fedakârlıkta bulunmanın ehemmiyeti bu yüzdendir. Şunu kati surette bilmek lazımdır ki, -dünya için olsun, ahiret için olsun- çalışanlarla çalışmayanlar eşit muamele görmeyeceklerdir.

Dünya milletleri arasında Allahu Teâlâ&#;nın ahlakını, niteliklerini en dürüst ve en geniş bilen Müslümanlar olması icap eder. Böyle olunca, mesela bu &#;ism-i şerif&#;in hükmüne göre &#;fikri teşebbüs&#; Müslümanlar için en umumi ve en tabii bir haslet olması lazım gelirken, itiraf etmeliyiz ki, Müslümanların çoğu, bugün Müslümanlık esaslarını her zamankinden ziyade ihmal etmişlerdir. Bunun neticesi olarak dünya yüzündeki üslümanların ne duruma düştükleri de meydandadır.

RUHLARI ESEFLERE BOĞAN ACI BİR DUYGU

Uzun asırlar Müslüman yaşayan ecdadın bugünkü torunları arasında Müslümanlığı, teşebbüs fikrini öldüren, insanları atalete ve miskinliğe sürükleyen bir din sananlar türemiştir. Bu görüş doğru ise, dindar ve Müslüman ecdadımızın o silinmez izlerini nasıl izah edeceğiz? Yurdumuzu dolduran ve asırlar boyunca ihmalin, bakımsızlığın yok edemediği bunca hayır müesseseleri karşısında ne yapacağız? Hele o tarih ve ahlak kitaplarımızı dolduran ve başka milletlerde pek azına rastlanan bunca fazilet menkıbelerine, kahramanlık destanlarına ne diyeceğiz? Bu iftihar ve gurur verici izler miskin ve hakir insanların mahsulü olmak mümkün müdür? Hayır hayır, bunlar, hakiki birer Müslüman olan, Allah uğrunda yorulmak bilmez güçlü imanlı, çelik iradeli ecdadımızın izleridir. Fakat ne yazık ki, biz onları bilememişiz, gittikleri yoldan ayrılmışız, miskin sinekler gibi heva ve heves tuzaklarına yapışıp kalmışızdır.

&#;İSM-İ ŞERİF&#;E MAZHAR OLANLAR

Aramızdaki merhametli insanlar, Allahu Teâlâ&#;nın rahmet sıfatına mazhar olmuşlardır (mazhar demek, bir şeyin göründüğü yer demektir). Allahu Teâlâ&#;nın merhameti, içimizdeki merhametli insanlardan sezilir. Eğer dünyada merhametli insanlar olmasaydı ve merhamet denilen manadan ortada hiçbir nişan bulunmasaydı; Allahu Teâlâ&#;nın rahmeti öğrenilmez ve merhamet hakkında hiçbir fikir edinilemezdi.

İnsanlardaki merhamet sıfatı, Allah&#;ın Rahmet sıfatına benzer mi? Hayır asla benzemez. Allah&#;ın hiçbir sıfatının benzeri yoktur. O bütün sıfatlarında tektir, eşsizdir. İnsanlardaki merhamet, Allahu Teâlâ&#;nın merhametini bildiren bir iz, bir nişandır. Bir şeyin izi ve nişanı o şeyin ne benzeridir, ne de ondan bir parçadır. Yalnız ona delalet eden bir gölge veya bir akistir. Asıl merhamet, Allah&#;ın merhametidir. Yani merhamet kelimesinin hakiki manası, Allahu Teâlâ ile kaim bulunan manadır. İnsanlara merhametli denmesi, hakikat manasıyla değil, mecaz manası itibarıyladır. Şu halde Allahu Teâlâ&#;daki merhametle insanlardaki merhamet arasındaki münasebet yalnız kelime benzerliğinden ibarettir.

İnsanların hayatı, kudreti, bilgisi sınırlı olduğu gibi merhametleri de sınırlıdır. Hakiki cömertlik, minnetsiz, garazsız ve ivazsız olarak yapılan iyiliktir. Buna da insanlar muktedir değildir. 

Allahu Teâlâ &#;kemal-i zât&#;ı ile kâmil bulunduğu için zatına ait beklediği herhangi bir şey, bir kemal yoktur. Mutlak ve hakiki merhamet edici ancak O&#;dur. Daha doğrusu merhametli dediğimiz şahısların kendilerini yaratan O olduğu gibi ellerindeki nimetleri yaratan da O&#;dur. O nimetlerden muhtaçlara vermek üzere gönüllerinde arzu uyandıran da yine O&#;dur. Bütün bunları sahibine verdikten sonra ortada kalan şey, yalnız hayır sahiplerinin iradesi yani hayrı yapmaya vicdanlarında karar vermiş bulunmalarıdır. Fakat bu da yine Allah&#;ın verdiği serbestliğin bir neticesidir. Şu kadar ki, onlar Allah&#;ın verdiği bu serbestliği kötüye kullanmayıp iyi niyete sarf etmişlerdir. Mükâfata hak kazanmış olmaları da işte bu yüzdendir.

GERÇEK RAHMET VE ANLAMI

Bilinmelidir ki rahmet, kişiye zor gelse de veya nefsi onu hoş karşılamasa da insanlara yarar sağlamayı ve onlara fayda ulaştırmayı gerektiren bir sıfattır. Gerçek rahmet işte budur. İnsanlar arasında sana karşı en merhametli olanı, sana yarar sağlamak ve kötülükleri senden savmak için seni sıkıntıya sokandır.

Babanın çocuğa merhameti; Babanın, çocuğunu ilim öğrenmeye ve onunla amele etmeye zorlaması, onu kendisine zarar verecek arzu ve isteklerden men etmesi bu türden bir merhamettir. Baba eğer bunları yapmaz ve ihmalkar davranırsa, bu, onun çocuğuna olan merhametinin az olduğunu gösterir. Babanın, çocuğunu zorlamamakla ona merhamet ettiğini, ona acıdığını ve rahat etmesini sağladığını sanması doğru değildir. Bu, annenin çocuğuna merhameti gibi duygusal ve bilgisizlikten kaynaklanan sahte bir merhamettir.

Bu yüzden merhametlilerin en merhametlisi olan Allah&#;ın kullarına çeşitli belâ ve musibetler vermesi, O&#;nun rahmetinin bir gereğidir. Çünkü kullarına yarar sağlayacak ve onlardan kötülükleri defedecek şeyleri en iyi bilen O&#;dur. Dolayısıyla Allah&#;ın, kullarına musibetler vermesi, onları çeşitli felaketlerle sınaması, onları birçok arzu ve isteklerinden men etmesi, O&#;nun kullarına olan merhametinin bir göstergesidir. Ancak insanlar, bilgisizlik ve haksızlıklarından Rablerini belâ vermesi nedeniyle itham etmekte, O&#;nun belâ ve musibet vermekle kendilerine iyilik ettiğini görememekte ve bilememektedirler.

Rivayet edilen bir eserde şöyle denilmiştir: &#;Başına bir musibet gelen kimse Allah&#;a: &#;Allah&#;ım! Bana merhamet et&#; diye dua ettiğinde Allah: &#;Merhamet ettiğim bir şeyle ona nasıl merhamet edeyim.&#; der.&#;

Bir başka eserde ise şöyle denilir: &#;Allah bir kulunu sevdiğin de, sizden birinin hastasını koruduğu gibi Allah da onu dünyadan, güzelliklerinden ve zevklerinden korur.&#;

Bu, Allah&#;ın merhametinin tam oluşundandır; yoksa O&#;nun cimriliğinden değildir. Çünkü O, cömertlerin cömerdidir; bütün cömertlik yalnız O&#;na aittir. Bütün varlıkların cömertliği, O&#;nun cömertliğinin yanında dünyadaki bütün dağların ve kumların karşısında küçücük bir zerre misali gibidir.

Allah&#;ın emir ve yasaklarla kullarını sınaması, O&#;nun rahmet ve korumasının bir gereğidir. Allah&#;ın, kullarına emrettiklerine olan ihtiyacından veya yasakladıklarına olan cimriliğinden değildir. Çünkü O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, cömert ve kerîm olandır.

Allah&#;ın dünyada mü&#;minleri sıkıntıya sokması, onlara bela ve musibetler vermesi, kulların bu dünyaya bağlanmalarına ve burayı karar yeri edinmelerine mani olmak, asıl karar yeri olan ve sonu olmayan âhiret hayatına yönelmelerini sağlamak içindir. Allah, belâ ve musibetlerle, kullarının öteki dünyaya yönelmelerini sağlamaktadır. Allah âhirette vermek için bu dünyada vermemekte, esenliğe kavuşturmak için musibetler vermekte, diriltmek için öldürmektedir.

Allah merhametinin bir gereği olarak kullarını, merhametine güvenerek kendisine karşı gelmekten ve güzel olmayan davranışlarda bulunmaktan sakındırmaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: &#;Allah, sizi kendisiyle (kendisine karşı gelmekten) sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır.&#; Âl-i İmrân, 30

Birçok âlim şöyle demiştir: &#;Allah&#;ın kendisinden sakındırması, O&#;nun kullarına olan şefkat ve merhametinin bir gereğidir. Böylece Allah kullarını, merhametine güvenip kendisine karşı gelmekten sakındırmaktadır.&#;

(İbn Kayyim, &#;İğâsetü&#;l-lehfân&#;, 2/)

DALALET VE GAZAP

Hidayet ve merhamet (acıma) Allah&#;ın kulları üzerindeki nimetlerindendir. Bu iki nimetin zıddı, dalalet ve gazaptır.

Yüce Allah bize, her gün ve gece defalarca kendisinden, bizi nimet verdiklerinin yoluna iletmesini, gazap ettiklerinin ve dalalette olanların yolundan uzaklaştırmasını istememizi emretmektedir. Nimet verilenler hidayet ve merhamet ehli, gazap edilenler ve dalalette olanlar ise, hidayet ve merhametten mahrum bırakılanlardır. Dalalette olanların yolu, hidâyette olanların yoluna aykırıdır. Gazap edilenlerin yolu da merhamet edilenlerin yolundan ayrıdır. Bu dua, en kapsamlı, en üstün ve en etkili dualardan sayılmaktadır. Başarı Allah&#;tandır. (İbn Kayyim, a.g.e., 2/)

ER-RAHMÂN İSMİNİN KUR&#;AN ÜZERİNDEN VERDİĞİ MESAJ

&#;(Bu Kur&#;an,) Rahmân ve Rahîm&#;den indirilmiştir.&#;

Fussilet, 2

Tevbe sûresi dışında bütün sûrelerin başında Bismillâhirrahmânirrahîm &#;Rahmân Rahîm olan Allah&#;ın adıyla&#; cümlesi bulunur.

&#;De ki: &#;İster Allah diye çağırın, ister Rahmân diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O&#;nundur.&#;

İsrâ,

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve bizim âyetlerimize iman edenlere yazacağım.

A&#;raf, )

El-Hattâbî der ki: &#;Rahmân, genel olarak merhamet sahibi demektir. Bu, bütün varlıkların rızıklarını, menfaatlerini ve ihtiyaçlarını kapsayan bir merhamettir. İnanan inanmayan, iyi veya kötü herkes için geneldir. Rahîm ise yalnız inananlara has merhameti ifade eder. Yüce Allah şöyle buyurur:

&#;O, mü&#;minleri çok esirgeyicidir. &#;

Ahzab, 43

Ebû Hüreyre&#;nin rivayet ettiği kudsî bir hadiste Hz. Peygamber, Yüce Allah&#;ın şöyle buyurduğunu nakleder: &#;Ben, namazı kendimle kulum arasında böldüm. Kul, &#;Hamd, yalnızca âlemlerin Rabb&#;i olan Allah&#;a aittir.&#; dediğinde Ben, &#;Kulum bana hamd etti&#; derim. Kul, &#;O, Rahmân&#;dır Rahîm&#;dir.&#; dediğinde Ben, &#;Kulum beni övdü&#; derim&#;&#; (Müslim, )

Rahmân ve Rahîm&#;i Bir Arada Zikretmenin Faydaları

1- İbn Arabî, iki ismi bir arada zikretme nedeni olarak, Rahmân sözcüğünün aslının İbranice olmasını gösterir ve bu ismin, Arapça asıllı Rahîm sözcüğü ile bir arada kullanılması gerektiğini söyler. (Kurtubî)

2- Rahmân, Allah&#;ın genel merhametine delalet eden özel bir sıfattır. Bu yüzden bu sıfatın başkasında bulunması imkansızdır. Çünkü rahmeti dost-düşman bütün varlıkları kapsayacak bir varlık yoktur. Rahîm ise, fiillere delalet eden ve başkalarının da sahip olabileceği bir vasıftır. Bu yüzden Yüce Allah kendisini &#;Hayru&#;r-râhimîn” (merhamet edenlerin en hayırlısı) ve &#;Erhamu&#;r-râhimîn&#; (merhamet edenlerin en merhametlisi) ola rak adlandırır. (Kurtubî)

3- Rahmân ve Rahîm isimlerinin bir arada zikredilmesi, yukarıda zikredilen anlamlardan daha güzel bir başka anlamın ortaya çıkmasını sağlar. Rahmân ismi, Yüce Allah&#;ın varlığı ile kaim olan sıfata; Rahîm ise, merhamet edilenle ilgili sıfata delalet etmektedir. Buna göre birincisi vasıf için, ikincisi de fiiller için kullanılmaktadır. Birincisi merhametin Allah&#;ın bir vasfı ve niteliği olduğunu; ikincisi de bu merhamet vasfı ile kullarına merhamet ettiğini göstermektedir.

Bunu iyi anlamak istiyorsan şu âyetleri iyi düşün: “O, mü&#;minlere çok Rahîm (merhamet eden)&#;dir.&#; (Ahzab, 43), &#;O, onlara (karşı) çok şefkatli ve çok Rahîm (merhametli)&#;dir.&#; (Tevbe, ). Kur&#;an&#;da hiçbir âyette &#;O, mü&#;minlere çok Rahmândır&#; geçmemiştir.

Bu, Rahmân&#;ın merhamet sahibi olduğunu; Rahim&#;in ise sahip olduğu bu merhametle varlıklara merhamet ettiğini göstermektedir. Bu ince farkı, başka bir kitapta bulamazsın. Eğer kalp aynanı bu isme tutar ve onu teneffüs edip yansıtırsan, bu farkı daha iyi anlarsın. (Bedâiu&#;l-fevâid, s. )

O halde Rahmân ve Rahîm sıfatlarını bir arada zikretmenin faydası, Allah&#;ın özel ve genel merhametinden ve bu dünyadaki ve âhiretteki merhametinden yararlanmaktır. (Bedâiu&#;l-fevâid, s. )

ER-RAHMÂN İSMİNİ KAİNAT KİTABINDA OKUMAK

&#;Allah&#;ın Rahmetinin Eserlerine Bak&#;  (Rum, 50)

Bu varlıkta Allah&#;ın genel ve özel rahmetinin eserlerine bir dön de bak. Bu rahmeti ile bizlere peygamberler gönderen, kitaplar indiren, bizleri bilgisizlikten kurtaran, dalaletten hidayete ileten, yanlışlık ve sapıklıklardan doğruya çıkaran, körlükten kurtarıp görmemizi sağlayan O&#;dur. Bizler O&#;nun rahmet ve merhameti ile isimlerini, sıfatlarını ve fiillerini öğrendik. Böylece O&#;nun Rabb&#;imiz ve Mevlâmız olduğunu bildik. O, merhameti ile bize bilmediklerimizi öğreten, bize yararlı olan dinî ve dünyevî maslahatlarımızı gösteren, merhametiyle güneş ve ayı yaratıp insanların faydasına sunandır. O&#;nun gece ve gündüzü yaratması, yeryüzünü bir döşek gibi sermesi, onu yaşama elverişli hâle getirmesi, ölü ve dirilere bir toplanma yeri yapması, yağmur yüklü bulutlar yaratması, yağmur yağdırması, insanlar için sebze ve meyveler, hayvanlar için otlar ve meralar var etmesi, hep O&#;nun merhametinin bir eseridir. O bu merhameti ile, insanların ve diğer hayvanların yapılarına merhameti yerleştiren, böylece birbirlerine merhamet etmelerini sağlayandır.

İnsanların ve hayvanların kendi aralarındaki merhamet duygusu, Allah&#;ın merhametinin bir eseridir. O, rahmet kelimeden kendisine Rahmân ve Rahîm isimlerini türeten, en geniş ve kapsamlı sıfatının merhamet olduğunu ilan edendir. Allah, bu sıfatının bir gereği olarak rahmetinin gazabını geçtiğini yazdı. Bu pek ve önemli yazgısı, bütün kullarına verdiği bir merhamet, günahları affetme ve bağışlama, onları cezalandırmama, ayıpları örtme ve kendilerini bilgi sahibi yapma sözü oldu.

O&#;nun öfkeden hoşnutluğa ve cezalandırmadan bağışlamaya dönmesi rahmetinin bir eseridir. Erkek canlılar için kendi cinslerinden dişiler yaratması, soylarının tükenmemesi ve çiftlerin karşılıklı birbirlerinden yararlanması için aralarına sevgi ve merhamet bağı koyması, herkesin ihtiyaçlarını karşılaması için varlıkları birbirine muhtaç etmesi, Allah&#;ın geniş merhametinin eseridir. Eğer Allah, hiç kimseyi ihtiyaç sahibi kılmayıp herkesi zengin yaratsaydı, dengeler bozulur ve dünya yaşanmaz hâle gelirdi. Allah&#;ın zengin ve yoksul, azîz ve zelil, güçlü ve güçsüz, yöneten ve yönetilenler yaratması, sonra da hepsini birbirine muhtaç etmesi ve merhametiyle hepsini kuşatması, O&#;nun merhametinin bir eseridir.

Yüce Allah yüz parça merhamet yaratmıştır. Her merhametin arası yerle gök arası kadardır. Bu merhametlerden sadece bir tanesini yeryüzüne indirmiştir. İşte bu bir parça merhametle bütün insanlar ve diğer canlılar birbirlerine merhamet etmektedir. Annelerin çocuklarına merhameti, kuşların, vahşi hayvanların ve diğer bütün canlıların yavrularına merhamet etmesi bu bir parça merhametle gerçekleşmektedir. Dünya düzeninin ayakta kalması ve varlıkların varlıklarını devam ettirmeleri bu merhametle olmaktadır. 

Varlıklar için belirlenen süre geldiğinde Yüce Allah, yeryüzüne indirdiği bu bir parça merhameti tekrar katına kaldıracak, böylece gebe canlılar karınlarındakini atacak, anneler de süt verdikleri çocuklarını bırakacaklardır. Allah, yeryüzüne indirdiği sonra da kaldırdığı merhameti katındaki doksan dokuz merhamete ekleyecek ve merhametini yeniden yüze tamamlayacaktır. Bu geniş merhameti ile kendisini birleyenlere, peygamberlerini tasdik edenlere ve onların izinden gidip kendisine itaat edenlere merhamet edecektir.

Eğer bu varlık âlemine basiretle bakacak olursan, denizin suyla, havanın havayla dolu olduğu gibi yeryüzünün de bu bir parça merhametle dolu olduğunu ve bu merhametin dışında bir şey olmadığını görürsün. Bu, “Merhametim gazabımı geçmiştir.” (Buhârî, ; Müslim, ) sözünün bir gereğidir. Ancak bilinmelidir ki geçilmiş (gazap) yavaş da olsa mutlaka onu hak edenlere yetişecektir. Bu, Allah&#;ın merhametiyle çelişmez. Çünkü bunda bir hikmet ve amaç vardır. O, hüküm verenlerin en Hâkimi ve merhamet edenlerin en merhametlisidir. (İbn Kayyim, &#;Muhtasaru&#;s-savâi&#;ki&#;l-mürsele&#;den özetle, s. )

Ey insan! Bütün bunlar, Allah&#;ın seni herkesten daha fazla sevdiğinin ve hiç kimsenin sana veremeyeceği değeri verdiğinin göstergesidir. İşte, sayısız nimetin zarfı olan kâinat ve onun kral dairesi olan dünya bu sevginin şahididir. 

ER-RAHÎM İSMİNİN PEYGAMBER EFENDİMİZDEKİ TECELLİSİ

Kur&#;anda Rahîm isminin mesajını da özetleyen bir âyet var; &#;İste size (kendi) içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin (dünya ve ahirette) sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. (Yaşadığınız her sıkıntıyı yüreğinde hisseder. Çünkü) O, sizin üzerinize titreyip durur, mü&#;minlere karşı şefkat (Raûf) ve merhametle (Rahîm) doludur.&#;

Âyet, mesajını Peygamber Efendimiz üzerinden veriyor. Allah katında, Rahîm ismi sizin de sıfatınız olsun istiyorsanız, mü&#;minlerin sıkıntılarına kayıtsız kalmayacaksınız. Mü&#;min kardeşinin derdiyle dertlenmenin de sünnet olduğunu unutma!

Rahmân ve Rahîm ismi, Peygamber Efendimizde bütün insanlara rahmet olma, rahmet olduğu insanlar için de &#;mü&#;minlerle kardeş olma ahlakı&#; şeklinde tecelli etmiştir. Peygamber Efendimizde hangi esmanın baskın olduğu sorusunun cevabını şu ayetten öğreniyoruz: “(Ey Muhammed) Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.&#; (Enbiya, )

Bu iki esmânın tecellisinin bir sonucu olarak, Peygamber Efendimizin hayatında şunu görüyoruz. Yaratıcıya sevgi arttıkça, yaratılanlara da sevgi artıyor. Yaratana sevginin sağlaması, yaratılanlar üzerinden yapılıyor.

KALPLERE ŞİFA “ER-RAHÎM” İSMİ BANA NE DİYOR?

MERHAMETLİ İNSANLARIN YAPMASI GEREKEN ŞEYLER 

1- Daima Allahu Teâlâ&#;ya şükretmeli ki, kendilerini, bu meziyete layık görmüştür.

2- Hayırlı işlerde kullanıldığından dolayı katiyen onurlanmamalıdır. Çünkü o imkânı veren ve bu meziyeti yaratan Allah&#;tır. Eğreti bir vasıfla onurlanmak, olgun insanların kabul edeceği bir şey değildir.

3- Kendine bahşedilen bu meziyetten Allah&#;ın kullarını elinden geldiği kadar faydalandırmaya çalışmalı ve bu uğur da zahmet ve meşakkat görse bile tahammül etmeli ve bunu yaparken yüreğinde dileği yalnız Allah&#;ın rızası olmalıdır. O zaman bu uğurdaki çalışmaları bir ibadet olurda Allah&#;tan mükâfatını görür, kazancı yalnız dünyada eline geçenden ibaret kalmaz.

4- Yaptığı iyiliği, iyilik ettiği insanların başına kakmamalı; çünkü bu hal iyiliğin sevabını öldüren çirkin bir iştir. Halbuki Allahu Teâlâ eğer başkalarının yardımına muhtaç insanlar yaratmasaydı servet sahipleri ellerindeki servetleri ile Allah&#;a yarar bir iş yapmaya fırsat bulamazlardı. Şu halde aramızda bir takım aceze ve fukaranın bulunması da bir nimettir. Onlar ücretsiz emanetçidir, kendilerine burada verilir, ahirette fazlasıyla alınır.

İYİLİK GÖRENLERİN YAPMASI GEREKEN ŞEYLER

1- Onların yüzünden faydalandıkça kendilerine teşekkür etmeli ve her zaman onları iyilikle anmalı. Çünkü Allah iyilik bilenleri sever, nankörlük edenleri sevmez.

2 &#; Yüzünden iyilik gördüm diye onları mabut derecesine çıkarıp da kendilerine tapmamalı, her iyiliğin, her yardımın Allah&#;tan geldiğini ve mahlûkatın bu hususta nihayet birer vasıta, birer alet olduğunu bilerek asıl iyiliği yaratanla ona vasıta olanları güzelce ayırt etmeli ve her birinin sanına layık bir suretle sevgi ve saygı göstermelidir.

ER-RAHMÂN, ER-RAHIM &#;İSM-İ ŞERİF”İNİN ZEVKİNİ DUYANLAR

Bu zevki duyan gönüllere yeis ve ümitsizlik giremez. Ne kadar darlık ve ızdırap içine düşerse düşsün, Allahu Teâlâ&#;nın mutlaka onu selamete çıkaracağına emindir. Çünkü kati surette bilir ki, O merhametlilerin merhametlisi, kerimlerin ekremidir. İnsanlar arasında intihar faciasının ümitsizlikten, bunun da çok defa Rahman ve Rahîm sıfatlarının sahibi bulunan Alla hu Teâlâ&#;ya imansızlıktan ileri geldiğine şüphe yoktur.

ER-RAHMAN VE ER-RAHİM İSİMLERİNİ BİLMENİN FAYDALARI

1- Kendine acıyıp, cehennem ateşinden kurtulmaya ve cenneti kazanmaya çalışmandır. Bunu ancak Allah&#;ın emir ve ya saklarına uyarak, sınırlarını koruyarak, hoşnut olacağı ameller işleyerek ve hoşlanmadığı fiillerden kaçınarak yapabilirsin. Bunun yanında kendini rahmet sıfatıyla donatmandır. Bu sıfatla boğulmakta olanlara, sıkıntı içinde bulunanlara, susuz ve açlara yardım etmelisin. Bunu kendine bir görev bilmelisin.

Allah&#;ın sevdiği bir diğer amel, başkalarını kendine tercih etmendir. Yüce Allah bu davranışı şöyle övmektedir: &#;Kendilerin de bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler.&#; (Haşr, 9)

2- Eğer ihsan sahibi kimselerden olmak istiyorsan, Allah&#;ı görüyormuş gibi O&#;na ibadet et. Bu, seni daha çok Allah&#;ın merhametine yaklaştıracaktır. (Kurtubî)

3- Kul, varlıklardaki merhamet ve şefkat eserlerini gördükten sonra daima Yüce Allah&#;ın rahmet ve lütfunu dilemelidir.

Rahîm ismi, senin de sıfatın olsun istiyorsan, mü&#;minlerin sıkıntılarına kayıtsız kalma. Mü&#;min kardeşinin derdiyle dertlenmenin sünnet olduğunu da unutma!

ER-RAHÎM İSMİYLE DUA 

Ya Rabbi! Sen, bütün mahlûkata merhamet eden, mü&#;min-kâfir ayırt etmeden her insana nimet veren Rahmân&#;sın. Sevmene sevmekle, tanıtmana bilmekle, merhametine hürmetle mukabele etmeyi bizlere nasip eyle! Merhameti, bizim de en baskın özelliğimiz eyle.

Sen, bizi seven, sevdiği için de, neye muhtaçsak onları bize verensin! Ne olur! Verdiğin nimetlerden, vermemiz gerekeni vermekle Sana olan sevgimizi gösterebilmeyi bizlere nasip eyle!

Merhametle dolmayı, sevgi olup taşmayı, bilge olup yaşamaya inandığımız değerler adına güzel örnek olmayı bizlere nasip eyle!

Merhametini merhametimiz eyle! Bizleri sevginin zengini, kin, nefret ve düşmanlığın yoksulu eyle!

Ya Rabbi! Sen, Seni seveni, ahirette cennetinde, cennetle sevindiren Rahîm&#;sin. Ne olur Seni, Senin istediğin gibi sevebilmeyi ve ne olur, Senin tarafından en çok sevilen kulların arasına girebilmeyi bizlere nasip eyle!

Sen Rahîm&#;sin! Daha dünyaya gelmeden ana rahminde bizleri misafir edensin. Orada bize ruh üfleyen, orada bizim kişilik ve karakterimizin nüvelerini fıtratımıza derç edensin. Ne olur! Senin razı olacağın bir kişilik ve karakterin sahibi olmayı bizlere lütfeyle!

Ya Rabbi! Ne olur, bizlere esmâ ile ahlaklanma yolunda yardım eyle! Bu isimlerin Peygamber Efendimizdeki tecellisi olan merhamet ve kardeşlik ahlakını, bizim de ahlakımızın ayrılmaz parçası eyle!

SONUÇ 

Rahmâniyet, varlığın arşını kuşatan bir merhamet tecellisidir.

Rahîmiyyet, Hakk&#;ın müminlere karşı duyduğu özel bir merhametin belirtisidir.

Rahmâniyet, bütün varlığı kuşatır. Varlığın arşını istiva eder. Hiçbir varlık, rahmâniyetin dışında kalmaz. İblis dahi, Rahmâniyetin gölgesindedir.

Rahîmiyyet ise, Hakk&#;ın özel bir şefkati, ref&#;eti ve merhametidir.

O halde rahmâniyet, dilesin dilemesin bütün varlığa yöneliktir.

Rahîmiyyet ise, muhtaç olanların talebi ve dileğiyle gerçekleşir.

Rahîmiyyet, muhtaç olana dönüktür. Bütün varlık, kendisini var edene muhtaçtır ve merhamet dilenir. Merhamet dileyene rahmetiyle tecelli eden Hak, rahîmdir. Rahmet, esirgeyiştir. Rahmet, Besmele&#;nin sırlarındandır.

Allah, rahmetiyle her şeyi kuşatır, rahîmiyyetiyle de müminleri esirger. Her şey O&#;nunla, O&#;nun rahmetiyle ayaktadır, sürer ve korunur. Hak, rahîmiyetiyle, müminleri dünyada da ahirette de esirger. Bu, O&#;nun rahmetindendir. Rızık verir, çare eriştirir, gözetir, esirger ve büyütür.

Esirgemenin kusursuzluğu, meyvesinin olgunluğuyladır. Var olan eksiktir, Var eden kusursuzdur. Var olan, muhtaçtır, Vareden&#;in kimseye ihtiyacı yoktur, var ettiklerinin tümü Kendisi&#;ne muhtaçtır. 

Rahmân&#;la Rahîm&#;in arasındaki nüansı da ima eden bir sır&#;. Rahîm olan, müminlere sonsuz mutluluk ve huzur bağışlayacaktır. Bu, mutlak güzelliktir. Hakk&#;ın ihsanıdır.

Efendimiz (s.a.v.), &#;Allah&#;ın ahlakını ahlak edininiz&#; diye emretmiştir.

O halde, mümin kişi, Hakk&#;ın Rahîm sıfatıyla sıfatlandığında, kardeşlerine yardım edecek, onları esirgeyecek, koruyacak ve huzur verecektir. Bunun için nefsinde Hakk&#;ı idrak etmelidir. Hakk, neftse bilinir ve bulunur. Hakk&#;ın rahîmiyyeti de nefste gerçekleşir.

Madem rahîmiyyet esirgemek, bağışlamak ve yardım etmektir, o halde, kişiye düşen, şerrin, kötülüğün ve günahın da olduğu bu dünya hayatında, hayrın, iyiliğin ve sevabın asıl olduğu bilincine ulaşmaktır. Bu dünyada hayrın egemen olduğu bilinciyle davranan mümin, her şeyi yerli yerine koymaya çalışacak ve rahîmiyyete mazhar olacaktır.

KAYNAKLAR:

  • Ali Osman Tatlısu, Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi
  • İmam Gazali, Esmâü’l-Hüsnâ Kitabı
  • İbnu’l-Kayyım el-Cevziyye, Esmâü’l-Hüsnâ
  • Mahmut Toptaş, Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi
  • Veli Tahir Erdoğan, Peygamber Efendimiz(sav) Örnekliğinde 99 Esmâ Bana Ne Diyor?
  • Nurettin Durman, 99 Yazar 99 Esmâ
  • Furkan TV Esmâü’l-Hüsnâ Serisi

Yazımızda bulunan alıntıların telif hakkı yazarlarına/yayınevlerine aittir.

Er-Rahman

Tüm vasıfları ve isimlerinin manalarıyla âlemleri var eden, İcabında sıkıntı verici hallerle kemale ulaştıran, Esirgeyici ve bütün mahlûkatına rahmetiyle muamele edendir.



Er-Rahîm


Çok merhamet edici, bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere merhamet eden sonsuz nimetleriyle onlara cennet hayatı bağışlayandır.



Ey hayatın ve ölümün Sahibi olan Allah&#;ım!


Ey merhametlilerin en Merhametlisi olan Allah&#;ım!


Rahman ve Rahîm İsminle sar ruhlarımızı!


Rahmet yağmurları gibi yağsın kalbimize,


Senin sonsuz merhametinden damlalar.


****


Kalbini Meleklerin yıkadığı Resulünün (s.a.v) merhamet dolu kalbiyle birleştir kalplerimizi!


En Güzel Sözle ve merhametle uyanalım her yeni güne.


Duyduğunda Ömer&#;in (r.a) gözlerini yaşlarla dolduran ve kalbini yumuşatan,


İlahi Kelamınla dolsun kalbimiz bugün Allah&#;ım!


Ya Rahman! Ya Rahîm!


Bizi esirge!


Bizi bağışla!


Bize merhamet et!


****


Kimsesiz çocukları sıcak yuvalarına döndürebilmek için bir gün,


Bir gün, yün eğiren, iplik dokuyan,


Ve secdeye kapanıp sessizce dua eden anaları bulmak için,


Bir cami avlusunda abdest alırken,


Geçmişin yükünü de ceketiyle çıkarıp Sana yönelen ihtiyarlar için,


Merhamet ve şefkatle doldur kalplerimizi!


Onlara yaklaşmak için uzatırken ellerimizi,


Sen de tut ellerimizden bizim Rabbim!


Bizi sana yaklaştır!


***


Ya Rahman! Ya Rahîm!


Bizi bağışla!


Bize merhamet et!


Rahmetinle muamele et bize Rabbim!


Ve Rahîm İsminle karşıla ahirette!


Dehşetinden bebeklerin saçlarının ağardığı o günde;


Rahîm İsminle karşıla bizi!


****


Sıkıldığımızda, bunaldığımızda,


Çaresiz ve yalnız hissettiğimizde kendimizi,


Göklerden Rahmet olarak indirdiğin


İlahi kelamınla kuşat kalplerimizi Allah&#;ım!


Yunus&#;a (a.s) dost olan dalgalar gibi tıpkı,


İnşirah bulalım yalnızlığımızın en karanlık yerinde Ayetlerinle!


****


Ya Rahman! Ya Rahîm!


Kalplerimize merhamet ver!


Ve bize merhamet et Allah&#;ım!


Sen merhametlilerin en merhametli Olanısın!


Ne kadar payımız kaldıysa bu hayattan;


Beyaz nilüferlerin kucakladığı bir damla gibi tıpkı,


Sarmalayalım bütün mazlumları biz de merhametle!


Sana olan şükrümüz ve Rahman İsminin tecellisiyle el uzatalım yetimlere!


Evladımızı sever gibi sevelim bütün çocukları Allah&#;ım!


Gurbetten haber bekleyen anaların gözlerindeki yaş olalım!


Senin sonsuz Merhametinden milyonlarca damlayı dağıtalım dünyaya!


Biçare bir yüreğe dokunduğumuzda Senin Merhametini hatırlayalım!


****


Ya Rahman! Ya Rahîm!


Sonsuz Keremin ve Rahmetinle aydınlığa çıkart bizi Allah&#;ım!


Bizi aydınlat!


Rü&#;yet nasip et bize!


Sonsuz Merhametinle merhamet et!


İman ve merhamet asırlık çınarlar gibi kök salsın kalplerimizde!


****


&#;İnsanların dağılmış pervane gibi olduğu O Gün&#;


Bize merhamet et!


&#;Dağların atılmış renkli yünlere döndüğü O Gün&#;


Bize merhamet et!


&#;Yer şiddetle sarsıldığı, içindeki ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insanın &#;ona ne oluyor&#; dediği zaman&#; (Zelzele Sûresi 1- 5 Ayet meali)


Bağışla bizi!


&#;Kabirlerin içindekiler çıkarıldığı ve kalplerin içindekiler açıklandığı zaman&#;(Âdiyat Sûresi Ayet meali)


Bize merhamet et!




&#;Gök yarıldığı ve kendisine lâyık olduğu gibi Rabbini dinleyip O&#;na boyun eğdiği;


Yer uzatıldığı içindekileri dışarı atıp boşaldığı ve kendisine lâyık olduğu gibi Rabbini dinleyip O&#;na boyun eğdiği zaman&#;&#; &#;(İnşikak sûresi Ayet meali)


Bize merhamet et!


&#;Göklerin yarıldığı, yıldızların dökülüp yayıldığı, denizlerin birbirine karıştırıldığı, kabirlerin içi dışına çıkarıldığı zaman&#; (İnfitâr Suresi Ayet meali)


Bize merhamet et!


&#;Güneşin dürülüp söndüğü;


Yıldızların dökülüp karardığı;


Dağların yürütüldüğü;


Gebe develerin başıboş bırakıldığı;


Vahşi hayvanların bir araya getirildiği;


Denizlerin kaynatıldığı;


Canların bedenlerle birleştirildiği;


Kız çocuğuna hangi suçtan dolayı öldürüldüğünün sorulduğu;


Amel defterinin açıldığı;


Gökyüzünün yerinden oynatıldığı;


Cehennemin alevlendirildiği;


Ve Cennetin de yaklaştırıldığı zaman&#;&#; (Tekvîr Suresi 1- 14 Ayet meali)



Güneşin büyüklüğünce merhamet et bize!


Yıldızların sayısınca merhamet et Allah&#;ım!


Denizdeki damlalar adedince merhamet et bize!


Cennetini bize yaklaştır Allah&#;ım!


Rahman İsminle bağışla bizi!


Rahîm İsminle merhamet et!


Âmin! Âmin! Âmin!


Ve&#;lhamdülillahi Rabbil Âlemin!












Er-Rahman Er-Rahim

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir